SAYI 240

Önce ‘Levent’ tercihi
İSTANBUL’UN dünyanın sayılı finans şehirleri arasında yer alma projesi ilerliyor. Kamu bankaları genel merkezlerini Ankara’dan İstanbul’a taşımaya hazırlanıyor. Vakıfbank Levent semtindeki binasında önümüzdeki günler itibariyle artık İstanbul merkezli bir banka olacak.
İstanbul Finans Merkezi projesinde somut adımlar atılmaya başladı. Merkez Bankası’nın taşınmasının gölgesinde kalan proje için başlangıcı Vakıfbank yapıyor. Torba Kanun ile taşınmanın yasal altyapısı sorununu çözen Vakıfbank İstanbul’da bina kiralama işini de tamamladı. Nisan ayından itibaren Vakıfbank’ın ana bankacılık birimleri İstanbul’a taşınıyor. Ticari bankacılık, hazine, yatırım ve özel bankacılık işlemleri Ankara’nın dışına çıkarılmış olacak. Taşınma kapsamında 337 personel belirlenirken, 250 kişilik ilk kafilenin 20 Nisan’dan itibaren İstanbul’a gitmesi planlanıyor. Eşi Ankara’da çalışan ve çocukları okuyanların tayinleri ise haziran sonrasına bırakıldı. Edinilen bilgilere göre İstanbul’a gideceklerin taşınma masrafları da karşılanacak. Personele taşınma yardımı yapılmasının yanı sıra İstanbul ile Ankara arasında maaş farkından kaynaklanabilecek sorunların da çözüme kavuşturulacağı belirtiliyor. İstanbul’a taşınma konusunda hiçbir personelin mağdur edilmeyeceğine dikkat çeken üst düzey bir banka yetkilisi uyum sorunu çözülene kadar her türlü maddi desteğin sağlanacağını söyledi.
Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ile banka arasında Ataşehir’de ayrılan yere yeni bina yapılması konusuyla ilgili görüşmeler ise devam ediyor. İstanbul’un finans merkezi olmasına yönelik proje kapsamında Ziraat Bankası ve Halk Bankası TOKİ Emlak Konut’a ait araziden 100 dönümün üzerinde bir yer satın almıştı. Finans merkezi için üç kamu bankasının cebinden çıkacak toplam rakamın 500 milyon lirayı aşacağı belirtiliyor. İstanbul Finans Merkezi Projesi’nin bir an önce hayata geçirilmesini isteyen ekonomi yönetimi, Türkiye’nin küresel kriz ortamında önemli avantajları bulunduğu görüşünde. İstanbul finans merkezi olmak için Moskova, Dubai, Pekin, Panama ve Varşova gibi şehirlerle yarışıyor. Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) konuya ilişkin çalışmasına göre projenin hayata geçirilmesi kapsamında 2 milyar Euro’nun üzerinde bir yatırım yapılması gerekiyor. Projenin hayata geçirilmesi halinde 150 bin kişilik istihdam sağlanması ve 20 milyar Euro’luk gelir elde edilebileceği kaydediliyor.
Ortaköy’de neler oluyor?
PEŞİ sıra Ortaköy’de meydana gelen bir cinayet, bir de silahlı kavga gündem oluşturdu. İlk olay, yaşlı bir kadının, boğazının iple sıkılmış, yüzü yastıkla kapatılmış ve darp edilmiş halde ölü olarak bulunması olayıydı. Olay, Ortaköy Dereboyu Caddesi Musahip Sokak üzerindeki Özçelik Apartmanı’nda meydana geldi. Alınan bilgiye göre, eve gelen polisler, yaşlı kadını ölü halde buldu. Kadının yüzünün yastıkla kapatıldığı, boğazının iple sıkıldığı ve vücudunun çeşitli yerlerinden darp edildiği tespit edildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Diğer olayda ise sözlü tartışma silahlı kavgaya dönüştü. Kavgada Volkan M.’yi vurularak yaralandı.
Şüpheli paket
panik yarattı…
BEŞİKTAŞ- Bir bankanın genel müdürlük binasının önüne bırakılan şüpheli paket polisi alarma geçirdi. Çevrede güvenlik önlemi alan polis caddeyi trafiğe kapatıp bomba imha uzmanlarını çağırdı. Uzmanların uzaktan kumandayla patlattıkları poşetten oyuncak köpek çıktı. Levent Büyükdere Caddesi üzerinde bulunan bir bankanın genel müdürlük binası önündeki çam ağaçlarının dibine bırakılan şüpheli paket güvenlik görevlilerince polise haber verildi. İçinde ne olduğu belli olmayan beyaz poşet için bomba imha uzmanlarından yardım istendi. Kısa süre sonra olay yerine gelen uzman, paketi tesirsiz hale getirdi. Uzman polisin uzaktan patlattığı poşet içinden oyuncak köpek çıktı.
Trafik kazası
3 yaralı var…
BEŞİKTAŞ- Trafik kazasında 3 kişi yaralandı. Çırağan Caddesi üzerinde bir otomobil ile çarpışan takside sıkışan genç kızı itfaiye ekibi kurtardı. Kaza gece yarısı Beşiktaş Çırağan Caddesi üzerinde meydana geldi. Sarıyer’den Beşiktaş istikametine gitmekte olan Emre Ersöz yönetimindeki otomobil, ticari taksi ile çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle taksi içerisinde sıkışan Tuba Dal olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından sıkıştığı yerden çıkarıldı. Taksi şoförü ve diğer sürücü Emre Ersöz kazayı hafif sıyrıklarla atlattı. Araçların çekilmesiyle trafik normal seyrine döndü.
Shopping Fest ve Beşiktaş
İstanbul’u dünyanın alışveriş merkezi haline getirmeyi hedefleyen İSF’nin açılışıyla birlikte kentli alışveriş çılgınlığına dahil oldu. İSF’ye destek veren pek çok firma ve alışveriş merkezleri açılış partilerine de ev sahipliği yaptı. Festivalin süreceği 40 gün boyunca çeşitli indirimler merakla takip ediliyor. İşte, İstanbullular’a ilkbaharda alışveriş şenliği yaşatacak bazı kampanyalar…
KYO MY FRIEND ÖZEL ÜRÜN
Ortaköy’de mağazası olan mayo, bikini ve iç giyim markası Kyo My Friend, alışveriş festivali için özel bikini üretti. Turkuvaz bikini adlı ürün, İSF koleksiyonerleri için 100 adet üretildi. Fiyatı ise altı 19.90, üstü 19.90 lira.
DAGİ İNDİRİM+HEDİYE
Levent ve Akatlar’da mağazası bulunan Dagi, sezon ürünlerinde yüzde 30, seri sonu ürünlerde ise yüzde 50’ye varan indirim yapacak. 150 lira ve üzeri alışveriş yapanlar, İSF için tasarlanmış alışveriş çantasına da sahip olacak.
KOTON SÜRPRİZLERLE DOLU
Beşiktaş merkezinde, Kanyon’da da magazaları olan Koton’un festival boyunca ürünlerinde yüzde 30 indirim yapılacak ve günün her saati sürpriz kampanyalar düzenlenecek. İlkbahar-yaz koleksiyonunda beş farklı konseptte tasarımlara yer veriyor.
DERİMOD’DA UCUZLUK
Etiler’deki mağazasıyla dikkat çeken Derimod’da indirim göz kamaştırıyor. Bu bahar deri elbiseler, etekler çok moda… Derimod’un yeni sezon ürünleri ise alışveriş festivalinde yüzde 30 indirimli olarak satışa sunulacak. Yeni koleksiyonun favori renkleri arasında; zeytinyağı yeşili, jean mavisi ve şarap rengi yer alıyor.
MATRAŞ 40 ÜRÜNE YÜZDE 40
Matraş; yeni sezon ürünleri arasından 40 parçayı, İstanbul Shopping Fest süresince yüzde 40 indirimle satacak. Etiler Akmerkez’deki mağazalarında ise ilgi büyük.
İstanbul Shopping Fest; sokak şenlikleri, konserler, gösteriler, çocuklara özel oyunlar, müzik etkinlikleri, yarışmalar, moda gösterileri ve defilelere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Anlaşmalı kafe ve restoranlar da İSF’ye katılacak. Ayrıca, İstanbul Shopping Fest’e katılan satış noktalarından 40 liralık alışveriş yapanlar, Megane Coupe veya Clio Hatchback kazanma şansını yakalayacak.
Erken tanı hayat kurtarır
Beşiktaş Belediyesi desteğiyle ücretsiz halk sağlığı taraması ilgi büyüktü.. Türkiye Kanserle Savaş Vakfı – Neolife işbirliğiye ile toplumda sık görülen kanserlerin erken tanısına destek olmak amacıyla ‘Kanserde Erken Tanı’ kampanyasıyla yüzlerce Beşiktaş Kentlisi sorularına yanıt aradı. Ayrıca, 40 yaş ve üstü kadınlar için Meme Kanseri, 30-50 yaş arası kadınlar için Rahim Ağzı Kanseri, 50 yaş üstü kadın ve erkekler için Kolon Kanseri, 50 yaş üstü erkekler için Prostat Kanser taramaları ücretsiz olarak sağlandı.
Beşiktaş Belediyesi ve sponsor destekli, Türkiye Kanserle Savaş Vakfı işbirliğiyle düzenlenen etkinlikle, Neolife Tıp Merkezi gerçekleştirilen ‘Kanserde Erken Tanı’ taramalarından Beşiktaş Kentlisi iletişim hattıyla bilgi aldı ve sorularına yanıt aradı. Gelecekte sağlık kampanyaları ve ücretsiz olarak gerçekleştirilen kampanyalar hakkında detaylı bilgi almak için 444 44 55 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
“Kalem değil silah!..”
Beşiktaş Kent Konseyi Gençlik Meclisi, el ele verdi, Beşiktaş’ın göbeğinde Beşiktaş Kentlilerine seslendi. Geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen Kent Konseyi’nin ‘Gençler Silah Değil, Kalem Taşısın!’ imza kampanyası ile ilgili Beşiktaş Kent Konseyi Gençlik Meclisi şu detayları aktarıyor:
“Beşiktaş Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nin bu dönem projelerinden bir tanesi de “Gençler Silah Değil, Kalem Taşısın” projesidir. Yakın dönemde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine “silah ruhsatı alabilme yaşının 18’e indirilmesi” ve “bir kişinin 5 farklı silah alabilmesine imkan sağlanması” gibi konuları içeren yasa tasarısının geleceğini tüm haberlerde gördük.
Beşiktaş Kent Konseyi Gençlik Meclisi olarak biz, bireysel silahlanmanın önüne geçebilmek ve bu yasa tasarısının meclis gündemine gelmesini önlemek amacıyla, Beşiktaş kentinde bir imza kampanyası düzenlemeyi hedefliyoruz.
Beşiktaş Barbaros Meydanı ve üniversitelerde yürütülecek bu imza kampanyasıyla binlerce imza toplayıp, belki de Türkiye geneline yayılabilecek bir projenin başlangıcını yapmak istiyoruz. Bu proje ile, Beşiktaş kentinin aydın yapısını, Ulusal Gençlik Parlamentosu’nda da göstermeyi, yapmamız gereken bir görev olarak görüyoruz.
Bizler, silah tüccarlarının rantlarını elde eden yöneticilerin güttüğü koyun sürüleri olmamak için direnen gençler olarak bu konuda elimizden gelenin en iyisini yapmaya söz veriyoruz. Yeter ki, daha fazla masum insan ölmesin, yeter ki içimizden “genç katiller” yaratmayalım, yeter ki korku toplumu olmaktan kurtulalım.”
Bahar temizliği
Beşiktaş Belediyesi, bahar döneminin girmesiyle birlikte ilaçlama hizmetlerini de denetimli olarak sürdürüyor. Kasım ve Mart ayları arasında 30 gün arayla Nisan ve Mayıs aylarında 15 gün arayla Haziran ve Ekim aylarında ise 10 gün arayla ilaçlama işlemi Beşiktaş Kentlisi’nin daha sağlıklı bir ortamda olabilmesi için devam ediyor.
