Son Dakika Beşiktaş (17.03.2011)

Beşiktaş Gazetesi’nde son dakika haberleri… Arkeoloji belgeselleri Levent Kültür Merkezi’nde sanatseverler ile buluşuyor… Sen Olmasaydın tiyatro oyunu Akatlar’da… Akut, 15.yılını Beşiktaş’ta kutladı… 4. Levent altı çarşı oluyor…

KÜLTÜR-SANAT HABERLERİ
BELGESEL ARKEOLOJİ İLE SÜRÜYOR
Beşiktaş Belediyesi’nin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Belgesel Sinemacılar Birliği’yle birlikte düzenlediği ‘Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit’ etkinliği ikinci yılında yeniliklerle devam ediyor. Etkinlik dahilinde 16 Mart -13 Nisan 2011 tarihleri arasında beş hafta boyunca arkeoloji belgeselleri gösterilecek. Suha Arın ve Hasan Özgen’in yönetmenliğini yaptığı Fırat Göl Olurken: Cennetin Bedeli belgeselinin gösterileceği 16 Mart 2011 tarihinden itibaren sırasıyla ‘Mezopotamya’nın Büyük Düşü’, ‘Dünyanın İlk Tapınağı: Göbeklitepe’, ‘Keşfin Kıyısında’, ‘Efes: Eski Dünyanın Metropolü’ belgeselleri sinema severlerle buluşacak. Gösterimin ardından yapılacak söyleşi bölümünde yönetmen Hasan Özgen ve arkeolog Prof. Dr. Halet Çambel izleyenlerin sorularını yanıtlayacak.
FIRAT GÖL OLURKEN: CENNETİN BEDELİ
16 Mart 2011, Çarşamba, 19:00
Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu
Levent Mah. Çalıkuşu Sok. No: 1 Beşiktaş
Yönetmenler:
Suha Arın, Hasan Özgen
Belgesel hakkında:
GAP-Güneydoğu Anadolu Projesi’nin büyük yatırımları olan Karakaya ve Atatürk Barajları yapılırken sular altından kalan bölgelerden yaklaşık 45 bin aile göç ettiririlir. Evlerini, tarlalarını, yaşam biçimlerini bırakarak “başka bir yaşama” göç eden bu insanlar, çağdaş muhacirler olarak, bir bakıma hepimiz için “cennet” vaad eden bu büyük yatırımlar karşılığında büyük bedel öderler.
ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ: “DEVR-İ ADEM” SEYİR KEYFİ
Kaktüs Kabere Tiyatrosu Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde tiyatroseverler ile buluştu. Zeki Alasya’nın süpervizörlüğü’nde oynanacak “80 yılda Devr-i Adem” oyunu sanatseverler ile buluştu. Oyunun konusu ile ilgili bazı detaylar şöyle:
“Bir Varmış… Bir Yokmuş… Bir Varmış… İnsan Doğar… Bir varmış… Bir yokmuş… Bir varmış… İnsan doğar… Doğum denilen olay, bir anlık zevk sonucu,Bazısı ister, olmaz; bazen de kaçar ipin ucu! Hele bir de erkekse, gör babanın keyfini, Nargileye bakan olmaz, kıymettedir marpucu! Bir yokmuş… İnsan ölür…Bir ömür tamamlanır, ortalama seksen yılda.Hatıralar bile körelmiştir uçkurda. Takdir-i İlahi, senaryoyu böyle yazmış:”Bir çukurda başlar hayat, biter başka çukurda!” Şu yaşadığı ömür boyunca çoğu zaman monoton geçer günler…Oysa insan; güldüğü, ya da üzüldüğü kadar insandır… Gerisi boş… Şu kısacık yaşamda üzme işini televizyonlar zaten yeteri kadar yapıyor… Yaprak Dökümü, Aşk-ı Memnu, Ezel hatta haber programları filan… Oysa o dizilere, ekonomik krizlere, geçimsizliklere, kavgalara inat… Biz size gülen yüzleri yakıştırıyoruz. Gülün ki yüzünüzde güller açsın… “Bir varmış”la “Bir yokmuş” arasında keyifli bir ömür süresiniz diye… Peki, “Bir varmış”la “Bir yokmuş” arasında ne kadar zaman varmış? Allah herkese uzun ömür versin, ama biz ortalama seksen dedik… Ve Adem oğlunun, yani insanın 80 yıllık ömründen önemli anları derledik.Tüm insanlar için de ilk insan Hz. Adem’i örnek aldık… Eh zira “Adam” sözcüğünün bile “Adem”den geldiğini düşünürsek…Bu 80 yıllık ömrü şöyle özetlemek mümkün… “80 yılda devr-i Adem” Şu Şehr-i İstanbul’un çeşitli köşelerinden her yaştan “adem”lere bir göz attık… Bir de baktık ki elimizde hoş bir gül demeti oluştu… O gül demetinden dikenleri ayıkladık; hoş renkleri, hoş kokuları getirdik size… Yüzlerde güller açsın… Şu gök kubbede bizden de bir hoş sadâ kalsın diye… Hep olaylara mizah gözlüğüyle baktık… Eh, bizim işimiz de bu…O halde artık oyunumuza başlayalım: “80 Yılda Devr-i Adem” başlıyor!”
ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ: “BUNU YAPAN İKİ KİŞİ”
Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde birbirinden güzel oyunlar Mart ayında da seyirciyle buluştu. Tiyatro Dan Afife Jale Sahnesi’nde sanatseverler ile buluşan Tiyatro Dan “Bunu Yapan İki Kişi”adlı oyun, tiyatroseverleri yine büyüledi.
Tiyatro Dan hakkındaki bazı detaylar ise şöyle:
