SAYI 261

İstanbul Emniyet Müdürü Beşiktaş’ı ziyaret etti
Portofino’nun sahibi ölü bulundu
ETİLER- Biri Etiler’de olmak üzere bir çok semtte bulunan bir solarium işletmesinin işletmecliğini yapan, sosyetenin tanınmış iş kadınlarından 50 yaşındaki Füsun Denizaşan, Bodrum’daki bir otel odasında ölü bulundu. Füsun Denizaşan’ın cesedini otel çalışanları buldu. Bodrum İlçe Emniyet Müdürü Ömer Akgün çalışmaları yerinde takip etti. Denizaşan’ın cesedi, İzmir Adli Tıp Kurumu’na gönderilecek. Antidepresan ilaçları kullandığı ve birkaç kez intihara teşebbüs ettiği öğrenilen Denizaşan’ın ölümünde aldığı ilacın etkili olabileceği iddia edildi.
Ünlü sunucu
hırsız yakalattı…
BEŞİKTAŞ- Ünlü sunucu Kadir Çöpdemir’in cipinden fotoğraf makinesini çaldığı ileri sürülen zanlı yakalandı. Asayiş Şube Müdürlüğü Oto Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, Beşiktaş’ta Kadir Çöpdemir’in cipinden fotoğraf makinesinin çalınmasıyla ilgili çalışma başlattı. Olay yeri yakınındaki güvenlik kameralarının görüntülerini inceleyen ekipler, park halindeki cipten hırsızlık yapan zanlının Kadir A. olduğunu belirledi. Şişli’deki bir adrese düzenlenen operasyonda gözaltına alınan Kadir A’nın, emniyette 38 ayrı suç kaydı bulunduğu tespit edildi. Güvenlik kamerası görüntülerinde, Çöpdemir aracını park ederken, şüpheli, aracın bir kapısını açık tutarak kilitlenmesini önlüyor. Yolun karşısına geçip çevreyi kontrol ettikten sonra tekrar araca doğru yönelen şüpheli, fotoğraf makinesini çalarak uzaklaşıyor. Sorgusunda suçunu itiraf eden Kadir A’nın, geçen ay da bir araçtan 30 bin lira, başka bir araçtan da diz üstü bilgisayar çaldığı tespit edildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan zanlı, adliyeye sevk edildi.
Afet bilinci
İstanbul depremi ile ilgili konular her dönem tazeliğini korurken deprem bilincini aşılamak için Beşiktaş Belediyesi bu yıl, afet yönetimi eğitiminin gerçekleşmesini sağladı. Afet eğitimleri Şubat ayının ortalarında start aldı ve Mart ayında da tüm hızıyla devam edecek. Buna göre, Beşiktaş Belediyesi tarafından start alan afet eğitimleri programı belediye çatısı altında merkezlerde ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek. Beşiktaş Belediyesi ve Arama Kurtarma Derneği (AKUT) işbirliği ile afet eğitimleri veriliyor. 18 Şubat Cumartesi günü gerçekleşen ilk eğitime Maslak Lions ve Beşiktaş Gönüllüleri de katılmıştı. Toplam 4 hafta sonu sürecek eğitimlerle, afet bilincinin geliştirilmesi ve alınacak önlemler konusunda bilgilendirme yapılması hedefleniyor. Beşiktaş Belediyesi ve Arama Kurtarma Derneği (AKUT) işbirliğinde Beşiktaşlılara verilecek afet eğitimleri Şubat ayının ortasında başladı. Buna bağlı olarak, dört hafta sonu yapılacak etkinliklerin ilki Ortaköy, ikincisi Beşiktaş, üçüncüsü Levent ve sonuncusu Akatlar’da gerçekleştirilecek. Gerçekleştirilecek afet eğitimiyle birlikte bölge sakinlerinin bir araya geldiği bir “mahalle toplantısı” şeklinde gerçekleşen eğitimde afet bilincinin geliştirilmesi ve afet öncesi önlemler konusunda vatandaşların bilgilendirilmesi amaçlanıyor. Ortaköy Kültür Merkezi’nde yapılan ilk eğitime AKUT’un yanı sıra Maslak Lions ve Beşiktaş Gönüllüleri de katıldı.
Afet eğitim programlarıyla ilgili olarak Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, gerçekleştirilen programlarla Beşiktaş Belediyesi Mahalle Afet Toplantıları’nın başladığını duyurmuş ve ilk eğitim öncesinde açıklamalarında şu detaylara yer vermişti: “Her Cumartesi başka bir merkezimizde afet öncesi hazırlıklar, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenleri AKUT ile işbirliği içerisinde kentlilerimiz ile paylaşacağız. Bu Cumartesi 10:30’da Ortaköy Kültür Merkezi’mizdeyiz. Etkinlikler bilgisi ve mahalle servis güzergahları için: 444 44 55 tüm kentlilerimizi afete karşı bilinçlenme ve hazırlık programlarımıza davet ediyoruz.”
Buna göre Afet Eğitimi Programı şöyle:
“18 Şubat Cumartesi, Saat: 10:30 – 13:00, Ortaköy Kültür Merkezi. 25 Şubat Cumartesi, Saat: 10:30 – 13:00, Beşiktaş Belediyesi Evlendirme Dairesi. 3 Mart Cumartesi, Saat: 10:30 – 13:00, Levent Kültür Merkezi. 31 Mart Cumartesi, Saat: 14:30 – 17:00, Akatlar Kültür Merkezi.”
Gönüllü ordusu
iş başında!..
Beşiktaş Belediyesi 23 mahalle üzerinden afet yönetim merkezi işbirliği içinde olası bir afet sonrası toplanma merkezlerini oluşturmuş ve kentliyle her mahalle için ayrı ayrı detaylarıyla paylaşmıştı. Beşiktaş Belediyesi bünyesinde yer alan Afet Yönetim Merkezi, Mahalle Afet Gönülleri ile de işbirliği içinde çalışmalarını yürütüyor. Beşiktaş Belediyesi’nin Akatlar’da açtığı Afet Yönetim Merkezi (AYÖM) olası doğal afet ve karla mücadele için yöneticilerinin, birimlerle koordinasyon kuracağı ana merkez olarak karşımıza çıkıyor. 2008 yılında organizasyonu tamamlanan merkezde dört ana kurtarma ekibi bulunuyor. Her ekibin altında afetler, kurtarma ve bilgilendirme konularında eğitim görmüş 120’ye yakın personel görev yapıyor. Kurtarma ekiplerine destek vermek adına ilçenin tüm mahallelerinde 30 kişilik Mahalle Gönüllü Kurtarma Ekipleri oluşturulmuş, bu genç ve dinamik ekip olası bir afet durumunda ana ekiplere her türlü desteği sağlamayı amaçlıyor. Beşiktaş Belediyesi ve Mahalle Afet Gönülleri işbirliğinde gerçekleşen çalışmalarla da Mahalle Gönüllü Kurtarma Ekipleri’nin varlığı ve gösterdikleri performans ile bu konudaki eğitimlerin önemine değinen Beşiktaş Sivil Savunma’dan geçtiğimiz yıllarda çalışmalarıyla ilgili açıklama gelmişti ve şöyle denmişti: “Çeşitli meslek gruplarından gönüllülerin oluşturduğu semt Akut’u hayat kurtarmanın tüm yöntemlerini öğreniyor. Doğal afetlerde yaralanmış insanların sedyeye nasıl bağlanacağını nasıl taşınacağını tatbiki olarak da ögrendiler. Ekipte doktordan mühendise esnaftan öğrenciye işadamından avukata kadar her meslek grubundan gönüllüler yer alıyor.”
Beşiktaş Belediyesi de mahalle bilincinin önemine değinerek muhtarlıklara 2012 yılı içinde yazı göndermiş ve kriterlerini de açıklayarak sertifikalı afet müdahele ekiplerinin oluşturulacağını duyurmuştu. Beşiktaş Belediyesi her mahalleden 20 kişilik ekiplerin oluşacağını da belirtiyor.
Her daim gözde semt: ETİLER
İstanbul’un en çok tercih edilen yerleşim yerlerinden bir tanesi olan mahalle, kalabalık insan toplulukları ile dikkat çekiyor. Gece nüfusu daha da fazla artan mahallede zaman içerisinde sorunlar da artmış. Çoğunlukla eğlence merkezlerinin yoğunlaştığı Etiler, İstanbulluların tercih ettiği mekanlardan biri haline gelmeyi de kısa zamanda başarmış. Semt sakinleri mahallede bulunan Etiler Yaşam Evi’nde bir araya gelerek kültürel faaliyetlerde bulunabiliyorlar. Semt sakinlerinin birçoğu bu evin yetersiz olduğu görüşünde birleşse de mekanın oluşturulmasına emeği geçenlere teşekkür ettiklerini belirtmeden edemiyorlar. Çok sayıda lise ve ilköğretim okulu yanında Etiler bir üniversite semti aynı zamanda. Kendi, sınırları içinde olmasa da, yurt, spor tesisi ve sitesiyle Boğaziçi Üniversitesi’nin bir ayağı Etiler’de… Üniversiteye yakınlığıyla, akademisyen ve öğrencilerin tercih ettiği bir yaşam alanı. Öğrencilik yıllarında başlayan semt alışkanlığı sonraki yıllara taşınıyor. Semtte oturan çok sayıda Boğaziçili bulunuyor.
