SAYI 302

Gazete Beşiktaş’ın yeni sayısını okumak için tıklayınız… SAYI 302 (PDF)

CHP İL BAŞKANLIĞI AÇILDI
Kılıçdaroğlu Levent’teydi
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı’nın açılış töreni, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ve CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül’ün katılımıyla 29 Aralık 2013 Pazar Günü gerçekleştirildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Pazar Günü saat 12.00’de Atatürk Havalimanı’nda binlerce CHP İstanbul İl Örgütü üyesi tarafından karşılandıktan sonra araç konvoyuyla birlikte CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın 4. Levent’te bulunan yeni il merkezine geldi. Ancak yoğun ilgi nedeniyle Levent’e geçiş saatler sürdü. CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP’nin yeni il binasının açılışına katılmıştı. Ancak Kılıçdaroğlu kendisine gösterilen yoğun ilgi nedeniyle uzun bir süre programına başlayamadı.
CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın yeni binasının açılışı için İstanbul’a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ve çok sayıda partili karşıladı.

HAYVANLARA ÖZGÜRLÜK İSTEDİLER
Maymunlar için boykot!..
Maymunlara eziyet ediliyor düşüncesiyle bir grup hayvansever Beşiktaşta protesto gösterisi yaptı. Hayvan özgürlüğü aktivistleri, maymunları doğal ortamlarından koparıp deney laboratuvarlarına taşıdığı için uçak şirketinin müdürlüğü önünde maymun maskeleri ile boykot çağrısı yaptı.
Yüzlerinde maymun maskeleriyle, içinde insan olan bir kafes protestoda dikkat çekti. Güvenlik görevlileri ile eylemciler arasında bir süre arbede yaşandı.

Zorlu Center’in katları kaçak olarak mı inşaa edildi?..
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü yolsuzluk operasyonu kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yönelik soruşturmada, Beşiktaş’taki Zorlu Center’ın 86 bin metrekaresinin kaçak olduğu, sonradan yasadışı olarak ve sahte raporlarla değiştirildiği öne sürüldü. Beşiktaş’taki Zorlu Center için yapılan ihalede inşaat alanının 230 bin metrekare olarak belirlenmesine karşın eklenen bodrum katları ile bu rakam 628 bin metrekareye çıktığı söyleniyor. Onaylı projeye aykırı olarak inşa edilen Zorlu Center’ın yasal hale getirilmesi için plan değişikliği konusu olabileceği iddia ediliyor.

Bebek’te Kış Festivali
Bir yıl daha geride kaldı ve yeni yılı Beşiktaşlılar düzenlenen etkinlikler bir arada coşkuyla karşıladı. Yeni yıl etkinlikleri kapsamında göze çarpan organizasyonlar içinde Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu “Bebek Kış Festivali” vardı. Yeni yıl eğlencesi içinde bir çok etkinlik Bebek Parkı’nda kentliyi bir araya getirdi.
Beşiktaş Belediyesi’nin organize ettiği etkinlikte “Bebek’te Bir Kış Festivali” müzik eğlence, alışveriş, buz pateni, atlı karınca, noel baba, yılbaşı ağacı, alışveriş standları, tahtabacaklar, jonglörler, happy nest ile çocuk etkinlikleri Beşiktaşlıları ve İstanbulluları karşıladı. Dört gün boyunca canlı müzik performansları, Su Soley, Ece Seçkin, Yıldız Asyalı ve Number 1 fm Dj’lerinin hazırlamış olduğu süprizler Bebek Parkı’na bu coşkuyu tatmak için gelen tüm Beşiktaşlılar ve İstanbullular için gerçekleştirildi.
Çeşitli standlar vardı… Festival kapsamında geçen eğlenceli orgazisyonda birbirinden değişik konseptlerde standlar da katılımcıları karşıladı. Bebek Parkı’na gelenler gün boyunca sevdiklerine yılbaşı hediyeleri seçebildi bununla birlikte yemek molası verebildi ve dostlarıyla, yakınlarıyla birlikte çay kahve eşliğinde sıcak sohbetler yapabilme imkanı buldu. Genç Sanatçılar Su Soley, Ece Seçkin ve Yıldız Asyalı canlı performanslarıyla müzikseverleri coşturdu. Dj performansları da 2014′ü karşılamak isteyen Beşiktaş kentlilerine unutulmaz saatler yaşattı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’da organizasyonda kentliler ile birlikteydi. Başkan Ünal Beşiktaş yaşayanlarının neşesine ortak oldu. Bebek Kış Festivali Etkinliği 28-29-30-31 Aralık tarihlerinde gerçekleşmişti.
ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL ALAN
Beşiktaşlılar yeni yıla muhteşem bir festival ile girdiler. Ailece doyasıya eğlenmek isteyenlerin bu yıl adreslerinden biri de Bebek Parkı’ydı. Festivalde; çocuk oyunlarından, canlı konserlere; yemek ve alışveriş alanlarından, atlı karınca ve buz patenine; bir çok eğlence ve aktivite 4 gün boyunca kentlileri ağırladı. Beşiktaş Belediyesi tarafından bu yıl ilki düzenlenen ve 4 gün süren Bebek Kış Festivali, Bebek Parkı’nda tüm coşkusuyla ziyaretçilerini ağırladı. Beşiktaş Belediyesi’nin organize ettiği “Bebek’te Bir Kış Festivali”nde, müzik eğlence, alışveriş, buz pateni, atlıkarınca, Noel Baba, yılbaşı ağacı, alışveriş standları, tahtabacaklar, jonglörler, happy nest ile çocuk etkinlikleri yer alıyordu. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, tüm İstanbullular’ı yeni yıl coşkusunu yaşamak üzere ailece Beşiktaş’a ve Bebek Parkı’na davet ederek, bu keyifli festivalde hep beraber olmaya çağırmıştı, etkinlikler de kendisi de kentlilerle birlikte yer almıştı. Çocuklar için ayrı bir yeri olan yeni yıl eğlencesinde de çocuk oyun alanının yeniden şekillendirilmesinin yanı sıra süsleme ve eğlenceli aktivitelere de yenileri eklendi. Buz pateni alanı çocukların oldukça ilgisini çekti. Yine bununla birlikte minikler eğlenceli aktivitelere katılmaktan da geri kalmadı. önlük şapka süsleme, yüz boyama, kar küresi yapımı, kağıttan oyuncak yapımı gibi etkinlikler çocukların vazgeçilmeziydi. Ayrıca etkinlik kapsamında gerçekleştirilen kukla tiyatrosu da yine miniklerin ilgisini çekmeye yetmişti. Bebek Kış Festivali, bu yıl ilk kez düzenlendi ve Bebek Şenliği konseptine yakın bir anlayışla gerçekleştirildi. Yeni yıl öncesinde düzenlenen bu etkinliklerde kentli bir araya gelerek ailesiyle birlikte neşeli ve güzel bir vakit geçirme olanağını yakalamış oldu. Çeşitli standların yer aldığı alanda alışveriş için de olanak vardı. Bunu yanı sıra çocuklar da özel alanlarında 4 gün boyunca gerçekleştirilen etkinliklerle yeni yıla merhaba dediler. Özellikle açık havada buz pateni keyfi de yapan çocukların yüzlerinden gülücük eksik olmadı.

