Yemen Ekşioğlu Özel Açıklamalar (27.09.2010)

Spor Yazarı Yemen Ekşioğlu’nun Radyo Beşiktaş’a yaptığı açıklama

Radyo Beşiktaş’ın canlı yayın konuğu bu hafta Yemen Ekşioğlu idi… Ekşioğlu öncelikle son oynanan lig maçını analiz etti. Ve şunları söyledi: “Antalya takımından çok çekiniyordum. Çünkü Şifomuz Mehmet Özdilek’in başında bulunduğu Antalyaspor liglerin iyi futbol oynayan ekibidir. Ama önce Schuster ile başlamak istiyorum. Her maçta değişik kadro çıkartarak, takımı hazır tutuyor. Schuster’in sezon başından beri Ernst ise bir harika. Hemen her maçta oynadı. Antalya maçında da Bobo’ya yaptığı iki asistle bir yerde de ipten aldı diyebiliriz, Beşiktaş takımını… Zemin geçmiş haftalara göre bayağı iyiydi. Müsabakadan önce Orhan Saka’yla sahanın içini gezdim. Şimdi uzun bir ara var, bu arada saha istenilen kıvamda olacaktır.
ERNST’İN DIŞINDA İBRAHİM TORAMANDA BİYONİKTİR.
Maça dönersek, Guti’nin tribünde olması, Ernst’e büyük bir sorumluluk yükledi. Şifo ise,vakit geçirme konusunda iyi ders vermiş. Müsabaka hakemimiz Edirne bölgesi hakemlerimizden Özgür Yankaya… Bu kardeşimiz geleceği olan hakem kardeşimiz ama maalesef kitapçı bir hakem. Kitapçı olduğundan dolayı da kuralları biraz es geçti. Oyunun daha başında vakit geçirme yerden kalkmama olayları ister istemez seyirciyi gerdi. 65.-70. dakikada ilk sarı kartını gösterdi. Onu da Beşiktaş taraftarı gösterdi. İlk defa taraftar diyorum ben. Daha öncekilerin hepsi seyirciydi. Seyirci oynuyor kendini eğlendiriyorlardı. Bu hafta 3500-4000’e yakın bilet satıldı. 20 bine yakın bir seyirci vardı. Halbuki bu yıldızların içinde olan müsabakada cumartesi günü gayet de rahat olması gereken müsabakada Beşiktaş taraftarının o stadı doldurması gerekirken 20 bin kişi oynaması o gün de başka maçın olmaması ister istemez kafalarda soru işareti yapıyor. Niçin gelmiyorlar diye. Öbür taraftan yabancı futbolcu gelsin istiyorlar, bir sürü hayaller peşinde koşuyorlar. Bu işler bütçe meselesi, önce destek olacaksın ki ondan sonra bir takım taleplerin yerine gelecek.
Birde Ferrari’den bahsetmek istiyorum. Otel hayatından onu vazgeçirmek lazım. Bu üçüncü otel değiştirmesi… Yoksa iki maç oynar üç maç bekleriz. Sivdk sakat, Ferrari yokken, defansta Hilbert oynadı. Adana’dan gelen genç delikanlı stoper oynayabilirdi. Toraman’la oynayabilirdi veya Zapo’yla oynayabilirdi. Toraman sağ beke geçebilirdi. Bu arada İbrahim’de biyonik adamdır. Özverilidir. Hilbert ve Hakan’ın hatası Beşiktaş’ın başına çok sıkıntı da açabilirdi. Bu hep konsantrasyon eksikliğinden kaynaklanan bir olay. Q7’yi namı diğer Querasma’yı etkili kılmak için, Schuster orada Tabata’yı değil Guti’yi kullanması lazım. Ara paslarda atılan toplara bakın, Querasma’nın yediği tekmelerden sert hareketlerden usandı. Böyle giderse, Querasma öyle bir kart görecek ki 3-4 hafta sahalarda olmayacak.