Etiler 80’lerin ortasından itibaren hızla yükselen “eğlencenin adresi” tanımını 2000’lerin ikinci yarısına doğru kentin Taksim merkezli bölgesine kaptırsa da, son dönemde yine eskiye dönüş gözleniyor. Sanat ve televizyon dünyasının ünlü isimlerinin semtten kopamayışının da etkisi büyük. Tüm mahallelerde olduğu gibi Etiler Mahallesi’nde de yerleşim alanını önce muhtarına ardından da mahalle sakinlerine sorduk. Babasının vefatının ardından mahallelisinin desteği ile genç yaşında mahalleye muhtar olan Seçil Eşki çok sevdiği mahallesini anlattı.
“ELEKTRİK KESİNTİLERİ VE
OTOPARK SORUNUMUZ VAR”
Mahallesinde bazı zamanlarda elektrik kesintisi yaşandığını söyleyen ve bu kesintilerden vatandaşların mağdur olduklarını dile getiren Etiler Mahallesi Muhtarı Seçil Eşki, “Mahallemizde yaşanan elektrik kesintileri sorun yaratıyor. Bu konuda altyapımızın sağlamlaştırılması gerekir. Bu sorunun çözümü için yer altı kablolarının yeniden döşenmesi gerekir. Zira elektrik kesintileri evlerde bulunan aletlere de zarar vermekte ve alınan ürünlerin bozulmasını da sağlamakta. Bunun yanısıra mahallemizde trafik sorunu da bulunmakta. Özellikle Çamlık Sokak ve mahallemizin hemen yanıbaşında bulunan bir hastanenin etrafında trafik sorunu yaşanmakta. Sokaklarımızda bulunan bazı restoranlarda ise vatandaşlarımız valeler tarafından mağdur edilmekte. Vatandaş evinin önüne aracını park edecek ancak kimi zaman valelere bu iş için para verildiği bile oluyor diye şikayette bulunuyor” dedi.
“HIRSIZLIK AZALDI PAZARLARA SERVİS GEREK”
Polisin başarılı çalışmaları ve ekip halinde gezmesi ile birlikte mahallesinde yaşanan hırsızlık olaylarının eskiye oranla gerilediğini ifade eden ve Beşiktaş’ta kurulan pazarlara daha sık servis verilmesi gerektiğini söyleyen muhtar Seçil Eşki, “Mahallemizde yaşanan hırsızlık olayları gün geçtikçe azalıyor. Eskiden ekipler denetime daha az çıkıyordu. Şimdi ise mahalle sokak sokak gezilerek gözlem altına alınıyor. Polisler gerek gördüğü durumlarda müdahale ediyorlar. Bu mahallemizin güvenliği için olumlu bir gelişme. Mahalle sakinlerimiz Beşiktaş’ta Salı ve Cumartesi günlere kurulan pazarlara servis aracı verilmesini verilen servis araçlarının ise sefer sayısının daha fazla olması gerektiğini söylüyorlar. Mesela muhtarlığımızın önünden pazarlara kaldırılacak seferler vatandaşlarımızı memnun kılar” diye konuştu.
“ÜSTYAPI ESKİDİ KALDIRIMLAR YAKIŞMIYOR”
Mahallesinde üstyapının zaman içinde eskidiğini söyleyen ve bir değişim yaşanması gerektiğini ifade eden Seçil Eşki, “Etiler’de üst yapı sorunlarımız çözüm bekliyor. Özellikle Nisbetiye Caddesi bu sorunun merkezinde yer alıyor. Yağmurlu günlerde bu sorunumuz daha da çok artıyor. Konu ile ilgili gerekli başvurular yapıldı. İBB’nin bu konu ile ilgili bir çalışması var ve henüz faaliyete geçirilmiş değil. Zincirlikuyu ve Rumeli Hisarı’na uzanan bir alanda olduğu için projenin başlatılmadığı söyleniyor. Hem Büyükşehir hem de Beşiktaş Belediyesi’nden konu hakkında çözüm bekliyor vatandaşlarımız. Ancak olumsuzlukların olduğu kadar olumlu çalışmalar da oluyor. Örneğin Beşiktaş Belediyemiz karlı ve buzlu havada vatandaşlarımızı hiç mağdur etmedi. Karlı havalarda yolların temizliği zor yapılmasına karşı her taraf temizdi ve yollarımız açıktı” diyor.
“GELECEĞİMİZ OLAN OKULLARA ÖZEN GÖSTERMELİYİZ”
Mahallesinde bulunan eğitim kurumlarına ayrı bir özen gösterdiklerini söyleyen Eşki sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “Eğitim bizim geleceğimiz için çok önemli. Okullarda bulunan eksiklikleri okulları ziyaret ederek öğreniyorum. Belediyemizde bu konuda her zaman için destekçi oluyor. Örneğin Kamil Güzey İlköğretim Okulu’nda okul servis kapısı sponsorlar tarafından yenilendi, bahçe kot farkı sorunu vardı, Zorlu Holding tarafından çözüldü. Atatürk büstü yenileniyor, ancak bahçe düzenlenmesi gerekiyor. Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun çok amaçlı konferans salonunun düzenlenmesi ve boya ihtiyacı var. Yine bahçe düzenlemesi gerekiyor. Hasan Ali Yücel’de ise Atatürk Büstü ve bahçe düzenlenmesine ihtiyaç var. Mahallemde muhtarlık parkına oyun grubu ihtiyaç bulunmakta. Geri dönüşüm konusunda vatandaşlarımız bilinçli. Mahalle başkanları ve kent gönüllüleri muhtarlarla diyalog içinde olursa mahallemize daha iyi hizmet vermiş oluruz. Ben mahallemizin güzelleşmesi için emeği geçen herkese bir kere daha teşekkür ediyorum.”
Kentli ne diyor neler istiyor?..
“Yaşam Evi büyük bir ihtiyacı giderdi”
Çoğunlukla eğlence merkezlerinin yoğunlaştığı Etiler, İstanbulluların tercih ettiği mekanlardan biri haline gelmeyi de kısa zamanda başarmış. Semt sakinleri mahallede bulunan Etiler Yaşam Evi’nde bir araya gelerek kültürel faaliyetlerde bulunabiliyorlar. Semt sakinlerinin birçoğu bu evin yetersiz olduğu görüşünde birleşiyor. Etiler’de bir diğer sorun ise trafik olarak karşımıza çıkıyor.
YAYALAR ENGELLENİYOR: “Mahallemiz güzel bir mahalle ancak dört dörtlük bir mahalleyiz diyemeyiz. Benim sorunum yayaların geçiş yollarının işgal edilmesi ile ilgili. Tretuvarlarımız sorun yaratıyor. Yollarda yürümekte zorlanıyoruz. Bir an önce kaldırımlarımızın elden geçirilmesi gerekmekte.” Mahmut Cengizoğlu.
SERVİS İSTİYORUZ: “Mahallemiz yakınında bir pazar kurulmadığı için pazarlara ulaşmakta sıkıntı yaşıyoruz. Mevcut pazarların günlerinde araç seferleri konuyor. Ancak bu araçlar mahalleliyi taşımakta yetersiz kalıyor. Bence bu sefer sayıları arttırılmalı. Seferler arttırılırsa vatandaşlarımız pazarlara daha rahat ulaşabileceklerdir.” Delil Karakaya.
MERAK EDİYORUZ: “Beşiktaş’a bir Cemevi yapılacağı söylenmişti. Biz de sonucu merakla bekliyoruz. Bunun yanısıra Etiler’de bulunan Yaşam Evi’nin de daha iyi hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.” Melek Karakaya.
BÜYÜK İHTİYAÇ: “Etiler’de bizleri düşünmüşler ve bir Yaşam Evi yapmışlar. Bu çok güzel olmuş. Ben emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Ancak bu mekanın daha iyi hale getirilmesi gerekir. Kütüphanesi ve spor salonu olan yerlere tüm Beşiktaş sakinlerinin ihtiyacı var.” Mehmet Alıç.
KONTEYNER SORUNU VAR: “Oturduğum sokakta bulunan iki konteyner biçimsiz yere konulduğundan trafikte sorun yaratıyor. Konteynerler çevre sağlığına ve düzenine önem verecek şekilde konumlandırılmalı. Bu konuda yetkililerin daha duyarlı olmasını bekliyorum.” Orhan Telcan.
ÖNCE İNSAN: “Etiler’de Yaşam Evi yapılması iyi oldu. Ancak bu yaşam evinden daha fazla insanımızın faydalanması gerekmektedir. Bunun içinde mutlaka düzenleme gerekmekte. Spor salonu ve kütüphanemizin olduğu bir mekana ihtiyacımız bulunmaktadır.” Celal Dalmalı.
“Bölge Hastanesi…”
Afife Jale Sahnesi’nde Tiyatro Kumpanyası’ndan bir oyun sanatseverler ile buluşacak. Bahar aylarında da Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde programlar tüm hızıyla devam ediyor. Yine farklılığıyla adından söz ettirecek bir oyun tiyatroseverleri Afife Jale Sahnesi’nde karşılamaya hazırlanıyor. Tiyatroadam’dan “Bölge Hastanesi” isimli oyunu, Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde Afife Jale Sahnesi’nde perde diyecek. 1 Mart’ta sahnelenecek oyurnla ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Savaşın gölgesinde bir bölge hastanesi… Hiç kimsenin taburcu olamadığı tuhaf bir oda…
Kırık dökük bir ameliyat masasında, Neşterle parçalara ayrılan Balkan toprakları… Ve trajikomik bir “Kimlik Nakli Operasyonu”… Masallarla – gerçekler, yazılanlarla – yaşananlar arasında sıkışmış insanlar… Tiyatroadam, Hristo Boyçev’in yazdığı, kahkahalar ve gözyaşlarının birbirine karıştığı bu bol ödüllü oyun seyirciyle buluşacak.”
Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Yazan: Hristo Boyçev. Çeviren: Hüseyin Mevsim. Yönetmen: Fatih Koyunoğlu, Deniz Özmen. Müzik Direktörü: Saki Çimen. Sahne Tasarımı: Deniz Özmen. Dekor Uygulama: Sırrı Toprak, Metin Gümüş. Afiş Tasarım: Elif Ergür. Işık – Müzik Kumanda: Uğur Aksu.”
Tiyatroadam tarafından sahneye konulacak olan “Bölge Hastanesi” adlı oyunda yer alan isimler ise şöyle: “Oynayanlar; Ayça Koyunoğlu, Çetin Kaya, Şebnem Bilgeer, Fatih Koyunoğlu, Berk Yaygın, Deniz Özmen, Barış Yıldız, Aşkın Şenol.”
Oyunun konusu ile ilgili Tiyatroadam ekibi şunları aktarıyor: “Balkanların en ünlü oyun yazarlarından biri olan Bulgar yazar Hristo Boyçev’in, Hüseyin Mevsim’in tarafından dilimize çevrilen bu trajikomik oyunu, savaş sırasında Balkanlar’da bir bölge hastanesinin kimsenin taburcu olmadığı bir koğuşunda geçiyor. Bu koğuş ve içindeki hastalar yıllardan beri parçalanarak kimliksizleştirilmeye çalışılan Balkan toplumunun bir minyatürü olarak da algılayabileceğimiz bir koğuştur. Oyunda hafızasını yitirmiş ve ismini – daha doğrusu kim olduğunu – hatırlamaya çalışan bir hastanın, odadaki diğer hastalar tarafından kendisine biçilen yeni kimliğiyle mücadelesi, eğlenceli ve bir o kadar da trajik bir dille anlatılıyor.”
Tiyatroadam tiyatro topluluğu ile ilgili merak edilen detayları ise kendileri şöyle aktarıyor: “Tiyatroadam 2007 yılının Kasım ayında konservatuar mezunu, tiyatro sevdalısı bir grup genç oyuncu tarafından, başarılı sinema yönetmeni Serdar Akar‘ın süpervizörlüğünde kurulan bir tiyatro topluluğudur. 2008 – 2009 sezonunda Murat Karasu yönetmenliğinde ilk oyunları olan Albay Kuş ile 100 oyun oynayarak yaklaşık 20.000 izleyiciye ulaşmış ve pek çok ödüle layık görülmüştür. 2009-2010 sezonunda yine Murat Karasu yönetmenliğinde ve Kültür Bakanlğı’nın desteği ile Markalı Hava oyununu sahnelemiştir. 2010 – 2011 sezonunda ise Engin Alkan’ın yönetmenliğinde ve yine Kültür Bakanlığı’nın desteği ile Generaller, Savaş ve Barbekü oyununu sahnelemektedir.”
“Kadının Rengi” Sergisi Ortaköy’de
Birbirinden farklı sergiler, Ortaköy’de sanatseverler ile buluşmaya devam ediyor. Bu sergilerden bir tanesi Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde görücüye çıktı. “Kadının Rengi” adlı sergi, Şubat ayının ilk günlerinden son gününe kadar Ortaköy Kültür Merkezi’nde takip edildi. Gülay Yüksel’in “Kadının Rengi” adlı sergisiyle ilgili bazı detaylar ise şöyleydi: “1951 yılında İstanbul’da doğdu, babasının memuriyeti nedeniyle Türkiye’nin çeşitli yerlerinde öğrenim gördü. Liseyi Ankara Kız Lisesi’nde bitiren sanatçı, 1970 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim – İş Bölümü sınavlarına girdi ve sınavı üçüncülük derecesi ile kazandı. 1973 yılında da ilgili bölümden başarıyla mezun oldu. Sonraki yıllarda, Ankara’da birçok lisede resim – iş öğretmenliği yaptı. 1974 yılında Almanya’ya giden sanatçı, ülkede yaşadığı üç yıllık süre zarfında görme engellilere resim ve modelaj konusunda eğitim veren bir okulda (Neuwid- Almanya şehrinde) staj yaptı. Ayrıca, sanatçı Avrupa’nın çeşitli müze ve galerilerinde incelemelerde bulundu.
Yurda dönüşünde görme engelliler ile ilgili edindiği bilgileri hayata geçirebilmek isteği ile Ankara Aydınlıkevler Körler Okulu’nda altı yıl süre ile görev yaptı. Aynı zaman dilimi içerisinde sanatçı bir taraftan da Gazi Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü’nde aynı konuda dersler verdi. Sanatçı daha sonra eğitimine devam ederek, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde lisans tamamlamıştır. Gülay Yüksel bir yandan eğitimine devam edip, öğretmenlik yaparken öte yandan resim çalışmalarını da hız kaybetmeden sürdürebilmiştir. 1996 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’ndan emekli olan sanatçı öğretmenliği bırakmamış, bir süre sonra Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi’nde öğretmenlik yapmaya devam etmiştir. 2000 yılında Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi’nden kendi atölyesinde çalışmak üzere ayrılmış ancak Orta Doğu Teknik Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlamış ve orada da yedi yıl görev yaptı.
Öğretmenliği esnasında çocuk kitapları resimlemeleri yapmış olan sanatçı, aynı zamanda Ankara Karum İş ve Alışveriş Merkezi’nin zemin süsleme çizimlerini hazırlamıştır. Sanatçı birçok binaya vitray tasarımları yapmış olup büyük bir vitray atölyesinin lamba tasarımlarına imza attı. İspanyol Puzzle firması Educa tarafından bir adet ve bir Türk firması olan Art Puzzle’a verilmiş olan on adet eseri Puzzle oyunu olarak piyasaya sürüldü. Angora Yayıncılık tarafından pek çok eseri tuval üzerine reprodüksiyon olarak kullanılmakta.
Öğrenciliği sırasında Devlet Resim ve Heykel Sergisi’ne katılmaya hak kazandı Sanatçı beşi Almanya’da olmak üzere kırk beş kişisel sergi açtı. Pek çok yurtiçi ve yurtdışı grup sergilerine katılımı bulunuyor. Romanya Hükümeti’nin davetlisi olarak Tescani International Camp 2000 Organizasyonu’na katıldı. İki eseri George Enescu (Romanya) Müzesi’ne alınan Sanatçının İzmir Resim Heykel Müzesi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Gazi Üniversitesi müzelerinde, T.C. Kültür Bakanlığı Koleksiyonu’nda, ABD, Romanya, Kanada, Almanya, Fransa, Finlandiya ve daha birçok banka ve özel koleksiyonlarında eserleri bulunmakta. Atölyesinde çalışmalarını sürdüren sanatçı, evli ve üç çocuk annesidir. Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği (BRHD), Uluslararası Plastik Sanatçılar Derneği (UPSD) ve Görsel Sanatlar Eğitimcileri Derneği (GÖRSED) üyeliğini yapmakta.
Beşi Almanya’da olmak üzere 50’den fazla kişisel sergisi var. Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği Yönetim Kurulu Genel Sekteri görevini yürütüyor. Halen ODTÜ Güzel Sanatlar Bölümü’nde öğretim görevlisi olan sanatçı kendi atölyesinde resim çalışmalarını sürdürüyor.”
Bale ve müzikal bir arada
Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’ nde Mart ayının ilk günlerinde yine muhteşem etkinlikler sanatseverleri ağırlayacak. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde 3 Mart’ta “Mozart ve Perileri”, 7 Mart’ta ise “Otello” sanatseverler ile buluşacak.
Mozart ve Perileri hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Kurgu Mozart’ın doğumu ile İlham Perileri ülkesindeki çekişme üzerine kuruludur. Yüzyılların en büyük yeteneği Mozart doğmuştur ve ilham perileri aleminin en yetkin perilerinden biri olan Periçe, Mozart’a ilham vermek için görevlendirilmiştir. Mozart’ın doğumuyla birlikte ona ilham vermek için hazır olan Periçe bir türlü görevini yapamamaktadır. Ortada bir sorun vardır, Mozart bir türlü kendisini çağırmamaktadır. Bu bir ilham perisine yapılacak en büyük eziyettir, Mozart ise bunu farkında bile değildir. O kendi müzik yolculuğunu yapmakta, hızla eserler üretmekte ve herkesin beğenisini kazanmaktadır. Periçe Mozart’ın kendisini çağırmaması üzerine çeşitli çözümlerle Mozart’ın ilgisini çekmeye çalışır.”
Türkiye’nin ilk çocuk müzikali ile ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Tür: Çocuk Tiyatrosu, Çocuk Müzikali. Yapım: Sahne İstanbul – Terakki Vakfı. Yazan: Ayfer Varol Artaç. Yöneten: Ali Artaç. Oyuncular: Tunca Aydoğan, Özlem Menligil, Terakki Müzikal Oyuncuları. Müzik Direktörü: Emel Akçay Özer. Müzikal Danışmanı: Tunca Aydoğan. Müzik Düzenleme: Özkan Turgay. Genel Koordinasyon: Fahri Pekiner. Koreografi: Gökçe Sönmemiş. Drama Eğitmeni: Özlem Menligil.Müzik Eğitmeni: Burcu Atakul. Dans Eğitmeni: Muratcan Mertel. Dekor – Kostüm: Özlem Arıkan Serbez, Aytekin Gedik. Vokal Desteği: Ulya Soley, Sera Turgay.”
