Beşiktaş Gazetesi’nde son dakika haberleri… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Akatlar’daydı… Gayrettepe’de grup seks teklifi karakolda bitti… Futbolcu müdür Beşiktaş’ı turluyor… Annesinin rüyasını kızı Etiler’de gerçekleştiriyor…
KILIÇDAROĞLU AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİNDEYDİ
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha önce de dile getirdiği ‘yoksul ailelere maaş bağlanması’ ve ‘üniversite öğrencilerine yaz tatilinde askerlik yaptırmak’ gibi vaatlerini Beşiktaş’ta katıldığı toplantıda tekrarladı.
Kemal Kılıçdaroğlu Akatlar Kültür Merkezi’nde partililerle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmasında yoksul ailelere sigorta ve bedelli askerlikle ilgili partisinin hazırladığı projeye değindi. Yoksulluk sigortasını 40 yıldır hiçbir hükümetin getirmeye cesaret edemediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “1971 yılında Türkiye aile sigortasını uygulamayı taahhüt etmiş. Aradan geçmiş 40 yıl hiçbir hükümet getirmeye cesaret edememiş. Adalet ve Kalkınma Partisi de yoksulların yoksulluğunu sömürmek istediği için onları kendi arka bahçelerine dönüştürmek için özellikle aile sigortasını getirmiyor. Ama biz bu ülkede her bireyin onurlu olduğunu ülkesini sevdiğini bildiğimiz için aile sigortasını sadece biz getirmeye taahhüt ediyoruz ve biz getirmeye kararlıyız.” diye konuştu. Hiç kimsenin giysisi ile etnik kimliği ile uğraşmadıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Hiç kimsenin inancını sömürmek istemiyoruz. Hiç kimsenin giysisi ile uğraşmak istemiyoruz. Hepsine saygılıyız hiç kimsenin etnik kimliğini sorgulamıyoruz. Bu coğrafyada yaşayan herkes bizim başımızın tacıdır. Böyle yaklaşacağız ve gönüllü böyle olacağız. İnsanlara elimizi uzatalım. Biz gitmedik elimizi uzatmadık. Biraz da kendimizi eleştirelim. Oturduk dairelerimizde sıcak koltuklarımızda. Ben bunu Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mezunları Derneği’nde bir konuşma yaparken söylemiştim. O zaman bazı çevrelerden eleştiri gelmişti. Biz eğer bu coğrafyada huzurlu ve kardeşçe yaşamak istiyorsak bunun bir yolu var. Herkesin karnı doyacak. Türkiye herkesin karnının doyabileceği kadar zengin olan bir ülkedir. Hakça çalışıp hakça üretip hakça bölüşeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Üniversiteli öğrencilere yaz tatilinde askerlik yaptıracaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “Kısa dönem askerlik getireceğiz. Durumu iyi olan aileden bedel alacağız. Durumu iyi olmayan aileden bedel almayacağız. Durumu iyi olan aileden aldığımız bedel karşısında silah almayacağız. Öğrenci yurdu yaptıracağız. Aile sigortasını getirirken kırk yıllık bir hayali gerçekleştireceğiz. Durumu iyi olan ailelerden kısa dönem için bedel alırken 80 yıllık bir hayali gerçekleştireceğiz. Artık Türkiye’de anne ve babalar üniversiteyi kazanmış evlatları yurtta kalırken gözleri arkada kalmayacak. Üniversitede okuyan gençler yaz tatillerinde askerlik yapacak. Üniversiteyi bitirdiklerinde askerlikleri bitmiş olacak. Askerlik süresini 15 aydan 9 aya sonra da aşamalı olarak 6 aya indireceğiz. Biz bu projeleri anlatırken bize şu tepkiyi verdiler: ‘Memleketi kim savunacak?’ Unutmayın Cumhuriyet Halk Partisi’nin genlerinde Kuvai Milliye’nin ruhu yatar. Biz gerekirse dişimizle tırnağımızla bu ülkeyi savunuruz.” şeklinde konuştu.
***
GRUP SEKS TEKLİFİ KARAKOLDA BİTTİ!
