SAYI 281

“Sorgulanmaya muhtaç”

TMMOB’a bağlı Mimarlar ile Makine ve Elektrik Mühendisleri Odası yaptığı ortak açıklamada üst üste çıkan yangınların sorumlusunun “elektrik kontağı” olarak gösterilmesini sorgulanmaya muhtaç olduğunu belirtti.
Galatasaray Üniversitesi’nin 142 yıllık tarihi binasının yanmasının ardından tarihi binalarda yangın konusu gündeme geldi. Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi’nde yapılan toplantıda açıklamayı okuyan Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Arslan, İstanbul’da son dönemlerde kamu yapılarında meydana gelen yangınların “şüpheli yangınlar olarak değerlendirilmesi”nin dikkat çekici olduğunu söyledi. Arslan, yangınların hepsinin son 10 yılda olduğunu hatırlatarak tarihi yapılarda restorasyon sırasında ya da sonrasında yangın çıkmasının gerekli denetimlerin yapılmamasının ve uzmanlık gerektiren restorasyon işinin niteliksiz ellerde yani taşeronlaşma ile yapılmasının bir sonucu olduğunu söyledi. Arslan, 2002 yılı sonrasında meslek odalarının denetim yetkisinin adım adım ortadan kaldırıldığına dikkat çekti.
Örneğin Ortaköy’de yer alan ve otel yapılmak amacı ile boşaltılmak istenen Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu 2002 yılı Temmuz ayında “elektrik kontağı” sonucunda tamamen yandı. Yangından sonra yetkililer yapının tekrar aynen yapılacağı ve eğitim binası olarak işlevini sürdüreceği şeklinde açıklamalar yaptı; fakat o alanda otel inşaatı başladı.

Motosikletli karı-kocaya konsolos eşi çarptı

Kaza Bebek, Cevdetpaşa Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre Doğan Durmuş İnal (49), arkada oturan eşi Filiz İnal (41) ile birlikte motosikletle seyir halindeyken arkadan gelen yeşil plakalı bir cip motosiklete çarptı. Kazadan sonra olay yerinden kaçan cip, çevredeki vatandaşlar tarafından polise bildirildi. Plakası tespit edilen cip’in İsviçre Konsolosluğu’na ait olduğunu belirleyen polis ekipleri, çarpıp kaçan sürücünün ise İsviçre Konsolosu Florian Köppel’in eşi Andrea Köppel olduğunu belirledi. Köppel’e telefonla ulaşan polis ekipleri ifadesini almak için Etiler Şehit Naci Soydan Polis Merkezi’ne gelmesini istedi.

‘Güvenlik’ ön plandaydı

BEŞİKTAŞ- Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde Güvenlik Zirvesi gerçekleştirildi. Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in de katıldığı zirvede ABD Büyükelçiliği’ne yapılan saldırı ve tutuklu komutanların durumu ele alındı. Sürpriz zirvede ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne yönelik saldırı ve tutuklu komutanların durumu, İmralı süreci ve Suriye konusundaki gelişmelerin ele alındığı öğrenildi. Zirvenin ardından ilk olarak Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, çalışma ofisinden ayrılan isim oldu. Toplantıya dair resmi bir açıklama yapılmadı.

Slip hırsızları yakalattı

GAYRETTEPE- Asayiş Şube Müdürlüğü Oto Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, geçtiğimiz hafta İkitelli Oto Sanayii Sitesi’nden çalıntı otomobillerle ilgili çalışma yaptı. Gayrettepe’de bulunan Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerinin çalışmasında otomobil parçalarını inceleyen polis, araçların sahibine ilginç bir yöntemle ulaştı. Mağdurlardan biri elindeki anahtar tamirhanede bulunan kapıları açınca, diğer mağdur ise şüpheliler tarafından sökülen koltuğun arkasında bulunan kredi kartı slibi sayesinde araçlarını aldılar.

Beşiktaş’tan yer istiyorlar

Kuvayi Milliye Mücahitler Derneği zor şartlar altında çalışmalarını yürütüyor. Yüzü aşkın gazinin bir araya geldiği derneğin üyeleri binalarının satılması üzerine sokakta kaldı. Üyeler, maddi imkansızlıklar nedeniyle bu sıkıntıdan kurtulmak ve kendilerine uygun bir yer bulabilmek için yardım çağrısında bulunuyor. Derneğin İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Muşoğlu, gazetemizi ziyaret ederek yer istediklerini belirtti.

Ehliyetini kaptırdı

BEŞİKTAŞ- Trafik polisi, Kartal’ın futbolcusu Julien Escude’nin kullandığı otomobili durdurdu. Yapılan alkol kontrolünde 0.59 promil alkollü çıkan ünlü futbolcunun ehliyetine 6 ay el konuldu. Hakkı Yeten Caddesi üzerinde trafik uygulaması yapan trafik polisleri, saat 23.00 sıralarında Beşiktaş’ın Fransız stoperi Julien Escude’nin kullandığı 34 JS 4979 plakalı otomobili durdurdu. Polis ekipleri Julien Escude’ye alkol testi yapmak istedi ancak Escude alkol metreyi üflemedi. Bunun üzerine futbolcunun tercümanı kontrol noktasına çağrıldı. Tercüman yaklaşık yarım sonra uygulama yerine gelerek, futbolcuyu alkol muayenesi olması için ikna etti. Escude’nin ehliyetine 6 ay el koyan polisler, 700 TL de para cezası kesti. Cezanın kesilmesinin ardından Beşiktaşlı futbolcu, tercümanın kullandığı araç ile evine gitti.

Destek ekipte
yetmedi…

BEŞİKTAŞ- Kalp krizi geçiren Zeki Ağ (59), yaşamını yitirdi. Şişli’de yaşanan olaya Beşiktaş 1 No’lu Acil Yardım İstasyonu doktorlu ekiple ek müdahale yapsada Ağ’ın yaşamını kurtarmaya yetmedi. Ambulansın olay yerine geç geldiği ve Zeki Ağ’a zamanında müdahale edilmediği iddia edildi. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada ihbardan 11 dakika sonra olay yerine ambulansın ulaştığı belirtildi. Ambulansı aradığını söyleyen bir kişinin iddiasına göre Zeki Ağ yaklaşık 20-25 dakika ambulans gelmesini bekledi. Vakaya destek ekip olarak saat 10:19 itibari ile Beşiktaş 1 No’lu Acil Yardım İstasyonu doktorlu ekip görevlendirilse de Ağ kurtarılamadı.

Dans ederek tepki gösterdiler

Kadına karşı şiddete dikkat çekmeyi hedefleyen ”One Billion Rising” başka bir deyişle “Bir Milyar Ayaklanıyor” etkinliği Beşiktaş’ta Barbaros Meydanı’nda gerçekleşti. Yüzlerce kadının katıldığı ve şiddete hayır sloganıyla dans ettiği etkinliğe Beşiktaş Belediyesi Kent Konseyi destek verdi. Etkinlik, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde düzenlendi. Dünyanın farklı metropol kentlerinde aynı anda toplam 1 milyar kişinin katılması hedeflenen etkinlikte, kadına şiddete karşı olan kadın ve hatta erkekler protestolarını dans ederek ortaya koydu. ”One Billion Rising” etkinliği, İstanbul’da da Beşiktaş Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin desteğiyle Beşiktaş’ta yapıldı. 14 Şubat Perşembe günü saat 13.00’te tüm dünyayla aynı anda Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda gerçekleşen etkinliğe çok sayıda ünlü de katıldı. Beşiktaş Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi, Girne Amerikan Üniversitesi Dans Akademisi işbirliğiyle Beşiktaş ve İstanbul’daki gönüllüleri, etkinliğe günler öncesinden hazırlamaya başladı. Girne Amerikan Üniversitesi Dans Akademisi dans eğitmenleri tarafından Beşiktaş Belediyesi Fuaye Salonu’nda ücretsiz olarak ders verildi. “Kadına şiddete hayır” diyen herkesi katılmaya davet eden Beşiktaş Belediyesi, bunun için Belediye Hizmet Binası’nın kapılarını tüm etkinlik katılımcılarına açtı. Dans eğitimleri hafta içi her gün 12.00-14.00, hafta sonları 15.00-18.00 saatleri arasında yapıldı.
Türkiye’deki organizasyonlarından en büyükleri İstanbul ve İzmir’de düzenlendi. İlk etkinlik 14 Şubat saat 13.00’de Beşiktaş Belediyesi ve Girne Amerikan Üniversitesi’nin ortak çalışmasıyla Barbaros Meydanı’nda gerçekleşti.
İstanbul’daki diğer etkinlikse 14.00’te Haydarpaşa Garı’nda başladı ve akşam 19.00’da Kadıköy İskelesi’nde yine kadınlar dans etti. Etkinliğe destek veren Beşiktaş Belediyesi ve çok sayıda dans okulu “Break the Chain” müziği eşliğinde dansa katılmak isteyen kadınlara ücretsiz dans dersi verdi. Derslere günde yüzü aşkın kadın ilgi gösterdi. Kadına yönelik şiddete, tecavüze, enseste ve seks köleliğine dikkat çekmeye çalışan V-Day hareketi, kuruluşundan bu yana farklı ülkelerde küresel eylemler yapıyor.
V-Day Hareketi olarak bilinen “Bir milyon kişi ayaklanıyor” sloganını kullanan platform hakkında bazı detaylar ise şöyle: “Kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddete, tecavüzlere, enseste ve seks köleliğine dikkat çekmeye çalışan V-Day hareketi, “One Billion Rising / Bir Milyar Ayaklanıyor” kampanyası dahilinde dünyanın tüm kadınlarını hareketin kuruluşunun 15. yıldönümü olan 14 Şubat 2013’de küresel ayaklanmaya çağırıyor.”
V-Day kampanyayı şöyle özetliyor: “Kampanyanın konsepti basit: Her üç kadından birinin şiddeti deneyimlediği istatistiğini hesapladığınızda, dünyada bir milyonu aşkın kadının şiddetten etkilendiğini görürsünüz. V-Day’in 15. yıldönümünde bir milyon kadını ve onlara değer verenleri bu şiddete son vermek için sokağa çıkmaya, yürümeye, dans etmeye ve taleplerini yükseltmeye çağırıyoruz. V-Day, kolektif gücü ve sınırlar ötesi dayanışmayı tüm dünyanın görmesini istiyor.” V-Day hareketi kendini “küresel bir direniş, dansa davet, kadınlara ve erkeklere tecavüz ve tecavüz kültürü sona erene kadar statükoyu reddetmeleri için bir çağrı, kadınların mücadelesinde bir dayanışma hareketi, kadın ve kız çocuklarına yönelik verili şiddetin kabulüne bir itiraz, yeni bir zaman ve yeni bir varoluş biçimi” olarak tanımlıyor.