İki perde olarak sahneye sunulacak olan “Otello” ile ilgili bazı detaylar şöyle sıralanıyor: “1. Perde: Hava kararmış akşam olmak üzeredir. Fırtına esmekte, şimşekler çakmaktadır. Kent halkı limanda toplanmış, azgın dalgalarla boğuşan gemiyi izlemekte, herkes bir fikir yürütmektedir. Sonunda gemi güçlükle limana yanaşır ve savaştan dönen Otello, askerleriyle birlikte karaya çıkar. Kendisini alkışlayan halkı selamlayıp zafer müjdesi verir ve evine çekilir. Herkes çok sevinçlidir. Sevinmeyen yalnızca iki kişi vardır. Bunlar eski yaveri Lago ile soylu bir genç olan Roderigo’dur. Roderigo, Otello’nun genç ve güzel karısı Desdemona’ya âşıktır ve Otello’yu kıskanmaktadır, Lago ise rütbesini alıp Cassio’ya verdiği için Otello’dan nefret etmektedir. Ayrıca karısı Emilia ile de ilişkisi olduğundan kuşkulandığı için Otello’ya iyice düşman kesilmiştir… Otello’nun emriyle şenlik ateşleri yakılır, herkes eğlenmeye başlar, Lago, Roderigo’yu da ikna ederek korkunç bir plan hazırlar. Cassio’ya sarhoş olana kadar içirtir. Montano gelip Cassio’yu nöbete çağırınca, aşırı sarhoş olan genç subayı kışkırtarak amirine silah çekmesine neden olur. Montano’da silahını çekince çatışma başlar, Lago, sözde araya girer, bu arada Roderigo’ya da Otello’ya haber vermesini söyler. Olay yerine gelen Otello, Lago’dan olayı anlatmasını isteyince, kötü adam işine geldiği gibi anlatır.
2. Perde: Şatonun salonu, Lago, hain planını sürdürmekte, mendili sorması için Otello’yu kışkırtmaktadır. Desdemona tekrar Cassio’nun affı için kocasından ricada bulunur. Otello yine başının ağrıdığını ileri sürerek mendiliyle alnını sarmasını ister. Desdemona farklı bir mendil çıkarınca öfkeyle onu yere atar ve daha önce kendisine armağan etmiş olduğu öbür mendili ister. Olmadığını öğrenince de Desdemona’ya hakaretler eder ve onu tartaklar. Otello, deliye dönmüştür. Desdemona umutsuzca gidince, Lago ortaya çıkar. Otello, ona derhal Cassio’yu getirmesini buyurur, Lago, zaten çoktan planını yapmış, Cassio’yu çağırmıştır. Otello’ya Cassio’yu uygun sorularla konuşturacağını, kendisinin de saklanarak gözlemesini söyler. Cassio gelince Lago onu işine gelen şekilde yönlendirip konuşturur. Cassio, tanımadığı birinin kendisine bir mendil gönderdiğini söyleyince göstermesini ister ve elinden alıp Otello’nun göreceği şekilde sallar. Otello, saklandığı yerde acıyla kıvranmaktadır. Dışarıdan bir top sesi duyulur.”
İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde sahnelenecek W. Shakespeare’in Otello adlı eserindeki yaratıcı kadroda yer alan isimler ise şöyle:
“Koreografi ve sahneye koyan: Uğur Seyrek. Müzik: Gıuseppe Verdi, Michael Galasso. Metin: Işık Noyan. Dekor: Adnan Öngün. Kostüm: Sevtaç Demirer Ulaş. Işık: H.Oktay Kanca.”
Usta isimler aynı sahnede
Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde birbirinden değişik konserler sanatseverler ile buluşmaya devam ediyor. Fulya Sanat Merkezi’nde Mart ayının ilk gününde yine usta isimler müzikseverleri selamlıyor. Suna Kan, Dorukhan ve Cana Gürmen konseri Fulya Sanat Merkezi’nde ziyaretçilerini ağırlayacak. Suna Kan – Dorukhan Doruk – Cana Gürmen konseri hakkındaki bazı detaylar şöyle: “L. Van BEETHOVEN: Archiduke trio Op: 97 Si bemol Majör, “Allegro moderato”, “Scherzo”, “Andante cantabile”, “Allegro moderato.” Suna Kan – Dorukhan Doruk – Cana Gürmen Konseri’nde programın ikinci bölümünde ise şu detaylar yer alıyor:
“F. SCHUBERT: Trio Op: 99 Si bemol majör, “Allegro moderato”, “Andante un poco mosso”, “Scherzo -Trio”, “Rondo.”
Suna Kan’ın yaşamından bazı kesitler şöyle aktarılıyor: “1936 yılında, Adana’da dünyaya geldi. Babası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Viyola sanatçısı Nuri Kan’dır. Beş yaşında iken babasından keman öğrenmeye başladı; daha sonra aile dostları Hulusi Karsel’den keman dersleri aldı 1. Ankara Devlet Konservatuarı sınavlarını kazandı ve bu okulda Avusturyalı eğitimci Walter Gerhardt ile başladığı temel keman öğrenimini İzzet Nezih Albayrak ve Gilbert Back ile sürdürdü. İlk resitalini 18 Nisan 1946 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’nın konser salonunda verdi. Mozart’ın 5. Keman Konçertosunu seslendirdiği bu resital nedeniyle “Harika Çocuk” olarak anıldı ve eğitimine Avrupa’da devam etmesi gerekliliği gündeme geldi. 1948’de isme-özel olarak çıkarılan “İdil Biret ve Suna Kan’ın yabancı memleketlere müzik tahsiline gönderilmesine dair kanun” (Harika Çocuk Yasası) ile yurtdışında öğrenim görmek için devlet bursu alma imkanı doğdu.”
Dorukhan Doruk hakkındaki bazı detayar ise şöyle sıralanıyor: “1991 İstanbul doğumlu Dorukhan Doruk viyolonsel eğitimine 2000 yılında M.S.Ü. Devlet Konservatuarı’nda Dilbağ Tokay ile başlamış ve 2008 yılından beri Köln’de “Hochschule für Musik’’te Prof. Claus Kanngiesser ile devam etmektedir. Çalışmalarını, kendisine 2010 yılında dünya sahnelerinde Genç Yetenekler bursiyeri olarak tahsis edilen 19. yüzyıl Paris yapımı Lupot bir çello ile sürdürmekte olan Doruk, Ağustos 2010’da aynı burs dahilinde destansı viyolonselci M. Rostopovitch’in asistanı David Geringas’ın master classına kabul edilerek, kapanış konserinde de yer almıştır. Doruk, Nisan 2010’da Avusturya Liezen Uluslararası Viyolonsel Yarışması’nda birinci olmuş, ardından Ekim 2010’da Hırvatistan 8. Uluslararası Antonio Janigro Viyolonsel Yarışması’nda birincilik ödülünün yanı sıra, beş özel ödüle de layık görülmüştü.”
Cana Gürmen hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Cana Gürmen, piyano eğitimine küçük yaşta İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda başladı. Salzburg Mozarteum Müzik Akademisi’nde Prof. Scholz, Prof. Zecchi ve Prof. Engel’in kurslarına katılan Gürmen, Prof. Margulis ve Prof. Zaritzkaya ile perfeksiyon çalışmaları yaptı. Gürmen, 1977’de Ankara Devlet Konservatuvarı Yüksek Piyano Bölümü’nü başarı ile bitirerek aynı yıl İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na öğretim üyesi olarak atandı. Bu görevinin yanı sıra solistlik kariyerine de başlayan Gürmen, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde ve Avusturya, Kıbrıs, Fransa, Ürdün, Almanya, Bulgaristan, Moldova, Rusya, Gürcistan, Ukrayna ve Sırbistan’da resital ve orkestra ile konserler verdi, radyo ve televizyonda programlar yaptı. Cana Gürmen, 1999’da profesörlük unvanını aldı. Gürmen, halen İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı Başkanlığı ve Öğretim Üyeliği görevini sürdürüyor.”
Flamenko büyüleyecek!..
Flamenko coşkusu Akatlar’da yaşanacak. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde Flamenko Gösterisi sanatseverleri bekliyor. Özel gösterim, Flamenko İstanbul Derneği’ tarafından gerçekleştirilecek. 4 Mart Pazar günü saat: 20:00’de Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde dans tutkunlarını da buluşturacak olan gösterim ile ilgili detaylar şöyle sıralanıyor: “Flamenko İstanbul Derneği, İstanbul’da 7 Nisan 2008 yılında flamenko sanatıyla ilgili müzisyenleri, dansçıları ve flamenko sevenleri bir araya getirmek amacıyla kurulmuştur.
Her yaş ve meslek grubundan, dansa ve müziğe gönül vermiş insanların yoğun talep ve arayışlarıyla, Flamenko müziğini paylaşmak, geliştirmek ve doğru aktarabilme fikrinden aldığımız cesaret; Flamenko İstanbul Derneği’ni kurulma aşamasına getirmiştir. Çalışmalarımız içerisinde flamenkonun özünde olan, yaşandığı andaki hisleri doğru aktarabilmek ve öğrencilerin müziğe daha rahat uyumununun sağlanabilmesi için gerekliliğine inanılarak canlı müzik ortamında; gitar ve cante eşliğinde, derslerin verilmesi yer almaktadır. Flamenko İstanbul Derneği’nce, öğrenci ve üyelerinin, İspanya’daki müzisyenlerle buluşturulması, birebir çalışmalarına ortam yaratabilmesi için belirli dönemlerde kültür ve eğitim gezileri düzenleyerek ve yine aynı organizasyon kapsamında İspanya’dan, bu sanatı hayatının bir parçası edinmiş gitaristler, dansçı ve cantaorların derneğimize davet edilip, öğrenciler ve üyelerle kültür etkileşimi içerisinde aynı havayı soluması amaçlanmaktadır. Günümüzde flamenkonun sadece gitar, sadece dans veya şarkıdan oluştuğu düşüncesi, flamenkonun yapısındaki birliktelik ve eğlence kültürünün eksik yaşanmasına neden olmaktadır. Unutulmamalıdır ki, bu üç öğe bir bütündür ve bu sanatın olmazsa olmazlarıdır. Flamenko İstanbul Derneği bu düşünceden yola çıkarak Flamenko ruhunun özünde olduğu gibi birliktelik içerisinde yaşanabilmesi için, kendine düşen görevin de farkında olup, Flamenko kültürünü sevenleriyle paylaşabilmeyi arzu etmektedir.”