Coşkuyla kutladılar
Merhaba 2014!..
Beşiktaş Belediyesi bu yıl yeni yıl kutlaması çerçevesinde farklı bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Bebek Kış Festivali ile beraber yeni yıl kutlamaları da gerçekleşti. Aynı zamanda Ortaköy Meydanı’nda da etkinlikler tüm hızıyla devam etti. Yeni yıl kutlamasının bir ayağı da Ortaköy’de gerçekleşti. Bebek Parkı’ndaki etkinliklere vapur da kalktı ve saatleri açıklandı. DJ’ler sahne performanslarını Bebek’te ve Ortaköy’de sürdürdü. Geçtiğimiz yıllarda da Ortaköy Meydanı’nda düzenlenen partiye Beşiktaş Belediyesi’nin yeni yıl partisi ses-ışık gösterileri, kar makinesi ve konfetilerle renklenmişti. Geri sayımdan sonra daha da hız kazandı ve coşkulu ve rengarenk kutlamalar halka açık olarak gerçekleşmişti. Ücretsiz Yeni Yıl Partisi’ne katılanlara birçok önemli markadan ikramlar da sunuldu.
Ortaköy’de Sokak Partisi, Saat: 20:30’da start aldı ve organizasyon Saat: 00:30’a kadar sürdü. Bebek Yeni Yıl Festivali ise 31 Aralık sabahı başladı ve gün boyu sürdü.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal yeni yıl kutlaması ile ilgili mesajını sosyal platformlarda da paylaştı. “Kavgaların bittiği, demokrasi ve özgürlüklerin egemen olduğu, mutlu, sağlıklı bir yıl dilerim” diyen Başkan Ünal’ın kutlama mesajının tamamı şöyleydi:
“Çağdaş bir Beşiktaş, çağdaş bir Türkiye!
Hoş geldin diyeceğimiz yıla, geride bıraktığımız yıla göre hep daha fazla anlam ve umut yükleriz. Haksız da değiliz. Bugüne kadar yüzümüzü hep ileriye döndük. Hedeflerimizi her yıl daha da ileriye taşıdık. Çağdaş bir Beşiktaş yaratmak için sürekli çalıştık. Geride bıraktığımız yıl gerçekleştirdiğimiz hizmetleri “10. Yılda 10 Yeni Hizmet” sloganıyla sizlerle paylaştık. Umarım önümüzdeki yıl bu hizmetlerden en iyi şekilde yararlanma imkanını bulursunuz. Görüşleriniz bizim için çok önemli. Çünkü her yıl olduğu gibi fikirlerimizi sizden gelen önerilerle şekillendiriyoruz.
2013 yılı ülkemiz açısından da çok değişik bir yıl oldu. Üzerinden çağlar geçse bile bu topraklarda yaşayanların hatırlayacağı bir yıl olacağı kesin… Tarihçilerin, sosyologların ve siyaset bilimcilerin araştırma konularını uzun yıllar meşgul edecek. Bu yıl yaşananların vatandaşlarımız tarafından iyice özümseneceğini umuyorum. Yöneticilerimizin kitlesel hareketlerin sonuçlarını iyi analiz edeceğini düşünüyorum. Eğer bu temennilerim gerçekleşirse 2013 yılının getirdikleri, ülkemizdeki temel hak ve özgürlüklerin, demokrasi anlayışının hedeflediğimiz noktaya çıkarmak için bize büyük bir fırsat verir.
Kavgaların, küslüklerin, çıkar çatışmalarının bittiği, demokrasi ve özgürlüklerin egemen olduğu bir 2014 hepimizin ortak hedefi olsun… Mutlu, sağlıklı bir yıl dilerim.”

Teknoloji ve psikoteknik
Yeni yılın ilk aylarından geçen sezonun sevilen ve ilgi çekici oyunları Ortaköy’de yeniden seyircisini ağırladı. İzleme imkanı olmayan ve yeniden seyretmek isteyenler için “Göge Bakan Adam” ve “Kapıların Dışında” yeni yılın ilk aylarında Ortaköy’deydi.
11 Ocak’ta sevenleriyle buluşan oyunla ilgili bazı detaylar şöyle aktarılıyordu: “Göğe Bakan Adam, hayatının bir döneminde insanları aldatıp, duygularını kulanmış, kendi nefsi için her şeyi yapan ,yapmış korkak, sıkıntılı, amaçsız, yalnız,bunalımlı, öz güvensiz, işsiz güçsüz tam bir dağılmadır. Kadınların yaşadığı olumsuzlukları, dertleri, güçlükleri, sosyal durumlarını ele alır. Kendinden çıkamamış, sorunlarını çözemeyen, takıntılarından kurtulamamış farklı kadın karakterlerin hikâyelerini, psikolojik bir derinlikle anlatır. Göğe Bakan Adam, sıradan hayatların takıntılı, kaygılı, endişeli, iletişimsizliklerini, iç konuşmalarımızı, panik atak hallerimizi tebessüm ettirerek anlatırken aynı zamanda bu hayatları sorgular.
Oyunla ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Göğe Bakan Adam – Panik Atak Mahir Atak, Şerafettin Kaya’nın yazdığı Yetişin Komşular Terk Edildim – Panik Atak Öyküleri adlı kitabından tiyatroya uyarlandı. Yazan – Yöneten: Şerafettin Kaya.
Yardımcı Yönetmen: Gül Gülsün Yıldız. Oyuncular ise Hacı Ali Konuk, A.Fuat Onan, Gül Gülsün Yıldız, Defne Gürsoy, Sena Arcın, Tuğba Zambak, Gülşah Pekpak, Ömür Ak, Oya Kumova, Dilara Hocaoğlu olarak tiyatroseverlerin karşısına çıkıyor.”
Cibali oyuncularının “Göğe Bakan Adam” oyununun yanı sıra yine geçtiğimiz yıldan hatırlarda kalan teknolojisiyle kurgusuyla dikkat çeken oyun “Kapıların Dışında” Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde izleyicisini ağırladı.
12 Ocak Pazar günü sahnelenen oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyordu: “Yolcu Tiyatro seyircisi ile buluştuğu ilk oyun için, tiyatro tarihinin en güçlü savaş karşıtı oyunlarından biri olan, “Kapıların Dışında” oyununu, dijital 3D mapping teknolojisini kullanarak sahneliyor. Animasyonlarla gerçek oyuncuların iç içe geçtiği oyunda, dijital teknoloji bir fon olarak değil, oyunun bir parçası olarak kullanılıyor. Oyuncuların, animasyonlar ile interaktif olarak sürekli iletişim halinde oldukları oyun, seyirciler için bugüne kadar tiyatro sahnesinde daha önce yaşamadıkları farklı bir deneyim oluşturuyordu.”