Hizmette sınır yok
“KİLİT AÇILIR”

Zamanlarının büyük bir bölümünü geçirdikleri evlerinde sağlıklı, huzurlu ve güvenli bir ortam yaratılması hedefleniyor. Bu kapsamda “Evde Kuaför Hizmeti”, “Evde Temizlik-Hijyen Desteği” ve “Pratik Ev Düzenlemeleri Hizmeti” Beşiktaş Belediyesi’nin uzman personeli tarafından vatandaşa yerinde hizmet olarak sunuluyor. Beşiktaş kentlileri 444 44 55 numaralı çağrı merkezinden randevu alarak bu hizmetlerden ayda bir kere (hafta sonu hariç) ücretsiz olarak faydalanabilecekler. Ayrıca bu hizmetlere ek olarak yaşa bağlı rahatsızlıklarla ortaya çıkan unutkanlık gibi sebeplerle sıkça görülen ev dışında kalma ya da ev içinde kilitli kalma durumlarında öncelikle 75 yaş ve üstü yalnız yaşayan kişiler ücretsiz olarak “Çilingir Hizmeti”nden yararlanabilecekler.

‘Değişim şart yenilenmeliyiz’

Mahalle turumuzun şimdiki durağında Dikilitaş Mahallesi sakinlerinin konuğu oluyoruz. Daha önce babasından muhtarlığı devralan Suat Sızmaz, mahalle sakinlerinin sorunları ile eskisinden daha fazla ilgilenir olmuş ve babasının değerlerine değer katmak için daha fazla çalışmayı kendisine ilke edinmiş. Mahallenin tarihçesine gelince; Osmanlı döneminde sayfiye yeri olarak bilinen Dikilitaş 1980’den önce gecekonduların yoğun olduğu bir yerleşim yeri iken, günümüzde yaklaşık 35 bin kişinin yaşadığı modern yapılaşmanın örneklerinden biri haline gelen mahallelerden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Mahalle sakinleri kimi zaman kesilen elektrikten ve duraklarda uzunca bir müddet bekleyip otobüs bulamamaktan şikâyetçi oluyorlar. İstekleri arasında mahallesi sakinleri açısından en önemlisi, Mahmut Erseven İlköğretim Okulu’nun statüsünün aynı kalması talebi geliyordu. Mahalle sakinlerinin bu isteği yerine gelmiş ancak Mehmetçik İlköğretim Okulu ise İmam Hatip Lisesi olmuş. Ancak şu anda okulda 35 öğrenci ders yapıyor…
Babasının ölümünün ardından mahalleye geçen sene muhtar seçilen ve babasının izinden gittiğini söyleyen Dikilitaş Mahalle Muhtarı Suat Sızmaz, “Rahmetli babamın ardından muhtarlık yarım kalmasın dedim. 3 Haziran’da seçime girdik ve seçildim. Biz tabii ki babamın izinde gitmek üzere vatandaşlarımızın emrine amadeyiz. Sürekli insanlarımızın yanındayız. Zaten babamın yanında muhtarlık tecrübem vardı. Şimdi ise onun mahalleye kattığı değerlere değer katmak üzere yola çıktım. Mahalle sakinleri yanıma geliyor, dertlerini dile getiriyor. Ben de çözmek için ilgili birimlere sorunları iletiyorum” dedi.
“REVİZYON İSTİYORUZ”
Mahallede kimi sıkıntıların aynı olduğunun altını çizen ve mahallesinin değişime ihtiyaç duyduğunu söyleyen muhtar Suat Sızmaz, “Mahallede en büyük sıkıntılardan bir tanesi Emirhan Caddesi’nde yaşanıyor. Daha evvel iki tane otobüs rahat geçerken şimdi bir otobüs bile geçemez durumda oluyor. Sağlı sollu araç parkı var. Bunun yanı sıra elbette yol çalışması yapıldı, kaldırımlar genişledi. Ama parklanmalar oldukça sorun yaşatıyor. Bunun yanı sıra ilk istediğim Emirhan Caddesi’nin açılması… Mahallemiz güzel bir mahalledir. Mahallemde iki park var yeterli. Çocuk parklarımız var. Trafo yapıldı, havuzumuz yapıldı. Mahallemizde babamın uğraşları ile de iki sene sonucunda trafo, parkın içine geldi. Ara sıra teknik arızalar oluyor. TEDAŞ bize hemen dönüyor. Ancak havai hatlar sorunumuzun bir an evvel çözülmesi gerekir” diyor.
“BAZ İSTASYONU İSTEMİYORUZ”
Dikilitaş Muhtarı Suat Sızmaz, her fırsat Dikilitaş Mahalle sakinlerinin vefasına dikkat çekerken sözlerini de şöyle sürdürüyor: “Biz sevgi ile buraya geldik. Babamın insanlara yaptığı yatırım sevgi ve saygı biz o serveti koruyacağız. Bizi buraya sevenlerimiz getirdi. İnsanlarımız babamı unutmadı. Vefalı olmayı bir kere daha gösterdiler. Öte yandan Mahmut Erseven İlköğretim Okulu’nu elimizden alıyorlar. Burayı İmam Hatip Lisesi yapmayı planlıyorlardı. Şimdi ise Mehmetçik İlköğretim Okulu, İmam Hatip Lisesi’ne dönüştürüldü. Ancak bu okulda 35 öğrenci bulunuyor. Zaten mahallemizde bulunan Çok Programlı Lise de İmam Hatip bölümü var. Seneye bu okulun öğrencileri artacak dendi bekleyip göreceğiz. Mahallemizde bir de Baz İstasyonu bulunuyor ancak mahalleli bunu istemiyor. Yerleşim yerinden uzak olmasını istiyor.”
“BAŞKAN’A TEŞEKKÜRLER”
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’a amcasının vefatından dolayı başsağlığı dileyen ve belediyenin birimlerinin kendilerinin yanında olduğunu söyleyen Sızmaz sözlerini şu cümlelerle sürdürüyor: “Buradan sizin aracılığınızla Başkanımızın amcasının vefatından dolayı kendisine başsağlığı diliyorum. Belediye Başkanımız ve birimleri en iyi şekilde çalışıyor ancak Başkanımızın daha aktif olması gerekir. Mesela her mahallede belirli zaman aralıkları ile vatandaşlarımızla bir araya gelebilir. Bunun yanı sıra cenazesi olanlar için sadece İstanbul içinde değil İstanbul dışında da araç temini sağlanmalı. Ayrıca mahallemize tıpkı Sinanpaşa’da olduğu gibi bir değişim şart.”

‘35 mevcutlu okulumuz var!’

