SAYI 256

Bomba paniği
Etiler’de 26 Mayıs’ta 7 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan patlamanın meydana geldiği Koç Köprüsü üstünde yine bomba paniği yaşandı. Yol kenarına bırakılan iki adet akü polisi alarma geçirdi. Alınan bilgilere göre bir bisiklet üstüne bırakılan ve çok sayıda vatandaşın yaralandığı bombalı saldırıyı göz önünde bulunduran polis köprüyü iki taraftan da trafiğe kapatarak önlem aldı. Bomba imha ekiplerinin incelemesinin ardından akülerde herhangi bir patlayıcı izine rastlanmaması herkese rahat bir nefes aldırdı.

Evlilik Okulu yakında açılıyor
Beşiktaş Kent Konseyi Kadın Meclisi Genel Kurulu’nun Yürütme Kurulu Adayları’nı belirlediği seçim toplantısı Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan toplantıda açılış konuşmasını Beşiktaş Belediyesi ve aynı zamanda Beşiktaş Kent Konseyi Başkanı İsmail Ünal yaptı. Kadınların toplumda şiddet gördüğünü bu şiddetin de önüne geçilmesi gerektiğini savunan Ünal, “Gündemde bulunan en önemli konulardan bir tanesi kadınlarımıza karşı yapılan şiddettir. Biz Beşiktaş olarak bunun karşısındayız. Yakın bir zamanda bu konuyla alakalı bir proje olan ‘Evlilik Okulu Projesi’ne başlayacağız. Gelecek meclis döneminde ise kadın ve erkek sayısı birbirine yakın olacak. Belediyemizde bulunan 18 müdürlüğün 5’inin başında kadınlarımız bulunuyor. Kadınlarımız bizim için önemlidir, unutmayın ki barışta savaşmazsanız savaşta kazanamazsınız” dedi. Ufuk ÇOBAN

Mehmet Ağar adliyeden çıkmıyor!
Mehmet Ağar, ifade verdi. Ağar, merhum Turgut Özal’ın ölümü ve uğradığı suikast girişimine ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında talimatla ifade verdi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelen Ağar, çıkışta soru soran basın mensuplarına, “İfade verdim” dedi. Ağar’ın yorgun olduğu da gözlemlendi.

Dink davası
BEŞİKTAŞ’TAKİ İstanbul Adliyesi’ne gelen Dink cinayeti davasının müdahil avukatlarından Esra Salmancı, çeşitli basın ve yayın organlarında yer alan ‘Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın kayıtlarının İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaştığı’ yönündeki haberlere ilişkin mahkemeye gittiğini ve durumu araştırdığını bildirdi. Salmancı, ‘İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gelen TİB ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmamaktadır’ dedi.

“Artık geçmiş olsun”
Sonunda olan oldu. Çok katlı otel, tarihi Dolmabahçe Sarayı’nın duvarını çatlattı. Başbakanlık Ofisi’nin dibindeki 14 katlı otel, Dolmabahçe Sarayı’nın duvarını çatlattığı iddiaları gündeme yerleşti. Dolmabahçe Sarayı ile Deniz Müzesi arasında kalan tarihi tütün deposunun nasıl bir durumda olduğu tartışma konusu haline geldi. Sözü edilen yer ile ilgili olarak ise binanın, 3 No’lu Koruma Kurulu’nca 2005 yılında ‘kültür varlığı’ olarak tescil edildiği belirtiliyor. Tarihi yapı, aynı kurulun 14 farklı kararı ile adeta yok oldu. Böylelikle şu an inşası süren yerine 14 katlı otel inşa edildi. En yakınındaki tarihi binanın boyu 18 metre iken yeni inşaatın boyu 24 metreyi geçti. Bu inşaat, Boğaz siluetini değiştirdi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay boğaz görünümü ile ilgili yaptığı açıklamalarla da dikkat çekmişti. Günay 12.10.2010 tarihinde kendi el yazısıyla verdiği talimatta “Boğaz’da silueti olumsuz etkileyen ve Dolmabahçe’den daha yüksek bir yapılaşma olmasın’’ demişti. Koruma Kurulu bunu görmezden gelerek inşaatın yükselmesine engel olmadı. Diğer yandan inşaat sırasında Dolmabahçe Sarayı’nın duvarlarında çatlaklar oluştuğu tespit edildi. Milli Saraylar ‘‘Çökme tehlikesi var’’ diye rapor yazdı. Boğaz’da siluete direkt etki eden, Dolmabahçe Sarayı ve Başbakanlık Ofisi’nin yanında yaşanan bir başka tarih katliamı akıllara durgunluk veriyor.
Edinilen bilgiye göre, 1929–1930 yıllarında tütün deposu ve fabrikası olarak Mimar Victor Adaman tarafından inşa edilen tarihi binalar 5 yıl içinde betonarme otele döndü. Başta ‘Dolmabahçe Sarayı’nın en kuzeyindeki müze olarak kullanılan 18 metre yüksekliğindeki binanın saçaklarını geçmeyecek şekilde inşa edilmesi önerilen otelin yüksekliği’ 24 metreye ulaştı. Günay, 2010’da “Boğazda silueti olumsuz etkileyen ve Dolmabahçe’den daha yüksek bir yapılaşma olmasın’’ talimatı vermişti. Bu talimat Koruma Kurulu’na da bildirilmişti. Ancak kurul bina yüksekliğini etkileyen plan tadilatını onaylayarak yeni teras ve çatı katı yapılmasına göz yumdu.

