EKONOMİ: Kulüplerde borç sarmalı

Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray borç sarmalından nasıl kurtulabilir?

Türk futbolunun üç büyük takımı Pazartesi günü mali tablolarını açıkladılar.

Net Mali Borcun Mayıs Ayına Göre Değişimi:

Üç büyüklerin açıkladığı 31 Ağustos 2015 tarihli finansal raporlara göre mali borçtan nakit ve nakit benzeri kalemlerin düşülmesiyle bulunan net mali borç durumları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Üç büyükler içinde bir tek Beşiktaş’ın net mali borcunda düşüş gözlenirken Haziran-Ağustos döneminde Fenerbahçe ve Galatasaray’ın net mali borç pozisyonları sırasıyla 45 ve 66 milyon TL artmıştır. Beşiktaş’ın kredi pozisyonu 52 milyon TL artmasına rağmen nakit ve benzeri varlıklardaki 55 milyon TL artış sonucunda net mali borç tutarı düşmüştür. Nakit ve benzeri varlıklardaki artışta transfer döneminde Demba Ba ve Atınç’ın satılmasıyla elde edilen gelirlerin etkili olduğunu tahmin ediyoruz.

Mali Borcun Vade Yapısı:

Üç büyüklerin mali borçlarının ödeme vadeleri incelendiğinde kısa vadeli borçların yüksekliği dikkat çekiyor. Kısa vadeli mali borcun toplam mali borç içerisindeki payı Fenerbahçe için %62 iken Galatasaray ve Beşiktaş için sırasıyla %51 ve %46. Fenerbahçe’de Mart 2016’da itfası gerçekleşecek tahvillerin uzun vadeli yeni finansal kaynaklarla finanse edilip edilemeyeceği merak konusu oluştururken Fenerbahçe Başkanı ve yöneticilerinin 3 Temmuz sürecinde aklanmış olmasının verdiği moralle yeni bir tahvil ihracına girişilmesi söz konusu olabilir. Üç büyüklerin kısa vadeli mali borçlarının yüksekliği yükselen faiz ortamında borcun döndürülmesini zorlaştıracak ve daha yüksek bir faiz giderine maruz kalmalarına yol açacaktır.

Mali Borcun Döviz Cinsi Bazında Dağılımı:

Üç büyüklerin mali borçlarının (ticari borç/alacak dahil edilmemiştir) döviz cinsinden dağılımına bakıldığında yine yüksek oranlar görmekteyiz. Beşiktaş’ın mali borcunun %69’u yabancı döviz cinsinde bulunurken, döviz cinsinden mali borçlar Fenerbahçe ve Galatasaray’ın mali borçlarında sırasıyla %62 ve %50 paylara sahip. Öte yandan ABD Doları cinsinden en yüksek mali borç Fenerbahçe’deyken Galatasaray’ın Avro bazında en yüksek mali borca sahip olduğu görülmekte. Kur hareketlerinin şirketlerin finansal borç yükü üzerinde önemli bir etkiye sahip olmaya devam edeceğini tahmin ediyoruz.

Finansman Giderleri:

Üç büyüklerin finansman giderleri incelendiğinde Ağustos 2015 itibariyle 3’er aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre çok yüksek artışlar gözlenmekte. Galatasaray’ın finansman gideri 33 milyon TL, Fenerbahçe’ninki 28 milyon TL, Beşiktaş’ınki ise 17 milyon TL artarak kulüpler üzerinde ciddi bir mali külfet oluşturdu. Finansman giderlerindeki artışta kulüplerin aşırı borçlanmasıyla birlikte yükselen faiz giderlerinin yanı sıra döviz kurundaki yukarı yönlü hareketin de etkili olduğunu görüyoruz. Üç büyükler içinde en yüksek finansman giderine sahip olan Galatasaray’ın 3 aylık dönemde 19 milyon TL faiz gideri 30 milyon TL kur farkı gideri yazdığını görüyoruz.

Operasyonel Karlılık ve Net Mali Borçlar:

Şirketlerin yüksek mali giderlerini karşılayabilmek için operasyonel olarak nakit akışı elde edebilmeleri gerekmektedir. Operasyonel karlılığı en iyi gösteren indikatör olarak kabul edilen Vergi, Faiz, Amortisman Öncesi Kar (VFAÖK) rakamları incelendiğinde son 12 ayda Beşiktaş ve Galatasaray’ın operasyonel olarak zarar elde ettiği görülürken Fenerbahçe ise 25 milyon TL VFAÖK elde etmiştir. Ancak Fenerbahçe’nin yine son 12 ayda katlanmak durumunda kaldığı 130 milyon TL finansman gideri ile kıyaslandığında elde ettiği VFAÖK yetersiz kalmış ve şirket ek borçlanmaya gitmek durumunda kalmış. Şirketlerin operasyonel karlılığının finansman giderlerini bile karşılayamayacak düzeyde oluşu yeni borçlanmaları beraberinde getirmekte ve üç büyükler bu sarmaldan kurtulamamış gözükmektedir.

Mevcut Mali Borç Düzeyinde Şirketlerin Oyun Planları Ne Olabilir?

Şirketlerin kısa vadeli borç yükünün yüksekliği borçlarını yeniden yapılandırmalarını ya da sermaye artırımına gitmelerini zorunlu kılmaktadır. Kredi faizlerinin son dönemde yükselmiş olmasının yanı sıra kısa vadede şirketlerin finansman giderlerinin üzerinde bir faaliyet kârı yaratmalarının çok olası gözükmemesi nedeniyle mali borç yüklerinin daha da artması beklenebilir.