Flamenko gösteri grubu ile ilgili bazı detaylar da şöyle aktarılıyor: “Bu yıl Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası ilan edilen flamenko, Flamenko İstanbul Gösteri Grubu “Soniquetes” ile Endülüs’ten depoladığı, ritim ve tutkuyu sizlere getiriyor… 2008 yılından bu yana flamenko sanatını Türkiye’de yaygınlaştıran “Soniquetes” gösteri grubu ile sanatseverlere, Endülüs’ün eşsiz atmosferini yaşatmayı amaçlıyor. “Soniquetes” gitar, vokal, ritim ve danstan oluşuyor.”
Flamenko hakkında merak edenler için bazı detaylar da şöyle aktarılıyor: “Flamenko, akademik olmayan Avrupa müzik formlarından biri, Endülüs Halk Müziği ve bu müzik eşliğinde yapılan dansın adıdır. Basit bir folk türü olmanın ötesinde kompleks ve yoğun kültürel geleneğe sahiptir. İspanya’ya özgü olduğu bilinmesine rağmen, aslında Endülüs bölgesi kültürüdür. Kökenleri hakkında birçok soru işareti bulunur, ancak genel olarak bölgedeki Latince konuşan asimile olmuş yerli İberik halklar, Berberi – Arap Müslümanlar, İspanyalı Yahudiler ve Çingeneler tarafından beraberce ortaya çıkarılan bir tür olarak kabul edilmiştir. Basit bir folk türü olmanın ötesinde kompleks ve yoğun kültürel geleneğe sahiptir. Dünyanın her yerinden gönül verenlere, flamenko için içten olarak bir şey yapanlara aittir. Halkların problemleri vardır. kendilerini bir şekilde ifade etmek isterler. bunu da müzik ve dans yoluyla yaparlar. Yıllarca zulüm gören, yoksulluk çeken, ezilen, toplumsal sorun ve güvenilmez olarak nitelendirilen, bütün tarihleri boyunca mal mülk edinemeyen, adi işlerde, tarım yada maden ocaklarında çalıştırılan çingeneler hırs, şefkat, özgürlük ruhu, isyan, sosyal kalıplaşmanın olmaması gibi etkenlerle Flamenko’yu oluşturdu. Acılarını, mutsuzluklarını flamenko ile ifade ettiler. Flamenko’daki sert duruşlar, ifadeler hep bunların sonucudur. Flamenko’nun özü şarkıdır. Çoğunlukla gitar ve doğaçlama dans şarkıya eşlik eder. 3 sınıf Flamenko vardır. En ağır başlısı “cante grande” (büyük şarkı) adıyla anılan ve ölüm, keder ve din konularını işleyen “cante jondo” dur (derin şarkı) ara sınıfta “cante intermedio” (orta şarkı) bulunmaktadır. Gene dokunaklı ama daha az ağırbaşlı ve çoğunlukla doğu müziğinden esintiler taşıyan Flamenko’lar yer alır. En hafif tarz olan “cante chico” (küçük şarkı) konuları ise aşk, kırsal yaşam ve eğlencedir. her tarzın kendine özgü bir ritmi ve akor yapısı bulunmaktadır. Vurgu ve duygusal içerik farklarıyla da birbirlerinden ayrılmaktadır.”
Müjdat Gezen’e saygı
Ustalara Saygı toplantıları devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi Ustalara Saygı Gecesi etkinliği Şubat ayının son günlerinde de yine birbirinden ünlü isimleri bir araya getirdi. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikte, bir çok ünlü isim sanatseverler ile buluştu. Müjdat Gezen’in konuşulduğu Ustalara Saygı toplantısında dostları ve öğrencileri usta isim Müjdat Gezen’i anlattı. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde eğitimler tüm hızıyla devam ederken ve oyunlar sürerken böyle anlamlı gecede tv dünyasından da tanınan ve sevilen bir çok öğrencisi sanatçıyı yalnız bırakmadı. Mizahın çok yönlü ustasıyla bol kahkahalı bir gece Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde yaşanmış oldu. Beşiktaş Belediyesi tarafından yedi sezondur düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantıları, 27 Şubat’ta çok yönlü kültür adamı Müjdat Gezen için gerçekleştirildi. Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde (Akatlar Kültür Merkezi) saat 20.00’dan itibaren takip edilebilen etkinlikte; sanata olan bakışımıza yazdığı, oynadığı ve sahneye koyduğu oyunlar – filmlere kadar kaleme aldığı kitaplar ve yetiştirdiği öğrencilerle de katkıda bulunan Müjdat Gezen’i dostları ve öğrencileri, seyircilere anlattı.
Faruk Şüyün tarafından düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantısı; oyunları, filmleri, dizileri ve kitaplarıyla yarım asrı aşkın süredir yüzümüzü güldüren Müjdat Gezen’in rengârenk dünyasını çok yönlü konuklarıyla ortaya koyuyor. Gezen’i çocukluğundan bu yana tanıyan ve onunla “Ağlama Palyaço Makyajın Bozulur” adı altında kitaplaşan ve söyleşi de yapan Halit Kıvanç’ın esprili sunumlarıyla renklendirdiği geceye sanatçının dostları, çalışma arkadaşları, kurduğu Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nden eğitmen arkadaşları ve öğrencileri konuk oldu.
“Ustalara Saygı”da Halit Kıvanç mikrofonu; Ahmet Gülhan, Ahu Türkpençe, Ateşböceği Ercan, Dolunay Soysert, Göksel Kortay, İlker Ayrık, Kandemir Konduk, Perran Kutman, Sevinç Erbulak, Şevket Altuğ, Tınaz Titiz, Uğur Dündar, Umur Bugay, Yılmaz Özdil ve Zuhal Topal’a uzatarak onlardan kendi tanıdıkları Müjdat Gezen’i anlatmalarını istedi. Ücretsiz olarak gerçekleştirilen “Ustalara Saygı” toplantısında; Müjdat Gezen Sanat Merkezi Dans Grubu, Gezen’in sevdiği danslardan oluşan mini bir gösteriyi de seyircilere sundu.
“Ustalara Saygı” toplantıları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde gerçekleştirilecek “Çağdaş Kibeleler” ve 12 Mart’ta yapılacak İlhan Selçuk toplantılarıyla devam edecek.
Engelli çocuklara özel…
Mustafa Kemal Merkezi Atilla İlhan Salonu’nda yine birbirinden ilginç etkinlikler ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Mustafa Kemal Merkezi, Şubat ayının son haftasında yine renkli bir organizasyona daha ev sahipliği yaptı. Dj Geveze, Atilla İlhan Salonu’nda hayranlarıyla bir araya geldi. Geveze Show Fazla Mesai Orkestrası adlı etkinlikte yine neşe dolu saatler ziyaretçilerin oldu. Jess Molho’nun sunumu ile gerçekleşen renkli gece İzev Çocukları yararına düzenlendi. “Engelli çocuklarımızın geleceğine katkıda bulunalım” sloganıyla gerçekleşen etkinlikte espriler adeta havada uçuştu. Ünlü radyocu, mekâna gelenleri hem stand-up gösterisi hem de konseriyle eğlendirdi. Canlı performans sergileyen Geveze, günümüzün sevilen şarkılarını seslendirdi. DJ geveze, ismin nereden geldiğini bir röportajında şöyle anlatıyor:
“Genç radyoda program yaparken Baha Boduroğlu koydu bu ismi. Programda çok konuşuyordum, Baha Abi ‘Amma geveze adamsın, senin ismin geveze olsun’ dedi. İlk başta çok irrite oldum sonra alıştım. Unutturmak için çok vakit harcadım. İsmimin Ahmet olduğunu açıklarsam herkes bana Ahmet diyecek. Geveze demez. Niye desin ki? Oysa ki ben Geveze denilmesini istiyorum. Annem bile bana Geveze diyor. Geçen gün banka kredi sözleşmesine Geveze diye imza attım. Çocukken Orhan Boran olmak isterdim. Hiç unutmuyorum çocukken radyoya FM verici bağlamış, Büyükada’da yayın yapmıştım. Eve polis gelmişti. Yasaktı tabii o zamanlar. Orhan Boran ve Yukki yüzünden radyocu oldum. Bu dünyada onun kadar nüktedan başka hiç kimseyi tanımıyorum.”
Gösteri, İzev Çocukları yararına gerçekleşmişti. 1997 yılında faaliyete geçen İstanbul Zihinsel Engelliler için Eğitim ve Dayanışma Vakfı ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “1989 yılında dernek olarak kurulan ve 1997’de vakıf tüzel kişiliğinde yapılanan İZEV (İstanbul Zihinsel Engelliler için Eğitim ve Dayanışma Vakfı ) çocukları zihinsel engelli mütevelli üyeler tarafından oluşturulmuştur. Kuruluşundan bu yana İZEV’in çalışmaları daha çok özel eğitime muhtaç çocukların gereksinimleri yönünde gerçekleşmiştir. 0 – 25 yaş arası 420 zihinsel engelli çocuğa rehabilitasyon, terapi, ilköğretim ve mesleki eğitim hizmetleri veren Saadet İlköğretim Okulu ve Mesleki Eğitim Merkezi’nin kurucusu ve destekçisidir. 2007 yılında akademik eğitimini tamamlamış 32 ergen öğrenciler için Sarıyer Büyükdere’de tarım, hayvancılık, elsanatları gibi uğraşları kapsayan bağımsız yaşam alanı – geçiş evi kurulmuştur.”
