Gazete Manşetleri (13.04.2011)

gazetelerGazete manşetlerini besiktas.com.tr adresinde tek bir adımda okuyabilirsiniz… CUMHURİYET:  Gül’ü kurtaran şöfore 24 maaş ödül… ‘Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’… Oy verme saatleri belli oldu… HÜRRİYET: “Bu yapılan büyük bir terbiyesizlik”… Devrik first lady’ye taciz…

CUMHURİYET

GÜL’Ü KURTARAN ŞOFÖRE 24 MAAŞ ÖDÜL

Şoförün bayılması üzerine bir operasyonla Hayrünnisa Gül’ün hayatını kurtaran 6 koruma polisine ikramiye! Şoförün bayılması üzerine Hollywood filmlerini aratmayacak bir operasyonla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün hayatını kurtaran 6 koruma polisi 24’er maaş ikramiye ile ödüllendirildi. Teşekkür plaketleri de törenle teslim edildi. Çıplak maaş üzerinde hesaplanan ödüller toplamda kişi başı 3-4 bin lira arasında değişiyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün şoförünün direksiyon başında bayılması üzerine, aracın büyük bir kaza yapmasını Hollywood filmlerini aratmayacak şekilde önleyen 6 koruma polisi, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yönetmeliklere göre 24 maaş ikramiyeyle ödüllendirildi.

Bu ödül, görevi başında canını ortaya koyan ve limitleri zorlayan polislere veriliyor. Yetkililer, ödülün toplam miktarının çıplak maaş üzerinden hesaplandığını, ödenen paranın kişi başı 3-4 bin TL arasında değiştiğini bildirdiler. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin polisler için hazırlattığı teşekkür plaketlerinin de törenle teslim edildiği belirtildi.

Nasıl olmuştu?

Hürriyet’in kamuoyuna duyurduğu olay, 3 Mart’ta meydana gelmişti. İstanbul’a gitmek için Esenboğa Havalimanı’na doğru yola çıkan Hayrünnisa Gül’ün makam şoförü, mide kanaması geçirince bayılmış, araç bir anda kontrolsüz kalmıştı. Koruma polisi Şirin Şerbetçi’nin ve arkadan gelen diğer koruma ekibinin olağanüstü çabalarıyla araç kontrol altına alınmıştı. Korumaları taşıyan araç, makam aracının önüne geçmiş ve frenleme sayesinde Gül’ün aracını durdurabilmişti. Olayda kimsenin burnu kanamamıştı. Kazadan sonra ekibi ilk tebrik eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmuştu.

***

‘BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU’

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘acemi’ diyerek eleştirdiği ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone’den yine tartışılacak bir açıklama geldi. Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD) üyeleriyle kahvaltıda bir araya gelen Ricciardone, gazetecilerin tutuklanması ve Ahmet Şık’ın yayınlanmamış kitabının toplatılmasıyla ilgili olarak, “Anlamaya çalışıyoruz, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedi. Ricciardone bu açıklamayı Türkçe olarak yaptı. ABD’nin geçen hafta insan hakları raporunu yayımladığını hatırlatan Ricciardone, basın ve ifade özgürlüğünü desteklediklerini belirterek, “Her demokratik ülkede medyanın rolü hayati önemdedir. Ben sizlerin rolünü çok önemsiyorum. İşinize, enerji ve cesaretle devam ettiğiniz sürece gelecek için hepimiz iyimser olacağız” diye konuştu. “Seçime girecek partiler hakkında tarafsızız” diyen Ricciardone, seçim sonuçlarını kimsenin kestiremeyeceğini, Türkiye’nin seçimden daha güçlenerek çıkacağını söyledi.

Daha önce de ‘anlamıyoruz’ demişti
Ricciardone Odatv baskınından sonra söylediği, “Bir yanda gazeteciler gözaltına alınıyor bir yanda özgür basın deniyor, biz bunu anlamıyoruz” sözlerinin ardından Başbakan Erdoğan tepki göstermişti.

Erdoğan’dan ‘acemi’ çıkışı geldi
Erdoğan Ricciardone’nin sözleri üzerine, “Maalesef bu yaygaraya hiç üzerine vazife olmadığı halde hariçten birileri de inanıyor ve görüş bildiriyor. Türkiye’yi tanımaz, bilmez, ne nedir, hangi yasa var hiç haberi olmaz. Çıkar orada hemen bir tuzağa gelir kalkar açıklama yapar. Dur ya önce bir açıklama yap. Sor nedir. Yargı hangi neticeye varacak, bunu bir öğren. İşte buna ‘acemi elçilik’ denir. Bunlar acemi” demişti. Bu polemikten haftalar sonra Erdoğan ve Ricciardone bir görüşme gerçekleştirmişti.

***

Oy verme saatleri belli oldu
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) milletvekili genel seçiminde oy kullanma saatlerini belirledi. YSK’nin 24. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde oy kullanma saatlerine ilişkin oybirliği ile alınan kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Karar öncesi kurul tarafından Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünden 12 Haziran 2011 Pazar günü için iller arasındaki güneşin doğuş ve batış saatlerindeki farklılıklar hakkında bilgi alındı. İncelemenin ardından oy verme süresinin başlangıç ve bitiş saatleri ilgili mevzuat çerçevesinde farklı olarak düzenlendi. Alınan karar kapsamında Milletvekili Genel Seçiminde Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis’te 07.00-16.00 saatlerinde oy verilecek. Bunların dışındaki şehirlerde ise oy kullanma saatleri 08.00-17.00 olarak belirlendi.

MİLLİYET

ÖSYM ŞİFREYİ İTİRAF ETTİ

ÖSYM, YGS’deki şifreli kopya iddiaları ile ilgili öğrencilere gönderdiği mektupta, sınavda “sehven” (yanlışlıkla) şifreleme yapıldığını kabul etti. ÖSYM’nin şifre açıklaması, mektubun “Tüm adaylara verilen soru kitapçıklarında cevap seçeneklerinin dizilişi” başlıklı bölümünde yer aldı.