Dikilitaş Mahallesi sakinleri mahallelerinden memnun olduklarını söylese de sorunlara değinmeden edemiyorlar. Öncelikli istek olarak trafik sorununu ve havai hatlar sorununu gündeme getiriyorlar. Mahalle sakinleri yine Baz İstasyonu, otomobil park yeri sorunu ve bozuk kaldırımlardan da şikayetçi oluyorlar. Her zaman olduğu gibi yine mahalleyi yaşayanlarında sorduk. Mahalle sakinleri şu görüşleri dile getirdiler:
HALKLA İÇİÇE OLUNMALI: “Belediye başkanımız halkla iç içe ancak halkla belirli zamanlarda toplantılar düzenlenmeli. Bu toplantılar önceden vatandaşlara duyurulmalı.” Ömer Bilici.
YERALTINA ALINMALI: “Mahallemizde havai hatlar tehlike saçıyor. Bu hatların yer altına alınması gerekir. Ayrıca mahalle sakinleri Baz İstasyonu istemiyorlar. Bence sorun bu.” Nalan Kemertaş.
OKUL PROBLEMİ: “Mahallemizde okulların İmam Hatip Lisesi’ne dönüştürülmesi çok büyük problemler yaratıyor. Bu okulumuzda sadece 35 öğrenci eğitim görüyor. Halbuki sınıflarda mevcutlar dolup taşıyor.” Ahmet Saranlar.
HAVUZ PROBLEMİ: “Parkımızda bulunan havuz yapıldı. Bu havuzu yapanlara teşekkür ediyorum. Parkımıza gelen kuşlarda yaşamaya çalışırken bu havuzdan faydalanıyorlar.” Semra Davacı.
SEVGİLİLER GÜNÜ: “Beşiktaş’ta Sevgililer Günü için bir etkinlik düzenlendi. Binlerce kadın şiddete karşı 14 Şubat’ta Beşiktaş Meydanı’nda dans ederek ben de tepki koyacağım.” Melike Nazlıgül.
TRAFİK KARIŞIK: “Bazı araç sahipleri araçlarını gelişigüzel park ediyor. Bu da sorun yaratıyor. Mahallemizin ağaçlandırılması ve bu ağaçların bakımının yapılması gerekiyor.” Azade Aze.
ALTYAPIMIZ İYİ: “Mahallemizin alt yapısı iyi ancak üst yapının da elden geçirilmesi gerekir. Mahallemiz için bir revizyon yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu kesinlikle yapılmalı.” Ahmet Uzundereli.
DAHA GÜZEL OLMALI: “Bence mahallemiz daha iyisini hak ediyor. Yaşadığımız mahalleye elbirliği ile sahip çıkmalıyız. Umarım bundan böyle daha güzel işler olur.” Hasan Yaya.

Islah Evi kapıları açılıyor!..

Islah Evi adlı tiyatro oyunu Ortaköy’e yeni bir soluk katıyor. Çamurdan Tiyatro Topluluğu Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde ziyaretçilerini ağırlayacak. Oyun, 15 Şubat ve 19 Şubat’ta tiyatroseverler ile buluşacak. “İzmir Çetesi” dizisiyle başlayan dostluklarını, Çamurdan Tiyatro ile ortaklığa dönüştüren Mustafa Üstündağ ve Kenan Ece, tiyatroya yeni bir soluk ve renk getiriyor. Didem Balçin, Mustafa Üstündağ ve Kenan Ece’yi tiyatro sahnesinde izlemek istiyorsanız bu kaçırılmaz bir fırsat olarak karşınıza çıkıyor. Genç ve dinamik oyuncu kadrosu ile kısa zamanda öne çıkmayı başarmış Çamurdan Tiyatro iddialı ve ilk oyunu “Islah Evi” ile Ortaköy’de sahne diyecek. Engin Altan’ın yönettiği oyun, Norman Lock’un Türkiye’de ilk kez sahnelenecek oyunu olma özelliğinde… Oyun, terör ve mağduriyet konularına farklı bakış açısı getiriyor.
Islah Evi hakkındakibazı detaylar ise şöyle: “Mutlu evliliğiniz, başarılı kariyeriniz, nezaketiniz, demokratlığınız ve sosyal duyarlılıklarınızla korunaklı evinizde sürdürdüğünüz korunaklı hayatınıza günün birinde eski bir dost misafir gelir ve her şey birden değişiverir. Norman Lock’un Türkiye’de ilk kez sahnelenen oyunu “Islah Evi”; 21. yy insanının balonunu sıkı bir vuruşla patlatıyor ve terörün mağduru ve faili olmayı farklı bir bakışla sorgulatıyor. Hafta sonu planınız yoksa bu oyun tam size göre!..”

Yatak Odası Diyalogları

Yatak Odası Diyalogları, Ortaköy’de tiyatroseverleri ağırladı. Birol Güven’in yazdığı, Galip Erdal’ın yönettiği oyun, 8 Şubat’ta seyircisiyle buluştu. Sadri Alışık Tiyatrosu tarafından sahneye konulan “Yatak Odası Diyalogları” adlı oyununda ilk kez tiyatro sahnesinde yer alan ünlü oyuncu Sedef Avcı vardı. Sedef Avcı, “Yatak Odası Diyalogları” adlı oyunla tiyatro sahnesine adım attı.
Güzel oyuncunun başrolü Levent Ülgen’le paylaştığı, Birol Güven’in altı yıl önce çıkan aynı adlı kitabından sahneye uyarlanan oyun, Türkler’in monotonlaşan cinsel yaşamını konu alıyor. Şubat ayında Sadri Alışık Tiyatrosu’nda sahnelenmeye başladığı oyun için Avcı, “Senaryoyu çok gerçekçi ve sıcak buldum. Biz oynarken, izleyici de seyrederken büyük keyif alacak” diye konuştu.
Sedef Avcı ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Sedef Avcı 22 Ocak 1982, İstanbul doğumlu manken, sinema ve dizi oyuncusudur. Sedef Avcı Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi bölümü mezunu olan Sedef Avcı, Gaye Sökmen Ajansı’na bağlı olarak mankenlik yapmıştır. 1997 Elite Model Look birincisidir. Sedef Avcı Manken ve oyuncu Kıvanç Kasabalı ile evlidir.”
Birol Güven hakkındaki bazı detaylar ise şöyleydi: “Birol Güven, Türk film yapımcısı, senaryo yazarı ve yönetmen. Darıca da babası aygaz bayiliği yapmış, kendiside babasının yanında uzun zaman çalışmıştır. Gebze lisesini bitirdikten sonra Ankara Hacettepe Üniversitesi İngilizce öğretmenliğini bitirmiştir. İstanbul Sultanahmet’te İngilizce turist rehberliğide yapmıştır. Rehberlik yaparken Gani Müjde ile tanışmış ve yanında senaryo yazarlığına başlamıştır. Evli ve iki çocuk babası olan Güven, İngilizce öğretmenliği yaparken Gani Müjde ile tanıştı ve onun yanında Tükenmez Kalem’de senaryo yazmaya başladı. Ardından Ayrılsak da Beraberiz adlı diziyi çekmeye başladı ve kendi senaryo yazma şirketi olan Mint’i kurdu.”
Galip Erdal hakkındaki bazı detaylar ise şöyle aktarılıyor: “Galip Erdal 27 Aralık 1966 yılında Ankara’da doğdu. İlkokul, orta ve lise öğrenimini Ankara’da aldı. Galip Erdal 1985 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuar Bölümü’nde öğrenime başladı. Üniversiteyi 1989 yılında bitirdi. Birçok tiyatro ve filmde rol aldı.”

Tuhaf bir intikam hikayesi:
“27 NUMARA”

Beşiktaş’ta neşeli oyunlar tiyatroseverler ile buluşmaya devam ediyor. Bunlardan bir tanesi olan 27 Numara adlı oyun, 20 Şubat’ta Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde ziyaretçilerini ağırlayacak. Oyun hakkında bazı detaylar şöyle sıralanıyor: “Bir Uğur Uludağ Oyunu… Uçanay, Tibet’ten döndükten sonra geçmişinden intikam almak için, akla gelmedik bir plan yaparak, birbirini hiç tanımayan insanları bir araya toplar. Ancak herkesin arasında bir başka intikam planı da yürümektedir. Ve kuşkusuz ki intikam daha komik olmamıştı.”
E.S.E.K., tam 2005 – 2008 yılları arasında oynayan oyun ile ilgili “Daha genç, daha aktif, daha dinamik” diyor.
Oyunla ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle: “Yazan: Uğur Uludağ. Yöneten: Yosi Mizrahi. Oynayanlar: Muammer Tali, Özgür Şenyer, Begüm Menlikli, Emre Babür, Şükrü Çetin, Halis Tekel, Yeliz Ustaoğlu.”
Uğur Uludağ, E.S.E.K.’in başlangıcı ile ilgili şunları aktarıyor:
“E.S.E.K., Espri Standartları Enstitüsü Kurumu anlamına geliyor. Aslında baktığımızda Türkçe’ ye aykırıdır. Enstitüyle Kurum bir arada bulunamaz. Kurumlaşmaya olan gıcıklığımızdan dolayı bu isim var. Tiyatro ilk amatör olarak kurulduğunda The ESEK’ di. 1990 yılında rahmetli Gökhan Semiz’le tiyatroyu kurduğumuzda bu isim vardı. Daha sonra ben profesyonel olarak tiyatroyu kurmaya karar verdiğimde başındaki THE’yı kaldırarak devam ettik.”

