SAYI 236

İl başkanından ziyaret
CHP İstanbul İl Başkanı Nebil İlseven, Beşiktaş’a ziyarette bulundu. CHP İstanbul İl Başkanı Nebil İlseven, milletvekili adaylığı için görevinden istifa eden eski İl Başkanı Berhan Şimşek’ten görevi devralmadan önce üyesi olduğu CHP Beşiktaş İlçe Başkanlığı’nı ziyaret etti. İlseven ziyaretinde partililer ve esnafla da buluşmuş oldu. İlseven’i CHP Beşiktaş İlçe Başkanı Uğur Gedik, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, ilçe yönetim kurulu üyeleri, il genel ve belediye meclis üyeleri, ilçe kadın ve gençlik kolları üyeleri ile çok sayıda partili karşıladı.
Dolmabahçe’de zirve…
Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Dolmabahçe’de zirve yaptı. Bakan Selma Aliye Kavaf kadına yönelik şiddet olaylarının medyada işlenmesi, dizi filmler ve kadın programlarıyla ilgili konuları görüşmek üzere televizyonların genel yayın müdürleriyle Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi’nde bir araya geldi. Televizyon Yayıncıları Derneği’nin organize ettiği toplantıya RTÜK Başkanı Davut Dursun da katıldı. Kavaf, yayıncıların görüşlerini alarak beklentilerini anlattı.
Bebek’te şifreli tuvalet
Kahvesevenler Bebek’te şifreli tuvalet uygulaması görünce şaşırdı. Türkiye’de faaliyet gösteren ABD’li kahve mağazası zinciri Starbucks, Türkiye’deki kafelerinde şifreli tuvalet uygulamasını yaygınlaştırıyor. İlk olarak İstanbul Kadıköy mağazasında şifreli tuvalet uygulamasını başlatan Starbuck’ın Türkiye ofisi uygulama alanını genişleterek Taksim’de bulunan üç kafe ve Bebek’teki noktasına da şifre koydu. Tuvaleti kullanmak isteyen müşteriler bir alışveriş yaparak fiş üzerinde yazan şifreyi öğreniyor ve tuvaleti kullanabiliyor. Her müşteri için ayrı şifre verilmiyor. Şubelere özel olarak belirlenen şifre 3-4 ayda bir değiştiriliyor.
Kızını evlendirdi veda etti
Maslak Acıbadem Hastanesi’ndeki nikah haberinden sonra gelen haber tarafları üzdü. Geçtiğimiz haftalar içinde kıyılan nikahtan sonra gelinin babası hayata veda etti. Hastanedeki nikahı Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal kıymıştı. Gazeteci Nagehan Alçı’nın babası madenci Rüştü Alçı, nikahı hasta yatağında izlemişti. Babasının salona getirilmesiyle birlikte duygulanan ve ağlamamak için kendini zor tutan Nagehan Alçı’yı yine gazeteci olan eşi Rasim Ozan Kütahyalı sakinleştirmişti. Baba Rüştü Alçı’nın hazırladığı konuşma metninde “Bu evliliğin doğruluğuna olan inancımla gözüm arkada kalmadan kızımı Rasim oğluma emanet ediyorum” demişti.
Fikret Orman’dan dev kule
Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün eski yöneticisi ve başkan adayı Fikret Orman, ortakları Metin Esin ve Mehmet Emin Armutçuoğlu ile birlikte İstanbul Zincirlikuyu’da yeni bir rezidans ve ofis kulesi inşa edecek. İstanbloom adlı proje hakkında 46 katlı binanın inşaatına 80 milyon dolar yatırılacağı belirttildi. Esin Yapı bünyesinde geliştirilen proje için uzun süre çalıştıklarını ifade edildi. Konu hakkında; “Sadece isim için bile 4 ay uğraştık. İstanbloom’u 200 alternatif arasından seçtik” denildi. 150 metre yüksekliğe ulaşan binada 165 konut ve ofis katları bulunuyor. 14 bin 760 metrekare büyüklüğündeki arazide inşa edilecek olan projenin 5 bin 600 metrekaresi de yeşil alanlara ayrılıyor. İstanbloom’da 1+1’lerden 4+1’lere kadar değişik seçenekler yer alıyor. Konutların büyüklükleri 108 ila 306 metrekare arasında değişiyor ve her biri yüksek tavanlı biçimde inşa ediliyor.
Levent’e de yeni rezidans
Beşiktaş’ın göbeğinde, Levent’e yeni bir yapılanma dikkat çekiyor. İmaj İnşaat’ın projesi olan Levent Life Residence’ta satışlar devam ediyor. Projede konut fiyatları 195 bin dolardan başlıyor. Rezidans, Kanyon Alışveriş Merkezi’nin arkasında bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne ve Boğaziçi Köprüsü’ne yakın olması projenin dikkat çeken özellikleri arasında sıralanıyor. Levent Life Residence, Levent Life 1 ve Levent Life 2 olmak üzere iki etapta hayata geçiriliyor. İlk etap Mayıs 2011’de ikinci etap ise Mayıs 2011’de tamamlanmış olacak.
Çırağan’da
park kavgası…
Beşiktaş’ın Çırağan semtindeki tek yeşillik alan olan Fıstıklı Meydanı, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce kat karşılığı ihaleye çıkarılıyor. Semt halkı üzerinde tarihi çeşme ve asırlık ağaçlar bulunan alan için mücadele başlatıyor. Bundan birkaç yıl önce yeşil alan ilan edilen ancak Büyükşehir Belediyesi tarafından konut alanı kabul edilen Fıstıklı Meydanı, ihaleye çıkıyor. 1999 depreminde vatandaşların sığınak olarak kullandığı bölgede tescillenmiş tarihi çeşme ve asırlık ağaçlar da bulunuyor. Alınan karara karşı mücadele başlatan semt sakinleri, tepki gösteriyor.
Kimlikleri yenileyin…
Beşiktaş Nüfus Müdürlüğü’nden TC kimlik numaralarıyla ilgili açıklama geldi. Beşiktaş Nufüs Müdürü Handan Tüfekçi, 2011’e girdiğimiz bugünlerde halen kimlik numarası olmadan nüfus cüzdanına sahip olan vatandaşların kısa süre içinde cüzdanlarını yenilemek üzere bağlı bulundukları nüfus müdürlüklerine gitmesi gerektiğinin altını çiziyor. Seçim zamanının da yaklaşmasıyla birlikte oy kullanmak isteyen vatandaşların, kimlik numarası yoksa nüfus cüzdanı veya ikinci bir kimliği; sürücü belgesi, pasaport, evlenme cüzdanı, resmi kurum kimliği ile birlikte ikinci kimliği veya nüfus cüzdanı yoksa bağlı bulunulan mahalle muhtarlığından alınacak nüfus cüzdanı talep belgesi ve son altı ay içerisinde çekilmiş 2 adet fotoğraf ile nüfus cüzdanlarını, nüfus müdürlüğüne başvurarak yenileyebilecekler.
Üst geçit yok oldu!..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Deniz Müzesi önündeki üst geçidi vatandaşlar tarafından kullanılmadığı gerekçesiyle yıktı. Yaklaşık 40 yıldır yayaların kullandığı üst geçit İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bir gecede ortadan kaldırıldı. Uygulamaya sebep olarak ise üst geçidin sadece yüzde 20 oranında kullanıldığı gösterildi. Üst geçidin yerine yeni bir sinyalizasyon sistemi kurulacak.
SSK arazisi satıldı
Beşiktaş Vişnezade’deki SSK arazisinin satılması konusu, gündemin üst sıralarda yer alan başlıklarından biri oldu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural TBMM’de bir toplantı düzenledi. Beşiktaş ilçesine bağlı Vişnezade Mahallesi’nde bulunan SSK arazisinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce nazım imar planı yapılarak özel bir şirkete satıldığını belirten Oktay Vural, “Vişnezade’de SSK kendisine ait bir arazinin otopark ve ticaret merkezi olarak değerlendirilmesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başvurdu. Ancak başvuru kabul edilmemişti” dedi.
Mezarlık protestosu
Kültür Mahallesi’nde bulunan yeşil alana mezarlık yapılmasına karşı çıkan vatandaşlar eylem yaptı. Adnan Saygun Caddesi Körkadı Sokak’ta bulunan yeşil alana mezarlık yapılmasına karşı çıkan bölge sakinleri yeşil alan önünde toplandı. Eylem yapan vatandaşlar, “Buraya mezarlık istemiyoruz” şeklinde sloganlar attı. Basın açıklaması yapanlar “Bu bölge tamamen yerleşim yeri. Yaşayan insanlar var. Özellikle çocuklar var. Çocuklar, mezarlık olduğu için ne oynayabilirler, ne de korktukları için camlarından bakabilirler. Çok yanlış ve bir an önce bu yanlıştan dönülmeli” dedi.
Duygulandıran tören
Canaydın’a vefa gösterdiler… Galatasaray’ın merhum Başkanı Özhan Canaydın’ın heykeli Levent’te törenle açıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı törende Canaydın’ın eşi Asuman Canaydın gözyaşlarını tutamadı. Galatasaray Kulübü’nün merhum Başkanı Özhan Canaydın’ın heykeli Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği törenle seçkin konukların ve vatandaşların da katılımıyla Levent’te açıldı. Galatasaray’ın merhum Başkanı Özhan Canaydın’ın heykeli kendi adına yapılan parkta bulunuyor. Açılış törenine Canaydın ailesi, CHP Lideri Kılıçdaroğlu, eski bakanlardan Mehmet Ağar, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, GS Başkanı Adnan Polat, Fatih Terim ve GS’li yöneticiler ve taraftarlar katıldı.
Canaydın’ın doğum gününde yapılan törende önce sinevizyondan merhum başkanın görüntüleri yansıtıldı. Duygusal anların yaşandığı törende Canaydın’ın arkadaşları merhum başkan ile ilgili hatıralarını anlattı. Konuşmalarda Canaydın’ın sadece Galatasaray için değil Türk sporu için unutulmayacak bir isim olduğu vurgulandı.
Tören boyunca gözyaşlarını tutamayan Asuman Canaydın, katılımcılara ‘Hoş geldiniz’ dedi. Asuman Canaydın, “Sevgilerimi saygılarımı sunuyorum. Çok duyguluyum. Çok güzel bir gün olmakla beraber çok gururluyum. Eşimin böyle anılması, böyle sevenlerini görmek onur verici. Eşim spora adamıştı kendini. Bir spor adamıydı. Çok kendinden emindi, iyi şeyler yaptığına inanırdı. İyi aile babasıydı. İyi bir iş adamıydı. Namuslu dürüsttü. Onun her zaman yokluğunu hissediyoruz. Sizlerin aramızda olmanızdan çok büyük mutluluk duyuyoruz. Sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” dedi.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Canaydın’ı unutmamak için önce adına park yaptıklarını sonra da bu parka heykelini diktiklerini söyledi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu da Canaydın’ın başarısından bahsetti. Törene katılmaktan mutlu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Elbetteki bu bir siyasal toplantı değil. Burada bir gönül adamını, bir spor adamını, bir centilmeni, yaşamını spora vermiş başarılı bir iş adamı olan bir kişiyi anmak için geldik. Onu ölümsüzlüğe götüren süreçte bizim çabamızın hiçbir önemi yok. Asıl çabayı gösteren mücadeleyi veren rahmetli Canaydın’dır. O gönül dolusu bir insandı. Mücadele adamıydı. O, mücadeleyi verdi. Bizim yaptığımız sadece bir gönül borcu, onun heykelini açarak onun ölümsüzlüğüne küçük de olsa bir katkı yapacağız. O iz bırakan bir kişiydi. İz bıraktığı için biz buradayız. Bundan sonra onun izinden yürüyecek olan Galatasaray’ın saygın yöneticileri olacak. Onlar peş peşe gelecekler. Bu büyük kulübü bir dünya markası yaptılar, dünya markası yapmayı da sürdürecekler.” dedi.