Sahnekarlardan Sersefil
“Korkuyorum Sevgilim”
Yepyeni oyunlar Ortaköy’de tiyatroseverler ile buluşmaya devam ediyor. Bunlardan bir tanesi de “Sersefil (Korkuyorum Sevgilim)” isimli oyun olarak karşımıza çıkıyor. Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’de 14 Ocak’ta Tiyatro Sahnekarlar ekibi tarafından sahneye konulan oyunun konusu ile ilgili bazı detaylar ise şöyle aktarılıyor:
“Aşk mı bağımlılıktır, bağımlılık mı aşktır? Aşk, bağımlılığın düşürdüğü “sersefil” halleri bağışlayabilir mi? Peki aşk, altın vuruştan önceki son çıkış mıdır yoksa son doz mudur? Sersefil (Korkuyorum Sevgilim) Müzikali, uyuşturucu bağımlılığı gölgesinde tutkulu bir aşk hikayesine ayna tutuyor. Pamuk ipliğinde yaşayan bağımlıların akıl almaz dönüşümlerini, çevrelerinin çaresizliğini gözler önüne seriyor. Yine de aşkın, sımsıkı bir can simidi olabileceğini de gösteriyor. Ayrıca toplumumuzda son zamanlarda yeterince dikkat çekilmeyen fakat ilkokul bahçelerine kadar düşmüş olan uyuşturucu felaketinde hepimizin birey olarak nasıl payı olduğuyla yüzleştiriyor. Baskıcı bir babanın eroin bağımlısı oğlu Martin de, ilgisiz ailesinden kaçan Lilian da hayatlarını çok istedikleri halde değiştiremiyorlar. Peki kendilerini değiştirmeye nereden başlamalılar? Ölümün kıyısında yaşadıkları aşk onları karanlığa mı sürükleyecek yoksa aydınlığa mı?”
Oyunla ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle:
“Yazan: Korhan Abay. Yöneten: Bora Severcan. Müzik: Recep Gül. Şarkı Sözleri: Ömer Vatanartıran. Final – Şarkı – Beste: Uygur Vural. Kayıt & Mix: Reha Falay.”

Brecht’in savaş dönemi oyunu
Beşiktaş’ta tiyatro oyunları tüm hızıyla seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde 9 Ocak’ta farklı bir oyun daha seyircisiyle buluştu. “Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı” adlı oyun, yeni yılın ilk ayında sanatseverleri kucakladı. Oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyordu:
“Brecht’in savaş döneminde yazdığı anti-faşist oyunda, Hitler’in iktidara yürüyüş öyküsü ile ünlü Chicago’lu gangster Al Capone’un öyküsü örtüştürülüyor. Oyunda iktidar ve sermaye günübirlik çıkarlar adına, yasaları çiğneyerek işbirliği yaptığında; ülke siyasetinin, toplumsal düzenin onarılmaz ve geri dönülemez bir baskı rejimine dönüşebileceği gerçeği anlatılıyor.”
Epik tiyatro oyunuyla ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle aktarılıyordu:
“Tiyatroadam’ın sekiz oyuncusunun yaklaşık otuz altı farklı kişiyi dönüşümlü bir şekilde oynandığı, müziklerin yine oyuncular tarafından, akapella (insan sesi) olarak yapıldığı, epik tiyatronun özüne uygun, çağdaş bir yorumla sahneye koyulan bu oyunla, seyirciye, baş döndürücü bir tempo ve coşkuyla, eğlenceli bir biçimle, alışılagelmişin dışında bir tiyatro lezzeti sunmak amaçlanıyor.”
1941 yılında yazılmış olan tiyatro eserinin günümüzde sahneye koyan ekibin oyuncu kadrosunda şu isimler bulunuyordu:
“Aşkın Şenol, Ayça Koyunoğlu, Berk Yaygın, Çetin Kaya, Deniz Özmen, Fatih Koyunoğlu, Gökhan Azlağ, Neslihan Arslan.”

Kalp ülkesine yolculuk
Türk Bale repertuarının önde gelen yapıtları arasında sayılan İstanbul Devlet Opera ve Balesi için sahnelenen Hüsn-ü Aşk’a Dair, 2013-2014 sezonunda MDTist için uyarlanmış çağdaş bir versiyonla Fulya Sanat’ta sahne alacak. Olağan dışı, içsel ve fantastik bir macera üzerine kurulu “Hüsn-ü Aşk’a Dair”, Divan Edebiyatı şaheserlerinden Şeyh Galib’in Hüsn-ü Aşk’ının modern bir dans drama şeklinde sahneye yansıması olarak tanımlanıyor. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek olan etkinlikle ilgili bazı detaylar şöyle sıralarıyor:
“Hüsn-ü Aşk (Aşk’ın Güzelliği) adlı alegorik mesnevi, Şeyh Galip’in 1782 yılında, girdiği bir iddia üzerine 6 ayda yazdığı ve divan edebiyatımızın en önemli örneklerinden biri olmasının yanı sıra, edebiyat ve spiritualizm açısından çok önemli bir eserdir. İlahi aşka kavuşmanın güçlüğü, insanın sahip olduğu bütün ahlaki değerlerin etkisi ile beraber, Galib’in kaleminden dökülen müthiş bir duygu ve beyin fırtınası ile işlenmiştir. Bundan yola çıkarak, Hüsn-ü Aşk’a Dair`in çağdaş anlatım metnini yazan Kubilay Tunçer, ‘insan büyükleriyle de arkadaşlık edebilir olgusunu takip ederek, ben Hüsn-ü Aşk’a nazire bir şiir yazdım’ diyor. Koreografide damıtılmış bir beden dili ve tempolu bir coşku uygulayan koreograf, dansçıları birer kalem, adımları ve hareketleri birer sözcük olarak kullanıyor. Harflerin hat sanatı, maceraların görsel efektlerle bezendirildiği projeksiyonlarla desteklenen eserin müziği Rahman Altın’a ait. Senfonik anlatım, ses efektleri ve tiyatral anlatım içeren minik besteler ile bezenmiş bir müzikal dünyada geçen prodüksüyonda, MDTistanbul dansçıları ile beraber Kubilay Tunçer şiiri canlı olarak okuyor.”
Hüsnü Aşk’a Dair adlı modern dans gösterimi 18 Ocak saat: 16:00 Fulya Sanat Merkezi’nde ziyaretçilerini ağırlayacak.
Şeyh Galib’in Mesnevisinden uyarlanan öykü ile ilgili bazı detaylar ise şöyle aktarılabilir:
“(Beni-mahabbet) kabilesinde bir kız bir de erkek çocuk doğar, erkeğe Aşk kıza Hüsn ismini verirler, bu ikisini birbirlerine nişanlarlar. İkisi de Edep okuluna giderler, bu okulda Munlâ-yı Cünun isimli büyük bir hoca vardır. Bu sıralarda Hüsn Aşk’a aşık olur. Araya engeller, insanlar girecektir… Aşk’ın Gayret adında bir lalası vardır ve sonunda ikisi Aşk’ın gidip Hüsn’ü kabile büyüklerinden istemesi konusunda anlaşırlar. Kabile büyükleri ise Aşk’ın bu arzusuyla alay eder ve eğer Hüsn’e kavuşmak istiyorsa Kalb ülkesine gidip Kimyâ`yı alıp gelmesi gerektiğini söylerler. Yolun ne denli zorlu ve korkunç olduğunu da anlatırlar, Aşk yolda dev, cin ve cadılarla karşılaşacak, ateşten bir denizden geçmek zorunda kalacaktır. Aşk ile Gayret Kalb ülkesine yola koyulurlar…”