“Nergis Öztürk, Didem Balçın ve Aydın Şanlı tarafından 2009 yılı başında Tiyatro Gen-T adıyla kurulan tiyatro bir sene sonra bir değişklikle Tiyatro Dan adını aldı. Tanışıklıkları Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde öğrenci oldukları 90’lı yılların sonuna kadar uzanan ve okul sonrası İstanbul’a yerleşen üç arkadaş, görev aldıkları çeşitli televizyon ve sinema projelerinin yanı sıra, çeşitli özel tiyatrolarda çalışarak sahneyle bağlarını da koparmadılar. Tiyatro Dan, üç genç sanatçının birikimlerini ve enerjilerini, genç, dinamik ve aynı zamanda Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun mirasına yaslanan, çağdaş bir tiyatroya aktarma ihtiyacından doğmuştur. Genç sanatçılar Özgün Aydın ve Onur Dilber’in katılımıyla daha da güçlenen Tiyatro Dan seyirciyle ilk kez “Bunu Yapan İki Kişi” isimli komediyle buluşuyor. Ayça Işıldar Ak tarafından yazılan oyunda, tarih boyunca süregelen kadın-erkek çatışması, aşk ve ilişkiler eğlenceli bir bakışla ele alınıyor.İki perdelik oyunda, dört ayrı skeç bulunuyor. Skeçlerde, ergenlikten, yaşlılığa kadar, hayatın çeşitli evrelerinde birbirleriyle uzlaşamayan, ama birbirleri olmadan da yapamayan farklı kadın ve erkek tipleri farklı hikâyelerde resmediliyor.
Yönetmenliğini Aydın Şanlı’nın yaptığı oyunda, Nergis Öztürk, Didem Balçın, Özgün Aydın ve Onur Dilber rol alıyor. Müziklerini Aysel ve Veli Özçelik’in yaptığı oyunun koreografilerinde ise Harika Onur’un imzası var.”
LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ: MART AYI GÖSTERİMLERİ SÜRÜYOR
Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde sinema gösterimleri devam ediyor. Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda Mart ayının ikinci yarısında şu gösterimler olacak…
“Fırat Göl Olurken: Cennetin Bedeli” filminin yönetmeni ise Suha Arın ve Hasan Özgen. 16 Mart Çarşamba, Saat: 19:00′da gösterime girecek olan filmin konusu ile ilgili bazı detaylar ise şöyle:
“GAP-Güneydoğu Anadolu Projesi’nin büyük yatırımları olan Karakaya ve Atatürk Barajları yapılırken sular altından kalan bölgelerden yaklaşık 45 bin aile göç ettiririlir. Evlerini, tarlalarını, yaşam biçimlerini bırakarak “başka bir yaşama” göç eden bu insanlar, çağdaş muhacirler olarak, bir bakıma hepimiz için “cennet” vaad eden bu büyük yatırımlar karşılığında büyük bedel öderler.”
Yönetmenler ile ilgili bazı bilgiler ise şöyle:
“Suha Arın: Türk belgesel sinemacılığının yüz akı ve büyük ustası” diye tanımlanan Arın, İlk, Orta ve Lise öğrenimini Ankara’da tamamladı. Washington, D.C. Howard University – Sinema Televizyon Yapımcılığı ve Yönetmenliği (Lisans); The American University – Kitle Haberleşmesi-Hükümet ve Kamu Enformasyonu (Lisans üstü) eğitimleri aldıktan sonra, 1962′den itibaren Milli Eğitim Bakanlığı – Öğretici Filmler Merkezi için yönetmen ve senaristlik yaptı. 1966 – 1967 sürecinde Amerika’da Capital Film Labs`ta görev yaptı. Amerika’nın Sesi Radyosu Washington Muhabirliği, Uluslararası Sinema TV Merkezi (USIA) ve TRT Washington Muhabirliği, çevirmenlik ve sunuculuğunda bulundu. 1973 – 1974 sürecinde Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Ankara ve İstanbul’daki çeşitli üniversitelerde sürdürdüğü öğretim görevinde, aralarında günümüzün ünlü yönetmenleri, gazetecileri ve akademisyenlerinin de bulunduğu çok sayıda öğrencinin yetişmesine katkıda bulundu.
Hasan Özgen: Milas’ta doğdu. 1968 yılında Hava Harb Okulu’ndan mezun oldu ve “uçuş eğitimi” gördü. 1972’de ‘siyasal nedenlerle’ Hava Kuvvetleri’nden “sicilen emekli” edildi ve yargılandı; bir süre de tutuklu kaldı. l974-1982 yıllları arasında TRT Haber Merkezi’nde çalıştı. l983 yılında MTV, Milliyet Televizyon’un kuruluşuna katıldı.1987′de ilk ajansı Filmtel’i kurdu. Daha sonra STM- Sinema Televizyon Merkezi’nin kurucu ortağı oldu. 1996 yılından bu yana Nöbetçi Ajans’ın sahiplerinden. TRT ile başlayan sinema deneyi, ağırlıklı olarak belgesel filmlerin üretimine katılarak gelişti. Kameraman, görüntü yönetmeni, senarist ve yönetmen olarak çalıştı. Çeşitli üniversitelerin iletişim fakültelerinde “Belgesel Sinema” konulu dersler verdi.
1975 yılında tanıştığı ve uzun süre birlikte çalıştığı Suha Arın, belgesel sinema yolunu açan kişi oldu. ÇEKÜL-Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı kurucu ve yönetim kurulu üyesi, MİÇEV- Milas Kültür Vakfı kurucu üyesi, BSB -Belgesel Sinemacılar Birliği üyesi, TGC-Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi ve TKB-Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Üyesidir”
Bir diğer gösterim de “Mezopotamya’nın Büyük Düşü” adlı film… 23 Mart Çarşamba günü Saat: 19.00′da sinemaseverler ile buluşacak olan yönetmenliğini Kemal Öner’in yaptığı filmin konusu ise şöyle aktarılıyor:
“ Türkiye’nin en büyük kalkınma projelerinden biri olan Güneydoğu Anadolu Projesinin, başlangıç tarihinden bu yana katettiği yol, başarmak istedikleri, başardıkları ve başaramadıkları, objektif bir bakış açısıyla anlatılmakta; bugün gelinen noktanın altı çizilmektedir. Temelin atıldığı ilk günden bugüne kadar geçen süreçte, Güneydoğu Anadolu Projesinin bölgenin sorunlarına ne ölçüde çare olduğu, bu sorunlara ne ölçüde çözüm bulduğu konusunda, projenin ilerleyişiyle ilgili konuların, birbirlerine eklemlenerek anlatıldığı tarımsal sulamada gelinen nokta ve bu noktanın bölgesel kalkınma üzerindeki etkilerinin hikâyesidir.”
Film ile ilgili detaylar arasında GAP’ın dramını konu eden Akademi Prodüksiyon’dan Kemal Öner’in “Mezopotamya’nın Büyük Düşü GAP” adlı belgeselinin konusu için bir diğer yazı da şöyle:
“GAP’ın oluşturacağı tarım ve sanayi potansiyeli bölgede gelir düzeyini beş kat artıracak, yaklaşık dört milyon kişiye iş olanağı yaratılacaktı. Bunun ilk adımını ise tarımsal üretim oluşturuyordu. Toprak uçsuz bucaksız ve verimliydi; insan çok ve yoksuldu. Tek eksik suydu, o da 1995’den beri bölgeye oluk oluk akmaya başlamıştı. Fırat’ın mübarek suyuna kavuştuğundan beri Harran adeta bir pamuk deryasına dönmüş ve herkes mutlu olmuştu. Yalnız küçük bir sorun vardı: GAP’ın planları arasında bu kadar çok pamuk ekimi öngörülmemişti. Ama bir tekstil ülkesi olan Türkiye için Harran toprağından çıkan pamuk beyaz altındı. Bu nedenle de plana uymamış olmaktan sıkılmaya gerek yoktu. Ama bir gün Şanlıurfa’ya bağlı Kısas Beldesi İlköğretim Okulu’nu su bastı. Toprağın altında bulunan “taban suyu” gitgide yükseliyordu. Neden ise pamuk suyu sevdiği için ona çok su verilmesiydi. Tuzlanma da, taban suyu yükselmesinin doğal bir sonucuydu artık. Çiftçinin sulama konusundaki bilinçsizliğinin tek nedeni vardı: Eğitimsizlik. Fırat’ı, Harran’a taşımayı başaran irade işin sonrasını hesaba katmamıştı. Yüzlerce yıldır kuru tarım yapan yöre çiftçisinden herhangi bir eğitim verilmeksizin sulu tarıma geçmesi beklenmişti. Sonuçta bir çiftçinin dediği gibi “Toprağım yandı, su attım sönsün diye su da yandı” şeklinde suyu ve toprağı heba eden “vahşi” sulama bölgede kanser gibi yayıldı. Sonuç olarak, GAP bölgesinde sulu tarıma açılan arazilerde yanlış sulamanın toprağın tuzlanmasına yol açması ve çarpık tarımsal yapılanmanın boyutları artık TEMA Vakfı ve yöre insanının “toprak elden gidiyor” şeklindeki feryadı ile özetleniyor.
Mart ayında bir diğer gösterim de “Dünyanın İlk Tapınağı: Göbeklitepe” adlı film… Filmin yönetmenliğini Ahmet Turgut Yazman üstlendi. 30 Mart Çarşamba günü Saat: 19:00′da Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gösterilecek olan belgeselin konusu ile ilgili bazı detayları ise şöyle aktarılıyor:
“Film, yaygın inanışları sorgulayan hikâyesiyle izleyiciyi günümüzden 12.000 yıl geriye, Şanlıurfa’nın 15km. yakınında bulunan Göbeklitepe’ye götürüyor. Yeryüzündeki ilk tapınağın yapılış tarihi, Antik Çağ bilgeliğinin sembollerinden, İngiltere’deki Stonehenge anıtlarından veya Mısır Piramitleri’nden binlerce yıl daha öncesine ait.”
Yönetmen ile ilgilibilgi ise şöyle aktarılıyor: “Ahmet Turgut Yazman, Mimar Sinan Üniversitesi, Sinema Televizyon bölümü’nden, Senaryo ve Yönetmenlik üzerine eğitim görerek mezun oldu. Yıldız Teknik Üniversite’sinde Sanat Tarihi ve Müzecilik üzerine Yüksek Lisans eğitimini
tamamladı. 1998 yılındaki mezuniyetinin ardından, Tuna Film Yapım Şirketi’nde Yönetmen Yardımcısı olarak çalışmaya başladı. 2008 yılında, ATV’de yayınlanan Anadolu mitolojisi,
dinler ve ezoterik inançlar konulu 13 bölümlük “Aşure” programının yönetmenliğini üstlendi. “12.000 yıllık Anadolu Bilgeliği” adlı projesinden yola çıkarak son 2 yılda seminerler vermeye başladı. Ahmet Turgut Yazman Bilgi Üniversitesi Sinema BÖlümünde yüksek lisans öğrencilerine ders veriyor.” Film ile ilgili yönetmen görüşlerini ise şöyle aktarıyor: “Yönetmen’in Yorumu
2007 yılında Türkiye Kültür Bakanlığı’ndan aldığım izin ile hayret uyandıran keşif Göbeklitepe’yi tüm dünya ile paylaşmak için Urfa’ya ilk çekimi yapmak üzere gittim. “Göbekli Tepe – Dünya’nın İlk Tapınağı”, dört yıl süren yoğun araştırmalar sonunda bilinen insanlık tarihi üzerine geliştirilen düşünce sistemini değiştireceğine inandığım bu sıra dışı keşfin hikayesini kendine has bir üslup ile anlatıyor. Filmi ilk kez geniş ekranda izlerken Göbekli Tepe’deki gündoğumunu beklediğim sabah hissettiğim mistik, şaşırtıcı, heyecan verici atmosferi tekrar yaşadım. Umarım bunu filmi izleyenler de hissederler.”
FULYA SANAT BALE: SENFONİK MİNYATÜR
Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde sanatseverleri büyüleyecek gösterimler, etkinlikler, konserler aralıksız devam ediyor. Mart ayında da yine birbirinden güzel etkinliklere yenileri ekleniyor. Bnlardan bir tanesi de Senfonik Minyatür ismini taşıyan neoklasik bale… 23 Mart tarihinde sanatseverler ile buluşacak olan bale gösterimiyle ilgili bazı detaylar ise şöyle:
“Giovanni Di Palma; İstanbul Devlet Opera ve Balesi 2010-2011 sezonunda “Senfonik Minyatür” adlı bale yapıtını sahneliyor. Doğu ile Batının müzik ve sanat alanındaki etkileşiminin en güzel örneklerinden olan yapıt, A.Vivaldi ve anonim müzik eşliğinde “Patrick De Bana” tarafından İstanbul Devlet Balesi için yaratıldı. Kültürler arasında Barok geleneğinin etkileri ve paylaşımı ile ilgili olan bu düşsel yapıt sizleri görünmeyenin görünür olduğu minyatürün sonsuz dünyasına götürecek. Uwe Scholz’un “ 2. Senfoni ” Adlı Neoklasik yapıtını Giovanni Di Palma sahneliyor. Schumann’ın 2.Senfoni’si dans ve müziği kusursuz bir çizgide buluşturuyor.
009 sezonunda kısa bir bölümü oynanan “Werthel” balesinin 2 perdelik şekliyle 2011-2012 sezonunda sahneleyecek olan Yannick Boquin İstanbul Balesi ile 15 günlük çalışma için Türkiye’ye geldi. Paris bale okulunda eğitim görmüş Bonn Opera Balesi, Flanders Kraliyet Balesi, oma Opera Balesi, Berlin Opera ve Balesi gibi önemli topluluklarda baş rollerde dans etmiş ve bir çok ödül sahibi olmuştur. Yannıck Boquin dünyanın birçok ülkesindeki topluluklarda ve okullarda konuk eğitmenlik yapmaktadır. “
Balede yer alan diğer isimler de şöyle: “Ayfer Zeren: Bale Sanat Yönetmeni Ayfer Zeren , Klasik yapıtların yanı sıra modern ve neoklasik yapıtların da repertuarda yer almasına özen gösteriyor.
Dansçılar: Deniz Zirek, Selim Borak, Zuhal Balkan, Berk Sarıbay, Ebru C. Atay, Ayça İnal, Deniz Özaydın, Mehmet Berge, Erhan Güzel, Melih Mertel, Tatyana Egeli.”
AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ TİYATRO: SEN OLMASAYDIN
Akatlar’da tiyatro gösterimleri tüm hızıyla deam ediyor. Şubat ayından bu yana birbirinden ilginç gösterimler sanatseverler ile buluşmaya devam ediyor. Mart ayında da yine özel gösterimler tiyatroseverleri Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde ağırladı… Yeni oyunlar da hız kesmeden sanatseverleri bir araya getiriyor… 15 Mart’ta ‘Alevli Günler’ ve 25 Mart’ta ise ‘Sen Olmasaydın’ oyunu tiyatroseverleri karşılıyor. Alevli Günler oyunu ile ilgili bazı detaylar şöyle:
“Oyunla ilgili detaylar da şöyle: “Komedi türündeki oyunu Irmak Bahçeci yazdı, Yıldıray Şahinler yönetti. “Alevli Günler’de, Cem Davran, Erkan Can, Levent Üzümcü, Bahtiyar Engin ve Tuğçe Kıltaç’ı bir araya getiriyor. Oyunda, Cem Davran, öldükten sonra yakılmayı vasiyet eden bir şaman profesörü canlandırırken, Erkan Can da pek çok farklı rolle karşımıza çıkıyor. ‘Alevli Günler’in yönetmeni Yıldıray Şahinler oyunla ilgili olarak ‘Madem ki İstanbul Halk Tiyatrosu’yuz, istiyoruz ki bu oyunda halkın her kesiminden, inancı, tuttuğu takım, mesleği, mevkii ne olursa olsun herkes, bu olup bitene kahkahalarla gülsün. Bizimle ve birbirleriyle birlikte… Gülmekten gözlerimizden yaş gelinceye kadar gülelim. Ve bir yerinden bir şeye başlamış olmayı dileyelim’ diyor.”
Sen Olmasaydın oyunu ile ilgili bazı detaylar şöyle: “Oyunun yazarı Uğur Uludağ. Yöneten ise Enginay Gültekin. Sen Olmasaydın oyuncuları ise şöyle sıralanıyor: “Yağmur Kaşifoğlu, Yosi Mizrahi, Gülden Avşaroğlu…” Oyunun konusu ise şöyle aktarılıyor: “Birbirlerini ve ilişkilerini farklı koşullarda sınayan, arada bir ateşkes… Arada bir esaret… Arada bir ihanet… Arada bir çırpınışın yaşandığı bir ilişki. ‘Erkekler bizi ne zaman anlayacak?’, ‘Kadınları anlamak imkansız!’ söylemleriyle; bol kahkahayla anlatmış Uğur Uludağ. Biz olmak için ben olmaktan vazgeçenlerin hikayesi…”
İşte gösterimi gerçekleşen iki oyun; ‘Dumanaltı Aşklar’ ve ‘Kim bu adam’… Dumanaltı Aşklar oyuu ile ilgili detaylar şöyle:
“Hüseyin Avni Danyal’ın tek kişilik muhteşem performansı “Dumanaltı Aşklar”; evlenme yolunda üç kez, son anda direkten dönen bir adamın dördüncü kez evlenmeye niyetlendiği gece, diğer müstakbel adayları hatırlamasıyla başlayan kahkaha dolu bir oyun. Dumanı tüten aşklar, dumansız kalan aşklar ve dumanaltı olan aşklar arasında komik bir hikaye anlatan “Dumanaltı Aşklar”; “Türk kadını” portresini her yönüyle ve mizahi bir dille ortaya koyuyor. Gökhan Erarslan ve Ferhat Ergün tarafından oyunlaştırılan, Tiyatro Seyirlik tarafından sahneye konan “Dumanaltı Aşklar” oyununun yapımcılığını AYSA Prodüksiyon Tiyatrosu üstleniyor. Üstün oyunculuk performansına, yönetmenlik becerisini de ekleyen Hüseyin Avni Danyal’a sahnede, tek kişilik oyunun özgün müziklerini besteleyen Deniz Aras Sipahi, piyanosuyla eşlik ediyor. Sahne tasarımı Kemal Aratan’a, ışık tasarımı Hakan Özipek’e ait olan oyunun koreografisini Bora Acar Zöngür üstlendi.”