Mektupta şöyle denildi:

“Tüm adaylara verilen soru kitapçıklarında sorunun doğru cevap seçeneği rastgele biçimde değiştirilirken, diğer seçeneklerin yerleri de ratgele değiştirilmesi gerekirdi. Ancak, geliştirilen yazılım çalıştırıldığında her soru için rastgele verilmesi gereken değerler sehven sıralı olarak verildiğinden, oluşturulan soru kitapçıklarında bazı sorularda en büyük değerli seçeneğin hemen sağındaki seçeneğin doğru cevap olması durumu ortaya çıkmıştır.”

***

KARSAN’A BÜYÜK PİYANGO

New York taksi ihalesinde Ford ve Nissan’la birlikte finale kalan ve yapılan anketlerde ABD’lilerin favorisi haline gelen Karsan, bir önemli avantaj daha yakaladı. New York Belediyesi Meclisi’ne sunulan, 2014 yılından itibaren yenilecek taksilerin özürlülere özel tasarıma sahip olmasını talep eden tasarı kabul edildi. Tasarıyı sunan Meclis Üyesi Micah Kellner, New York’ta geleceğin taksilerde ya rampanın olması gerektiğini ya da tekerlekli sandalyenin rahatça araca girebileceği bir sisteme sahip olması gerektiğini açıkladı. Vatan Gazetesi’nin haberine göre New York Belediye’sinin aldığı bu karar, Karsan’ın taksi projesini bu ay sonuçlanması beklenen ihalede en şanslı aday haline getirdi. Çünkü ihalede finale kalan 3 model arasında sadece Karsan’ın V1 projesi engellilere yönelik tasarlandı. Gölcük’te üretilen Ford’un Transit Connect modeli ile Nissan’ın aracında engelli vatandaşlara yönelik bir sistem yer almıyor. Dünyada bir ilk Karsan’ın 26 bin 500 araçlık New York ihalesi için tasarladığı taksinin en önemli özelliği engellileri düşünmüş olması. New York gibi dünya kentinde engellilere özel sadece 238 taksinin yollarda olduğunu gören şirket, bu eksikliği gidermek için harıl harıl çalıştı. Yürüme engelliler için tekerlekli sandalyenin rampa vasıtasıyla araca çıkabileceği ve içinde rahatlıkla manevra yapabileceği bir mekan yaratıldı.. Karsan’ın dünyada bir ilk olan bu projesinin arkasında ise Karsan Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç’ın yaşadığı tecrübe yatıyor. Kıraç’ın rahatsız olan eşi Suna Kıraç için dünyanın birçok yerinde tekerlekli sandalyesiyle binip inebileceği bir araç bulamaması, bu fikrin ortaya çıkmasını sağladı. Kıraç, “10 senedir Suna’yı ben böyle gezdiyorum. Kızımız İpek’in mezuniyetinde New York’a geldim. 1 ay Suna’ya araç bulamadım. O nedenle bu aracın yalnız taksi değil pekçok engelliye dönük hizmet verebilecek bir yapısı da var. Daha lüks yapabilirsiniz. İşte Geleceğin Taksisi’ni tasarlayan bu takım aşağı yukarı Suna Hanım faktörünü biliyor, biraz da bu eksikliği düşünerek otomobili tasarladılar” açıklaması yapmıştı. Anketlerde açık ara önde New York taksi ihalesinde Ford ve Nissan’la birlikte finale kalan Karsan’ın yarattığı Geleceğin Taksisi, ABD’de yapılan ankette önde. New York Taksi ve Limuzin Komisyonu’nun (TLC) yaptığı ankette, görsel beğenirlilik açısından Karsan’ın V1 isimli taksisi ilk sırada yer almıştı. TLC, ankete katılanların yüzde 66’sı aracı beğendiğini açıklarken, katılanların yüzde 43’ü Nissan’ın taksisini, yüzde 38’i Ford Connect modelini beğendiğini ifade etmişti.

***

AHMET TÜRK’Ü YUMRUKLAYAN DA ADAY OLDU

SAMSUN’da kapatılan DTP’nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk’ü yumruklayan 28 yaşındaki İsmail Çelik, bağımsız milletvekili adayı oldu. Geçen yıl 12 Nisan’da, Samsun’da görülen, 2 kişinin hayatını kaybettiği Bulanık olayları davasının duruşma çıkışında açıklama yapan Ahmet Türk’ü yumruklayan İsmail Çelik, milletvekili olabilmek için harekete geçti. Ahmet Türk’e yumruklu saldırı gerçekleştirdiği için tutuklanarak 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi tarafından geçen yıl Haziran ayında serbest bırakılarak 7 bin TL para cezasına çarptırılan Çelik, geçen Cuma günü İl Seçim Kurulu’na 7 bin 734 TL yatırarak bağımsız aday oldu.

BAŞVURU PARASINI ARKADAŞLARININ DESTEĞİYLE YATIRDI
Başbakana hakaret ettiği gerekçesiyle de yargılanan Çelik, çevresinden aldığı destekle aday olduğunu dile getirdi. Seçim Kuruluna yatırılacak olan parayı arkadaşlarından topladıklarını dile getiren İsmail Çelik, “Milletvekili olma yaşını 25’e indirip, parayı 7 bin 734 TL’ye çıkarmışlar. 25 yaşındaki bir insan bu parayı nasıl bulsun. Arkadaşlarımın desteğiyle parayı bulup yatırdım” dedi.

POLİSE ATILAN TOKAT ETKİLİ OLDU
Ekibini kurduğunu söyleyen ve her yeri dolaşarak seçim çalışması yapacağını söyleyen İsmail Çelik, “Karar vermem de çevremin ve arkadaşlarımın büyük etkisi oldu. Aday olmaya karar vermemdeki diğer bir unsur da polisimize atılan tokat olayıdır. Ben mecliste bunlara karşı dik duran birisini görmedim. Bu eksikliği gördüğüm için Türkiye’yi, Samsun’u benden iyi savunabilecek, dik durabilecek birisi olmadığını düşünüyorum. Arkadaşlarımın, dostlarımın beni oraya göndereceğini biliyorum. Bunların karşısında bir güç olarak dengelerin sağlaması açısından benim oraya gitmem lazım” diye konuştu. Ahmet Türk’e attığı yumruk hakkında da açıklama yapan İsmail Çelik, hiç bir örgüte ve partiye üye olmadığını söyledi. Çelik, “Ben vatanını seven biriyim. Biz yaptığımız olayı da vatan için, bayrak için yaptık. Vurduğumda zaten aklımda şehitlerimiz vardı. Başka bir şey düşünerek yapmış değilim. Bunu düşünerek adaylığımızı kesinleştirdim” dedi. Çelik, daha sonra kentin kalabalık caddelerinde gezerek esnafları ziyaret edip oy istedi.

