Sporun çirkin yönü!..

Beşiktaş’ın tutukluları tahliye olunca inanın herkes gibi ben de çok sevindim. Kartal’ın böyle pis bir işin içinde olma şüphesi bile beni çileden çıkarmıştı. O gün bugündür maçlara da gitmiyorum zaten. Umarım, bu işin sonucu tertemiz bir şekilde biter. Aksi takdirde bunu gelecek nesillere anlatmak çok zor. Ve böyle bir durumda ben sadece ismi geçenleri değil başta başkan olmak üzere tüm yönetim kurulunu sorumlu tutarım. Çünkü yönetim bir bütündür!.. Cezaların yüksek olduğuna ben de katılıyorum. Uzun süreli tutukluluk hallerine zaten
herkes karşı. Meclis’in aldığı son karar yerinde, ancak ilk yasanın hazırlanışındaki kulüplerin
tavsiyeleri ve bilgisizlik ders niteliğinde… Ayrıca spor kulüplerinin ligten düşürülmesi Türk futboluna bir şey kazandırmaz. Tam tersine ilgisizliği arttırır… Zaten şu durumda bile yayıncı
kuruluşun zararı ve futbolseverin statlardan kaçması iyi bir göstergedir. Etik Kurul’un basına sızan raporu ne kadar doğru, bilmiyorum ama son kararı TFF verecektir… Mahkemelerin işi uzar…
Gelelim işin Beşiktaş cephesine; Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı’nın istifa etmesi, “Başkanın yüzüne karşı söyleyeceklerim var” demesi ise oldukça manidardır. Başkan adayı olacak haberi ise koca bir balondur!.. Çünkü biz ne başkan adayları gördük, şimdi ortalarda yok… Havutçu ve Ateş
ise bir çalışan… Yoruma bile gerek duymuyorum. Sadece, Tayfur’a mesaj attım, geçmiş
olsun dileklerinde bulundum. Yönetim neyi bekliyor? Bu sessizlik nedir? Koskoca Beşiktaş camiasında neler oluyor? Açıklama yok. Hayretler içindeyim. İyi iken konuş, sıkıntılı durumlarda kaç… Hatta yok say!.. Hep aynı taktik… Divan Kurulu toplantısında açıklanan borç rakamları ise bir facia… Yapılan konuşmalar yıllardır hep aynı… Sorun var, hem de büyük… Git gide de çoğalıyor…
Beşiktaş’ın Avrupa Kupaları’nda gösterdiği başarı, ligde alacağı iyi bir sonuç, Portekizlilerin
sahaya yansıtacağı oyun, bu kötü bulutların dağılmasını önler mi sizce? Veya yeni bir transfer gösterisi!.. Hiç sanmam… İşte ben yukarıda sayıp döktüğüm nedenler
den dolayı bir süredir maçlara gitmiyorum. Artık bu işten zevk de almıyorum.
Ama Beşiktaş’a üzülüyorum. Bu yazılanlar ve benim tutumum Beşiktaş Kulübü’nü etkiler mi? Etkilemesi lazım. Bırakın yıllarını spor medyasına vermiş bir spor adamını, sade bir Beşiktaşlı’nın fikri bile başkanın fikri kadar önemlidir ve ciddiye alınmalıdır. Bunlar benim düşüncelerim, alınmıyorsa sorun bende değil… Yıllardır yazıyorum; eleştirilerden ders çıkartmamak,
insanı ve kurumları işte bu duruma düşürür!.. İşin daha kötüsü; bu durum, yıllar yılı da insanın yakasına rozet gibi yapışır!..