Yalçın Bayer CHP’de liste krizini yazdı

Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın bayer beşiktaşta yaşanan rezaletleri köşe yazısına taşıdı. Listelerde yapılan değişiklikleri CHP Genel Merkezi’in gönderdiği listenin değiştirilerek İlçe Başkanı Uğur Gedik tarafından yeni isimler eklenerek başka bir liste hazırlandığı ve bunun İlçe Seçim Kuruluna verilmesini detaylarıyla okuyucularına aktardı. İşte Hürriyet Gazetesi Yazarı Yalçın Bayer’in o yazısı:

30 Nisan 2014
Beşiktaş’ta utanılacak işler

CHP Beşiktaş örgütünde, partide son zamanlarda pek görülmeyen ‘yumruklu, küfürlü ve sandalyelerin havada uçuştuğu’ bir gerginlik yaşanacağı bekleniyordu.

Bu olay en tartışmalı ilçe Beşiktaş’ta gerçekleşti.
Örgüt, yerel seçim sonuçlarını görüşmek üzere Akatlar Kültür Merkezi’nde önceki gün 17.30’da toplandı.
Toplantı çok gergin başladı… 2005’teki CHP Kurultayında Baykal ile Sarıgül kavgasının benzeri yaşandı. Kavganın nedeni, ‘Ankara sahte belediye meclis listesi’ yapılması ve bir çok adayın yerlerinin değiştirilerek Sarıgül’ün ekibine yol verilmesiydi.Toplantıda, ‘yerliler’ ve ‘taşralılar’ karşılıklı olarak küfürleştiler ve yumruklaştılar.
Ankara’dan gelen onaylı meclis listesi, ilçe başkanı Uğur Gedik’in baskı altında tutularak ve kendisine ‘para’ verildiği iddia edilerek değiştirilmişti. Gedik “Ben bu değişikliği yaparsam partiden atılırım” demişti. Nitekim öyle oldu ve Kılıçdaroğlu’nun talimatı ile partiden hemen ihraç edildi.
Baykal yanlısı oldukları bildirilen eski il ve ilçe yöneticileri Seyfi Erbaş, Hasan Bozkurter, Levent Serdaroğlu ve eski meclis üyesi Mehmet Aslan; Sarıgül’ün desteklediği Fatsa’lı Belediye Başkanı Av. Murat Hazinedar ile listelere koyduğu Ordu’lu ve Sinop’lu isimlere karşı ağır konuşmalar yaptılar.
Hazinedar ve Sarıgül’e yönelik eleştiriler şu noktalarda odaklandı:
“Dışardan Sarıgül’ün bir sürü adamını Beşiktaş’a getirdiler. Yetmedi, Belediye Meclisine Ordulu (ve Fatsalı), Sinop’lu yandaşları ön sıralara yerleştirdiler; ‘gedikli’ belediye başkan aday adayı ve 2. sıra meclis üyesi’ Bülent Tatar (ve Merve Hanım) dışında Beşiktaş’tan kimseyi listelere almadılar. Bu isimleri de genel merkezin listesini değiştirerek yaptılar. Bu siyasette çok ayıp bir şeydir.”
Taraflar birbirine girerken Sarıgül’ün telefonla gelişmeleri takip ettiği öğrenildi.
Toplantıyı izleyenler arasında Büyükşehir CHP Grup Başkanvekili Ertuğrul Gülsever, il başkanlığından Mustafa Ataç, MYK üyesi Dursun Bulut da vardı. Bulut, Hazinedar’a dönük olarak şöyle konuştu: “Liste sahtekarı eski ilçe başkanı Uğur Gedik’i belediyeye başdanışman olarak atadınız. Görevden almazsanız parti suçu işlemiş olacaksınız. Bunun sonucu disiplin kuruluna sevktir; sizi uyarıyorum, derhal bunun görevine son verin. Genel başkanının talimatı olduğunu bilmiyor musunuz?”
Hazinedar’ın Beşiktaş’ta, İsmail Ünal tarafından atanmış olan daire müdürlerinin yerlerine hemşerilerini yerleştirdiği öne sürüldü. Hazinedar, Ünal’ın Beltaş’ın başına atadığı halasının oğlu Mustafa Ünal’ı görevden alarak yerine kendi halasının oğlu, ortaokul mezunu Ali Bağdatlı’yı getirmesi bir başka şaşkınlık oldu. Fatsa doğumlu olan ve Antalya’da çiçekcilik yapan Bağdatlı; belediye meclisinde kontenjan 2’den aday gösterilmişti. CHP Genel Merkezi, Beşiktaş’ı seyretmeye devam mı edecektir?