‘BAKAN TALİMAT VEREMEZ’
Eski 3 No’lu Koruma Kurulu Başkanı Sinan Genim ‘‘2005’te tescil edilen binanın daha sonradan yıkılması doğru değil. Ancak bu binanın tescil edilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum” dedi. Genim, “Ben kurulda göreve başladığımda bina zaten yıkılmıştı. Yıkım kararlarında imzam yok. Bakanın kurula talimat vermesi ise yasal değil. Çünkü kurullar özerktir. Bakan Bey’in böyle bir yetkisi yok’’ diye konuştu.

MÜZE ÇÖKME RİSKİ TAŞIYOR
Tanrıverdi Holding’in Tekfen Holding’den 2005’te satın aldığı tarihi binanın yerindeki inşaat son sürat devam ediyor. Yerin 7 kat altına inen inşaat 14 kat olacak. Yeraltındaki çalışmalar saray koleksiyonları müzesi ve sanat galerisi olarak kullanılan Matbah-ı Amire binalarında çatlaklara neden oldu.

YERİN 7 KAT ALTINA İNDİLER
Milli Saraylar Daire Başkanlığı, 150 yıldan bu yana hizmet veren binada çeşitli zamanlarda depremler geçirmesine rağmen bugüne kadar herhangi bir çatlak ve olumsuzluk meydana gelmediğini vurgulayarak, ‘binada bir süredir kılcal çatlaklar oluştuğu, yığma duvar ve beton döşemelerde oluşan çatlakların tamirattan sonra da devam ettiği, komşu parselde yapılan inşaat çalışmaları nedeniyle önlenemeyecek riskler yaşandığı, meydana gelebilecek bir çökmenin can kaybı ve müze koleksiyonu objelerinin yok olmasına sebep olacağını’ kurula ve ilgili belediyeye bildirdi. Ama bu itiraz bile inşaatın yerin 7 kat altına inmesine engel olamadı. (Kaynak: Radikal)

ÖNLERİ iyice AÇILDI!..
İstanbul’da Boğaz kıyısındaki tesislerde yükseklik hakkı değişikliği akıllarda soru işareti bıraktı. Boğaz’da ‘asansör ve havalandırma’ payı verilmesi gündemde en çok konuşulacak konular arasında gözüküyor. Boğaziçi’ndeki turizm tesislerine 1.5 metrelik yükseklik artışı getirildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nce yapılan değişiklikle, Boğaziçi’ndeki turizm tesislerinde 9.5 metre olan yükseklik hakkı 11 metreye çıkarıldı. Böylelikle, sahil şeridinde yer alan turizm amaçlı binalarda, özellikle birinci katlarda yükseklik azlığı nedeniyle yapımı sorun yaratan havalandırma, aydınlatma, ısıtma ve asansör ekipmanı ile ilgili görünümü düzenlemeye izin verilerek, yükseklik sorunu aşılmış oldu.
CHP’nin grup kararıyla ret oyu verdiği düzenleme ile turizm belgesi alan tarihi binalar, otel restorasyonuna elverişli hale getirildi. Ayrıca rapora, Boğaziçi alanının topografik yapısına dikkat çekilip, yüksek eğimli alanlarda otopark ihtiyacını çözebilmek ve arazinin daha verimli kullanımının sağlanması amacı ile de “Otopark ihtiyacını karşılamak amacıyla, yol kotunun altında kalan parsellere araç girişini sağlayacak ölçeklerde hareketli platform yapılabilir” notu eklendi.

KAÇAK KATLARA ÖRTÜLÜ AF
Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Sağ, “İBB Meclisi’nden geçen karar göre 3 kat 11 metre olduğu zaman 2 normal kat, 1 dubleks kat çıkar. Burada muhtemelen, dışarıdan giydirilmiş binaların içinde 4 kat olacak” dedi. Sağ, şöyle konuştu: “Normal oturduğumuz dairelerde kat yükseklikleri 2.70 metredir. Yükseklik 11 metre olunca, bina 4 kat olur. Muhtemelen kaçak katları olan yapıları yasal hale getiriyorlar. Örtülü af söz konusu.”
Konuyla ilgili olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu Başkanı Sefer Kocabaş “Kişiye özel bir uygulama yok. 9.50 metre, 3 kat olan yükseklikleri, yine 3 kat olmak şartıyla 11 metreye çıkardık” dedi. Turizm amaçlı yapılarda, teknolojiye dayalı ünitelerin yerleştirilemediğini söyleyen Kocabaş, “Bina yine 3 kat, 11 metre olacak. Bir de yer altında otopark imkanı tanınacak” diye konuştu.

TYD: DÜZEN GETİRİR
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Başkanı Turgut Gür, yeni düzenlemenin eskiden yapılmış ama asansör, havalandırma ve servis ekipmanları için ‘alan sorunu’ yaşayan yatırımlara da yeni yatırımlara da faydalı olacağını söyledi. Gür, “1.5 metre ile yeni kat zaten olmaz ama bir düzen ve daha güzel bir görünüm ortaya çıkabilir. İstanbul’un geleceğe dönük turizm vizyonununda özellikle uluslararası yatırımcıları hem yeni projeler hem de bazı tarihi yapıların restorasyonu yakından ilgilendiriyor” dedi.