Klarinet ve Viyolonsel
Konser programları Fulya’da müzik tutkunlarını bir araya getiriyor. 17 Ocak’ta Koji Kawamoto – Fevzi Onur Ustabaş – Yağızcan Keskin – Poyraz Baltacıgil adlı sanatçıların oluşturduğu konser etkinliği ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanabilir: “Şef: Koji Kawamoto, Solist: Fevzi Onur Ustabaş (Klarinet), Yağızcan Keskin (Klarinet), Poyraz Baltacıgil (Viyolonsel). Program: F. Mendelssohn – 2 klarinet ve orkestra için konser parçası No. 1 Op. 113. E. Elgar – Viyolonsel Konçertosu. N. Kodallı – Telli Turna. Y. Akutagawa – Trinita Sinfonica.”
Programın genç sanatıçlarından Fevzi Onur Ustabaş hakkındaki bazı detaylar ise şöyle sıralanabilir:
“2009 yılında Urla Müzik Akademisi’nin düzenlediği, Ecole Normale de Musique de Paris’de profesör olan Guy Dangain’in klarinet ustalık sınıfına katıldı. 2010 yılında İstanbul Klarinet Derneği’nin düzenlediği ustalık sınıfına katılarak Prof. Dr. Nicolas Baldeyrou ile klarinet çalıştı. Yine 2010 yılında Bremen’de düzenlenen Uluslararası Bremen Gençlik Senfoni Orkestrası’na (The International Youth Symphony Orchestra Bremen) katıldı. 2011 yılı Mart ayında, şefliğini Cem Mansur’un yaptığı Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’nda çalmaya hak kazandı. Mimar Sinan Rotary Klübü’nün Mart ayında düzenlemiş olduğu “14. Uluslararası Genç Müzisyenler Oda Müziği Yarışması”nda oda müziği grubu ile birlikte 2.lik ödülü aldı. Aynı yıl Mayıs ayında, II. Uluslararası Marsyas Kültür, Sanat ve Müzik Festivali kapsamında gerçekleştirilen Marsyas Uluslararası Klarinet Yarışması’nda “En İyi Türk Eseri Yorumcusu” ödülünü aldı. 2011 yılı Eylül ayında, yine Urla Müzik Akademisi’nin düzenlediği klarinet ustalık sınıfında Conservatoire de Nice’de hoca olan Michel Lethiec ile klarinet çalıştı. Oda müziği çalışmalarını Yrd. Doç. Dr. Macit Kızılay ile sürdüren Onur Ustabaş halen Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı lisan 2. sınıfta okumakta olup İzDSO Klarinet sanatçısı Ender Gülenler ile eğitimine devam ediyor.”

İki duayen müzisyenden
“Barok Aryalar”
Müzikseverler için yepyeni etkinlikler Fulya’da sanatseverleri ağırlıyor. Bunlardan bir tanesi 16 Ocak’ta ziyaretçilerini ağırmlayaca olan Barok Aryalar adlı program… Bürçin Büke ve Simge Büyükedes’in gerçekleştireceği program ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“Barok Aryalar: Purcell – When I`m laid in Earth (5). Hændel – Lascia ch`io pianga (4) – (kulis). Liedler: Mozart – Als Luise die Briefe (2). Debussy – Romance (2). Poulenc – Cest ain ci que tu es (3) – (kulis). Dvorak – Çingene Şarkıları 4 numara (2). Rachmaninof – O nye grusti pamnye( Benim için ağlama gibi birşey demek) (5). Mahler – Das Irdiche Leben (7). Programın ikinci yarısı ise şöyle devam ediyor: Aryalar: Dvorak – Rusalka- Song to the Moon (6). Cilea – Adriana Lecouvreur- Io sono l`umile ancella (4) – (kulis). Massenet – Le Cid- Pleurez mes yeux (5). Verdi – Macbeth-La luce Langue (6). bis: Puccini – Tosca – Vissi D`arte vissi d`amore (3). Loewe – My Fair Lady – I could have danced all night (3).”
Barok Aryalar programını sanatçılarından Simge Büyükedes ile ilgili bazı detaylar da şöyle sıralanabilir:
“1981 yılında İstanbul’da doğan Simge Büyükedes, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera bölümünde öğrenim görmüş, Ece İdil ile birlikte çalışmış ve 2007 yılında mezun olmuştur. Türkiye’nin pek çok şehrinde Şef Gürer Aykal yönetiminde farklı orkestralar ile farklı projelerde söylemiştir. 2007 yılında Teatro alla Scala di Milano adlı uluslararası yarışmayı kazanmış ve Teatro alla Scala di Milano Akademisi’ne kabul edilmişti.”

