Şili’de 8.2’lik depremi…

Şili’de 2 Nisan 2014 Çarşamba günü, yerel saate göre 18.46’da, Türkiye saatine göre 23:46’da, 10 km sığ odak derinliğinde, M= 8,2 büyüklüğünde bir deprem Pasifik Okyanusunu içinde oldu. Deprem Nazca kaysağının (levhasının) Şili, Güney Amerika altına yılda 8,4 cm hızla daldığı Iquique baykal (okyanus) altı sırtına denk gelen dalma batma kuşağında olmuştur. Batıdaki Nazca kuşağı Güney Amerika’yı doğuya doğru kaktırıp sıkıştırırken gerginlik boşalmıştır. Depremde yaklaşık 24,1 erg’kik güre boşaldı. Yaklaşık gücü 1100 atom bombasına denkti. Gölçük depreminin yaklaşık 8,3 katı büyük bir depremdi. Depremin odağı Güney Amerika’nın doğusunda, Şili ile Peru sınırında ana karanın büküldüğü köşede oluşmuştur. En yakın olan il Iquique kentidir. En çok etkilediği bölgeler Arica ile Tarapaca bölgeleridir. Deprem 58 saniye sürmüştür. Deprem 1999 Gölcük depreminden 8,3 kat büyüktür. Depremde çıkan güre (enerji) 1024,1 erg dolayındadır. Depremin ardından bir saat için en büyüğü 6,2 olmak üzere 8 artçı deprem oluşmuştur. Deprem yüksekliği 2 metreyi bulan süpürtü (tsunami) dalgalarının oluşması, deprem işleyişinin düşey bileşeninin küçüklüğünü gösterir. Ayni odağın bulunduğu yerde 16 Mart 2014’de M=6,7 Richter büyüklüğünde bir öncü deprem ile 0,28 metre yüksekliğinde süpürtü dalgası oluşmuştu. Şili’de 27 Şubat 2010’da da yerel saat 03:34’de, 35 km derinde, M= 8,8 büyüklüğünde bir deprem karaya 115 km uzakta deniz içinde olmuş 500 kişi ölmüştü. Depremin odağı başkent Santiago’nun yaklaşık 320 km güneyindeki 670 bin çoğunlu Concepcion kenti çevresinde olan deprem 90 saniye sürmüştü. Gölcük depreminden 1500 kat büyüktü. Depremde 1025 erg dolayında güre boşalmıştı. Depremin ardından en büyüğü 6,9 olmak üzere artçı depremler oluşmuştu. Şili’de 1960 yılında yine Nazca kaysağının doğusunda 9,5 büyüklüğünde bir deprem olmuş, 5 bin kişi ölmüştü. Deprem yeniay döneminde olmuştur. Yeniay ile dolunay evrelerinde yeryuvarında deprem sayılarında 5 ile 7 kata dek artışlar olur. Depremden çıkan yaklaşık 1100 atom bombasındaki gücün yarattığı sarsım dalgaları yerin 6372 km derinliğindeki yerin göbeğindeki çekirdeğine dek sarsmıştır. Bu nedenle yeryuvarı en az 7 ile 10 gün salınacak, bu arada dış kabuktaki kırıklar gıcırdayarak oynayacaktır. Bu oynamalar sırasında boşalma düzeyine dek yüklenmiş olan yerlerde yeni depremler olacaktır. Olacak depremlerin çoğu, deprem odağına 150 km yarı çaplı alanda beklenirken diğerleri uzak etki olarak başka ülkelerde görülebilecektir. Şili depreminin artçıları 2 ile 3 yıl sürebilecektir. Depremin yıkım gücü VIII dolayında gerçekleşmiştir. Bu deprem kuşağı Türkiye diri kırık işleyişiyle ilişkili değildir. Ancak gerginliğin boşalma eşiğine dek gerildiği yerlerde üm yeryüzünde yeni depremleri tetikleyebilir.