POLİS ADLİYE AKTÜEL HABERLER

YERİN ALTINDA MAĞAZA!..

Taksim-4.Levent metrosunun Levent istasyonunda modern bir Mısır Çarşısı kurulacak…
Yerin altındaki mağazalar dev AVM’lere rakip olacak…
TURYAP, Ulaşım A.Ş işbirliğiyle günde 150 bin kişinin kullandığı Taksim- 4. Levent metro hattında perakende ve gayrimenkul sektörünün nabzını tutacak. Levent istasyonunda hem modern bir Mısır Çarşısı kurulacak, hem de 4 bin m2’lik bir alanda 65 marka m2’si 100 dolardan başlayan bedellerle mağaza kiralayacak. Gayrettepe istasyonunda da 80 inşaat şirketi tanıtım ofisi kuracak.İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak mevcut tramway, metro, hafif metro gibi ulaşım hatlarının işletmeciliğini yapan İstanbul Ulaşım A.Ş işbirliğiyle geçen yıl ihale düzenleyerek İstanbul’da Taksim, Osmanbey, Mecidiyeköy, Ataköy gibi 22 farklı bölgede yer alan metro istasyonlarındaki ticari alanları 4 yıllığına kiraya veren TURYAP, perakende ve gayrimenkul sektörünü günde 150 bin kişinin kullandığı Taksim- 4. Levent metro hattında buluşturmaya hazırlanıyor. Günde 35 bin kişinin kullandığı İstanbul Levent Metrosu’nda 65 mağazanın yer alacağı Eco Brands ve modern bir Mısır Çarşısı’nın yer alacağı Eco Bazaar projelerini hayata geçirmeyi planlayan TURYAP, Gayrettepe istasyonunda da 80 gayrimenkul şirketinin tanıtım ofislerini kuracağı Real Estate Bazaar’ı kurmayı planlıyor.
Turyap Yönetim Kurulu Başkanı Azmi Sarıbay, Gayrettepe istasyonundan başlayıp Levent’e kadar devam eden metro hattı paralelinde hayata geçirilecek bu alanların TURYAP’ın 3T ön markasıyla Nisan 2011’den itibaren 10 yıl süreyle kiralanacağını ve mağazaların takip eden yıllar içinde kullanıcısına opsiyonlanacağını açıkladı. Bu alanların 1 Temmuz’da açılacağını kaydeden Sarıbay, “Metrocity, Levent Plaza, Eria Tower, Özdilek ve Kanyon AVM’lerin geçiş noktaları olan Levent istasyonunda 4 bin metrekarelik alanda 65 marka, büyüklüğü 10 ile 100 metrekare arasında değişen mağazaları m2’si 100 dolardan başlayan fiyatlarla kiralıyor. Ünlü markalarla prensipte anlaştık, ön talep topluyoruz” dedi.

No-name markalar da olacak
Metrekare kiralarının 500 dolara kadar çıkmasının beklendiğini söyleyen Sarıbay, “Geçen yıl, ihaleye çıkardığımız metro istasyonlarının kiralanabilir alanları banka ATM’lerinde m2’si 250 dolardan başlayıp 2 bin dolara varan rakamlarla kiracı bulmuştu. Yıllık 240 bin doları bulan bu kira, alanında rekora imza atmıştı” dedi.
Metrocity ile Kanyon’u bağlayan Levent istasyonunda yer alacak Eco Bazaar ve Eco Brands’in no-name markaları da içereceğini söyleyen Eco Brands Genel Müdürü Murat Denizel ise “Bu alanlar, ‘kolay ulaşılabilir’ olmalarıyla fark yaratacak. Her ne kadar AVM’ler olsa da, biz Türk milleti olarak çarşı, pasaj seviyoruz. Mağazalar, burada AVM’lerin aksine belirli formatların dışına da çıkabilecek” diye konuştu.

Aylık ciro m2’de 2 bin doları bulur
Ulaşım A.Ş. Genel Müdürü Ali İhsan Uygun, “Burası gelirimizi yüzde 3-4 oranında destekleyecek. Bundan sonra açacağımız yeni metrolarda da aynı sistemi getirmek istiyoruz” dedi. Ulaşım A.Ş’nin böylece hem yatırım maliyetini azalttığını hem de gelir elde ettiğini söyleyen Aziz Sarıbay, “Onlara yılda 5.5 milyon dolarlık kirayı garanti ettik. Bunun üzerinde elde edilecek toplam gelirin yüzde 70’i Ulaşım A.Ş’nin, kalanı bizim olacak” dedi. Eco Brands Genel Müdürü Murat Denizel ise, “Buradaki mağazalar AVM’lerde açılan mağazalara göre 10-12 misli ciro elde edecek. Metrekare başına aylık ciroları 2 bin doları geçecektir” değerlendirmesini yaptı.