TUROB: PİGMELER SIĞAR
Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır da şunları söyledi: “Yeni bir projede elinizdeki imar durumuna göre her şeyi dört dörtlük çözersiniz. Ancak eski bir yapıda turizm faaliyeti görülüyorsa ve asansör kulesi paçasına ihtiyacınız varsa nereye yapacaksınız. ‘1.5 metre ile kat çıkarlar’ diyorlarsa sormak lazım; 1.5 metre ile 1.40 pigmeleri misafir edebiliriz.” (Kaynak: Hürriyet)

Deprem zirvesi yapıldı
İSTANBUL’DA YIKIM VAR
Olası İstanbul depremi yeni yetkileri beraberinde getirdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi deprem riskine karşı Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’nü süper yetkilerle donatan yönetmelik hazırladı. Buna göre, itiraz ve yazışmayla zaman yitirmeden dayanıksız binalar yıkılacak ve 5 bin metrekarelik alanlarda çağdaş donanımlı semtler kurulacak.
Başbakan Erdoğan’ın ‘İktidarı kaybetsek de İstanbul’daki kaçak ve çürük binaları yıkacağız’ açıklamasının ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş geçtiğimiz haftalarda ilk adımı yeni yönetmelikle attı. Topbaş başkanlığında 39 ilçe belediye başkanı deprem riski olan binaların kentsel dönüşümle yenilenmesini yapacak Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’nü, süper yetkilerle donatan yönetmelik hazırladı. Amaç, itiraz ve yazışmalarla zaman yitirmeden, İstanbul’u yeniden imar edecek projeyi hızlandırmak. İdris Atabay’ın yönetimindeki Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü, yıkımdan imar planına, mülkiyet hakkına kadar her soruna bakacak.
Yönetmelik meclisten geçerse verilecek olan yetkiler ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Fiziki, ekonomik ve sosyal durum araştırmaları, ar-ge çalışmaları, hak sahipleri belirlenmesine yönelik tespit ve gayrimenkul değerlendirmesi yapar. İstanbul genelinde deprem, sel veya diğer doğal ve kentsel risklere karşı savunmasız, çarpık yapılaşmış ekonomik ve ömrünü tamamlamış binalarla ilgili en az 5 bin metrekare olacak şekilde oluşturulacak yapı adalarının plan kararlarını hazırlar. Kentsel dönüşüm alanı olan yerlerde kamu mülkiyetinde veya kullanımında olan arazi varsa Bakanlar Kurulu kararı için yazışmaları yapar. İlçe belediyelerinin, bir yerin kentsel dönüşüm alanı ilan edilmesi ve bu alanda dönüşüm projeleri uygulama yetkisinin kendilerine devredilmesi taleplerini değerlendirir. Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı ilan edilen yerlerde gerçekleşecek tüm inşa faaliyetlerinin projelere uygunluğunu belirler. Kentsel dönüşüm alanı içindeki kamu mallarının belediyeye devrini yapar. Kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili ulusal ve uluslararası fonlara başvurabilir.” (Kaynak: Akşam)

BEŞİKTAŞ BULUŞMALARI – MAHALLELER
Muhtarlarla bir araya geldiler
Mahalle turumuzda yeniden Akatlar Mahallesi’ne konuk oluyoruz. Çevresindeki büyük alışveriş merkezleri ve kültür merkezleri ile dikkat çeken mahalle Beşiktaş’ın en sakin mahallelerinden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Akatlar Mahallesi, Beşiktaş’ın, yapılanması en yeni olan mahallelerinden biri olma ünvanına da sahip. Daha çok site tipi yerleşimlerin yoğun olduğu mahallenin nüfusu, yaklaşık 17 bin. Akatlar’da kemikleşen sorunların birden bire çözülmesi pek mümkün gözükmese de, mahallede yaşayan vatandaşlar yardım duygusunu kaybetmeden ihtiyaç sahiplerinin yanında olmayı sürdürüyorlar. Akatlar Mahallesi Muhtarı Tayfun Kirmanlı yaşanan Van depreminin ardından da mahalle sakinlerinin duyarlılığını sürdürdüğünü, el ele deprem bölgesine yardım yapıldığını söylüyor. Öte yandan Kirmanlı halı sahaların gece geç saate kadar açık kaldığını yaşanan gürültüden vatandaşın şikayetçi olduğunu da dile getiriyor. Her zaman olduğu gibi yine mahalleyi hem muhtarı hem de sakinlerine sorduk.

VATANDAŞLARIMIZ YARDIMSEVER
Mahallesine üç dönem muhtar olan ve muhtar olmaktan da memnuniyet duyduğunu ifade eden Akatlar Mahallesi Muhtarı Tayfun Kirmanlı, “Mahallemde üç dönemden bu yana muhtarlık yapıyorum. Daha önce yine üç dönem, annem mahallenin muhtarı idi. Annem, dinlenmek için muhtarlıktan istifa edince mahalleme muhtar adayı oldum ve seçildim. Annemden emanet aldığım muhtarlık görevini tıpkı onun en iyi şekilde sürdürmeye çalışıyorum. Ben öncelikle yardımsever vatandaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Gerek Ramazan ayında gerekse Van depreminin ardından mahalle sakinlerimiz yardımlarını en üst seviyede tutarak gönülleri hoş ettiler. Beşiktaş Belediyesi de bu konuda çok duyarlı davranarak gerek malzeme gerek taşımacılık konusunda elinden gelenin en iyisini yapmak için gayret gösterdi” diyor.

