SAYI 291

Vişnezade Mahallesi Muhtarı Reyhan Cinyusuf:
“Mahallemize elbirliğiyle sahip çıkmalıyız”
Bu sayımızda yeniden Vişnezade Mahallesi sakinlerinin konuğu oluyoruz. İsmini, vişne yetiştiren Serasker Mehmet Vişnezade’den alan semt, tarihi çeşmeleri ve turistik otelleri barındırır. Vişnezade, Beşiktaş’ın modern yerleşimleri arasında yer alır.
Mahalle sakinleri her gün artan trafiğine ve sıkıntısına rağmen yaşadıkları mahalleyi sevdiklerini de dile getiriyorlar. Mahalle Muhtarı Reyhan Cinyusuf muhtarlığı evi gibi görüyor ve muhtarlığa gelen kentlilere adeta yuva sıcaklığındaki neşeli, candan bir tavır ile karşılıyor. Ancak muhtarlığın ufak bir mekanda bulunması mahalle sakinlerinin dikkatini çekiyor. Konu ile ilgili birçok başvuru yapılmasına rağmen sonuç alınamamış. Mahallede en büyük sorun İstanbul’un hemen hemen her noktasında karşımıza çıkan trafik. Trafik, kimi zaman öyle bir keşmekeş halini alıyor ki mahalle sakinlerinin sinirleri gerililyor ve kimi zaman kavgalar yaşanıyor. Mahalle sakinleri trafik sıkıntısından dolayı yaşanan bu kavgalardan oldukça dertli ve trafik sıkıntısının bir an evvel bitirilmesini istiyorlar.
“SOKAKLARIMIZ GÜZEL”
Vişnezade Mahallesi’nde yaşanan en büyük sıkıntının trafik olduğunu altını bir kez daha çizen Vişnezade Mahallesi Muhtarı Reyhan Cinyusuf, “Mahallemde eskiden parklarımız azdı ve sokaklarımız daha kötü durumdaydı. Şimdi ise eskisine nazaran mahalle daha derli toplu. Bundan 4 yıl önce sokaklarımız çok kötüydü. Sokaklar güzel oldu. Lambalar değişti, kablolar yer altına alındı. Ama bugün içinde sorunlarımız yok da değil. Mahallemizin nüfusu ortalama 10 bin civarında ve en büyük sorunlardan bir tanesi trafik sorunu… Bu konu ile ilgili Büyükşehir Belediyesi’ne her sene yazı yollanıyor ve bize gelen cevapta 100 metrekare alan isteniyor. Ancak yer yok mahallede. Mahallede bu sebeple kimi zaman kavgalar oluyor. Bu kavgalardan esnafımız da bıktı. Öncelike trafik sorunumuza bir çare bulunmasını talep ediyoruz” diyor.
“DAR ALANDA HİZMETTEYİZ”
Mahallesine muhtarlık hizmetini bir apartmanın ikinci katında ve çok dar bir alanda verdiğini söyleyen Reyhan Cinyusuf, “Beşiktaş Belediyesi hizmet binası yapabiliyor ve bu konuda bana yardımcı da oldu. Ancak muhtarlık hizmetini dar bir alandan geniş bir alana almak mümkün olsa güzel olurdu. Şenlikdede Çocuk Parkı, 50. Yıl Süheyla Artam İlköğretim Okulu ve Valideçeşme’de yer ayarlanması için çeşitli girişimlerde bulunuldu ancak henüz bir sonuç alamadık. Muhtarlığa gelen mahalle sakinlerimiz mutlaka bu konuyu konuşurlar. Mahalle sakinlerimiz bana muhtarlığın daha geniş bir alanda yapılması gerektiğini söylerler. Bunun yanısıra sokaklarımızın kaldırımları yenilenmeli ve en azından Cumartesi Pazarı’nın olduğu gün mahallemize Şair Nedim’den çıkan bir araç verilmeli” diyor.
“KÜLTÜR TURLARINA DEVAM”
Muhtarlık görevini yürüttüğü mahallesinde çeşitli sorunlar ile takdir edilen hizmetlerin de olduğunu belirten Cinyusuf sözlerini şu cümlelerle sürdürüyor: “Her mahallede olduğu gibi sorunları belediyemizle birlikte çözmeye çalışmaktayız. Sokak aydınlatması, temizlik işleri ile ilgili sorunumuz bulunmamaktadır. Belediyemizin verdiği 75 yaş ve üzeri evde bakım ve yemek hizmetlerinden memnun olup teşekkür etmektedirler. Kültür Turları’ndan memnun olup bunun devamını ve de Boğaz’da İftar turları da rağbet görmekte. Çocuklarımızın top ve basketbol oynayabileceği bir alan olmadığı için çözüm bulunmasını talep etmektedirler. Oyun gereçlerinin çocuklarımızın güvenliği açısından sık sık kontrol edilmesi gerekir. Sokaklarımıza yapılan düzensiz araç parkından dolayı dar sokaklara itfaiye ve ambulans araçları girmekte zorlanmaktadır. Şenlikdede Camii karşısında bulunan tarihi Ramiz Ağa Çeşmesi tarhine uygun olarak bakımı sağlanmalı. Hüsrev Gerede Caddesi üzerinde bulunan tarihi Raif Ağa Çeşmesi’de onarılması gereken eserler arasında yer almaktadır. Ayrıca mahalle sakinlerimizinde dikkat etmesi gereken bazı hususlar da söz konusu. Belediyemizin bize verdiğii desteğe bizimde katkıda bulunmamız gerektiği inancı ile mahallemize sahip çıkmamız gerekir.”