OTURMAYANLAR BEŞİKTAŞ’I YÖNETECEK

– CHP Beşiktaş Belediye Meclis listesinin ‘ayarlanması’ gece yarısından sonra Point Otel’de ‘kotarıldı’.
Operasyon Sarıgül, Hazinedar, Uğur Gedik, Bülent Tatar ve Hüseyin Sipahi’nin organizasyonu ile gerçekleştirildi.
7 ve 8 sıradaki isimler Eyüp Birgin ve Hüseyin Sipahi 4 ve 5. sıralara getirildi.
Büyükşehir Meclisi’ne giden isimler şöyle oldu:
1- Onur Kumbaracıbaşı, 2- Bülent Tatar (5. sıradan geldi), 3- Affan Keçeci, 4- Hüseyin Sipahi (7’den geldi) 5- Eyüp Birgin (8’den geldi)

BAHŞİŞLERİ KİMLER ALDI

– İsmet Aslan, Mustafa Kantar, Mustafa Mercan gerilere düştü.
Listelerde yerleri değiştirilip geriye gönderilenlerden bazıları için ‘bahşiş’ aldıkları öne sürüldü; bir üye bunlar için “Hayatları kurtuldu” esprisi yaptı.
– Kontenjan 1.deki Levent Serdaroğlu’nun yerine Cevdet Bayram getirildi.
– İlçe örgütünün ağır toplarından Hasan Bozkurter’in tepkisini “Partinin tüzüğündeki üye, ikametgah senedinin olduğu yerde politika yapar” diyerek şöyle gösterdi: “O zaman yerel yönetim demenin ne anlamı var. O zaman ‘Toplama yönetim’ densin; bu üyelere karşı bir saygısızlıktır. Şimdiye kadar hiç böyle bir şey olmamıştı.”
– Beşiktaş Belediye Meclisi’nin 28 üyesi+3 üyesi var. Sarıgül’ün TDH’sinden 8 üye meclise girdi. Bunlar arasında Prof. Onur Kumbaracıbaşı, Affan Keçeci, Hüseyin Sipahi, Eyüp Birgen var. Zaten bu isimler daha önce yazdığımız gibi ilk beşin (İBB’lik) içindeler.

AİDAT SOYGUNU

– Beşiktaş örgütünde bir centilmenlik anlaşması yapılmıştı: Belediye Başkan adayı olan meclis üyeliğine aday olamayacaktı. Ne yazık ki, Bülent Tatar buna uymadı; attığı imzanın arkasında durmadı.
– Bir üye şunları söyledi: “Ben meclis aday adaylığı için 2 bin lira verdim; ondan önce de aday olacaklar için açılan ‘belediye kursu’na katıldım, bunun için de 500 lira ödedim; yani 2.500 lira… Bu az para değil. Ben oturup adaylık aidatını veriyorum… O zaman soruyorum; ‘bu parayı yatırmayanla eğitimden geçmeyenler hani aday olamayacaktı’… Maalesef yapıldı. Bu bir soygunculuktur. Şimdi Beşiktaş’ta oturmayanlar Beşiktaş’ın her yerine hakim oldu! Sayın Sarıgül, ‘ben iki tane meclis üyesi yazdıramadım’ diyerek yakınıyordu. Bu ne perhiz, bu ne turşu? Peki CHP’ye şimdi parti mi demek lazım, yoksa başka bir şey mi?”
– Örgüt toplantısında şu değerlendirmeler de ortaya atıldı. Beşiktaş’ın 31 belediye meclis üyesi var ya, bunun 16’sı taşıma üye… 8’i Şişli’den, 4’ü Ankara’dan, 3’ü Fatsa’dan, 1’i Ayancık’tan (Eski Ayancık Belediye Başkanı, başkan yardımcısı oldu)
– Murat Hazinedar’ın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kendisini arayıp “Hüseyin Sihahi’yi Teknik Başkan Yardımcılığı’ görevinden alması için talimat vermesi üzerine üzerine “Onu başkanım atadı” demesi de eleştiri konusu oldu.