KARANFİLKÖY İÇİN DERNEK
Karanfilköy’ün sorunlarının olduğunu, bu sorunların çözümü için bir dernek kurulduğunu ifade eden Muhtar Tayfun Kirmanlı, “Karanfilköy’ün halinin ne olacağını herkes merak ediyor, Karanfilköy’ün sorunlarının çözülmesi için Karanfilköy’ü Koruma Derneği kuruldu. Karanfilköy sakinlerimizi bundan sonra nasıl bir süreç bekleyecek hepimiz göreceğiz. Bununla birlikte AK-DER (Akatlar Derneği)’de mahallemizin güzelleşmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Derneğin çalışmalarına İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına katılan Adem Baştürk’ün yaklaşımını takdir ediyor ve teşekkür ediyorum. Büyükşehir’in projelerimize destek vermesi güzel bir olaydır” dedi.

UYKUDA GOL SESİ UYANDIRIYOR
Mahalle sakinlerinin bir şikayet konusununda sabah erken başlayan inşaat çalışmaların dışında halı sahaların geç vakitlere kadar açık kalmasından dolayı yaşanan gürültüler olduğunu söyleyen Kirmanlı, “Gürültü şikayetlerine bir yenisi daha eklendi, bu sefer şikayet halı saha yakınında oturan vatandaşlardan geldi. Halı sahalara evleri yakın olanlar gece geç saatlere kadar sahaların açık kalmasından şikayetçi oluyorlar. Vatandaşlar gece 12’den sonra oynanan maçın büyük gürültü yarattığını söylüyorlar. Sokak köpeklerinden dolayı şikayetlerimiz vardı, o şikayetlerimiz halen sürüyor” şeklinde konuşuyor.

GÜZEL BİR HABER
Kirmanlı, sözlerini şu cümlelerle sürdürüyor, “Mahallemizin en büyük sorunlarından bir tanesi otopark eksikliği. Bu sorun şu an devam ediyor. Servis araçlarının parkı konusunda herhangi bir çözüme gidilebilmiş değil. Sabah ve akşam saatlerinde İETT otobüsleri Karanfilköy durağından hareket etmediği için dolu olarak geliyorlar. İnsanlarımız bu araçlara binemeyince yürümek zorunda kalıyorlar. Bu otobüslerin sayısının artması ya da Karanfilköy’den hiç olmazsa sabah ve akşam bir araç kaldırılması gerekir. Başıboş sokak köpekler sorununun kısa süre içinde çözülmesini istemekteyiz. Yanı sıra tam burada sorunlarımıza çare olacak bir müjdeden bahsetmek istiyorum. Başkanımız bu müjdeyi muhtarlarımızı bir araya toplayarak verdi. Artık belediyemiz bundan böyle mahallelere araç tahsis edecek ve bu araçlardaki görevliler sürekli dolaşarak mahallelerin onarımlarını üstlenecekler. Bu güzel uygulama için de teşekkür ediyorum. Mahallemde bir ilköğretim okulunun faaliyette olması gerektiğinin de bir kere daha altını çizmek isterim.”
Diğer yandan mahalle sakinleri, konutların bir çoğunun iş yeri yapılmasına karşı. Mahalleliler denetim istiyor. “İnşaat çalışmaları sabahın köründe başlıyor, pazar günleri bile devam ediyor” diyor. Ayrıca sokak aralarının film platosu haline gelmesine de önlem alınması bekleniyor.

Kentli ne diyor neler istiyor?..
Akatlar Mahallesi sakinleri, sokak köpeklerinin arttığını, otopark sorununun çoğaldığını, tek katlı evlerin dahi iş yerine dönüştüğünü, günün her saati valilikten ve yetkililerden izin aldığını söyleyen filmcilerin sokak aralarını dahi işgal ettiğini belirterek bu konularda çözüm bekliyor. İşte vatandaşlardan bazılarının görüşleri şöyle:

YARDIMSEVER ÇOK: “Akatlar’da yaşayan insanlar hayatından memnunlar. Bence bunun ilk nedenlerinden bir tanesi sakin bir mahalle olmamızdan kaynaklanıyor. Mahallemizin insanları yardımsever. Bu yönüyle de mahalle insanlarımızı takdir ediyorum. Bunun yanısıra güvenli bir yerde yaşıyoruz.” Osman Çağalıkoç.

TRAFİK VE OTOPARK SORUN: “Elbette her mahallenin sorunu kendince ve bu sorunların çözümü için çalışma yapılması çok güzel bir olay. Mahallede yaşanan trafik sıkıntısının bir an evvel bitirilmesi dileğimiz. Mahalle sakinlerimiz, nefes alabilir bir mahallede yaşamayı hak ediyor.” Ferhat Öncül.

YAP BOZ OLMASIN: “Mahallemiz güzel bir mahalle ve bu güzelliği trafiğin düzelmesi ile daha iyi bir hal alacak bence. Mahallede en büyük sorun trafik sorunudur. Dilerim bu güzel mahallemizin bu sorunu çözülür.” Ali Kazancı.

KALDIRIMLAR DÜZENLENMELİ: “Mahallemizde otopark olmadığı için trafik sorunumuz gün geçtikçe büyüyor. Kaldırım kenarlarına dikilen direkler araçlarımıza zarar veriyor. Direklerin kaldırıma sıfır yapılması yanlış. Çoğu insan bu durumdan şikayetçi. Ben aracım için sırf bu yüzden 250 TL harcadım.” Mehmet Kaplan.

ARAÇ PARKI SORUN: “Kaldırıma sıfır direklerden bir çok kişi gibi ben de zarar gördüm. Minibüsümün arka tamponu siyaha boyandı. Direklerin verdiği zarardan çok insan şikayetçi. Bunun yanısıra mahallemize en kısa zamanda bir otoparkın yapılması gerekir. Bu otoparkların parkların altına yapılması mümkün.” Mehmet Emin Elgün.

