KÜLTÜR: Ofisi hayaletler bastı

Ofisi hayaletler bastı
Mum ışığında ilginç bir komedi izlemeye hazır mısınız? Birbirinden ilginç oyunlar yine yeni yılda tiyatroseverleri konuk ediyor olacak. Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde farklı oyunuyla geçtiğimiz yıl içinde oldukça ses getiren Meyhanede adlı oyunun ekibinden neşeli bir oyun daha sizleri karşılıyor. Kaan Erkam’ın yer aldığı oyunda yine sürprizler tiyatroseverleri bekliyor olacak. Ocak ayında Ortaköy Kültür Merkezi’nde sevilen oyunlar, sanatseverleri yine değişik bir oyun mest etmeye hazırlanıyor… “Bir Ofis Gecesi Rüyası” Afife Jale Sahnesi’nde tiyatroseverleri ağırlayacak. 10 Ocak’ta sahnelenecek olan Oda Tiyatrosu’nun sevilen oyunu “Bir Ofis Gecesi Rüyası”, ilginç yaklaşımı ile yine dikkatleri üstüne toplayacağa benziyor. Bir gece ofisinde sabun reklamı için müzik araştıran Süreyya’nın karşısına biri çıkar!.. Süreyya karşısında aniden Giuseppe Verdi’yi bulur… Neşeli hikayesinde oyunda bununla kalmayan hayaletler Cennet ve Cehennem arasındaki yerlerinden tek tek sahneye inerler…
Oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle:
“Bir reklam ofisinde, reklam müziğini yetiştirmek için geç vakte kadar çalışan Süreyya’nın bir çok hayalet konuğu olur. Müziğin ve güncel dejenerasyonun oldukça eğlenceli bir şekilde ele alındığı oyunda izleyicinin çok şaşıracağı efektler de bulunuyor.”
Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyle:
“Yazan: Kaan Erkam. Yöneten: Levent Tayman. Ses- Işık: Selçuk Karadağ. Oyuncular arasında, Kaan Erkam, Levent Tayman, Ararat Mor, Sultan Çelik, Elçin Fakir, Hasan Bayrak, Aris Bayraktaryan, Kamuran Sağol, Kirkor Sar, Ayda Ruhani bulunuyor.”
Oda Tiyatrosu ekibinde yer alan ve Bir Ofis Gecesi Rüyası adlı oyunun yazarı ile ilgili bazı detaylar ise şöyle:
“1980 yılında daha öğrenciyken “Alo Tiyatro’yu kurdu. Sahneyle ilgili sorunlar yaşadı ve sahne bulamayıp mağazalarda oyun da oynadı. Vakko kültür matinelerinde oynadığı ‘Mini Tiyatro’ çok sevildi.
Paris Amatör Tiyatrolar Festivali’nde ‘Hekim Uçtu’ adlı Moliere uyarlamasıyla ödül aldı. Ancak vize alamadı ve bu nedenle de ödülü almaya gidemediği söyleniyor. Sanatçının okul dönemi sona erdiğinde ise tiyatroda yön değiştirdi ve önce operet tiyatrosu sonra da oda tiyatrosu oyuncuları içinde yer aldı.”
“Dandi ile Fondi”nin hayal dünyası
Yeni yıla merhaba derken muhteşem oyunlar tiyatroseverler ile buluştu. Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde, çocuklar sürprizli ve eğlenceli bir oyunu daha geride bıraktı. Hayal bu nasılsa deyip geçmeyin… İki kafadarın hayal kurma çabaları gelenleri, kahkaha dolu bir saatle neşeli bir yolculuğa çıkardı. Tiyatro Mat’tan ‘Dandi ile Fondi’ müzikli çocuk oyunu 24 ve 25 Aralık’ta Afife Jale Sahnesi’nde ziyaretçilerini selamladı. Neşeli ve müzikle yoğrulan oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyleydi:
“Ayda, Şirin ve Dombili iyi arkadaştır. Bir kutu onları etkileyecektir. Bu kutu sayesinde daha güzel hayaller kuracaklarını, daha eğlenceli oyunlar oynayacaklarını düşünürler. Hayal kutusunun ortaya çıkmasına sevinen sadece onlar değildir. Hayal dünyasından kovulduklarını, hayal etmelerinin yasaklandığını sanan Dandi ile Fondi de kutuyu ele geçirirlerse, yeniden hayal kurabileceklerini düşünmektedirler. Hemen kutuyu ele geçirmenin yollarını aramaya başlarlar.”
Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyle:
“Dandi ile Fondi’nin çok önemli bir problemi var; Artık hayal kuramıyorlar. Her şeyi denediler ama eskisi gibi bir türlü olmuyor. Peki ya Ayda’nın hayal kutusunu alırlarsa? Ayda, Şirin ve Dombili hayal kurmayı, oyun oynamayı seven üç yakın arkadaştır. Ayda bir gün “hayal kutusu” adını verdiği bir kutu ile çıkagelir. Bu kutu sayesinde daha güzel hayaller kuracaklarını, daha eğlenceli oyunlar oynayacaklarını söyler. Ancak hayal dünyasından kovulduklarını, hayal etmelerinin yasaklandığını sanan Dandi ile Fondi de kutuyu ele geçirirlerse, yeniden hayal kurabileceklerini düşünmektedirler. Dandi ve Fondi, çocuklar kutunun da verdiği ilhamla oyun parkında oyunlar oynarken, kutuyu ele geçirmek için planlar yapar, uygulamaya koyar ve her daim beceriksizliklerinden dolayı başarısız olurlar. Kimi zaman kamuflaj tekniği ile kutuya yaklaşmaya çalışırken yakalanır, kimi zaman sihirbazlık numarası ile çocukları oyalayıp, kutuyu yok ederek çalmaya kalkar, ama her zaman kendi kazdıkları kuyuya düşerler. Ayda, kutunun gerçekte bir işe yaramadığını, kendi uydurduğu bir şey olduğunu anlatmaya çalışırsa da Dandi ile Fondi, Ayda’ya inanmaz. Kutu Ayda’nın hayallerinin bir parçasıdır sadece ve hayal kurmak içten gelen bir şeydir… Peki ya Dandi ile Fondi, neden artık hayal kuramamaktadırlar? Artık “büyük adam” oldukları için mi? Dandi ile Fondi’yi artık hayal kuramayacaklarına inandıran peri kimdir? Periler de hayal ürünü değil midir?”
Emre Aluç, Güray Baygıner yazdı. Oyunu Bihter Altay, yönetti. Ayla Yıldırım reji asistanlığı üstlendi. Oyuncular arasında şu isimler bulunuyordu: “Yasin Sefa Erkaymaz, Ayla Yıldırım, Nur Gülsoy, Ülker Baldemir, Doğan Akın.”
Usta eller aynı sahnede
Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde yine muhteşem bir konser sizleri bekliyor. Yeni yılın ilk ayının ilk haftasında gerçekleşecek organizasyonla sanatseverleri ağırlayacak. Fulya Sanat Merkezi’nde müzikseverler ayrıcalıklı bir geceyi yine Fulya Sanat’ta yaşayacaklar. Keman ve viyolada Atilla Aldemir, piyonada ise Cana Gürmen yer alacak. Program ise şöyle sıralanıyor: “Giuseppe Tartini(1692 – 1770) Şeytan Trilleri, keman ve piyano için sonat, sol minör. Larghetto affettuoso, Allegro moderato, Andante, Allegro assai – Andante – Allegro assai. Edvard Grieg (1843 – 1907) Keman ve piyano için sonat, do minör, op. 45. Allegro molto ed appassionato, Allegretto espessivo alla Romanza, Allegro animato.” Programın ikinci yarısı ise şöyle devam edecek: “Aleksandr Glazunov (1865 – 1936) Viyola ve piyano için “Elegie” sol minor, op. 44. Johannes Brahms (1833 – 1897) Piyano ve viyola için “Scherzo”, do minör, Pablo de Sarasate (1844 – 1908) Zigeunerweisen, op. 20, No. 1”
Sanatçı Atilla Aldemir hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Keman ve viyola alanında kazandığı birçok uluslararası ödülle ismini duyuran sanatçı 2011 Donizetti Müzik Ödülleri Yarışması’nda “Yılın En İyi Yaylı Çalgılar Yorumcusu” seçildi. Aldemir için Ayla Erduran’ “Atilla sıradışı bir yetenek. Çalışındaki virtüöziteyi tutku, zerafet ve içten müzikalitesiyle bütünleştirebilen ender bir sanatçı” yorumunda bulunmuştu. Camerata Salzburg, Orchestre National de Bordeaux, Orchestre National de Montpellier, Viyana Filarmonia, Viyana Oda Senfoni, Zagreb Filarmoni, Berlin Senfoni, Borusan Filarmoni, Bilkent Senfoni gibi orkestralar ve Türkiye’deki tüm Devlet Senfoni Orkestraları ile Rengim Gökmen, Gürer Aykal, Sascha Göztl ve Lawrence Foster gibi şeflerle çalan Aldemir’in birlikte çaldığı sanatçılar arasında piyanist Itamar Golan, Fazıl Say, Hüseyin Sermet, Polina Leshenko isimler bulunuyor. Viyana’da yaşayan ve 2010 yılına kadar Barbara Gorzynska ve Prof. Matthias Maurer ile çalışmalarını sürdüren sanatçı, konserlerinde 1840 yapımı J.B.Vuillaume keman ve Sergio Peresson viyola ile çalmakta.”