Yetkililerden yapılan açıklama şöyle: “Beşiktaş Belediyesi yıl boyunca gerekli dönem ve haftalarda ilaçlama hizmeti sunuyor. Sivrisinek üreme odakları yıl boyu uygun larva ilaçlarıyla ilaçlanmakta, yaz aylarında uçkun formdaki sineklere karşı ULV cihazlarıyla yaklaşık olarak haftada 2 kez olmak üzere, bütün ilçe ilaçlanmaktadır. Bu hizmetlerde kullanılan cihaz, ekipman ve ilaçların seçiminde, işlemi uygulayan personel ve vatandaş üzerindeki ilacın zararlı etkileri üzerinde titizlikle durulmakta, personel düzenli olarak kontrol ettirilmektedir. İlaçlama hizmetleri birimi larva ve ergin (uçkun) mücadelesi ile yoğun bir şekilde mücadele etmektedir. Larva mücadelesinde saha kontrolü yapılır. İlçe sakinlerinden gelen bilgiler değerlendirilir. Sivrisinek şikâyetleri değerlendirmeye alınarak bu şekilde ilaçlama uygun yer ve zamanlarda yapılır.
Veteriner İşleri Müdürlüğü, tarafından larva mücadele programı yapılır. Buna göre ilaçlama; Kasım-Mart ayları arasında 30 gün arayla, Nisan – Mayıs aylarında 15 gün arayla, Haziran – Ekim aylarında ise 10 gün arayla ilaçlama işlemi yapılmaktadır. Uçkun mücadelesinde ise ilaçlama uygun iklim koşullarına göre Mayıs – Eylül ayları arasında yapılır. İlaçlamada meteorolojik koşullara ve rüzgarın şiddetine bakılır.”
EDEBİYAT BULUŞMALARI
“Altan Öymen”
Beşiktaş Belediyesi Edebiyat Buluşmaları Nisan ayında da tüm hızıyla devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi Kavis Kitap işbirliğiyle gerçekleşen etkinlikler, her hafta Cuma akşamı saat: 19:00’da Levent Kültür Merkezi’nde yapılıyor. Edebiyat Buluşmaları başlığı altında gerçekleştirilen etkinliklerde sanat edebiyat konularında aydınlar, yazarlar söz alyor. Etkinliklerde, edebiyat ve sinema, edebiyat ve tarih, gençlik, siyaset, medya gibi konular tartışılıyor. Üstelik toplantılar tüm edebiyat severlere açık ve ücretsiz… Edebiyat Buluşmalarının geçtiğimiz haftalardaki konusu “Anı’lı Kitaplar ve Yaşam” oldu. Levent Kültür Merkezi’nde saat: 19:30’da yapılan toplantıya Altan Öymen katıldı.
Altan Öymen hakkında özetle bilgiler şöyle: “1932 yılında Trabzon’da doğdu. 1950 yılında başladığı gazeteciliği 1999 yılında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olduktan sonra bıraktı. Parlementoya ilk olarak 1977 yılında Ankara Milletvekili olarak girdi. Aynı yıl Ecevit hükümetinde Turizm ve Tanıtma Bakanı oldu. 1979 – 1980 yılları arasında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreter Yardımcısı olarak çalıştı. 1980’li ve 90’lı yıllarda gazetecilik görevine devam eden Öymen, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği ve Başyazarlığı da yaptı. 1995 yılında TBMM’ye Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili olarak giren Öymen, partisinin Grup Başkanvekili oldu. 18 Nisan 1999 yılında Cumhuriyet Halk Partısı’nin Meclis dışında kalması nedeniyle genel başkanlıktan istifa eden Deniz Baykal’ın ardından 23 Mayıs 1999 tarihinde düzenlenen 27. olağanüstü kurultayda genel başkan seçildi. 15 ay süren genel başkanlığının ardından, olağanüstü kurultaya giderek, yeniden genel başkan olmayı hedefleyen Altan Öymen, yapılan seçimler ardından görevi Deniz Baykal’a devretti.”
Edebiyat Buluşmaları bir sonraki tarihinde ise Alper Hasanoğlu, Yankı Yazgan’ın katıldığı “Psikoloji, Psikoterapi ve Edebiyat” konu başlığı ile Saat: 19:00’da Levent Kültür Merkezi’nde konukları ağırlamaya devam etti. Dr. Alper Hasanoğlu hakkıda bazı bilgiler şöyle: “1967 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’ni ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Çorlu Devlet Hastanesi’nde mecburi hizmetini tamamladıktan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Fizyoloji ihtisası yaptı. O yıllarda stres fizyolojisi, depresyon, anksiyete ve epilepsi üzerine çalıştı. Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Fakültesi Deneysel Psikoloji Bölümü’yle ortak olarak öğrenilmiş çaresizlik gibi deneysel depresyon modellerini temel alan deneysel çalışmalar yaptı.
2007-2009 yılları arasında Bilişsel Davranışçı Terapiler içinde üçüncü dalga olarak değerlendirilen Şematerapi eğitimini yaptı. Ayrıca İsviçre Psikiyatri ve Psikoterapi Derneği üyesi olup, halen Basel Kantonu Psikiyatri Asistanları’nın temel psikoterapi eğitiminden sorumlu komisyonda eğitmen ve süpervizör olarak görev yapmaktadır. 2007 yılından beri İsviçre Basel’deki muayenehanesinde de psikiyatri ve psikoterapi çalışmalarına devam etmekte, Basel-İstanbul arasında gidip gelmektedir. Çeşitli Almanca ve Türkçe kitaplarda kitap bölümleri, Türk ve yabancı bilimsel dergilerde yayınlanmış çok sayıda bilimsel makalesi bulunmaktadır.”
Yankı Yazgan hakkındaki bazı detaylar da şöyle sıralaıyor:
“Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Profesör, Yale Child Study Center’da öğretim görevlisi olarak akademik çalışmalarını sürdürmekte, çocuk/genç ve erişkin psikiyatrisi alanında serbest uzman hekim olarak çalışmaktadır. İzmir’de büyüyüp, Bornova Maarif Koleji ve Ankara Fen Lisesi’nde (1977) temel eğitimini bitirdi. Tıp eğitimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladıktan sonra (1983), Oğuzeli (Gaziantep), Kuzey Kıbrıs ve Biga (Çanakkale) ilçelerinde hükümet tabibi/sağlık ocağı doktoru/anne-çocuk sağlığı doktoru olarak mecburi hizmet ve askerlik görevlerini yerine getirdi (1983-6). Genel psikiyatri uzmanlık eğitimini Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde (1986-91) yaptıktan sonra Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çocuk ve ergen psikiyatrisi alanında uzmanlaştı. (1992-5). Yale Üniversitesi’ndeki ileri klinik araştırmacılık eğitimini de aynı dönemde tamamlamış olan Yazgan’ın tıp, nörobiyoloji ve psikiyatri alanında çok sayıda uluslararası bilimsel makalesinin yanı sıra ödül ve proje desteği vardır. Ülkemizdeki ve ABD/Avrupa’daki tıp ve psikiyatri meslek örgütlerinin bilim ve eğitim kurullarında yer almaktadır.”
‘Yaşlanmak değil
yaş almaktır hayat’
Yaşlıların sorunlarının ele alındığı, kamuoyunda bu sorunlara yönelik bilinçlilik yaratmanın hedeflendiği Yaşlılar Haftası düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Tüm dünyada 18-24 Mart 2010 tarihleri arasında kutlanan haftada Beşiktaş Kentlisi yaşlıların yaşam kalitesiyle ilgili bazı detayları masaya yatırdı ve yaşlılıkta en çok yaşanan hastalıklara ve getirdiklerine de dikkat çekildi. Beşiktaş Belediyesi hafta kapsamında geçtiğimiz sene de olduğu gibi Alzheimer Vakfı işbirliğiyle özel bir etkinlik hazırladı. ‘Yaşlanmak Değil Yaş Almaktır Hayat’ adlı altında gerçekleştirilen söyleşiye ilgi oldukça büyüktü. Düzenlene toplantıda dinleyiciler merak ettikleri konularda da sorularına yanıt aradı. Panelin düzenlendiği, yaşlılıkta sıklıkla görülen rahatsızlıklar, hastalıklar ve bakım ile ilgili bilgilendirici gösterimlerin yapıldığı oturumlar, Beşiktaş Evlendirme Dairesi’nde gerçekleşen toplantıyla son buldu.
Pasta Hazırlama ve Servis Teknikleri (1)
Tatlıların dünyasında izleyici olmak yerine yapmayı çok isteyenlerdenseniz, Beşiktaş’ta tatlı dünyasının gizemli yanlarını keşfetmek için zaman kaybetmeyin. Beşiktaş Belediyesi’nin ücretsiz olarak düzenlediği kurslar tüm hızıyla devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi’nin, Halk Eğitim Merkezi ile ortaklaşa tüm Beşiktaş Kentlilerine ücretsiz olarak el emeği değerlendirme ve meslek edindirme kursları yeni sezonda Nisan ayında da tüm hızıyla devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi ücretsiz kurslar, bahar aylarında yenilenmiş haliyle yeniden Beşiktaş kentlilerini kucaklıyor. Yabancı dilden yağlıboya resime, bilgisayardan takı tasarımına kadar pek çok farklı alanda kendinizi yetiştirmek, geliştirmek, bu kursun sonunda kendinize yeni bir mesleki beceri edinmek mümkün. Kurs programını başarı ile tamamlayan katılımcılara, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı eğitim sertifikaları veriliyor. 2010 – 2011 döneminde tam 43 branşta verilecek olan kurslar içerisinde “Yemek ve Pastacılık” de yer alıyor. Yemek ve pişirme tekniklerinden farklılığıyla ayrılan bu temel başlıkta “Yemek ve Pastacılık” adıyla gerçekleşen kurs ile ilgili bazı detaylar ise şöyle aktarılıyor:
“Özel pasta yapım teknikleriyle kursiyerler kurs sonrasında anlatım, göstererek yaptırma, soru – cevap, grup çalışması, tartışma, uygulamalı çalışma; Turizm ve gıda işletmelerinde aktif rol üstlenebilecekler ve uygulama, araştırma, yenilikleri takip etme vb. yöntem ve teknikler uygulayabilecekler. Kursun amacı; özel gün pastaları, pötifurlar, tart, tartölet ve paylar hazırlama yeterlikleri kazandırılması hedefleniyor. Kurs sonunda kursiyerler, özel günler için pastalar hazırlayabilecekler, pötifurlar hazırlayabilecek ve Tart-Tartolet ve paylar hakkında detayları öğrenebilecek ve hazırlayabilecekler. Kursta anlatım, göstererek yaptırma, soru – cevap, grup çalışması, tartışma, uygulamalı çalışma; uygulama, araştırma, yenilikleri takip etme vb. yöntem ve teknikler uygulanabilecek.”
BEŞİKTAŞ
BULUŞMALARI
Bebek’liler
‘önce’ güvenlik diyor
Mahalle turumuzun yeni durağında Bebek Mahallesi sakinlerinin konuğu oluyoruz. Mahalle Fatih’in İstanbul’u fethinde, Rum balıkçı köyü olan Bebek, adını Bebek Çelebi isimli askerden almış. Rağbet gören semt haline gelmesi ise III. Ahmet dönemine rastlar. O dönemlerde sayfiye yeri olan Bebek, 19. yy’nin ortalarında vapur seferlerinin başlamasıyla, sürekli yaşanan bir semt haline gelmiş, 1980 sonrasında Boğaz tepelerini ve korularını hızla tahrif eden yapılaşmadan Bebek de nasibini almış. Her geçen gün artan nüfusuyla Bebek sadece Beşiktaş’ın değil, İstanbul’un da önemli yaşam merkezlerinden biri olmasına rağmen mahalle birçok sorunla boğuşmayı da sürdürüyor. Yaklaşık 7000 nüfusa sahip olan ve geceleri nüfusun daha da katlandığı mahallede eski sakinliğinin sürdüğünü söylemek pek mümkün değil. Her zaman olduğu gibi yine mahalleyi muhtarına ve orada yaşayanlarına sorduk.
ESKİDEN GELEN ŞİMDİ TANIMAZ
Bundan 44 sene önce mahallesine muhtar olduğunu ve o dönemden bu yanada mahallesinde bir çok değişimin yaşandığını söyleyen Bebek Mahallesi Muhtarı Aydın Onar, “Uzun seneler yurtdışında kaldıktan sonra Bebek’e döndüm. Bir işyeri açtım ve o zaman ki muhtarımızın yeri yoktu, yanımıza geldi. Birinci seçimde beni birinci üye yaptı, muhtarımız… Bir süre sonra hastalandı ve mühürü bana bıraktı. Sonra tekrar hastalanınca ve hastananeden dönemeyince mühür bana kaldı. 1967’den bu yana 44 senelik muhtarım. 44 sene önce Bebek’e gelen şimdi buraları tanımaz. 44 sene önce mahallemiz çok daha iyiydi. Bebek 50’lerde ikiye ayrılırdı. Bebek-Eminönü tramvayları vardı. 1958’de tramvayları kaldırdılar. Bebek’te 3 tane taksi ve dolmuş vardı. Tramvay ve vapurla ulaşım sağlanırdı.”