TAKSİM 4. LEVENT HATTI GÜNDE 400 SEFERLE YÜZBİNLERCE YOLCU TAŞIYOR

14.5 km uzunluğundaki Taksim-4 Levent hattına 6.5 dakikada bir yapılan seferlerin gün içindeki toplamı 400’e yakın. İstasyonların her bölgesinde bulunan kameralarla sistem sürekli gözlemleniyor. Hatta yer alan Gayrettepe istasyonunun altındaki 5 bin metrekarelik koridorda Real Estate Bazaar adı verilecek proje kapsamında “sürekli bir emlak fuarı” gibi gayrimenkule ilişkin tüm ihtiyaçlara tek çatı altında yanıt verilecek. TURYAP, Real Estate Bazaar’da bir üniversiteyle işbirliği sağlayarak emlak pazarlama ve değerleme konusunda yüksek lisans (master) eğitimleri de verecek. Eco Bazaar’da organik ürünler Mısır Çarşısı anlayışıyla baharat, şarküteri, kuruyemiş, manav ve bakliyat reyonları ile açık pazar konseptiyle satışa sunulacak.
İstanbul’da 22 farklı bölgede yer alan metro istasyonlarındaki ticari alanları 4 yıllığına kiraya verilirken, bu alanlarda İş Bankası, Yapı Kredi Bankası, Garanti Bankası, Akbank ve Citibank’ın ATM’leri dışında Fornetti (24 noktada / unlu mamüller), Kahve Dünyası (15 noktada), Smartcube (17 noktada/ gazete-dergi), Pratik Nokta (39 noktada/ ödeme sistemleri), Metro Stop (2 noktada/ gıda), Flormar (6 noktada/ kozmetik), Rebul Eczanesi (1 noktada) ve Oklava (3 noktada/ tatlı) yer almak üzere sözleşme imzaladı.
* Levent Plaza, Eria Tower, Özdilek, Metrocity ve Kanyon AVM’nin geçiş noktasında yer alan Levent metro istasyonunda hayata geçirilecek 3T Eco Bazaar ve 3T Eco Brands, tüm hafta açık olacak.
* Gayrettepe Metro İstasyonu’nda yer alacak 3T Real Estate Bazaar ise konut, ofis, dükkan, arsa, devremülk gibi emlak projelerini biraraya getirecek.

AKUT 15. YILINI BEŞİKTAŞ’TA KUTLADI

Bugüne kadar Türkiye ve yurt dışında 1.209 kişinin hayatını kurtaran AKUT, daha çok hayat kurtarmak için iş dünyasının desteğini bekliyor.Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından Arama ve Kurtarma Derneği AKUT’un15. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen basın toplantısı, 15 Mart 2011 Salı günü, Tekfen Tower’da yapıldı. AKUT Başkanı Ali Nasuh Mahruki ve AKUT Yönetim Kurulu Üyeleri’nin yanı sıra AKUT’a bu özel gününde destek veren Cem Yılmaz’ın da katılımı ile gerçekleşen toplantıda, kuruluşundan bu güne kadar yapılan çalışmaları özetleyen Mahruki, daha çok hayat kurtarmak için iş dünyasının desteğini istedi.
Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından AKUT’un başkanlığını yürüten Nasuh Mahruki, toplantıda yaptığı konuşmada, 7 dağcı olarak çıktıkları yolda, bugün 1200’ü aşan gönüllüye ulaştıklarını ifade etti. Mahruki: ”AKUT gönüllüleri deprem, sel, çığ gibi doğal afetlerin dışında kırsal alanda kaza ve kaybolmalarda, orman yangını, trafik kazası gibi hallerde de canlarını hiçe sayarak yardıma koşuyorlar. Türkiye’nin 26 noktasında, karşılıksız hizmet ilkesiyle çalışan AKUT gönüllüleri sayesinde en zor ve çaresiz anlarında 1200’ün üzerinde insanın hayatına dokunabildik” şeklinde konuştu. Mahruki, bugüne kadar Türkiye’de yaşanmış en büyük felaket olan 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde, AKUT’un 220 yurttaşımızı enkazların altından kurtararak en zor sınavını verdiğini ve aynı yıl yapılan kamuoyu araştırmasında halkımızın en çok güvendiği kurum seçildiğini sözlerine ekledi.

AKUT sadece hayat kurtarmıyor, geleceğimizi de kurtarmak için Türk halkını doğal afetlere karşı bilinçlendiriyor…
AKUT’un, Anadolu’yu karış karış gezerek gerçekleştirdiği bilinçlendirme çalışmaları ile de
Türk halkını olası felaketlere karşı eğittiğini belirten Nasuh Mahruki, “AKUT Anadolu TIR’ı projesi” ile 81 ili dolaşarak insanlara doğal afet eğitimleri verdiğini ayrıca, bugüne kadar “Genç AKUT Gönüllüsü”, ”Sarıkamış Şehitlerini Anma”, “Anadolu’yla El Ele”, “İletişim HayatTIR, Geleceğimizi Birlikte Kurtaralım” projelerini ürettiklerini sözlerine ekledi. Uluslararası platformda, 1999 yılından bu yana “Birleşmiş Milletler’e bağlı Arama Kurtarma Danışma Grubu INSARAG’ın aktif üyesiyiz. Bu yıl ise INSARAG’ın düzenlediği seviye belirleme sınavına girerek, arama-kurtarma yetkinliğimizi uluslararası kabul gören bir sertifka ile tescillemeyi hedefliyoruz. 2000 yılında Uluslararası Barış Ödülü’ne layık görüldük, 2007 yılında ise Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imza attık. Bugüne dek Yunanistan (1999), Tayvan (1999), Hindistan (2001), İran (2003), Pakistan (2005) ve Haiti (2010) depremlerinde çalıştık ve Mozambik sel felaketinde de (2000) tıbbi destek verdik. Geçtiğimiz Şubat ayı itibariyle, yıllardır yakın işbirliği yaptığımız Türk Kızılayı ile protokol imzalayarak, işbirliğimizi resmi bir platforma taşıdık. Artık yurtdışı afetlerinde, Türk Kızılayı ve AKUT olarak Türkiye adına birlikte görev alacağız. Üniversite Topluluklarını ve İlköğretim Öğrenci Kulüplerini kurmaya başladık. Bilgi üreten ve paylaşan kurum olma hedefiyle AKUT Yayınları’nı, nitelikli ve örnek sporcular yetiştirmek hedefiyle de AKUT Spor Kulübü’nü kurduk.” dedi.