***

HÜRRİYET

“BU YAPILAN BÜYÜK BİR TERBİYESİZLİK”

Belçika’daki aşırı sağcı Flaman partisi Vlaams Belang’in hazırladığı seçim afişine Türkiye’den büyük tepki geldi. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, bunun kafatasçı bir parti olduğunu söyleyerek, “bu yapılan büyük bir terbiyesizlik” dedi.MÜSİAD’ın ‘Ekonomi Basını Başaı Ödülleri’ toplantısına katılan Çağlayan, Belçikalı partinin afişi ile ilgili soruları da yanıtladı. Çağlayan, şöyle konuştu: “Belçika’da da yapılan büyük bir terbiyesizlik. Belçika’daki kafatasçı aşırı sağcı parti. Bu afişle Türkiye’ye saygısızlık etmiştir. Büyükelçimiz gereken çalışmayı yapmıştır. ‘Yumuşak başlıysam sanma koyunum, belki çekmeye gelir başım’ diyerek o kafatasçı partiye gereken cevabı veriyoruz.”Belçika’nın aşırı sağcı partinin hazırladığı seçim afişinde, beyaz koyun, Türkiye’yi de temsil eden kırmızı koyunu tekmeleyerek Avrupa’nın dışına atıyor.

***

BAĞIMSIZ ADAYLIK ÜCRETİ EL YAKIYOR

Hatay’da genel seçimlere bağımsız aday olarak girmek isteyen gazeteci Nihat Taşkın, 7 bin 734 TL olan başvuru ücretini yüksek bularak Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) itiraz etti. Başvuru ücreti daha önceki dönemlerde 446 TL idi. Başvuru ücretindeki artış yaklaşık yüzde 1600…Taşkın, daha önceki dönemlerde 446 TL olan bağımsız milletvekilliği adaylığı başvuru ücretinin bu dönemde 7 bin 734 TL’ye çıkartılmasının haksızlık olduğunu söyledi. Siyasi partilerin seçim çalışmaları için devlet desteği gördüğünü ancak bağımsız adayların böyle bir imkanının bulunmadığını belirten Taşkın, “Başvuru ücretinin yükseltilmesi demokrasiye ve seçilme hakkıma vurulmuş bir darbedir. İstenilen aşırı ücret, kişilerin seçme ve seçilme hakkına set koymuştur. Bu çifte standart uygulamanın düzeltilmesini ve hukukçuların bu hassas olayla yakından ilgilenmeleri bekliyoruz” dedi.

***

DEVRİK FİRST LADY’YE TACİZ

Fildişi Sahili’nde Fransa destekli yeni lidere bağlı askerler, sığınağında tutuklayıp bir otele götürdükleri yenik devlet başkanının eşi Simone’a taciz etti. Fransa, “Biz tutuklamadık, onlar yaptı” açıklamasında bulundu.

Fransız ordusunun desteğiyle direndiği sığınağından pijamalarıyla çıkartılarak tutuklanan batı Afrika ülkelerinden Fildişi Sahili’nin yenik lideri Laurent Gbagbo’nun eşi Simone’a tacizde bulunuldu. Ülkedeki iç savaşın galip tarafı Alassane Ouattara’ya bağlı askerler, Abidjan kenti dışındaki otele götürdükleri Gbagbo ve eşi Simone’a kameralar önünde taciz etti, kadının elbisesinin askılarını indirerek hatıra pozu verdiler. Eşinin yanında, bitkin ve dağınık bir halde yerlerde sürüklenen kadının bu görüntüleri, uluslararası ajanslar tarafından dünya medyasına servis edildi. Simone Gbagbo, son 10 yıllık iktidarları döneminde en çok konuşulan isimlerin başında geliyor. Halk arasında adı korkuyla anılan first lady hakkında, ‘gücünü cadılardan aldığı’ yönünde efsaneler de dolaşıyor.

Yağma tecavüz

Fransa’nın tam desteğini alan ve savaştan galip çıkan Ouattara, taraftarlarına intikam ve misilleme saldırıları yapmamaları çağrısında bulundu. Gbagbo ailesi ve yakın çevresinin ülke içinde kurulacak geniş katılımlı bir mahkemede yargılanacağını belirten Ouattara, halka da ülkeyi yeniden inşa etmek için birlik çağrısı yaptı. Ancak ülkedeki BM yetkilileri hem Ouattara hem de Gbagbo taraftarlarının kentte yağma, tecavüz ve intikam saldırılarına başladığını belirtiyor. Fildişi Sahili’nin en büyük liman kenti Abidjan’ın bir bölümünün hâlâ Gbagbo’ya bağlı askerlerin elinde olduğu gelen haberler arasında. BM adına da çalışmalar yürüten politik risk danışmanı Mark Schroeder, “İç savaş kısa sürede bitmez sonuçta Gbagbo yenilse de son seçimlerde halkın yüzde 46’sının desteğini aldı” dedi. Gbagbo iktidarı döneminde ambargoya maruz kalan Fildişi Kıyısı’na hemen uluslararası yardım gelmeye başladı. Ambargoyu kaldırmaya hazırlanan AB, iç savaş nedeniyle ağır hasar alan ülkenin yeniden yapılanması için mali yardım paketi hazırlayacağını açıkladı. Fransa da 400 milyon euro yardım kararı aldı.

Fransa: Biz tutuklamadık

FRANSA Savunma Bakanı Gerard Longuet, operasyonun görüntülerinin bulunduğunu belirterek, “Fransız askeri eski liderin ne evine girdi ne de sağınakta tutuklama yaptı” dedi.

“Fransız darbesi”

Gbagbo’nun Paris’teki sözcüsü, “Fransız özel birlikleri operasyon düzenledi, Gbagbo’yu tutukladı ve bizzat götürüp Ouattara’ya teslim etti. Bu Fransa’nın darbesidir ve amacı da kamulaştırılan altın, elmas madenlerine ile diğer doğal kaynaklara yeniden el koymaktır” dedi.