Sanatçı Cana Gürmen hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Cana Gürmen, piyano eğitimine küçük yaşta İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda başladı. Salzburg Mozarteum Müzik Akademisi’nde Prof. Scholz, Prof. Zecchi ve Prof. Engel’in kurslarına katılan Gürmen, Prof. Margulis ve Prof. Zaritzkaya ile perfeksiyon çalışmaları yaptı. Gürmen, 1977’de Ankara Devlet Konservatuvarı Yüksek Piyano Bölümünü başarı ile bitirerek aynı yıl İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na öğretim üyesi olarak atandı. Bu görevinin yanı sıra solistlik kariyerine de başlayan Gürmen, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde ve Avusturya, Kıbrıs, Fransa, Ürdün, Almanya, Bulgaristan, Moldova, Rusya, Gürcistan, Ukrayna ve Sırbistan’da resital ve orkestra ile konserler verdi, radyo ve televizyonda programlar yaptı. Cana Gürmen, 1999’da profesörlük unvanını aldı. Gürmen, halen İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı Başkanlığı ve Öğretim Üyeliği görevini sürdürüyor.”
Konserler mest etti
Fulya Sanat Merkezi’nde Aralık ayının son haftası oldukça hareketli geçti. Konser programlarının yoğun olduğu haftada bir çok özel program gerçekleşti. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde İDSO’nun etkinlikleri kapsamında İnönü Haftası konseri 23 Aralık’ta sanatseverleri ağırladı. Konser ile ilgili bazı detaylar ise şöyle yer alıyordu:
“Şef: Patrycja Pıeczara. Solist: Nil Kocamangil (Çello). Program (Besteciler – Eserler): A. Dvorak Çello Konçertosu, F. Mendelsohn Senfoni No: 3”
Bir diğer konser etkinliği de “Barok Dönem Osmanlı Sarayı ve Avrupa Sarayı Müzikleri” adı altında gerçekleşti. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikle ilgili detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“Soprano: Linet Şaul Sinem Özdemir. Barok Flüt: Atilla Oral. Barok Keman: Hakan Özaytekin. Viola da Gamba: Bülent Oral. Cembalo: Erica Fossi. Çeng ve Kanun: Şehvar Beşiroğlu. Osmanlı ve Avrupa Perküsyon: Hüseyin Tuncel. İzmir Barok.”
Etkinlikteki program ile ilgili detaylar ise şöyleydi:
“J. B. Lully (1665 – 1743) “Alcidiane” Ballet la petite chaccone. “le Bourgaeois Gentilhomme” Chaconne des Scaramouches. Marche pour le Ceremonie des Turks. Gazi Giray Han (1554 – 1607) Der makam-ı mahur usuleş düyek. Ali Ufki Bey (1610 – 1675) Rast Semai “Ey letafet gülşeninin taze açılmış gülü”. C. Monteverdi (1567 – 1643) “Si dolce e `l tormento”. M. Marais (1656 – 1728) Sonate a la Maresienne. Un peu grave Legerement. Sarabande Gigue. A. Cesti (1623 – 1669) ”Languia gia l`alba”. Buhurizade Mustafa Itri (1640 – 1712) Buselik beste “Her gördüğü periye gönül müptela olur “. D. Cantemir (1673 -1723) Der makam- ı buselikusuleş devr -i revan. G. F. Handel (1685 – 1759) Trio Sonate op. 5 no. 2. Adagio – allegro – musette – marche – gavotte. G. F. Handel (1685 – 1759) “Benche mia sia” Ottone Operasından. Hafïz Post (1630 – 1694) Rehavi Yürük Semai “Biz âlûde – i sâgâr – i bâdeyiz”. Tanburi Mustafa Çavuş (1700 – 1770) Hisar Buselik Şarkı “Dök Zülfünü Meydana.”