SERVİS ARAÇLARI: “Mahallemizde bulunan servis araçları trafiği olumsuz yönde etkiliyor. Mahallemizde bu araçların toplanabileceği bir alan olsa trafik rahatlar düşüncesindeyim. Bunun yanısıra otopark da gerek mahellemize… Bu otoparklar parkların altlarına yapılırsa sorun azalır diye düşünüyorum.” Hızır Levent.

HUZURLUYUZ: “Öncelikle huzurlu bir mahallede yaşadığımızı söylemek istiyorum, ama sorunlar da var elbette. En büyük sorunlardan bir tanesi kaldırım kenarına park yapan araçlar ve cadde kenarına konan demirler. Bu demirler araçlara zarar veriyorlar. Mahallemize bir otopark da yapılması gerekir.” Murat Bekiroğlu.

BAŞIBOŞ SOKAK HAYVANLARI: “Mahallemiz güzel bir mahalle ancak hepimiz daha duyarlı olmalıyız. Özellikle sokak hayvanlarına sahip çıkmalıyız. Ama sahip çıkarken de çevreye rahatsızlık vermeden bu işi halletmeliyiz.” Gönül Dökümcü.

Godot’u Beklerken…
Komedi, gerilim ve dram Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde yeni sezon oyunları sanatseverler ile buluşuyor. Aralık ayında da yine birbirinden ilgi çekici oyunlar tiyatroseverleri karşılayacak. Tepe Başı Sanat Merkezi topluluğu, 2011-2012 oyun sezonunda “Godot’u Beklerken” adlı oyunuyla izleyicisiyle buluşacak. Aralık ayında karşımıza çıkacak olan oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Godot’u beklerken; Vladimir, Estragon’un sürekli devam eden bekleyişlerinin, bir ağaçtan ve taşlıklardan olusan düz, ıssız bir mekanda, Godot’u beklemelerinin hikayesi. Godot gelmemekte, bir ulak vasıtasıyla da her gün bir gün sonra geleceğini söylemektedir; görünüşe bakılırsa Vladamir ve Estragon’un beklemesi boşunadır; ama bir yandan da Godot’un gelmeyeceğine dair bir iz de yoktur.
Estragon, unutkan biridir, Godot’u beklediklerini, dün ne yaptığını unutur, bu sayede dün de, ondan önceki gün de Godot’u beklediğinin farkında degildir ve hergün ilk günüymüş gibi Godot’u bekler. Sürekli mekandan ayrılmak ister ama arkadaşının uyarısıyla Godot’u beklediğini tekrar hatırlayınca vazgeçer. Sembolik olarak, daha az farkındalığa sahip, daha az akıllı, daha rahat insanlara bir göndermedir. Uyuyakalır, rüyasında mutlu olabilir. Vladimir ise daha akıllı, bilinçli ama duruşu, durumu, eylemleri Estragon’dan pek de farklı olmayan biridir. Daha fazla farkında olmak beş para etmiyordur. Her ikisi ve onlara uğrayan bir hizmetçi ve efendisi de; batmış, varoluşu anlamsızlık olarak bilincine almış, yenilmiş bireylerdir. Sözcükler olarak bu yenilgiyi dillendirmeseler de, içinde bulundukları konum yenilginin ta kendisidir. Belki de en büyük yenilgileri, zaman, mekan algısından ve tanrıdan koparılmış olmaları. Geçmeyen zaman, aniden gelen geceler, sürekli aynı yerde bekleyen insanlar ve bir çiflikte yaşayan, bir türlü gelmeyen Godot…
Oyuna genel olarak bakılacak olursa küçük, tersi ispat edilemez mantık parçacıklarından oluşuyor. Tanrı, Tanrısızlık arası salt metafizik bir okuma oyunu sınırlandırıyor bir yandan…”
Tepe Başı Sanat Merkezi ekip üyeleri, “Godot’u Beklerken” adlı oyunla ilgili şu detayları aktarıyor: “2011-2012 oyun Sezonunda sahneye koyacağımız ”Godot’u Beklerken” Samuel Beckett tarafından yazıldı. İlgar Hasanov tarafından yönetilecek oyunda, Ercüment Balakoğlu, Bülent Unat, İlgar Hasanoc ve Kerim Kabalcı rolleri paylaşıyor. Oyun, Aralık 2011 tarihinden itibaren Ataköy Müşfik Kenter Sahnesi, Ortaköy Afife Jale Sahnesi ve Akatlar Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde sahnelenecek.”

Dram ve kara mizah
Sevginin olmadığı yerde mutluluk erişilemez midir? Bitmek bilmeyen istekler ve karşı konulmaz baskılar, insanı ne hale dönüştürür? Bu soruların yanıtı, Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde sahnelenen oyunlarda saklı. ‘Vasiyet’ adlı oyun 20 ve 25 Kasım tarihlerinde seyircisiyle buluştu. Oyunda şu detaylar yer aldı:
“Murat Akgün’ün yazıp yönettiği oyunda peşi sıra gelişen olaylar sonrasında insanların pişmanlıkları anlatılıyor. Tiyatroda dram ve gerilim sevenler için merak uyandırıcı oyunlardan bir tanesi yine Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde tiyatroseverler ile buluştu. Yeni sezonda sahnelenen oyunla ilgili detaylarda gülümseten unsurların yanı sıra düşündürücü ve sorgulayıcı bir takım unsurlar da yer alıyordu.”
Afife Jale Sahnesi’nde gerilim örgüsüyle bezeli dramatik kurgularıyla dikkat çeken Vasiyet adlı oyun, tiyatroseverlerce ilgiyle takip edildi.
Öte yandan “Kocasını Pişiren Kadın” adlı oyun, Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde Afife Jale Sahnesi’nde tiyatroseverleri ağırladı. İnsanoğlu’nun doymak bilmezliğini ele alan kara komedi, Kasım ayının ikinci yarısında izleyicisine merhaba dedi. 15 Kasım ve 29 Kasım’da sahnelenen Debbie Isitt’in yazdığı Yasemin Erbulun’un çevirdiği Fatih Pestil’in yönettiği iki perdelik oyunun oyuncu kadrosunda şu isimler yer aldı: “Melisa İclal Gürmen, Ünal Yeter, Hilal Özbay.”