KAPILARIMIZDA ANAHTAR YOKTU
Eski dönemlerde mahallesinin insanlarının kapılarını kilitlemeden uyuduğunu şimdilerde ise mahallesinde hırsızların kol gezdiğini söyleyen Aydın Onar, “Eskilerde buranın insanları sokak kapısının anahtarını bırakıp evlerinde huzur içinde uyurlardı. Şimdilerde ise böyle bir durum söz konusu değil, insanlar artık evlerinde tedirgin olarak uyuyorlar. Hırsızlık olayları artınca emniyet yetkilileride bu konuya el attı. İnsanlarımızı uyarmak için el broşürleri dağıtmamızı söylediler. Bunun yanısıra bekçi uygulaması benzeri uygulamalar da gündemde. Mahallemizin bir diğer derdi de başıboş sokak köpekleri. Hepimiz hayvanseveriz ama hayvanseverlerin hayvanlarına ve çevrelerine karşı biraz daha fazla duyarlı olmaları gerekiyor” dedi.
RUHSATLAR DİKKATLİ VERİLMELİ
Bebek Mahallesi’nin sorunlarına çözüm bulunmadığını ancak, bundan sonrada sorunların çözülmesinin zor olduğunu söyleyen ve işyerlerine verilen ruhsatlara da dikkat edilmesi gerektiğini belirten Onar sözlerini şu cümlelerle sürdürdü, “Bu kadar ruhsat verilmesin bence. O ruhsatlar bir aylığına veriliyor. Turistik belge almaya müracaat edildiğinde süre uzatılıyor. Burada şunu hatırlatmak isterin bu ruhsatları kötü niyetle kullanmaya çıkanlar olabilir. Bebek Belediye Parkı var mahallemizde, buranın sorumlusu Büyükşehir Belediyesi, bu park Beşiktaş Belediyesi emrine verilmeli. ‘Türkan Sabancı Parkı’ yapıldı mahallemize, Türkan Hanım her ay 15 bin lira ödüyor parka. Başıboş köpek dolu içerisi. Büyükşehir’de olmasın bence yetki, yeterince ilgilenmiyorlar. Belediye yasasında her binanın altında otopark yapılması gerekiyor ama kat müsaadesi veriliyor. Türkan Hanım’ın parkı yapılınca bir kısmı otopark yeri ayırın, dedik. Etrafı valeler sardı. Her bir kafede 4-5 vale bulunuyor. Vale sorununu Başkana da ilettik. Öte yandan park etmek de otopark alanı da büyük sıkıntı… Caminin içine park edecekler arabaları… Caminin gasilhanesi kapandı, lokantaya kiraya verildi. 15 metrekarede sıkıştık kaldık. Bir çivi bile çakılmıyor. Belediye Başkanı’na söyledim, bir arsa var muhtarlık binamız için, ancak Büyükşehir’den müsaade çıkmıyor. Bunun yanı sıra, Bebek’e Tekne Park yapılacak, otopark karmaşası gibi olmasın diyorum. Kısacası eski Bebek yok artık… Ayrca ambulans hizmeti için belediyemize ve bizim her sorunumuza koşturan Fen İşleri ve Temizlik İşleri görevlilerimize de ayrıca teşekkür ederim.”
Kentli ne diyor neler istiyor?..
Bebek Mahallesi sakinleri mahallelerindeki trafik karmaşasının bitmesini ve insanların daha duyarlı olmasını istiyorlar. Mahallede en büyük sıkıntılardan bir tanesi de gece bütün denetimlere rağmen yaşanan gürültü… Mahalle sakinleri görüşlerini şu şekilde aktardılar:
BETERİ OLMASIN: “Göç alışkanlıkları da beraberinde getirdi. Buradaki insanlarımızla göç eden insanlarımız arasında uyumsuzluk yaşanmaya başlandı. Uyumsuzluk zamanla sorunları da arttırdı, daha beteri olmasın.” Semiha Erbaş.
SIKINTILAR BİTSİN: “Mahallemiz turistik bir mahalle ve mahallemizin eski havası yok. Burada yaşayan esnaflarda zor durumda. Mahallemizin sıkıntılarından arınması mahalle sakinleri olarak en büyük dileğimizdir.” Ferhat Temel.
ALTYAPI OLUŞMAMIŞ: “Bebek’te en büyük sorun trafik. Bu kadar çok restoran var, sokak aralarında biriken otomobiller var, ama bu sorunun temelinde çözüm yok. Madem restoran yapılıyor altyapısı da hazır olmalı diyorum.” Abbas Elmacı.
GENÇLİK MERKEZİ OLMALI: “Gençlik Merkezi olsa bizim için iyi olurdu. Tarihi dokusu olan bir yerde yaşamak oldukça mutluluk verici ve sahile inince manzaramız güzel ama trafik burayı bitiriyor. Oysa eskiden mahallemiz çok güzel bir mahalleymiş.” Üzeyir Ay.
DİKKAT EDİLMELİ: “Trafik meselesine değinmek istiyorum. Burada valeler var ve bu bazen araçları yokuş aşağı çok hızlı sürüyorlar. Şimdilerde eskisine göre bu şikayetim azaldı ama bu konuya sürekli dikkat etmeliler bence.” Yıldız Yıldırım.
BİR TÜR DEĞNEKÇİLİK: “Valelik modern değnekçilik haline geldi. Valelik bir çete gibi oldu desek yeridir. Bunun yanısıra başıboş sokak hayvanları kimi zamanlarda insanlara da zarar verebiliyorlar. Eski halimizi özledim.” Ahmet Bey.
ESKİ YOK ARTIK: “Eskiden mahallemize tramvay gelirdi, Eminönü’ne rahatça giderdik. Şimdi ise trafikte adım atmak mümkün değil. Mahallemizin eski halini özledim… Ama bundan sonra eskiye dönmek zor galiba.” Semiha Hanım.
CAMİYE PARK: “Trafik öylesine bir sorunki burada insanlar ellerinden gelse camilerin içine park edecekler. Mahallemize yeni bir park yapıldı ve bence bu parkın bir kısmı otopark olsaydı, sorunlar azalırdı.” Aybetül Hanım.
Pasta Hazırlama ve Servis Teknikleri (2)
Kurs süresince nasıl program izleneceği de şöyle aktarılıyor:
“Ürün özelliğine ve tekniğine göre; nişan ve düğün pastaları hazırlayabilecek. Doğum günü ve yeni yıl pastaları hazırlayabilecek. Program içeriğinde nişan ve düğün pastaları kategorisinde nişan ve düğün için pandispanya hazırlama, iç kremayı kullanma, iç gereçleri hazırlama ve kullanma, pasta ayağını kullanmada dikkat edilecek noktalar, örtülük kullanma, beyaz (sade) krema, şeker boyası ile renklendirilmiş, şeker boyasının kullanımında dikkat edilecek noktalar, süslemede kullanılan gereçleri hazırlama ve kullanma, yapma çiçekler, fondan hamuru, inciler, glas noya, hazır figürler. Doğum günü ve yeni yıl pastaları, doğum günü ve yeni yıl için pandispanya hazırlama, değişik şekillerde kalıplar kullanarak, gato, iç kremayı kullanma, iç gereçleri hazırlama ve kullanma, örtülük kullanma, beyaz (krem şanti) krema, şeker boyası ile renklendirilmiş, kakaolu, glazürle kaplama, süslemede kullanılan gereçleri hazırlama ve kullanma, yapma çiçekler, fondan hamuru, inciler, hazır figürler, süslemede yazının önemi ve yazımda dikkat edilecek noktalar, saklanması.”
Kursiyerlerin dikkat etmesi gereken noktalar başlıklar halinde anlatılırken pastanın ortaya çıkmasını sağlayan hamura da şekil verme de önemli bir husus halini alıyor. Kursiyerler bu süreç içinde “Kıyılarak yapılan hamurlarla pötifur hazırlayabilecek ve pişirilerek yapılan hamurlarla pötifur yapabilecekler…”
Son günlerde en çok merak edilen şeker hamuru yapımı gibi birbirinden değişik ve ilginç başlıklarda pasta ve şekerleme çeşitleri için de önerilere sahip olabileceksiniz. Bunlardan bir tanesi olan Şeker hamuru hakkında bir yapım önerisi de şöyle:
“Marshmallow şekerleri cam bir kaseye boşaltın. Tencereye biraz su koyup, cam kaseyi üzerine oturtun. Orta ateşte ara sıra karıştırarak marshmallow şekerleri eritin. Burda dikkat edilmesi gereken; şekerlerin çok fazla erimemesi ve içlerine sıcak su kaçmaması. Eriyen şekerlere su, tuz ve pudra şekerinin yarısını ekleyip, karıştırın. Yoğurma kabının dibine bolca pudra şekeri dökün. Eriyen şekerleri yoğurma kabına alın ve yoğurmaya başlayın. Dikkat edin eliniz yanmasın. Kalan pudra şekerinide ekleyip, hamuru iyice yoğurun. Ele yapışmayan ama yumuşak kıvamlı bir hamur olcak. Son olarak hamuru top haline getirin ve üzerine margarin sürün. Streç film ile kapladığınız hamuru 1 gün yada daha fazla oda sıcaklığında bekletebilirsiniz. Kullanacağınız zaman tekrar yoğurun ve istediğiniz süslemede kullanın.”
FULYA SANAT MERKEZİ
Arp ve flüt büyüleyecek
Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde sanatseverleri büyüleyecek gösterimler, etkinlikler, konserler aralıksız devam ediyor. Nisan ayında da yine birbirinden güzel etkinliklere yenileri ekleniyor. Bunlardan bir tanesi de 2 Nisan’da Şirin Pancaroğlu’nun Fulya Resitalleri kapsamında gerçekleştireceği konseri gösteriliyor. Arp Sanatçısı olan Şirin Pancaroğlu’na flütte Elif Yurdakul eşlik edecek. Şirin Pancaroğlu hakkındaki bazı detaylar ise şöyle:
“Türkiye’nin en tanınmış arp sanatçısı olan Şirin Pancaroğlu’nu ilk bakışta farklı kılan, arpla nasıl bir müzik yapılacağına yaklaşımı olmuştur. Arpın güçlü bir sesinin olduğuna inanan sanatçı, yorum yeteneği ve çok yönlü müzisyen kişiliği ile müzik çevrelerinde kendisine ayrı bir yer edinmiştir. Pancaroğlu, konserlerinde günümüz müziğinin yeni açılımlarına ve farklı coğrafyaların geleneksel müziklerine düzenli olarak yer vermektedir. Bu bağlamda, Şirin Pancaroğlu, günümüz bestecilerinin kendisi için yazdığı yapıtları arp repertuvarına kazandırdığı gibi, arpla daha önce denenmemiş değişik buluşmalara da kapı açmıştır. The Washington Post’un 1993’te Fransız arp müziğine yer verdiği bir solo resitalin sonrasında “uluslararası kalibrede büyük bir yetenek” olarak övdüğü Şirin Pancaroğlu seçkin konser mekanlarında solist olarak çaldı. Yurtiçi ve yurtdışında pek çok festivale katılan sanatçı, kariyerinin yanı sıra eğitmenliğe de önem vererek çalgısını ülkemizde yaygınlaştırmak amacıyla 2004 yılında küçük mandallı arpların Türkiye’de ilk kez kullanıldığı bir ilköğretim programını hayata geçirdi. Küçük arpların Türkiye’ye getirilmesinde öncü bir rol oynayan Pancaroğlu, bu çalgıyı çok sayıda evin ve hayatın içine sokarak arpı görünür kıldı. Pancaroğlu’nun “Hasret Bağı”, “Kuyruklu Yıldız Altında”, “Barokarp” ve “Telveten” başlıklı dört albümü bulunmaktadır.”
Klasik müzikseverler için özel bir gece İki duayen isim bir çatı altında
Konserler Nisan ayında da yine Fulya Sanat’ta devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası sanatçılarının yer aldığı programların yer aldığı konserler aralıksız sürüyor. Nisan ayının ilk ve ikinci haftasında yine iki önemli sanatçı sanatseverler ile buluşacak.
Programlardan ilki, 8 Nisan’da gerçekleşecek. Emin Güven Yaşlıçam şefliğinde gerçekleşecek olan konser ile ilgili sanatçı bilgileri ve bazı detaylar şöyle: “1. Solist, piyanoda Ippazio Ponzetta ve ikinci solist bariton ses Gökhan Koç, 3. solist ise soprano ses Perihan Diana Nayır Artan.