Masaj salonuna müteaahhit gibi giren dedektife masöz tarafından grup seks önerisinde bulunuldu. Bir masaj salonuna Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak ve Kumar Büro Amirliği’ne bağlı dedektifler tarafından oparasyon düzenlendi. Salona müteaahhit gibi müşteri olarak giren dedektife masöz tarafından grup seks önerisinde bulunuldu. Bu önerinin ardından düzenlenen operasyonla 8’i kadın 10 kişi gözaltına alındı. Baskın öncesi bir grup polis salonunun bulunduğu yerde güvenliği sağlarken, bir dedektif de müşteriye gibi içeriye girdi. Kendisini Trabzonlu müteaahhit olarak tanıtan dedektif, 100 TL seans ücretini ödedikten sonra odaya geçerek kendi seçtiği masözün gelmesini bekledi.
“200 TL ver bir arkadaşım daha gelin”
Masaja başlayan masözün bir süre sonra “Masajımdan memnun kaldın mı? İstersen bana 200 TL öde seninle ilişkiye girelim. Kendine güveniyorsan her ödeyeceğin 200 TL için bir başka arkadaşım da bize dahil olabilir” teklifinde bulundu. Böyle bir teklif ile meslek yaşamı boyunca ilk kez karşılaşan deneyimli dedektif şaşkına döndü. Kısa sürede teklif karşısındaki şaşkınlığını üzerinden atan polis memuru, cebinden çıkardığı 400 TL’yi kadına vererek “Uzun saçlı bir kadın var. O da bize katılsın” dedi.
“Sesini ve üzerini çıkarma ben polisim”
Odada bulunan ve grup seks teklifinin ardından uzun saçlı başka bir masöze daha hazırlan diyen masöze müşteri görünümündeki dedektif “Bir arkadaşım daha var o da zengin. Böyle bir çılgınlık yapmasını isterim” diyerek telefonuna uzandı. Baskın ise dedektifin cep telefonundan dışarıdaki komiserine, “4 el masajı tamam. Sen de zaman kaybetme buraya gel” demesiyle başladı. Bu sırada müşteri rolündeki dedektif kadına “Ben polisim sakın bağırma ve daha fazla da soyunma” dedi. Odaya gelen diğer masöze de işaret parmağıyla “Sakın kaçma ve sesini çıkarma arkadaşının yanına otur” dedi.
“Fotoğrafımızı çekmeyin ailelerimiz var”
Salonun kapısının açılmasıyla birlikte içeri giren güvenlik timleri, 8 Türk masözü, işyerinin mesul müdürü ile masaj salonunun kart vizitlerini dağıtan bir kişiyi gözaltına aldı. Bir minibüse bindirilen 8’i kadın 10 kişi Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak ve Kumar Büro Amirliği’ne getirildi. Tanınmamak için yüzlerini kapatan kişiler “Bizim fotoğrafımızı çekmeyin. Bizim de ailemiz var” dediler.
.
***
FUTBOLCU MÜDÜR BEŞİKTAŞ’I TURLUYOR
Decathlon’un müdürü,Türk halkına spor yapmayı sevdirmeyi hedeflediklerini söyledi.Decathlon’un 12 yıl Fransa 3. liginde futbol oynayan müdürü, sadece satışı düşünmediklerini, Türk halkına spor yapmayı sevdirmeyi hedeflediklerini söyledi. Avrupa’nın en büyük spor perakende zincirlerinden Decathlon’un Türkiye Genel Müdürü Boumedienne Boualaoui, Türk insanının sporla arasını düzeltmeye geldiklerini belirterek, “Yeni girdiğimiz bir çok ülke gibi Türkiye’de de halk sporla iç içe değil. Ancak bu değişecek. İnsanlar nasıl göründüğüne, sağlığına giderek önem verecek. Ülkenizde sağlık konulu reklamlara ve açılan spor salonlarının sayısına bakın.