Karikatüristler buluşuyor
Nehar Tüblek Karikatür Yarışması sonuçlarının açıklanması sonrası ödül töreninde sanatseverler Akatlar’da buluşuyor. 17. Nehar Tüblek Karikatür Yarışması’nın ödül töreni 6 Mart 2012’de Akatlar Kültür Merkezi’nde yapılacak. 6 Mart 1995’te vefat eden, Türk karikatürünün önemli sanatçılarından Nehar Tüblek adına Beşiktaş Belediyesi ile Karikatürcüler Derneği işbirliğince düzenlenen geleneksel karikatür yarışmasının on yedincisi gerçekleşmişti… Bu yılki yarışmada özel bir konu belirlenmemiş, konu seçimi sanatçıya bırakılmıştı. Yarışmaya katılan karikatürleri değerlendirmek üzere, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Beşiktaş Belediyesi Başkan Vekili Kemal Çiloğlu ve karikatüristler Tonguç Yaşar, Erdoğan Bozok, Raşit Yakalı, Mahmut Akgün, Aziz Yavuzdoğan ve Ahmet Öztürklevent’den oluşan Seçiciler Kurulu, 21 Şubat 2012 Salı günü Beşiktaş Belediyesi başkanlık binasında toplanarak ödülleri belirledi. Seçiciler Kurulu bu yıl da 15 yaş altı ve 15 – 18 yaş grubu genç karikatürcülere özendirme ödülleri de verdi.
Sanatçı Nehar Tüblek hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Nehar Tüblek, 1924 yılında Yugoslavya’nın Manastır kentinde dünyaya geldi. Daha sonra Türkiye’ye yerleşen Nehar Tüblek’in ilk karikatürü 1943 yılında Amcabey Dergisi’nde yayımlandı. O günden vefat ettiği güne kadar kendini karikatüre adadı. Hafta, Yavrutürk, Yeni Mecmua Karikatür, Şaka, Amcabey, Akbaba, Dolmuş, Çarşaf dergileriyle Son Posta, Dünya, Akşam, Yeni Gazete, Hürriyet ve Günaydın gazetelerinde devamlı olarak karikatür çizdi. Nehar Tüblek yurt içi ve yurt dışında yapılan uluslararası yarışmalarda da birçok ödül kazandı. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği yarışmalarda başarı ödülleri, İtalya, Tolentino ve Bordighea’da birincilik ve diğer ödüller, Kanada’da ve Yugoslavya’nın Üsküp kentinde de ödüller elde etti. Beygirname ve Paşaname adlı iki karikatür albümü bulunan Nehar Tüblek, son olarak Dünya Gazetesi’nde çalışmaktaydı. 6 Mart 1995 tarihinde gazetedeki çalışma masasının başında vefat etti.”
16. Nehar Tüblek Karikatür Yarışması’nda dereceye girenler: “Birincilik Ödülü: Burak Ergin, İkincilik Ödülü: Kürşat Zaman, Üçüncülük Ödülü: Mehmet Selçuk, Mansiyon: Selim Tanrıseven, Mansiyon: Asuman Küçükkantarcılar, Mansiyon: Sait Munzur, Beşiktaş Belediyesi Özel Ödülü: Cemalettin Güzeloğlu, Beşiktaş Jimnastik Kulübü Özel Ödülü: Faruk Karaçay, Karikatürcüler Derneği Özel Ödülü: Engin Selçuk, Kabataş Erkek Lisesi Eğitim Vakfı Özel Ödülü: Özcan Çalışkan, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Özel Ödülü: Musa Gümüş, Dünya Yayıncılık Özel Ödülü: Sadık Pala, Nehar Tüblek Ailesi Adına Özel Ödülü: Halit Kurtulmuş Aytoslu, Karikatürcüler Derneği Genç Çizerleri Özendirme Ödülü 15 – 18 Yaş Grubu: 1- Zeynep Naz, 2- Gülçin Çalışkan, 3- Çağla Gayretli, 15 Yaş Altı: 1- Kaan Kuşçu, 2- Nihat Engin Özyılmaz, 3- Özgür Aygün.”
Edebiyat Buluşmaları
Beşiktaş Belediyesi’nin Kavis Kitap’la birlikte düzenlediği “Edebiyat Buluşmaları” etkinliği tüm hızıyla devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi ve Kavis Kitap tarafından 13 Ocak 2012’de başlatılan “Edebiyat Buluşmaları” şiir ve edebiyat severler ile ustaları buluşturması nedeniyle büyük ilgi topluyor. “Edebiyat Buluşmaları” etkinliğinin bu yılki programı 23 Mart 2012’ye kadar her Cuma devam edecek. 2 Mart 2012 tarihinde gerçekleşecek “Edebiyat Buluşmaları” etkinliğinin konukları, Hıfzı Topuz ve Orhan Karaveli. Konu ise “Tevfik Fikret’te Buluşmak…” Edebiyat Buluşmaları başlığı altında Saat: 19:30 da başlayacak olan etkinlikte konuşmacılardan Hıfzı Topuz ile ilgili bazı detaylar şöyle sıralanıyor: “1923 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ni (1942), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni (1948) yılında bitirdi. Strasbourg Üniversitesi’nde devletler hukuku ve gazetecilik alanlarında yüksek lisans (1957-59) ve yine Strasbourg Hukuk Fakültesi’nde gazetecilik alanında doktorasını yaptı (1960). 1947-58 yılları arasında Akşam Gazetesi’nde önce istihbarat şefi, sonra yazı işleri müdürü olarak çalıştı. İstanbul Gazeteciler Sendikası’nın kurucuları arasında yer aldı ve başkanlığını yaptı. Paris’te Unesco Genel Merkezi’nde Özgür Haber Dolaşımı şefi olarak çalıştı (1959-1983). Uluslararası gazetecilik örgütleri arasında mesleksel işbirliği, basın ahlâkı, gazetecilik eğitimi ve gazetecilerin korunması projelerini yönetti. Afrika ülkelerinde, Hindistan’da, Filipinler’de gazetecilik eğitimi seminerleri düzenledi. Kara Afrika’da kırsal basın projesini oluşturdu. 1962 yılında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin, o zamanki adıyla Basın-Yayın Yüksek Okulu’nun kuruluşu için, Paris’te Unesco’nun merkezinde ilk projeleri hazırladı. 1974-75 yılları arasında TRT’de Radyolardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı yaptı. 1986’da halen başkanlığını sürdürdüğü İletişim Araştırmaları Derneği’ni (İLAD) kurdu. Vatan, Milliyet ve Cumhuriyet gazeteleriyle çeşitli dergilerde diziler ve inceleme yazıları yazdı. Anadolu Üniversitesi, Galatasaray ve İstanbul Üniversiteleri iletişim fakültelerinde basın, radyo – televizyon tarihi, uluslararası iletişim ve siyasal iletişim dersleri verdi.”
Konuşmacılardan Orhan Karaveli hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Türk araştırmacı-yazar olarak tanınıyor. 1930 yılında Ankara’da doğdu. Galatasaray Lisesi (1937-1949), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (1949-1954) ve Londra Politeknik Okulu’nda (1956-1957) öğrenim gördü. Yeni İstanbul, Milliyet, Vatan ve Cumhuriyet gazetelerinde yazdı. Üyesi olduğu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin çeşitli başarı ödüllerini kazandı.”
Edebiyat Buluşmaları’nın Levent Kültür Merkezi’nde 9 Mart’taki konukları ise şöyle: “Nesrin Doksat, Prof. Dr. Nedret Öztokat, Prof. Dr. Günay Atalayer.”
Mart ayındaki ikinci buluşmada toplantı konusu ise “21. Yüzyıl Türkiye’sinde Kadın Olmak” tı. Edebiyat Buluşmaları toplantısını Zeynep Aliye yönetecek.