KOMEDİ: İhtiyar Balıkçı ve Deniz
Beşiktaş’ta tiyatro gösterimleri sürüyor. Birbirinden ilginç tiyatro oyunları sanatseverler ile buluşuyor. “İhtiyar Balıkçı ve Deniz” tiyatroseverler ile buluşuyor. 18 Ocak Cumartesi günü tiyatroseverler Akatlar’da buluşuyor. Oyunun konusu şöyle:
“Yeni dünya düzenine ayak uyduramamış deniz adamının mücadelesini komedi yoluyla anlatan İhtiyar Balıkçı ve Deniz, tiyatroseverlerle bir araya geliyor. İstanbul Halk Tiyatrosu 2013 – 2014 sezonu için yepyeni bir oyun hazırlıyor. Yıldıray Şahinler’in yazdığı oyunda usta oyuncu Erkan Can, İhtiyar Balıkçı’yı canlandırıyor. Oyunda ayrıca Yıldıray Şahinler (genç), Orhan Eşkin (geçmişten gelen adam), Buse Sinem İren (geçmişten gelen kadın) ve Salih Kırlı (tayfa) rol alıyor.”
Oyun hem deniz insanını, hem insanın yaşam karşısındaki mücadelesini, hem de yaşam boyu mücadele eden insanın yeni dünya düzeni tarafından kullanılıp kenara atılışını komedi yoluyla izleyenlere anlatıyor.
Erkan Can hakkındaki bazı detaylar ise şöyle sıralanabilir:
“1 Kasım 1958’de Bursa’da doğdu. 1975 yılında Bursa Devlet Tiyatrosu, Ahmed Vefik Paşa sahnesine giderek tiyatro hayatına başladı. 1985 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü’ne girdi ve 1990 yılında oradan mezun oldu. 1991-1992 yılları arasında Bakırköy Belediye Tiyatrosu’na girdi. 1992 yılında sevilen dizi Mahallenin Muhtarlarında Temel karakteri ile televizyon dünyasına girdi. 1998 yılında Gemide adlı filmde başrol oynadı ve büyük bir hayran kitlesi oluşturdu. 1998 yılında 35. Antalya Film Şenliği’nde “en iyi erkek oyuncu” ödülünü aldı. Aynı filmle 1999 yılında Ankara Film Festivali’nde ve Orhan Arıburnu Ödülleri’nde “en iyi erkek oyuncu” ödüllerini aldı.”
Rol aldığı tiyatro oyunları ise şöyleydi:
“Bezirgan (Tartuffe): Moliere – İstanbul Halk Tiyatrosu – 2012, Paçi: Burak Akyüz – İstanbul Halk Tiyatrosu – 2011, Alevli Günler: Irmak Bahçeci – İstanbul Halk Tiyatrosu -2010, Sürmanşet: Sinan Tuzcu – İstanbul Halk Tiyatrosu – 2008, İvan İvanoviç Varmıydı Yokmuydu : Nazım Hikmet – Bakırköy Belediye Tiyatroları – 1999, Sofokles’in Antigonesi: Bertolt Brecht – Bakırköy Belediye Tiyatroları, Bir Geçmiş Zaman – Bakırköy Belediye Tiyatroları, Ayyar Hamza : Ali Bey – Bakırköy Belediye Tiyatroları, Demokrasi Gemisi: Bakırköy Belediye Tiyatroları, Rosencrantz ve Guildenstern öldüler: Tom Stoppard – Tiyatro Odası, Krallar da Ölür: Eugene Ionesco- Tiyatro Odası.”

Hansel – Gretel ve şeker ev
Yeni yılın ilk ayında çocuk tiyatroları perde dedi. Bu oyunlardan bir tanesi de “Hansel ve Gretel”di. Zengin olmak için yanlış yola sapan yetişkinler ile düştükleri zor durumdan kurtulmaya çalışan çocukların hikayesi komik bir dille anlatılıyordu.
Oyunun yönetmeni ise Tevfik Tunga’ydı. Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyle:
“Oyuncular: Metin Kurt, Özge Vardar, Özgül Soydaş, Cihan Bektaş, Özlem Vardar Cebesoy. Süre: 2 Perde / 60 dk.”
Akatlar’da sahneye taşınan oyun oldukça ilgi gördü. Öte yandan ünlü hikaye “Hansel ve Gretel” ile ilgili şu detaylar yer alıyor:
“Hansel ve Gretel, fakir bir oduncunun çocuklarıdır. Oduncunun karısı (bazen çocukların annesi, bazen de üvey annesi olarak anlatılır) aç kalmaktan korktuğu için eşini çocukları ormana götürüp bırakmaya razı eder. Planı duyan Hansel ve Gretel, eve dönüş yolunu bulabilmek için beyaz çakıltaşları biriktirir. Çocuklar geri dönünce anneleri babayı bir kez daha aynı şeyi yapmaya razı eder. Ama bu kez çocukların yol işaretlemek için ellerinde sadece ekmek kırıntıları vardır. Maalesef orman hayvanları kırıntıları yer, böylece Hansel ve Gretel kaybolurlar. Çocuklar ormanın derinliklerinde şekerden yapılmış bir kulübeyle karşılaşırlar. Dayanamayıp kulübeyi yemeye başlarlar. Kulübenin sahibi olan yaşlı bir kadın onları içeri davet eder ve yemek ikram eder. Masa şekerleme, fıstık, kek ve diğer tatlılarla doludur. Ancak kadın, aslında kulübeyi çocukları cezbetmek için inşa etmiştir, amacı onları şişmanlatıp yemektir…”

Bir sorgulama:
‘Aşk-ı Mecnun’
Sinema dünyasının sevilen ismi Ayşen Gruda Beşiktaş’ta seyircisiyle buluştu. Duayen oyuncu Ayşen Gruda, sevenleri ile Tiyatro Yokki’nin Aşk-ı Mecnun oyunu ile buluşturdu. Aşk-ı Mecnun adlı oyun ile ilgili bazı detaylar şöyle sıralanıyordu:
“Ünlü olma hayali ile istanbul’a gelen Leyla’nın bu süreçte yaşadığı değişimleri, gerçek hayatla ve aşkla yüzleşmesini konu alan komedi oyunu iki perdedir.”
Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyleydi:
“Yazan – Yöneten: Kerem Baydar. Oyuncular: Ayşen Gruda, Kerem Baydar, Elif Tayhan, İbrahim Gayberi, Nil Ateş, Ayşegül Akbıyık, Rabia Çelik. Müzik: Tolga Karatepe.”
Aşk-ı Mecnun tiyatro oyununun yönetmeni Kerem Baydar, “Ayşen Gruda hocamızın Tiyatro Yokki’nin Aşk-ı Mecnun oyununda yer alması gerek beni gerekse oyuncu arkadaşlarımızı hem gururlandırıyor hem de üstadımız ile aynı sahnede olmanın gururunu yaşatıyor’’ dedi.
Türk sinemasının sevilen ismi Ayşen Gruda ile ilgili bazı detaylar şöyle sıralanabilir:
“Ayşen Gruda, 30 Kasım 1945’te istanbul’da doğdu. Komedi yeteneği, çocuk yaşta Yeşilköy’deki evlerinde Ermeni komşularının taklidini yaparken ailesi tarafından keşfedildi. Kardeşi Ayben Erman ve Ayten Erman da kendisi gibi oyuncu olacaktı. Televizyon için yaptığı skeçlerden birinde canlandırdığı “Domates Güzeli Nahide Şerbet” karakterinden sonra lakabı “Domates Güzeli” olarak kaldı.
Ayşen Gruda, “Mum Söndü”, “Deve Kuşu Kabare”, “Hababam Sınıfı Müzikali”, “Yedi Kocalı Hürmüz” gibi kabare ve müzikallerde yer aldı. Tiyatronun yanıda birçok televizyon programında skeçlerde ve dizilerde oyunculuk yaptı.”

