AKTÜEL: Radyo Beşiktaş gündem yaratıyor.

Neşe Berber Radyo Beşiktaş’ta , Murat ÖZDEMİR’i konuk etti”

“O bir eski futbolcu, o bir kabataşlı, beşiktaşlı muzisyen, besteci, soz yazari,,,, ama herseyden once bir gonul insani… Su siralar yepyeni bir projenin icinde. Toplumsal olaylara dokunan sarkilarla kitlelerin sesi olmak amaci. Bunu da kendini en iyi ifade ettigi muzigiyle yapiyor. Derdi para asla degil, o bizim yaralarimiza merhem olmak istiyor, bir nebze daha duyarliliklarimiza katki yaparak uyanmamizi istiyor. Biraz daha el ele olalim, birlik olalim, “ancak bu sekilde dur diyebiliriz ya da degistirebiliriz” diyor. Farkinda olmak onemli ama yeterli degil, harekete gecelim istiyor. Beşiktaş’a bir tribün marşı yapmış, ama hep mutlu umutlu olsun, hep bir ağızdan güzel sözler çıksın istemiş, Müzik olmadan o tezahüratlar nasıl çıkar, tribün nasıl coşar ki diyor!
Müzik spor’dan siyaset’e kalpten kalbe giden yolumuz diyor.
Bakın başka neler söylüyor.

Murat bey biz sizi sinema dizi muzik piyasasından uzun zamandır tanıyoruz.
Son donemde farklı projelerle cıkıslar yapıyorsunuz.
Yeni yıl sarkısı, sevgililer günü sarkısı gibi özel ve insana umut veren bestelere
imza atarken aynı zamanda da birtakım sosyal sorunlarımıza da parmak basıyorsunuz.
Amacınızı tam olarak sizden ögrenebilir miyiz?

Amacım tam anlamıyla üretim yani yazmak ve yeni şarkılar bestelemek. Özel günler projem *HER AYA BİR ŞARKI* fikri ile ortaya çıktı. Her ayın özelleşmiş ve toplum tarafından kabul edilmiş özel günlerine bir şarkı yazmak hem beni mutlu ediyor hem de dinleyenlerin duygularına tercüman oluyorum. Bu sayede onların beğeni ve sevgilerini almak yapmak üzere geldiğim şeyi yaptığımı gösteriyor.

Sosyal sorunlara da dokunmak her duyarlı birey gibi benim de yaptığım bir şey. Ama elimde müzik varken çok sayıda insana ulaşmak daha kolay ve etkili olacağı için ben de düşüncelerimi müzik ve sözlerle iletmeye karar verdim.

Yılbaşı’nın ertesi gün uyanan insanların beklentisini komik ve gerçekçi bir dil ile ilfade ettiğim Sevgilin Olsun şarkısı çok kişiyi mutlu etti.

Sevgililer günü için yazdığım Aşk Olsun şarkım hayattan aşk bekleyenlerin aslında neler ile mücadele verdiğini ama aslında gönülde hep aşk beklentisi olduğunu ifade ettim

8 Mart Dünya kadınlar günü için yazdığım etkileyici şarkı ise o kadar doğru bir zamanda devreye girdiki tatsız olaylar yaşanırken seslerini duyurmak isteyenler için bir firsat doğdu ve çok sayıda sosyal medya kullanıcı şarkıyı gerek kendi hisleri gerekse toplumsal bir mesaj vermek amaçlı özel hesaplarında paylaştılar.

18 Mart Çanakkale deniz zaferi için yazdığım şarkım ise hepsinden fazla ses getirdi ve paylaşıldı. Ülkemizin içinde bulunduğu şu sıkıntılı günlerde içimizdeki milli birlik ve beraberlik duygularımızı harekete geçirdi..

Yaptıgınız 8 Mart sarkısında verdiğiniz mesajlar cok net ve cok onemlı. Sizce dogru adreslere ulastı mı, ulasacak mı?

Bana kalırsa doğru adreslere ulaştı. Çünkü dönüşlerden ve paylaşımlardan anladığım kadarıyla Kadınların yaşadığı taciz ve tecavüz olaylarına dair ses duyuran bir koral eser çıktı ortaya.

8 Mart şarkısı sadece taciz ve tecavüz olaylarına değil genel anlamda şiddete de karşı duran bir söyleme sahiptir. Dileyen bu şarkı ve içeriği ile dile getirilen düşüncelerden yola çıkarak bir hareket başlatabilir.

En onemli toplumsal yaralarımızdan biri kadına yönelik siddet… Tecavüz vs son 1 yıldır erkek siddeti yüzünden hayatını bircok kadın, cocuk hayatını kaybetti. Aileler dagıldı parcalandı. Sanatci olarak siz bu konuları nasıl algılıyorsunuz? Sizce sanatcılar bu olayların durması icin ne yapmalı?

Olayların durmasını sağlamak elbette çok iddialı olur. Ama mümkündür. Tek yolu ise toplumsal uyanış ve bilinçlenmedir. Sanatçılar elbette toplumun bir üyesidir ve ellerinde müzik, resim ve diğer yayım ve üretim organlarına sahip bireyler olarak toplumun duygularına tercüman olmaktadırlar.

Ateşin düştüğü yeri yakması beklenmemelidir. İlle de kendi kızına ve de oğluna ya da bir yakınına ya da sevdiklerine bir şey olmasını beklememek lazım. Elini uzattığında elbet tutan olacaktır.

Ne mutlu bunu şarkılarla ve duruşumuz ile gerçekleştirebilecek kadar bilinçli bir toplumuz.

Bundan sonrası için takviminiz var mı?
Yani demek istediğim toplumsal problem olan baslıkları
müziğinize yansıtmayı dusunuyor musunuz?

Düşünmekten bir adım ötede çalışmalarım halen ve her an devam ediyor. Malum ilhamların ne zaman geleceği belli olmuyor. Müziklerimin sadece özel günler olması ille de gerekmiyor. Çünkü bazı olaylar beklenmedik zamanlarda da yaşanabiliyor ve o konuda ki duygularımı müziğe dökmek isteyebiliyorum.

Bu sekilde konulara dikkat cekerek farkindalik yaratmanin yaninda
sizinle birlikte sivil toplum orgutleri ve kamu gucu harekete gecer mi?
Gecse nasıl bir büyük güç olur?

Elbette sivil toplum örgütleri ve kamu gücü harekete geçerse istenilen toplumsal uyanış ve değişiklik daha hızlı ve etkili olur. Ama toplulumuzda ateş düştüğü yeri yakıyor. Maalesef bir yakını zarar görmeyen o acıdan ders almıyor. Bunun değişmesi lazım. O acıyı illede bir sevdiğinin gördüğü bir zarardan dolayı duymaya gerek yoktur.

Aslında benim yaptığım tam anlamıyla da budur.

İlle de benim başıma gelmese de acı veren ya da sevindiren olaylar hakkında farkındalık yaratabilecek şekilde şarkılar yazmak ve de bunu duyurabilmek mutluluk verici bir görev gibi benim için.

Bundan sonrası için sesinizi sesimizi nasıl duyurmak istiyorsunuz?

Toplumsal konulara değinmeye devam ederken bunu mümkün olduğu kadar abartmadan ve konuların ağırlığına uygun sesler çıkarmaya ve sözler yazmaya devam edeceğim. Bu konuda duyarlı kişilerin, dostların paylaşımlarına ve de desteklerine devam etmelerini diliyorum.