Program, G. Rossini: Hırsız Saksağan Uvertürü, S. M. Lyapunov: 1. Piyano Konçertosu Op.4, G. Bizet: Carmen Arya Escamillo, G. Verdı: Maskeli Balo Amelya’nın Aryası, G. Verdı: Rigoletto Arya Cortiagiani, G. Verdı: Macbeth Arya La Lucce Lanque, G. Verdı: Macbeth Düet Fatal Mia Donna Un Murmure.”
Bir diğer konser de 15 Nisan’da Antonio Pirolli şefliğinde Fulya Sanat’ta gerçekleşecek. Solistler içinde Viyolonselde Efe Baltacıgil yer alıyor.
Program ise şöyle: “M. Glinka: Ruslan ve Ludmilla Uvertürü, P. I. Çaykovski: Rokoko Çeşitlemeleri, C. Debussy: La Mer. M. Ravel: İspanyol Rapsodisi.”
Konserler Nisan ayı boyunca müzikseverleri ağırlamaya devam edecek.
“Dört Duvar”
Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde bale gösterimleri sanatseverleri kucaklamaya devam ediyor. Dört Duvar adlı bale, İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından Fulya’da seyircilerini selamlıyor. 6 Nisan’da Erdal Uğurlu’nun koreografisi ile sergilenecek “Dört Duvar”adlı eseri hakkında bazı detaylar ise şöyle:
“Olay, zamanı ve yeri belli olmayan işgal edilmiş topraklarda, bir yapının içinde geçer. Bu mekanın içinde, o toprakların gerçek varisleri olan ve esaret altında yaşayan bir lider baba, karısı ve kızı çevresinde toplanan, aynı acıyı yaşayan vatandaşların çaresiz tutsaklıklarıyla, işgalcilerin nedensiz bir durumudur aslında. Sonunda babanın kızının canına kıymasının öyküsüdür bu!”
AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ
“Oyuncaklar”ı izlediniz mi?
Bozuldukları için bir rafa kaldırdığınız oyuncaklarınız mı var? Peki kutulara konulmuş eskimiş oyuncaklarınız bıraktığınız yerde duruyor mu? Merak mı ediyorsunuz… O zaman bu hikaye sizin ilginizi çekebilir… Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde hem büyüklerin hem yetişkinlerin beğeniyle izleyeceği tiyatro oyunu 10 Nisan’da sahnelenecek. Tiyatro Alkış’ın ‘Oyuncaklar’ adlı oyunuyla ilgili detaylar şöyle:
“Bozuldukları için bir rafa atılan oyuncaklar, artık işe yaramadıkları için çok üzgündürler ama yaz gelince açılan pencereden tesadüfen eve giren uğur böceği ile bir anda hayatları değişir. Çünkü uğur böceğinin tamir etme yeteneği vardır. Bozuk oyuncaklarla dost olan uğur böceği, onları teker, teker tamir etmeye başlar. Bu arada çocuklara yeni bir robot oyuncak alınmıştır. Bu robot, bozuk oyuncakların tamir olduğunu görünce gözden düşmemek için, bir gece tamir olan oyuncakları tekrar bozar. Sabah uyandığında uğur böceği hem bozuk oyuncakları hem de sonbahar geldiği için kapanmakta olan pencereyi görür. Çok acil bir karar vermek zorundadır. Yaşamak için doğada olmak zorundadır. Bozuk oyuncaklara ve kendine bir dahaki yaza onları tamir etmek için geri döneceğine söz verir ve gider. Bu sefer çocuklar, sırf sıkıldıkları için robot oyuncağı bozuk oyuncakların yanına atarlar. Bütün oyuncakları bozduğu için robot yalnız kalır, konuşacağı hiç kimsesi yoktur. Yaptığına çok pişmandır. Yaz gelir, uğur böceği sözünü tutar ve geri döner. Hemen bozuk oyuncakları tamir eder ve en büyük yardımcısı da robot olur.
Oyuncaklar adlı tiyatro oyununu ve daha bir çok çocuk oyununu miniklerle, çocuklarla ve elbette ebeveynleriyle buluşturan tiyatro topluluğu Tiyatro Alkış; 1997 – 1998 sezonunda, “Şirinler Şenlikte” adlı oyunla perdelerini açtı ve bugüne kadar toplam 18 oyunla, yaklaşık 800.000 seyirciye ulaştı. 7’den 77’ye herkesin ilgiyle takip ettiği topluluk kendileriyle ilgili detayları da tiyatroseverler için özetle şöyle aktarıyor:
“Biz, Tiyatro Alkış olarak televizyon ve bilgisayarın popülaritesini “çocuk tiyatrosu felsefesi” ile birleştirerek, onu 21. yüzyıla uygun biçimde, “Çocuk gözüne, çocuk güleryüzüne ve çocuk zekasına inanarak” çocuklara aktaran bir tiyatro topluluğuyuz. Bu bağlamda oyunlarımızı, profesyonel bir teknik kadro, profesyonel müzisyenler, oyuncular ve profesyonel dansçılarla beraber bir pedagog danışmanlığında hazırlıyoruz.”
“Çilek Kız”
“Prenses ve Bezelye Tanesi”
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde gösterimler, etkinlikler devam ediyor. Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde ‘Çilek Kız’ adlı oyun tiyatroseverler ile buluşacak. 1 Nisan’da sahnelenecek olan oyun ile ilgili detaylar şöyle: “Çilek Kız – Çocuk Oyunu: Çilek Kız ve arkadaşları geleneksel pasta yarışmasına katılmak için hazırlık yaparlar. Amaçları büyük ödülü kazanıp hayvan dostlarına barınaklar yapmaktır. Çilek Kız ve arkadaşları geleneksel pasta yarışmasına katılmak için hazırlık yaparlar. Amaçları büyük ödülü kazanıp hayvan dostlarına barınaklar yapmaktır. Aynı yarışmayı kazanmak isteyen kötü insanlara karşı yapmış oldukları mücadele müzikle ve komik bir dille anlatılmakta. Oyun arkadaşlık gibi değerleri ön plana çıkarıyor ve paylaşmanın önemini vurguluyor.”
Oyunda onu aşkın şarkı bulunuyor ve her şarkıya birbirinden renkli koreografi uygulanıyor.
Bir diğer oyun da ‘Prenses ve Bezelye Tanesi’ adını taşıyor. Oyun, 3 Nisan’da seyirciyle buluşacak. Oyunla ilgili detaylar ise şöyle: “Günlerden çok fırtınalı ve sağanaklı bir gündür. Tepenin yüceliklerindeki büyük şatoda bir kral, kraliçe ve yakışıklı oğulları prens oturmaktadır. Prens çok uzun yıllar boyunca kendi gibi iyi ahlaklı ve güzel bir prenses arar. Ancak bu kadar aramaya rağmen bulamamıştır. Durumu krala anlatacağı zaman kapı vurulur. Kapıyı açan kral karşısında sırılsıklam olmuş güzel mi güzel bir kız görür, hemen içeriye alır, kraliçe kızın bir prenses olamayacağını ve kızın asil olmadığını düşünerek prensin kızla evlenmesine karşı çıkar. Daha sonra kız için hazırlanan yatağın altına bir bezelye tanesi koyarak üstüne yumuşak yataklar koyarak kızı istirahat ettirirler. Sabahleyin kıza rahat edip etmediğini soran kraliçe, sabaha kadar uyumadığını ve yatakta bir şeyin kendisini rahatsız ettiğini söyler.”
Günay Karacaoğlu’ndan
“Basit Bir Ev Kazası”
Gülmeye hazırlanın… Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde yine komedi tufanı sizleri bekliyor. 7 Nisan’da tiyatroseverlere merhaba diyecek olan ‘Basit Bir Ev Kazası’ adlı oyunu, televizyo ve sinema dünyasının sevilen oyuncusu Günay Karacaoğlu sahneliyor. Oyunla ilgili detaylar ise şöyle: “Günay Karacaoğlu, tek kişilik komedi “Basit Bir Ev Kazası” oyunuyla tiyatro seyircisiyle buluşuyor. Murat İpek’in yazıp yönettiği oyunda, hayatında gerçekler ve hayalleri arasında gelgitler yaşayan, aradığı aşkı bulamamış bir ev kadınının yaşadıklarını ve kurduğu hayal dünyasında mutluluğu arayışını anlatılıyor. “Songül” karakteri her kadının günlük yaşamında zaman zaman aklından geçenlere, düşlerine, isteklerine dair dile getiremediklerini cesurca dile getiriyor. Kadınların, aşka, evliliğe, aile kavramına ve genel olarak hayata bakışına bir ayna tutuyor. Bunu yaparken kimi zaman güldürüyor, kimi zaman hüzünlendiriyor. En son “Bana Mastikayı Çalsana” oyunuyla tiyatro sahnesinde izlediğimiz Günay Karacaoğlu, oyunda kara mizah öğeleriyle, eğlenceli bir dille kadınların dünyasını hem kadınlara hem de erkeklere anlatıyor. İki perdelik komedinin dekor ve sahne tasarımı Barış Dinçel, müzikleri Çiğdem Erken’e ait”
MUSTAFA KEMAL MERKEZİ
Hem çocuklara hem yetişkinlere
Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde sanat programları Nisan ayında da yine dopdolu geçiriyor. Tiyatroseverleri kendine dünyasına çeken oyunlar, Atilla İlhan Salonu’nda sanatseverler ile buluşuyor. ‘Alice Harikalar Diyarı’nda adlı üç boyutlu efektif müzikal oyun, 7’den 77’ye herkesin dikkatini çekmeyi başardı. Nisan ayı gösterimleri içinde sanatseverler ile buluşacak olan, farklılıklarıyla ilgi uyandıran oyun Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi Atilla İlhan Salonu’nda sahneleniyor.
Öte yandan tiyatro gösterimleri bununla da kalmıyor. Bahar döneminde Tiyatro Kare’nin sanatseverler ile buluşturduğu Zülfü Livaneli’nin romanından uyarlama ‘Leyla’nın Evi’ adlı oyunu da yine ilgi çeken oyunlar arasındaydı. Bu oyunda Livaneli’nin daha önce hiç duymadığımız besteleri de yer alıyor.
Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde tiyatro oyunları tüm hızıyla devam ediyor. Tiyatroseverler, ‘Leyla’nın Evi’ adlı oyunda buluşuyorlar… Tiyatro Kare’nin Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi Atilla İlhan Salonu’nda sahnelediği oyun ile igili bazı detaylar ise şöyle aktarılıyor:
“On sekiz yıldır Dünya Tiyatrosu’nun en önemli yapıtlarını, Türk Tiyatrosu’nun en değerli oyuncularıyla buluşturan Tiyatrokare, önümüzdeki günlerde yeni bir başyapıtı sahnelemeye hazırlanıyor. Zülfü Livaneli’nin aynı adlı, 60 baskı yapmış, sevilen romanından uyarlanan, Nedim Saban’ın yönettiği, “Leyla’nın Evi” adlı oyunda Celile Toyon, Ayça Varlıer, Volkan
Severcan gibi usta oyuncuların başrolünü paylaştığı müzikli oyunun dekor tasarımına Nurullah Tuncer, müziklerine Livaneli imza atıyor. Oyununda evi elinden alınan Leyla’nın şahsında Osmanlı’dan günümüze İstanbul’un dönüşümü, göçmenlik, mülkiyet hakları, kuşak ve kültür çatışmaları, birbirini hiç tanımayan üç ayrı karakterin yaşamlarının kesişmesi üzerinden anlatılıyor.”
Oyunda kuşak çatışmaları alaturka ve hip hop müzikler, sahne dönüşümleri muhteşem sinemasal efektler ve filmler, düş sahneleri de unutulmayan barkovizyon imajları sayesinde anlatılıyor.
Ortaköy Kültür Merkezi
“Dikkat Zampara Var”
Kadınlara ithaf edilen oyun, Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde sanatseverler ile buluştu. “Dikkat Zampara Var” adlı oyun, Afife Jale Sahnesi’nde tiyatroseverlere merhaba dedi. Oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle: “Aramızda bir zampara mı var? Tüm kadınlara ithaf edilen “Dikkat Zampara Var” adlı müzikli oyunu, Fatih Korkmaz yazdı. Seda Çetin’in yönettiği, Seda Tansuker Selçuk’un dramaturgluğunu yaptığı “Dikkat Zampara Var” adlı müzikli oyun; “Yönetmen Tiyatrosu” şemsiyesi altında Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde seyirciyle buluştu. Galadan sonraki “ilk gösterim” tüm kadınlara ücretsiz olarak gerçekleşti. Oyunun müzikleri ise Fatih Korkmaz’a ait.