Flüt solisti FULYA’DA

Flütseverler Fulya’da buluşuyor. New York Times eleştirmeninin taktığı Sihirli Flüt ünvanı ile tanınan Dünya çapında ünlü flüt solisti Şefika Kutluer, Kosovalı piyanist Misbah Kacamaku eşliğinde bir resital veriyor. Ünlü flüt solisti Kutluer’in dünya müzik marketlerinde bulunan 16 adet CD’si arasında Berlin Filarmoni, İngiliz Kraliyet Filarmoni gibi ünlü orkestralarla yaptığı CD’ler de bulunuyor. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek olan resital ile ilgili program detayları şöyle sıralanıyor:
“Tür: Resital. Yer: Fulya Sanat. Tarih: 21.02.2013. Saat: 20:00.”
Resitalin diğer program detayları ise şöyle: “Piyano: Misbah Kacamaku. J. S. Bach-Air from Suite N.3 D Major. J. S.Bach-B Minor Suit Polonaise, Menuet & Badinerie. W.A.Mozart-Twinkle Twinkle Little Star Variations. Reinecke-Undine.
Aradan sonraki program detayı da şöyle sıralanıyor: “Gabriel Faure-Pavane. Maurice Ravel-Piece En Forme De Habanera. Jose L. Elizondo-Princesa de Hadas (Fairy Tale Princess). Jose L. Elizondo-(Tango) Autumn in Buenos Aires. Albert Franz Doppler-Pastoral Fantasy.”
Şefika Kutluer’in müzik yaşamından bazı kesitler ise şöyle sıralanıyor: “Kutluer’in babasının arkadaşı olan Ulvi Cemal Erkin’in Kutluer’e kulak testi yapması ve konservatuara teşvik etmesi sonucunda müzik eğitimi başladı. İmtihanları kazandıktan sonra ilkokul dördüncü sınıfta Ankara Devlet Konservatuvarı’na girdi. Kâmuran Gündemir ile piyano çalıştı. Enstrüman seçimi yapan komisyon tarafından Kutluer “flüt”e seçilmiştir ve Saki Şarıl’la flüt öğrenimine başlamıştır. Şefika Kutluer Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan 3 sınıf atlayarak 1979 yılında mezun olmuştur. Aynı yıl Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda çalışmaya başladı. İlk profesyonel konserinde Mithat Fenmen, Şefika Kutluer’e piyanoda eşlik etti.”
Şefika Kutluer’in ödülleri ise şöyle sıralanıyor:
n 1981 Veletri Primavera Musicale’de yorumculuk ödülü.
n 1985 Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Madalyası.
n 1985 Viyana Doblinger Uluslararası Flüt yarışmasında üçüncülük ödülü.
n 1986 Viyana Doblinger Uluslararası Flüt yarışmasında birincilik ödülü.
n 1995 Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Nişanı.
n 1998 Devlet Sanatçısı Ünvanı.
n 2000 Macar Sahne Sanatları Derneği tarafından verilen Inter-Lyra ödülü.
n 2009 İtalyan Devlet Nişanı.
n Gallo International firmasından “Gallo Altın CD Koleksiyonu ödülü.”

Ozan Tunca ve
Birsen Ulucan
Resitali

İki ünlü sanatçı Beşiktaş’ta bir araya geliyor. Ozan Tunca’nın hazırladığı, piyanist Birsen Ulucan ile sunduğu çello ve piyano resitalinde günümüz Türkiye’sinden başlayarak çalınan ve sunulan her parça ile geçmişe ve Azerbaycan üzerinden Rusya’ya uzanıyor. Konser sırasında çalınan parçaların arasında ülkelerden ve bestecilerden fotoğraflarla birlikte bazı müzikal örnekler ve eserler hakkında kısa bilgi yer alacak. Konser, 28 Şubat’ta gerçekleşecek. Program detayları ise şöyle: “A. Adnan Saygun (1907-1991) – Ankara. (Sonat, op.12- Animato-Largo-Allegro assai), Selim Doğru (1971-…) – İstanbul, (“Kuyu” Çello ve Piyano için…)”
Verilen aradan sonra devam edecek olan programın detayları ise şöyle: “Arif Melikov (1933-…) – Bakü (Halk Şarkısı ve Dans), Fikret Amirov (1922-1984) – Bakü (Poem-Monologue), Tchaikovsky (1840-1893) – Moskova (“Noktürn”), S. Rachmanimoff (1873-1943) – Moskova (Vocalise), Alexandre Glazunov (1865-1936) – St. Petersburg (Chant du Menestrel.)”

Don Kişot’un tutku dolu hikayesi
“Mançalı Şövalye”

Vergi toplayıcısı, asker ve yazar Miguel de Cervantes ve yardımcısı Sancho, manastıra karşı geldikleri gerekçesiyle İspanyol Engizisyonu tarafından hapse atılırlar… Bu hikayenin devamı Fulya Sanat’taydı. Şubat ayının ikinci haftasında sanatseverler yine hareketli ve farklı bir oyunla daha karşılaştı. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde gösterimler tüm hızıyla devam ediyor. Bu gösterimlerden biri de “Mançalı Şövalye” adını taşıyordu. 14 Şubat’ta da seyircisiyle buluşan, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sahnelediği müzikalin konusu ile ilgili detaylar şöyle sıralanıyor:
“Hikaye 16. asrın sonlarında geçer. Vergi toplayıcısı, asker ve yazar Miguel de Cervantes ve yardımcısı Sancho, manastıra karşı geldikleri gerekçesiyle İspanyol Engizisyonu tarafından hapse atılırlar. Buradaki mahkumlar Cervantes’in tüm eşyalarına el koyar. Ancak Cervantes el yazısı metinlerinin kendisine geri verilmesi konusunda onları ikna eder. Mançalı Don Kişot hikayesini yeniden canlandırarak dramatik bir savunma gerçekleştirir. Şövalyeliğin öldüğüne inanmak istemeyen ve kendi çılgın dünyasında yaşayan onurlu şövalye Don Kişot’un dokunaklı ve tutku dolu hikayesi başlar.”
Müzikalin ikinci perdesindeki detaylardan kesitler şöyle:
“Çingeneler Don Kişot’un saflığından faydalanıp her şeyini çalarlar. Don Kişot ve yanındaki mecburen hana geri döner. Hancı onları içeri almak istemez. Fakat en sonunda onlara acır ve içeri alır. Aldonza morluklar içinde gözükür. Don Kişot onun intikamını alacağına yemin eder, ancak kız sinirli bir şekilde onu tersler ve kendisini artık rahat bırakması için ona yalvarır. Aniden bir başka şövalye içeri girer. Don Kişot’un ölümcül düşmanı ‘Büyücü’ bu sefer kendisini ‘Aynaların Şövalyesi’ olarak tanıtır. Aldonza’ya hakaretler yağdırır. Bunu üzerine Don Kişot ile kavgaya girişirler. ‘Aynaların Şövalyesi’ ve onun hizmetkarları üstünde aynalar bulunan büyük kalkanlar taşımaktadır ve onları Don Kişot’a doğru tuttuklarında güneşin göz kamaştırıcı ışığı onun gözünü alır. Saldırgan Şövalye onunla alay eder ve Don Kişot’u kendisini dünyanın onu gördüğü şekliyle, yani aptal ve deli bir adam olarak, görmesi için zorlar. Don Kişot yere yıkılır ve ağlamaya başlar. Aynaların Şövalyesi miğferini çıkarır ve gerçek kimliğini gösterir.”

Bir PRENSES hikayesi

Farklı oyunlar seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. Minikler de Şubat ayının ikinci yarısında sahnelenecek oyunlarla neşeli vakit geçirecekler. Çocuk oyunları içinde 16 Şubat’ta sahne diyecek olan oyun ise, “Prenses’in En Güzel Şarkısı” ismini taşıyor. Çocuk oyunu, Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde miniklerle buluşacak. Oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Yazan-Yöneten: Tevfik Tunga. Konusu; Prensesi ve altın kuşu korumak için çabalayan Mavi Prens’in mücadelesi komik bir dille anlatılıyor.”
Oyun yazarı ve yönetmen Tevfik Tunga, çocuk tiyatrosu için şunları söyledi: “Tiyatro hayatı algılamayı kolaylaştıran ve insana kendini keşfetmenin lezzetini tattıran sanat dallarından biridir. Yetişkinlerin ne sıklıkta tiyatroya gittiği ile ilgilenmeyip, çocuklara bakmak gerekli diye düşünüyorum. Kış tatilinin yaklaştığı şu günlerde çocuklar için mutlaka bir tiyatro programı yapalım. Oyuncularla tanışmak onlara çok iyi gelecektir. Oyunlar için Akatlar Kültür Merkezi programlarına mutlaka bakmalı… Çocuk için tiyatro ile, “İletişim yetkinliğini arttırır. Beden dilini farkeder. Çocuğun dikkat toplama yeteneğinin geliştirilmesinde faydalıdır. Hiperaktivitenin dengelenmesini sağlar. Çocuğun sıcak ilişkiler kurmasını destekler. Ortamlara hızlı adapte olmasını sağlar. Çocuğu rahatlatır ve gerginlikten kurtarır. Kişilik gelişimde ciddi faydalar sağlar. Çocuğun bağımsızlık hislerinin başlangıcında yer alır. Kendisini ve başkalarını doğru algılayabilmesini sağlar. Çocuklarda estetik algıyı arttırır.”