Türkiye spor yapmaya ilgi konusunda Fransa’nın 10 yıl önceki haline benziyor. Ama aradaki fark bence daha kısa sürede kapanacak” diyor. Fransız zincirin Fas asıllı yöneticisi Boualaoui, iki mağazayla girdikleri Türkiye’nin kendileri için sürprizlerle dolu olduğunu anlatıyor.
‘Pedagojik etkimiz var’
Tam bir spor tutkunu olan Boualaoui, Fransa’da uzun yıllar 3. ligde top koşturmuş. “Göbekli spor mağazası müdürü olmaz” diyen Boualaoui’ye, Belgrad Ormanı’nda bisiklete binerken ya da Barbaros Bulvarı’nda yokuş yukarı koşarken rastlamak mümkün…
15 ülkede 474 mağazaları olduğunu hatırlatan Boualaoui, Decathlon’un Türkiye’deki sportif değişimin parçası olmak istediğini belirterek, “İşimiz yalnız mal satmak değil. Pedagojik etkimiz var. Bizden bisiklet alan kask da takması gerektiğini öğreniyor. Mağazamızda paten bakan, güvenlik açısından dizlik ve dirseklik gerektiğini görüyor” diyor. Tenisten yüzmeye, balıkçılıktan futbola 60 farklı spor dalında 35 bin ürüne sahip olan Decathlon, 2009’da dünya genelinde 5.4 milyar euro ciro elde etmiş. Şirketin toplam 41 bin çalışanı var.
Ankara ve İstanbul mağazalarının ardından İzmir ve Bursa’da Decathlon açacaklarını söyleyen Boualaoui, Türkiye’de pazarın olgunlaşması durumunda bir depo kurabileceklerini ve Türkiye üzerinden başka ülkelere yayılabileceklerini anlatıyor. Boualaoui şunları söylüyor:
Streç giysilere ilgi şaşırttı
“Türkiye’nin büyük bir potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. Genç nüfus önemli. Çok hızlı gelişiyorsunuz. Türkiye ile ilgili bazı öngörülerimiz çok isabetli olmadı. Türkiye’de streç giysilerin çok satmayacağımızı düşünmüştük. Ama talep çok. Bir de paten beklediğimiz kadar satmıyor. İstanbul yokuşlu. Dağcılık malzemelerimize ise ilgi büyük. Futbol ve basketbol gibi sporların malzemeleri çok satıyor. Dalışa da merak var.”
‘Dükkânı kapatıp maça çıkıyordum’
Fas doğumlu Boualaoui çocukken ailesiyle Fransa’ya taşınmış. Paris’te bir futbol akademisine yazılan Boualaoui 12 yıl boyunca Fransız 3. liginde Racing Club de France’da defansif orta saha oyuncusu olarak futbol oynamış. 32 yaşına kadar hem kariyerini hem de futbol yaşımını birlikte sürdürdüğünü anlatan Boualaoui şunları söylüyor:
“1996’da 27 yaşında Decathlon’a girdim. İlk işim mağazada bölüm sorumluluğuydu. Decathlon’u spora olan tutkumdan seçtim. Haftada 4 gün dükkânı 8’de kapatıp 8.30’da antremana gidiyordum. Pazarları maça çıkıyordum. Zamanım olmadığından 32 yaşında futbolu bıraktım.” Decathlon içinde hızla yükselen Boualaoui, Ocak 2009’da ise Türkiye Ülke Müdürü olarak atandı.
Çalışanların sporla ilgilenmesi şart
Eşi ve iki çocuğu ile yerleştiği İstanbul’u ve kültürünü çok sevdiğini söyleyen Boualaoui, şunları anlatıyor: “Özellikle yemekler beni çok etkiledi. Geldiğimde 6 kilo aldım. Tabii hemen verdim. Cumartesileri koşarak Etiler’den Bebek’e oradan da Beşiktaş Barbaros Bulvarı üzerinden tekrar Etiler’e dönüyorum. Bu koşu bir buçuk saat sürüyor. Fransa’da oynayan Niang ve Dia nedeniyle Fenerbahçe ile Guti ve Quaresma’lı ofansif oyununu sevdiğim Beşiktaş’ı yakından izliyorum.”