Yılın ilk filmi: Şimdiki Zaman
Beşiktaş’ta sinemaseverler Levent’te buluşmaya devam ediyor. Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gösterime giren “Şimdiki Zaman” adlı film, seyircisini ağırladı. 3 Ocak’ta izlenen film ile ilgili bazı detaylar ise şöyle aktarılıyordu:
“Mina yaşadığı ülke ile bağlarını kopartmaya karar veren fakat işsiz ve parasız bir kadındır. Amerika’ya gidip yeni bir hayata başlamanın planlarını yaparken para biriktirmek için bir kafede meraklılarına kahve falı bakmaya başlar. Bir yandan insanlara kaderleriyle ilgili umut dağıtırken, diğer yandan kendi şimdisini ve geleceğini sorgular. Öte yandan da kafenin diğer falcısı Fazi kendisine hem arkadaş, hem de yeni bir iş kurmak için ortak bulduğuna inanmaktadır. Mina şimdiki zamanı olduğu yerde bırakıp, geleceğe kaçmak ister.”
Film 19. Adana Altın Koza Film Festivali’nin yarışma bölümünde, ünlü yönetmen Ferzan Özpetek başkanlığındaki ulusal yarışma jürisi tarafından ‘Yılmaz Güney’ Ödülü’ne, Sinema Yazarları Derneği (Siyad) tarafından ‘En iyi Film Ödülü’ne, Film Yönetmenleri Dernegi (Film-Yön) tarafından da ‘En İyi Yönetmen Özel Ödülü’ne layık bulundu. Filmin başrollerinden Sanem Öge, 24.Ankara Film Festivali’nde ve 31. İstanbul Film Festivali’nde ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülüne layık görüldü.
Yapımcılığını Haşmet Topaloğlu’nun, yönetmenliğini ise Belmin Söylemez’in üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Sanem Öge, Şenay Aydın, Ozan Bilen, Suat Oktan, Erdi Kement, Hüseyin Akdağ, Nesrin Yıldırım ve Kemal Cicioğlu yer alıyordu.
3 Ocak Cuma günü, saat 19.00’da gerçekleşen gösterimin ardından filmin yapımcısı Haşmet Topaloğlu ve yönetmeni Belmin Söylemez izleyicilerin sorularını yanıtladı.

Umut’un Bayram Harçlığı…
Beşiktaş’ta filmseverler birbirinden ilgi çekici gösterimleri takip etme olanağını bulabiliyor. Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda Ocak ayının ilk haftasında “Bayram Harçlığı” adlı kısa film gösterildi. Filmin konusu şöyleydi:
“Umut bayramın ilk günü ailesiyle bayram gezmesine giderek bayram harçlıkları toplar. Her harçlık Umut için bambaşka hayallerin habercisidir.”
“Bayram Harçlığı” adlı film ile ilgili diğer bazı detaylar ise şöyleydi:
“Çocuk masumiyetinde bir film… Hepimizin hayallerini hatırlatan, bize özgü, bizden bir film olarak filmseverlerin karşısına çıkıyor.
“Bayram Harçlığı” projesi T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı 2013/1 sayılı “Sinema Destekleme Kurulu Toplantısı” kararlarında “Kısa Film Yapım Desteği” almaya hak kazandı.”
Bayram Harçlığı adlı film hakkındaki bazı detaylar şöyle aktarılıyor:
“Oyuncular içinde; Berkecan Akkaya, Barış Kıralioğlu, Duygu Serin, Nükhet Akkaya, Mehmet Ali İşgüder, Sezer Soykök, Özgür Özgencer, Itır Zeren, Levent Akkök, Meltem Topçu Kutlu, Mert Emir Kutlu, Efe Eren, Nizam Eren isimleri yer alıyor. Yönetmen: Serpil Altın Urkan. Senarist: Serpil Altın Urkan. Yapımcı: Serpil Altın Urkan.”
Yönetmen Serpil Altın Urkan, kendine ait sitesinde hakkında şunları aktarıyor:
“1979 yılı Şubat’ında doğdu. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema TV bölümünü kazandığında kimse şaşırmamıştı. Aklı fikri üretmekti. O kadar mutluydu ki, okulu birincilikle bitirdi. Kepi fırlattığı günün sabahı soluğu İstanbul’da aldı. Sinema, dizi, ve reklam dünyasında yönetmen yardımcılığı yaparak, setlerin tozunu 2 sene aldı. Ustası Tolgay Ziyal’den öğrendiklerini hayatının her alanında kullandı. 2004 yılının ilk günü CNBC-e’nin renkli dünyasının kapıları açılınca, koşarak girdi ve bu dünyada 7 yıl reklam prodüktörlüğü yaptı. Brief aldı, özel projeler yazdı, tasarladı, kurguladı, yaptı… Daha sonra Kültür Bakanlığı Sinema Destekleme Kurulu’nun 2013/1 sayılı kararlarında kısa filmi “Bayram Harçlığı” geri ödemesiz destek almaya hak kazandı.”

Romantik film: “Karnaval”
Sinema tutkunları Beşiktaş’ta yeni yılın ilk ayında birbirinden farklı filmleri izleme imkanı buluyor. Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda “Karnaval” adlı film gösterildi. 10 Ocak’ta perdeye yansıyan film ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanabilir:
“İzmir’de çekilen film, evden eve halı yıkama makinesi pazarlayan Alis ve babasının düğün salonunda pastacılık yapan Demet’in aşkını mizahi bir üslupla anlatıyor. 30’lu yaşlardaki Alis babasıyla yaşadığı sorunlar nedeniyle evden kovulur ve arabada yaşamaya başlar. Bu süreçte tek derdi hayatını sürdürebileceği düzenli bir işe girebilmektir. Tam da bu sırada halı yıkama makinesi pazarlamacısı olma şansını elde eder. Sonrasında tesadüf eseri karşılaştığı Demet ile arasında gelişenler sayesinde hayallerini gerçekleştirme fırsatını yakalarlar.
Yoldaki Kedi adlı kısa filmiyle Altın Koza da dahil olmak üzere birçok ödüle layık görülen genç yönetmen Can Kılcıoğlu’nun ilk uzun metraj çalışması olan filmin başrollerinde deneyimli oyuncular Serdar Orçin ve Tülin Özen yer alıyor.”
Karnaval adlı film, 2013 yılı yapımı ve 92 dakika sürüyor. Film ile ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle sıralanabilir:
“Yönetmen: Can Kılcıoğlu. Senaryo: Can Kılcıoğlu. Görüntü Yönetmeni: Aslı Dabak. Kurgu: Tayman Tekin. Sanat Yönetmeni: Barış Yıkılmaz. Oyuncular: Serdar Orçin, Tülin Özen, İpek Bilgin, Sait Genay. Yapımcı: Can Kılcıoğlu, Doğa Kılcıoğlu, Kaan Kurbanoğlu.”