Oyuncu kadrosunda Merve Conker , Ezgi Bozan, Feyza Konak, Kübra Ateş, Sinem Öztürk, Semih Dinçer, Fatih Korkmaz ve Seda Çetin gibi isimler bulunuyor.”
Oyunun çıkış noktası ise şöyle aktarılıyor: “Erkeğin kadını, kadının erkeği, erkeğin erkeği ve kadının kadını aldattığı bir düzende yaşıyoruz… Yaşamın her alanında görebileceğimiz türde erkeklerin, kendi içlerinde ve eşleriyle oynadıkları oyunlar üzerinden aldatmanın boyutları ve kadın bedenine sıkışan mağduriyeti anlatmak. Sadece anlatmakla kalmayıp aslında bir çıkışın olabileceğine dair mum yakmak.”
Oyunla ilgili bir diğer sunum da konusunu anlatan ifadeler.. İşte o detaylar şöyle: “Nerden başlasam ne söylesem ki… Bir yerlerden başlamamız gerekiyor sanki.
Erkek egemen toplum içinde boğulup kalmışız. Nefes aldırmıyorlar, adım attırmıyorlar, böyle görmüşler atalarından. El kiriyiz onlar için. Erkek yaparsa olur! Erkek adam, erkek adamın erkek çocuğu olur. Gel deyince gelen, git deyince gider birer varlık mıyız? Duygularımız, heyecanlarımız, özlemlerimiz, sevdalarımız olamaz mı? Niye kaderimiz bir başkasının elinde olsun… Bu dünyayı çoğaltan biz kadınlar değil miyiz? Biz neyiz kimiz? Al-da-tı-lı-yo-ruz.. İsterseniz birlikte söyleyelim. Al-da-tı-lı-yo-ruz… Ama sadece bizler değil, siz erkekler de aldatılıyorsunuz. Ve işin kötüsü farkında bile değilsiniz, değiliz…”
Sosyal sorumluluk
Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde sosyal sorumluluk projeleri hayat buluyor. Geçtiğimiz haftalar içinde eğitime destek projeleri içinde tiyatro oyunu, sanatseverler ile buluştu. Pricewaterhouse Coopers Türkiye (PwC) çalışanlarının, Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Güner Sümer’in Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç romanından uyarlanan “Yıldızlar Altında” isimli müzikal komedi, Mustafa Kemal Merkezi’nde tiyatroseverlerle buluştu. Oyundan elde edilen tüm gelir, çocukların eğitimine destek için Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na (TEGV) bağışlandı.
Türkiye’nin en büyük denetim, vergi ve danışmanlık hizmeti sunan şirketi Pricewaterhouse Coopers Türkiye (PwC); TEGV tarafından yürütülmekte olan 7-16 yaş grubu çocukların temel eğitimlerine destek projesi “Bir çocuk değişir, Türkiye değişir” kampanyasına “PwC Türkiye Sahneliyor, Eğitime Destek Oluyor” projesi ile Beşiktaş’taki gösterisiyle katkıda bulundu…
Proje, PwC Türkiye’nin ortakları ve çalışanlarından oluşan 30 kişilik bir kadro ile başarılı tiyatro sanatçısı Didem Balçın tarafından, Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Güner Sümer’in “Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç” adlı eserinden uyarlanan “Yıldızlar Altında” isimli tiyatro oyununun sahnelenmesi ile gerçekleştirildi. Koreografisini Pınar Ataer’in, süpervizörlüğünü tiyatro sanatçısı Hakan Bilgin’in üstlendiği oyunun müzikleri ise Aras Deniz Sipahi tarafından özel olarak bestelendi.
LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ
İki arkeolojik belgesel
Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde sinema gösterimleri aralıksız devam ediyor. Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinemaseverler Nisan ayının ilk yarısında Yönetmen Hakan Aytekin ve Yönetmen Alfred Vendl’in filmleriyle karşılacak. Sanatın her alanına destek olmayı temel amaçlarından biri olarak gören Beşiktaş Belediyesi’nin “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliği, Belgesel Sinemacılar Birliği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin desteğiyle gerçekleştirdiği gösterimler içinde yönetmenliğini Hakan Aytekin’in yaptığı ‘Keşfin Kıyısında’ adlı film, 6 Nisan’da sinemaseverler ile buluşuyor. Film ile ilgili detaylar şöyle: “Binlerce yıl önce Fırat ve Dicle’nin verimli kıyılarını “keşfeden” ve yerleşik yaşama geçen insanoğlu pek çok kültürü, pek çok uygarlığı yarattı. Aradan geçen binlerce yılda bu kültürler kâh birbirinin içinde eridi; kâh unutuldu. 2000’li yıllarla birlikte de, her iki havzadaki kültürel zenginlikler baraj göllerinin altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Arkeoloji dünyası, giriştiği yoğun kurtarma kazılarıyla bu zenginlikleri “keşfetmeye” çalışıyor. Belgeselde, Fırat ve Dicle nehirleri üzerindeki Birecik, Karkamış ve Ilısu barajlarının suları altında kalacak olan bölgedeki arkeolojik ve kültürel varlıklar ile kurtarma kazıları ele alınıyor.”
Belgesel ile ilgili bir diğer detay da şöyle aktarılıyor: “Keşfin Kıyısında” adlı belgesel, Karkamış ve Ilısu Baraj gölleri altında kalacak tarihi varlıklara sahip çıkıyor. Belgeselin yapımcısı ve Atlas Multimedia Genel Müdürü Ahmet Hızarcı, Fırat ve Dicle Nehirleri arasındaki bölgede, dünyanın ilk uygarlıklarının izlerine rastlandığını kaydetti. Hızarcı, Karkamış ve Ilısu barajlarının Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt, Gaziantep ve Şanlıurfa illerinde oluşacak baraj gölleri ve etkilenme alanlarındaki taşınmaz arkeolojik kültür varlıklarının belgeleneceğini ifade etmişti.”
Yönetmen hakkında bazı bilgiler işe şöyle: “19 Ocak 1961 doğumlu Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi olan Hakan Aytekin birçok belgeselde yönetmenlik yapmıştır. Evli ve iki çocuk babasıdır. Filmleri ise şöyle sıralanıyor; Anadolu’nun Renkleri (2007), Yarına Bir Harf (2007), Ben, Vedat Günyol (2003) Olmaz Dediler (2002), Işık Sesini Arıyor (2001), Keşfin Kıyısında (2 bölüm / 2000), Su Düşleri, Sular Yükselmeden İki Dünya Arasında (6 bölüm / 1999-2000), Taşların Sırrı, Alın Yazısı, Bedenin Işığı, Barış Adında Bir Kuş, Tarihe Dokunmak, Toprak Çiçeğe Durunca, Renkleri Taşırken (1997), Altın Kent: İstanbul (1996), Yaşayan Gölgeler (1989), Karlı Dağların Ardı (1989), Hareketin İmzası: Deprem (1988).”
Belgesel Sinemacılar Birliği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin desteğiyle gerçekleştirdiği gösterimler içinde yönetmenliğini Alfred Vendl’in yaptığı ‘Efes: Eski Dünyanın Metropolü’ adlı film hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Efsanevi bir şehrin geçmişine çok özel bir yolculuk… Dillere destan zenginlikte bir şehir, Antik Çağ’ın başlıca limanlarından ve dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis tapınağının evi Efes, eski uygarlıklarla ilgilenen herkesin hayal gücünü hala altüst etmektedir. Bu belgesel Efes’te yürütülen kazıyı ayrıntılarıyla aktarırken geleneksel arkeolojinin en son yüksek teknoloji araç-gereçleriyle nasıl çağ atladığını da bize gösterir. Film yapımcıları arkeologlarla beraber çalışarak antik şehrin görkemini yeniden yaratmada çıkış noktası olarak antik eserleri kullanırlar. En yeni dijital animasyon teknolojisi sayesinde, Büyük İskender, Kral Croesus ve Sezar gibi tarihi figürlere şahit olmuş, Aziz Paul’ün vaaz vermeye geldiği, Kleopatra’nın kız kardeşinin ölüm emrini verdiği ve Meryem Ana’nın öldüğü söylenen şehre yeniden hayat verirler. “Efes” antik tarihin büyüleyici sayfalarına bir pencere açar.”
Belgesele konu olan Efesteki Artemisle ilgili bazı detaylar şöyle: “Artemis, Ay tanrıçası olarak Titan Selene’in yerini alan Apollon’un kardeşi bakire avcı Yunan tanrıçasıdır. Efesli Artemis ise oldukça farklıdır. Efesli Artemis’in (Efesya) bir Anadolu tanrıçası olan Kibele’nin bir kültü olduğu sanılmaktadır. Anadolu’nun ana tanrıçası Kibele’nin Efes’e nasıl geldiği ve orada Artemis adıyla kültünün nasıl başladığı bilinmemekle beraber Kibele’nin çeşitli evreler geçirerek Artemis haline geldiği kabul ediliyor.
Yunan tanrılarının aksine daha çok yakındoğu ve Mısır tanrıları gibi vücudu, altından ayaklarının çıktığı ve bacaklara doğru gittikçe incelen, sütun benzeri bir bölümle kaplıdır. Çok göğüslü Tanrıça Efes’te basılmış paraların üzerinde başında Kibele’nin bir özelliği olan duvar gibi bir taç ile resmedilmiştir. Paraların üzerindeki resminde, kolları birbirine geçmiş yılan ya da Ouroboros yığınlarından oluşan bir asaya dayalı durmaktadır. Aynı Kibele gibi Efes’teki tanrıçaya da megabyzae adı verilen hierodüller ve koreler hizmet etmekteydi.”
Bazı filmlerin senaristliğini de üstlenen yönetmen hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Yönetmenliğini üstlendiği filmler; Weinviertel – Weites Land (2009), Mariazeller Land – Geheimnisvolle Bergwelt (2007), Nature Tech (2006), Hinter Den Fassaden – Die Geheimnisse Der Wiener Ringstrasse (2004), Bodensee – Smaragd Im Herzen Europas (2003), Böhmerwald – Wildnis Im Herzen Europas (2000), Ephesos – Weltstadt Der Antike (2000) şeklinde sıralanıyor.
Senarist filmografisinde ise Mariazeller Land – Geheimnisvolle Bergwelt (2007), Böhmerwald – Wildnis Im Herzen Europas (2000), Ephesos – Weltstadt Der Antike (2000) yer alıyor.”
Güneydoğu’dan tapınak ve nehir filmi
Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde sinema gösterimleri devam ediyor. Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda Mart ayının ikinci yarısında gösterimler yine sinemaseverleri büyüledi. “Fırat Göl Olurken: Cennetin Bedeli” filminin yönetmeni ise Suha Arın ve Hasan Özgen. 16 Mart Çarşamba, saat: 19:00’da gösterime girdi ve filmin konusu ile ilgili bazı detaylar ise şöyle: “GAP-Güneydoğu Anadolu Projesi’nin büyük yatırımları olan Karakaya ve Atatürk Barajları yapılırken sular altından kalan bölgelerden yaklaşık 45 bin aile göç ettiririlir. Evlerini, tarlalarını, yaşam biçimlerini bırakarak “başka bir yaşama” göç eden bu insanlar, çağdaş muhacirler olarak, bir bakıma hepimiz için “cennet” vaad eden bu büyük yatırımlar karşılığında büyük bedel öderler.”
Bir diğer gösterim de “Mezopotamya’nın Büyük Düşü” adlı film… 23 Mart Çarşamba günü saat: 19.00’da sinemaseverler ile buluştu ve yönetmenliğini Kemal Öner’in yaptığı filmin konusu ise şöyle aktarıldı: “Türkiye’nin en büyük kalkınma projelerinden biri olan Güneydoğu Anadolu Projesi’nin, başlangıç tarihinden bu yana katettiği yol, başarmak istedikleri, başardıkları ve başaramadıkları, objektif bir bakış açısıyla anlatılmakta; bugün gelinen noktanın altı çizilmektedir. Temelin atıldığı ilk günden bugüne kadar geçen süreçte, Güneydoğu Anadolu Projesinin bölgenin sorunlarına ne ölçüde çare olduğu, bu sorunlara ne ölçüde çözüm bulduğu konusunda, projenin ilerleyişiyle ilgili konuların, birbirlerine eklemlenerek anlatıldığı tarımsal sulamada gelinen nokta ve bu noktanın bölgesel kalkınma üzerindeki etkilerinin hikâyesidir.”