Decathlon’un çalışanlarına sporu şart koştuğunu belirten Boualaoui, mağazada 60 farklı spor kategorisiyle ilgili bilgi sahibi 60 çalışan bulunduğunu belirtiyor
***
ANNESİNİN RÜYASINI GERÇEKLEŞTİRİYOR
Genç yaşta pankreas kanserine yenilen sosyetenin ünlü ismi Ceyla Gölcüklü’nün ‘Tatlı Rüya’sını, kızı Lara devam ettirecek. 2009’da iş kadını olmaya karar vererek, İstanbul Etiler’deki Alkent Alışveriş Merkezi’nde ‘Tatlı Rüyalar’ adında hem pasta yapmaya, hem de pastacılığı öğretmeye yönelik bir yer açan Gölcüklü, geçen yıl 41 yaşındayken hayata veda etmişti. İşini ciddiye alan Gölcüklü, Tatlı Rüyalar’da tanınmış pasta şefi Hasan Ünlü ile ortak olmuş, ancak daha sonra ortaklık bozulmuştu.
VELAYETEN BABASI İMZALADI
Geçen ay sonunda, resmi kayıtlardaki ismi ‘Melek Ceyla Shahnavaz’ olan Ceyla Gölcüklü’nün şirketteki tüm hisselerini veraset ilamı gereği kızı Lara Naz Shahnavaz devraldı. Şirketin yüzde 98 hissesine sahip olan Lara’nın yanı sıra, Ceyhun Çağlayan da yüzde 2 hisse ile şirkete ortak oldu.
Lara Naz Shahnavaz’ın 15 yaşında olması nedeniyle ortaklık sözleşmesini velayeten babası Shery Shandad Shahnavaz imzaladı.
Ceyla Gölcüklü, aslında eğitimi dolasıyla iş hayatına çok yakın bir isimdi. Robert Kolej ve Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü bitiren Gölcüklü, bir dönem Interbank’ta çalışmıştı. Bankada tanıştığı İran asıllı Azeri işadamı Shahnavaz’la 11 yıl evli kalan Gölcüklü, 2005’te boşanmasının ardından ise magazin basınında sıkça gözükmeye başlamıştı. Alkent AVM’de 9 ve 10 numaraları dükkânları kiralayan Gölcüklü, Tatlı Rüyalar ile hayali olan pasta ve gıda dünyasına girmişti. Şimdi ise kızı Lara’nın işi annesinin bıraktığı yerden devam ettirmesi bekleniyor. Her üç şüpheli de polise eylemlere katıldıklarını itiraf ettiler. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde görev yapan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Selim Berna Altay konuyu inceledi ve 6008 sayılı kanunun 4. ve 8. maddeleri ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 250. maddesine eklenen 4. fıkra gereğince olay tarihinde 18 yaşından küçük oldukları gerekçesiyle zanlılar hakkında görevsizlik kararı verip ve dosyayı çocuk suçlarına bakan savcılığa gönderdi. Çocuk suçlarına bakan savcı, soruşturma sonucunda yeterli delile ulaşırsa Türkiye’de yaşamayan ve olay tarihinde reşit yaşta olmayan PKK sempatizanı çocuklar hakkında ağır hapis istemiyle dava açacak.