Mahalleli
ne diyor?

“Kavgamız trafik olmasın”

Mahalle yaşayanları Vişnezade Mahallesi’nde olmaktan memnun olduklarını dile getirirken yaşanan bazı sıkıntıların bir an önce bitmesini diliyorlar. Mahalle sakinlerine göre ön plana çıkan sıkıntıların başında trafikte sık sık yaşanan kavgalar ve çevre geliyor. Mahalle sakinlerini görüşleri şu şekilde:
KANGREN TRAFİK: “Bu mahallenin bitmeyen sorunlarından bir tanesi trafik sorunu. Bununla birlikte kaldırımlarımız çok dar. Ayrıca mahallemizde ışıklandırmalarda yetersiz. Artık kavgamızın trafik olmaması gerekir” Ali Fuat Küçükbirinci.
ÇEVRE ÖNEMLİ: “Çevreye verilen önemin artması gerekiyor. Yaşanan sıkıntılardan bir tanesi trafik ve çözümüde zor bence. Şehir planlamaları en baştan doğru yapılmalı. Yani bence en baştan bu yana yanlış yapılmış.” Kadir Saim Darcan.
VATANDAŞLAR DUYARLI OLSUN: “Özellikle yazın mahallemize kötü kokular yayılıyor. Esnaf olarak bizde mahalle sakinleri ile birlikte bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Çevreye sahip çıkılmalı. Vatandaşlarımızda duyarlı olmamlılar.” Zafer Bayram.
ÇÖZÜM BULUNMASI GÜZEL: “Yazın lağım kokusu oluyor burada bu ve kokuyu Beşiktaş Belediyesi kireç atarak önlemeye çalışıyor. Bu uygulama güzel bir uygulama ve devam ettirilmeli. Mahallemizde çöp sorunu yok” Atilla Baykan.
GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ VAR: “Korna sesi en büyük dertlerimizden bir tanesi. Ama apacak bir şey yok ama vatandaşların bu yolda daha daha duyarlı olması gerekir, sorun trafik. Gürültü kirliliği konusunda duyarlılık. İsim vermedi.
TRAFİK KAVGASI BİTMELİ: “Sürekli kavgalar oluyor ve sebebi neredeyse hepsi trafikten kaynaklanıyor. Mahallemizde kavgaların azalması ve düzgün bir trafik dileğimiz. Bunun olması için ortamın hazırlanması gerek.” Abdurrahman Poyraz.
DENETİM ARTMALI: “Sürekli kavgalar oluyor mahallemizde ve trafik insanların sinirini geriyor. Trafik denetimleri arttırılsa bu sorunun önüne geçilebilir düşüncesindeyim. İnsanlarımızında duyarlı olması gerekir.” Ramazan İlhan.
YERİ DEĞİŞMELİ: “Yolağzı’nda oluşan trafik mahalle için bir sorun. Bunun yanısıra çöp kovalarının kaldırılması gerekir düşüncesindeyim. Bence başka çözüm bulunmalı. Belki de yerinin değiştirilmesi gerekir.” İsim vermedi.
TRAFİK VE OTOPARK: “İki sorun hepimizi etkiliyor bunlardan bir tanesi trafik bir diğeride otopark noktalarının olmayışı. Bu iki sorunun çözülürse trafik rahatlar. Ama bence mahalleye bir otopark zorunlu hale geldi.” Engin Akar.

Kültür mirası Flamenko

Ortaköy’de sergiler tiyatrolar ve gösteriler sanatseverler ile sezon başında bu yana buluşuyor. Sezon boyunca çeşitli programlarla kentliyi ağırlayan Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde dünyaca ünlü danslar sanatseverleri ağırladı. Flamenko gösterisi Ortaköy’deydi. Müzik ve dansın buluştuğu görkemli gösteri, Beşiktaş’ta seyircisiyle buluştu. Programı İspanya’dan gelen dans eğitmenleri de yakından takip etmişti. Bu yıl UNESCO tarafından dünya kültür mirası ilan edilen flamenko, Flamenko İstanbul Gösteri Grubu ile Endülüs’ten depoladığı, ritim ve tutkuyu Ortaköy’de sanatseverlerin ayağına kadar getirdi.
2008 yılından bu yana flamenko sanatını Türkiye’de yaygınlaştıran Flamenko İstanbul Gösteri Grubu ile sanatseverlere, Endülüs’ün eşsiz atmosferini yaşatmayı amaçlayarak Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde dikkat çekici bir gösteri düzenledi.
Flamenko İstanbul Gösteri Grubu; gitar, vokal, ritim ve danstan oluşuyor.
Flamenko İstanbul Derneği ile ilgili bazı detaylar ise şöyleydi:
“Flamenko İstanbul Derneği, İstanbul’da 7 Nisan 2008 yılında flamenko sanatıyla ilgili müzisyenleri, dansçıları ve flamenko sevenleri bir araya getirmek amacıyla kurulmuştur.
Her yaş ve meslek grubundan, dansa ve müziğe gönül vermiş insanların yoğun talep ve arayışlarıyla, Flamenko müziğini paylaşmak, geliştirmek ve doğru aktarabilme fikrinden aldığımız cesaret; Flamenko İstanbul Derneği’ni kurulma aşamasına getirmiştir.
Çalışmalarımız içerisinde flamenkonun özünde olan, yaşandığı andaki hisleri doğru aktarabilmek ve öğrencilerin müziğe daha rahat uyumununun sağlanabilmesi için gerekliliğine inandığımız canlı müzik ortamında; gitar ve cante eşliğinde, dersler verilmesi yer almaktadır.
Flamenko İstanbul Derneği’nce, öğrenci ve üyelerinin, İspanya’daki müzisyenlerle buluşturulması, bire bir çalışmalarına ortam yaratabilmesi için belirli dönemlerde kültür ve eğitim gezileri düzenleyerek ve yine aynı organizasyon kapsamında İspanya’dan, bu sanatı hayatının bir parçası edinmiş gitaristler, dansçı ve cantaorların derneğe davet edilip, öğrenciler ve üyelerle kültür etkileşimi içerisinde aynı havayı soluması amaçlanıyor.”