Grim Kardeşler Akatlar’da

Beşiktaş’ta çocuklar neşeli vakitler geçirmeye devam ediyor. Şubat ayının üçüncü haftasında da yine birbirinden güzel oyunlar miniklerle buluşuyor Bu oyunlardan bir tanesi de “Hansel ve Gretel” idi. 23 Şubat’ta sahnelenecek olan oyunu M. Tevfik Tunga yönetiyor.
İstanbul Çocuk Sanat Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu “Hansel ve Gretel”deki oyuncular ise şöyle sıralanıyor:
“Metin Kurt, Özge Vardar, Özgül Soydaş, Cihan Bektaş, Özlem Vardar Cebesoy.”
Oyun iki perdeden oluşuyor ve tam olarak 60 dakika sürüyor.

‘Meraklı Penguenlar’ iş başında

Meraklı Penguenlar iş başında… Çocuk oyunları denince Akatlar Kültür Merkezi’nde seçenek bol… Hafta sonları minikler yepyeni oyunları izlemek için bir araya geliyor. “Meraklı Penguenler” adlı çocuk oyunu Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde çocuk tiyatroseverleri ağırlayacak. Oyun, 17 Şubat’ta sahne diyecek. “Meraklı Penguenler” adlı oyun hakkındaki bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Buz dağlarında kaybolan arkadaşlarını arayan penguenlerin öyküsü komik bir dille anlatılmaktadır. Yazan ve Yöneten: M. Tevfik Tunga. Oyuncular: Özgül Soydaş, Elçin Çinğ, Gizem Duman, Sonnur Şahin, Eylem Esen, Eylül Seymen, Metin Kurt, Cihan Bektaş.”
Tek perdelik müzikalin diğer başka detayları ise şöyle aktarılabilir: “Günümüz dünyasında bozulan doğal sistemlerin ve kötüleşen hayat şartlarının bozduğu doğal dengenin korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi yönünde mesajlar verilen oyunda, buz dağlarında kaybolmuş arkadaşlarını arayan penguenlerin öyküsü akıcı ve komik bir dille anlatılmaktadır.”

Kentsel dönüşüme katkı

Emlak sektörü, bir türlü yasasına kavuşamamanın sıkıntılarını yaşarken MAREMDER üyeleri bu ve bunun gibi sorunlara çare aramak için çeşitli ziyaretlerde bulunuyorlar. MAREMDER Başkanı Adnan Yeşiltaş ve üyeler son olarak Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ı Beşiktaş Belediyesi’nde ziyaret ettiler. Beşiktaş Belediyesi Toplantı Salonu’nda gerçekleşen ziyaretle ilgili konuşan Adnan Yeşiltaş, “Beşiktaş Belediye Başkanımız İsmail Ünal bizi çok iyi karşıladı. Kendisine sektörün sorunlarını ve Beşiktaş ile ilgili düşüncelerimizi aktardık. Başkanımıza emlak müşavirlerinin belediye işlemlerinde yaşadığı sorunların kolaylaştırılması için görüşlerimizi sunduk. Bununla birlikte kentsel dönüşüm sürecinde Beşiktaş’ta yapılması gerekenler hakkındaki düşüncelerimizide sunduk. Örneğin Ihlamurdere isminde ‘dere’ kelimesinin geçmesi yatırımcıları tedirgin ediyor. Bunun içinde dere kelimesinin kullanılmamasını önerdik. Ayrıca bizim sorunlarımızı en ince ayrıntısına kadar not eden Sayın Başkan’a sosyal projelerde başarılı olduğu için bir de plaket sunduk” dedi.

Fantastik “Gişe Memuru”

Gişede memurluk yapan Kenan’ın hayal ile gerçek arasındaki dünyasının anlatıldığı film, Levent’te sinemaseverleri ağırlıyor. Beşiktaş Belediyesi ve Yeni Sinema Hareketi işbirliğiyle Levent Kültür Merkezi’nde ücretsiz olarak gerçekleştirilen “Her Cuma Yeni Sinema” etkinliği kapsamında, 15 Şubat’ta Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gösterimi gerçekleşecek. Gişe Memuru adlı film ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Kenan, sessiz, insanlarla konuşmaktan çok kendi hayal dünyasına dalmayı seçen, bazen de buna engel olamayan, babasıyla oturan 35 yaşında bir gişe memurudur. Tavşancık gişeler bölgesinde görev yapan Kenan, diğer gişe memurlarından çok daha fazla araba geçirmesiyle ve de işini yaparken bazen kendi kendine konuşmasıyla ünlüdür. Kenan’ın çocukken annesini kaybetmesinin ardından babasıyla olan ilişkisi gittikçe çözülür ve gerilir. Zaten otomatikleştiği gişesinde, hayal ve gerçek arasındaki çizgi daha da belirsizleşmeye başlar. Kenan’ın üç kutudan oluşan ev, servis ve gişe arasında sıkışıp kalmış monoton hayatı, yeni atandığı gişelerde değişecektir. BKM Film’in sunduğu bir Mantar Film yapımı olan “Gişe Memuru” filmi, bir otomatikleşmeyi anlatırken, bu otomatikleşme filmin dışında da, günümüzde, nakit gişelerinin kaldırılarak gişe memurlarının yerlerini tamamen OGS ve KGS’lere bırakmasıyla gerçek oluyor.”
Filmin yazarı ve yönetmeni ise Tolga Karaçelik… Oyuncu kadrosundaki isimler ise şöyle sıralanıyor: “Serkan Ercan, Ruhi Sarı, Zafer Diper, Nergis Öztürk, Nur Aysan, Büşra Pekin, Nadir Sarıbacak, Sermet Yeşil.”
Gişe Memuru adlı filmin yönetmeni Tolga Karaçelik ile ilgili bazı detaylar ise şöyle aktarılıyor: “1981 yılında İstanbul’da doğmuştur. Orta öğrenimini Koç Özel Lisesi’nde bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş ve sonrasinda Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde sinema eğitimi almıştır. Şu ana kadar yurtiçi ve yurtdışı festivallerde gösterilmiş kendi senaryosunu yazdığı ve yönettigi beş kısa filmi vardır. En son kısa filmi “Rapunzel”in dünya prömiyeri Şubat 2010’da New York’taki Soho International Film Festival’da yapıldı ve film burada Seyirci Ödülü’nü kazandı. Film, aynı zamanda Berlinale’de T.C. Kültür Bakanlığı’nin seçtiği Türk filmleri arasında yer aldı. Senaryosunu kendi yazıp çektiği “Gevende”nin Çelik Çomak klibi, MTV, VH1, MEZZO gibi uluslararası müzik kanallarında gösterilmiş ve çeşitli müzik videosu festivallerinde finalist olmuştur. Mehmet Güreli’nin “Dünya Yazarlarının Gözüyle İstanbul” adlı uzun metrajlı belgesel filminde görüntü yönetmenliği yapmıştır. Yurt içi ve yurtdışı kısa film çevrelerince tanınan Tolga Karaçelik için 2010 yılında festival organizatörleri tarafından İsveç ve Ankara’da kısa filmlerinin tümünün gösterildiği retrospektifler düzenlenmiştir. İlk uzun metraj filmi olan “Gişe Memuru”yla 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü’nü kazandı. ”

Parçalanmış bir aile

Orada adlı film, seyircisiyle buluşuyor. Beşiktaş Belediyesi ve Yeni Sinema Hareketi işbirliğiyle Levent Kültür Merkezi’nde ücretsiz olarak gerçekleştirilen “Her Cuma Yeni Sinema” etkinliği tüm hızıyla devamediyor. Orada adlı film, Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinemaseverleri ağırlayacak. 22 Şubat’ta gösterimi gerçekleşecek olan filmin konusu ile ilgili bazı detaylar ise şöyle: “65 yaşındaki anne, huzurevinde yaşamına son vermiş, 36 yaşındaki abla kendine yeni bir yaşam kurmuşken annesinin vefatıyla sarsılmıştır. 32 yaşındaki erkek kardeş de yıllardır dönmediği ülkesine apar topar dönmüştür. Bir araya gelen abla-kardeş annelerini defneder, ardından da Büyükada’daki aile evinde münzevi bir yaşam sürmekte olan 71 yaşındaki babalarını bulur. Bir araya gelen aile fertleri, o güne dek konuşamadıklarını konuşurlar.”
Çekimleri Büyükada’da yapılan Orada adlı filmin konusun ile ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Orada, anne, baba, bir abla ve bir erkek kardeşten oluşan, parçalanmış, dört bir yana savrulmuş eski İstanbullu bir ailenin öyküsüdür. Huzurevinde yaşayan annenin “ölmeye yatması”, daha doğrusu kalp krizini tetikleyip vefat etmesi sonucunda, aile 24 saatliğine de olsa tekrar bir araya gelecektir.”
Filmle ilgili diğer detaylar ise şöyle: “Yönetmen: Hakkı Kurtuluş, Melik Saraçoğlu. Senaryo Hakkı Kurtuluş, Melik Saraçoğlu. Yapımcı: Hakkı Kurtuluş, Melik Saraçoğlu. Müzik: Alper Maral. Görüntü Yönetmeni: Eyüp Boz. Vizyona Giriş Tarihi: 25 Aralık 2009. Süre: 96 dk. Tür: Aile, Dram.”