Piyano ve kemanla İspanyol Gecesi
Fulya Sanat Merkezi’nde yine muhteşem bir gösteri sizleri bekliyor. Aralık ayının ilk gününde Fulya Sanat Merkezi’nde müzikseverler ayrıcalıklı bir İspanyol gecesi yaşayacaklar. Kemanla İspanyol Gecesi diye de aktarılan gecede Hasan N. Tura kemanda, Müge Hendekli piyanoda yer alacak. Program ise şöyle sıralanıyor: “Pablo de Sarasate-Çingene Havaları, Endülüs Romansı-Camille Saint-Saëns-Introduction et Rondo Capriccioso.” Programın ikinci yarısı ise şöyle devam edecek: “Enrique Granados-İspanyol Dansı-Isaac Albeniz-Tango-Pablo de Sarasate-Playera-Maurice Ravel-Tzigane.”
Sanatçı Müge Hendekli hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “1975’te İstanbul’da doğdu. 1981-1997 yılları arasında Prof. Ova Sünder’in öğrencisi olarak İ.Ü. Devlet Konservatuarı’nda yarı zamanlı piyano öğrenimi gördü. 1993’te Robert Lisesi ve 1997’de B.Ü. Felsefe Bölümü’nden mezun oldu. 24., 25., ve 29. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali Genç Solistler dizisinde yer aldı. Leontina Margulis, Hüseyin Sermet, Gregory Haimovsky ve Deidre O’Donohue ile masterclass çalışmalarına katıldı. 1999’da New York Üniversitesi’nde Dr. Sara Davies Buechner ile sürdürdüğü master eğitimini tamamladı. Şubat 2003’te, Taylan Memioğlu (tenor) ile birlikte katıldığı Graz’da düzenlenen 5. Uluslararası Schubert ve Modern Müzik yarışmasında şan-piyano kategorisinde yarı finale kaldı. İTÜ MİAM’da Devlet Sanatçısı Ayşegül Sarıca ile sürdürdüğü Doktora programını 2007 yılında başarıyla tamamladı. 2004’ten beri, CSO keman sanatçısı Hasan N. Tura ile konserler veriyor. 2007’de kurulan Hemera Quartet’in de bir üyesi olan Hendekli, halen, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda korepetitör olarak çalışıyor.”
Sanatçı Hasan Niyazi Tura hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “1982 yılında İstanbul’da doğdu. Keman eğitimine 7 yaşında Prof. Gönül Gökdoğan ile Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda başladı, 2003 yılında Prof. Nuri İyicil’in sınıfından mezun oldu. Prof. Cihat Aşkın ile ustalık çalışmalarına devam etti. 2004 yılında Cemal Reşid Rey’in “Andante ve Allegro” eserini Yunanistan’da seslendirdi. Hasan N. Tura, Cemal Reşid Rey’in “Keman Konçertosu”nun da ilk seslendirilişini 2006 yılında, Rengim Gökmen yönetimindeki CRR İstanbul Senfoni Orkestrası ile birlikte gerçekleştirdi, babası Yalçın Tura’nın Keman Konçertosu’nu Özbekistan’da seslendirdi. 2007 yılından beri Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası 1. Keman Sanatçısı olan Tura, Camile Saint-Saëns’ın Keman, Viyolonsel ve Orkestra için “İlham Perisi ve Şair” adlı eserinin ilk seslendirilişini de CSO Viyolonsel Sanatçısı Yiğit Tan ile birlikte gerçekleştirdi. 2004 yılından beri Müge Hendekli ile birlikte Keman-Piyano ikilisi konserlerini sürdüren, ayrıca bestecilik ve orkestra şefliği çalışmaları da bulunan Tura, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda Prof. Rengim Gökmen ile sürdürdüğü Orkestra Şefliği Yüksek Lisans çalışmalarını 2010 yılında başarıyla tamamladı.”