CHP’de oyları düşen örgütler hedefte

CHP Genel Merkezi’nde, yerel seçimlerde başarısız olan bazı il ve ilçe başkanlarının görevden alınmaya başlandığı Edirne’de kulaklara fısıldandı. Keşan ilçe örgütünün, Adnan Keskin tarafından görevden alındığı örgüte bildirildi. Bundan sonra da Edirne il ve merkez ilçe yönetiminin de görevden alnabileceği kulislerde yayılmaya başladı. Ankara kaynaklı bilgilere göre, örgütlerdeki operasyonun önümüzdeki günlerde daha da genişleyeceği öne sürülüyor. Ankara’da geçen hafta yapılan il başkanları toplantısında, CHP Edirne İl Başkanı Oktay Bozkurt’un eleştirildiği, görevden almaların bir işareti sayılıyor. Oyları düşen il başkanları sert şekilde uyarılıyor.

Topluma ve siyasete yön verenlere

TOPLUMA ve siyasete yön veren kişiler; herkese güzel görünmek iddiası ile hareket edemezler. Hareket ederlerse popülizm olur, ilkeli ve objektif olamazlar. ‘Herkese güzel görünmek bir sanatsa, aynı zamanda sahtekârlıktır’ deyimini hatırlatmak isterim. Doğru olmazsa yanlışı, yanlış olmazsa doğruyu fark edemeyiz.Ülkemizde, özellikle bugünlerde anlayışlı, hoşgörülü, sabırlı ve soğukkanlı olunması gerekiyor.
Nedim NASRETTİNLER

Gece İstanköy’e baktım utandım

BODRUM Turgutreis-Akyarlar’da oturuyorum. Dün akşam yoğun yağış aldık ve bu nedenle elektrikler 3 defa kesildi. Karşımızda Yunan adası İstanköy (Kos) var, aynı yağmur oraya da yağdı ama elektrik kesintisi hiç yaşanmadı ve biz karanlıktayken onların ışıl ışıl görüntüsünü izledik.Bizim trafoya kedi mi girdi? Kedi yavruladı mı?
Utandım doğrusu!..
Bahattin İNAN-Mimar

Telekom ne kadar komik!

77 yaşındayım, Küçükyalı’da oturuyorum. Yeni taşınacağımız daireye ev telefonumuzu nakil yaptırmak istedik. Türk Telekom’dan yanıt: ‘Apartmanınız yeni bina olduğu için kutu yok’. Kutu yapılması için ne yapmalıyım diye Küçükyalı Bölge Müdürlüğü’ne gittiğimde ‘Yapılması için ödenek yok’ dediler. Özelleştiler ama devlet elindeyken bu kadar zorlanmıyorduk galiba. Özcan KÖSE