‘Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit’
Koşucuların Şehri

Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit adlı etkinlik günlerinde ”Koşucuların Şehri” belgeseli, 6 Şubat 2013 Çarşamba günü saat 19.00’da Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sahnesi’nde izleyiciyle buluştu. Sanatseverler her Çarşamba bir araya geliyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin, Beşiktaş Belediyesi ve Belgesel Sinemacılar Birliği ile düzenlediği “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliğinde 6 Şubat’ta yönetmenliğini Jerry Rothwell’in yaptığı “Koşucuların Şehri” isimli belgesel film gösterimi yapıldı.
“Koşucuların Şehri” belgeseli, yoksulluk, açlık ve savaşla bağdaştırılmış bir ülkenin, dünya rekortmeni atletler yetiştirmesine odaklanıyordu. Yönetmen Jerry Rothwell, Habeşistan’daki Bekoji’den yetişen atletlerin izini sürerek, ülkenin bu alandaki başarısının sırrını perdeye taşıdı. Belgesel, sefaletten olimpiyat madalyalarına uzanan başarı öyküsünü işliyor.

‘Zamansız’ Sergi

Türk tarihinin eski yazma eserlerindeki temalar, şematik görseller, meridyenler farklı bir sergide sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Geçmişten günümüze ışık tutan bilimsel gerçeklikte değerler, Filiz Hatipoğlu’nun fırçasından sanatseverlere ulaşılor. Bu değerler, dairesel formlar içinde sanki tılsımlı gibi duran şekiller sanatçının “Zamansız” adlı sergisine esin kaynağı oldu.
Filiz Hatipoğlu “Zamansız” adlı sergisini kendisini katmadan sözlerine şöyle anlatıyor:
“Doğanın sonsuz renk ve enerjisi yine doğaya ait zaman, kavram ve mekan duyumlarıyla “Zamansız” bir yolculuğa çıktı. Yaşanmışlığın gerçekleri, yaşanacak duyumlarla tüm zamanların içinde hissedildiği sonsuz bir düş gibi betimlendi.”
Sanatçı Filiz Hatipoğlu ile ilgili bazı detaylar şöyle sıralanıyor:
“1964’de Kastamonu’da doğan Filiz Hatipoğlu, babasının hakimlik mesleğinden dolayı Anadolu’nun değişik şehirlerinde eğitimini tamamladı. Resme olan ilgisini ‘Hayrettin Sönmez’ atölyesinde çalışmalar yaparak devam ettirdi. Evli ve iki oğlu olan sanatçı, 2006’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne girdi ve 2010’da Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nden ‘Prof. Dr. Sitare Turan Bakır’ atölyesinden dereceyle mezun oldu. MGSÜ’de ‘Kemal İskender’ atölyesinde resim çalışmalarına katıldı. Sanat eğitimine halen 2010’da başladığı Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar Bölümü’nde yüksek lisans yaparak devam etmektedir. Osmanlı Türkçesi’ni iyi derecede bilen ve bir dönemde Ali Rıza Özcan’dan hat dersleri de alan sanatçı harflerin sadece görselliğini, kendine özgü yorumlayarak karışık bir teknikle resimlerine yansıtmaktadır. Tez konusunu; ‘Çağdaş Resim Sanatında Kaligrafi ile Ortaya Çıkan Sanatçılar’ olarak belirleyerek, kendi yaptığı resimleriyle de örtüşen bir kaligrafik bir üslup çizdi. Sanatçı kaligrafinin estetik değerini kullanarak, Türk yazısının başlangıcından bu güne runik, Arap ve Latin harflerden oluşan imgeleri plastik öğeye dönüştürürken yaşanmışlığın gerçekliğini kendi düşsel anlayışıyla tuvale aktarmaktadır. Özellikle Latin alfabesinden önce yazı dili olarak kullanılan Osmanlı Türkçesi’ni meydana getiren Arap harflerinin kıvrak ve estetik değerini, üslup kaygısı taşımadan yorumlayarak resmetmektedir. Geçmişe olan bağlılığı onda yaşanmışlılığın izlerini duyumsatmaktadır. Yaşanmışlık duyusu ise düşsel imgelerle, Türk Sanatı’nın da izlenimiyle sanatçının tuvaline yansımaktadır. Türk Tarihi’nin eski yazma eserlerindeki temalar, şematik görseller, meridyenler… Geçmişten günümüze ışık tutan bilimsel gerçeklikte değerlerdir. Bu değerler; dairesel formlar içinde sanki tılsımlı gibi duran şekiller, sanatçının ‘Zamansız’ sergisine esin kaynağı olmuştur. Doğa’nın sonsuz renk ve enerjisi; yine doğaya ait zaman, kavram ve mekan duyumlarıyla ‘Zamansız’ bir yoculuğa çıktı. Yaşanmışlığın gerçekleri, yaşanacak duyumlarla tüm zamanların içinde hissedildiği sonsuz bir düş gibi betimlendi.
Prof. Dr. Zahit Büyükişleyen, Prof. Dr. Ergin inan ve Sinan Demirtaş atölyelerinde resim, gravür ve litografi baskıları yaptı.Yurtiçi ve dışında birçok sempozyum ve sergilere katıldı. Sanatçı halen kendi atölyesinde resim çalışmalarına devam ediyor.
Eğitim;
n Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Üniversitesi,
n Geleneksel Türk Sanatlar Bölümü, Çini Ana Sanat Dalı; Lisans,
n Yeditepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Plastik Sanatlar; Yüksek Lisans
Sempozyum ve Katılımlar;
n 2011 Odessa Uluslararası Resim Çalıştayı ve Sempozyumu Katılımı,
n 2011 Selçuk Üniversitesi Uluslararası Güzel Sanatlar Sempozyumu, Konya,
n 2011 25 Artiste -125 Current Modern Expression İtalya, Lecce,
n 2011 Birinci Uluslararası Boğaziçi Bianeli,
n 2011 Ege Üniversitesi 4.Uluslararası Egeart Sanat Günleri İzmir.
Ödüller
n 2011 Küçükçekmece Belediyesi Resim Yarışması Sergileme,
n 2010 Sakıp Sabancı Başarı Ödülü,
n 2010 Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Onur Ödülü,
n 2005 Üsküdar Resim Yarışması Canlı Performans 2.’lik Ödülü.”

Karikatüristler
İstanbul için yarışacak

Beşiktaş Belediyesi gelenekselleşen yarışmasına bu yıl da yeni bir konseptle devam ediyor. Geçen yıl da yoğun ilgiyle karşılanmış ve gelenekselleşen yarışma genç karikatüristlerin de ilgi odağı olmuştu. 6 Mart 1995 tarihinde vefat eden, ömrünü karikatüre adamış değerli sanatçılardan Nehar Tüblek adına Beşiktaş Belediyesi ile Karikatürcüler Derneği tarafından düzenlenen karikatür yarışmasının bu yıl on sekizincisi yapılıyor. Beşiktaş Belediyesi yetkilileri yarışmaya başvuru süresi tamamlanmadan önce şu detayları aktarmıştı: “Hem değerli karikatürcü Nehar Tüblek’i anmak hem de karikatür sanatının yaygınlaşması için sizleri bu yarışmaya katılmaya çağırıyoruz. Yarışmanın bu seneki konusu ise İstanbul olacak.”
Nehar Tüblek adına düzenlenen karikatür yarışması için artık başvuru süresi ise sona erdi. Yarışmanın son katılım tarihi 10 Şubat 2013 olarak belirlenmişti.
Yarışma ile ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle:
“Ödüller; Birincilik Ödülü: 3.000 TL. İkincilik Ödülü: 2.500 TL. Üçüncülük Ödülü: 2000 TL. 3 Mansiyon: Her biri 1.000 TL. Beşiktaş Belediyesi Onur Ödülü: 1.500 TL
Özel Ödüller: Beşiktaş Jimnastik Kulübü Özel Ödülü, Karikatürcüler Derneği Özel Ödülü, Kabataş Lisesi Eğitim Vakfı Özel Ödülü, Gazeteciler Cemiyeti Özel Ödülü, Dünya Yayıncılık Özel Ödülü, Nehar Tüblek Ailesi Adına Özel Ödül, Karikatürcüler Derneği Gençleri ve Çocukları Özendirme Ödülleri.”