“Mozart ve Perileri”
Sahne İstanbul, farklı bir çalışmayla Terakki Vakfı işbirliğiyle birlikte Fulya Sanat Merkezi’nde konuklarını ağırladı. Mozart ve Perileri Fulya Sanat Merkezi’nda 26 Kasım’da sahnelendi. Çocuklara yönelik hazırlanmış olan dramatik bir kurguyla sahneye konan müzikalde ilgi çekici koreograflar yer aldı. Sahne İstanbul’un Çocuk Müzikalleri serisinin ilki olan “Mozart ve Perileri” hakkında bazı detaylar ise şöyle: “Mozart ve Perileri, çocuklara yönelik, klasik müziği sevdirme ve ünlü bestecileri tanıtmak amacıyla hazırlanmış dramatik bir kurguyla sahneye konacak, müzikal yapıda sahne gosterileri serisinin ilkidir.”
Mozart ve perileri adlı oyun hakkındaki diğer detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Yapım: Sahne İstanbul-Terakki Vakfı. Yazan: Ayfer Varol Artaç. Yöneten: Ali Artaç. Müzik Direktörü: Emel Akçay Özer. Müzikal Danışmanı: Tunca Aydoğan. Müzik Düzenleme: Özkan Turgay. Genel Koordinasyon: Fahri Pekiner. Koreografi: Gökçe Sönmemiş. Drama Eğitmeni: Özlem Menligil. Müzik Eğitmeni: Burcu Atakul. Dans Eğitmeni: Muratcan Mertel. Dekor- Kostüm: Özlem Arıkan Serbez- Aytekin Gedik. Vokal Desteği: Ulya Soley- Sera Turgay.”
Mozart ve Perileri’n sahneye taşınmasında etkili isimlerden biri olan Sahne İstanbul hakkındaki bazı detaylar da şöyleydi: “Sahne İstanbul, 1990 yılından bu yana TV programları, çocuk programları, reklam filmleri, eğitim-tanıtım filmleri ve creativ çözümler üreten Perfore TV Film Yapım Şirketi’nin 2009-2010 yılında faaliyete başlayan bir organizasyonu olarak çalışıyor. Çocuklar için, çocuklarla birlikte büyük sahne üstü prodüksiyonları gerçekleştirmek hedefi ile yola çıkmıştır ve bu alandaki çalışmalarını sürdürüyor.”

Meslek edinin
Beşiktaş Belediyesi, Halk Eğitim Merkezi işbirliğiyle Beşiktaş Kentlilerine ücretsiz olarak el emeğini değerlendirme ve meslek edindirme kursları sunuyor. Yabancı dilden hobi kurslarına, bilgisayardan enstrüman kurslarına kadar pek çok farklı alanda kendinizi yetiştirmek, geliştirmek ve bu kursların sonunda yeni bir mesleki beceri edinmek mümkün. Sonrasında, kurs programını başarı ile tamamlayan katılımcılara, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı eğitim sertifikaları veriliyor. 2011- 2012 döneminde eğitim verilecek branşlar arasında “Rusça” yer alıyor. Rusça’ya duyulan ilgili son yıllarda daha da artıyor. Rus dilinin asırlardan beri Avrupa’nın siyasetinde, tarihinde, felsefesinde ve kültüründe çok önemli bir rol oynadığı biliniyor. Rusça, yaklaşık olarak 150 milyon kişinin ana dilidir. Avrupa’nın ekonomi politikasında, bilimsel araştırmalarında, beşeri çalışmalarında ve genel kültür meselelerinde merkezî bir konumda yer alıyor. Uluslararası kongrelerde, siyasi müzakerelerde ve ticarî fuarlarda Rusça son derece önemli bir dil olarak karşımıza çıkıyor.
Dünyada Rus diliyle ilgili bazı detaylara bakıldığında da şunlar yer alıyor:
“Bugün dünyada konuşulan yaklaşık 5,000 dil vardır ve bunların 130 tanesi 1 milyondan fazla insan tarafından ve 70 tanesi 5 milyondan fazla insan tarafından konuşuluyor. Rusça; İngilizce ve diğer Cermen dillerinin, Latince’den türemiş Romans dillerin ve diğer Avrupa dillerinin, bazı Orta Doğu ve Asya alt kıta dillerinin yer aldığı Hint-Avrupa dil ailesinin bir üyesidir. Daha detaylı bahsetmek gerekirse, Rusça; Batı Slav (Çek, Slovak, Lehçe ve Sorbian), Güney Slav (Bulgarca, Hırvatça, Makedonca, Sırpça ve Slovence) ve Doğu Slav (Rusça, Ukraynaca ve Belarusça) dallarına ayrılan Slav dil grubuna aittir. Rusça, Rus Federal Cumhuriyeti’nin 150 milyon vatandaşının ana dilidir. Ayrıca BM’nin beş resmî dilinden biridir ve İngilizce, Çince, Hinduca, Urduca ve İspanyolca ile birlikte dünyadaki büyük diller arasında yer alıyor. Ayrıca Rusça, eski Sovyet Cumhuriyetleri’nin gayrı resmî ortak dili olarak ve bütün Kafkasya ve Orta Asya’da vazgeçilmez bir iletişim vasıtası olarak hayatiyetini devam ettiriyor.”
Kursun verildiği yerler; Akatlar Kültür Merkezi olarak belirtiliyor.

