GÜNDEM: “Üzüntümü söyledim”

Tunus ziyareti sırasında Gezi Parkı olaylarını değerlendiren Başbakan Erdoğan, “Demokrasi içinde, özgürlükler çerçevesinde sizden bir talep olur. Demokratik taleplere canımız fedadır” dedi. Erdoğan, diktatörlük iddialarına ise “Kimi astık, kimi kestik?” diyerek tepkisini ortaya koydu.

Başbakan Tayyip Erdoğan Tunus’ta gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Erdoğan’ın açıklamaları özetle şöyle:

AVM DEYİNCE: Mevcut Gezi Parkı’nın tamamını yok etmeyeceğiz. Kışla belli bir bölgeyi kapsıyor. Topçu Kışlası’nı, Selimiye Kışlası gibi kullanacak halimiz yok. Bir AVM ifadesi geçince bu İstinye Park, Kanyon gibi anlaşıldı.

ŞEHİR MÜZESİ: İstanbul’un ciddi bir şehir müzesi yok. Turistler için cazibe merkezi yapar. Burada kitapevleri, geleneksel hat tezhip olabilir. Bir de AKM meselesi var. Yıkım kararı olduğu için işlevi olmayan bir merkez. Ben bu haliyle AKM’yi Taksim’e yakıştıramıyorum. Mimarlarıyla görüştüm, muvafakat ettiler. Burada dev bir opera binası yapalım.

NETİCE: Dün gelen kuruluşlar mimarlar, Tabipler Odası, DİSK, KESK temsilcileri… AKM yıkılmamalı, Topçu Kışlası yapılmamalı, biber gazı yasaklanmalı, vali ve emniyet müdürleri görevden alınmalı… Talepler bunlar. Böyle bir talep olabilir mi? Referandum istemiyorlar. Çünkü doğacak neticeyi görüyorlar. Bu taleplere Bülent Bey (Arınç) gerekli cevabı veriyor ve ayrılıyorlar.

SAMİMİ: Ağaçların sökülmemesi talebini samimi olarak yapanlar dışında -samimi diyorum, bunun altını çiziyorum- bunların dışında istismar etmek suretiyle bu olayları teşvik eden DHKP-C’den İşçi Partisi’ne kadar bunların tohumlamasını yapan gruplar var. İstihbarat elimizde mevcut.

BAHANE: Madem olay Gezi Parkı’dır bununla ilgisi olmayan iller neden buna dahil oldu? Niçin İzmir, Ankara veya özellikle Hatay? Demek ki olay Gezi Parkı olayı değil. Gezi Parkı bahane, gerisi şahane mantığıyla yürütülen bir süreç.

ORMAN: Peki bunların çevreci yanı varsa soruyorum; Ceylan Otel, Koç ve Sabancı Üniversiteleri orman arazilerine yapılmış. O zaman bunlar neredeydi? Ben Koç Üniversitesi’ne karşı belediye başkanı iken adeta savaş verdim ve hapse girdiğim zaman yanımda kimseyi bulamadım.

ÇEVRECİLİK: Acaba bu kilit taşlarını sökmek suretiyle, dükkanlara, araçlara zarar verenler, kamunun mallarını yakıp yıkanlar, kaldırım taşları ve bordürlere varıncaya kadar zarar verenler bunu çevrecilik anlamında mı yapıyor? Çevrecilik ise kimse bana çevrecilik dersi vermesin.

YIPRATMA: Maalesef bizi anlama adına değil, anlamak istemeyişleri adına bunu yapıyorlar. Çünkü bunu yapan AK Parti ve AK Partili Başbakan Tayyip Erdoğan. Acaba biz AK Parti ve Tayyip Erdoğan’ı bu yolla yıpratabilir miyiz? Benim vatandaşımla bir problemim yok.

3. KÖPRÜ: Bir grup da 3. köprü aleyhine de gösteri yaptı. 300-500 kişi. Ne olursa olsun. Bunlar 1. ve 2. köprüye de karşı çıkmışlardı. İnanın denizin altından raylı sistem yapıldığını bilseler karşı çıkardılar. Allah’tan haberleri olmadı.

CAMİ: Dün akşam Miraç kandili. Sağolsunlar Miraç Kandili’nde, Dolmabahçe’de kandil simidi dağıtmışlar. Ama bir gece önce Dolmabahçe Camii’ne ayakkabıyla girerek içeride her türlü ahlaki olmayan şeyi yapıyorlar. Bizim adetimizde, kültürümüzde camilere böyle bir saldırı olabilir mi?