Sporun bir centilmenlik olayı olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Hepimiz sporla bir şekilde tanışırız. Çocukluğumuzda başlar sporla tanışmamız. Sporcuları beğeniriz takımları tutarız. Gönül birlikteliğimiz olur. Kavgalarımız olur. Çünkü spor hayatın vazgeçilmez bir alanıdır. Gün gelir hüzünleniriz, takımız yenilir eyvah deriz ve dertleniriz. Ama o dertlenmemiz uzun sürmez. Bir hafta sonra yeni bir maç vardır. Yeni bir umut vardır. Biz yeni umutla takımımızın başarılı olmasını bekleriz. Spor bu kadar güzel bir olay. Takımımız kazanır sokaklarda koşar slogan atarız. Heyecanımızı sokaklara taşır herkesin paylaşmasını isteriz. Spor bu kadar güzel bir şey. O nedenle de siyaset üstüdür” diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Canaydın ailesine saygılarını sunarak konuşmasını tamamladı.
Konuşmaların ardından Kılıçdaroğlu ve Asuman Canaydın, heykelin açılışını birlikte yaptı. Heykelin açılmasının ardından bazı taraftarlar slogan attı ve heykele sarı kırmızılı kaşkollar astı. Taraftarlar heykel önünde hatıra fotoğrafları çektirdi.
Edebiyat günleri
Edebiyat günleri Beşiktaş’ta başladı… Beşiktaş Belediyesi Kavis Kitap işbirliğiyle yepyeni bir edebiyat etkinliğine imza atıyor. İlk etkinlik Ocak ayının üçüncü haftasında sanatseverleri ağırladı. Bundan sonra etkinlik her hafta Cuma akşamı saat: 19:00’da Levent Kültür Merkezi’nde yapılacak.
Edebiyat Buluşmaları başlığı altında gerçekleştirilecek etkinliklerde sanat edebiyat konularında ülkemizin önde gelen aydınları, yazarları söz alacak. Edebiyat ve sinema, edebiyat ve tarih, gençlik, siyaset, medya gibi konular tartışılacak. 21 Ocak Cuma günü akşamı, Levent Kültür Merkezi’nde Çalıkuşu’nun 88. Yılı, Yaprak Dökümü’nün 80. Yılı konulu edebiyat toplantısı yapıldı. Reşat Nuri Güntekin’in konuşulduğu gecede Çalıkuşu, Yeşil Gece ve Anadolu Notları gibi önemli eserlere imza atmış romancı, öykücü ve oyun yazarı olarak biliniyor ve seviliyor. Programda açılış konuşması Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal yaptı. Konuşmacılar arasında Adnan Binyazar, Şennur Sezer, Prof. Dr. Üstün Gökmen yer aldı. Bir diğer etkinlik de 28 Ocak Cuma gerçekleşti. ‘Polisiye Edebiyatımız ne halde?’ Erol Üyepazarcı, Sevin Okyay, Celil Oker konuşmacılar arasında yer aldı. Bir sonraki etkinlik ise 4 Şubat’ta gerçekleşecek. ‘Sinema Edebiyata bakıyor’ konulu toplantıda Atilla Dorsay, Hülya Koçyiğit, Osman Şahin konuşmacı olarak katılacak.

USTALARA SAYGI ETKİNLİKLERİ
Selmi Andak konserle anıldı
Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen “Ustalara Saygı” etkinliklerinde geçtiğimiz yaz aramızdan ayrılan popüler müziğimizin önemli isimlerinden, önemli bestecilerden Selmi Andak anıldı. İmza attığı 800’ü aşan beste ile birçok kuşağın anılarında iz bırakan Selmi Andak için ölümünden sonra düzenlenen ilk etkinlik olma özelliğini taşıyan “Ustalara Saygı” toplantısı, Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde gerçekleşti.
Aralarında “O Şarkıyı Henüz Yazmadım”, “Ve Ben Yalnız”, “Hayat Pencerenin Dışında”, “Bal Gibi Olur”, “Bir Sevgi Yeter”, “Acılar Sürekli Olamaz”, “Kandil”, “Ben Her Bahar Âşık Olurum”, “Güneş Bir Kere Doğdu” ve “Hayalimdeki Adam” gibi müziğimizin kilometre taşları arasında yerini almış şarkılara imza atan, ayrıca gönül verdiği Galatasaray camiasının marşlarını da besteleyen usta için düzenlenen gece, Andak’ın birlikte çalıştığı sanatçılar, dostları ve meslektaşlarının katılımıyla bir müzik şölenine dönüştü. Müzikseverler “Ustalara Saygı” toplantısında; Atilla Atasoy, Coşkun Demir, Ersan Erdura, Esin Afşar, Ferdi Özbeğen ve Nil Burak’tan Selmi Andak şarkıları dinleme olanağı buldu.
“Ustalara Saygı” toplantısında, ustanın kızı, eğitmen, koreograf Gülen Andak’ın “Anadolu Suiti” eşliğinde sunduğu bale gösterisi de geceye renk kattı.
Nazım Hikmet’i
unutmadık unutmayacağız
Nazım Hikmet Gecesi özel toplantısı, Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde doğum gününe özel olarak gerçekleştirilen etkinlikle anıldı. Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen “Ustalara Saygı” programı, altıncı kez gerçekleştirilen geleneksel Nâzım Hikmet gecesiyle devam etti. Dizeleri dünyaca tanınan şiir neferi için yapılan özel gece, şairi 15 Ocak’ta kutlanan doğum günü dolayısıyla bir kez daha andı. Özel bir rejiyle hazırlanan ve adını Nâzım Hikmet’in sevilen dizesinden alan “Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni” etkinliği, 10 Ocak Pazartesi akşamı ve 15 Ocak akşamı Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde takip edildi. Faruk Şüyün’ün hazırladığı “Ustalara Saygı” geceleri çerçevesinde gerçekleştirilen “Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni” etkinliğinde, sanatseverler Nâzım Hikmet’in hem en sevilen dizelerini, hem de daha son dönemine ait daha az bilinen şiirlerini özel olarak hazırlanan bir dekorda, mizansenler eşliğinde dinleme olanağı buldu. “Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni” etkinliğinde Metin Belgin ve Hümay Belgin izleyicilere şiirsel bir gösteri sundu. Bir tren yolculuğu mizanseniyle başlayan gösteride; Nâzım Hikmet ve onun şiirinde çok önemli bir yer tutan kadınları, Saki Çimen’in piyanosu eşliğinde duygularını dizelere döküp seyircilerle paylaştılar. “Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni” etkinliğinde, Nâzım Hikmet’in dünyanın farklı ülkelerinden sanatçılar tarafından bestelenen şiirlerinden örnekler de, şairin yaşadığı dönemi özetleyen görüntüler eşliğinde sanatseverlere sunuldu.
Yıldız Mahallesi
Beşiktaş’ın mahallerini gezerek sürdürdüğümüz “Beşiktaş Buluşmaları” Yıldız Mahallesi Muhtarı Şevki Yıldırım’ın Yıldız Mahallesi ile ilgili özel açıklamalarıyla devam ediyor.
Yıldız Mahallesi sakinleri mahallelerine yapılması planlanan Rezidans’ın akibetinin ne olacağını düşünürken bir yandan da tinercilerin ve hırsızların mahalleden arındırılması gerektiğini söylüyorlar. Bir zamanlar paşa mahallesi olarak bilinen Yıldız, 1930’lu yıllarda Kılıç Ali Paşa Mahallesi olarak anılıyordu. Tarihi sarayları ve çeşmeleriyle ünlü olan mahalle, günümüzde 7500 kişilik nüfusu barındırıyor ve ülkenin önemli üniversitelerine ev sahipliği yapıyor. Beşiktaş’ın bu ünlü mahallesi her ne kadar sıkıntılardan uzak olarak anılsa da, Yıldız’da kendi içinde problemleri olan ancak çevresindeki manzara güzelliği ile göz kamaştıran mahallerden biri olmayı sürdürüyor. Mahalleyi her zaman olduğu gibi yine muhtarına ve vatandaşlarına sorduk.
NÜFUSUMUZ
AZALIYOR
Mahallesinde konut sayısının az olduğunu çoğunlukla işyerleri ile çevrili olduğunu dile getiren Yıldız Mahallesi Muhtarı Şevki Yıldırım, “20 seneden bu yana mahalleme muhtarlık yapmaktayım ve gözlemlediğim önemli konulardan bir tanesi mahallemizin nüfusunda azalma oluşudur. 15 senede 9000 nüfustan 1500 kişi ayrıldı mahallemde 30-40 sene sonra 2000 nüfusa düşersek kimse şaşırmasın. Nüfusumuz kenar semtlere kayıyor bunun sebebide burada işyerleri kiralarının yüksek olması. Kirasını ödeyemeyenler kenar semtlere kaçıyorlar. Bence bizim mahallemiz daha cazip hale getirilmeli ve insanlarımız burada kalmalı” diyor.
TİNERCİLERE
MESKEN OLDU
Yıldız’ın önemli sorunlarından bir tanesininde terkedilmiş vakıf evleri olduğunu ifade eden Muhtar Şevki Yıldırım, “Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait bazı evler atıl durumda ve bu evler tinercilerin mekanı haline geldi. Kimi zaman bu konuda bizede şikayetler geliyor, biz de emniyet yetkililerine durumu bildiriyoruz. Ama bu konuda emniyetinde yapabileceği fazla bir şey yok. Bu mekânlardan Büyükşehir sorumlu. Buradan Büyükşehir Belediyesi yetkililerine sesleniyorum ve bu mekânlara sahip çıkılması gerektiğinin altını çizmek istiyorum” dedi.

YEŞİL ALAN
OLARAK KALMALI
Mahallesinde bulunan bir alanın yeşil alan olarak kalması gerektiğini ancak o alana lüks bir rezidans yapılması planlandığını belirten Yıldırım, sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Yeşil fıstık ve Asmasalkım sokaklarının kesiştiği noktada bulunan asırlık ıhlamur ve çitlembik ağaçları ile akasyalar kesilerek, yerine rezidans yapılması kararı alındı. Burada bulunan yeşil alan deprem bölgesi içindi, bu yeşil alanı Büyükşehir Belediyesi ihaleye çıkardı ve burayı henüz ismi açıklanmayan bir kişi aldı ve bu kişinin ismi verilmiyor. Bana gelen belgeye bu alanla ilgili Beşiktaş Belediyesi’nin proje ve ruhsat talebi yok. Orası bence öyle de kalmalı. Abdülhamit döneminden bu yana kalan bir arsanın şimdi gündeme getirilmesi düşündürücü.”
KİMİ EVET DİYOR
KİMİSİ DE HAYIR
Yıldız Mahallesi sakinleri ise mahallelerinde bulunan ve üzerine rezidans yapılması planlanan alanla ilgili farklı görüşler belirtiyorlar alanın aynı şekilde kalması gerektiğini savunan mahalle sakinleri konuyu, “Apartmanlarının arasında kalabilen nadir yeşil alanlardan biri olan, yaklaşık bir asırdır toplum sağlığı için korunan, bir yudum nefes alabildikleri, asırlık ağaçları ve tarihi çeşmesiyle huzur kaynağımız olan bu yerin yeşil alan olarak korunmasını istiyoruz” diyerek anlatırken karşıt görüş sahipleri ise, “Bu alana Rezidans yerine bir okul yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Zaten bu alan senelerdir atıldı bundan sonra bari bir işe yarasın. Ya da hastane yapılma imkânı varsa mahallemize bir hastane yapılsın” derken, bazı mahalle sakinleri olayın rantla ilişkili olduğunu dile getiriyorlar.
“Ruhsal gelişiminiz için keman çalın…”
Müziğe tutkunsanız “Keman Kursu” Beşiktaş Belediyesi’nde ücretsiz olarak veriliyor. Artık detayları öğrenmek hiç zor değil. Beşiktaş Belediyesi’nin ücretsiz olarak düzenlediği kurslar tüm hızıyla yeni yılda da devam ediyor. Keman kursunda kemanı çalarken nelere dikkat edilmesi gerektiğinden kemanın tutuş şekillerinden başlayarak keman çalma teknikleriyle ilgili uzmanından bilgi almanız ve istediğiniz konuda keman ile ilgili bilgilere erişmeniz mümkün.