Mersin’de Özcan ve Kocamaz yandaşları tartışıyor

DÜN “Mersin Büyükşehir’deki 55 bankamatikçi’ kimler” yazısında SUN RTV’nin adının geçmesi üzerine firmanın yönetim kurulu başkanvekili ve genel müdürü Ali Adalıoğlu bir açıklama yaparak, 1976 yılından beri gazetecilik yaptığını belirterek, “Mart 2002’den beri de SUN RTV’de yöneticilik yapmaktayım. Kurumumuzda her zaman ‘Basın Meslek İlkeleri” ön planda tutulmuştur. Yani Basın Etiği bizlerin olmazsa olmazıdır. Etik günümüz medyasında olduğu gibi tetikçiliğe dönmemiştir!” dedi.
Mersin SUN RTV’nin bugün kullandığı tüm cihazların 1999-2000’de leasing sistemi ile alındığını analatan Adalıoğlu, “Bu sistem bugün Türkiye’de en fazla üç-beş TV’de mevcuttur. Belediyenin alacağı techizata hiç ihtiyacı yoktur. Kuruluşundan bu yana sahip olduğu naklen yayın aracı ile Mersin’de her zaman ilklerin öncüsü olmuştur. ‘Kral öldü, yaşasın yeni kral’ diyenler bugün olmuştur, yarın da olacaktır! Yönetim değişikliğinde kendilerine yeni koltuk arayanların muhbirliği de devam edecektir. Çünkü, günümüz Türkiye’sinde muhbirlik aldı başını gidiyor. Size mektubu gönderen her kimse başka bir deyişle “Ya hesap bilmiyor ya da yeterli ve doğru bilgiye sahip değil!..”
İki televizyon kuracak malzeme demek, bugünün koşullarında en az 1 ile 2 Milyon TL’dir…
Sayın Macit Özcan’ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde TV’lere verilen reklam ve tanıtım bedelleri mutlak açıklanmalıdır.
Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, şimdi görevde olduğuna göre bu hesaplara kolayca ulaşabilir.
Bu vesileyle de Sayın Kocamaz’ın Tarsus Belediye Başkanlığı görevi sırasında başta Güney TV olmak üzere TV’lere ödediği prodüksiyon ve tanıtım bedelleri de açıklanırsa, sanırım gerçek net biçimde ortaya çıkar.
Dahası böyle iddiaları ortaya atan kişinin, kendine güveni varsa köşede ismi de yayınlanmalıdır diye düşünüyorum.
“Çamur at izi kalsın” diyenler her dönemde olmuştur, bu dönemde de olacaktır. Ancak onlara prim verilmezse sanırım meslek etiği de yara almamış olur.
Sözün Özü; Ali Adalıoğlu’nun başında olduğu kurumu nasıl yönettiğini Mersin’de iş, siyaset ve spor dünyası çok iyi bilir.
Bu açıklamayla sütunlarınızı doldurmak istemezdim ama konu kurum olunca, yanıt vermek zorunda kaldım.
Kişiler gidici ama kurumlar kalıcıdır!

EMBARQ, trafik güvenliği için çalışıyor

KENT içi sürdürülebilir ulaşım konularında önemli çalışmalar yapan, projeler gerçekleştiren EMBARQ Türkiye yine önemli bir etkinliğe imza attı. 3M ve Aygaz’ın sponsor olduğu ‘Kent içi Ulaşımda Yol Güvenliği Konferansı’ Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü – Trafik Güvenliği Platformu, Dünya Sağlık Örgütü, Polis Akademisi, Kızılay, İETT ve çeşitli akademik ve özel kuruluşlarca desteklendi.
Türkiye’de karayolu trafik güvenliğinin artırılmasına yönelik toplumsal bilinçlendirmeye katkı sağlaması amacıyla düzenli olarak her yıl Mayıs ayının ilk haftasında çeşitli etkinliklerle kutlanan “Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftası” öncesi EMBARQ Türkiye-Sürdürülebilir Ulaşım Derneği ev sahipliğinde, 3M ve AYGAZ’ın katkılarıyla düzenlenen “Kent içi Ulaşımda Yol Güvenliği Konferansı”nda konu tüm yönleriyle masaya yatırıldı.
‘Kent içi ulaşımda yol güvenliği, Türkiye’nin trafik kazalarının azaltılması yönündeki hedef ve stratejileri, uluslararası organizasyonlar tarafından yürütülen çalışmalar’ hakkında bilgilerin aktarıldığı, sorunlar ve somut çözüm önerilerinin tartışıldığı konferansta; Ulaştırma Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Platformu, Polis Akademisi Başkanlığı Trafik ve Ulaşım Araştırma Merkezi, İETT, EMBARQ Türkiye-Sürdürülebilir Ulaşım Derneği, WHO- Dünya Sağlık Örgütü, Kızılay ve Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği’nden konuşmacıların yanı sıra, STK, kamu kurumları ve yerel yönetim temsilcileri, akademisyenler ile özel sektör temsilcileri ve uzmanlar bilgi paylaşımında bulundu.