KİTAPÇI HAKEMLER ÇİFTE STANDARTCI DAVRANIR
Çünkü hakemlerimiz kitapçı, futbolu oynayan hakemlerimiz çok az. Top oynamış hakemle futbolu yorumlayan hakemle oyun oynayan bir hakem arasındaki yorum farkı çok farklı.
Bunun için maalesef hakemlerimiz çifte stardatta. Fenerbahçe maçında Lugano’nun yaptıkları hareketlere bakıyorsunuz, Emre’nin Mehmet Topuz’un yaptığı hareketlere bakıyorsun, onlar es geçiliyor, öbür tarafta Q7 kalkıyor, kartını görüyor. Niye hani neredeydi yıldızlar korunacaktı, hani neredeydi top oynayanla oynamayan ayırt edilecekti… Galatasaray-İBB maçı bütün tv kanallarında yorumlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir tane topçu yere yattı mı, bir tane topçu yere yatmadı. Beşiktaş maçında da yerden kimse kalkmadı. İnsan ister istemez çelişki görüyor. Şimdi Beşiktaş maçında bir penaltı pozisyonunda ortalığı birbirine katan Abdullah Hoca ve arkadaşları. Serveti daha eliyle alıp kornere taşıdığı pozisyona tek bir tepki yok. Şu açıdan söylüyorum, Galatasaray maçında kart görmeyin deyip de hepsine diazem mi verildi sakinleştirici mi verildi. Yalnız Beşiktaş maçlarında mı oluyor bu şeyler.. Bunlar maalesef bu çifte standartlar olduğu zaman ister istemez taraftarımız da zivanadan çıkıyor.
TEKKE VE AURELLO TAKIM İÇİNDE REKABET YARATIR
Fatih Tekke’nin gelmesi en azından Bobo ve Nobre’yi motive etti. Fatih Tekke Beşiktaş kulübüne o kadar pahalıya patlamış bir oyuncu değil. Tekke iş ahlakıyla, en son geldiğinde biliyorsunuz gol kralıydı Rusya’da. İş ahlakına da liderlik vasfına da diyecek kimse yok. Milan Baros nasıl… Fatih Tekke de öyle bir topçu. Tekke’nin sakatlığı çıksın arkadaşlığı da takım ruhu da dört dörtlük…
Aurelio’dan bahsetmişken Necip’in bu hafta onunla birlikte olan oyununu gördünüz. Ne kadar mükemmel bir oyuncu. Ben Aurelio’yu bu takımda düşünmek istemezdim onun yerine Antep’e giden Orhan’ı isterdim buraya. Ümit milli takımımızın oyuncusu. Orhan eğer olmuş olsaydı Fabian Ernst, Necip ve Orhan üçlüsü onun önünde Guti… Yani bunları tabi ben üç senedir Necip de Necip diye kıvranıyorum.
MUSTAFA HOCA NECİP’İ ZORLA KAMPA GÖTÜRDÜ
Mustafa Denizli’yi, bakıyorum şimdi yayıncı kuruluşta çıkıyor, ‘Necip’i ben çıkardım’ Yok be… Nerede sen çıkardın? Yalancı… Yalancı Mustafa Denizli… Nerede sen çıkardın? Gırtlağına basarak zorla kampa gönderdik Necip’i. Necip’i sezon başı kampa bile götürmedi Mustafa Denizli. Erkut’u aldı Necip’i alıp götürmedi. Onun için Orhan’ın gitmesine hakikaten çok üzüldüm. Bakın defansa adam arıyoruz biz, Sezer gitti, Ümit Milli takım oyuncumuz. Rize’de. Çok üzülüyorum bizim aslında Necip gibi aşağıdaki bu çocuklarımız hakikaten her şeyleriyle dört dörtlük oyuncular… Aşağıdan o kadar güzel çocuklar geliyor ki. Ama yeter ki bunlara sahip çıkılsın. Ben Schuster’in sahip çıkacağına inanıyorum.