MKM: Nazım Hikmet Gecesi
Beşiktaş’ta açılışlar, etkinlikler, özel geceler kentlinin katılımıyla düzenlenmeye devam ediyor. Yeni yılın ilk ayında ilçede Nazım Hikmet anma gecesi düzenlenecek. 15 Ocak tarihinde Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi Attila İlhan Salonu’nda Nazım Hikmet Anıtı’nın açılışı sonrasında aynı günün akşamı usta isim Nazım Hikmet için özel bir anma gecesi düzenlenecek. Gecede önemli sanatçıların da yer alacağı öngörülüyor. Bu özel gece, Mustafa Kemal Merkezi’nde gerçekleşecek.
Sanatçılar Parkı’nda açılışı gerçekleştirilecek Nazım Hikmet Anıtı sonrasında özel etkinlik programı Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi Attila İlhan Salonu’nda devam edecek. 15 Ocak’ta gerçekleşecek olan program ile ilgili detaylar şöyle aktarılıyor:
“Kültür merkezinde, ‘Nazimem’ isimli film gösterisi gerçekleşecek. Filmde beste: Aysun Kahraman. Şiir: Işık Yenersu, Altan Erkekli. Müzikte ise Çellistanbul, Çağ Erçağ, Melih Kara, Erman İmayhan, Murat Berk, Dilek Türkan, Güvenç Dağüstün, kemençede ise Derya Türkan ve piyanoda Hakan Toker isimleri sanatseverleri karşılayacak.”
Nazım Hikmet hakkındaki bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“Nazım Hikmet Ran (17 Ocak 1902 – 3 Haziran 1963), daha çok Nazım Hikmet olarak bilinen Türk şair, oyun yazarı, romancı, anı yazarı olarak tanınıyor. Siyasi inançları yüzünden defalarca tutuklanmış ve yetişkin yaşamının büyük bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirmiştir. Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır.
Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim, Ahmet Oğuz, Mümtaz Osman ve Ercüment Er adlarını da kullanmıştır. İt Ürür Kervan Yürür adlı kitabı Orhan Selim imzasıyla çıkmıştır. Türkiye’de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmektedir.
Şiirleri yasaklanan ve yaşamı boyunca yazdıkları yüzünden 11 ayrı davadan yargılanan Nâzım Hikmet, İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre yattı. 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı; ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile bu işlem iptal olundu. Mezarı Moskova’da bulunmaktadır.
Nazım Hikmet 17 Ocak 1902’de Selanik’te doğdu. Daha önce 20 Kasım 1901 olarak bilinen doğum tarihinin, Halet Çambel’in arşivlerinin ortaya çıkması sonucunda, 17 Ocak 1902 olduğu öğrenildi. İlk şiiri Feryad-ı Vatanı 3 Temmuz 1913’te yazdı. Aynı yıl Mekteb-i Sultani’nde ortaokula başladı. Bir aile toplantısında denizciler için yazdığı bir kahramanlık şiirini Bahriye Nazırı Cemal Paşa’ya okuyunca çocuğun Bahriye Mektebine gitmesine karar verildi. 25 Eylül 1915’te Heybeliada Bahriye Mektebine girdi, 1918’de 26 kişi içinden 8. olarak mezun oldu. Karne değerlendirmelerinde zeki, orta derecede çalışkan, elbisesine özen göstermeyen, sinirli ve ahlaki tavırları iyi bir öğrenci görülmektedir. Mezun olduğunda dönemin okul gemisi Hamidiye Gemisine Güverte Stajyer Subayı olarak atandı. 17 Mayıs 1921’de aşırıya kaçan halleri bulunduğundan ordu ile ilişiği kesildi.
Nazım Hikmet, 1920’de arkadaşı Vâlâ Nureddin ile Milli Mücadele’ye katılmak üzere ailesinden habersiz Anadolu’ya geçti, Bolu’da öğretmenlik yaptı. Daha sonra Batum üzerinden Moskova’ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler ve İktisat okudu. 1921’de gittiği Moskova’da devrimin ilk yıllarına tanık oldu ve komünizm ile tanıştı. 1924’te Moskova’da yayınlanan ilk şiir kitabı da sahnelendi. O yıl Türkiye’ye dönerek Aydınlık Dergisi’nde çalışmaya başladı, ancak dergide yayınlanan şiir ve yazılarından dolayı on beş yıl hapsi istenince tekrar Sovyetler Birliği’ne gitti. 1928’de Af Kanunu’ndan yararlandı ve Türkiye’ye döndü. Bu defa Resimli Ay Dergisi’nde çalışmaya başladı. 1938’de yirmi sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı. 12 sene süren tutukluluktan sonra askere alınacağı ve öldürüleceği endişesiyle 1950 yılında Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği’ne giden Nazım, 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulu’nca Türkiye vatandaşlığından çıkarılmasının ardından, büyük dedesi Mustafa Celaleddin Paşa’nın memleketi olan Polonya’nın vatandaşlığına geçerek Borzecki soyadını aldı. 3 Haziran 1963 tarihinde ise, Nazım Hikmet geçirdiği bir kalp krizi neticesinde 61 yaşında hayata gözlerini yumdu.”

Karikatür Yarışması başlıyor!
Geleneksel hale gelen Nehar Tüblek Karikatür Yarışması bu yıl da devam ediyor. 19.su düzenlenecek olan Nehar Tüblek Yarışması’na başvurular 10 Şubat 2014 tarihine kadar sürecek.
Ömrünü karikatüre adamış 6 Mart 1995 tarihinde vefat eden, değerli sanatçılardan Nehar Tüblek adına Beşiktaş Belediyesi ile Karikatürcüler Derneği tarafından düzenlenen karikatür yarışmasının bu yıl 19.su bu yıl yapılacak. Hem değerli karikatürcü Nehar Tüblek’i anmak hem de karikatür sanatının yaygınlaşmasını sağlamak için gerçekleştirilen yarışmanın bu yıl ki konusu ise “Seçim” olarak karşımıza çıkıyor.
Yarışma ile ilgili bazı detaylar şöyle sıralanıyor: “Ödüller: Birincilik Ödülü: 3.000 lira, İkincilik Ödülü: 2.500 lira, Üçüncülük Ödülü: 2000 lira, 3 Mansiyon: Her biri 1.000 lira, Beşiktaş Belediyesi Onur Ödülü: 1.500 lira, Özel Ödüller: Beşiktaş Jimnastik Kulübü Özel Ödülü, Karikatürcüler Derneği Özel Ödülü, Kabataş Lisesi Eğitim Vakfı Özel Ödülü, Gazeteciler Cemiyeti Özel Ödülü, Dünya Yayıncılık Özel Ödülü, Nehar Tüblek Ailesi Adına Özel Ödül, Karikatürcüler Derneği Gençleri ve Çocukları Özendirme Ödülleri.”
Nehar Tüblek Karikatür Yarışması’nın seçiciler kurulunda şu isimler yer alıyor:
“Seçiciler Kurulu:
İsmail Ünal – Beşiktaş Belediye Başkanı, Kemal Çiloğlu – Beşiktaş Belediye Başkan Vekili, Mahmut Akgün – Karikatürist, Raşit Yakalı – Karikatürist, Akdağ Saydut – Karikatürist, Tonguç Yaşar – Karikatürcü, Musa Kart – Karikatürcü, Erdoğan Bozok – Karikatürist, Ahmet Öztürklevent – Karikatürist.”
Nehar Tüblek hakkındaki bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Sanatçı, 1924 yılında Yugoslavya’nın Manastır kentinde dünyaya geldi. Daha sonra Türkiye’ye yerleşen Nehar Tüblek’in ilk karikatürü 1943 yılında ‘Amcabey Dergisi’nde yayımlandı. O günden vefat ettiği güne kadar kendini karikatüre adadı. ‘Hafta’, ‘Yavrutürk’, ‘Yeni Mecmua Karikatür’, ‘Şaka, ‘Amcabey’, ‘Akbaba’, ‘Dolmuş’, ‘Çarşaf’ dergileriyle ‘Son Posta’, ‘Dünya’, ‘Akşam’, ‘Yeni Gazete’, ‘Hürriyet’ ve ‘Günaydın’ gazetelerinde devamlı olarak karikatür çizdi. Nehar Tüblek yurt içi ve yurt dışında yapılan uluslararası yarışmalarda da birçok ödül kazandı. Son olarak Dünya Gazetesi’nde çalışmaktaydı. 6 Mart 1995 tarihinde gazetedeki çalışma masasının başında vefat etti.”
Yarışmada dereceye girenler ve onur ödülüne seçilenler, 6 Mart 2014 tarihinde düzenlenecek törende ödüllerine sahip olacak. Katılım koşulları ile ilgili detayları 444 44 55 no’lu telefondan da edinebilirsiniz.