Bir karmaşa oyunu

Değişik oyunlar Ortaköy’de tiyatroseverleri ağırladı. İlgi çeken oyunlardan bir tanesi de “Arapsaçı” adlı oyundu. Tiyatro Dünyası Oyuncuları tarafından “Arapsaçı” sahnedeydi. Ray Cooney’in yazdığı, Can Törtop’un uyarlayıp yönettiği bu karmaşa komedisinde sahnelerin ve televizyonların sevilen tecrübeli oyuncuları yer alıyordu. Oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyleydi:
“Oyun Londra da Lüks bir apartmanın en üst katında geçmektedir. Mutlu bir evlilik sürdüren ve bir yayın evi sahibi olan Johanna ve Philip Markham çiftinin evinde, Johanna’nın en yakın arkadaşı Bayan Linda’nın, farkında olmadan düşürdüğü bir mektup yüzünden başlayan yanlış anlaşılmalar, Linda’nın eşi ve yayın evi ortağı Henry’nin Philip’i kışkırtması ile daha da karışık bir hal alır. Philip (Can Törtop) ve Johanna (Ümmühan Kıldiş), birbirlerine sadık ve on yıllık evli bir çifttir. Herşey Johanna’nın arkadaşı Linda (Sera Tokdemir)’nın bir kaçamak için Johanna’dan evi kullanmak istemesi ile başlar. Çünkü aynı saatlerde Linda’nın eşi Henry (Berke Hürcan) de, Philip’den bir kaçamak için evi istemektedir. Aynı gece için aralarında gizli aşk yaşanan evin hizmetçisi (Anna Matskevits) ve dekoratörünün (Ferhat Balaban) de evde benzer planları vardır… Dekoratör Alistair ve beklenmedik anda çıkıp gelen ünlü Tonton kitapları yazarı Bayan Symthe’in (Hande Melek) olayların içine girmesiyle evde herkes bir anda rolleri değişir ve tam bir arapsaçına döner olaylar. Sürpriz ziyaretçiler, beklenmedik olaylar, Philip ve Johanna’nın bir türlü çözemediği karışıklıklar… ’’
“Arapsaçı” adlı oyunun kadrosundaki isimler ise şöyleydi:
“İsmail Can Törtop, Ümmühan Kıldiş, Berke Hürcan, Sera Tokdemir, Ferhat Balaban, Hande Melek, Rabia Kaymas, Demir Tokdemir, Aga Jablonska.”

Ustanın fırçasından “İstanbul…”
Türk Resim Sanatı

İstanbul’un en güzel resimleri Ortaköy’deydi. Figüratif özellikleri ağır basan Faruk Cimok Resim Sergisi, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın katılımıyla açılmıştı. Bahar döneminde göze çarpan etkinlikler içinde Ortaköy Sanat Galerisi’nde açılışı gerçekleşen Faruk Cimok İstanbul Resimleri Sergisi, on gün kadar sanatseverleri ağırladı. Türk Resim Sanatının en önde gelen isimlerinden olan Faruk Cimok, Beşiktaş Belediyesi’nin girişimiyle 41 eserden oluşan ”İstanbul Resimleri” sergisini Ortaköy Sanat Galerisin’de açtı. Sanatın toplum içinde daha yaygın biçimde sevilip, anlaşılmasını misyon olarak üstlenen Beşiktaş Belediyesi, sanatı desteklemeye devam ediyor. Çok önemli sergilere ev sahipliği yapan Ortaköy Sanat Galerisi, sanata katkılarını bahar dönemi içinde Faruk Cimok sergisi ile sürdürdü.
Serginin açılışına Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da katılmıştı. Faruk Cimok bu son dönem çalışmalarıyla, günlük yaşamdan kesitleri, evrensel sanat imgesine dönüştürerek döneminin en güzel örneklerini çok figürlü, çok boyutlu çalışmaları ile sanatseverleri buluşturdu. Sanatçı için bu kenti resmetmek aynı zamanda yaşadığı ana, mekâna, çağa tanıklık etmek, yıllar sonrasına hatırlanacak görüntüler bırakmak anlamına da geliyor.
Bununla birlikte kompozisyonlarında olabildiğince doğal algılamalara ve gerçek görüntülere yer veriyor. Nesnel bir biçimde algılanıp ortaya koyulan bu görsel gerçeklik, Cimok’un resimlerinde yerini şiirsel bir anlatıma bırakır.