Beşiktaş Belediyesi’nin, Halk Eğitim Merkezi ile ortaklaşa tüm Beşiktaş Kentlilerine ücretsiz olarak el emeği değerlendirme ve meslek edindirme kursları yeni sezonda da Şubat ayında da tüm hızıyla devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi ücretsiz kurslar, Şubat ayında yenilenmiş haliyle yeniden Beşiktaş kentlilerini kucaklıyor. Yabancı dilden yağlıboya resime, bilgisayardan takı tasarımına kadar pek çok farklı alanda kendinizi yetiştirmek, geliştirmek, bu kursun sonunda kendinize yeni bir mesleki beceri edinmek mümkün. Kurs programını başarı ile tamamlayan katılımcılara, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı eğitim sertifikaları veriliyor. 2010 – 2011 döneminde tam 43 branşta verilecek olan kurslar içerisinde Keman Kursu da yer alıyor. Uzmanlar, keman çalma ile ilgili teknik bilgiler arasında şu detayları aktarıyor:
“Keman 4 telli yaylı bir çalgıdır. Yaylı çalgılar ailesinin (Keman, viyola, viyolonsel, kontrabas) en tiz sesli üyesidir. En sevilen çalgıların başındadır. Tını güzelliği ve anlatım olanakları onun ideal bir solo çalgısı ve orkestra çalgısı sayılmasını sağlamıştır. Keman yaklaşık olarak 70 ayrı ağaç parçasının akustik değerlere göre biraraya getirilmesinden oluşmuş bir çalgıdır. Keman yayı, bir çubuğun iki ucuna takılı at kıllarının bir mekanizma aracılığıyla gerilip, reçine denen özel bir maddenin sürülmesinden sonra gerili tellere sürtülerek ses elde etmeye yarayan araçtır.
Legato Tekniği: Yaylı çalgılarda yayla yapılan legato tekniği çalgılardan ses üretmenin var olan en mükemmel ve en doyurucu yöntemidir. Legato herhengi bir şekilde dizilmiş notaların aynı yay çekişinde veya itişinde çalınacağını belirten temel bir yay tekniğidir.
Stacctto: Nota kümelerinin yayı çekerken yada iterken birbiri ardından kesik kesik çalınması tekniğidir. her notadan sonra durularak hızla aynı yönde devinime geçirilir. Bu devinimler serisi sağ elin parmaklarının ve bileğin yardımyla gerçekleştirilir.
Ponticello: Eşikte çalma,eşiğe yakın çalma anlamına gelen bir yaylama tekniğidir.
Vibrato: Keman çalmada tele basan parmağın ilri geri çok küçük ve eşit aralıklarla seri bir biçimde hareket ettirilmesi tekniğidir. iyi bir vibrato sese canlılık, sıcaklık katar.
Portamento: Kemanda portamento, herhangi bir notaya basılı parmağınızla kaydırarak başka bir sese ulaşma tekniğidir. Sadece iki notayı bağlama gerekliliği doğduğunda kullanılır.
Tremolo: Kemanda titrek çalma anlamındadır. bu teknik bir yada iki notanın tikrek yani yayın ileri geri hızla hareket ettirilerek çalınmasıyla elde edilir. Bunlar keman ve yay tekniklerinin sadece birkaç tanesi olarak sıralanabilir.”
HAZIR MIYIZ?
Afet halinde toplanılacak yerler
Beşiktaş Belediyesi Afet Yönetim Merkezi, olası bir afet sonrası için yerleşim planı hazırlayarak, Beşiktaş’taki her mahalle için afet toplanma alanı belirledi. Toplam 23 mahalle için ayrı ayrı toplanma alanlarının oluşturulduğu duyuruldu. Bu mahallelerden bir tanesi de Vişnezade Mahallesi’ydi. Vişnezade Mahallesi, adını vişne yetiştiren Serasker Mehmet Vişnezade’den alıyor. Semt, tarihi çeşmeleri ve turistik otelleri de bünyesinde barındırıyor. 9600 civarında nüfusa sahip olan Vişnezade, Beşiktaş’ın modern yerleşimleri arasında yer alıyor. Vişnezade Mahallesi 61 sokak, 740 binaya, 5364 haneye sahip.
1975 m2’lik alanıyla 50. Yıl Süheyla Artan İlköğretim Okulu alanında şu sokaklar yer alıyor:
“Vİşnezade Cami Sokak, Vİşneli Tekke Sokak, Baba Efendi Sokak.”
7832 m2’lik alanıyla İnönü Parkı’nda; Alaeddin Yavaşça Sokak, Servirevan Sokak, Bayıldım Caddesi sakinleri, Acısu sokak, Açelya Sokak, Maçka Talim Yeri Sokak, Çavdarcı Sokak ve Abacı Latif Sokak sakinleri olası bir afet durumunda toplanabilecekler.
20 bin m2’lik alanıyla İnönü Stadyumu’nda Kadırgalar Caddesi sakinleri, Gümüşsuyu Caddesi, Dolmabahçe Gazhane Caddesi, Dolmabahçe Caddesi ve Hayrettin İskelesi Sokak sakinleri olası bir afet durumunda toplanabilecek.
20280 m2’lik alanıyla İTÜ Maçka Yerleşkesi’nde şu cadde ve sokaklar yer alıyor:
“Solgun Söğüt Sokak, Maçka Caddesi, Şenlik Dede Cami Sokak, Hüsrev Gerede Aralığı, Kassambaşı Sokak, Armağan Sokak, Maçka Meydanı Sokak, Çeşme Meydanı Sokak, Hüsrev Gerede Caddesi, Şehit Mehmet Sokak, Silahhane Sokak, Levhacı Sokak, Aktarlar Sokak, Çatlak Çeşme Sokak, Sporcu Adil Sokak, Kakmalı Kapı Sokak, Çatal Mektep Sokak, Solgun Söğüt Çıkmazı, Şehit Mehmet Çıkmazı.”
Hacı Halit Bey Sokak 5018 m2’lik alanıyla Şairler Sofası Parkı’nda şu cadde ve sokak sakinleri olası bir afet durumunda toplanabilecekler:
“Hacı Halit Bey Sokak, Kireçhane Sokak, Enis Akaygen Kuyu Çıkmazı, Kireçhane Aralığı Sokak, Süleyman Seba Caddesi, Çekirdek Sokak, Refik Osman Top Sokak, Hacı Halit Arsa Sokak, Afacan Sokak.”
2286 m2’lik alanıyla Şenlik Dede Parkı’nda şu cadde ve sokaklar toplanacaklar:
“Şenlik Dede Dere Sokak, Set Başı Sokak, Bakkal Bilal Sokak, Şair Nedim Caddesi, Dibekçi Caddesi, Enis Akaygen Çıkmazı, Enis Akaygen Sokak.”
Yıldız Mahallesi
Yıldız Mahallesi sakinlerinin görüşleri ise şöyle:
GÜVENLİK VE
EĞİTİM EKSİK
“Yeşilfıstık ve Asmasalkım sokaklarının kesiştiği noktalarda bulunan alanın eğitime ayrılması gerektiği kanısındayım. Bunun yanısıra mahallemizin güvenliğininde artırılması gerekiyor…” Kadir Öztürk.
HIRSIZLIK ARTTI
“Hırsızlık vakalarında artış var. Bu artış özellikle son iki aydan bu yana artmış vaziyette. Hem mahallemizin güvenliğinin arttırılması hem de bu tür vakaların bir daha yaşanmamasını diliyorum.” Hüseyin Kılıç.
ESKİ HAVASI
HALA VAR
“Genelde öğrencimiz çok, ama Beşiktaş’ta mahalle olarak kalabilmiş ve hâlâ o eski insan sıcaklıklarının yaşandığı bir yer Yıldız… Mahallemizin ve Beşiktaş’ın en büyük eksiği bir hastanedir.” Ahmet Akyol.
TRAFİK VE PARK
“Mahallemizde en büyük problemlerden bir tanesi trafik ve park sorunu… Bu iki problemin çözülmesi mahallemizdeki yaşantıyı daha rahat bir hale getirir diye düşünüyorum. Çevreye de sahip çıkılmalı.” Fehmi Mutlu.
HASTANE EN
BÜYÜK EKSİK
Beşiktaş’ta en yakın hastanemiz Sait Çiftçi ve burada da doğum bölümü yok. Bakınız Bağcılar’da Bayrampaşa’da var bizde yok. İmkânlar zorlanıp mahallemize bir hastane yapılması gerekir.” İsmini vermiyor.
ŞİMDİLERDE
BURALARI TENHA
“Eskiden mahallemizde insanlar birbirlerini daha iyi tanırlardı ve komşuluk ilişkileri daha iyiydi. Şimdi ise insanlar birbirlerini tanımıyorlar. Hem kente hem birbirimize karşı yabancılaşıyoruz.” Osman Bey.
YILDIZ’DA
YAŞAMAK GÜZEL
“Mahallemiz çok güzel bir mahalle dolayısıylada buraya olan ilgide ona keza fazla oluyor. Bu kadar çok ilgi çeken bir mahallede yaşamak elbette çok güzel. Bence yaşadığımız yer çok güzel bir yer.” Ahmet Adil.
HİZMETLER YERİNDE
“Yerel yönetim mahallemizde iyi çalışıyor ve çöp ve yol sıkıntımız yok. Bazı ilçelerde bu sıkıntıların olduğunu düşünürsek şanslı olduğumuzu söylememiz gerekir diye düşünmekteyim.” Hüseyin Bey.
TRAFİK SORUN
“Trafik çok büyük sıkıntılarada neden oluyor ve zaman zaman mahalle sakinlerimiz bu yüzden kavga ediyor. Otoparkımız var ama kentler planlanırken gelecekte düşünülmeli düşüncesindeyim.” Ali Atabey.
YILDIZIMIZ
SÖNMESİN
“İsmi ‘Yıldız’ ama sönük bir yıldızız maalesef. Artık Beşiktaş’ın en önemli mahallesinin yıldızının parlaması gerekir. Bunun içinde yerel yönetimin daha fazla yanımızda olmalı. Yıldız sönmesin.” İsim vermiyor.
FULYA SANAT MERKEZİ
Shakespeare: OTHELLO
Aşk ve kıskançlık bir kaderi değiştirebilir mi? Bu sorunun yanıtı Fulya Sanat Merkezi’nde… Fulya Sanat Merkezi’nde gösterimler tüm hızıyla devam ediyor. Şubatı ayının ilk oyunu, William Shakespeare’in Othello’su… Konusu William Shakespeare’a, müziği ise çağın dehalarından Giuseppe Verdi’ye ait olan Othello, Uğur Seyrek’in koreografisi ve Işık Noyan’ın librettosu ile İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçıları tarafından Fulya Sanat Merkezi’nde yorumlanıyor. Modern Dansla iki perdede sahnelenecek olan Othello’nun konusu şöyle aktarılıyor: “Othello başarılı bir komutandır. Karısı Desdemona ile büyük bir aşk yaşamaktadırlar. Ancak eski yaveri Iago kendisine büyük bir düşmanlık beslemektedir. Çünkü kendisini azledip yerine Cassio’yu seçmiştir. Roderigo ise Desdemona’ya umutsuz bir aşk duymaktadır. Hain Iago, yanına Roderigo’yu da alarak Cassio’yu gözden düşürecek korkunç bir plan kurar. Bunda da başarıya ulaşır. Öfkelenen Othello Cassio’nun rütbesini söker ve Iago’yu yeniden yaveri yapar. İstediğini elde eden Iago planının ikinci aşamasına geçer. Bu kez hedefi Othello’yu mahvetmektir. Onu karısının kendisini Cassio ile aldattığına inandırmak ister. Düzmece bir mendil oyunuyla bunu başarır. Öfke ve kıskançlıktan kavrulan Othello karısını öldürür. Desdemona’nın nedimesi olan karısı Emilia’nın acı itirafı ile kurduğu korkunç plan ortaya çıkan Iago, Emilia’yı bıçaklayıp kaçar. Karısının masum olduğunu anlayan Othello büyük bir pişmanlık ve üzüntüyle hançerini göğsüne saplar. Desdemona’nın cansız bedenine doğru sürünür ve sevgili karısının elini tutarak son nefesini verir.”
Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyle: “Koreografi ve sahneye koyan; Uğur Seyrek. Eser: W. Shakespeare. Müzik: Giuseppe Verdi , Michael Galasso.
Metin: Işık Noyan. Dekor: Adnan Öngün. Kostüm: Sevtaç Demirer Ulaş. Işık: H. Oktay Kanca.”
TEATRAL OPERA DOLUP TAŞTI!..
Carmina Burana
SAHNE KANTATI
Fulya Sanat’ta gösterimler hız kesmiyor ve sanatseverler için birbirinden güzel etkinlikler büyülemeye devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi Fulya Gösteri Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikler arasında; 19 Ocak 2011’de İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin gerçekleştirdiği ‘Carmina Burana-Sahne Kantatı’ sanatseverlere sunulmuştu. Şubat ayında da sanatseverlere merhaba diyecek olan Teatral Opera olarak bilinen bu etkinlik ile ilgili diğer detaylar ise şöyleydi:
“Carmina Burana, Carl Orff’un “Dindışı şarkılardan yararlanılarak yazılmış oyun”, altbaşlığını taşıyan sahne kantatı (1937). Catulli Carmina (1943) ve Trionfo di Afrodite (1953) ile birlikte Trionfi başlıklı bir tiyatro üçlemesi oluşturur. Libretto, Carmina Burana başlıklı el yazması koleksiyondaki şiirleri bir araya getirir. Kutsal metinlerin okunuşunu andıran tekdüze ve ritmik bir üslupla, soprano, tenor, bariton solocular, çocuklar korosu ve karma koro, büyük orkestra, vurmalı çalgı ve iki piyano için yazılmış olan bu yapıt, yer yer Stravinskiy’in Noces’ini andırır. Orff, yapıtın, yalın ve ağırbaşlı olmasına çalıştığı armonisiyle de Erik Satie’nin izleyicisi gibidir.”
Operada yer alan sanatçıların isimleri şöyle:
“Soprano: Deniz Boran, Sirel Yakupoğlu. Tenor : Caner Akın, Ahmet Baykara, Murat Erengül. Bariton: Önay Günay, Kevork Tavityan, Murat Güney. Korrepetitör: Aydın Karlıbel, Hüseyin Kaya, Yuliya Bapova. Kondüvit: Başak Taniş.”
Teatral Opera, 19 Ocak günü saat: 20:00’da başlayan oyunun sonraki sahlemesi ise 9 Şubat’ta Fulya Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek.
AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ
Çelik Manolyalar…
Çelik Manolyalar yeni sezonda da Akatlar Kültür Merkezi’nde tiyatroseverler ile buluşmaya devam ediyor. 6 Şubat ve 19 Şubat tarihlerinde Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde Çelik Manolyalar, sanatseverlerle yeniden bir araya gelecek.
İki ayrı günde iki farklı saatte sanatseverlere merhaba diyecek olan Tiyatro Kare’nin sahnelediği oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle:
“Çelik Manolyalar, bir kuaför salonunda, hayata direnen kadınların mücadelesini anlatıyor. Aslında çelik yüreklerle savaşırken, manolya gibi solan bu kadınlar dış görünüşlerinde hiç bir şeye aldırmıyor gibi görünüp, süslenip, düğün hazırlığı yaparlarken, içlerinde hastalık, ölüm, yaşam mücadelesi vermektedirler. Robert Harling’in kaleme aldığı oyun, Tiyatrokare’nin 19. mevsiminde İngiltere’de de oyunlar sahneye koyan Mehmet Ergen tarafından yönetiliyor. Julia Roberts, Dolly Part, Sally Field, Olympia Dukakis, Shirley Maclaine gibi starların oynadığı ve çok sevilen bir film olarak sinema tarihine geçen “Çelik Manolyalar” da; Saadet Işıl Aksoy, Şenay Gürler, Suzan Aksoy, Suna Keskin, Oya İnci, Aslıhan Erguvan gibi Türk Tiyatrosu’nun önemli kadın oyuncuları rol alıyor.”
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde sahnelecek olan oyun, 6 Şubat Pazar günü saat: 17:00’da, 19 Şubat’ta Cumartesi günü ise saat: 20:30’da sahnelenecek. Daha detaylı bilgi için Akatlar Kültür Merkezi’ni (0212) 351 93 82 no’lu telefondan arayabilirsiniz.
Yeni sezon: Sen Olmasaydın
Kadın Erkek ilişkilerine güldürü diliyle kah eleştiren kah gülümseterek izleyiciye sunan oyun, Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde seyirciyle buluştu. E.S.E.K.’in yeni sezon oyunlarından biri olan “Sen Olmasaydın”, Akatlar Kültür Merkezi’nde Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde tiyatroseverler ile buluştu. 21 ve 28 Ocak’ta sanatseverler ile bir araya gelen oyun ile ilgili detaylar şöyleydi: “Biz olmak için Ben olmaktan vazgeçenlerin hikayesi. Yazan: Uğur Uludağ. Yöneten: Enginay Gültekin. Oynayanlar: Yağmur Kaşifoğlu, Yosi Mizrahi, Gülden Avşaroğlu. Yılın en romantik oyunu. İstanbul’la aynı anda Brodway’de birbirlerini ve ilişkilerini farklı koşullarda sınayan, arada bir ateşkes… Arada bir esaret… Arada bir ihanet… Arada bir çırpınışın yaşandığı bir ilişki…
“Erkekler bizi ne zaman anlayacak?”, “Kadınları anlamak imkansız!” söylemleriyle; bol kahkahayla anlatıyor Uğur Uludağ…”
Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyleydi: “Yazan: Uğur Uludağ. Yöneten: Enginay Gültekin. Sanat Yönetmeni: Gülçin Hatıhan. Yönetmen Yardımcıları: Yonca Kayacan, Zümrüt Atlı, Onur Selçuk.
Yapımcı: İbrahim Yazıcı. Yapım Danışmanı: Onur Selçuk-Yonca Kayacan. Işık/Efekt: Salih Atlı.
Marketing & Halkla İlişkiler: Zümrüt Atlı. Basın Danışmanı: Ebru Gülünay. Makyaj: Deniz Hancıoğlu. Saç: Ebru Yıldız. Oyuncular: Yağmur Kaşifoğlu,Yosi Mizrahi, Demet Şaşmaz, Doğukan Cantimur.”
Ayışığı Tarifesi
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi birbirinden değişik oyunlara ev sahipliği yapmaya devam ediyor. 7’den 77’ye herkesin dikkatini çeken oyunların arasına yeni sezonun ikinci ayına merhaba demeden önce bir yenisi daha eklendi. Ocak ayının son günlerinde karşımıza, Ayışığı Tarifesi adlı oyun çıktı. Ünlü isimleri de bünyesinde barındıran oyunun yazarı, Ildıko Von Kuerthy. Oyunu sahneye uyarlayan ise Katya Wolf tan esinlenerek Friedrich Dudy. Oyunu çeviren; Turgay Doğan. Ayışığı Tarifesi adlı oyunu sahneleyenler ise, Şenay Gürler, Faik Ergin, Deniz Arcak’tı. Oyunun rejiliğini, Hakan Pişkin üstlendi.
Tiyatro Tİ’nin 2 saat 15 dakika boyuncu sahnelediği komedi oyunla ilgili bazı bilgiler şöyleydi:
“Size kendi öykümü anlatmak istiyorum. Bu, dramatik bir öykü…. Aşk, ihtiras, kıskançlıklar ve yanlış anlaşılmalarla dolu bir öykü…. İçinde yalnızlık, arkadaşlık, cinsellik, ayrılmanın dört klasik evresi ve 83 adet tel toka olan bir öykü… 34’üne çeyrek kalmış bir kadın olarak ben de çoğu kadının yaptığı gibi, yegane problemimle baş etmeye çalışıyorum işte… Kızlar! Eğri oturup doğru konuşalım. Kadınların en zor, en büyük probleminin adı nedir? Erkek!” Almanca orijinalinden çevrilen Ayışığı Tarifesi, kadın ve erkek arasındaki ilişkileri ele alan bir komedi oyunudur. Çok satanlar listesinden uzun süre düşmeyen yazar Ildikó Von Kürthy’nin romanından uyarlanan bu oyunu, Tiyatro Tİ keyifle sahnelemiştir. Oya ve “İdeal erkeği” Doktor Serhat Demir, bir araya gelebilecek midir? Gerçekten kadınlar Venüs’ten, erkekler Mars’tan mı gelmiştir? İlk randevudan sonra önce kim aramalıdır? Kaçan kovalanır mı? Bir araya gelmek mümkündür de, bu bir pazarlama işi midir? Üretilen stratejiler işe yarar mı? İlişkiler neden kalıcı olamamaktadır? Tiyatro Tİ ile Türkiye prömiyeri yapılan olan Ayışığı Tarifesi, aşkın aranışını ve onunla gelen yepyeni bir yaşamı toplumsal gerçeklerden uzaklaşmadan kahkahalara dönüştüren ve kadınların dünyalarını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren bir komedi oyunudur.”
MUSTAFA KEMAL MERKEZİ
Leyla’nın Evi ‘merhaba’ diyor
Tiyatroseverler yeni sezon oyunu ‘Leyla’nın Evi’ni çok sevdi… Sanatseverler Leyla’nın Evi ile Beşiktaş’ta kesiştiriyor. 24 Şubat’ta ‘Leyla’nın Evi’ adlı oyun sanatseverlere merhaba diyecek. Nedim Saban’ın yönettiği Leyla’nın Evi adlı oyun hakkındaki detaylar şöyle: “Celile Toyon, Ayça Varlıer, Onur Bayraktar, Volkan Severcan oyuncularıyla buluşturan Tiyatrokare, yeni bir başyapıtı sahnelemeye hazırlanıyor. Zülfü Livaneli’nin aynı adlı, 60 baskı yapmış, sevilen romanından uyarlanan, Nedim Saban’ın yönettiği, “Leyla’nın Evi” adlı oyunda Celile Toyon, Ayça Varlıer, Onur Bayraktar, Volkan Severcan gibi usta oyuncuların başrolünü paylaştığı müzikli oyunun dekor tasarımına Nurullah Tuncer, müziklerine Livaneli imza atıyor.
Oyununda evi elinden alınan Leyla’nın şahsında Osmanlı’dan günümüze İstanbul’un dönüşümü, göçmenlik, mülkiyet hakları, kuşak ve kültür çatışmaları, birbirini hiç tanımayan üç ayrı karakterin yaşamlarının kesişmesi üzerinden anlatılıyor. Oyunda kuşak çatışmaları alaturka ve hip hop müzikler, sahne dönüşümleri muhteşem sinemasal efektler ve filmler, düş sahneleri de unutulmayan barkovizyon imajları sayesinde anlatılıyor.” Oyunun konusuyla ilgili bazı detaylar ise şöyle aktarılıyor: “Leyla, yalılarda doğmuş büyümüş bir paşazade, bir Osmanlı soylusu… Ali Yekta, uşaklık kaderini değiştirme ihtirasıyla yanıp tutuşan bir İstanbullu… Rukiye-Roxy, Almanya’da doğmuş, seks modelliği yapmış bir hip-hopçı… Kentlisi-köylüsü, varsılı-yoksulu, din hocası, söz sahibi bankacısı, gazetecisi… Her birinin bir nedenle ötekinin yaşamına girdiği, onu değiştirdiği günümüz Türkiyesi… Ve bir roman kahramanı gibi öne çıkan pırıltılı Boğaziçinde, Bosnalılar Yalısının ilginç dünyası…”
‘Sesimiz Nefesiniz’de buluştular
Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi Atilla İlhan Salonu’nda birbirinden ilginç gösterimler tüm hızıyla devam ediyor. Şubat ayında da sanat etkinliklerini bünyesinde barındıran Mustafa Kemal Merkezi’nde ‘Sesimiz Nefesiniz’ adlı etkinlik, sanatseverler ile buluştu. ‘Sesimiz Nefesiniz’ adlı etkinliğin tanıtım sunumu şöyle yapılmıştı:
“İzbe atölyelerde, insanlık dışı şartlarda kot ağarttılar, ölümcül silikozis hastalığına yakalandılar. Şimdi, ciğerlerindeki son nefesle, haklarını arıyorlar. Çalınmış hayatlarının, çocuklarının geleceğinin mücadelesini veriyorlar. Biz, kot işçilerinin mücadelesini sesimizle, nefesimizle destekliyoruz.