POLİS: Çarşı Grubu diye bir grup var. Geliyor Başbakanlık ofisine saldırıyor. Diyorlar ki polis çekilsin. Polis nasıl çekilsin? Polis Başbakanlık ofisini korumayacak mı? Aynı şekilde Ankara’da da Başbakanlığa, il merkezimize yürüdüler. Polis bunları korumayacak mı?

FEDA: Karşınızda binlerce kitle var ve hiçbir şeyi dinlemeden geliyor. Demokrasi içerisinde özgürlükler çerçevesinde sizden bir talep olur. Siz bu talebe ters bir tepki ortaya koyarsanız, kalkarsınız o yerlerde gösterinizi yapabilirsiniz. Bizden herhangi bir miting alanı mı veya toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu ile alakalı bir şey mi istendi? Demokratik taleplere canımız feda.

BİBER GAZI : Biber gazi olayındaki aşırılıkları eleştirdik. Ama dünyada biber gazının yasak olduğu hiçbir gelişmiş ülke yoktur. Bırakın sadece biber gazı kullanmayı Amerika’da Wall Street olaylarında 17 kişi öldü. Aynı şey İngiltere, Almanya ve Fransa’da oldu. Biber gazını fevkalade bir hal olmadıktan sonra asla kullanmayacaksınız. “Su kullanın, bu tür dağıtma işlemlerini yapın” diye söyledik. Buna daha sonra büyük ölçüde uydular.

UZANTILARI: Sadece içeride değil dışarıda da bunun uzantıları var. İki üç ay öncesinden benzer haberleri alıyorduk. Ama biz çevre ve yeşil bahane edilerek bu adımın atılacağını düşünmüyorduk. Çünkü en başarılı olduğumuz alan çevrecilik. Başka bir yerden olabilir diye düşünüyorduk. AKM, Topçu Kışlası veya Taksim Camii’ne yönelik olabilir diye tahmin ediyorduk.

TWİT: Çok enteresandır. CHP Hatay Milletvekili’nin kendi ilinde attığı mesaj var; “Başbakan demokratik hakkını kullanana çapulcu demiştir.” Sabah akşam devam eden protestolara sen de destek ol. Akşam evinde isen balkona, cama çık; ıslık, korna çal. Haksızlık karşısında her yer Taksim, her yer direniş.

HATAY: Esed’e giden ekipte yer alan bir isim. Esed’e katliamcı demezken ağaç sökümü üzerinden meşruiyet tartışması başlattılar. Hatay (Reyhanlı) olaylarında aktif rol oynayan istihbaratçının (Şam’a) götürdüğü kişilerden biri. İşi siyasi mezhepçiliğe taşıma gayretleri içinde olanların öncülerinden bir tanesi. Bakın cenaze oldu. Attıkları twitlerde, “kurşunlanarak öldürüldü” dediler. Kurşunlanarak öldürme gibi bir olay yok.

MEZHEP: Orada 50 bin kişi toplanıyor. Sıkıntı olmadan cenazeden sonra dağılıyor. Ama 2 bin kişi… Nusayri Mahallesi, karşısında Sünni Mahallesi var. Sünni Mahallesi’ne saldırmak için tahrik ediyor. Polis orada işini yapıyor. Orada bir mezhep kavgası mı çıksın?

DERİN YAPI: (Olayların arkasında derin yapı var mı? sorusuna) Şu anda onlar üzerinde çalışmalar yapılıyor. Her şey olabilir.

ÖRNEKLER: Bizim gençlik örgütümüzün sosyal medyayı kullanabilmek adına çalışmaları var. Dezenformasyon bu kadar aşırı kullanılamaz. Hakaretin bini bir para, ahlaki olmayan pek çok şeyler… İzmir’de atılan twitlerden bazıları; “Alsancak otoparkı ikinci katında toplu işkence başladı. Kesin bilgi, yalvarırım biri yardım etsin.” Bir başkası; “Basmane’de katliam var, öldürmeye geliyorlar, Gündoğdu’ya doğru sürüyorlar. İzmir’de AK Parti gençlik kolları polisle birlikte meydan dayağı atıyor.” Bunlar yazıldı. Bu arada bizim ilçe binamızı yakıldı.

