AKTÜEL: Topuz: Nazım kadınlara nasıl davranacağını çok iyi bilen çok centilmen bir adamdı. Tıpkı Atatürk gibi…

“Gazeteci Neşe Berber Nazım Hikmet’in dostu ünlü yazar Hıfzı TOPUZ ile çok çarpıcı bir röportaja imza attı. “Nazım benim hayatımda büyük rol oynadı. Sıcak sosyalizmi ben onunla tanıdım. Nazım hiç bir zaman diktatörlükten yana olmadı. Memleketine aşık bir adamdı” diyen TOPUZ hayatına dair kesitleri paylaştı.

Nazım Hikmet’i çocukluğumda tanımıştım, ağabeylerim şiirlerini okurlardı. Ben daha yazar olmadan Nazım’a ilgim vardı. Onun kitabını okumuştum okul kütüphanesinde de vardı. Sonra Nazım yasaklanınca bir daha adını duymadık.

Daha sonra ben Akşam gazetesinde çalışmaya başladım.
Nazım’ın yakın arkadaşı Vala Nazım’la hep görüşürdü. Nazım ile Anadolu’ya oradan Rusya’ya gitmişti. Nazım’ı hapiste de hep ziyaret ederdi. Biz Nazım hapisteyken onun kitapları yasakken biz Vala’ların evinde Ruhi Su, Mehmet Ali Aybar, Melih Cevdet Anday ile toplanır, Nazım’ın şiirlerini okur sohbet ederdik. Tabii Vala çok korkardı “Aman çocuklar bu şiirleri dağıtmayın başımız derde girer” derdi.

1950 yılında Nazım hapisten çıktı. Ben de yedek subaydım o zaman. Nazım Vala’ların evinde kalmaya başladı. Vala’nın ödü patlıyordu benimle tanıştırmaya korkuyordu. O zaman tanışamamıştım.

Sonra ben Paris’e gittim. Nazım’ın Paris’te kitabı çıktı. Ben de onun telifini alıp ona ulaştırmıştım. İlk irtibatımız böyle oldu.

Daha sonra ben Unesco’da çalışmaya başladım. Abidin Dino çok yakın arkadaşı idi. Bir gün Abidin bana telefon açtı, “Nazım Paris’e geldi, buluşacağız. Senden bahsettim seni tanımak istiyor” dedi. Çok mutlu oldum tabii kalkıp gittik. Bir otelin lobisinde buluştuk. Çok yakışıklı bir adam karşıladı bizi, kırk yıllık dost gibi sarılıp öpüştük. Türkiye’yi bana sordu. Nazım çok sıcak kanlı bir adamdı. Sonra hep görüşmeye başladık, Unesco’ya geldi onu gezdirdim. Birlikte toplantılara gittik. Sesini kayda aldım 1 saat çektim ve 1961-1962 yıllarında çok yakın ilişkilerimiz oldu.

Ben Kongo’ya gittiğimde Nazım’ın ölüm haberini aldım. Nazım benim hayatımda büyük rol oynadı. Sıcak sosyalizmi ben onunla tanıdım. Nazım hiç bir zaman diktatörlükten yana olmadı. Memleketine aşık bir adamdı. Her fırsatta Türkiye’ye dair haberleri sorardı. Bir Türk görünce kucaklardı, doymak bilmezdi. Çok Atatürksever biriydi. Anılarını çok dinledim.

Nazım kadınlara seslenmesini nasıl davranılmasını çok iyi bilen çok centilmen bir adamdı.
Kadınlara bakmasını, konuşmasını bilirdi. Onun ruhunda vardı. Asla asılmak değildi, davranışları çok kibardı, tıpkı Atatürk gibi. Atatürk’ün de kadınlar etrafını hep sarardı. Nazım da kadınların ilgisini hep çekmiştir. Nazım’ın olduğu yerde kadınlar etrafını sarardı.

Nazım Hikmet hayata hep umutla bakan bir insandı.
Ama Moskova’dan sonra şöyle demeye başladı: Evet dünyada devrim olacak ama ben göremeyeceğim. 13 yıl hapis yatmak elbette çok zordu onun için. Sonra tek başına hiçbir örgütten devletten yardım istemeden bir tekneyle kaçtı gitti.

Nazım başkaldırmasını biliyordu ama parti içinde yapıyordu, herkes tüm gençler, sanatçılar etrafındaydı. Sözünü esirgemezdi ama sözlerinin başkaları tarafından istismar edilmesini istemezdi. Nazım çok erken vefat etti.
gaste.tv