Biz, Nilüfer Açıkalın, İlkay Akkaya, İclal Aydın, Cristiane Azem, Rutkay aziz, Erdal Bayrakoğlu, Yavuz Bingöl, Erkan Can, Aynur Doğan, Erdal Erzincan, Mercan Erzincan, Yasemin Göksu, Veda İpek, Nevzat Karakış, Kardeş Türküler, Mısırlı Ahmet, Marsis, Mor ve Ötesi, Sırrı Süreyya Önder, Cengiz Özkan, Pınar Sağ, Tolga Sağ, Leman Sam, Şevval Sam, Gülçin Santırcıoğlu, Şebnem Sönmez, Bayar Şahin, Olgun Şimşek, Özlem Taner, Ece Temelkuran, Muharrem Temiz, Arto Tunçboyacıyan, Hüseyin Turan, Metin Üstündağ… O gecede kot işçileriyle birlikte olacağız.”
Etkinlikle ilgili bir diğer tanıtım yazısı da şöyleydi: “Gecenin sunumları: Şebnem Sönmez ve sürpriz Elveda Rumeli oyuncuları… Danslarıyla Anadolu Ateşi… Hep birlikte, silikozis hastaları için soluk alacak; onların akciğerleri olacağız. Nefesimiz yeterince güçlü olursa, binlerce silikozis hastasının yeniden soluk alması kolaylaşacak. Gecemizde elde edilecek tüm gelir, silikozis hastalarının tedavi ve hukuki giderlerine harcanacak.
Bizler beyazlatılmış kot giyebilelim diye, onlar hayatlarını kararttılar. Kot kumlama işçileri küçücük atölyelerde, kayıtsız, sigortasız, çok ağır şartlarda çalışan her ağarttıkları kotla, yaşamlarından birkaç yılı daha kaybettiklerinin farkında değildi. Farkına vardıklarında artık çok geçti.
Şu anda, tahminen 5 bin kot kumlama işçisi, artık bu işi bırakmış olmalarına rağmen, ölümcül silikozis hastalığı ile mücadele ediyor. Bir o kadarı, bu ölümcül hastalıktan habersiz, halen bu sektörde çalışıyor…”
LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ
Belgesellere devam
Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi belgesel film gösterimlerine ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Sanatın her alanına destek olmayı temel amaçlarından biri olarak gören Beşiktaş Belediyesi’nin “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliği, Belgesel Sinemacılar Birliği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin desteğiyle gerçekleştirdiği gösterimlerin arasına yenileri ekleniyor. Belgesel sinemacılar ve sinemaseverler Beşiktaş’ta buluşmaya devam ediyor. Bu gösterimlerden bir tanesi de, “Ustalar ve Bilgeler: Vasfi Rıza Zobu” adlı film. Filmin yönetmenliğini, Remzi Jöntürk yaptı. Filmin gösterim tarihi: 2 Şubat 2011, Saat: 19:00 olarak belirtiliyor. Film ile ilgili diğer detaylar ise şöyle:
“Türk tiyatrosunun büyük ustalarından biri olan Vasfı Rıza Zobu üzerine yapılan belgesel çalışma. Birçok çeviri ve uyarlama oyuna imza atan Vasfi Rıza Zobu, özellikle güldürü ve vodvillerdeki rolleri ile beğeni kazandı. 1921’de kısa dizi filmlerle sinema oyunculuğuna da başladı ve Muhsin Ertuğrul’un yönettiği filmlerde oynadı. Şehir Tiyatroları’nda oyuncu, yönetmen ve yönetici olarak uzun yıllar görev yaptı. 1987 yılında Devlet Sanatçısı ödülü aldı. 23 Kasım 1992 günü İstanbul’da vefat etti.”
Bir diğer gösterim de, “Ustalar ve Bilgeler: Meriç Sümen”… Filmin yönetmenliğini Yalçın Yelence yaptı. 9 Şubat 2011, Saat: 19:00’da Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gösterimi yapılacak olan film hakkındaki detaylar şöyle:
“Bale sanat dalında ülkemizde ilk ve tek “T.C. Devlet Sanatçısı” unvanına sahip olan Meriç Sümen, 1961 yılında Ankara Devlet Opera ve Balesi’ne sanatçı görev alır. 1972, 1979 ve 1982 senelerinde Moskova Bolşoy Balesi’nde “Giselle” rolünü oynayarak Bolşoy tarihinde başrol üstlenen ilk yabancı prima balerin olur. Ulusal ve uluslararası alanda birçok birincilik ve onur ödülleri alan sanatçı 1972 yılında Türk Kadınlar Birliği’nce “Yılın Sanatçısı” seçilir. Meriç Sümen, bale kariyerinde başdansçı olarak Kuğu Gölü, Giselle, Fındıkkıran, Uyuyan Güzel, Romeo ve Juliet, Don Kişot, Şımarık Kız, Judith, Ferhat ile Şirin gibi pek çok ölümsüz yapıtta dans eder.”
Gazeteciler Cemiyeti destekli filmler
Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Şubat ayında da film gösterimlerine ev sahipliği yapıyor. Sanatın her alanına destek olmayı temel amaçlarından biri olarak gören Beşiktaş Belediyesi’nin “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliği, Belgesel Sinemacılar Birliği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin desteğiyle gerçekleştirdiği gösterimlerin arasına Ocak ayında da yenileri eklenmişti. Belgesel sinemacılar ve sinemaseverler Beşiktaş’ta buluşmaya devam ediyor. Bu gösterimlerden bir tanesi de, “Ustalar ve Bilgeler: Eşref Üren” adlı filmdi. Yönetmenliğini Güner Sarıoğlu’nun üstlendiği film, 19 Ocak 2011’de Levent Kültür Merkezi’nde saat: 19:00’da gösterildi. Film ile ilgili detaylar şöyleydi:
“1984 yılında ardında yüzlerce eser bırakarak yaşama gözlerini yuman büyük Türk ressamını ve sanatını anlatan belgesel çalışma. Sanayi-i Nefise’ye önce “yaşı büyük” diye alınmayan Eşref Üren, 1919’dan 1922’ye kadar “Misafir Öğrenci” olarak devam eder, 1925 yılında asil öğrenci olur. Hikmet Onat, İbrahim Çallı ve Feyhaman Duran’ın öğrencisi olan Üren, Paris günlerinin ardından Anadolu’da resim öğretmenliği yapar.”
Bir diğer film de “Ustalar Bilgeler: Bedia Muvahhit” 26 Ocak 2011 Çarşamba günü gösterimi gerçekleşen film ile ilgili detaylar şöyleydi:
“Türkiye’nin ilk Müslüman kadın oyuncusu olan Bedia Muvahhit üzerine yapılan bir belgesel. Sanat yaşamı boyunca 200’ün üzerinde oyunda ve sayısız sinema filminde rol alan sanatçı, Kadıköy Terakki Mektebi ve Notre Dame de Sion Lisesi’nde okur ve 1914’te yeni kurulan Darülbedayi’ye girer. İlk filmi, 1923 yılında Halide Edip Adıvar’ın Ateşten Gömlek romanından sinemaya uyarlanan filmdir. Muhsin Ertuğrul’un yönettiği bu filmde canlandırdığı Ayşe karakteri ile Türk sinemasının Neyyire Ertuğrul’la birlikte ilk kadın oyuncularından biri olur. 1923’te, Ceza Kanunu adlı oyunla sahneye çıkmasıyla tiyatro yaşamı da başlar. 1975 yılında Şehir Tiyatroları’ndan emekli olan Bedia Muvahhit, 1987 yılında Devlet Sanatçısı unvanını alır.”
ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ
“Bunu Yapan İki Kişi”
Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde “Bunu Yapan İki Kişi” adlı oyun, Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde sanatseverler ile buluşacak. 30 Ocak 2011 Pazar günü Akatlar Kültür Merkezi’nde tiyatroseverler ile buluşan oyun, Şubat ayında da sanatseverlere Ortaköy’de merhaba diyor. 3 şubat 2011 Perşembe akşamı saat: 20:30’da Afife Jale Sahnesi’nde sanatseverler ile buluşacak olan oyun Şubat ayının ikinci yarısında da gösterimlerini Ortaköy’de sürdürecek. “Bunu Yapan İki Kişi” adlı oyunun sanat ekibi, tiyatro oyunun tanıtımını şu sözlerle yapıyor:
“Ezelden beri sürer kadınla erkeğin tartışması…Yok elmayı kim yedirdi, kim yedi Yok yiyene değil, yedirene bakacaksın. Yemekten çıktı yine saçın! Bıktım, usandım, bitsin artık şu maçın!
Kaşık düşmanı kadın! Vurdumduymaz adam! Değişmez bu durum ne Türkiye de, ne Yeni Gine de… Yine de diğeri olmadan yapamaz ikisi de. İsterler ki yan yana olsunlar, hayatın zorluklarına karşı omuz omuza dursunlar. Ey kadınları anlamayanlar, ey erkekleri kaba bulanlar… Kadını saf bulup bıyık altından kıkırdayanlar, erkeği zeki bulup ondan korkanlar, kırk yıllık evli olup hiçbir şey anlamayanlar, ya da hiç evlenmeyip her şeyi anladım sananlar… Biz de çözemedik bu iki bilinmeyenli denklemi. Bildiğimiz tek gerçek var ki… Çin işi, Japon işi, biri erkek, biri dişi, Bunu Yapan İki Kişi…”
Oyunla ilgili diğer bilgiler ise şöyle sıralanıyor:
“X. Lions Tiyatro Ödülleri Komedi dalında en iyi kadın oyuncu ödüllü Ayça Işıldar’ın yazdığı, Aydın Şanlı’nın yönettiği oyunun kadrosunda Nergis Öztürk, Didem Balçın, Özgün Aydın, Onur Dilber gibi isimler bulunuyor.”
“Genç Günler –
Ne Münasebet”
Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde birbirinden farklı gösterimler tiyatroseverler ile buluşmaya devam ediyor. Ocak ayı gösterimlerinden biri olan Genç Günler – Ne Münasebet adlı oyun, izleyenleri gülmekten kırdı geçirdi. Yönetmenliğini Uğur Uludağ’ın üstlendiği oyun Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde sanatseverler ile buluştu. Ocak ayının son haftasında seyircisiyle buluşan oyun ile ilgili detaylar arasında şunlar yer alıyor:
“İlişkiler… İlişkiler arası çelişkiler… Kadınlar… Erkekler… Orta şeritte seyredenler… Hepsi bir kafede… Hepsi bir masada… Hayalleri… Yaşadıkları… Yalanları… Doğruları… Ne münasebet demeyin. İlla sizden de bir şey var burada…”
Oyunu sahneye koyan topluluk kendini şöyle anlatıyor:
“E.S.E.K., Espri Standartlari Enstitüsü Kurumu anlamına gelip, bu ismi bir defada söyleyebilenleri kendi içinde görmeyi arzulayan bir eğlence ekibidir. 1990’da, Gökhan Semiz ve Uğur Uludağ tarafından, Bakırköy’lü gençlerin boş zaman geçirgeçleri olarak kuruldu. 1995 senesinde profesyonelliğe ilk adım Beyoğlu Küçük Sahne’de atıldı. Bugüne dek sahneledikleri 13 oyun, 2 TV dizisi (Bekarlar ve 3. Tür) ve 1 film (Bir İhtimal Daha Var) ile, kendi kitlesini yarattı. Halen Türkiye’nin en çok izlenen tiyatro ekiplerinden biri. Türkiye’nin ilk bilim-kurgu tiyatro oyununu 3. Türden Yakın İlişkiler ve dünyanın ilk devam (sequal) 3. Türden Yakın İlişkiler 2 oyununu yaptı. Türkiye’nin ilk fantastik – müzikli – komedi oyununa Tanrım Beni Baştan Yarat imza attı ve bir ilki daha gerçekleştirip ilk criminal – komedi oyununu 27 Numara yaptı. 2008 sezonunun en iddiali komedisi olan Kaygan Zemin 4. sezonunda, halen sahnelenmeye devam ediyor. Sen Olmasaydın isimli oyunu ise aynı sezonda, iki farklı ekiple aynı anda hem İstanbul, hem de New York’da sahnelendi. Bugün, hemen hepsi, her konuda neredeyse birbirine zıt fikirlere sahip, ülkemizin en değerli sanatçıları, en değerli gazetecileri, en değerli düşün adamları, en değerli değerlerinin buluştuğu tek bir nokta var : “E.S.E.K sahiden çok başka!”