Öte yandan Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde konser programları hiç hız kesmedi ve müzikseverleri Aralık ayında başka bir etkinlik daha ağırladı. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen bir diğer konser de “Yeni Yıl” konseriydi. 30 Aralık akşamı gerçekleştirilen konser ile ilgili bazı detaylar ise şöyleydi: “Şef: Dorian Wilson. Solist: Aydın Uştuk (Tenor) (İzmir Devlet Opera ve Bale). Birgül Su Ariç (Soprano) (İzmir Devlet Opera ve Bale).”
“Baş Belası” deyip geçme
Güzel bir eşiniz, iyi bir işiniz ve mutlu bir evliliğiniz var. Bozulan bir araba ve hiç tanımadığınız bir adam, hayatınızı ne kadar değiştirir?.. Bu sorunun yanıtını Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’ne gelenler keyifli bir şekilde aldı. Eray Yasin Işık’ın yazdığı “Baş Belası” adlı oyun, Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde tiyatroseverler ile buluştu. Göksel Kortay’ın yönetmenliğini yaptığı komik oyunda, tesadüfler, sorunlar, takıntılar konu ediliyor. 23 Aralık’ta Akatlar Kültür Merkezi’nde tiyatroseverler ile buluşan “Baş Belası” adlı oyun; 28 Ocak’ta da yine sevenleriyle buluşacak. “Baş Belası” adlı oyunun konusu özetle şöyle:
“Baş Belası, hayata bir süre kahkaha molası vermek isteyen tüm tiyatro severlerin ilgi ile izleyeceği bir komedi. Rauf orta yaşlı, evli ve işkolik bir adamdır. Karısı Jülide ile yaşadıkları ufak tefek problemlerle yüzleşmek üzereyken, hayatlarına bozuk arabası ile Hulusi düşer. Evet, düşmek tam da Hulusi’yi tanımlayan bir eylemdir. Hayat üniversitesinde doktorasını kadınlar üzerine yapmış olan Hulusi, bir tesadüf sonucu aynı gecede hem Jülide’nin hem de Rauf un yatağında yakalanmıştır. Bakalım bu karmaşadan kurtulmaya çalışan Hulusi, dolayısıyla Rauf ile Jülide çiftinin başına neler gelmiş… Perde açılsın, ışıklar yansın ve tüm sorular Baş Belası’nda cevabını bulsun.”
Tiyatro Esen hakkında bazı detaylar ise şöyle: “Tiyatro Esen, televizyona hapsolmamış, kalbi hâlâ tiyatro için çarpan ve nesli her geçen gün tükenmekte olan tiyatro izleyicisine ve tiyatro camiasına yeni bir soluk, yeni bir heyecan getirmek amacıyla kuruldu. Modern zamanın don kişotları olan oyuncular ile tiyatroya gönül vermiş izleyicileri Tiyatro Esen çatısı altında birbirinden güzel oyunlarla buluşuyor.”
Tiyatro Esen’in kadrosunda Göksel Kortay yönetmen koltuğunda… Eray Yasin Işık ise yazar. Arda Esen, Çiğdem Batur ve Sedat Bilenler oyuncular arasında bulunuyor.
İki yıl önce Esen Yapımı kuran başarılı oyuncu Arda Esen, çeşitli tv projeleri yaptıktan sonra, şimdi de Tiyatro Esen’le komedi oyunuyla sahneye merhaba dedi. Arda Esen bu konuda “Bugüne kadar başka yapımcıların hayallerinin peşinde koştuk. Artık kendi hayallerimi yapım firmamda hayata geçirmeye başladım” diyor. Tiyatro oyununun elde edeceği başarıdan kuşkusunun olmadığını söyleyen Arda Esen, hemen ardından sinema filmi için çalışmalarını sürdüreceklerini, 3 yıldır üzerinde çalıştığı hikayesi ve senaryosu kendisine ait olan sinema filmi için, çok usta bir ekiple yola çıktıklarını ve motor diyecekleri gün için sabırsızlandıklarını da söyledi. Tiyatro oyunuyla oldukça ilgi çeken ekip, “Baş Belası” adlı oyunu sahneye koyuyor. Esen Yapım’ın başarılı oyunu, tiyatronun duayeni Göksel Kortay’ın yönetmenliğiyle hayat buldu. Oyunda tiyatro ve dizilerin sevilen ismi Arda Esen, Çiğdem Batur ve Sedat Bilenler oynuyor ve yeni yılda tiyatroseverleri karşılayacak olan ‘Baş Belası’, yoğun ilgi göreceğe benziyor.
