AKTÜEL: Geçmiş geleceği belirliyor

Geçmişin gelecek üzerinde her daim bir etkisi bulunuyor. Hayatımıza girmiş eşya ve araçların günümüzdeki tasarımlarını neden geçmişteki tasarımlar belirliyor? ABD’nin Nevada eyaletinde yaşayan Jacob Davis, Letonya asıllı Yahudi bir terzidir. 1872’de bir kadın müşterisi, kocası için dayanıklı bir iş tulumu dikmesini ister. Davis bunun üzerine toptancıdan dayanıklı bir kumaş satın alıp birçok cebi olan bol bir pantolon diker. Bu ceplerden biri saat koymak içindir ve daha küçüktür. Dikişlerin zayıf noktaları bakır perçinlerle perçinlenmiştir.

Kot pantolon
Bu pantolon geniş kabul görür. Davis bunu mavi denim (kot) kumaşından dikmeye başlar. Pantolon giyildikçe solmakta ama dayanıklı olduğu için yırtılmamaktadır. Artık siparişler çoğalmış, kendisi yetiştiremez hale gelmiştir. Bir an önce bu modelin patentini alması gerekir. Ama buna parası yetmediği için toptancısının yardımına başvurur. 1873’te patenti toptancısının adına almış ve bugün yılda 20 milyon kot pantolon üreten Levi Strauss& Co (Levi’s) doğmuştur.
O günden bu yana pantolonun kumaşı değişmediği gibi, artık cep saatleri olmasa da küçük cep tasarımı aynen devam etmiştir. Dikiş teknikleri gelişmiş ve daha dayanıklı iplikler üretilmiş olsa da perçinler de korunuyor. Ama en ilginci, kuşaklar boyunca madenciler, kovboylar, çiftçiler, oduncular tarafından giyilen yıpranmış pantolon görünümünü vermek için kumaşlar artık fabrikada eskitiliyor.

Bilardo topları eskiden kauçuk yerine fildişinden yapılırdı.
Bilardo topları eskiden kauçuk yerine fildişinden yapılırdı.

Kopya tasarımlar
Kot pantolon, bir nesnenin artık herhangi bir fonksiyonu kalmasa da bazı tasarım özelliklerinin devam ettirilmesini ifade eden ve ‘skömorfizm’ adı verilen olguya iyi bir örnek. Bu terimi ilk kez 1890’da arkeolog Henry March kullanmıştı.
Londra’daki New College of Humanities’de teknoloji felsefesi öğretim üyesi Dan O’Hara’ya göre, ürünlerin belli görünümde olmalarını bekliyoruz. Pantolona eklenen bakır perçinlerin herhangi bir işlevi olmasa da o görünüme alıştığımız için bu perçinler kullanılıyor hala.

Otomobil tasarımları
Otomobilde de benzer özelliklere rastlıyoruz. İlk üretilen otomobiller atı olmayan at arabası görünümündeydi ve daha sonraki modellerde de benzer özellikler korundu. Hatta otomobilin çekiş gücü bile beygir gücü ile ifade edilmeye devam etti.
Bugün otomobil piyasasına elektrikli araçlar gibi yeni teknoloji ürünleri girmiş olsa da kamuoyunun otomobili belli bir şekilde görmeye alışmış olması, tasarımdaki yenilikleri sınırlayabiliyor. Örneğin elektrikli otomobilde aküler eskisi gibi ısınmadığından soğutma ızgarasına ihtiyaç olmadığı halde tasarımlar yine estetik kaygıyla ızgaralı yapılıyor.

İlk otomobillerin tasarımı at arabalarına çok benziyordu.
İlk otomobillerin tasarımı at arabalarına çok benziyordu.

Kredi kartı
Bu olgu aslında bir ürünün başka bir ürünmüş gibi sergilenmesini içeriyor. Örneğin salonlara geçmişteki tahta döşemeli görüntüyü vermek için parke kullanılıyor, veya plastik taraklar eski kaplumbağa kabuğundan tarakların deseniyle bezeniyor, ya da kauçuk bilardo toplarına eski fildişi görüntüsü veriliyor. Ve bu uygulama medeniyetin başlangıcı kadar eski.
Kredi kartı ilk kez 1950’de kullanıma girdi. O’Hara ilk 2000 kartı incelediğinde hepsinin ortak özelliği olarak üst köşelerinin yuvarlanmış olduğunu görüp, bunun dizin (indeks) kartlarından esinlendiği sonucuna vardı. Bugün bütün kredi kartları standart şekilde yapılıyor.

İş kontaklarını kolay bulmak amacıyla düzenlenen dizin (indeks) kartları
İş kontaklarını kolay bulmak amacıyla düzenlenen dizin (indeks) kartları

Q klavye
Burada aslında tasarımların geçmişte verilmiş kararlarla sınırlanması söz konusu. Bilgisayar klavyeleri de buna iyi bir örnek. Bugün kullanılan Q klavyelerin tasarımı 1870’lere dayanıyor.
Gazete editörü Christopher Latham Sholes, daktilolarda tuşların hızla art arda basılması sonucu sıkışmasını önlemek için, birbirini sık takip eden harfleri yan yana koymak yerine birbirinden uzaklaştırmak ve hızı azaltıp sıkışmayı önlemek amacıyla Q klavyeyi yapmıştı.
Daha sonra gelen teknolojilerde aynı sorun olmasa da aynı tasarım devam ettirildi.
Uçaklardaki kokpit açısından da benzer bir durum söz konusu. Dijital teknolojinin gelişmesine rağmen en modern uçaklarda bile kokpit panellerinde analog göstergeler, düğmeler ve mekanik kollar yer alıyor hala.

Q klavye 1870'lerde daktilodaki tuş sıkışmasını önlemek amacıyla geliştirilmişti.
Q klavye 1870’lerde daktilodaki tuş sıkışmasını önlemek amacıyla geliştirilmişti.

Soldan ve sağdan akan trafik
Yollarda da aynı durum geçerli. Roma döneminden 1700’lere dek trafik genellikle yolun solundan aktı. Kimi uzmanlar bunu at üzerinde yolculuk yapanlar açısından ideal oluşuna, sol elle atın dizginlerini tutarken sağ ellerini de karşıdan gelen yolculara karşı savunma için serbest bırakmasına bağlıyor.
Daha sonra ise güçler değişti. ABD’de 20’ye yakın hayvanın çektiği ve uzun mesafe mal taşıyan vagonlar yollarda yaygınlaşmaya başladı. Bunların sürücüsü ise sağdan gitmeyi tercih ediyordu. Bunlar en arkada ve en soldaki at üzerine biniyor, böylece karşı yönden gelenlerin tehlikeli biçimde yaklaşmamasını sağlıyordu.
Diğer trafik de bu şekilde akmaya uyum sağladı. Yüzlerce yıllık sağdan akan trafik ABD’de caddelerin tasarımına işlemiş oldu.
Etrafımıza baktığımızda eskiden kalan, çok aşina olduğumuz tasarımlarda saklı böyle birçok ipucu buluruz aslında.

BBC TÜRKÇE