***

AKŞAM

OY KULLANMA SAATLERİ BELİRLENDİ

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) milletvekili genel seçiminde oy kullanma saatlerini belirledi. YSK’nın 24. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde oy kullanma saatlerine ilişkin oybirliği ile alınan kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Karar öncesi kurul tarafından Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünden 12 Haziran 2011 Pazar günü için iller arasındaki güneşin doğuş ve batış saatlerindeki farklılıklar hakkında bilgi alındı. İncelemenin ardından oy verme süresinin başlangıç ve bitiş saatleri ilgili mevzuat çerçevesinde farklı olarak düzenlendi.

Alınan karar kapsamında Milletvekili Genel Seçiminde Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis’te 07.00-16.00 saatlerinde oy verilecek. Bunların dışındaki şehirlerde ise oy kullanma saatleri 08.00-17.00 olarak belirlendi.

***

LİSTEMİ YAPTIM HAVYAR, BAHARAT VE MÜCEHVER ALACAĞIM

Victoria’s Secret’ın en seksi meleklerinden Ana Beatriz Barros, Marks & Spencer defilesinden önce AKŞAM’a konuştu. İstanbul’u gezmek için programını cumaya kadar uzatan süpermodel alışveriş listesini açıkladı

MARKS & Spencer defilesi için İstanbul’a gelen Brezilyalı süpermodel Ana Beatriz Barros, kaldığı Swissotel’in kral dairesinde AKŞAM’ın sorularını yanıtladı. Programı dün akşam son bulmasına rağmen, çok beğendiği İstanbul’da cuma gününe kadar kalma kararı alan Barros, Mısır Çarşısı’nı, Kapalıçarşı’yı ve Sultanahmet Camii’ni gezeceğini ve bolca mücevher almayı planladığını söyledi.

– İlk gününüz nasıl geçti? İstanbul’u beğendiniz mi?
Henüz çok fazla zamanım olmadı gezmek için ama İstanbul’un çok etkileyici bir şehir olduğunu biliyorum. Önce işimi yapacağım sonra bu şehrin tadını çıkaracağım. Türkiye’yi çok seviyorum. Mimarisi, kültürü, tarihi ve yemekleri muhteşem.

– İstanbul, sizden önce Gisele Bündchen’i ağırladı. Onunla konuştunuz mu?
Gisele’in burada olduğunu biliyordum ama gelmeden önce görüşmedik.

– Dün gece (pazartesi) Ulus 29’a gitmişsiniz…
Ulus 29 çok şık bir yer fakat tadını çıkardığım söylenemez. Sabah 7’de kalkmam gerektiği için çok oturamadık fakat atmosfer hoştu. Çok fazla fotoğraf çektirdim insanlarla.

– Türkiye dendiğinde aklınıza neler geliyor?
Kesinlikle yemek geliyor. Özellikle kebap. Şunu çok net ifade edebilirim inanılmaz lezzetli. Hatta şu ana kadar yediğim en lezzetli şey diyebilirim.

– Türkiye’ye gelirken burada neler yapacağınızı planladınız mı?
Bunun için bir liste hazırladım bile. Mısır Çarşısı’na gidip havyar ve baharat alacağım. Kapalıçarşı’yı mutlaka gezeceğim. Sultanahmet Camii’ni merak ediyorum, mutlaka gideceğim ve kuyumcuları gezeceğim.

Oturduğum yerden seyahat eder gibiyim
– Dünyaca ünlü bir süpermodel olmanın en büyük avantajı nedir sizce?
Tüm dünyayı geziyorum. Dünyanın en ilginç insanlarıyla bir arada oluyorum. Farklı diller öğreniyorum ve her gün kendime bir şeyler daha kattığımı hissediyorum. Kendi ayaklarım üzerinde durabiliyorum ve bu harika bir duygu.

– Şu anda Boğaz’a bakarak konuşmak nasıl bir duygu?
Çok tarif edebileceğim bir şey değil. Kelimelerle anlatmak zor çünkü. Ama büyük bir lüks olduğu kesin. Seninle Avrupa kıtasında oturup sohbet ediyoruz ve Asya kıtası neredeyse elimle dokunabileceğim uzaklıkta. Çılgınca! Oturduğum yerden seyahat eder gibiyim.

***

BİZ LİSTELERİMİZDE BİR DEVRİM GERÇEKLEŞTRDİK

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, açıklanan listeye gelen olumlu tepkilerden memnun kaldıklarını belirterek, ‘Listelerimizde bir devrim gerçekleştirdiğimizi söyleyebilirim. Gençlik ve kadın, ağırlığı oluşturuyor’ dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tasfiye iddialarını ve gelen eleştirileri yanıtlarken yaptıkları listenin devrim niteliğinde olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, ”Yaptığımız değişim Türkiye’nin geleceği açısından, CHP’nin geleceği açısından çok önemlidir” diye konuştu.
CHP Ankara İl Başkanlığı Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, ‘Listelerimizi hazırladık, YSK’ya teslim ettik. Listelerimizde bir devrim gerçekleştirdiğimizi söyleyebilirim. Gençlik ve kadın, listelerimizde ağırlığı oluşturuyor. Bundan ötürü son derece mutluyuz. Gelen tepkilerden de memnunuz. Olumlu bakıyorlar, yurttaşlarımız olumlu bakıyor, örgütlerimiz olumlu bakıyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, ‘Ergenekon” davasının tutuklu sanıklarından Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ın CHP milletvekili aday listelerinde yer alması konusunda, ‘Bunlar hayali ihracatçı değil, bunlar ihaleye fesat karıştıran değil, bunlar şu veya bu kişinin yandaşı olanlar değil, bunlar düşünceleriyle, kalemleriyle çaba harcayan, ülkeye katkı veren insanlar” dedi. Kılıçdaroğlu, İlhan Cihaner’in listeye girmemesiyle ilgili soru üzerine bunun Parti Meclisi takdiri olduğunu kaydetti.