Hedefimiz Türkiye’nin 81 ilinde halkımızın zor gününde yanında olmak …
AKUT’un 15. Yıldönümü nedeniyle düzenlenen basın toplantısında, geçmiş yıllarda yapılan çalışmaları özetleyen AKUT Başkanı Nasuh Mahruki, gelecekle ilgili hedeflerini de açıkladı. Karşılıksız yardımseverlik ve gönüllülük ilkeleriyle çalışmalarını sürdürdüklerinin altını çizen Mahruki, ”Sosyal sorumluluğunun bilincinde olan iş dünyasının da desteğini alarak daha çok gönüllü, daha çok malzeme, daha çok ekip ile Türkiye’nin 81 ilinde var olmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.Daha çok can kurtarmak ve daha fazla insanı felaketlere karşı bilinçlendirmek için, daha büyük kaynaklara gereksinim duyduklarını da iş dünyasına yaptığı bir çağrı ile vurguladı.

AKUT dostu olmak…
AKUT’a verilecek her bir ilave desteğin bir canı daha kurtarmaya yetebileceğini söyleyen Mahruki, “Gönüllülerimiz hiçbir karşılık beklemeden kendilerini başka insanları kurtarmaya adıyor. Bu adanmışlık maddiyatla ölçülemez. Ancak maddi destek olmadan da, yeni hedefler, sürdürülebilir gelişim, daha yaygın ve donanımlı bir AKUT mümkün değil. Bu noktada da iş dünyasının değerli temsilcilerinin desteklerini bekliyoruz. Bugüne kadar yardımlarını esirgemeyen iş adamlarımızın, daha çok insanı yaşatabilmek amacıyla AKUT’un yanında görmek istiyoruz.
Mahruki sözlerine şöyle devam etti: ”AKUT bugün, varlığını gelişerek sürdürebilmek amacıyla, kapsamlı bir destek programı oluşturdu. Destek programında, büyük-küçük, kurumsal-bireysel, herkesin dahil olabileceği ölçekte destek ve üyelik kademeleri mevcut. Kurumsal ya da bireysel bazda, derneğe aylık veya tercihe göre yıllık bazda bağış yaparak AKUT Dostu olunabilir.”

TEKNEPARK İHALEDE 9 TEKLİF ALDI

Uygulama öncelikle Tarabya ve İstinye’de başlayacak proje, kısa sürede Kuruçeşme, Bebek (Beşiktaş) ve Paşabahçe’de (Beykoz) de hayata geçirilecek. İstinye Tekne Park Yapım İhalesine 7, Tarabya Tekne Park Yapım İhalesine ise 9 firma teklif verildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İSPARK A.Ş, öncelikli olarak Tarabya ve İstinye’de hayata geçirilecek Tekne Park Projesi Yapım İhalesini bugün gerçekleştirdi.Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, İSPARK kurum binasındaki İstinye Tekne Park Yapım İhalesine 7, Tarabya Tekne Park Yapım İhalesine ise 9 firma teklif verdi.
Kamu İhale Kanununun 19. maddesine istinaden açık ihale usulüyle yapılan ihale, İhale Komisyonu tarafından değerlendiriliyor.
Açıklamaya göre, ihalelere teklif veren firmalar şunlar:
İstinye Yat Park Yeri Yüzer İskele Yapım İşi;

1- İDK İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti ve MTA Mühendislik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. (Ortak Girişim)

2- Bilak Madencilik İnş. İth. İhr. Ltd. Şti. TH. İHR. LTD. ŞTİ.

3- Demirli İnşaat-İslam Demirli & Ekin Yapı–Ecevit Karakılıç (Ortak Girişim)

4- Yüksel İnşaat A.Ş.

5- Fermak İnş. Taah. A.Ş.

6- Marintaş Müh.-Selahattin Küpeli & Ege Park Yapı İnş. Teks. Turz. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. (Ortak Girişim)

7- Arıtaş Müh. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş

Tarabya Yat Park Yeri Yüzer İskele Yapım İşi;

1- İDK İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. ve MTA Mühendislik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. (Ortak Girişim)

2- Bilak Madencilik İnş. İth. İhr. Ltd. Şti.

3- Tankyapı Enerji Taah. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.

4- Ekin Yapı-Ecevit Karakılıç

5- Yüksel İnşaat A.Ş

6- Fermak İnş. Taah. A.Ş

7- Arıtaş Müh. İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş

8- Hakbal Mad. İnş. Nak. Mak. Pet. Ürün Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.

9- Marintaş Müh.-Selahattin Küpeli & Ege Park Yapı İnş. Teks. Turz. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. (Ortak Girişim)

DENİZ VE KIYI KİRLİLİĞİ ÖNLENECEK

İSPARK, koylardaki deniz taşıtlarının düzensiz parklanmasına modern çözüm üretmek amacıyla Boğaz’ın değişik noktalarında “Tekne Parklar” inşa edecek. Kıyıdan belli bir uzaklıkta yapılacak tekne parklarla sahiller İstanbulluların kullanımına açılacak, deniz ve kıyı kirliliğinin de önüne geçilmiş olacak.
Öncelikle Tarabya ve İstinye’de başlayacak proje, kısa sürede Kuruçeşme, Bebek (Beşiktaş) ve Paşabahçe’de (Beykoz) de hayata geçirilecek. Tarabya ve İstinye koylarında 380 yat kapasiteli projenin hayata geçmesinin ardından diğer noktaların da faaliyete geçmesiyle birlikte yaklaşık 5 bin dolayında yat ve teknenin parklandırılması öngörülüyor.
İstanbul’da birçok kıyıda yaşanan kirliliğin ortadan kaldırılmasını da hedefleyen proje, sahillerdeki kirli görüntü ve çevreye zarar veren atıkların oluşturduğu unsurları önleyecek. Çevre dostu teknolojilerin kullanılacağı projeyle İstanbullular rahat bir nefes alacak.

BEBEK UYUYOR

“Gergedanın Son Şiiri” filminin çekimleri için İstanbul’da bulunan ünlü İtalyan yıldız Monica Bellucci, önceki gün rol arkadaşları Yılmaz Erdoğan ve Belçim Bilgin Erdoğan ile Kuruçeşme’deydi. Bebeğini de yanına alan Bellucci, Erdoğan çiftiyle Park Fora’da yemek yedi. Yemeğin ardından aracına binen sanatçı, dadısının kucağında uyuyan kızını göstererek gazetecileri sessiz olmaları için uyardı.