Mart ayında bir diğer gösterim de “Dünyanın İlk Tapınağı: Göbeklitepe” adlı film… Filmin yönetmenliğini Ahmet Turgut Yazman üstlendi. 30 Mart Çarşamba günü saat: 19:00’da Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gösterildi. Belgeselin konusu ile ilgili bazı detayları ise şöyle aktarılıyor:
“Film, yaygın inanışları sorgulayan hikâyesiyle izleyiciyi günümüzden 12.000 yıl geriye, Şanlıurfa’nın 15km. yakınında bulunan Göbeklitepe’ye götürüyor. Yeryüzündeki ilk tapınağın yapılış tarihi, Antik Çağ bilgeliğinin sembollerinden, İngiltere’deki Stonehenge anıtlarından veya Mısır Piramitleri’nden binlerce yıl daha öncesine ait.”
ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ
Nisan ayı dopdolu…
Nisan ayında Ortaköy Kültür Merkezi’ndeki birbirinden değişik gösterimler etkinlikler sanatseverleri mest etmeye hazırlanıyor… Nisan ayı boyunca tiyatro toplulukları tiyatroseverleri selamlayacak. 2 Nisan’da Oda Tiyatrosu’nun sevilen oyunu ‘Meyhanede’, 5 Nisan’da ‘Makyaj Silen’ adlı oyun, 10 Nisan’da ‘Kadınlar Erkekler İlişkiler ve Çelişkiler’ adlı oyun sizlerle olacak.
Meyhanede adlı oyun ile ilgili detaylar şöyle: “Yazar ve Yöneten: Kaan Erkam. Oyuncular: Kaan Erkam, Sezer Soykok, Elçin Fakir, Ebru Yaşar Seçen, Aris Bayraktaryan, Neslihan Yargıcı, Diler Öztürk, Ethel Mulinas Araf. Meyhanede Türkiye’de bir fark yaratıyor. Çünkü Türkiye’de uzun zamandır Türk, Ermeni, Musevi, Rum ve Süryani oyuncuların bir arada oynadıkları böyle özel bir oyun sergilenmedi. 1899’a hoş geldiniz.
Oyun daha tiyatro binasının sokağında başlıyor. Boncukçu kızlar, falcılar, pilavcılar sokakta. Her an bir omuz yiyebilirsiniz sağınızdan geçen bıçkın delikanlıdan. İçeride acem garson Araş yarım Türkçesiyle siparişinizi alıyor. Moşe efendi henüz hariciyedeki odasının ampulünü söndürmemiş. Az sonra çıkıp gelecek. Az sonra sahneye kimler gelecek kimler. Rosa kocasını tutup kulağından meyhaneye getirip hesap soracak. Hüznünü taşıyacak meyhaneye. Kakmacı Gabriyel usta her zamanki gibi huysuz. Aris’in direkler arasından getirdiği sihirbaz Kirkor yaptığı numaralarla Davutu deli edecek. Bayanlar baylar, madamalar kokonalar hepsi bu oyunda…
Daha kimse Neslihan Yargıcı’nın da meyhaneye sığınacağını bilmiyor henüz. Ve canlanacak anılarında kimlerin hayallerinin sahneye geleceğini. Arkasından sahnede Anuş, Vartanuş ve Nika, Niko’nun yosması, yosmanın ölmüş babası derken sahne dolup taşıyor. Başka bir hayata hoş gelmişsiniz. Şöyle buyurun içeri… Tekrarı yoktur çünkü sahnede atılan bir adımın…”
Makyaj Silen adlı oyun hakkındaki ve oyunun konusuyla ilgili detaylar şöyle: “Bir gün aniden öldüm. Çok isterdim öldüğümde cami avlusunu süsleyecek bir sürü kadının olmasını. Süsleyecek diyorum çünkü kadınlar hayatımda hep birer süs oldu benim. O çok sevsem de söyleyemediğim kadınlar yan masada bile otursalar onların parfümlerini ter kokularını hissederdim. Sapıkça değil. Tabii kardeşçe de değil. Ama erkekçe. Bir kadın neden var, istenmek için değil mi? O kadın artık arzulanmadığını hissederse ölmez mi zaten. Ölür. Hangi yüzle geleceksin ey seyirci bu oyuna. Geldiğinde makyajını beraber sileceğiz unutma… Yazan – Yöneten: Kaan Erkam. Canveren: Ebru Yaşar Seçen.”
Kadınlar Erkekler İlişkiler ve Çelişkiler adlı oyun hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Özellikle kadınlar şaşkın. Çünkü zırhları kırılıyor. Çünkü sahnede şimdiye kadar hiç görmediğiniz bir performans var. Bu oyundaki herkes sizden biri hatta sizsiniz, düğünde göbek atan adamdan, burcunun ne kadar tehlikeli olduğunu bilen kadına, karısını aldatan adama kadar… Bir tokat gibi yüzünüze çarparken şimdiye kadar başınıza gelen her şey, sizler gülmekte olacaksınız.
İlk ne zaman el ele tutuştunuz, nasıl öpüştünüz ve o kızın yanında başınıza neler geldi. Ve aman sahnedeki sarışın siz olmayasınız… Sarışın bir kızdan bahsedilirken işte o sizsiniz. Artık rolünüz var oyunda. Bu şarkıyı kim söylemiş derken iki perde geçip gidecek. Bu oyun 20 yıl öncesinde ve 20 yıl sonrasında, aşkla ilgili değişmeyen açmazlarla dalga geçen bir oyun. Daha fazla şaşırmak ve daha fazla gülmek için kendinize bir şans verin…”
Aşk, kıskançlık ve güzel espriler…

“ELBİSELER FORA”
Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde Nisan ayında da yine birbirinden güzel etkinlikler sizleri bekliyor. Nisan ayının ikinci yarısında farklı bir oyun tiyatroseverleri karşılıyor. Tiyatro Komedya, tiyatroseverlerin yüzünü güldürmeye devam ediyor! Kahkaha dolu 2 perde sanatseverler ile buluşuyor… “Elbiseler Fora” adlı oyunun konusu ve oyun ile ilgili bazı detaylar şöyle: “Tipik bir vodvil olan ‘Elbiseler Fora’ da aşk, kıskançlık, yanlış anlaşılmalar ve çok güzel espriler var. Ömer ve Handan Tuzcu çiftinin şirket ortaklarını davet etmek için kiraladığı yazlık villayı bir yanlışlık sonucu ortaya aniden çıkan yaşlı bir kadın kafaları karıştırır ve bu kadın villayı kiraladığını iddia eder. Önceleri kimsenin umursamadığı bu yaşlı kadın kısa sürede bütün evi birbirine katacaktır. Tüm bu karışıklık içinde yardımseverler balosunun piyangosundan bir haftalık tatil kazanan gencin de katılmasıyla işler iyice arap saçına döner. Bakalım şirketi tek başına yönetmeyi planlayan uyanık işadamı Ömer, para kazanma hayallerine engel olan bu karışlıktan kurtulabilecek mi? Handan, beceriksiz bir çapkın olan kocasını elinde tutabilecek mi? Yazan: Paul Van Stall. Adaptasyon: Hadi Çaman. Yönetmen: Murat Akgün. Oyuncular: İsmail Can Törtop, Seda Gül, Sera Tokdemir, Sercan Tezcan, Taner Açıkgöz, Ümmühan Kıldiş ve Murat Akgün.”
Denize park etmek yasak!..
BEBEK- Tekne sahipleri artık denize gelişi güzel park edemeyecek!.. Edinilen bilgiye göre yeni bir düzenleme devreye sokuluyr. Uygulama öncelikle Tarabya ve İstinye’de başlayacak proje, kısa sürede Kuruçeşme, Bebek (Beşiktaş) ve Paşabahçe’de (Beykoz) de hayata geçirilecek. İstinye Tekne Park Yapım İhalesine 7, Tarabya Tekne Park Yapım İhalesine ise 9 firma teklif verildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İspark A.Ş, öncelikli olarak Tarabya ve İstinye’de hayata geçirilecek Tekne Park Projesi Yapım İhalesine ilgi büyüktü.
ESKİSİNİ ARATMASIN!..
Öte yandan Bebekliler zaten var olan kara trafiği ve otopark sıkıntısının denizde de yaşandığını belirterek, tekne parkların yararlı olmasını beklediklerini söylediler. Ancak gelişi güzel ve yoğun bir şekilde kıyıya yapılacak olan tekne parkların şu andaki durumu da aratabileceğine dikkat çektiler.
Açıklamaya göre, ihalelere teklif veren firmalar şunlar: İstinye Yat Park Yeri Yüzer İskele Yapım İşi; 1- İDK İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti ve MTA Mühendislik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. (Ortak Girişim). 2- Bilak Madencilik İnş. İth. İhr. Ltd. Şti. 3- Demirli İnşaat-İslam Demirli & Ekin Yapı – Ecevit Karakılıç (Ortak Girişim). 4- Yüksel İnşaat A.Ş. 5- Fermak İnş. Taah. A.Ş. 6- Marintaş Müh. – Selahattin Küpeli & Ege Park Yapı İnş. Teks. Turz. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. (Ortak Girişim). 7- Arıtaş Müh. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş.
Tarabya Yat Park Yeri Yüzer İskele Yapım İşi; 1- İDK İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. ve MTA Mühendislik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. (Ortak Girişim). 2- Bilak Madencilik İnş. İth. İhr. Ltd. Şti. 3- Tankyapı Enerji Taah. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. 4- Ekin Yapı-Ecevit Karakılıç. 5- Yüksel İnşaat A.Ş. 6- Fermak İnş. Taah. A.Ş. 7- Arıtaş Müh. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş. 8- Hakbal Mad. İnş. Nak. Mak. Pet. Ürün Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. 9- Marintaş Müh. – Selahattin Küpeli & Ege Park Yapı İnş. Teks. Turz. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. (Ortak Girişim).
Sinagog’ta kutlama
ORTAKÖY- Ets Ahayim Sinagogu, bu yılki kutlamalarını sinagog bünyesinde gerçekleştirdi. Talmud Tora işbirliği ile düzenlenen şenliklerde aralarında Hahambaşı Rav İsak Haleva, Beşiktaş Kaymakamı Saadettin Yücel, Beşiktaş Müftüsü Emrullah Üzüm ve İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Moşe Kamhi’nin da bulunduğu 900 kişiye yakın kalabalık bir kitle; bando, şarkılar, oyunlar, filmler ve gösteriler eşliğinde Purim neşesini doya doya yaşadı. Girişte misafirleri karşılayan bando ekibinin yorumladığı şarkılara, büyük küçük herkes eşlik etti. Sinagogun bahçesi günün önemine göre dekore edilerek, tamamen çocuklar için yeniden tasarlandı. Kırmızı halı, Kraliçe Ester – Mordehay panosu, ayrıca Kral ve Kraliçe tahtında resim çekimleri, kostüm ve maskeli misafirler ve sevimli palyaçolar, bu özel günün neşeli renklerine daha da renk kattı.
Meclis’te 275 kadın için ‘Haklı Kadın’ platformu
BEŞİKTAŞ- Haklı Kadın Platformu Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü Türkan Şoray Salonu’nda düzenlenen basın açıklamasıyla çalışmalarına başladı. Öncelikli amaç cinsiyet eşitsizliğine sebep olan her türlü uygulamanın yakın takipçisi olmak. Akademisyenler, kadın örgütleri, gazeteci yazarlar ve iş kadınlarının kurduğu Haklı Kadın Platformu, bugün kuruluşunu açıkladı. Platform, 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri öncesinde kadınların da eşit söz hakkına sahip olduğu bir Meclis oluşturabilmeyi hedefliyor. Öncelikli konuları arasında Meclis’te eşit temsil, kadın istihdamının artırılması, kadınları ilgilendiren tüm bütçelerin yükseltilmesi, şiddetin önlenmesi için kararlı adımlar atılması ve yasaların uygulanabilir hale getirilmesi var.
Gazeteciler meşaleli eylem yaptı…
BEŞİKTAŞ- Adliye önünde toplanan bir grup gazeteci, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmasını protesto ettiler. Eyleme katılan gazetecilerden Alper Turgut, “Baskılar artarak sürüyor, bizim eylemlerimiz de aynı oranda artarak sürecek” dedi. Ergenekon soruşturması kapsamında Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmasını protesto eden gazeteciler, basın açıklaması yaptıktan sonra sessizce ayrıldı.