Sen misin şarkı isteyen?
ETİLER- Şahane adlı eğlence mekanında kemer olayı karakolluk etti. Buna göre Yılmaz, İmren ve beraberinde kendisini dövdüğünü iddia ettiği bodyguard’lardan da şikayetçi oldu. İddiaya göre, Murat Yılmaz, İmren’den bir şarkı istedi. Ancak İmren şarkıyı söylemedi. Bunun üzerine Yılmaz sahneye viski şişesi fırlattı. Bodyguardlar Yılmaz’ı dışarı aldı. İmren de koşarak gelip, belindeki kemeri çıkartıp olaya karıştı.
Kentin ucubeleri!
Başbakan’ın Kars’ta yapılmakta olan heykel için “Ucube” demesinin ardından, yarı şaka yarı ciddi, kentte de bir çok ucubenin olduğunun altını çizen Beşiktaşlılar, Dolmabahçe, Ihlamur Kasrı ve Ortaköy Camii gibi tarihi değerleri gölgeleyen çok katlı binalar ve plazaların da ucube olduğunu söylüyor ve “Ortadan kaldırılması lazım” diye konuşuyor. Şimdilerde birçok yerde, kentin modern yapıları Beşiktaş’ın tarihi yapılarını gölgeleyen ucubeler mi? Tartışması yapılıyor. Ve bu konununda masaya yatırılması gerektiğini söylüyor. Özetle; “Ucube tartışması” Beşiktaş’a ve de Dolmabahçe’ye sıçradı. Vatandaşlar, kentin göbeğinde tarihi eserleri gölgeleyen birçok yapıyı tartışma konusu haline getirdi. Zamanında bu dev plazaların yapılmasına izin verenlerin suçlu olduğunu dile getiren kentliler, 5-10 yıl içinde gerek otel gerek alışveriş merkezi gerekse plazalardan İstanbul’un eşsiz güzelliği ve tarihi silüetinin görülmez olacağına işaret ediyorlar. Kars’taki İnsanlık Anıtı heykeli hakkında Başbakan Erdoğan’ın söylemi üzerine gözler kentteki yapılara ve tarihi konumlara çevrildi. İstanbul’daki tarihi eserleri perdeleyen ve sanat eseri olmayan ucubelerle ilgili girişim olup olmayacağı da merak konusu oldu. Örneğin kamuoyunu aydınlatma adına kentliden gelen mesajlarda, gerek karadan, gerekse denizden çok çirkin bir biçimde ortaya çıkan ve tarihi eserleri tamamen gölgeleyen Gökkafes, Yeni Süzer Plaza, Swiss Otel binası ve benzeri birçok yüksek katlı inşaatla ilgili yetkililerden görüş ve yaptırım bekliyorlar.
Hapsi istendi
ETİLER- Feraye Çilingiroğlu’na çarpan minibüs şoförü hapis cezasıyla yargılanacak. Kaya Çilingiroğlu’nun eşi Feraye Çilingiroğlu geçtiğimiz yıl 22 Ekim günü oğlu Kaya’yı okuldan almaya giderken Etiler Baltalimanı’nda kaza geçirdi. Otomobiliyle sağ şeritten ilerlerken bir anda karşısına minibüs çıktı. Otomobile çarpan minibüs, Feray Çilingiroğlu’nu aracında sıkıştırdı. Feraye Çilingiroğlu hastaneye kaldırıldı. Sürücüsünün vermiş olduğu ifadeyle şoförden şikayetçi olduğunu söyledi. Minibüs şoförü, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile Sarıyer Sulh Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak.
Nostaljik konuk!..
BEŞİKTAŞ- Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi, Grease’in yönetmenini ağırladı. Grease, The Blue Lagoon ve Summer Lovers gibi filmlerin yönetmeni Randal Kleiser, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin konuğu olarak İstanbul’a, Beşiktaş’a geldi. Sinema teknolojisinin sunduğu yeni olanaklarını anlattı.
Dünya
izledi…
ÇIRAĞAN- İran’la batılı ülkeler arasında nükleer müzakereler İstanbul Beşiktaş’ta görüşüldü. İki gün süren zirvede yeni bir öneri gündeme getirmeyeceğini duyuran İran, uranyum takası anlaşmasını görüşmeye hazır olduğunu bildirdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılacak görüşmeler için Beşiktaş’a gelen konuklar onuruna akşam yemeği verildi. Yemek, Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde düzenlendi. ABD Dışişleri Bakanlığı, 51 ülkelerinin (BM Güvenlik konseyi daimi üyeleri ve Almanya), İran ile İstanbul’da yaptığı görüşmelerde “temel sorunlarda anlamlı ve pratik bir ilerleme sağlanmasını istediklerini” bildirdi.
Çorbadan
eroin çıktı!..
ETİLER- Eğlence merkezlerinde uyuşturucu sattıkları öne sürülen kişiler Beşiktaş’ta yakalandı. Zanlıların uyuşturucu satarken yaptıkları şifreli konuşmalarda eroine ezogelin, esrara mercimek, kokaine ise işkembe çorbası dedikleri belirlendi. Bir ihbarı değerlendiren İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri uyuşturucu satıcılarının Etiler ve Nişantaşı’ndaki bazı eğlence merkezlerinde kokain, eroin, esrar ve uyuşturucu hap satarken kullandıkları şifreli konuşmaları da deşifre edildi. 7 zanlı sevk edildikleri mahkeme tarafından tutuklanıp cezaevine gönderildi.
Çillioğlu ve adamları yakalandı
ETİLER- Organize suç örgütü üyelerinden Hakan Çillioğlu ve adamları yakalandı. Tezcan Altay’ın da aralarında bulunduğu 30 kişi gözaltına alınmıştı. Altay’ın ismi bir yargıtay üyesiyle yaptığı ve basına yansıyan ses kayıtlarında geçiyor. Altay’ın Hülya Avşar’ın evini kurşunlattığı, Etiler ve Bebek’te bulunan bazı eğlence merkezlerinin basılması emrini verdiği iddia ediliyor. Çillioğlu ise Alaattin Çakıcı’nın yeğeni Kenan Ali Gürsel ile 7 adamını öldürmek suçundan hapis cezası almıştı.

MAGAZİN HABERLERİ

DEFİLE GİBİ BİR PARTİ
BEŞİKTAŞ- Sanat ve moda dünyasnn ünlüleri geçen hafta Elele Dergisi’nin 35’inci yaş günü partisinde bir araya geldi. W Hotel’de yaplan kutlamaya katlan konuklar, kyafetleriyle defile ortam yaratt. Deniz Akkaya’nn yarm srt dekolteli mini elbisesi dikkat çekerken, Eda Taşpnar, Deniz Berdan, Tülin Şahin, Çağla Şkel, Sla ve Burcu Güneş gibi ünlüler, şklk yarştrd.
“HERKES NEDENİ BİLİYOR”
BEŞİKTAŞ- Geçtiğimiz günlerde oyuncu Nurgül Yeşilçay’la ani bir şekilde boşanan Cem Özer, Beşiktaş trafiğinde görüntülendi. Yannda bayan bir arkadaşyla trafikte yakalanan Cem Özer kameralar görünce panik yapt. Bu görüntülerin çekildiği aracn NY plakal olmas dikkat çekti. Nurgül Yeşilçay, boşanmann ardndan “Herkes nedeni biliyor” demişti.
“ÇOK MUTLUYUZ…”
LEVENT- Ünlü oyuncular Özge Özpirinççi ile Engin Altan Düzyatan geçen hafta Kanyon’dayd. Frsat bulduklar her an birlikte geçirmeye özen gösteren çift, “İkimiz de aşkımızı doyasıya yaşıyoruz. İkimiz de bir birimizi çok iyi anlıyor seviyoruz. Çok mutluyuz. Aşkmza nazar değecek gibi endişemiz de yok” dedi.
“BİRLİKTE MİSİNİZ?..”
BEŞİKTAŞ- Rock’ç Teoman ve oyuncu Pelin Batu, geçen hafta W Hotel’deki bir davete birlikte katld. Patlayan flaşlar karşsnda telaşlanan ve ayrlan ikili, “Birlikte misiniz?” sorusuna yant vermemeyi tercih etti. Pelin Batu’nun ad gazeteci Ahmet Hakan’dan sonra kimseyle anlmamşt. Teoman’n son sevgilisi ise Ekin Türkmen’di.
EVİNİ Mİ DEĞİŞTİRİYOR?
LEVENT- Gülben Ergen toparlanyor. İddiaya göre 6 yllk eşi Mustafa Erdoğan’dan boşanmak için avukatna vekâlet verdiği haberlerinin ardndan hareketili günler yaşayan Ergen, şimdi de evini değiştiriyor. Boşanma haberlerini yalanlayan ünlü şarkcnn Levent’te ev bakmaya başlamas kafalar karştrd. Gülben Ergen’ln, boşanma dedikodular çkmadan önce ev bakmaya başladğ öğrenildi.
KURALLARI YIKTI GALİBA!
BEBEK- Habercilerin mesken tuttuğu semt ve mekanlardan genellikle uzak duran Sezen Aksu, bu kural ykt. Geçen hafta Bebek’in en popüler ve medyatik adreslerinden Lucca’da arkadaşlaryla buluşan sanatç, uzun süre mekanda kalp sohbetin tadn çkard.
‘EYVAH YAKALANDIM’
ETİLER- Emel Sayn, geçen hafta Etiler’de yediği yemek sonras objektiflere yansd. Gözündeki güneş gözlükleriyle dikkat çeken Sayn, fotoğrafnn çekildiğini fark edince gazetecilere taklp “Eyvah, ben şimdi yakalandm m?” diyerek espri yapt. Hayata geçirmeyi düşündüğü yeni projeleri için bir süredir ortalarda görünmediğini belirten Sayn, “Bu yl güzel projelerim olacak inşallah. Hem albüm hem de televizyon program hazrlyorum” dedi.
Pascal sen
neymişsin!..
BEŞİKTAŞ’IN en sevilen eski futbolcularından Pascal Nouma şov yıldızı oldu. Nouma, “Yok Böyle Dans” adlı yarışmada da nefesleri kesiyor. Sürekli birinci olan Azra Akın’ı geçen Nouma, performansıyla göz doldurdu. Nouma’nın aldığı derece Beşiktaşlıları da televizyon başına kilitledi.

SPOR HABERLERİ

Portekizliler taraftara
Taraftar Portekizlilere
HAYRAN
Taraftar Portekizlileri sevdi. Özellikle Simao’nun hareketli oyun tarzı ve attığı gol, camiada sevinç yarattı. Portekizlilerin gelişiyle birlikte adeta kanatlanan Kartal’ın ligin ikinci yarısındaki tüm maçları alacağına inanan taraftar “17’de 17 yapın” derken, Portekizliler de Beşiktaş taraftarına hayran kaldığına yönelik açıklamalar yapmaya başladı.
Beşiktaş’ın yeni gözde oyuncusu Almeida Siyah-Beyazlı ekipteki havanın çok güzel olduğunu söyledi ve Beşiktaş’ı tercih ettiği için başından bu yana mutlu olduğunu da yineledi.