BALKON: (Yeni balkon konuşması beklentisine ilişkin) Balkon konuşmasına benzer bir konuşmayı buraya gelmeden önce havaalanında yaptım. Bu işlere karışmamış olan kardeşlerim bu oyuna gelmesin.

3. KÖPRÜ: 3. köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi… Bunu birileri, bir yerlere çekecektir. Ben Osmanlı padişahları içerisinde Yavuz Sultan Selim’i çok farklı yere yerleştiren bir insanım. 8 yıla neleri sığdırdığı ortadadır. Mekke’nin fethi, kutsal emanetler… Şah İsmail’le aralarında geçen meselelerin nedenleri var. Kendi bütünlüğünü koruma noktasında attığı adımlar ortada. Ama tüm vatandaşları ile ilgili attığı adımlar da önemli… Yavuz olayına böyle baktık. Bu, asla alevi vatandaşlarımıza yönelik bir tavır değildir.

HACI BEKTAŞ: Nevşehir Üniversitesi için Hacı Bektaş-ı Veli, Tunceli Üniversitesi için Pir Sultan Abdal isminin verilmesi üzerinde durabiliriz. Arkadaşları Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenlerine gönderdiğimde dayak yemeden oradan zor çıkardı.

DEVLET: Anayasaya göre alkol, kumar, uyuşturucu… “Tüm bunlara karşı devlet gerekli tedbirleri alır” diyor. “Alabilir” demiyor. Bizim bunun adımını atmamız lazımdı. Mesela alkolden devleti çektik. Şimdi kumardan da çekiyoruz devleti. Piyango, toto, at yarışı…

FAİZ: Alkol düzenlemesine yönelik tepkiler… Dayandırdıkları yer din. Rica ediyorum. Din emrediyor diye idareci buna uygun bunu yapıyorsa, kötülük mü yapmış oluyor? Bunu yüzde 99’u Müslüman denilen ülkemde söylüyorlar. Faizi niye kimse düşürüyorsunuz demiyor. Din emretti diye bunu sıfırlayacaklar demezler. Çünkü işlerine geliyor

DİN: (Alkol) Bu düzenleme anayasadan geliyor ama dinimle de bağdaşıyor. Anlamak istemiyorlar. Evinde giderken bira, rakı, votka, şarap alır, isteyen evinde, restoranında içer. Ama belli bir limitin üzerinde çıkınca trafikte polise yakalanınca hesabı vermek zorunda.

KİMİ ASTIK: (Diktatötürlüğe gidiyor’ iddiası) Ne yaptık? Kimi astık, kimi kestik? Dönemim içinde 7 seçim yaşadık. Üç genel, iki yerel seçim, iki referandum yaptık. İsteyen istediği kadar parti kuruyor. Şu anda 72 parti var. Darbe girişimleri yaşadık. Partimize açılan kapatma davasındaki tabloyu biliyorsunuz. 330 vekille iktidarsınız, size karşı malum çevreler darbe girişimine giriyorlar. Biz sabrettik, kitlemizi sokaklara dökmedik. Yargı içinde mücadelemizi verdik.

YÜZDE 50 HESAP SORAR: Demokrasiye inandıklarını söyleyenler samimi değil. Azınlığın çoğunluğa tahakkümü var. Eğer böyle bir şey karşısında tavırsız kalacak olursak. Yüzde 50 AK Parti’ye oy verenler sen benim oyuma sahip çıkmadın hesabını yarın bana sorar. Çünkü ben de bir siyasetçiyim. Dolayısıyla benim tabanım bana hesabını sorar.

‘Üzüntümü söyledim’

Başbakan Erdoğan ortak basın toplantısında şunları söyledi:  Bu konuyla ilgili bir referandum ifadesini kullandık ama Bülent Bey’i ziyarete gelenler, ‘Bu tür konular referanduma götürülemez’ diye bir açıklama yaptılar. Şimdi bu tür şeyleri böyle bir yarışa sokmanın anlamı yok.  Yardımcım gerekli açıklamaları yaptı. Kullanılan aşırı gazla alakalı üzüntümüzü dile getirdik. Hiçbir hak, hukuk dışı yollarla aranmaz. ‘İstediğim yerde miting yaparım, yakarım, yıkarım’ derseniz buna izin vermeyiz.