“Epilepsi hastalığından sakın korkmayın…”
Epilepsi nöbetleri her yaşta ortaya çıkabilir? Epilepsi hakkında neler biliyorsunuz? Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi yine sağlık ile toplantılarına geçtiğimiz haftalarda düzenlenen etkinlikle devam etti. Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde Şubat ayının üçüncü haftasına girmeden sağlık ile ilgili bir seminer düzenlendi. Epilepsi ve Toplum Derneği tarafından gerçekleştirilen etkinlikte, epilepsi ile ilgili merak edilenler konuşuldu ve 19 Şubat’ta ziyaretçilerini ağırladı. Pazar günü saat: 13:00’te gerçekleşen etkinlik konusu ile ilgili bazı detaylar ise şöyleydi:
“Beynimiz duyusal ve bilişsel merkezimiz, bizi diğer canlılardan ayıran en önemli organımızdır. 100 milyar hücreden oluşan beyin herhangi bir bilgisayarla karşılaştırılmayacak kadar karmaşık ve üstün bir sisteme sahiptir. Bilim ve teknoloji alanında atılan önemli adımlara rağmen insan beyni hala birçok sır barındırmaktadır. Bu sırlardan birisi olan ve halk arasında “sara hastalığı” olarak da bilinen epilepsi, kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlıdır ve beyin hücrelerinde geçici anormal elektrik yayılması sonucu ortaya çıkar. Epilepsi, dünya nüfusunun yaklaşık %1’ini etkileyen bir hastalıktır. Hastalık, erkek ve kadınlarda ırk ayrımı olmaksızın eşit olarak görülmektedir. Epilepsi nöbetleri herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir ama sıklıkla en gençler ile en yaşlılar etkilenir. Epilepsi nöbetlerinin çok değişik çeşitleri mevcuttur. Fakat temelde akılda tutulması gereken, nöbetlerin iki çeşit olduğudur: Parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler) ve jeneralize (beyinde yaygın olarak olarak başlayanlar). Ancak burada kullanılan yaygın terimi daha kötü ve şiddetli bir nöbet tipi anlamına gelmez. Kullanılan bu isimlendirme, farklı nedenlere bağlı oluşan epilepsi nöbetlerini tanımlamak üzere kullanılmaktadır. Yapılan bir çalışmada çalışabilir durumdaki işsiz olan normal populasyondaki kişilerin sayısı %19 iken işsiz epilepsi hastalarının ise %46 olduğu ve özellikle dirençli epilepsisi olan kişilerin %59’nun işsiz olduğu tespit edilmiştir. Bu sayıları oranlarsak epilepsi hastalarında işsizlik oranı nomal populasyondan yaklaşık üç kat daha fazladır. İşverenlerin kişinin epilepsi hastası olduğunu öğrendiklerinde genel tavırlarının değiştiği görülmüştür. İş ortamında yaralanma oranı, işe gitmeme, hastalığa bağlı iş kaybı ve iş üretimi açısından bakıldığında epilepsi hastası ile normal populasyon arasında fark olmadığı tekrarlanan çalışmalarda gösterilmiştir. Fakat toplumun epilepsiye bakışı ve epilepsi hakkındaki bilgisizlikleri devam ettiği sürece bu yüksek işsizlik oranının devam edeceği düşünülmektedir. Epilepsi hastaları meslek sahibi olabilirler, sorumluluklar alabilirler, okuyabilirler, üniversiteye gidebilirler. Tarihe bakıldığında birçok başarılı, ünlü epilepsi hastası olduğunu görüyoruz. Bunlar içinde, Van Gogh, Dostoyevski, Jül Sezar, Hendel ve birçok bilim adamı, siyasetçi, iş adamı sayılabilir. Kendimizin de yakından takip ettiğimiz, tanık olduğumuz doktor, öğretmen hastalarımızın görevlerini başarıyla yaptıklarını görmekteyiz. Çoğunun nöbetleri kontrol altında ve bir kısmı da seyrek nöbet geçirmekle beraber görevlerini sürdürmektedirler.
Epilepsi hastaları işe başvurduklarında birtakım sorunlarla karşılaşabilirler. İşverenlerin epilepsi hastası karşısında tavırları ön yargılar ve bilgisizlik nedeniyle olumsuzdur.Ancak, epilepsi hastalarının yapamayacağı işler de var. Özellikle nöbetleri sık olan epilepsi hastaları bazı işleri yapamazlar. Bunlar içinde pilotluk, dalgıçlık, cerrahlık, kesici alet ve makinalarla ilgili işler, yüksek ve tehlikeli noktalarda çalışmayı gerektiren işler, dağcılık, taşıt sürücülüğü, itfaiyecilik, silah taşımayı gerektiren polislik, askerlik sayılabilir.”
TEKNOLOJİ: Windows 8 yolda
WINDOWS 8’in beta sürümü ile gelecek olan ve daha önce görmediğimiz yenilikler ortaya çıkıyor. Kopyalama sırasında aynı dosyalarla karşılaşıldığında atlama seçeneği, kabloyu taktığınızda veri aktarımının hızlanması, sık erişilen klasörleri başlangıç ekranına sabitleme, Windows gezgini ayarlarını Skydrive ile eşitleme planlanan yenilikler arasında yer alıyor. Windows 8 adına açıklamalar ve bilgilendirmeler gelirken son haber HP’den geldi. Uzman bilgisayar firması HP’nin yaptığı açıklama ile Windows 8 içeren HP laptopların gelmesi çok da uzun değil.
Dolmabahçe’de barış için dev adım
BEŞİKTAŞ- Dolmabahçe’deki çalışma ofisinde bir araya gelen Jinping ve Erdoğan, ‘Nükleerin Barışçıl Amaçlı Kullanımı Anlaşması’nın imzalanması konusunda görüş birliğine vardı. Ankara’daki temaslarından sonra İstanbul’a gelen Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Yardımcısı Xi Jinping, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede nükleer santral konusunda dev bir adım atıldı. Erdoğan geçirdiği ameliyat sonrasında 11 gün sonra ilk kez Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’ne gelerek Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Jinping ile 1 saat 15 dakika görüştü. Erdoğan Jinping’i çalışma ofisinin kapısında karşıladı.
Stadın projesi yeni baştan yapılıyor
BEŞİKTAŞ- Bakan Suat Kılıç’ın yaptığı, “Stadyumun yerinde yenilenmesi için baştaki kararlı tutumumuzu koruyoruz. Ama projede ufak değişiklerimiz olacak” açıklaması, Siyah – Beyazlı camianın yüreğine su serpti. Kılıç, stadın yapılmasına temkinli yaklaşan Bakan Günay’ın hassasiyetlerini dikkate aldıklarının da altını çizdi. Günay’ın stat projesiyle ilgili açıklamalara istinaden, stadyum çevresindeki tarihi dokuya zarar vermemek adına çaba harcadıklarını dile getiren Kılıç, “Otel ve alışveriş merkezi yapımı, projenin dışında bırakılacak. Bu yöndeki haberler, yorumlu ve abartılıdır” ifadelerini kullandı. Bakan Suat Kılıç, stadın inşaatına başlanmasını düşündüklerini dile getirdi. Yeni stadyumun yapımı esnasında rakamları belirlerken, UEFA kriterlerini gözeteceklerine dikkat çeken Bakan Kılıç, “Olimpiyatlara giden yolda Saracoğlu ve TT Arena’dan sonra Beşiktaş Stadyumu’nun inşası da Türk Sporu’na ve olimpiyat sürecine önemli bir tesisleşme katkısı verecek” ifadelerini kullandı. Bakan Kılıç, 14 Ocak’ta Demirören’i makamında kabul ederek, “Beşiktaş’ı yeni stadyumuna kavuşturmamak, bu haktan mahrum etmek doğru olmaz” demişti.

MAGAZİN HABERLERİ

BEBEK GÖRÜNDÜ…
BEBEK- Cem Yılmaz’ın 10 Mart’ta evleneceği nişanlısı manken Ahu Yağtu, geçen hafta Bebek’teydi. Spordan çıkıp yürüyüş yapan Ahu Yağtu’nun 4 aylık hamile olmasına rağmen karnının iyice büyüdüğü gözlerden kaçmadı. Objektiflere yakalandığını fark eden güzel manken, hızlı adımlarla taksiye binerek Bebek’ten ayrıldı.

BALIK KEYFİ YAPTILAR
ARNAVUTKÖY- Cem Yılmaz, Ahu Yağtu ile evlilik hazırlıkları yaparken, eski aşkı Cansu Dere de bir başka Cem’le, NTV’nin ceosu Cem Aydın’la yeni bir aşka yelken açmıştı. Cansu Dere, geçen hafta yakın arkadaşı Muhteşem Yüzyıl’ın Hatice Sultan’ı, Selma Ergeç’le Arnavutköy Balıkçısı’nda yemek yedi. 3 saat süren yemekten ilk olarak Cansu Dere ayrıldı. Manken, eski aşkı Cem Yılmaz ve yeni aşkı Cem Aydın’la ilgili gelen sorulara sadece ‘İyi akşamlar’ diyerek aracına bindi ve uzaklaştı.
SEZEN’İN HALK GÜNÜ!
BEBEK- Sezen Aksu geçen hafta ‘tebdil-i kıyafet’ halkın arasına karıştı. Aksu, İstanbul’da kış güneşinin tadını çıkardı. Yardımcısıyla yalısından çıkan Aksu, lüks minibüsü yerine mütevazı bir otomobille Avrupa Yakası’na geçip Bebek’e gitti. Tanınmamak için şapka takan ünlü sanatçı, gazetecileri görünce yardımcısının arkasına saklandı. Daha sonra Tarabya’ya giden Aksu, sahilde gezdikten sonra bir banka oturup dakikalarca denizi seyretti.
YENGE BAHARI GETİRDİ
BEBEK- ‘Fatmagül’ün Suçu Ne’ dizisinin Mukaddes’i Esra Dermancıoğlu, geçen hafta Bebek’te objektiflere takıldı. Dermancıoğlu, basında konuşmama geleneğini devam ettirdi. Kendisine yöneltilen soruları yine yanıtsız bıraktı. Bu arada Mukaddes yengenin minisini görenler “Yenge baharı getirmiş” yorumunu yaptı.
ADA EVLİLİĞİ KURTARDI
ETİLER- Yeşim Salkım’la aralarında boşanma iddiası çıkan Hakan Eratik, evliliğiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Eşi Yeşim Salkım’la boşanmanın eşiğinden dönen oyuncu Hakan Eratik, geçen hafta Etiler’deydi. Haklarında çıkan boşanma iddialarını doğrulayan Eratik, evliliklerini minik kızları Ada’nın kurtardığını belirtti ve şöyle konuştu: “Her ailede yaşanabilecek şeyler yaşadık. Evliliğimizi bebeğimiz kurtardı. Her aileye çocuk yapmalarını tavsiye ederim” dedi.