Portekizli oyuncu, Beşiktaş’ın taraftarıyla da ilgili her geçen gün yeni yeni bilgiler edindiğini söyleyerek ‘Çok iyi bir taraftarımız var’ dedi.
Portekizli futbolcu Beşiktaş’ın oyun sisteminde tek forvet olarak görev yapacak olması ile ilgili şunları da aktarıyor:
“Tek forvet oynamak benim için zor bir durum değil. Porto’da ve milli takımda tek forvet olarak oynadım. Sadece Werder Bremen de ikili oynamıştım. Ben bana verilen görevi yapmak için mücadele ederim”
Siyah – Beyazlı futbolcu Almeida, Beşiktaş’ın Avrupa yolunda durumu ile ilgili de şunları aktarıyor:
“Ligde de 14 puan var. Biz istersek ve doğru işler yaparsak bu farkın önemi kalmaz. UEFA’da da her maça final havasında çıkıp doğruları yaparsak kupayı kaldırabiliriz” dedi.
Öte yandan Simao yaptığı açıklamada, Beşiktaşlı taraftarların benzerini görmediğini belirtti. Spor Toto Süper Lig’de Bucaspor ile oynanan karşılaşmada ilk kez taraftarların karşısına çıkan Siyah-Beyazlı takımın futbolcusu, futbol hayatında bu kadar coşkulu bir topluluk görmediğini dile getirdi. Taraftarın maç boyunca takıma destek verdiğini belirten Simao, ”Sahaya çıktığım zaman bütün tribünlerin dolu olduğunu ve tezahüratlar yapıldığını gördüm. Taraftarlarımız her dakika takımlarına destek olmaya çalışıyorlar” dedi. Portekizli futbolcu, Beşiktaş’a transfer olmadan önce de tribünler hakkında fikir sahibi olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: ”Zaten birçok insan tarafından harika bir taraftar kitlesinin olduğunu duymuştum. Barcelona’da oynadığım dönemde Beşiktaş taraftarlarını ilk kez gördüm. Nasıl bir taraftarın önüne çıkacağımı aşağı yukarı biliyordum, ancak böylesini beklemiyordum. Futbol hayatımda bu kadar coşkulu bir topluluk görmedim. Bir şeyler başarmak istiyorsak bu taraftar gücünden en iyi şekilde faydalanmamız gerekiyor.”
Ligin ikinci yarısıyla ilgili değerlendirmede bulunan Simao, ”İstediğimiz hedeflere ulaşmanın kolay olmadığının farkındayız. Liderle aramızda önemli bir puan farkı var. Fakat imkansız diye bir şey yok. En kötü ihtimalle Şampiyonlar Ligi’ne gitmek için çalışacağız” dedi.
Spor yazarları ile gündem Radyo Beşiktaş’ta
Transfere tam puan
Radyo Beşiktaş’ta bu hafta lige fırtına gibi başlayan Beşiktaş’ın ilk maçını ve ortaya koyduğu futbolu spor yazarlarıyla tartıştık. Radyo Beşiktaş’a özel açıklamalarda bulunan TSYD Genel Başkanı Esat Yılmaer, ATV’den Zafer Arapkirli, Radikal Gazetesi’nden Asena Özkan ve Zaman Gazetesi’nden Atıf Keçeci Beşiktaş’ı değerlendirdi.
ATIF KEÇECİ:
Yanlış transfer politikalarının Beşiktaş’ın en az 10 yılını alıp götürdüğünü dile getiren Atıf Keçeci, futbolda olmaz diye bir sözün kullanılmasının mümkün olmadığını söylüyor. Beşiktaş’ın ileri tarihlerdeki görüntüsüyle ilgili de “Önümüzdeki tüm maçlarda mutlaka kazanmak hedefiyle oynayacağı konusunda tereddütüm yok ama rakip takımlar da Beşiktaş’ı eli kolu bağlı seyretmeyeceklerdir” diyor. Keçeci açıklamalarına şu sözlerle devam ediyor: “Beşiktaş yenilenmiş orta saha ve ileri hattıyla bir uyum dönemeci ligin ikinci yarısının başlamasıyla birlikte yaşaması bekleniyordu. Doğal olarak… Bu Buca maçı rakibin kapasitesi açısından da iyi bir giriş oldu. Ve orada gördük ki yeni futbolcular da takıma yeni intikal edenler o süreci çabuk atlatacaklar. Almeida diğerlerinin iyi oyunu sırasında, insanlar onda aynı performansı göremedi ama bu süreç içinde o da kalitesini ortaya koyacaktır. Hepsi iyi isimler. Bu sene olmadık bir şekilde Beşiktaş akıllı bir transfer politikası izledi. Bakın alınan Guti dahil Simao, Fernandes ve Almeida’nın ödenen bonservis giderleri Tabata kadar değil. O Tabata’yı bugün hiç bir yere veremiyorsunuz. Geçtiğimiz senelerde kişiler kendilerine uygun transferleri gerçekleştirdiler. Bu sene ise bu işle ilgilenen arkadaşlarımız Beşiktaş’ın menfaatleri doğrultusunda onurlu bir transfer politikası ortaya koydular.
Atıf Keçeci, tribünlerin 17’de 17 tezahüratını da şöyle değerlendiriyor: “Futbolda olmaz olmaz yok. Futbolun beşiği İngiltere’de bile bir ikinci lig takımı gelip üst düzey premier ligde oynayan bir takıma kafa tutabiliyor, buradan puanlar alabiliyor veya kupada saf dışı edebiliyor. Bunlar futbolun içinde var. Şimdiden 17’de 17… Olmaz da olur, aksar mı aksar… Falcılığın sporda hiç mi hiç yeri yok. Bu tip takımlara karşı özellikle İstanbul’da aşırı bir motivasyonla geliyorlar. Beşiktaş’ın önümüzdeki maçlarda mutlaka kazanmak hedefiyle oynayacağı konusunda hiç bir tereddütüm yok. Ancak dediğim gibi karşı takımların da rakiplerin de ellerini arkaya bağlayıp Beşiktaş’ı seyredecek halleri yok.
Beşiktaş’ın zaafları var o da herkesin söylediği, bilgiçlik taslamak anlamında değil, Beşiktaş’ın defansında bir sıkıntı var. Bunu gidermek için ne yapmak lazım… Bana göre orta saha oyuncularının biraz defansa yardım etmeleri lazım. Beşiktaş’ta gördüğüm eksiklik bu… Yeni alınan transfer edilen oyuncuları da bunun içine dahil ediyorum. Defansif taraflarını çok fazla ön plana çıkartmıyorlar. Bunu kim yapacaktır, takımın teknik direktörü… Schuster yapacaktır. Schuster denince, benim kafamda soru işaretleri ortaya çıkıyor. Alman teknik adam ne yapacağı belli olmayan bir düşünce yapısına sahip. Beşiktaş’ın bir handikabı da Schuster’in kafasındaki tilkiler… Teknik görüş olarak…
Futbolcularla da ilgili zaman zaman bu bilgilere kavuşabiliyoruz. Bu gruplaşmlar kendiliğinden oluşuyor. Ne kadar olmaz da deseniz içeride bir Portekizliler var, İspanyol var, iki tane Alman oyuncu var. Ve bizim oyuncularımız var. Bunların aralarındaki kazanç dengeleri de çok birbirine yakın değil. Belki sıkıntı olabilir bu insanın doğasında var. Bugün bir inşaaat firması şantiyesinde aynı şehrin çok fazla adamını çalıştırmaz. Yani orada bir ortak hareket etmesinler. Çalışma sürecinde bir sıkıntı yaratmasınlar diye. Bu düşüncenin doğruluğunu zaman zaman yaşayarak öğrendim, gördüm. Schuster daha böyle her futbolcusuna psikolojik olarak aynı mesafede olursa çok fazla sıkıntı çekmez.
‘Schuster’in tutumuna
dikkat edilmeli’
“Geçen hafta Fatih Tekke’nin açıklamaları oldu. Burada enteresan şeyler söylüyor Fatih Tekke… Diyor ki, “Kendisinin istediği futbolcularla her türlü diyalog içerisinde ama kendi istemediği futbolculara selam bile vermiyor, diyor. Onlarla muhabbet ediyor şakalaşıyor ama kendi istediği dışında alınmış futbolculara karşı son derece soğuk… Bunlar hep insan psikolojisini etkileyen şeyler… Burada iş, futbol komitesindeki arkadaşlarımıza düşüyor. Onlar da en azından zaman zaman hocanın gösterdiği eksikliği mutlaka gösteriyorlardır onlar işlerini severek yapıyorlar, Serdal Adalı olsun Cengiz kardeşimiz olsun ama nereye kadar teknik adam fazla da sivillerin futbol takımıyla ilgilenmesini istemezler ki doğrudur… Kendi içinde bir mahremiyeti vardır. Bana göre herşeyi güzel Beşiktaş’ın ama profesyonel anlamda futbol şubesinden bir sorumlunun yükümlülük altında hissederek bu işlere müdahale etmesinde mutlaka fayda var ama bu eski menajer gibi mi hayır!..
Schusterin; ilk yarıya bakarsınız başarılı bir dönemi değil, kritik maçlarda görmek lazım ne olup ne olmadığını… Oyuna müdahelesiyle maç kazandırdığını görmedik, herkesin yapabileceği şeyleri yapıyor. Bu yeni oyuncularla, mühim olan elinizde Guti, Simao varsa Ernst varsa Sivok varsa daha da kötü olmaz. Bu bir düşüncedir buna kimse yanlış düşünüyorsun demez. Futbol çok zor bir iş değil, kolay. Spor analiz etmek için ulemalığa gerek yok iyi bir izleyiciyseniz detaylı takipler yapabiliyorsunuz, bunu görürsünüz. Ben hiç televizyondan seyredip maç kritiği yapmadım, yorum yazmadım, gözümle canlı olarak izlemediğim bir maçı kritize etmedim. Anlamazsınız, görmezsiniz, yaşamazsınız ama arkadaşlar beceriyorlar.
‘Yüzde yüz isabetli
transferler yapıldı’
“Almeida, klas bir futbolcu. O günkü performansına hiç bakmayın, Almeida olduğu için Nobre sivrildi. Bu işin bu yönüyle de bakmak lazım. Ben bu sene yapılan transferleri yüzde yüz isabetli, parasal yönüyle de çok uygun, bir de yarın bu futbolcuları satmaya kalksanız, bir de Fernandes bizim malımız değil, Almeida’dan da ziyan etmezseniz, yaşı ilerledi Simao zaten çok maliyetli bir oyuncu değil… Querasma üzerinden de belki para kazanabilirsiniz… Gerçi unutturdu kendini Avrupa’da ama hem İngiltere hem İtalya macerasında bu arada çok göze batıyor. Milli takımına seçilmiş olması çok büyük avantajı. Beşiktaş’a dönüyorsunuz, bakıyorsunuz Delgado’ya 6 milyon euro üzerinde para vermişsiniz, bedava gönderiyorsunuz. Tabata’yı benzer şekilde… Holosko’yu benzer şekilde… Hiç bir para almadan bir de üzerine para vererekten bir yığın da şahibeli yazışmalara konuşmalara sebep olmasına rağmen. Zapo’yu gönderiyorsunuz, 4,5 milyon avro vermişsiniz, bir lira para almıyorsunuz. Bunlar geçmişin yanlışları. Bu sene bunlar yapılmadı. Ama o yanlışlar Beşiktaş’ın en azından 10 senesini aldı, götürdü.”
ASENA ÖZKAN:
Beşiktaş’ı izleyip göreceğiz diyen Asena Özkan, Beşiktaş’ın yeni transferlerini, Beşiktaş’ın önümüzdeki haftalarda nasıl bir performans sergileyeceğini masaya yatırdı. Özkan, Beşiktaş taraftarına da seslendi. Beşiktaş centilmen bir taraftar grubudur diyen Asena Özkan, taraftarın Beşiktaş’a desteğinin sürmesiyle birlikte Beşiktaş’ın taraftara çok şey vereceğini savunuyor.
