BEŞİKTAŞ: ULAŞILABİLİR SANAT

HAYALİNİZDEKİ tablonun fiyatı çok mu pahalı? Satın alacak imkanınız yok mu? Üzülmeyin. Fransız Stephanie Triau’nun Beşiktaş’ta açtığı atölyeye gidip duvarınıza yakışacak bir tabloyu sipariş edebilirsiniz. Üstelik uygun fiyata! Resmi yapanlar ise Fransız sanatçılar. Resim galerisini gezerken bir tablo görüyorsunuz ve iç geçirerek “Şimdi kimbilir ne kadar pahalıdır. Bunu alacak param yok” mu diyorsunuz? Haklısınız çünkü Türkiye’de sanat eserlerinin fiyatı her yıl artıyor. Özellikle çağdaş sanat örneği tablolar astronomik fiyatlara satılabiliyor. Çoğu kişi için evinin duvarına sanatsal değeri olan tablo asmak zorlaşıyor. Artık Türkiye’de bu durumu tersine çevirecek bir oluşum var: Artapot. Yetenekli Parisli sanatçılardan oluşan bir kolektif olan Artapot’un başındaki isim ise Fransız Stephanie Triau. II. Dünya Savaşı sonrasında yaygınlaşan Pop Art’tan ilham alarak erişilebilir fiyatlarda, kaliteli ve yaratıcı yağlıboya tablolar hazırlayan Artapot, sanatsever ve koleksiyonerlerin son aylarda tercih ettiği bir topluluk.

İRONİK SANAT YAPAN KOLEKTİF

Triau’nun kurduğu bu oluşumun mottosu ‘Herkes için sanat!’ Triau Artapot’u kurma hikayesini şöyle anlatıyor: “Zaman geçtikçe bir şeyin farkına vardım, çoğu insan buna yakın arkadaşlarım da dahil sanat eseri satın almaya çekiniyor. Onlar için bir platform olmadığını farkettim. Mastırımı yaptıktan sonra lüks markaların pazarlama departmanında çalıştım. Orada şu an yakın arkadaşım ve ortağım olan Dominique Carrier ile tanıştım. Birlikte insanlara sanatı nasıl ulaştırabileceğimizi düşünmeye başladık. Dominique’in zaten çevresinde olduğu yaratıcı arkadaşlarla birlikte eğlenceli, zevkli, ironik sanat yapan bir ‘kolektif’ yarattık.Uygun fiyatlarla, kaliteli ve aynı zamanda el yapımı yağlıboya tablolar yapmaya karar verdik ve bu eserleri Türkiye’ye getirdik.”

Artapot’un konseptinin farklı olduğunu söyleyen Triau, İstanbul’un geçici yerlerinde gösterimler yaptıklarını anlatıyor: “Ne bir online satış mağazamız ne de yerleşik bir sanat galerimiz var. 2011 yılında katıldığımız Contemporary İstanbul’un ardından birçok mekan ve mağazada tablolarımızı sergiliyoruz. Bu şekilde, sanatın sadece sanat galerisi ya da fuarlarında değil yakın olan farklı mekanlarda da ulaşılabileceğimizi savunuyoruz. Ayrıca Beşiktaş’taki atölyemiz de ziyarete açık. Randevuyla ziyaret edip hem koleksiyonlarımızı görebiliyor hem de özel siparişlerinizi verebiliyorsunuz. Kişiye, markalara ve kurumlara özel yağlıboya tablolar da bulabilirsiniz.”

Günümüzde birçok kişi birikimini ev, araba ve arsa yerine sanat eseri alarak yapıyor. Sanat eserlerinin yüksek gelir getirdiğini söyleyen Triau “Bu değer artışı bir yandan olumlu çünkü sanatçıları motive ediyor ve sanatın gelişimine katkıda bulunuyor. Aynı zamanda sanat eserlerinin bir hisse senedi gibi alınıp satılması, astronomik rakamlara çıkan manipülatif bir piyasanın oluşması da insanları sanata karşı soğutuyor” diyor.

İLGİLİ KİŞİ SAYISI ARTIYOR

Triau’ya ulaşılabilir sanatın mümkün olup olmadığını soruyoruz. “Ben ‘ulaşılabilir sanat’ ve ‘sanat’ diye adlandırılan iki kategorinin birbirine rakip olduğunu düşünmüyorum” diyor: “Çünkü hem fiyatları hem hedef kitleleri farklı. Rahatsızlık hisseden bir kesim sanatçı dışında bence bu çok pozitif bir trend çünkü sanata ilgi gösteren kitlenin büyümesine yardımcı oluyor. Bugün ‘Ulaşılabilir sanat’ diye tabir edilen kategoriden bir eser satın alan, ileride bir ‘sanat’ eseri alıyor olacak. Bir örnek vermek gerekirse bazı sokak markalarının son yıllardaki hızlı gelişimi, lüks olanların satışlarını düşürmedi. Bu, toplumun modaya olan genel ilgisinin arttığının göstergesinden başka bir şey değil!”

Artapot’u diğer atölyelerden ayıran özelliği ise fiyatlarının makul olması: “Burada 1×1 metre bir yağlıboya tablonun fiyatı yaklaşık bin euro. İstanbul’daki herhangi bir galeride sergilenen tablolara göre fiyatlar makul. Zaten müşterilerimiz daha çok öğrenciler.”

HONG KONG’DA EVLENDİK, İSTANBUL’A GELDİK

SANATI ulaşılabilir bir hale getirmek için çalışan Stephanie Triau’nun yaptığı iş kadar kişisel hikayesi de ilginç. Üniversitede siyaset bilimi okuyan, sanata olan düşkünlüğü nedeniyle Sorbonne Üniversitesi’nde yan dal olarak sanat tarihi eğitimi alan Triau, sonra küratör olmak için New York’a gitmiş: “New York Üniversitesi Müze Bilimleri Bölümü’nde okudum. Metropolitan Müzesi’nde staj yaptım. Paris’e döndüm ve bir galeri sahibiyle çalıştım. Ardından Paris’te MBA yaptım. Louis Vuitton, Dior, TAG Heuer, Moet gibi markaların sahibi LVMH grubunda 10 yıl pazarlama ve medya stratejisi üzerine çalıştım. İki buçuk yıl da Hong Kong’da bir medya şirketini yönettim. Orada tanıştığım bir Türk ile evlendim. Oğlumuz 2010 senesinde Hong Kong’da doğdu. Sonra İstanbul’a taşındık ve Artapot’u kurdum.”
Fatma KARAMAN / www.stargazete.com