“BİZ ARKADAŞIZ”
BEBEK- Yakışıklı popçu Berksan ile oyuncu Fulya Zenginer Bebek’te bir kafede görüntülendi. Ünlü ikili birbirlerine sarılarak uzun süre öpüştü. İkili mekandan ayrı ayrı çıkarken Fulya Zenginer soruları yanıtsız bıraktı. Berksan ise “Biz arkadaşız. Hep beraber oturuyorduk.” demekle yetindi.
“HER ŞEY ÇOK YENİ”
BEŞİKTAŞ- Basında çıkan aşk haberlerinin ardından Kenan Doğulu’nun menajeri konuştu. Yıldız oyuncu Beren Saat’in, iki hafta önce W Otel’de düzenlenen partide yakınlaştığı, ünlü popçu Doğulu ile sürpriz bir ilişkiye adım attığı iddia edilmişti. Aşk haberlerinin ardından ünlü popçunun menajeri “Doğru, Kenan ve Beren yeni bir ilişkiye başladı. Birlikteler. Her şey çok yeni ve yolunda” dedi.

SPOR HABERLERİ

TFF’nin başında!..
Türkiye Futbol Federasyonu Seçimli Olağanüstü Genel Kurulu’nda tek aday olarak seçime giren Yıldırım Demirören başkanlığa seçildi. Ankara’daki JW Marriott Otel’de gerçekleştirilen genel kurulda, Divan Başkanı Yalçın Karadeniz, yapılan oylama sonucunda geçerli 229 oyun 221’ini alan Yıldırım Demirören’in TFF’nin yeni başkanı olarak seçildiğini bildirdi. Buna göre Yıldırım Demirören TFF’nin 41. başkanı oldu. TFF’nin yeni başkanı Yıldırım Demirören’in listesinde şu isimler bulunuyor: “1-Yıldırım Demirören 2- Servet Yardımcı 3- Arif Koşar 4- Talat Yılmaz 5- Fethi Heper 6- Mehmet Baykan 7- Cengiz Zülfikaroğlu 8- Ufuk Özerten 9- Hakan Kanık 10- Taylan Öner 11- Mustafa Beyazlı 12-Edip Eren 13- Faruk Öksüz 14-Selim Koray 15- Ergun Tekin.”
Türkiye Futbol Federasyonu’nun yeni başkanı Yıldırım Demirören, ”Biliyoruz ki çok zor bir görev alıyoruz. Bu zorlukları da hep birlikte aşacağız” dedi. Demirören, Ankara JW Marriott Otel’de gerçekleştirilen genel kurulda yaptığı konuşmasında zorlukların, aşmak için var olduğunu belirterek, ”Türk futbolunun en büyük sorunlarından biri ekonomisi diğeri ise altyapı. Bizler UEFA ile diyaloglarımızı en iyi şekilde kurup Türk futbolunu kaostan çıkarmanın yolunu arayacağız” dedi.
Kılpayı ibra…
Beşiktaş’ın Yıllık Olağan İdari ve Mali Genel Kurul Toplantısı, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi’nde düzenlendi.Anadolu Oditoryumu Salonu’nda gerçekleştirilen kongrede, açılışın ardından Kongre Başkanlık Divanı seçimi yapıldı ve Ali Rıza Dizdar başkan seçildi. Yönetim Kurulu, idari ve mali açıdan ibra edildi. Buna göre, Siyah – Beyazlı yönetimin icraatları, mali yönden 420 oya karşılık 513 oyla ibra edilirken, idari ibra oylamasında ise 356’ya 356 eşit oy kullanıldı.
Avrupa’da yola devam
Beşiktaş istediğine kavuştu ve turu geçti. İlk maçta 0-2’lik bir rekorla İstanbula gelen ekip, bu kez Braga’yı kendi evinde ağırladı. Geçen yıl kupada finale çıkan Braga, Kartal’ı evinde oldukça yordu. Ancak turu geçen isim Beşiktaş oldu. Mücadeleye iki takım oldukça kontrollü başladı. Ancak Beşiktaş 10. dakikadan itibaren oyunu kendi yarı sahasında kabul etmeye başladı. Braga da özellikle Alan’ı etkili kullanarak pozisyonlar buldu. 20. dakikada konuk takım çok tehlikeli geldi. Ruben Amorim bir anda kaleciyle karşı karşıya kaldı ama üstten auta vurdu. Bu tehlikeli ataktan sonra da oyunun kontrolü Braga’daydı. Beşiktaş’ın hücum hattında yalnız kalan Quaresma topla buluşmakta zorlanırken Portekiz temsilcisinin golü geldi. 24. dakikada Alan ceza sahasına girip çizgiye kadar indi. Sert ortasında Lima kale ağzında dokunarak takımını umutlandırdı.
Carvalhal 33. dakikada Necip’in yerine Almeida’yı oyuna soktu. Bu dakikadan sonra ise Beşiktaş kontrolü eline geçirdi. Fernandes’in 39. dakikadaki sert şutunu Quim engellerken 43. dakikada Almeida’nın dokunuşunda top direğin yanından dışarı çıktı. İkinci yarıya Braga yine şok bir pozisyonla başladı. 58. dakikada golün sahibi Lima kaleciyle karşı karşıya kaldı. Taraftar gözünü kapatıp nefesini tutarken Lima topu Cenk’in üzerinden aşırdı fakat direğin dibinden auta çıktı. 60. dakikadan itibaren oyunun temposunu ayarlayan takım yine Braga oldu. Beşiktaş ise anlık ataklarla pozisyon bulmaya çalıştı. Portekiz temsilcisi Nuno Gomes kozunu da sahaya sürse de golü bulamayınca mücadele 1-0 sona erdi. Beşiktaş’ın bir üst turdaki rakibi ise Lazio’yu eleyen Atletico Madrid oldu. Her maçta gol var
Beşiktaş’ta amatörler fırtına gibi esmeye devam ediyor. Birbirinden güçlü takımların kıyasıya mücadele ettiği amatör ligte heyecan dorukta..
Etiler: 4 Kuştepes: 10
İstanbul U 16 Ligi, 20. Grup’ta şampiyonluk mücadelesi veren Kuştepespor, Etiler’i, 10-4 mağlup etti. Maç oldukça dikkat çekiciydi. Adeta maç gol düellosu şeklinde geçti ancak Etilerspor ataklarında başarılı olamadı ve yüzü gülen taraf Kuştepespor oldu. Bu maçta Kuştepespor’lu genç oyuncular gösterdikleri üstün performans ile alkış topladı. Etilerspor, ligde üst sıralara gelmek için maçlardaki ataklarını sürdürüyor, ancak Kuştepe ile mücadelesinde yine yüzü gülmedi. İstanbul U 16 Ligi, 20. Grup’ta şampiyonluk mücadelesi veren ve Yeniköyspor ile çekişen Kuştepespor Etilerspor’un gollerinin üstüne çıktı. Etiler veKuştepespor takımları Alibeyköy Parseller sahasında karşılaştılar. Kuştepespor’a farklı galibiyeti getiren golleri, Ali (3), Ahmet (2), Kadir, Barış, Furkan Duman, Serkan ve Burak atarken, Etiler’in golleri ise Koray (2), Recai ve Bora’dan geldi.
Etilerspor’un kadrosunda yer alan isimler ise şöyleydi: “Tayfun, Hüseyin, Hasan, Burak, Serkan, Özkan, Recai, Oğulcan, Bora, Koray, Eray.”
Etilerspor’un gollerini ise şu isimler kaydetti: “ Koray (2), Recai, Bora.”
Ömerli Köyü: 1 Leventspor: 1
İstanbul Süper Amatör Ligi 1. Grup’ta 3. sırada bulunan Ömerli Köyü ile haftaya 2. sırada giren Leventspor Hadımköy Stadı’nda karşı karşıya geldi. 25. haftada gerçekleşen maçta yenişen çıkmadı. Leventspor Play Off’a bu maçla birlikte katılma istediğine de kavuşmuş oldu. Buna bağlı olarak Leventspor en azından 1 puan alarak Play Off’a katılmayı garantilemek amacındaydı. Leventspor 89. dakikada Yakup ile bulduğu golle sahadan 1-1 berabere ayrıldı ve grubu 2. sırada bitirmeyi garantiledi.
Baştan sona heyecan kasırgası şeklinde geçen mücadelede Ömerli Köyü’nün 1, Leventspor’ un 2 topu direkten döndü. Ligin ilk yarısındaki mücadeleyi 3-0 kazanan Levent, büyük bir avantaj ile bu maça çıkmıştı. Öte yandan karşılaşma 1-0 bitseydi, Leventspor haftaya kazansaydı Play Off’a direkt katılan takım Leventspor olacaktı. Fakat tecrübeli bir takım görüntüsü çizen Levent işini sağlama aldı ve son dakikada bulduğu gol ile Hadımköy Stadı’ndan mutlu ayrıldı. Maçta en çok dikkat çeken nokta ise maçın son dakikalarında 4 oyuncunun birden sarı kart görmesiydi. Ömerli Köyü takımı oyuncuları bu konuda oldukça tepkili davrandı.
Maçla ve takımlarla ilgili diğer detaylar ise şöyle: “Maçın oynandığı stat Hadımköy Stadı. Leventspor takımı oyuncularının isimleri şöyle sıralanıyor; Sami, Murat, Mustafa, Ahmet Alkaya, Yasin, Yakup, Aydın (Enes), Erdem (Ümit), Ahmet Çötoğlu, Mithat (Cihan), Emrah. Ömerli Köyü takımı oyuncularının isimleri şöyle sıralanıyor; Erkut, Ozan, Cenk, Saim (İlkay), Erdem, İsmail (Erdi), Yusuf, İbrahim, Emre (Aykut), Onur, Serkan.”