BAYKAL VE SAV’IN EMEKLERİ
Özellikle milletvekili listelerinin açıklandığı süreçte zaman zaman ufak tefek aksaklıklar olabileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, ‘Bunlar 1-2 hafta içinde geçer’ dedi.
CHP lideri eski Genel Sekreter Önder Sav’ın ya da Deniz Baykal’la listelerin açıklanmasından önce görüşüp görüşmediğinin sorulmasına karşılık Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
”Hayır görüşmedim. Ama daha önce de söyledim, ben kurultay sürecinden itibaren değişimi ve dönüşümü sağlayacağımızı, partiyi gençleştireceğimizi, daha fazla genç ve daha fazla kadının, milletvekili listelerinde yer alması gerektiğini ısrarla söylemiştim. Hem bunu söyleyeceksiniz, hem eski yapıyı koruyacaksınız, bu doğru değil. Sayın Önder Sav’ın da Sayın Deniz Baykal’ın da parti listelerine giremeyen, partimize emek vermiş bütün arkadaşların geçmişteki hizmetlerini minnetle, şükranla anıyoruz. Onlar bizim partimizin üyeleridir. Onlar her koşulda bizim yanımızdadırlar; beraber çalışacağız.”

Dokunulmazlıkları kaldır
Başbakan Erdoğan’ın tutuklu adaylara ilişkin ‘Dokunulmazlık zırhına kimin müracaat ettiği ortada’ şeklindeki sözlerine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan jet yanıt geldi: Aday arkadaşlarımızı töhmet altında bırakan Başbakan’a diyorum ki adam gibi adamsan sözünde dur, çık ‘dokunulmazlıkları kaldıracağım’ de.

***

SABAH

İLYAS SALMAN ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

Kadıköy’de uygulama yapan trafik ekiplerine alkollü yakalandığı gerekçesiyle gözaltına alınan ünlü oyuncu İlyas Salman, adliyeye sevk edildi. Salman, dün akşam saatlerinde Bostancı Sahil yolunda uygulama yapan ekipler tarafından alkollü araç kullandığı ve polise mukavemet ettiği iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Geceyi Bostancı Polis Merkezi’nde geçiren Salman, öğle saatlerinde Kadıköy Adliyesi’ne sevk edildi. Salman, adliye girişinde soru soran basın mensuplarına, “Özel hayatım kimseyi ilgilendirmez” dedi.

***

KÖK HÜCREDEN ‘İNSAN YUMURTASI’ ÜRETİLDİ

Birçok hastalığın tedavi için yıllardır yürütülen ”kök hücre” çalışmaları, yumurtalık sorunlarına bağlı kısırlıkta da hastalar için umut ışığı oldu. ABD’de Harvard Üniversitesi’nden Profosör Dr. Jonathon Tilly ve ekibi tarafından dünya tarihinde ilk kez kök hücreden insan yumurtası üretildi. Çalışmaya ilişkin tüm detaylar, TARTEN’de açıklanacak. Prof. Dr. Tilly ve New York Medical College Kısırlık Tedavisi ve Üreme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Kutluk Oktay ile birlikte, yakında klinik araştırma aşamasına başlanacak. AA muhabirine konuya ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Oktay, bir yıl düzenli cinsel ilişki sonrasında çocuk sahibi olamama durumunun ”kısırlık” olarak tanımlandığını söyledi. Kısırlığın hem kadından ham da erkekten kaynaklanan sorunlara bağlı ortaya çıkabildiğini ifade eden Oktay, tüplerde tıkanıklık, yumurtlama sorunları, düşük rezerv, rahimde problemler, endometriosis, bilinmeyen ya da yaşlanmaya bağlı nedenlerin kısırlığa yol açabildiğini anlattı.
Kısırlık tedavisi için yıllardır çok çeşitli bilimsel çalışmaların yürütüldüğünü dile getiren Oktay, kök hücre çalışmaları ile sorunun ortadan kaldırılmaya çalışıldığını söyledi. Oktay, yumurta rezervi olmayan ya da yumurtalıkları alınmış kadınlar için kök hücre ile yumurta elde edilmesine yönelik çalışmaların hayvanlarda 3-4 yıldan fazla süredir yapıldığını ve son bir yıl içinde de insan dokusunda çalışmaların yürütüldüğünü kaydetti. ABD’de Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jonathon Tilly ve ekibi tarafından dünyada ilk defa kök hücreden insan yumurtası üretimi yapıldığını belirten Oktay, ”Bunu, orta vadede, ‘kısırlık sorunu olanlara müjde’ şeklinde yorumlayabiliriz. Tabii ki bu, klinik çalışmalarda çıkacak sonuçlara bağlı” diye konuştu.

”KLİNİK ÇALIŞMALAR BAŞLAMAK ÜZERE”
Oktay, araştırmanın laboratuvar kısmının Prof. Dr. John Tilly tarafından Harvard Üniversitesi’nde yönetildiğini, klinik kısmının ise kendisi tarafından yapıldığını söyledi. Tilly ile birlikte araştırmanın tüm aşamalarından birlikte çalıştıklarını dile getiren Oktay, kök hücreden insan yumurtası üretilmesine ilişkin klinik çalışmaların yakında başlayacağını ifade etti. Oktay, ilk aşamada, denemelerin yumurta rezervi ve veya kalitesi düşük genç hastalara yapılacağını belirterek, ”Uygulama, şu anda 35 yaşın altında erken menopoza girmiş vakalarla; erken menopoza girmiş vakalarda yaşı 45’in altında yumurta üretebilen, fakat kalite düşüklüğüne bağlı gebelik elde edilemeyenlere gerçekleştirilecek” diye konuştu.
Oktay, uygulamanın, ”35 yaşın üstünde menopoza girmiş, genelde 45 yaşın üstünde her iki yumurtalığı çıkarılmış hastalarda çalışma kriterlerinin sağlanamayacağına” dikkati çekti.

”UZUN VADELİ RİSKLERİN NE OLDUĞU HENÜZ BİLİNMİYOR”
Yöntemin klinik çalışmalarından başarılı sonuçlar elde edilmesiyle birçok kişinin çocuk sahibi olabileceğini müjdeleyen Oktay, ”Eğer yöntem klinik olarak verimli olursa, bugüne kadar çare yok denilen düşük rezerv ve erken menopoza çözüm olacak” dedi.

Oktay, yeni yaklaşımın özel araştırma protokolleri altında özenle yapılması gerektiğini dile getirerek, uzun vadeli risklerin ne olduğunun henüz bilinmediğinin de dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

KÖK HÜCREDEN İNSAN YUMURTASI NASIL ELDE EDİLİYOR?
Oktay, kök hücreden insan yumurtası elde edilmesindeki aşamaları şöyle anlattı:
”İlk olarak laparoskopik ya da robotik cerrahi ile yumurtadan parçalar alınıyor. Laboratuvarda alınan dokudan kök hücreler izole ediliyor ve kültür ortamında çoğaltılıyor.