Metrobüste öğretmene taciz…
LEVENT- İşine gitmek için metrobüse binmeye çalışan öğretmen tacize uğradı. Tacizci Y.S. sivil güvenlik timleri tarafından yakalandı. Bahçelievler’de bir lisede stajer öğretmenlik yapan 24 yaşındaki D.B, salı günü Üsküdar’daki evinden Altunizade’de metrobüse bindi. Metrobüs, yolcuları Zincirlikuyu durağında indirdi. D.B. aktarma yapmak üzere metrobüse binmek için hamle yaptığında kalçasında iki el hissetti.
Hanım Ağa Beşiktaş’ta
BEŞİKTAŞ- Hanımağa lakaplı eski polis Güniz Akkuş Beşiktaş Adliyesindeydi. Akkuş’un barlardan sorumlu olduğu ve çete adına haraç topladığı öne sürüldü. Olay geçtiğimiz haftaki polis operasyonunda ortaya çıktı.
Yıldız Teknik’te yine yumruklar konuştu!..
BEŞİKTAŞ- Türkiye Komünist Partisi’nin genel seçimlerle ilgili olarak hazırladığı “Boyun eğmeyen 500 bin kişi arıyoruz” başlıklı 10 maddelik seçim afişini Yıldız Teknik Üniversitesi Beşiktaş kampüsüne asmak isteyen öğrencilerle, BDP’li öğrenciler arasında taşlı sopalı çatışma çıktı. Öğle saatlerinde meydana gelen olaya ilk müdahale üniversitenin güvenlik görevlileri tarafından yapıldı. Olayla ilgili araştırma başlatıldı.
Bin lira için arkadaşını öldürdü…
ORTAKÖY- Bin liralık alacağı yüzünden kavga ettiği arkadaşı 2 çocuk babası Volkan Marangozlar’ı (32) silahla vurarak öldürdüğü ileri sürülen Erkan Doğan (31) gözaltına alındı. Ortaköy Setüstü Çay Bahçesi önünde meydana gelen olayda bilgisayar işiyle uğraşan iki çocuk babası Volkan Marangozlar’ı öldüren Erkan Doğan, Beşiktaş’ta yapılan operasyonda gözaltına alndı. Zanlı, İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.

SPOR HABERLERİ

‘BEŞİKTAŞ İÇİN BURDAYIM’
Sahadaki duruşu, takı mı sahiplenmesi, arkadaşları nı yönetmesi ve “Kimse için gelmedim, kimse için gitmem. Beşiktaş için buradayı m” sözleriyle taraftarları n gönlünde taht kuran ünlü futbolcu Guti: “Beşiktaş’ı çok seviyorum ve ayrılmayı düşünmüyorum” diyerek Schuster’in gidişiyle birlikte hızla artan spekülasyonlara son noktayı koydu. İspanyol yı ldı z, Bernd Schuster’in gidişi sonrası nda ‘Ayrı lacak’ söylentilerine de net bir yanı t verdi: “Kimse için gelmedim, kimse için gitmem” dedi. Taraftarları n gönlünde taht kuran Kaptan Guti, gelecek sezon da Beşiktaş forması giyeceğinin altı nı bir kez daha çizdi.
Tam destek
Camia, Tayfur Havutçu’nun Kayseri maçıyla başlayan teknik direktörlüğüyle ‘Beşiktaş’ın çocuğu’ olarak benimsedi, sevdi adeta moral verdi. Karardan sonra duygularını dile getiren Havutçu, çok mutlu olduğunu açıklamıştı ve yeni sezonda teknik direktör olarak devam edip edemeyeceği konusundaki söylentilere de “Buna yönetimin karar verecektir” sözüyle düşüncelerini aktarmıştı. Yeni sezonda Beşiktaş’ın teknik patronluğuna kimin getirileceği konusu ise gündemdeki sıcak başlıklar arasında yer alıyor. Bir çok ismin yer aldığı yeni teknik direktörler listesinde Sanchez Flores, Fatih Terim, Benitez, Scolari, Lucescu, Toshack, Steve McClaren de yer alıyor. Adeta papatya falına dönen teknik direktör isimleri medya gündeminden düşmezken, taraftar Tayfur’a tam destek veriyor.
Gündemi Radyo Beşiktaş belirliyor
“Sonuç önemli”
Bu hafta Radyo Beşiktaş’ta Atilla Gökçe ve Gülengül Altınsay ile birlikteydik. Canlı yayınımıza katılan iki usta spor yazarı ile Beşiktaş’ın yeni hocası Tayfur Havutçu’yu konuştuk. Aynı programda, Beşiktaş Stadı ile ilgili spor yazarları görüşlerini bildirdi.
ATİLLA GÖKÇE: “TAYFUR HAVUTÇU’YLA DEVAMDAN YANAYIM”
Şimdi öncelikle şunu söyleyelim futbolcular Türkiye’de isimleriyle anılıyorlar. Rahmetli Kazım Kanat Beşiktaşlı meslekdaşımız bu konuda Yavuz Gökmen ile o da rahmetli öncülük etmişlerdi. Futbolcu grubunun bir onuru var. Futbolcuların adını soyadını yazarak analım, maç listelerinde, yazılarda diye.. Ama bu çok oturmadı eski alışkanlık devam ediyor. Batıda biliyorsunuz soyadlarıyla anılır futbolcular. Sayın Tayfur Havutçuya da futbolculuk dönemindeki gibi Tayfur diye seslenmek, onu Tayfur diye anmak, bence eski alışkanlığı devam ettirmek demek oluyor ki, bu bence çok doğru değil. Tayfur Havutçu hocamıza dönüp bakarsak işte 9 maç kala geldi göreve zaten, o teknik kadronun içinde tribünde görev yapan Schuster’in yardımcılarından biriydi. Ben onu Fenerbahçede ilk futbol oyandığı dönemlerden hatırlıyorum. Sonra Beşiktaş’ta çok değerli hizmetleri oldu, şampiyonluklar gördü. Tayfur Havutçu Almanya’da eğitim almış, Almanların bile konuşmakta zorluk çektiği yüksek Almanca’yı çok iyi konuşan, çok herşeyin en iyisini yapmaya çalışan, felsefesi kültürü birikimi olan, belki de olimpik ruhu, sporcu ruhu en gelişmiş olan futbol insanıdır. Ben, oyun oynarken de onu ilk tanıdığım günrden bu yana, müthiş saygı duydum kendisine. Çok dengeli, ılımlı asla sesini yükseltmeyen… Hakemlerle güleryüzle diyalog kurabilen… Futbolcu arkadaşlarıyla, yerli-yabancı gayet iyi ilişkiler kurabilen örnek bir kaptandı. Birincisi bu.. İkincuisi; Tayfur Havutçu futbolu bilerek oynayan zamanında çalıştığı bütün teknik adamlarla da teknik ve taktik anlamda da tartışma yapabilen bilgi düzeyi çok yüksek bir futbol insanıdır. Bu anlamda Beşiktaş Yönetim Kurulu bence bu geçiş sürecinde en doğru hamleyi yaptı. Şimdi buradan çıkarılacak bazı dersler var. Tayur Havutçu tıpkı Bülent Ünver’in Galatasaray’da göreve gelişi gibi kulübünün çağrısına, davetine, görev teklifine hayır deme lüksü ve şansı olmayan sembol sporculardan biri. Ancak bundan sonra gelecek yabancılarla kontrat yapılırsa mutlaka birinci derece yardımcısının bir Türk olacağı, kimin olacağı kesin olarak önüne konmalı. Gelen yabancı hocalar yanlarında bir vatandaşlarını eski arkadaşlarını getiriyorlar, özellikle Türk oyuncu grubuyla ilişkileri çok zayıflıyor. Kendilerine yardımcı olarak görev verilen kişiler doğru ve yüksek düzeyde yararlanamıyorlar. Bu dersi bir kenara not etmeliyiz. Tayfur Havutçu kalan haftalarda elinden gelenin en iyisini yapacaktır. Kadroda özellikle takımın hücum omurgasını oluşturan yabancı oyuncuların şu günlerde medyada işte dış kulüplere transfer olacağı, Avrupa’ya döneceklerine dair dedikodular üretiliyor… Ben bunlara çok inanmak istemiyorum ama Tayfur Havutçu’nun o yabancılar için de kimler gitmeli, kimler mutlaka kalmalı biçimde yönetime bir rapor hazırlanması gerekir. Gidecek-dönecek olanlar varsa da Beşiktaş için maddi-manevi en hasarsız en karlı biçimde gitmeleri için rapor verebilir, bu anlamda Tayfur Havutçu bence en iyi seçimdir. Tayfur Havutçu’nun Gunti ile birlikte oluşturduğu bir ilke vardı, hepimiz diyorduk ki Tayfur ile Gunti’yi teslim almayan geçemeyen hiçbir rakip takım Beşiktaş’ı yenemezdi. Şimdi neler yapacağını da tahmin ediyorum. Bu anlamda Ernst ve Necip Uysal’la çıktığı ilk maçında son derece akıllı bir uygulama yaptı. Hem Schuster’in dışladığı Ernst’i hem de Necip Uysal’ı bir araya getirdi. Beşiktaş daha sağlam bir omurgayla iş yaptı. Kayseri maçı da bu anlamda Tayfur’un ilk sınavıdır ve bence başarıyla geçmiştir. Kendisini kutlarım, ben olumlu şeyler düşünüyorum, gelecek yılın planlamasında Tayfur Hocanın da olması gerektiğini düşünüyorum.
“STADIN PROJESİ ÖNEMLİ”
Stadla ilgili Sayın Kültür Bakanı bence yanlış algılanan, meramını, anlatmak istediğini tam anlatamayan bir iletişim talihsizliğiyle, bu tepinme kavramını ortaya koyarak kaygılarını dile getirdi. Sit alanı, anıtlar kurulu kararının Beşiktaş’a stadı yenileme izni verdiğini düşünüyorum ama karar zannediyorum seçimlerden sonrasına kadar Sayın Kültür Bakanı’nın bu direnişini dondurmak anlamında bekliyor bence. Beşiktaş’ın İnönü Stadı projesi rahmetli Lütfü Kırdar zamanında başlayan spor-sergi sarayı, açık hava tiyatrosuyla birlikte devam eden o Dolmabahçe Vadisi şimdi Demokrasi Parkı dediğimiz yerden inen büyük bir projenin parçasıdır. Bu proje İstanbul’un sarayları yeşil alanları düşünülerek yapılmış bir projedir. Kültür Bakanı’nında bu anlamda tarihten gelen bu sağlam projeye karşı çıkmasını doğrusu anlamıyorum. Sarayın Dolmabahçe’deki yük nedeniyle, ağırlıklar nedeniyle kaydığı söyleniyorsa bunun fiziksel bir çok önlemi var. Mühendislik bu tür çareleri son yıllarda çok geliştirdi, teknoloji gelişti. Ama alışveriş merkezi, otel, dükkanlar, restoranlar, kafeler gibi orayı ticari bir merkez haline getirecek, sportif omurgasının üstüne taşılacak planlar projelere ben de katılmıyorum açıkçası. Orası evet haftada 7 gün hizmet verebilecek. Makul ölçülerde 35 bin kişiyi aşmayacak ölçülerde ki, stat olmalı oraya gelen herkes de insan gibi hizmetlerden yararlanmalı. Her bireyin değeri orada gösterilmeli.