Papatyam dizisinin sevilen üç oyuncusu, diziden ayrıldıktan sonra yeni projelerle yollarına devam ettiler. Aralık ayında tiyatroseverler ile buluşan “Baş Belası” adlı oyun, yeni yılın ilk ayında da karşımıza çıkıyor. Çiğdem Batur, Tv ekranlarının fenomen dizisi Kurtlar Vadisi’ndeki savcı rolüyle önemli bir çıkış yakalamıştı. Sahneledikleri oyunlarda, tiyatroseverler yanında Tv dizilerini kaçırmayan sevenleri tarafından da sahnede yalnız bırakılmayan oyuncular “İlgiden hayli memnunuz” diyorlar.
Zihnin komplosu!
Ocak ayında neşeli saatler Akatlar Kültür Merkezi’nde tiyatro severleri bekliyor. “Zihin bazen bedene komplo kurar” sloganıyla 20 ve 27 Aralık’ta perde diyen, kahkaha dolu bir komedi yine Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde sanatseverler ile buluşacak. 3. Türden Yakın İlişkiler – Başlangıç adlı oyun, 10 Ocak’ta sahne diyecek. Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde konuklarını ağırlayacak oyunu, Uğur Uludağ yazdı ve yönetti. 3. Türden Yakın İlişkiler – Başlangıç adlı oyun, oyuncu kadrosuyla da oldukça dikkat çekiyor. Oyuncular arasında Demet Şaşmaz, Doğa Rutkay, Hakan Bilgin, Yosi Mizrahi, Yağmur Kaşifoğlu, Barış Ataş, Funda Pelin Kurt, Melisa Doğu ve Uğur Uludağ bulunuyor.
Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyle aktarılıyor:
“E.S.E.K., Türk tiyatrosunun ilk bilim-kurgu oyunu olan “3. Türden Yakın İlişkiler” isimli oyunundan sonra bir ilki gerçekleştirmiş ve “dünyanın ilk devam (sequel) oyununu, “3. Türden Yakın İlişkiler 2”yi yapmıştı. Ve şimdi, bundan 10 sene sonra, efsanenin başına dönüyor ve 3. Türden Yakın İlişkiler’in öncesine, yaratım sürecine gidiyoruz. E.S.E.K yine dünyada bir ilki gerçekleştiriyor ve sequel mantıktaki üçleme tamamlanıyor.”
Oyunun konusu tiyatro topluluğu ise şöyle aktarıyor:
“Yazar Uğur Uludağ, yeni oyununu yazmak istemekte ancak başaramamaktadır. Ve Uğur’un beynindeki fikirler, ne yapıp edip, gerekirse onun hayatına sızıp, ona bu oyunu yazdıracaklardır. Onun hayatına müdahele etmek gerekse bile… Hatta içlerinden biri, onunla evlenmek zorunda kalsa bile… Hatta içlerinden biri, iş kurmak için ondan borç almaya çalışsa bile… Hatta içlerinden biri, onunla yatmak zorunda kalsa bile…”
Uğur Uludağ’ın ön planda olduğu ve çok konuşulan oyunlarından biri olan 3. Türden Yakın İlişkiler – Başlangıç adlı oyun, depremzedelere de destek için sahnelenmişti. Oyuncu ve yönetmen Uğur Uludağ’ın ilgiyle takip edilen oyunu, yeni yılda da tiyatroseverleri ağırlayacak. Oyunda Yosi Mizrahi ve Doğa Rutkay da dikkat çeken isimler arasında bulunuyor. Yosi Mizrahi ile ilgili bazı detaylar ise şöyle: “1 Ekim 1971 İstanbul doğumlu olan sanatçı, tiyatro, sinema ve dizi oyunculuğunu yürütüyor. Sanat hayatına tiyatro ile başlayan Yosi Mizrahi, Dormen Tiyatrosu, E.S.E.K. (Espri Standartları Enstitüsü Kurumu), Tiyatrokare gibi topluluklarda çalıştı. 1994 yılında ilk kez kamera karşısına geçen sanatçı, sinema ve dizi filmler dışında, reklam filmleriyle adını duyurdu. Mizrahi çeşitli televizyon kanallarında program sunuculuğu da yapıyor.”
Doğa Rutkay hakkında bazı detaylar da şöyle:
“Ekranların ve sahnenin sevilen yüzü Doğa Rutkay Aziz, 30 Kasım 1978 yılında doğdu. Tiyatro sanatçısı Rutkay Aziz’in kızıdır. Özel tiyatrolarda “27 numara”, “Terk”, Averaj Takımı gibi oyunlarda rol alan Doğa Rutkay, bir televizyon kanalında “Doğayla Gece Yarısı” isimli söyleşi programını da sunmuştu.”