Müziğin gizemli dünyası

Beşiktaş’ta klasik müzik severler, opera ve bale tutkunları Fulya’da buluştu. Çarpıcı gösterilerin içinde dans ve müziğin uyumu, sanatseverleri adeta zamanda yolculuğa çıkardı. Klasik eserlerden günümüz eserlerine kadar bir çok detayın yer aldığı programlar, müzikseverleri kucakladı. Bunlardan bir tanesi de, Klasik Trio adlı organizasyondu. Beşiktaş Belediyesi klasik müzik severleri bu programda yeniden bir araya getirdi. Bahar dönemi içinde gerçekleşen etkinlikte, önemli isimler yer aldı. Konserde Friedemann Eichhorn, Yelda Özgen Öztürk ve Jerfi Aji triosu, Yelda Özgen Öztürk’ün Trio “Shuffle” projesi için sahnedeydi.
Müziğin büyülü dünyasına yolculuk Anadolu coğrafyasından tınıların çeşitlendiği İhsan Özgen’in son dönemde keman-çello için yazdığı Üç Nefes Üzerine Çeşitlemeleri ile açıldı. Konserin ilk yarısı Ludwig Van Beethoven’in “Ghost” Triosu ile sonlandı. Arvo Pärt’ın Mozart’ın bir piyano sonatının “Adagio” motifi üzerine yazdığı ilahi müzik ile Kuzey Avrupa’ya uzanıldıktan sonra, Astor Piazzolla’nin duygu yüklü “Mevsimler”i ile yolculuk Güney Amerika’da tamamlandı.
Bu etkinlikle birlikte Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği konser için 3 önemli isim bir araya gelmiş oldu. Almanya doğumlu, çok yönlü müzisyenliği ile kendi neslinin önde gelen kemancılarından biri olan müzikolog Friedemann Eichorn üçlüye viyolini ile katıldı. Önemli orkestralarla solist olarak çalmış ve oda müziği yorumcusu olarak birçok festivalde yer alan Eichhorn; Gidon Kremer, Yuri Bashmet ve Yehudi Menuhin ile birlikte konser verdi. Friedemann Eichorn Bach’tan Berg’e kadar uzanan geniş bir konçerto repertuarına sahip bulunuyor.
Trio “Shuffle” projesinin mimarı Yelda Özgen Öztürk İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda viyolonsel, oda müziği ve orkestra dersleri aldı. İTÜ Dr. Erol Üçer Müzik İleri Araştırmalar Merkezi’nde (MİAM) 1999 yılında Reyent Bölükbaşı ile viyolonsel çalışmaya başlayan Özgen MİAM’dan 2002 yılında yüksek lisans, 2009’da ise doktora derecesini aldı. Anatolia Ensemble ile İstanbul Müzik Festivali, Eskişehir Müzik Festivali gibi uluslararası festivallere katıldı, yurt içi ve dışında önemli salonlarda sahneye çıktı. 2007 yılında Cihat Aşkın tarafından kurulan Aşkın Ensemble’in bir üyesi olarak birçok konsere katılan Özgen, 2008 Kasım ayı içerisinde Hollanda turnesinde iki konserde yer aldı. Yelda Özgen Öztürk 2008 yılında BBC Senfoni Orkestrası’nın düzenlemiş olduğu “Discover The Music of Turkey” haftası kapsamında Londra’ya davet edildi. Özgen, halen İTÜ Türk Musiki Devlet Konservatuarı’nda yardımcı doçent olarak çalışıyor.
İstanbul doğumlu Jerfi Aji ise piyanoya 5 yaşında Zeynep Aksoy Eğilmez’den aldığı derslerle başladı ve çalışmalarına Hülya Ardıç ile devam etti. 1999 yılında İTÜ MİAM’a girerek piyano çalışmalarını Devlet Sanatçısı Ayşegül Sarıca ile sürdürdü. 2001 yılında yüksek lisansını tamamlayan Aji, 2006 yılında Johns Hopkins Üniversitesi Peabody Konservatuarı’na kabul edildi.

Festivallere
destek

Sanatseverler, farklı projelerde bir araya geliyor. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi programlarıyla göz doldurduğu kadar destek verdiği projelerle de adından söz ettiriyor. 18. İstanbul Tiyatro Festivali’nin bahar dönemi içinde de açılışını gerçekleştirdi. 18. İstanbul Tiyatro Festivali gösterileri, Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’yle birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Devlet Tiyatroları, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Goethe Institut, The British Council, Fransız Kültür Merkezi, İsveç Başkonsolosluğu, Riksteatern işbirliğiyle gerçekleştirildi.
Festival, “Özgürlükler – Sorgulamalar” teması altında, insan haklarından göçe, savaşlardan şiddetin farklı biçimlerine insan yaşamını sarmalayan olguları, özgürlüğünü sınırlayan durumları irdeledi. Festival kapsamında yurt dışından 5, Türkiye’den 40’a yakın tiyatro ve dans topluluğunun 100’ü aşkın gösterisi izleyicilerle buluştu.
Festivalle ilgili diğer detaylar arasında ise şunlar yer alıyordu: “İstanbul Tiyatro Festivali bu yıl bir ilke imza atarak dört yerli projeye ortak yapımcı olarak destek verdi. Tiyatro Pera yapımı olan “Ah Smyram’m, Güzel İzmir’im” , Tilbe Saran-Cüneyt Türel yapımı olan “Elin Elimde”, Şehir Tiyatroları Çağdaş Gösteri sanatları Merkezi yapımı olan “İçtima-i Hakiki” ve Aydın Teker yapımı olan “Üç Faz” İstanbul Tiyatro Festivali ortak yapımı olarak Festival seyircisiyle buluştu. Festivalde ayrıca, “Yeni Dalga” başlığı altında 9 genç tiyatro ve dans grubunun gösterileri kendi mekânlarının yanı sıra Beşiktaş’ta seyircilerini ağırladı.”