Bu aşamadan sonra, söz konusu araştırma kapsamında, şu an ayrıntıları açıklanamayacak bir takım özel yöntemler uygulanıyor. Araştırma, tedavi amaçlı klinik araştırmalarda kullanılıyor.

ARAŞTIRMANIN DETAYLARI TARTEN’DE AÇIKLANACAK
Araştırmanın, tüm detayları, dünyada üreme tıbbıyla ilgili uzmanları biraya getiren ”Trans Atlantic Reproductive Technologies Network (TARTEN)”de açıklanacak.

TARTEN Türkiye Başkanı Prof. Dr. Volkan Baltacı da araştırmanın üreme tıbbı tarihinde çok önemli bir adım olduğunu belirtti. Araştırma ile kısırlık tedavisinde çok önemli bir adım atılacağını ifade eden Baltacı, klinik çalışmalarının sonuçlarını da merak içinde beklediklerini söyledi.

TARTEN 2011 Kongre Genel Sekreteri Doç. Dr. Murat Sönmezer de araştırmanın tüm aşamalarının İstanbul’da 14-17 Nisan’da yapılacak ”Uluslararası TARTEN 2011 Kongresi”nde açıklanacak olmasının heyecanını duyduklarını söyledi.

***

MEZARLIKTA ESRARENGİZ IŞIK!

Sivas’ın Divriği ilçesinde bir muhabir tarafından mezarlık üzerinde görüntülenen esrarengiz ışık, görenleri hayrete düşürdü. İlçe merkezinde çektiği fotoğrafları inceleyen Osman Karamercimek isimli muhabir, gördükleri karşısında şok oldu. Çarşı Mezarlığının bulunduğu karedeki ışığı görünce hayrete düştüğünü söyleyen Karamercimek, “İlçe merkezini fotoğraflıyordum. İlk başta ben de fark etmedim. Fotoğrafı görünce şok oldum” şeklinde konuştu. Daha sonra fotoğrafı çevresindekilere de gösterdiğini kaydeden Karamercimek, görüntüyü inceleyenlerin de şaşkına döndüğünü söyledi. Divriği İlçe Müftüsü Rahmi Yiğit ise konu hakkında yorum yapamayacağını söyleyerek, “Pozitif bilim tarafından kanıtlanamayan, tasdik edilemeyen konular hakkında olumlu ya da olumsuz görüş bildirmem uygun olmaz” ifadelerini kullandı.

***

TOYOTO’DAN ŞOK KARAR

Depremin vurdUğu Japonya’dan parça tedarik edemeyen firma kritik bir karar aldı. Japon otomobil üreticisi Toyota, 11 Mart’ta meydana gelen depremden sonra Japonya’dan parça tedarikinde sıkıntı yaşanması nedeniyle aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 5 Avrupa ülkesindeki fabrikalarında üretimi Nisan sonundan Mayıs başına 8 gün süreyle durduracağını bildirdi. Toyota grubundan yapılan açıklamada, Japonya’nın doğusunda 11 Mart’ta meydana gelen depremin ardından parça tedarikindeki sıkıntı nedeniyle üretimin nisan sonundan mayıs başına bir süreliğine durdurulacağı ve sonra mayıs boyunca düşük ritmde seyredeceği belirtildi.
Üretimin durdurulacağı fabrikaların, Türkiye’deki Adapazarı, Fransa’daki Onnaing, İngiltere’deki Burnaston montaj fabrikaları ile Polonya’daki Jelcz-Laskowice ve İngiltere’deki Deeside motor üretim tesisleri olduğu kaydedildi. Toyota’nın Japonya’da yurtdışındaki araç montaj tesisleri için parça üretimi fabrikalardaki hasar nedeniyle deprem ve tsunaminin ardından 10 gün süreyle durdurulmuştu. Toyota, Avrupa fabrikalarındaki üretimin 21-22 Nisan, 25-29 Nisan ve 2 Mayıs tarihlerinde durdurulacağını bildirdi.

TOYOTA TÜRKİYE ÜST YÖNETİCİSİ ÖZER
Toyota Türkiye Otomotiv Sanayi A.Ş. Üst Yöneticisi Orhan Özer, Toyota Avrupa’nın kararı doğrultusunda 21 Nisan – 2 Mayıs tarihleri arasında fabrikalarında üretim yapılmayacağını bildirdi. Özer, yaptığı yazılı açıklamada, üretimde kullanılan parçaların büyük çoğunluğunun Türkiye ve Avrupa’dan tedarik edildiğini belirterek, Japonya’dan temin ettikleri kısıtlı

***

ADANA’DA TÜYLER ÜRPERTEN CİNAYET

Adana’da bir iş yerinde çıkan yangında ölen 21 yaşındaki üniversite öğrencisinin gasp amaçlı bir cinayete kurban gittiği anlaşıldı. Hırsızlık amacıyla öldürülen talihsiz gencin önce portakal suyuna konulan fare zehriyle öldürülmek istendiği, ancak başarılı olunamayınca tinerle bayıltılıp boğularak öldürüldüğü ve geride delil kalmaması amacıyla tinerle yakıldığı ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre olay, 11 Nisan 2011 günü saat 18.30 sıralarında Turhan Cemal Beriker Bulvarı ile Atatürk Caddesi’nin kesiştiği kavşakta bulunan Türk Hava Kurumu’na (THK) ait binanın ikinci katında pazarlama firması olarak faaliyet gösteren bir büroda meydana geldi. Yangını fark eden vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelerek kısa sürede yangını söndüren itfaiye erleri, iş yerine girdiklerinde İsmet Dündar’ın (21) cesediyle karşılaştı. Olayın cinayet olabileceği ihtimalini değerlendiren polis, iş yeri sahibi Selahattin Y.B. ile görüştü. Yapılan görüşme sonucu iş yerine en son gelen Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nda işçi olarak çalışan Nurettin K. (37) gözaltına alındı. Nurettin K.’nın evinde yapılan aramada, olay günü giydiği kıyafetleri yıkadığı ve bazı kıyafetlerin yakılmış olduğu belirlendi. Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından ifadesi alınan zanlı, suçunu itiraf ederek, cinayeti yeğeni Ali V.K. (19) ile birlikte işlediğini söyledi. Ali V.K. da gözaltına alınırken, cinayetin detayları ortaya çıktı.