Video sızdı…

GOOGLE firmasının dokunmatik özellikli bilgisayar için geliştirdiği projenin internete sızması, Afrika’ya 150 dolara satılacak akıllı telefon projesi, Mini disklern ömrün doldurması. İşte bu teknolojik gelişmelerin ayrıntıları:
İNTERNET’E SIZDI: Apple’a rakip olacak en son teknoloji bir ultrabook üzerinde çalıştığı bilinen Google, beklenmedik gelişmelerle karşı karşıya. Google’ın birçok firmayla işbirliği yaparak geliştirdiği bilinen ‘Chromebook’ projesi, beklenmedik şekilde internete sızdı. Videonun internete nasıl düştüğü kesin olmadığı gibi, videodaki bilgiler, Google’ın ‘Chromebook’u kendi mühendisleri tarafından geliştirdiği’ izlenimi verdi.
AFRİKA İÇİN TELEFON: Huawei 4Africa Windows Phone adı ile piyasaya sürülecek olan telefon, 150 dolar’a satılacak, 7 ülkede vatandaşlar bu imkandan yararlanabilecek. Çin’den sonra Huawei’nin en güçlü pazarlarından birisi de kuşkusuz Afrika. Huawei firması, tüm dünyada sözü geçen özellikle network konularında kendisini ispatlamış lider bir üretici konumda.
ÖMRÜNÜ TAMAMLADI: Sony, veri depolama cihazı MiniDisc’in (MD) Mart ayından ömrünü dolduracağını açıkladı. 20 yılı geride bırakan veri depolama cihazı MiniDisc’in (MD) Mart ayından ömrünü tamamlayacak.

Barbaros’ta eylem vardı…

BEŞİKTAŞ- Armutlu olarak bilinen Fatih Sultan Mehmet Mahallesi’nin kentsel dönüşüm bölgesi ilan edilmesi mahallelinin tepkisini çekti. Mahalle sakinleri karara itiraz etmek için dilekçe hazırladı. Hazırladıkları dilekçeyi Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne vermek isteyen mahalle sakinleri, otobüslerle Beşiktaş’a geldi. Balmumcu’da otobüslerden inen yaklaşık bin kişilik grup, “Armutlu bizimdir, bizim kalacak” pankartı ile yürüyüşe geçti. Grup, Barbaros Bulvarı’na gelince yolu trafiğe kapattı. Sloganlar atan grup, uyarılara rağmen yolu açmadı. Kadınların da aralarında bulunduğu mahalle sakinleri, kapattıkları yolda yürüyüp Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne geldi. Mahallelinin eylemi nedeniyle polis bina önünde barikat oluşturdu. Grubun Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önündeki eylemi sürdü.

Dolmabahçe’de bahçe reformu

BEŞİKTAŞ- TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığındaki toplantıda alınan kararlarla ilgili yazılı açıklama yapıldı. Meclis yerleşkesi içerisinde yapılacak çok katlı otoparkın üzerine personel hizmet binası yapılmasına dair önerinin daha detaylı çalışma yapılarak tekrar değerlendirilmesine karar verildi. Toplantıda; “Milli Saraylara Bağlı Birimlerde Gezi Yönetmeliği”nde yapılan değişiklikle; Dolmabahçe ve Beylerbeyi dışındaki saray, köşk ve kasırlar haftanın 5 günü yerine 6 gün açık olması kararı alındı. Bahçe bileti uygulaması getirilerek Dolmabahçe Sarayı’nın bahçelerinin de gezilmesine imkan sağlandı. Dolmabahçe Sarayı son günlerde çeşitli konularla gündeme gelmişti. Yangına karşı güvenlik, bazı alanların halka açılması, foseptik birikimi bunlardan bazılarıydı. Son olarak bahçenin halka açılması gündeme getirildi.

Baskılara karşı çıktılar

BEŞİKTAŞ- Sosyalist Feminist Kolektif adı veren bir grup kadın, Beşiktaş’ta eylem yaptı. Grup, Beşiktaş Dolmabahçe’de bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisi önünde eylem yapmak istedi. Ancak, Çevik Kuvvet polisi grubun Başbakanlık Çalışma Ofisi önünde eylem yapmasına izin vermedi. Grup bunun üzerine eylemini Beşiktaş İskele Meydanı’nda gerçekleştirdi. Grup ‘AKP elini bedenimden çek’, ‘Erkek düzenine itaat etmiyoruz’ yazılı pankart taşıdı. Grup adına yapılan açıklamada, “Şiddet, baskı ve sömürü yuvasından kurtulmak için boşanmanın kolaylaştırılması gerekli. Bizi ikna edecek ombudsmanlara değil, acil boşanma destek hatlarına ihtiyacımız var!” denildi ve grup dağıldı.

Fikri takip!..

Beni okuyanlar soruyor, “Senden daha çok kültür-sanat yorumları bekliyoruz” diye… “Kültür-Sanat yazılarına ara vermedim. Sadece Beşiktaş Gazetesi içinde yaklaşık 6 sayfa bu konuya ayrılınca sıkılmayasınız” diye değişik alanlara girdim. Ama iyi de oldu. Örneğin, günlük gazetenin duyurusundan sonra bizim internet sitesine giriş yarı yarıya arttı. Yani birçok kişi artık gazetesini internetten okuyor. Hem de her gün. Zor bir iş günlük gazete yapmak, hem de 3 ayrı gazete… Bizimkilerin işini biraz arttırdım ama sitenin de ziyaretçi oranını arttırdım. Radyoda da günlük programlara başlamalarını tavsiye ediyorum arkadaşlarıma, çünkü internet sitemizdeki en çok tıklama radyoya geliyor neredeyse, anasayfadan sonra… Umarım bu araştırmama kulak verirler.
Bir değişik konu daha…
Bu güne kadar hiç yerel yönetimlere girmedim ama elektronik postalara bakıyorum, “Eleştiri yok” şeklinde mesajlar var az da olsa!.. Ve eklemiş Çarşı esnafı; “Masalar kalktı, cirolar düştü” diye… Vatandaşa kaldı sokaklar bence ama şikayet edenlerin de haklı oldukları bir durum var. Özetle iletilenler şöyle: “Tamam bir kural varsa herkes uysun. Biz kaldırdık, birçok esnafın masası halen kapı önünde…”
Ben de baktım sanki doğru gibi… Madem masalar kalktı, herkes kaldırsın… Veya herkes koysun!..
İşte iletiyorum sorununuzu, yerel yöneticilere…
Eleştiri yapmıyorsunuz diyenlere ise “Pes” diyorum…
Birkaç örnek: “Elektrik direkleri değişsin, esnaf naylon poşet kullanmasın… Araçlar yollara park ediyor, gürültü kirliliğine çare bulunsun, her yer gökdelen!, reklam panoları arttı… Denizler leş gibi…” Bunlar bir çırpıda aklıma gelenler ve çoğu manşet haber… Öyle satır arasında geçen yorumlar değil!..
Merak etmeyin biz üzerimize düşeni yapıyoruz.
Belediye de yapıyor, kentli de yapıyor. Derdinizi söyleyin, yeter!..

SPOR HABERLERİ

Orman bombaladı!..

BEŞİKTAŞ yönetiminin bugüne kadar Samet Aybaba’nın arkasında durduğu ve uzun süre çalışmak istediği bilinirken Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’dan ilginç bir açıklama geldi. Orman, ”Samet Aybaba ile 4 yıllık anlaşma imzaladık. Ama henüz ilk yıldan 1 sene 2 sene gibi uzun zamanlar sonrası için iddialı konuşamam” dedi. Ayrıca teknik kadro ve futbolcuların performanslarına da değinerek daha iyi sonuçlar beklediğini ima etti.

Gündem: Stat
“Yılan Hikayesi!..”

BEŞİKTAŞ Kulübü Başkanı Fikret Orman’ın genel kurul öncesinde yapacağı konuşmada yeni İnönü Stadı’nın inşaatına başlanacağı tarihi, stadın nasıl görüneceğini, kapasitesini ve mali olarak bulunan kaynakları kongre üyelerine tüm detaylarıyla açıklayacağı öğrenildi.
Beşiktaş’ta son yıllarda gündemden düşmeyen İnönü Stadı projesinde artık sona gelindi. İnşaat için gereken izinleri ve maddi kaynak arayışlarını tamamlayan Siyah-Beyazlı Yönetim, 24 Şubat’ta yapılacak olağan mali genel kurulda en ince ayrıntısına kadar projeyi açıklayacak. Başkan Fikret Orman’ın genel kurul öncesinde yapacağı konuşmada yeni İnönü Stadı’nın inşaatına başlanacağı tarihi, stadın nasıl görüneceğini, kapasitesini ve mali olarak bulunan kaynakları kongre üyelerine açıklayacağı öğrenildi.