Virtüözler ve müzikseverler
Fulya Sanat’ta bir araya geldi

Fulya Sanat Merkezi’nde etkinlikler bu yıl da çarpıcıydı. Yine ilgi gören etkinlikler kapsamında farklılığıyla dikkat çeken Barok festivali öncesinde sanatçılar özel programıyla Fulya Sanat Merkezi’nde yer alıyordu. Etkinlik, “Kantat – G.F Händel, Apollo ve Defne” adı altında gerçekleşen programla ziyaretçilerini ağırladı. İstanbul Barok ekibi mozaik olarak nitelendiriliyor ve topluluğu şöyle tanıtıyorlardı:
“Türk klavsenci Leyla Pınar tarafından kurulan İstanbul Barok 1997′de “Printemps Baroque du Sablon Festivali”nde André Campra’nın L’Europe Galante operasını sahnelemişti. İstanbul’da yerleşik olan bu ensemble barok müziğin yanı sıra Osmanlı dönemi geleneksel Türk Müziği’ni de üst düzey müzisyenlerle yorumluyor. Muhteşem kontrtenor Kaan Buldular ve güzel sesli Nermin Kaygusuz ile Leyla Pınar’ın konserleri 2011 yılında basında da yer aldı. Konserlerde kemençe de çalıyordu. Bunlara pek çok saz çalabilen iki virtüöz, Alper Maral ve Tolga Ünaldı eşlik etti. Beşli ensemble elindeki çoklu imkanlar sayesinde Corrette’ten Frescobaldi’ye, Duphly’den Händel aryalarına, pek çok geleneksel Türk müziği eserinden marşlara kadar geniş bir yelpaze sundu. Konserler alışılagelmedik olarak tanımlanıyor olsa da program özellikle gerçekleştiği yıllarda Brüksel’de seyircisi tarafından ilgi çekici ve yenilikçi geldi. Konserde birbirine kontrast teşkil etmesi bakımından çok güzel bir şekilde hazırlanan program değişik kısa parçalardan oluşuyordu. A capella söylenen geleneksel bir şarkı, ney’in nefesi, boruyla çalınan bir hava ya da Rameau’nun “Mısırlı” adlı parçası konserin incileri arasında yer aldı.”

Resimleriyle engelleri aştı

Özel günlerde de Akatlar Kültür Merkezi’nde çok önemli çalışmalar, sergiler, tiyatrolar, dinletiler ve sunumlar konuklarını ağırladı. Bunlardan bir tanesi de bu sezon içinde oldukça dikkat çeken etkinliklerden biriydi. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi farklı bir sergiye ev sahipliği yaptı. Fırçasıyla Engelleri Aşan Hera’nın Resim Sergisi 3 Aralık Dünya Engelliler Günü sebebiyle Lions 118-T işbirliğiyle Akatlar Kültür Merkezi’nde açıldı. Açılışını Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal gerçekleştirdi. Fırçasıyla Engelleri Aşan Hera’nın Resim Sergisi, sanatseverler ile buluştu. Türkiye’de en çok sorun yaşayan kesimlerden biri olan engelliler adeta kendi başlarına yaşamaya çalışıyor. Bu kapsamda da engelli insanlarımızı unutmamak adına 3 Aralık tarihinde Dünya Engelliler Günü gerçekleştiriliyor. Dünya Engelliler Günü 1992 yılında Birleşmiş Milletler’in aldığı bir kararla 3 Aralık Günü’nü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etti. Bu kararın ardından BM insan hakları komisyonu 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün “Engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacıyla tanınmasını istedi. Dünya Engelliler Günü’nde ülkemizde de etkinlikler düzenleniyor. Bu etkinliklere Beşiktaş Belediyesi de ev sahipliği yapıyor. Bu kapsamda yapılan çalışmalardan bir tanesi de “Fırçasıyla Engelleri Aşan Heranın Resim Sergisi”ydi… 3 Aralık Dünya Engelliler Günü sebebiyle Lions 118-T işbirliğiyle Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde açıldı. Açılışını Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın yaptığı sergi de engelli vatandaşların engellerine karşı nasıl dik bir duruş sergiledikleri ve kendilerine olan güvenleri de ortaya çıktı. Sıcacık sohbetle açılışı yapıldığı sergi, Akatlar Kültür Merkezi’nde yakından takip edildi.