***
BEŞİKTAŞ ADLİYESİNDE SORUŞTURMA AÇILDI
Yurtdışında yaşayan Şahin Boztaş, Rıdvan Demir ve Bozan Mintaş adlı 3 gence Fransa ve İsviçre’deki Türkiye aleyhtarı molotof kokteylli gösteriler nedeniyle İstanbul’da soruşturma açıldı. Polise taş atan çocuklara ağır hapis cezaları veren Türk yargısı, yaşı küçük terör suçlularını yargılama konusunda bir ilke daha imza attı. Sabah gazetesinden Abdurrahman Şimşek’in haberine göre, yurtdışında yaşayan ve yolu hiç Türkiye’ye düşmeyen üç genç hakkında Fransa ve İsviçre’deki molotof kokteylli gösterilerden ötürü Türkiye’de soruşturma açıldı. Türkiye aleyhtarı terör eylemlerine bulaşan Şahin Boztaş ve Rıdvan Demir 22, Bozan Mintaş ise 21 yaşında. Ancak her üç zanlı da Türkiye aleyhine eylemlere katıldıkları dönemde 18 yaşının altındaydı. Fransa’dan gelen dosya, önce Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Ancak eylemciler olay tarihinde reşit olmadıkları için özel yetkili savcılık görevsizlik kararı vererek dosyayı 28 Şubat 2011’de çocuk suçlarına bakan savcılığa gönderdi. Savcı eğer gerekli görürse Fransa’da ikamet eden Şahin Boztaş ve Rıdvan Demir ile İsviçre’de oturan Bozan Mintaş hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma ve kamu malına zarar verme suçundan dava açacak. Soruşturmaya gerekçe olarak Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 13. maddesinin birinci fıkrasındaki “terör suçunun vatandaş veya yabancı tarafından yabancı ülkede işlenmesi halinde Türk kanunları uygulanır” hükmü gösterildi.
DOSYA FRANSA’DAN
Sabah Özel İstihbarat Bölümü’nün ulaştığı belgelere göre ilginç olay şöyle gerçekleşti: Fransız adli makamları 2007 yılında ülkenin muhtelif şehirlerinde yapılmış PKK gösterileriyle ilgili olarak Türk Adalet Bakanlığı’ndan yardım talep etti ve dosyayı delilleriyle birlikte Türkiye’ye gönderdi. Deliller arasında DNA örnekleri gibi güçlü kanıtlar bulunuyordu. Zanlılar Fransa adli makamlarınca PKK’ya yönelik olarak başlatılan soruşturma kapsamında 11 ve 12 Haziran 2007’de yapılan operasyonlarda yakalanmışlardı. Yakalanan 13 kişi Apocu Gençlik adlı bir alt örgütün üyesiydi. Şüpheliler hakkında 2007 yılı Mart, Nisan ve Mayıs aylarında Fransa’nın Bordeaux, Toulouse, Port-Debouc ve Marignane şehirlerinde meydana gelen bombalı ve molotof kokteylli saldırılara iştirak ettikleri gerekçesiyle soruşturma açıldı. Soruşturma kapsamında sorgulanan sanıkların adları Şükrü Baş, Sabit Karakurt, Sahip Özen, Mehmet Şirin Buksur, Şemsettin Buksur, Erkan Çelik, Rıdvan Demir, Mehmet Salhan, Ertunç Korkmaz, Eyüp Şeker, Bozan Mintaş, Şahin Boztaş ve Hüseyin Işıklı kimliğini kullanan Serkan Tirkayi’ydi.
ÇOCUK SAVCISI
‘Apocu Gençlik’ isimli örgütün 13 üyesi ile ilgili olarak Fransız adli makamlarınca yapılan yargılama sonucunda Paris Asliye Ceza Mahkemesi, 13 Ocak 2009’da şüpheliler hakkında terör amaçlı suç örgütü kurmak, terör saikiyle mala zarar, patlayıcı madde bulundurmak ve terörün finansmanı suçlarından 3 ay ile 5 yıl arasında değişen hapis cezaları verdi.
Türk adli makamları bu yargılamaya ilişkin dosyayı da 16 Mart 2009’da Fransa’dan istedi, ancak bu talebe cevap alamadı. Fakat üç şüpheli Şahin Bayram, Rıdvan Demir ve Bozan Mintaş hakkında dosya Fransız adli makamları tarafından bir CD içerisinde Türk adli makamlarına iletildi. Üç gencin 2007 yılının Mart-Mayıs aylarında Fransa’nın muhtelif şehirlerinde Türk Topluluğu’nun işyerlerine karşı düzenlenen saldırılara karışan Apocu Gençlik’in üyesi oldukları tespit edildi.
***
POLİSLER LENİN’İ BİLE TANIMIYOR
Devrimci Karargah davası ve Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, yazdığı ‘Haliç’te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet Bugün Cemaat’ adlı kitabında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan talimatla ifade verdi. Silivri’de tutuklu olan Avcı, dün sabah Beşiktaş’taki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade verdi. Avcı, kitaba bir bütün olarak bakıldığında güvenlik kuvvetlerinin yetiştirilmesi için önerilerde bulunduğunu savundu.