Agresif takım!..

KARA Kartallar, bu sene tam 60 sarı, 3 kez de kırmızı kartla cezalandırıldı. Siyah-Beyazlılar’da Oğuzhan Özyakup, Veli Kavlak, Roberto Hilbert ve İbrahim Toraman 2’şer, Ersan Adem Gülüm ve Tomas Sivok da 1’er maçta ceza aldı.

Oğuzhan 3 hafta yok

OĞUZHAN Özyakup’un, Acıbadem Fulya Hastanesi Sporcu Sağlık Merkezi’nde yapılan değerlendirmeleri sonucunda, sol kalçada (gluteus medius) ileri derecede zorlanma ve ödem tespit edildi. Tedavisine başlanan futbolcunun, yaklaşık 3 hafta takımdan uzak kalabileceği öngörüldü.

Zevkleri twitter ve cips

BEŞİKTAŞ’IN son iki transferinin bakmayın kiralık olduklarına… Taraftar çok sevdi ikisini… Senegalli oyuncu Niang’ın hergün bakkala giderek cips aldığı söylenirken Beşiktaş’ın bir diğer transferi Dentinho ise twitter hastası!..

Sonradan açıldı!

Süper Lig’in 21. hafta maçında Sanica Boru Elazığspor ile Beşiktaş sahadaydı. Deplasmanda mücadele eden Siyah Beyazlı ekip, 1 – 0 geriye düşmesine rağmen, Holosko, İbrahim Toraman ve Fernandes’in golleriyle maçı 3 – 1 önde tamamladı. Beşiktaş’a 3 puanı getiren golleri 45+1. dakikada Holosko, 56. dakikada İbrahim Toraman ve 82. dakikada Fernandes kaydetti. Sanica Boru Elazığspor’un tek golünü ise 5. dakikada Ahmet Görkem attı. Süper Lig’in ikinci yarısında galibiyete hasret kalan Beşiktaş, Elazığ’da adeta kendine geldi. Siyah-Beyazlı takım, son 11 maçta olduğu gibi yine kalesinde golü görürken taraftarını ikinci yarıda sevindirdi. Deplasmanda spor otoritelerince maça tutuk başladığı söylenen Kartal, Görkem’in golüyle de geriye düştü. Ancak ilk yarının son saniyelerinde sahneye çıkan Holosko, ilk deplasman golünü Elazığspor’a atarken takımını yeniden hayata bağladı. 2. yarıda ise Toraman ve Fernandes’in golleri Beşiktaş’a 2013’teki ilk galibiyetini getirdi. Maça bakıldığı zaman 56. dakikada Fernandes’in kullandığı köşe vuruşu sonrası Sivok kafayla topu çevirdi. Sivok, Toraman’a asisti yaptı ve Kaptan da Beşiktaş’ı 1-0 geriden 2-1 öne geçirdi. Bu dakikadan sonra iki takım da skoru değiştirecek pozisyonlar yakaladı. Beşiktaş formasıyla ilk kez 81. dakikada oyuna giren Niang’ın başlattığı atakta Hilbert soldan asisti yaparken 83. dakikada skoru değiştiren isim Manuel Fernandes’ti. Bu sonuçla Beşiktaş 35 puana yükselirken Elazığspor 21 puanda kaldı.

Hem yiyor hem atıyor!..

Beşiktaş bu sezon çok gol yiyor. Ancak Burak, Umut, Drogba ve Elmander’li Galatasaray’dan 6; Sow, Kuyt, Semih, Webo’lu Fenerbahçe’den tam 15 gol fazla attı. Ligin en skorer takımı olan Beşiktaş, sınırlı forvet hattıyla ulaşılması zor bir performans sergiliyor. ‘Feda’ sezonunda çok renkli bir futbol sergileyen Beşiktaş, kısıtlı imkanlarıyla tüm futbolseverleri heyecanlandırmayı başarıyor. Savunma hattında ciddi sıkıntılar yaşayan ve ligin en çok gol yiyen dördüncü takımı konumunda yer alan Siyah-Beyazlılar, hücumda ise inanılmaz bir performans sergiliyor. Samet Aybaba’nın öğrencileri, 21. haftası geride kalan Süper Lig’de rakip fileleri tam 46 kez sarsmayı başardı. Bu süre içerisinde; ‘Rüya takım’ yakıştırması yapılan ve kadrosunda Didier Drogba, Burak Yılmaz, Umut Bulut, Johan Elmander gibi yıldızları kadrosunda barındıran Galatasaray ise 40 gol atmayı başardı. Şampiyonluğun en büyük favorilerinden Fenerbahçe ise son vuruşlarda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Sow, Kuyt, Semih ile devre arasında transfer edilen Webo’yla birlikte Sarı-Lacivertliler 21 haftada 31 gol atabildiler. Beşiktaş ise zaman zaman sakatlıklar yaşayan Hugo Almeida, ligde gol atamadan ayrılan Batuhan, sezonu kapatan Mustafa Pektemek ve ciddi bir kondisyon eksiği bulunan Mamadou Niang’la tam 46 gol atıp, son yılların en başarılı hücum performansını sergilemesini bildi.

MAGAZİN HABERLERİ

‘NEREDEN ÇIKARDINIZ?’
ETİLER- Sunucu Arda Türkmen’le çıkan aşk dedikodularını reddeden oyuncu Ceyda Ateş geçen hafta Etiler’de görüntülendi. “Kimseyle ilişki yaşamıyorum. Nereden çıkardınız” diyen Ateş, eski sevgilisi Can Yurtsevdi ile görüştüğünü de yalanladı. Ünlü oyuncu Ceyda Ateş, “Şu an bir ilişki yaşamıyorum” diye konuştu.
“ÇEKMEYİN!..”
ETİLER- Oyuncu Nebahat Çehre geçen hafta Etiler’deydi. Mağazaları gezip eczaneden ilaç alan Çehre, görüntü vermemek için elinden geleni yaptı. Deneyimli oyuncu, tavrına şaşıran gazetecilere, “Çekmeyin! Uçuğum var, hastayım. Zaten kötü görünüyorum” dedi.
ALİ’YE KARDEŞ GELİYOR
ETİLER- Muhteşem Yüzyıl dizisinde Sultan Süleyman’ı oynayan Halit Ergenç, ikinci çocuk için yeşil ışık yaktı. Akmerkez’de gezen Ergenç, gazetecilerle ayaküstü sohbet etti. Eşi Bergüzar Korel’in Karadayı dizisinde oynadığı için şu dönem Ali’ye kardeş olmayacağını söyleyen Ergenç, “Şu an ikimizde çalışıyoruz. Biz de Ali’ye kardeş istiyoruz. İnşallah olur” diyerek ikinci çocuk olabileceğini söyledi.
“KUÇU KUÇU”
BEBEK- Tolga Karaçelik’le bir küs bir barışık beraberlik yaşayan Nurgül Yeşilçay’ın son günlerde Bebek’te sık sık tek başına görülmesi ayrılık dedikodularını gündeme getirdi. Ancak Nurgül Yeşilçay, Tolguş diye hitap ettiği sevgilisiyle ayrılmadığını attığı tweet’le açıkladı. Yeşilçay, Özgü Namal ile Selen Uçer’in rol aldığı “Kuçu Kuçu” isimli oyunu sevgilisiyle izlediğini söyledi.
SÜRPRİZ AŞK!..
ORTAKÖY- Behzat Ç. dizisinde canlandırdığı Eylül karakteriyle ekranlara gelen Sezin Akbaşoğulları ile usta senarist ve yönetmen Levent Kazak sürpriz bir aşka yelken açtı. Geçen hafta Ortaköy Zuma’da baş başa yemek yiyen ikili, gecenin sonunda restorandan el ele çıktı. Gazetecileri fark edince birbirlerinden uzaklaşan Akbaşoğulları ile Kazak, sorulara cevap vermeden otomobilleriyle uzaklaştı.
SAÇLARI DÖKÜLMÜŞ!..
ETİLER- Popçu Sıla Gencoğlu’nun bu hali görenleri şaşkına çevirdi. Merhum Gazeteci Uğur Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu’yla aşk yaşayan şarkıcı Sıla, geçen hafta Akmerkez’de görüntülendi. Karşısında gazetecileri görünce suratı asılan Sıla’nın saçlarının seyrekleşmeye başladığı görüldü.
CEVAP YOK!..
ETİLER- Yeni evli eski manken Aysun Kayacı Etiler’de görüntülendi. Dört ay önce Londra’da aile arasında bir davetle bankacı Efe Kapancı ile evlenen Kayacı Etiler’de arkadaşlarıyla görüntülendi. Eşiyle birlikte Londra’da yaşayan Kayacı, fotoğrafları çekilirken yüzünü gizlemeye çalışırken gazetecilerin sorduğu soruları da duymazlıktan geldi.