Ben Bertolt Brecht
Yitik dünya düzeni
İnsan doğası

Usta tiyatrocu Genco Erkal; Akatlar’da bahar dönemi içinde beş gün boyunca İstanbullu tiyatroseverlerin karşısındaydı. Erkal; Nazım Hikmet’in yaşamını konu alan ‘Kerem Gibi’ oyunundan sonra Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde bol ödüllü ‘Ben Bertolt Brecht’ oyunuyla tiyatroseverleri ağırladı. Peşi sıra tiyatro oyunları da çeşitli salonlarda devam etti. Dostlar Tiyatrosu’ndan ve 1979’da Genco Erkal’ın sahneye koyduğu, izleyenlerin izlemeyenlere anlattığı, şarkılarının bıkmadan usanmadan defalarca dinlendiği o meşhur ‘Brecht-Kabare’den döneminde de oldukça dikkat çekiciydi. Genco Erkal Brecht-Kabare’yi izleme şerefine nail olmuş seyircilerini, hem de bu fırsatı kaçırmak durumunda kalmış genç tiyatroseverleri ‘Ben Bertolt Brecht’ ile Dostlar Tiyatrosu’nun perdelerini Akatlar Kültür Merkezi’nde açmış oldu. Yazarın Weimar Cumhuriyeti döneminden, II. Dünya Savaşı yıllarından ya da Doğu Berlin’den gözlemleyerek kaleme aldığı, yitik dünya düzenini, insan doğasını, savaş endüstrisini masaya yatırıyor. Sanatçı hakkındaki bazı detaylar şöyle sıralanıyor:
“Genco Erkal 28 Mart 1938, İstanbul doğumlu tiyatro sanatçısı. Robert Kolej’den mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi’nin Psikoloji Bölümü’nü bitiren Genco Erkal 1959 yılından başlayarak Türkiye’nin önemli özel tiyatro topluluklarında oyuncu ve yönetmen olarak çalıştıktan sonra, 1969 yılında, bugün de sanat yönetmeni olduğu Dostlar Tiyatrosu’nu kurdu. Gorki, Brecht, Sartre, Peter Weiss, Steinbeck, Havel, Tankred Dorst gibi yabancı yazarların yanı sıra, Aziz Nesin, Haldun Taner, Nâzım Hikmet, Can Yücel, Refik Erduran, Vasıf Öngören, Orhan Asena, Behiç Ak gibi Türk yazarların oyunlarını yönetti. Roman, öykü, şiir gibi değişik türlerden tiyatroya uyarlamalar yaptı, oyunlar çevirdi. Çeşitli ödüller kazandığı ünlü rolleri arasında Yaroslav Haşek’ten Aslan Asker Şvayk, Gogol’den Bir Delinin Hatıra Defteri, Bertolt Brecht’ten Galileo, Maxwell Anderson’dan Yalınayak Sokrates, Nazım Hikmet’ten Kerem Gibi, Can Yücel’den Can sayılabilir.”

“Onlardan korkmayın”

Mahallelerde sahipsiz ve başıboş yaşayan hayvanların bakımı ve tedavileri için Beşiktaş Belediyesi Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi çalışmalarını sıcak yaz günlerinde de aralıksız sürdürüyor. Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi ile ilgili bazı detayları yetkililer şöyle aktarıyor:
“Vatandaş şikayetlerini değerlendiriyor veya rutin yakalama çalışmaları sonucu hayvanları yakalıyor. Daha sonra hayvanlar iyileştirme merkezine getiriliyor ve burada gözlem altına alınıyor. Rehabilitasyon merkezinde; kısırlaştırma operasyonu, numaralı kulak küpesi takılması, sahiplendirme, kuduz aşısı uygulanması ve hayvanların geri bırakılması uygulamaları yapılıyor.”
Merkezin amaçları da şöyle sıralanıyor: “Hayvanların sahiplendirilmesi, insancıl yöntemlerle sokak hayvanlarının sayısının azaltılması, sokak hayvanlarından kaynaklanan zoonoz hastalıklarının önlenmesi, hayvanlardan kaynaklanan şikayetlerin önlenmesi ve ısırık vakalarının takibi.”
İrtibat tel: 444 44 55

Marem Belgeseli ve Çevre

Belgesel film gösterimleri bu yıla damgasını vurdu. Toplantıların da gerçekleştiği merkezde bir çok konuda programlar ve etkinlikler de kentliyi ağırladı. Çevre hassasiyeti ve çalışmaları üzerine çevre kurultayına da ev sahipliği yapan Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde geçtiğimiz haftalarda çevre ile ilgili belgesel film de gösterildi. “Bir Marmara Denizi Araştırması Marem” adlı film, Onat Kutlar Sinema Salonu’nda izleyicisiyle buluştu.
Belgesel filmin gösterildiği etkinlikte panel de düzenlenmişti. Panelistlerin isimleri ise şöyleydi: “Prof. Dr. Dinçer Gülen (Sevinç-Erdal İnönü Vakfı), Prof. Dr. Mehmet Sakınç (İTÜ Yerbilimleri Fakültesi), Doç. Dr. Bahattin Yalçın (Marmara Üniversitesi Kimya bölümü), Yrd. Doç. Dr.Hatice Eser ÖKTEN (Bahçeşehir Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü), Av. Güneş Gürseler (Sevinç-Erdal İnönü Vakfı), M. Levent Artüz (Sevinç-Erdal İnönü Vakfı)”
Belgesel ile Marem Projesi çalışmaları konu ediliyordu. Geçtiğimiz yıl çalışmalar ile ilgili de açıklamalar yapılmıştı ve oldukça ses getirmişti. Geçen yıl, Marmara Denizi’yle ilgili yapılan yeni bir araştırma çarpıcı bir gerçeği ortaya çıkarmıştı. Marmara Denizi’nin Değişen Oşinagrif Şartlarının İzlenmesi Projesi (MAREM) kapsamında yapılan çalışmaya göre Marmara Denizi’nin büyük bir bölümünde oksijen bulunmadığı belirtilmişti. Proje lideri Hidrobiyolog Levent Artüz denizdeki canlılık ile ilgili açıklamalar yaptı. Meydana çıkan sonuçların vahim durumda olduğunu belirterek, “Canlıların yaşayıp, büyüyüp, üreyeceği oksijen miktarına sahip değil. Marmara Denizi çok ciddi bir şekilde tür çeşitliliği erozyonuna uğramış vaziyette” dedi.