GÜLENGÜL ALTINSAY: “TEKNİK DİREKTÖRLERİN UZUN SOLUKLU OLMALARI MÜMKÜN DEĞİL”
Türkiye’de özellikle futbolda sorun olduğu zaman ilk hedef teknik direktör oluyor. Bu işin en kolay yanı ve sadece Beşiktaş’a özgü birşey değil, işleri kısa vadeli yürütmeye çalışan kulüplerimizde, futbol dünyamızda çoğunlukla başvurulan bir yöntem. Bu anlamda da sürekli bir sirkülasyon var. Teknik direktör değişimi konusunda da kısa sürelerde değişimler söz konusu… Schuster’de en kısa süre görev yapan teknik direktörlerden bir tanesi oldu Beşiktaş’ta. Bunlar zaten herkesin bildiği şeyler ama meselenin aslı da bu yani, neden bir teknik direktör genç olsun, camiadan olsun, meşhur olsun, geçmişi çok parlak olsun… Kim olursa olsun aşağı yukarı aynı sonucu alıp gidiyorlar. Uzun süreli barınmaları mümkün olmuyor. Asıl sorulması gereken soru bu. Bu artık günü kurtarmayı geçmiş durumda. Mesele, Tayfur Havutçu meselesi değil. Beşiktaş’ın artık yönetim olarak bu meseleye bakış açısını değiştirmesi gerekir. Bir oturup düşünmeleri lazım, ‘bu güne kadar neler yaptık’ diye. En meşhur başarılı teknik direktörleri de getirdik, bu camianın çocuklarını getirdik. Öyle de olmadı, böyle de olmadı. Yani yapılan şeylerde bazı hatalar var. Teknik direktörlerin çalışma şartlarında bazı hatalar var, bunları da en iyi kendileri bilecektir. Teknik direktörlerin ne yaptığını en iyi bilen onlar dolayısıyla da aslında işin çözümü yönetimde. Yönetimin artık bundan sonra aynı hataları yapmayalım diyerek bugüne kadar yaptıkları şeyleri yapmamaları, akıl hocalarını artık değiştirmeleri gerekiyor. Yani kimlerden fikir alıyorlarsa, kimlerin fikirlerini benimsiyorlarsa onların da artık bunu bir şekilde gözden geçirmeleri ve bundan sonra hiç olmazsa hata yapmamaları konusunda yeni bir yol izlemeleri lazım. Biliyorsunuz Schuster çok başarılıydı… Del Bousqe, Tigana, Rıza Çalımbay, Ertuğrul Sağlam hepsi değerli isimler… Tayfur da bu anlamda hiçbir şekilde tartışılabilecek bir insan değil. Geçmişinde Beşiktaş’a çok emeği var, çok önemli teknik direktörlerle de birlikte çalıştı yani Beşiktaş’ta çok deneyimli. Tayfur Havutçu’nun bu sezonu çok rahatlıkla götürebileceği hatta gelecek sezon bile bu işi yapabileceğini görüyoruz. Ama dediğim olay çok önemli. O noktada da bakıyorsunuz daha çok sistemle mücadele edebilen, hem yönetimde kendine yanlış gelen şeylere tavır alabilen, medyasıyla kamuoyuyla bu konuda mücadele verebilecek, onları ikna edebilecek, yetenekli bir teknik direktör gerekiyor Beşiktaş’a. Ben Schuster’in bu niteliklere sahip olduğunu düşünmüştüm ve sonuna kadar desteklemiştim. Ama tahminlerimin tam tersine, en kısa sürede pes eden o oldu. Yönetimin bu konuda yaptıklarını gerçekçi bir şekilde gözden geçirmesi lazım ve getireceği teknik direktörün dirayetli biri olması lazım. Herkese karşı olan kararlarından taviz vermeyen ama çabuk da yılmayan bir yapıya sahip olmalı. Futbol bilgisinin dışında önemli olan nokta bu.
Futbolcular Schuster gitti diye gitmez… Hiç kimse Schuster’den parasını almıyor. Huzur içinde iseler burada neden gitsinler. Teknik direktörün ismini duyan o kulübe gelmek ister. O bir artıdır ama en önemli etken paradır. Koşulları düzgünse, burada huzurlu ise kendini güvende hissediyorsa aynen çalışmasını sürdürecektir. Schuster’in olup olmaması da çok önemli değil bence.
“STAD İLE İLGİLİ GÖRÜŞ ÇOK AMA SONUÇ YOK”
Çok çetrefilli bir konu olduğu açık çünkü değişik görüşler var ve sonuçta da ortada bir şey yok. O yüzden bu işlerin daha böyle hassas bir şekilde yürütülmesi ve esas karar mercilerinin bir şekilde ikna edilmesi lazım. Çünkü konumu nedeniyle İnönü’nün büyümesi nedeniyle bir takım problemler var. Bir tarafının tarihi olması, Anıtlar Kurulu’nun devreye girmesine yol açıyor. Ama bir de öbür taraftan da bakıyorsunuz orada bir sürü bina var, o bölge çok hassas deniliyor ama orada gökdelenleri diktiler. Swissotel var, bir çok yere müsaade edilmiş. İnönü Stadı’na gelince böyle bir hassasiyet olması da ilginç. Ama sonuçta kulüp olarak bu konuda, bu işi daha bilinçli bir şekilde yapmaları ve esas karar organlarını dediğim gibi bunlarla ilişkiye girip ne yapılabileceğini, ne yapılamayacağını kamuoyuna çok duyurmadan halletmeleri lazım. Duyurulduğu zaman işler daha kötüye gidiyor.
Yılın Futbolcusu (6)
Geleneksel hale gelen Beşiktaş Gazetesi Yılın Futbolcusu Yarışması soluk soluğa devam ediyor. Yeni sezonda spor yazarlarının oyları ve katkılarıyla Yılın Futbolcusu Yarışması’nda Guti, Querasma ve Ernst adeta nefes kesen bir takip içinde. Oylamaya taraftar da mesajlarıyla katılıyor.
OYLAMA ŞÖYLE YAPILIYOR
Beşiktaş Gazetesi Yılın Futbolcusu Yarışması için her maçtan sonra spor yazarlarının katkı ve görüşleri ilgili haftanın öne çıkan futbolcusunu belirliyor. 34 hafta sonunda en fazla oy alan ve haftanın göze batan futbolcusu, sezon sonunda yılın futbolcusu olmaya hak kazanıyor.
Öte yandan, taraftarlarda internet üzerinden mesaj ve görüşleri ile bu sürece dahil oluyorlar. Beşiktaş Gazetesi sezon sonunda yılın futbolcusuna kupa ve başarı sertifikası veriyor.
YILIN FUTBOLCUSU SEÇİLENLER
Beşiktaş Gazetesi Yılın Futbolcusu Yarışması’nı kazananlar 2005 – 2006 sezonunda Sergen Yalçın, 2006 – 2007’de Bobo, 2007 – 2008’de Delgado, 2008 – 2009’da Tello ve 2009 -2010 yılında ise Necip olmuştu.
Bir iyi bir kötü haber
Takımı baştan aşağı yenileyen ve ünlü futbolcular alarak Avrupa’da final hedefiyle yola çı kan, ancak hayal kı rı klı ğı yaşayan Beşiktaş’a UEFA’dan müjdeli haber geldi. Kara Kartal, pazarlama ve yayı n gelirlerinden 9 milyon 500 bin Euro elde etti. Yapı lan maliyetli transferler ve büyük hedeflere rağmen Avrupa’da ve ligde hedeflerinin uzağı nda kalan Beşiktaş’a, UEFA’dan para ödülü ile teselli oldu. Kara Kartallar, UEFA Avrupa Ligi’nde son 32 takı m arası na adı nı yazdı rı p, Türkiye’yi temsil eden tek takı m olurken, ciddi bir kazanç sağlaması nı da bildi. Avrupa Ligi’nde mücadele eden Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un gruplara adı nı yazdı ramaması üzerine ülkenin tek temsilcisi konumunda kalan Kartallar, pazarlama gelirlerinden 5 milyon 791 bin Euro’yu kasası na koydu. UEFA Avrupa Ligi’nde şampiyon takı mı n ve toplam reklam gelirlerinin netleşmesinden sonra yaklaşı k 4 milyon Euro daha gelecek. Bu sezon Avrupa Arenası ’nda büyük hayal kı rı klı ğı yaşayan Türk takı mları arası nda ayakta kalan sadece Beşiktaş’tı . Türkiye’nin topladı ğı 23 puanı n 14.5’ini Beşiktaş alı rken, Bursaspor 5, Galatasaray 2.5, Fenerbahçe 1 puan topladı . Trabzonspor’un ise eli boş kaldı .
YENİ YASA BORÇLANMANIN ÖNÜNE SET ÇEKİYOR…
Öte yandan, Yeni Torba Kanunu Meclis’ten geçti. Yeni kanuna göre kulüpler bundan sonra başkana borçlanamayacak. Ayrıca kamu kurum ve kuruluşları dışında hiç kimse kulüplerin gelirlerine temlik koyduramayacak ve haciz getiremeyecek. Bu durumdan en çok etkilenen kulüp Beşiktaş olacak. Edinilen bilgiye göre, Siyah-Beyazlı Kulübün Başkan Yıldırım Demirören’e 89 milyon TL borcu var. İddiaya göre bu borç nedeniyle şu ana kadar Lig TV başta olmak üzere gelen birçok para Demirören’in kasasına aktarılıyordu. Yasadan sonra Beşiktaş’ta nelerin değişeceği merak konusu… Demirören’e olan borçların nasıl ödeneceği ise kafalarda soru işareti yaratıyor.

MAGAZİN HABERLERİ

Guti’ye Noelia markajı
BİR ayrı lı p bir barı şan sevgililer yine birlikteler. Beşiktaş’ı n İspanyol yı ldı zı Guti, geçen hafta bir ayrı lı p bir barı ştı ğı sevgilisi Noelia Lopez’le İstinye Park’ta Masa Restaurant’ta yemek yedi. İkili, yemek sonrası 4 saat sarmaş dolaş mağazaları gezip alı şveriş yaptı . Guti arada kendisiyle hatı ra fotoğrafı çektirmek isteyen hayranları nı da kı rmadı , onlarla poz verdi.
HER ŞEY YOLUNDA
ETİLER- Oyuncu Beren Saat, yönetmen sevgilisi Levent Semerci’den iki ay önce ayrı ldı ğı iddiaları nı yalanladı . Dizi çekimleri nedeniyle yoğun bir tempoda çalı şan Beren Saat, geçen hafta evine yakı n olduğu için yaklaşı k 5 saatini Etiler Akmerkez’de geçirmeyi tercih etti. Alı şveriş merkezine tek başı na gelen Beren Saat, bir mağazada ayakkabı baktı . Alı şverişin ardı ndan yemek arası veren Beren Saat, “Çı nar Ağacı ” filmini izledi.

PARK PARASI ATM’DEN
BEBEK- Şovmen Mehmet Ali Erbil’den boşanan ve adı sürekli işadamı Önder Fı rat ile aşk dedikoduları na karı şan eski manken Tuba Coşkun geçen hafta cipiyle Bebek’e geldi. Cipini İspark alanı na bı rakan Tuba Coşkun yanı nda para olmadı ğı için hemen bir ATM makinesine koştu. Parası nı çeken Tuba Coşkun park ücretini ödedikten sonra buluştuğu kardeşi Şeyma Coşkun ile bir kafede oturup sohbet etti.
SULTAN EFKARLI
ETİLER- Muhteşem Yüzyıl’da Hatice Sultan’ı canlandıran güzel oyuncu Selma Ergenç geçen hafta Etiler’de bir mekanda görüntülendi. Selma Ergenç’in mekanda kaldığı sürede sigaraların birini yakıp birini söndürdüğü ve ortalama iki pakete yakın sigara içtiğini görenler, “Hatice Sultan çok efkarlı” yorumunda bulundu.
KAVGA VE SONRA BARIŞ
ARNAVUTKÖY- Berdan Mardinli geçen hafta eşi ve yakın dostlarıyla birlikte Arnavutköy Vira Vira Balıkçısı’ndaydı. Berdan Mardinli ve eşinin yanındaki arkadaşlarına aldırış etmeden sıksık tartışma yaşadığı gözlerden kaçmadı. Mekan içindeki gerginliği gazetecileri görünce devam ettirmeyen çift, hiçbir şey olmamış gibi restorandan el ele ayrılmaları dikkat çekti.
EMRAH’IN VALE ÇALIMI
ARNAVUTKÖY- Bir mekânda arkadaşlarıyla rakı – balık keyfi yapmaya giden şarkıcı Emrah, valeye para vermemek için aracını mekana 150 metre uzağa park ettiği iddia edildi. Ardından Emrah’ın soğuk ve yağmurlu havada yürüyerek balıkçıya geldi. Şarkıcının bu hareketini görenler ise ‘bu kadarına da pes derler’ dedi. Emrah’ın arkadaşlarıyla mekanda yaklaşık dört saat kaldığı öğrenildi.
TAM TERSİ ÇIKTI
ETİLER- Bebek’te objektiflere yakalanı nca aşkları ortaya çı kan, sonra ise ayrı ldı kları yazı lan Mithatcan Özer’le Nurgül Yeşilçay, geçen hafta Etiler’de basından uzak bir mekanda buluştu. Buluşur buluşmaz birbirlerini öpücük yağmuruna tutan ikili, yaklaşı k bir saat birbirlerini pür dikkat dinledi. Çift, flaşları n patlaması yla panikleyen Nurgül Yeşilçay görüntülenmemek için yüzünü saklarken, mekan görevlileri çiftin önünü kapatı p mekanı n kepenklerini indirdi.