İlgi odağı oldu

Muhteşem Yüzyıl dizisinin Hürrem Sultan’ı Meryem Uzerli, Etiler’de görüntülendi ve mini eteğiyle ilgi odağı oldu.Meryem Uzerli doymak bilmiyor Mini eteği ve puantiyeli çorabıyla Etiler’e gelen Meryem Uzerli, bir mekanda iki meyve tabağı yedi. Türkiye’ye geldiğinden beri aldığı kiloları yüzünden eleştirilen Meryem Uzerli, diyete başladı. Etiler’deki bir mekanda meyve yerken görüntülenen oyuncu, doymak bilmedi. İki meyve tabağı yiyen Meryem Uzerli, 5 kilo vereceğini söyledi. Güzel oyuncu mini eteği ve kırmızı puantiyeli çoraplarıyla herkesin ilgi odağı oldu…

GAYRETTEPE’YE YENİ BİR DEV BİNA

Cevahir Grubu, Grand Cevahir, Sultanahmet ve Maltepe’den sonra portföyüne Gayrettepe’de yeni bir otel yatırımını dahil ediyor. Pirelli’nin eski ofis binasının yerinde otel inşaatına başlayan grup burada toplamda 14 katlı, 100 odalı, 4 yıldızlı bir iş otelini 2012’de hizmete açmaya hazırlanıyor.CEVAHİR Grubu, Gayrettepe’deki Pirelli’nin bulunduğu eski merkez ofis binasını otele dönüştürüyor. Büyükdere Caddesi üzerindeki binayı yıkan ve yıkma işlemleri için uzun süredir mesai harcayan grup, buraya 4 yıldızlı, 100 odalı bir iş oteli inşa etmeye hazırlanıyor. Biz Cevahir Hotels çatısı altında faaliyet gösterecek olan oteli kendilerinin işleteceğini söyleyen Cevahir Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Cevahir, yatırımın maliyeti hakkında ise şu değerlendirmeyi yaptı: ‘Bu projeye özel önem veriyoruz. Kafamızda herhangi bir rakam belirlemedik içimize sinen bir proje olana kadar ne harcanması gerekiyorsa o kadar yatırım yapacağız.

14 katlı olacak

Otelin lokasyonunun çok merkezi olduğuna ve hem iş hem de alışveriş merkezlerine çok yakın olduğuna dikkat çeken Cevahir, bu bu yüzden özellikle iş dünyasına hitap edecek bir mimari ve hizmet anlayışıyla oteli hayata geçireceklerini açıkladı. Otelin inşaatı kadar arazi çok dar olduğu için bir süredir binanın yıkım işleriyle uğraştıklarını ve şimdi bu işlem tamamlandığı için inşaata başlayabildiklerini aktaran Mehmet Cevahir, 2012 yılında da oteli açmayı planladıklarını belirtti.

Otelin yer altında 4 kat olmak üzere toplam 14 kat üzerine kurulacağını anlatan Cevahir, ‘İnşaatı yaparken çevreyi de rahatsız etmeden çalışıyoruz buna rağmen oteli gelecek yıla yetiştireceğiz’ diye konuştu. Biz Cevahir Hotels çatısı altında 5 yıldızlı Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi’yle butik otel konseptindeki Sultanahmet Cevahir’in bulunduğunu hatırlatan Mehmet Cevahir şunları söyledi: ‘Otel yatırımlarını seviyoruz ve performanslarından memnunuz. Bir de Maltepe’de deniz kıyısında bir yatırımımız var. Onu 4 yıldızlı olarak planlamıştık ama onu da 5 yıldızlı otel kategorisine yükseltiyoruz. Oda sayısını 100’den 200’e çıkarıyoruz.

Arçelik’in Romanya’daki şirketine mükemmellik ödülü

ARÇELİK A.Ş.’nin Romanya’daki işletmesi Arctic S.A., Japon devlet kuruluşu Japan Institute of Plant Maintenance (JIPM) tarafından, ‘TPM Mükemmel Fabrika Süreklilik Ödülü’ne layık görüldü. Arctic S.A., bağımsız denetçiler tarafından yapılan iki aşamalı denetimlerden başarıyla geçerek, Romanya’da ‘TPM Mükemmel Fabrika Süreklilik Ödülü’nü alan ilk şirket oldu.

Kyoto’da gerçekleşen ödül töreninde, Arctic İşletmesi adına ödülü Arctic S.A. Üretim Yöneticisi Marian Serban, JIPM yetkililerinden aldı. Arçelik A.Ş. bu ödül ile birlikte, Türkiye ve yurtdışı işletmeleri olmak üzere, JIPM tarafından verilen TPM Ödüllerini 12 kez kazanmış oldu. Koç Holding A.Ş. Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, üretim kalitesi saygın kuruluşlar tarafından tescillenen fabrikalarda farklı ürün kategorilerinde dünyanın enerji ve su verimliliği alanında rekortmen ürünlerini ürettiklerini belirtti. Arctic, Romanya’da yüzde 30 pazar payı ile ülke pazarındaki lider durumda.

HÜRREM’İN HEVESİ YARIDA KALDI

Şovmen Ceyhun Yılmaz önceki gün Etiler’deydi. Kafasına bağladığı puşi ile Hintlileri andıran Ceyhun Yılmaz, bir arkadaşına arızalanan motosikleti için yardım etti. Yılmaz, daha sonra Big Chefs Restaurant’a geçti. Burada ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinde Hürrem karakterini canlandıran Meryem Uzerli’yi gören şovmen, yanındaki arkadaşlarına “Hürrem burada ve onunla birazdan tanışacağım” dedi. Kendisini görüntüleyen gazetecileri fark eden Ceyhun Yılmaz, “Vallahi biraz önce Hürrem’in yanına gidip onunla tanışacaktım. Ama sizi görünce bundan vazgeçtim” dedi.