Sağlık bilincini oluşturuyorlar

Sağlık seminerleri sezon boyunca kentlilileri ağırladı. Bilgilendirme toplantıları Levent Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Türkiye Kanserle Savaş Vakfı ve Beşiktaş Belediyesi işbirliğinde Levent’te kanser ile ilgili bilgilendirme toplantısı yapıldı. “Kanserin Nedenleri” adlı seminerde, kanserin oluşma nedenlerinden nasıl bir sonuca gidildiği, tehlikeler, rizikolar ve kanserden kaçınabilmek için yapılması gerekenlerin sorgulandığı bir seminer, Levent Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Bahar dönemi içinde yapılan sağlık etkinliği, oldukça ilgi gördü. Beşiktaş Belediyesi’nin sağlık bilinci oluşturmak için gerçekleştirdiği etkinlikler ve programlar kapsamında düzenlenen seminerde iki saat aşkın bir süre içinde konuklar sorularına yanıt aradı. Türkiye Kanser ile Savaş Vakfı ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanabilir:
“Vakfın amacı her türlü kanser hastalıkları konusunda önleyici, erken teşhis ve tedavi, insanları bilgilendirmek ve motive etmek gibi konularda bütün yol ve araçları kullanarak kanser hastalıkları ve ilişkili sağlık ve sosyal sorunlarla ilgilenmek, gerekli her türlü çalışmaları yapmak ve yaptırmaktır. Vakıf amacı olan kanser hastalıkları ve ilişkili her türlü sağlık ve sosyal sorunların çözümü için aşağıdaki çalışmaları yapar. Kanser ve Kanserle savaş konusunda halkı her tür ve şekilde aydınlatır, gerektiğinde kampanyalar, gün ve haftalar, programlar düzenler, düzenlenenlere katılır veya bunları destekler. Kanserle savaşan diğer dernek ve kuruluşlarla her türlü yardımlaşmayı sağlar ve bilim adamlarının çalışmalarına yardımcı olur. Gerektiğinde devlete, özel idarelere ve belediyelere bağlı kuruluşlarla işbirliği yapar.”

Ulus’ta hazırlıklar sürüyor
MEYVE BAHÇESİ GELİYOR

Beşiktaş Belediyesi çalışmalarını yürüttüğünü açıkladığı meyve bahçesi ile ilgili son gelişmeleri sosyal medya üzerinden kentliler ile paylaştı. Hazırlıkların sürdüğünü belirttiği meyve bahçesi ile ilgili Ulus’ta çalışmalar halen devam ettiği aktarılıyor. Kentlilerin hizmetine yakında açılacağı söylenen meyve bahçesi çalışmaları ile ilgili merak gün geçtikçe artıyor. Çevreye duyarlı bireylerin oluşması için projelere destek veren Beşiktaş Belediyesi bir çok proje ile de bahar ve yaz döneminde adından söz ettireceğe benziyor. Çekül, Beşiktaş Belediyesi ile gerçekleştirilen bahçe çalışmalarının tamamlandığını bahar dönemi içinde duyurmuştu. Beşiktaş Belediyesi desteğiyle Slow Food Yağmur Böreği Birliği ile birlikte sürdürülen Tohumdan Sofraya – Mevsiminde Meyve Sebze Tüketimi Eğitimi’nin bahçe çalışmalarının da sona erdiği açıklandı.
Beşiktaş Belediyesi desteğiyle Slow Food Yağmur Böreği Birliği ile birlikte Tohumdan Sofraya – Mevsiminde Meyve Sebze Tüketimi Eğitimi’nin bahçe çalışmaları Lütfü Banat ve Nimetullah Mahruki İlköğretim Okulları’nda 4. ve 5. sınıflarda domates, biber, patlıcan tohumları ekilmişti. Mayıs ayında ise tohumlardan elde edilen fideler ve aromatik maydanoz, dereotu, roka, tere tohumları okul bahçelerine yine öğrencilerle birlikte dikildi. Eğitimin bu sürecinde, bahçedeki karınca, solucan, uğur böceği, arı ve türlü çeşit böceğin varlığı, ekilene etkisi hakkında bilgi alan çocuklar, kentin göbeğinde yapılan çalışma ile böylelikle elleri toprakla buluştu. Minikler yeşillerle buluşuyor, meyve bahçelerini oluşturuyor. Beşiktaş’ta çevre hassasiyeti ile ilgili projeler neredeyse bitmek üzere. Son aşamaya gelen projeler kentli tarafından merakla bekleniyor.