Piyasaya yüklü miktarda borcu olduğunu ve 2 yıldır yanına gidip geldiği kredi kartı işi yapan Selahattin Y.B’nin iş yerinde para olduğu için plan yaptığını anlatan Nurettin K.’nın, planını anlattığı yeğenine “Böyle bir şey yaparsam suçu üstlenir misin?” diye sorduğu ve olumlu yanıt alınca korkunç planlarını uyguladıkları anlaşıldı. Zanlının ifadesine göre, olaydan önce iş yerine gelen Nurettin K., iş yeri sahibi ile birlikte çıktıktan sonra planlarını gerçekleştirmek için yeğeni Ali V.K’yi yanına alarak geri geldi.

Zanlılar, hiçbir şeyden habersiz olan üniversite öğrencisi İsmet Dündar’a içerisine fare zehri koydukları portakal suyu ikram ettiler. Dündar’ın zehirden etkilenmediğini gören zanlılar, müsaade isteyerek iş yerinden çıktılar ve tiner alarak geri döndüler. Ali V.K. İsmet Dündar’ı oyalarken, arkadan yanaşan Nurettin K. tinerli bezle bayılttı. Zanlılar bürodaki parayı ararken Dündar kendine geldi. Bunu gören zanlılar, bu kez son hamlelerini yaparak üniversite öğrencisi genci boğarak öldürdükten sonra olay yerinden kaçtılar.

Nurettin K., cinayetin ardından yeğenine, “Geride delil bırakmayalım, git adamla birlikte büroyu yak” talimatını verdi. Bunun üzerine büroya geri dönen Ali V.K, tiner dökerek büroyu kundakladı. Polisteki sorgularında suçlarını itiraf eden zanlılar, iş yerinden para almadıklarını ileri sürdüler. İş yeri sahibi olay günü büroda 25 bin liraya yakın para olduğunu iddia ederken, zanlıların delil bırakmamak için bazı kıyafetlerini yıkadıkları, bazı kıyafetlerini ise yaktıkları anlaşıldı. Nurettin K. ve yeğeni Ali V.K., “tasarlayarak adam öldürme, mala zarar verme, kundaklama” suçlarından adliyeye sevk edilecek.

***
HABERTÜRK

ERDOĞAN SARKOZY’Yİ HARAMİYE BENZETTİ

Seçim mitinglerini Fransa’da başlatan ve burada yaşayan Türklere seslenen Başbakan’ın hedefinde Sarkozy vardı. Fransa’da gövde gösterisi yapan Erdoğan, Türkiye’yi Avrupa Birliği’nde istemeyen Sarkozy’yi haramiye benzetti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran’daki seçimler için ilk mitingini Strasbourg’daki Türk vatandaşlarına hitap ederek yaptı.Binlerce Türkün katıldığı buluşmada Başbakan Erdoğan’ın hedefinde Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy vardı. NTVMSNBC’nin haberine göre; Sarkozy’yi isim vermeden hedef alan Başbakan, Libya politikasını eleştirerek “Bizim tavrımız birileri gibi ganimet önünde harami tavrı değildir” dedi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da, Kafkasya ve Balkanlar’da rol kapma yarışında değiliz, çıkar peşinde hiç değiliz. Bizim tavrımız birileri gibi ‘ganimet önünde harami tavrı’ değildir. Tam tersine bizim tavrımız taşıdığı büyük misyonun farkında büyük ve sorumlu devlet tavrıdır.

Biz Libya’ya baktığında yer altı zenginliklerini, petrol kuyularını, madenleri görenlerden değiliz. Biz Libya’ya baktığımızda ortak bir tarih, ortak bir medeniyet görüyoruz. Orada kardeşlerimizi görüyoruz. İnsan olmanın gerektirdiği neyse biz onu görüyor ve ona göre tavır belirliyoruz. Biz Libya’nın yeni bir Irak, yeni bir Afganistan olmasını istemiyoruz.

Biz Libya’nın toprak bütünlüğü adına, Libya’nın selameti adına orada barış ve huzur ve dayanışma arzuluyoruz. Libya’da, Kuzey Afrika’da rol kapmaya çalışanlar, şahsi hırsları için, yaklaşan seçimler için, bölgenin kaderi ile oynayanlar tarih karşısında sorumlu olurlar. Libya hiçbir ülkenin çıkar arenası olamaz. Libya Libyalılarındır. Yemen Yemenlilerindir. Bahreyn Bahreylilerindir. Cezayir Cezayirlilerindir. Fas Faslılarındır. Irak Iraklılarındır. Kimse buralar üzerinde tasarrufta bulunmasın.”

Başbakan, Türkiye’nin Libya’da oynadığı rolü ise şu sözlerle anlattı: “Daha dün gece, Misrata’dan bini aşkın Mısırlıyı gemimizle aldık şu anda yolda, İskenderiye’ye taşıyoruz. Türkiye bu. The Guardian gazetesinin muhabiri tutuklandı, biz devreye girdik. Libya’dan biz kurtardık. New York Times gazetesinin 4 muhabiri Libya’da tutuklandı, devreye girdik, tahliyelerini sağladık. Bingazi’den 321 yaralı Libyalı kardeşimizi Türkiye’ye refakatçileriyle beraber 400 küsür kişiyi biz getirdik. Şu anda İzmir Çeşme’de onlara tahsis ettiğimiz bir hastanede tedavilerini yapıyoruz.”

SARKOZY’YE İSİM VERMEDEN GÖNDERME

Başbakan Erdoğan, salondaki Türklere “Sizler bizim Avrupa’daki temsilcilerimiz, Avrupa’ya açılan penceremiz oldunuz. Sizler bizim Batı’ya bakan yüzümüz, modern yönümüz oldunuz. Sizler, birileri istemese de Avrupa Birliği’nde bizim üyelerimiz oldunuz” sözleriyle seslendi.