Ukrayna’nın Rusya’ya girmesi Türkiye’nin yararına

Kırım, DS. 500 ile 900 yılları arasında Musevi Hazar Türklerinin elindeydi. Rusya kurulunca Kırım’daki Hazar’lar Avrupa içlerine itildi. 17. yüzyıla dek Kırım Ruslar elinde kaldı. Osmanlı Karadeniz’e doğru yayılınca, Kırım sürekli olarak Rusya-Osmanlı arasında el değiştirdi. Osmanlı son kez Kırım’ı almak üzere İngiliz ile Fransız donamasıyla Sivastopol’a saldırdı, ancak donanması denizle bir edildi, batırıldı, Osmanlı erlerinin çoğu boğuldu. Bu, Osmanlı’yı zayıflatmak üzere bir İngiliz-Fransız tasarısıydı. Başardılar. Böylece, Türkiye İngiliz ile Fransızların güdümüne girdi. Sonunda, önceden Rusya’nın toprağı olan Kırım Rusya elinde kaldı. Osmanlı döneminde Tatarların bir bölümü Müslüman oldu. Stalin döneminde Hitler’e destek veren Tatarlar, Almanlar savaşı yitirince Sibirya’ya sürüldüler. Stalin Kırım’ı da Sovyetler Birliği içinde olan Ukrayna’ya verdi. SSCB Birleşik devletlerinde olan Ukrayna’da Ruslar en büyük gemi yapım yerleri ile Karadeniz donanmasını konuşlandırdılar. Stalin’den sonra sürgünde olan Tatarların çoğu başkenti Akmescit olan Kırım’a döndüler. Kırım bugün için, Ukrayna içinde Rus ile Tatarlardan oluşan bir özerk bölgedir. Rusça ile Türkçe konuşulur. Ne var ki, 1992’de SSCB’nin bölünmesiyle Kırım içinde olmak üzere Ukrayna ayrıldı. ABD’nin dünya denizleri içinde tek donanma yüzdüremediği deniz Karadeniz’dir. ABD Karadeniz’e donanma sokarak Rusya’yı güneyden sarmak isterken, Karadeniz ile Kafkas Petrollerini denetimine almak istiyordu. Bunu önceden denedi, ancak Rusya Montrö anlaşmasını öne sürerek ABD’nin Karadeniz’e girmesini engelledi. Bu kez ABD amaçına ulaşmak için Bulgaristan ile Romanya’yı NATO ile AB içine alarak amacının ilk adımlarını attı. Günümüzde, Ukrayna içini karıştıran Rusya değil, ABD ile AB yayılmacı, sömürücü işbirliğidir. ABD, Ukrayna’yı NATO ile AB içine alarak Rusya’nın ayağını Karadeniz’den çekme amacını gütmekte, doğal gaz dağıtım ağını da denetimi altına almakta dileğindedir. Durum böyle olunca, Rusya donanmasını, gemi üretimevlerini tuttuğu, tek sıcak denizi Kırımı yitirerek ancak Karadeniz’de Soçi dolayında küçük bir toprakta sıkışıp kalacaktı. Gerçek budur. ABD sözde Tatarları ABD ile AB çıkarı için kışkırtarak özgürleşmelerini engellemek istemektedir. Türkiye’nin bağımsız tutumu, ABD donanmasını Karadeniz’de istememekle birlikte, ayrıca Karadeniz’in bir nükleer savaş alanı olmasına izin vermeyecektir. Rusya aslında kendi ülkesinin bir parçası olan Kırım’ı geri almak için, ABD’nin oyununu bozmak için girmiştir. Çıkmaması gerekir. Ukrayna doğal olarak, Kiev başkentli Batı Ukrayna, Akmescit başkentli Doğu Ukrayna ya da Kırım olarak bölünecektir. Bölünen Ukrayna’da Kiev, NATO ile AB’ye girecektir. Ancak Rusya egemenliğinde kalan Kırım’da Tatar Türkleri özerk bölge olarak Akmescit Başkentli bir devlet olacaktır. Şimdiki AKP yönetimi, bu durumu ABD çıkarları gözüyle bakmaktadır. Kırım konusunda Türkler Rusya yanında durmalıdır. Eğer Tatarların çıkarlarını, Türkiye Türklerinin çıkarlarını düşünüyorlarsa. Kahrolsun, Amerikan sömürgeci yayılmacılığı. Ne mutlu Türküm diyene.