Asena Özkan açıklamalarına şu sözlerle devam ediyor: “Bundan sonra ne olacağını ben de merak ediyorum. Bucaspor maçı bir kriter değildi. Tanımlama hoş olmasa da toplama bir takımla oynadı Beşiktaş… Bucaspor’un yapısı eksik böylesine bir Beşiktaş’ın Bucaspor’u yenmemesi düşünülemezdi. Bu kadro bundan sonra ne yapacak, izleyip göreceğiz. Kazayla bir takım şeyler ters giderse kaçınılmaz sonuçlar olacak. Transferlere baktığınızda da yaklaşık 400 milyon TL’nin üzerine çıktı borç yapılan transferlerle… 17’de 17 Beşiktaş yapabilir mi denirse, Beşiktaş 88-89 döneminde hiç yenilmeden şampiyon olmuş bir takımdır ama gözardı edilen şu; her rakip Bucaspor olmayacaktır.
Tribünlerde bir oturmuşluk doygunluk var. Beşiktaş en centilmen taraftar grubudur. Bence takımlarını desteklesinler ve kesinlikle taşkınlıktan, küfürden kaçınsınlar. Taraftarları Beşiktaş’ı desteklediği sürece Beşiktaş’ın onlara çok şey vereceği ortada…”
Karar çıktı: İnönü Stadı yıkılıyor
YENİ İnönü Stadı Projesi için beklenen izin çıktı. Kararı Anıtlar Genel Kurulu kararı açıkladı. Kurul, İnönü Stadı’nın yıkılarak yeni stadın yapılması için onay verdi. Siyah – Beyazlı yönetim projenin kabul edilmesinin ardından mayıs ayında ilk kazmayı vurarak inşaata başlamayı hedefliyor. Bugün yapılan ve Beşiktaş Belediyesi temsilcisinin de bulunduğu toplantı sonrası sevindirici haberi, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Siyah Beyazlı kulübün başkanı Yıldırım Demirören’in telefonla arayarak verdi.
“Seyir zevki muhteşem”
ZAFER ARAPKİRLİ:
Beşiktaş’ın yeni transferlerine tam puan veren Zafer Arapkirli, Beşiktaş’ın şampiyonluk yolunda nasıl bir preformans sergileyeceğini açıkladı. Şampiyon olunabilir mi sorusuna ise puan farkının altını çizerek şampiyonluğun mümkün olamayacağına inandığını söyledi.
Zafer Arapkirli açıklamalarına şu sözlerle devam ediyor: “Beşiktaşın yeni transferleriyle kendi seyircisinin önüne çıktığı maçı İnönü’de izledim bende. Portekiz bayrakları, Portekizce marşlar ve bir Portekiz havasıyla geçen bir maçtı. Sahada zaten Türkçe konuşan 4 tane futbolcu vardı. Gerisi Brezilyalılar da dahil Portekizce konuşuyordu. Ama bu işin biraz nükte tarafı ama futbol açısından baktığımızda yeni transferleri beğendiğimi söyleyebilirim. Özellikle sol kanatta Simao’nun forvette Almeida’nın gerçi biraz yavaş gözükse de Almeida’nın rakip takımlar için bayağı bir korkutucu yeni transferler olduğunu söyleyebilirim. Keza sonradan oyuna giren Fernandes, Beşiktaş’ın en büyük numarası diyebilecğimiz Q7’nın yani Querasma’nın da performansı göz kamaştırdı. Tabi yine her zamanki gerideki zaafları Beşiktaş’ın devam ediyor. Çok kolay neredeyse ellerini kollarını sallaya sallaya rakip forvetler, gol pozisyonuna girebiliyorlar. Ama klasik pek çok spor yazarını da söylediği gibi Beşiktaş bundan sonraki maçlarında daha da fazla pozisyon bulacak.
Transferleri daha da fazla seyir zevkini tattıracak tribünlere… Ama 10 atar beş yer, 6 atar 4 yer falan dedikleri gibi kalesinde pozisyon bulmaya da devam edecek. Genelde konuştuğumuzda gayet iyi transferler yapılmış diyebiliriz. Umarız tekmeden, tokattan, dirsekten, yumruktan fırsat bulup futbollarını sahada gösterebilirler. Ve Beşiktaş’a sezon sonuna kadar faydalı olurlar.
Umarız da şampiyonluğu görürüz ama o biraz uzak ihtimal gibi gözüküyor ama neden derseniz Beşiktaş’ı 11 puan öndeyken bile şampiyon yapmayan sistemin 14 puan geriden gelip de şampiyon olmasına izin vereceğine ben inanmıyorum.”
‘Seyir zevki oldukça yüksek
bir kadroya sahibiz’
“Beşiktaşlılara şunu söyleyeceğim, herkesi imrendirecek bir şekilde 14 puan geride de olsa 24 puan geride de olsa taraftar bu sezon için de geçtiğimiz sezonlarda da öyleydi; şampiyonluk matematiksel olarak kaçtığı zamanlarda bile öyleydi… Tribüne gelip 10 lira – 20 lira neyse… Kombine, loca, açık kapalı ne ise verip tribüne gelip takımlarına destek olmalarını bekliyorum. Ki öyle olacaktır. Hele ki seyir zevki yüksek bir kadro olduğu için… Sezon sonuna kadar öyle olacağına inanıyorum. Çünkü aynı slagonu bir kez daha tekrarlayacağım; biz bu takımı şampiyon olsun diye tutmuyoruz… Her sene şampiyon olsun diye tutmuyoruz… Biz bu takımı Beşiktaş diye tutuyoruz. Taraftarın haleti ruhiyesi budur. Bu da zaten pek çok kulüp tarafından imrenerek tatbik edilmeye çalışılmaktadır. Şenol Güneş’in böyle bir demeci var; ‘Beşiktaş 14 puan geride olmasına rağmen İnönü tribünlerine bakın, bir de bizim trübine bakın’ diyor. Kendi taraftarını kınıyor. Bu en güzel ödüldür bence bizim için…”
ESAT YILMAER:
Beşiktaş önemli yıldızları Türk futboluna kazandırdığını söyleyen Esat Yılmaer, Beşiktaş’ın gol yese bile yediğinden fazlasını atmaya çalışacağını vurguluyor. Avrupa Kupalarında Türkiye’yi tek temsil eden takım Beşiktaş’ın istekli oynamasının ne denli önemli olduğuna da değiniyor.
Esat Yılmaer, açıklamalarına şu sözlerle devam ediyor: “Herşeyden önce Beşiktaş yönetimini böylesine büyük düşünüp, böylesine önemli yıldızları Beşiktaş’a ve Türk futboluna kazandırdığı için kutluyorum. Dünya futbolunun önemli ve marka olmuş isimlerini Siyah-Beyazlı forma altında toplamak ve onlarla birlikte bir futbol gösterisi sunmak çok önemli bir düşünceydi. Bucaspor maçına geldiğimizde ise tüm bu ‘Ne yaparlar acaba…’ sorularının cevabı verilmiş oldu. Muhteşem bir tempo ile sahaya çıkan Beşiktaş’ın bu yeni yıldızları tribünlere keyif veren bir futbol oynadılar. İnönü Stadı’nın tıklım tıklım dolu tribünleri maç boyunca bu yeni yıldızlardan oluşan takımdan büyük bir zevk aldıklarını maçın her bölümünde hissettirdiler. Taraftarlar coşkulu tezahüratlarla Beşiktaş’ın tempolu futboluna katıldılar.
Beşiktaş öyle sanıyorum ki, ligin ikinci yarısına damga vuracak takımdır. Çünkü gol atmayı pozitif futbol oynamayı düşünen bir takım oluşturmuş, Siyah-Beyazlı ekip. Bunlar da her maçta gol özlemiyle rakip kaleye doğru gidiyorlar, bu da futbola heyecan getiriyor. Beşiktaş’ın ligin ikinci yarısında mutlaka izlenmesi gerektiğini futbolseverlere söylüyorum. Beşiktaş oynadığı futbolla keyif verecektir. Gol yese bile Beşiktaş, yediğinden daha fazlasını atmaya çalışacaktır.”
‘Futbolda olmaz diye
bir şey yok’
Esat Yılmaer, Beşiktaş’ın sonraki maçlarında galibiyet serisi yapıp yapamayacağı konusunda ise oldukça içten düşüncelerini aktarıyor. Futbolda imkansız kavramının yer almadığını da yineleyen Esat Yılmaer, düşüncelerini şu sözlerle aktarıyor: “17’de 17 niye olmasın! Futbolda olmaz diye bir şey yok. Beşiktaş’ın öncelikli amacı 17’de 17’yi ligde yapmak, ikincisi Avrupa kupalarında Türkiye’yi tek temsil eden takım olarak alabileceği en iyi sonucu almak… Beşiktaş’ın bunu yapacak gücü var. Beşiktaş’ın önündeki rakibi Dinamo Kiev, olası rakibi Manchester City olacak. Kara Kartal’ın bu kadrosu böylesine istekli oynarsa Avrupa’da zirveye doğru yürür. Ligde 17’de 17 yapabilir… Kupada finale kadar gidebilir. Beşiktaş için bunlar imkansız değil ama futbolda hiç bir şey garanti değil. Beşiktaş futboluyla keyif verecektir.”
Fırtına gibi başladı
Beşiktaş, Spor Toto Süper Ligi ikinci devresi ilk maçında Bucaspor’u 5-1 yendi. Siyah Beyazlı ekibin gollerini 8. ve 64. dakikalarda Nobre, 19. dakikada penaltıdan ve 73. dakikalarda Guti ile 44. dakikada Simao kaydetti. Mücadeleye taraftarlar da büyük bir ilgi gösterdi. Yeni transferler Simao Sabrosa ve Hugo Almeida’nın ilk 11’de çıktığı maçta, Manuel Fernandes ise yedekler arasında yer aldı; 65. dakikada ise oyuna dahil oldu. Siyah-Beyazlılar, sahaya parlak gri formasıyla çıktı. İlk dakikalardan itibaren sahanın hakimi olan Beşiktaş, oyunu Bucaspor yarı sahasına yıktı. Özellikle Quaresma güzel çalımlarıyla tribünlerden alkış alırken, 8. dakikada Guti’nin korner vuruşunda topa kafayla dokunan Nobre, ekibi 1-0 öne geçirdi. 17. dakikadaki atakta rakip oyuncu Beto’nun topa elle müdahale etmesi üzerine kazanılan penaltı atışında topun başına geçen Guti, güzel bir vuruşla 19. dakikada Siyah-Beyazlıları 2-0 öne geçiren isim oldu. 44. dakikada ise Quaresma’nın şutunda top Bucaspor savunmasına çarpan top Simao’nun önünde kaldı. Kaleci ile karşı karşıya pozisyonda topa güzel vuran Portekizli yıldız, meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu ve skor 3-0 oldu. Bu gol Simao’nun Beşiktaş formasıyla attığı ilk gol olarak kayıtlara geçti. Karşılaşmanın ilk yarısı 3-0 Beşiktaş’ın üstünlüğü ile tamamlandı.
İkinci devreye rahat başlayan ve oyunu kontrolü altında tutan Beşiktaş, savunmada dikkatliydi. Bucaspor’a fazla pozisyon vermeyen Siyah-Beyazlılar, 64. dakikadaki karambolde Nobre’nin dokunuşuyla 4-0’lık üstünlüğü elde etti. 65. dakikada ise iki gol kaydeden Nobre, yerini yeni transfer Manuel Fernandes’e bıraktı. 73. dakikada Guti, farkı 5’e çıkartan golü kaydetti. 75. dakikada ise Bucasporlu Musa’nın golüyle skor 5-1 oldu. 79. dakikada Ernst, Guti’nin yerine; Bobo ise Hugo Almeida’nın yerine oyuna dahil oldu. Karşılaşmanın ilerleyen dakikalarında başka gol olmayınca Kara Kartal, Spor Toto Süper Ligi 2. devresi ilk maçında Bucaspor’u 5-1 mağlup etti ve puanını 31’e çıkardı.