MKM’de kültür ve sanat

Beşiktaş’ta dikkat çekici etkinlikler sezon boyunca konuklarını ağırladı. Tören, tiyatro, söyleşi ile önemli isimler, sanatçılar ve de sanatseverler bir araya geldi. Bu yıl da gerçekleştirilen Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri, Beşiktaş ilçesindeki Mustafa Kemal Merkezi’nde gerçekleştirilen törende sahiplerini buldu. Sevilen sanatçılar Beşiktaş’ta buluştu. Törenin sunuculuğunu Yekta Kopan yapmıştı. Törende, Serkan Çağrı, Öykü Gürman ve Levent Yüksel, küçük bir konser verdi. Bir diğer dikkat çeken etkinlik de, sosyal dayanışma örneği olarak Attila İlhan Sahnesi’nde seyircilerle buluşan bir oyunu kapsıyordu. Bahar dönemi içinde gerçekleşen etkinlik ile ilgili detaylar şöyleydi: “Aşkı anlatabilmek, ancak onu yaşayanları yad etmekten geçer düşüncesiyle geliştirilen oyunda hem Anadolu’da hem Avrupa’da yaşanmış aşk öykülerine yer verildi. Shakespeare’in Romeo ve Juliet oyunundan yola çıkan ve Anadolu kültürleri ile dünyanın farklı kültürlerinin bir harmanı olan oyun, müzisyen Seçil Akın tarafından özel bestelenen müzikleriyle seyirciye bir rüya yaşatmayı hedefliyor. Oyunun yönetmenliğini Didem Balçın ve Apo Kaya, yönetmen yardımcılığını ise Özlem Kunduracı üstlendi. Kostüm tasarımını Hilal Polat’ın gerçekleştirdiği oyunun koreografisi ise Apo Kaya tarafından yapıldı.”
PwC Türkiye çalışanlarının oluşturduğu Drama Akademisi tiyatro topluluğunun bahar döneminde Mustafa Kemal Merkezi’nde sahnelediği “Sadece Aşk” adlı oyundan elde edilen gelirle ihtiyaç sahibi okula kütüphane yapılması hedefleniyordu. Bu yıl 45 PwC çalışanının görev aldığı Drama Akademisi’nin sahnelediği oyunu, Didem Balçın ve Apo Kaya uyarladı.

Aklınızda soru kalmasın!.. Arayın
Onbinlerce kişi kanser taramasından geçiyor. Temmuz ayı sonuna kadar sürecek olan hizmetten faydalanmak için online randevu da alınabiliyor. Detaylar için 444 44 55 nolu telefonu arayabilirsiniz.
Sağlık çalışmalarına destek Beşiktaş Belediyesi tarafından bu dönem de devam ediyor. Temmuz ayı sonuna kadar ücretsiz olarak Beşiktaş kentlisi isterse, kanser taraması yaptırabilecek. Beşiktaş Belediyesi resmi internet sitesi üzerinden verilen link ile online randevu alarak bu hizmetten kentliler yararlanabiliyor. Bahar dönemi içinde başlayan ve Temmuz ayı sonuna kadar devam edecek olan çalışma ile ilgili bazı detaylar şöyle sıralanıyor: “Beşiktaş Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirilecek ‘Biliyorum!’ projesi kapsamında Beşiktaş ilçe sınırları içinde yaşayan 10 bin kişiye ücretsiz kanser taraması yapılacak. Beşiktaş Belediyesi’nin çağrı merkezinden randevu alarak Liv Hospital’a gelenler meme, akciğer, kolon, rahim ağzı ve prostat kanserleri için son yöntemlerle tarama yaptırabilecek.”
Beşiktaş Belediyesi ve Liv Hospital işbirliği ile gerçekleştirilen proje, Kanser Haftası’nın başlangıcı olan 1 Nisan tarihinde başlamıştı.

Kentli istedi yapılıyor
Spor aletleri onarılacak

Beşiktaş’ta çeşitli noktalarda spor yapmak için elverişli yerlerde kentliler egzersizlerini yapabiliyor. Yaz mevsiminin gelişi ile birlikte yürüyüş ve spor aktivitelerini açık havada sürdürmek isteyen Beşiktaş Kentlisi, semtte bulunan parklardaki spor aletlerinden faydalanabiliyor. Sporcular Parkı’ndaki yürüyüş parkuru da, sabahları kentli tarafından oldukça ilgi gören yerlerden bir tanesi olarak tanımlanıyor. Gün içinde çoğu saatini burada egzersiz, yürüyüşle geçiren, çocuklarını oyun alanlarıngetiren kentliler, spor aletlerinin zaman içinde yıprandığını dile getirdi. Bununla ilgili geçtiğimiz haftalarda Beşiktaş Belediyesi spor aletlerinin onarılacağına ilişkin açıklamasını yaptı. Sporcular Parkı ile ilgili bazı detaylar şöyle sıralanıyor:
“Park 20 dönümlük bir alan üzerine kurulu. Türkiye’yi dünyaya tanıtan sporculara ithafen yapılan parkta A Milli Futbol Takımı’nın dünya şampiyonası üçüncülüğünün anısına yapılan milli takımın rölyefi, güreşçi Yerlikaya ile karateci Alagaş’ın büstleri, Hamza Yerlikaya, Haldun Alagaş, Naim Süleymanoğlu ve dünya ikincisi atlet Süreyya Ayhan’ın figürü var. Çevre yoluna paralel giden parkta yürüyüş parkuru, çocuk parkları, büyükler için spor aletleri, küçük bir basketbol sahası bir de tenis kortu mevcut. Basket sahası ve tenis kortundan faydalanmak ücretsiz…”