Fransa’da yaşayan gurbetçilerden kimliklerini ve pasaportlarını gururla göstermelerini isteyen Başbakan Erdoğan, “Gururla, göğsünüzü gere gere ‘Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım’ demenizi istiyorum. Büyük bir ülkenin, bir medeniyetin mensupları olarak başı dik, alnı ak olarak bulunduğunuz her yerde öz güvenle kendinizi ifade etmenizi istiyorum” diye konuştu.

TOKİ EVLERİNDEN ALIN

Konuşması sık sık “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganlarıyla kesilen Erdoğan, Fransa’daki Türklere TOKİ evlerinden almalarını önerdi:
”2023 farklı bir Türkiye olacak, farklı bir İstanbul, farklı bir Ankara, farklı bir İzmir. Bu büyük şehirlerimiz adeta marka şehir olarak 81 vilayetimizi ayağa kaldıracak. İnşa edilen 480 bin konutun 360 bini sahiplerine teslim edildi. Siz niye gelip bu konutlardan almıyorsunuz? Gelin 15-20 yıl vadeli bu konutlardan alın. Bunu devletin kendi kurumu olan TOKİ ile yapıyoruz. Burada kar yok, burada faiz yok, sadece enflasyon farkı var. Sosyal guruplar var, orta gelir gurubu var, orta gelir grubu üstü var. Yeni şehirler inşa ettik. İstanbul Ataşehir yepyeni bir şehir. Bunu tamamen TOKİ yaptı. Eser ortada. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır semeri. Biz eserimizle varız. Ve ben davet ediyorum. Avrupa’daki kardeşlerim gelsinler ülkelerinde 81 ilin hepsinde TOKİ konutlar yapıyor. Her yerden istifade edebilirsiniz.”

FRANSIZ VATANDAŞI OLMAYA BAKIN
Başbakan’ın Fransa’da yaşayan Türklere tavsiyeleri de vardı:
”Bugün bütün Avrupa’da olduğu gibi Fransa’da da Türkler, iş adamı olarak, girişimci, sanatçı, bilim insanı olarak, kendilerine saygın bir yer edindiler. Lütfen aidiyetinizi aidiyet bilincinizi kaybetmeyin. Çocuklarınızın da kaybetmemesi için son derece hassas olun. Sizlerden Fransızcayı en iyi şekilde öğrenmenizi, en iyi şekilde konuşmanızı rica ediyorum. Fransız vatandaşı olmayanların da Fransız vatandaşı olmalarını özellikle tavsiye ediyorum. Burada çifte vatandaşlık hakkınız var. Bu hakkınızı kullanmanızı istiyorum. Siz müracaatınızı yapın onlar vermesin. O zaman biz çeşitli uluslararası toplantılarda bunu önlerine getiririz. Deriz ki ‘Asıl ayrımcılığı siz yapıyorsunuz. Bak çifte vatandaşlık diyorsun 50 yıldır bu ülkede yaşayan benim soydaşıma çifte vatandaşlığı vermiyorsun. Şu anda burada 100 bine aşkın çifte vatandaşım nasıl aldıysa diğerlerine de ver. Niye çekiniyorsun ver.’ Ondan sonra almasınlar, büyükelçime, konsolosuma bildirin. O da bize rapor etsin, biz de gereğini yapalım. Çocuklarınızın Fransızca ile birlikte en az bir yabancı dili öğrenmesi ve konuşmasını özellikle istiyorum. Sizin bulunduğunuz topluma entegre olmanız Türkiye’nin dünya ile entegre olmasına güç katacaktır, güvence verecektir.”

***

Bu şartlarda yerli cep olmaz

Dışarıdan getirmek yüzde 10 daha ucuz. General Mobile, işletim sistemi olmadan akıllı cep telefonu uygulamalarını çalıştıran “smarter phone” serisinde yer alan 3 yeni modeli T3, S3 ve Q3’ü tanıttı. Yeni modellerin tanıtımında konuşan General Mobile Genel Müdürü Muzaffer Gölcü, yerli cep üretimiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Yerli cep telefonu üretimini teşvik konusundaki çalışmaları da değerlendiren Gölcü, şunları söyledi: “Bu konuda devletten teşvik bekliyoruz. Şu anda ithalattaki vergiler, burada üretmekten daha düşük. Dışarıdan getirip, burada satarsanız, yerli üretime göre yüzde 10 daha ucuza geliyor. Bu şartlar altında Türkiye’de üretim, doğru bir iş modeli değil, ithalat daha uygun.”

***

Hülya Cup 10 yaşında
TED’in Hülya Avşar’ın adına düzenlendiği ‘Hülya Cup’ tenis turnuvası 10 yaşında. 18 Nisan’da başlayacak olan turnuva, 14 katagoride geçekleştirilecek. Hülya Cup, bu yıl da 3 ayaktan oluşuyor. Turnuvanın birinci ayağı TED Hacıosman Tesisleri’nde, ikinci ayağı İzmir Kültürpark Tenis Kulübü’nde ve üçüncü ayağı Antalya Tenis İhtisas Kulübü’nde düzenlenecek. Hülya Avşar, turnuvanın 10 yaşına girmesinden dolayı oldukça mutlu olduğunu söylerken tenis sporunun yaygınlaşmasında biraz olsun katkısı olsa bile kendini önemli bir iş başarmış insan olarak göreceğini dile getirdi. Sanatçı, ayrıca turnuvanın misyonunun yine engelli sporculara destek ve çocukları tenis yapmaya heveslendirmek olduğunu dile getirdi.

FONLA BURS VERECEK
Hülya Cup, aynı zamanda tenis konusunda yetenekli öğrencilere de burs verecek. Hülya Cup Burs Fonu’nun sağlayacağı burslardan sadece devlet okulunda öğrenim gören ve Türkiye Tenis Federasyonu Yaş Gurubu Klasmanı’nda ilk 16’da olan öğrenciler faydalanabilecek. Hülya Avşar, aynı zamanda geçtiğimiz günlerde gazetelerde yayınlanan ‘Sadettin Saran ile pişti’ oldu şeklindeki haberleri “Biz Sadettin Bey ile aynı mekânda karşılaşmadık. Sanıyorum, kendisi gittikten sonra ben aynı mekâna gelmişim. Sadettin Bey’in beni görüp mekânı terk etmesi söz konusu değildir” sözleriyle değerlendirdi.