Göz yaşları içinde yıkım
Beşiktaş’ta ev yıkımı gerçekleşti. Kentsel dönüşüm adı altında gerçekleştirilen yıkımda Ortaköy’de 80 senedir aynı yerde yaşayan ev sahipleri isyan etti.
Yeşim Hanım Ortaköy’de annesinin yaşadığını söylüyor ve şunları aktarıyor: “Yıllar önce alınan evler şu an Büyükşehir’in arazisi olarak gözüküyor. Yerinde dönüşüm isteyen ev sahipleri zorla başka yerlere götürülmek isteniyor. Arazin Ortaköy’ün üst taraflarından boğaz manzaralı bir alanda yer alıyor olması da rant düşüncelerini akla getiriyor.”
Ortaköy’de yıllardır oturan kişiler ev yıkımı ile birlikte durumlarının ne olacağını da merak ediyor. Başka yerlerden uzun süre borçlanarak ev almak istemeyenler çoğunlukta gözüküyor. Geçim sıkıntısı çeken insanların böyle bir seçeneği zorla kabul ettirilmeye çalışıldığı da iddialar arasında. Bu evler borçlar bitmeden satılamıyor veya miras kalamadığını da söyleniyor.

Silahlı tartışma
Beşiktaş’ta silah sesleri… Alınan bilgiye göre, Arnavutköy Bebek Caddesi’ndeki bir balık restoranında, iki grup arasında henüz belirlenemeyen bir nedenden dolayı tartışma çıktı. Geçen haftalarda gerçekleşen tartışmada restoran çalışanları ve müşteriler kavgaya karışan tarafları sakinleştirmeye çalıştı. Üzerinde silah bulunan kişiler, restorandan dışarıya çıkmak isterken, bağrışma seslerini duyarak gelenlerle de tartışmaya başladı. Kimliği belirlenemeyen silahlı kişiler, tartıştıkları kişilere tabancayla ateş etti. Bacaklarından yaralanan Davut Şaki, Gürbüz Askerler ve Metin Bozkuş, hastaneye kaldırıldı. Restoranda bulunanlar ifadelerine başvurulmak için Arnavutköy Polis Merkezi’ne götürüldü, Olay Yeri İnceleme ekipleri restoranda ve çevrede inceleme yaptı. Kaçan saldırganların yakalanması için çalışmaların sürdüğü bildirildi.

Beşiktaş’ta otobüs kazası
O tobüslerin karıştığı kaza, Beşiktaş Barbaros Bulvarı Yıldız kavşağında sabah saatlerinde meydana geldi.
Mahmut Varışlı’nın kullandığı 34 HY 7488 plakalı özel halk otobüsü kırmızı ışıkta beklediği sırada, Eyüp Göllü idaresindeki 34 HY 6744 plakalı İstanbul Otobüs A.Ş.’nin halk otobüsü duramayarak arkadan çarptı. Kazada iki otobüsteki 5 yolcu hafif yaralandı. Vatandaşların ihbarıyla olay yerine çok sayıda ambulans sevk edildi. Kazada yaralanan kişiler ambulanslarla çevre hastanelere kaldırıldı. Kaza nedeniyle bir süre sıkışan trafik otobüslerin çekilmesiyle normale döndü. Görgü tanıkları arkadan gelen otobüsün yağmur nedeniyle duramayarak öndeki otobüse çarptığını iddia etti. Her iki otobüste de çok fazla yolcu olmaması yaralı sayısının artmasını engelledi. Polisin kaza ile ilgili incelemesi sürüyor.

İnsanlar duyarsız
Deniz leş gibi!..
Deniz kirliliğinin gözle görülebilen boyutu bile düşündürücü görünüyor. Suların üstünde bir çok nesneye rastlanıyor. Periyodik temizliğin yanı sıra teknelerin bulunduğu alanda ise girilmeyen deniz temizliği noktalarında sahile inen ve teknelerde yaşayanların duyarlılığına kalıyor. Evsel atıklar, plastik kaplar gibi. Bir tarafta değerleri milyon dolarla ifade edilen yatlar, diğer tarafta göreni kahreden kirlilik… Kuruçeşme’de yatların bağlandığı sahilde kirlilik görenleri de hayrete düşürüyordu. Her gün sahilde yürüyüş yapan semt sakinlerinden Paşa Çakır, belediyenin sürekli deniz yüzeyinde temizlik yaptığını, ancak teknelerden atılan çöplerin miktarının çok fazla olması nedeniyle belediyenin de başa çıkamadığını söylüyor. “Sürekli burada yürüyüş yapıyorum. Sürekli burası böyle. Belediye temizlemeye çalışıyor ama başa çıkamıyor. Teknelerin pisliği diye düşünüyorum. Bir toplum bir şeye adapte olmuyorsa onun önünü almak çok zor. Kimsenin umurunda değil, teknelerden atılıyor bu pislik, Sonuç itibariyle akıntı ve rüzgar sahile getiriyor.” Kirliliğin sahil ve gezici teknelerden kaynaklandığını söyleyen Çakır, boğazda deniz anasındaki artışın kaynağının da kirlilikle alakalı olduğunu ifade etti. Belediye deniz temizleme aracı da periyodik çalışmalarına hız kazandırdı.