GARSON İYİ BİLİYORDU
Kitabın 34. sayfasında ‘Gençlik Parkı’ndaki garsonlar idelojik konularda benden bilgiliydi’ başlıklı bölümüne ilişkin açıklama yapan Avcı, ‘Polis akademisini yeni bitirmiş bir komiser olarak, garsonların ideolojik konulardaki konuşmalarını anlamadığımı ve onlar kadar ideolojik bilgi sahibi olmadığımı kitapta anlatmaya çalıştım. 39. sayfadaki ‘Güneydoğu’daki güvenlik kuvvetleri PKK’yı bilmiyor’ başlığı altında, terörle mücadele bölümündeki personelin PKK listesinde aranan terör örgütü mensuplarının 5’inin dahi adını bilmediklerini anlatmaya çalıştım’ diye konuştu.
BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ İSTEDİ
Kitabın 94. sayfasındaki ‘Küçük A’ başlıklı yazısında, örgütte bir süre kalmış köylü çocuğunun bir takım günlük gazetelerde 1 Mayıs’la ilgili haberlerde çıkan Marx ve Lenin gibi ideolojik liderleri tanıdığını ancak polislerin tanımadığını savundu. Avcı, ‘Kitabımdaki ifadelerde suç unsuru yoktur. Bilirkişi incelemesi talep ediyorum’ dedi. Daha önce Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 7 Ocak 2010 tarihli ifadesinin de doğru olduğunu sözlerine ekledi.
SEDEFÇİ’YE SUÇ DUYURUSU
AVCI, ”Bırakın CHP’yi diğer partilerden bir tanesi Hanefi Avcı’ya sahip çıkarsa, böyle hastalıklı bir zihniyeti parlamento çatısı altına sokarlarsa Türkiye için zul olur” diyen Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi hakkında ”hakaret ettiği” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Avcı’nın avukatı Fidel Okan, dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdi. Sedefçi hakkında ”basın yoluyla hakaret” suçundan kamu davası açılması talep edildi.
Baransu ifade veremedi
Balyoz Planı iddialarına dair belgeleri temin etmesine ilişkin olarak başlatılan soruşturmada ifade vermek isteyen gazeteci Mehmet Baransu’nun avukatı olmadığı için ifadesi alınmadı. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelen Baransu, soruşturma savcısı Hakan Karaali ile görüştü. baransu, adliyeden ayrılırken kısa bir açıklama yaptı. Cuma günü avukatıyla adliyeye tekrar geleceğini ve ifade vereceğini belirten Baransu, ‘Birtakım belgeleri alıp getirip adalete teslim etmek suç mudur’ diye konuştu. Baransu hakkında geçen yıl, ‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları hakkında, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ya da belgeleri temin etmek” suçundan soruşturma başlatılmıştı.
12 ‘sivil itaat’siz tutuklandı
MARDİN’in Kızıltepe’de, BDP ilçe örgütünce Özgürlük Meydanı’nda kurulan ‘Demokratik Çözüm Çadırı” adı verilen çadırda 3 gün önce Kızıltepe Emniyet Müdürlüğü’nce yapılan aramada gözaltına alınan, aralarında BDP Kızıltepe İlçe Başkanı Ömer Turgay’ın da bulunduğu 12 kişi, emniyetteki ifadelerinin ardında savcılığa gönderildi. Kızıltepe Sulh Ceza Mahkemesine sevk edilen BDP Kızıltepe İlçe Başkanı Ömer Turgay ile Hakkı Turgay, Mehmet Salih Bışaroğlu, Reşit İpek, Ramazan Ay, Mehmet Sıraç Vural, Servet Turgay, Hayrettin Akansel, Celal Kurga, Hasan Aşa, Mehmet Siraç Koluman ve Fahri Doğan ”terör örgütünün propagandası yapma” ve ”polise mukavemet” suçlamalarıyla tutuklandı.