BOEİNG ÖRNEĞİ

EMBARQ Türkiye Direktörü Arzu Tekir evsahipliğinde yapılan konferansta Tekir, EMBARQ’ın yol güvenliği yaklaşımını anlattı. Ayrıca yol güvenliğinin en önemlli ayaklarından birinin kazayı meydana gelmeden durdurmak olduğunu vurgulayan Tekir, bunu için asıl önleyici tedbirin altyapı güvenliği olduğunu söyledi. Tekir “Ulaşım planlamasında yol güvenliği denetimlerine ayrılacak finansal kaynak, sonradan yapılan iyileştirme maliyetlerinden düşüktür. Dünyada her yıl 1.3 milyon kişi trafik kazalarına bağlı sebeplerle hayatını kaybediyor. Bu sayı her yıl 3250 tane Boeing 747 uçağın düşerek tüm yolcularının hayatını kaybetmesine eşit. Türkiye’de trafik kazalarına bağlı ölümlerin bilançosunun ne kadar vahim olduğunu anlamak için her hafta İstanbul-Ankara seferi yapan bir uçağın düştüğünü hayal edin. Bahsettiğimiz rakamlar bununla eşdeğerde.” dedi.

BİSİKLET KULLANIMI

EMBARQ Türkiye olarak bisiklet güzergahlarında yol güvenliği konusunda da yoğun çalışmalar yaptıklarını söyleyen Arzu Tekir: “Bisiklet kullanımı ve bisiklet yollarının güvenliğini özellikle önemsiyoruz. Yapılan çalışmalar, trafikte bisiklet kullanım oranı arttıkça bisikletlilerin karıştığı kazaların oranında ciddi düşüş yaşandığını gösteriyor” dedi.
İlk oturumun moderatörü degistirebiliriz.org’un kurucusu Ahmet Utlu’ydu. Utlu yol güvenliği ve degistirebiliriz.org’un kurulma amaçlarına dair konuşma yaparak sözü konuşmacılara verdi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden Yılmaz Baştuğ, Trafik Güvenliği Platformu’nun bu alanda bir üst çatı olmak amacıyla kurulduğunu söyledi. ve 2020 stratejileri ve hedeflerini anlattı. Yol güvenliği konusunda çok kapsamlı bilgilendirme projeleri de yapan TGP, basın mensuplarına trafik haberciliği eğitimi yapacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı AB Uzmanı Salih Erdemci, bakanlığın karayolu güvenliğine bakış açısına değindi. Bakanlığın karayolu güvenliği konusunda 5 aksiyonlu Ulaştırma Operasyonel Programı hazırladığını söyleyen Erdemci, AB fonlarından 450 milyon Euro’luk bir bütçe aldıklarını belirtti. Karayolu güvenliği konusunda düzenlenecek projeleri fonlamada kullanılacak bu bütçe için proje tekliflerine açık olduklarını duyurdu. Dünya Sağlık Örgütü’nden Serap Şener, yol güvenliği konusunda bir eylem planı hazırlayarak 2011-2020 arası dönemde 5 milyon hayatı kurmayı amaçladığını açıkladı. Dünyada her yıl her 3 dakikada bir çocuğun trafik kazalarında hayatını kaybettiğini söyleyen Şener, beş ayaktan oluşan eylem planının en önemli ayaklarından birinin de çocuk oto koltuğu kullanımını yaygınlaştırmak olduğunu vurguladı.
EMBARQ Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Sibel Bülay’den sonra Polis Akademisi’nden Doç. Dr. Tuncay Durna konuşmasında “Devlet Kemer Takıyor” projesini anlattı. Kızılay’ın Yol Güvenliği Projesi’ni anlatan Mine Akdoğan, Kızılay’ın bu yönde attığı kurumsal adımlardan bahsetti. İETT Metrobüs Yönetim Müdürü Zeynep Pınar Mutlu, İETT’nin metrobüs yol güvenliği çalışmalarını anlatarak eski durum ve iyileştirmeler sonrasında varılan nokta ve ulaşılmak istenen hedefler konusunda önemli bilgiler verdi. Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği Başkanı Yeşim Ayöz de trafik kazalarının insanların hayatlarında nasıl sonuçlar doğurduğuna dair çarpıcı örnekler paylaştı.