Bu nasıl Hamlet?
Hamlet’i hiç böyle görmediniz? Akatlar Kültür Merkezi’nde yine birbirinden güzel oyunlar Kasım ayının son haftalarında da tiyatrosevereleri karşıladı. Aralık ayında da perde diyecek oyunlardan bir tanesi de, “Buluşma Hamlet” adlı oyundu. Yıllardır eskimeyen öyküsüyle dikkatleri üstünde tutmayı başaran Hamlet hikayesi, bu kez sahnelerde farklı bir şekilde izleyiciye uzandı. Hamlet’i izleyenler, zorluk söz konusu olunca gerçekten seçim yapmanın sorumlulukların ve pişmanlığın da tüm detaylarını sahnede görme imkanını yakaladı. Tüm acılara ve acımasızlıklara rağmen hayatta kalmak mı zor, yaşanabilecek onca güzelliğe rağmen hayattan vazgeçip kurtuluşu bıçağın ucunda aramak mı?.. Kaleme alındığından bu yana geçen 400 yıla rağmen Hamlet’in güncelliğini asla yitirmeyen bir öykü olmasının sırrı, belki de insanlığın böylesine temel bir sorununa odaklanmasından kaynaklanıyor. Cinayet, ölümün getirdiği büyük kayıp hissi, ihanet, açgözlülük, entrikalar ve sanrıların heyecanı içinde akan oyun, SATGE tarafından geliştirilen Buluşma Projesi kapsamında çağdaş bir solukla sahneye taşınmış oldu. Dinamik akışı ve keskin anlatım diliyle sadeleşirken yoğunlaşan benzersiz bir Hamlet okuması olan Buluşma Hamlet’in çarpıcı koreografisi ve göz dolduran görselliğiyle seyircilerde iz bıraktı.
İncelikle kurgulanan sahne matematiği, etkileyici müzikleri, atmosfer yaratmaktaki başarısı, minimalist dekor ve kostüm tasarımının yanı sıra Buluşma Hamlet’i eşsiz kılan en önemli yapıtaşlarından biri de hiç kuşkusuz oyuncu kadrosu… Yıllardır engelli genç yeteneklerin birer oyuncu olarak yetiştirilmesini sağlayan SATGE, Buluşma Hamlet’te engel tanımayan bu oyuncularıyla profesyonel bir kadroyu buluşturdu. Ve böylece ülkemizde daha önce yapılmayanı yaparak profesyonel tiyatroda denenmemiş bir sayfa da açıldı.
Üç aşamadan oluşan sekiz aylık ortaklaşa bir emeğin sonunda hayat bulan Buluşma Hamlet bu projenin ürünü olan, anlamlı ve sürükleyici oyun 30 Kasım’da izleyenleriyle buluştu. Yeni buluşma ise Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde 28 Aralık akşamı gerçekleşecek. Oyun saat 20:30’da Akatlar Kültür Merkezi’nde yapılacak. Oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle:
SATGE, Buluşma Hamlet, William Shakespeare. Yöneten, Kadir Kandemir. Genel Koordinatör, Sevrin Uysal. Müzik Tasarımı, Jingle Factory. Işık Tasarımı, Zilkifli Özdemir. Kurumsal İletişim Direktörü, Filiz Babalık Aytar. Afiş Tasarımı, Yılmaz Kurt.”
Buluşma Hamlet kadrosunda yer alan oyuncuların isimleri ise şöyle sıralanıyor: “Kutay Sandıkçı, Ali Aydın, Elif Yıldız, Gamze Dirlik, Kadir Kandemir, Orhan Kanalp, Remzi Özcan, Tevfik Alakazlı.”

Bir Don Kişot hikayesi
Kasım ayında neşeli saatler Akatlar Kültür Merkezi’nde kahkaha dolu bir komediyle gerçekleşti. Paçi adlı oyun, 24 Kasım günü Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde konuklarını ağırladı. Burak Akyüz’ün yazdığı ve Kemal Başar’ın yönettiği oyunda Erkan Can’ın oyunculuğu dikkat çekti. Karadeniz kadar renkli insanlarıyla dalga dalga bir komedi diye tanıtılan oyun ile ilgili bazı detaylar şöyle sıralanıyor: “Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde Paçi adlı oyunun konusunda, yaşadığı küçük şehirde tiyatro yapmaya çalışan bir adam (Erkan Can) ve arkadaşları karşısında Karadeniz’i değiştirmeye, bozmaya, satmaya, talan etmeye çalışan herşeyi içeriyor. Modern bir Don Kişot öyküsü: Karadeniz insanı, toprağını, akarsularını, denizini korumak için yeni dünya düzeninin yel değirmenlerine karşı…”
Paçi adlı oyunun kadrosunda şu oyuncular yer alıyor: “Erkan Can, Neslihan Yeldan, Murat Taşkent, Faruk Akgören, FEHMİ Karaaslan, Tuğçe Güleç, Nazif Uğur Tan.”
Paçi adlı oyunda Erkan Can ismi oldukça dikkat çekiyor. Ödüllü filmleriyle ve dizi oyunculuğuyla dikkat çeken isim Erkan Can, 1 Ocak 1958 tarihinde Bursa’da doğdu. 1974 yılında Bursa Devlet Tiyatrosu, Ahmed Vefik Paşa Sahnesi’ndeki kurslara giderek tiyatro hayatına başladı. Demirtaş Endüstri Meslek Lisesi’nden mezun oldu. 1982-1984 yılları arasında askerliğini yaptı. 1985 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü’ne girdi. 1990 yılında Bakırköy Belediye Tiyatroları’na girdi. 1992 yılından itibaren sevilen dizi ‘Mahallenin Muhtarları’nda rol aldı. 1998 yılında “Gemide” adlı filmde başrol oynadı ve büyük bir hayran kitlesi oluştu.
1998 yılında 35. Antalya Film Şenliği’nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü aldı. Aynı film ile 1999’de Ankara Film Festivali’nde ve Orhan Arıburnu Ödülleri’nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödüllerini aldı. 2000 yılında “Dar Alanda Kısa Paslaşmalar” ve yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak ile Yılmaz Erdoğan’nın yaptığı “Vizontele” adlı sinema filmlerinde rol aldı. 2003 yılında “Yazı Tura” adlı filmde Firuz karakterini canlandırdı. 2004 yılında Yazı Tura filmdeki oyunculuğu ile Siyad Türk Sineması Ödülleri’nde “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödülünü aldı.
2003 yılında “Büyükannenin Konağı” adlı televizyon dizisinde, 2004 yılında ise “Anlat İstanbul” adlı filmde rol aldı. 2005’de “O Şimdi Mahkum” adlı filmde rol aldı. Aynı yıl “Pamuk Prenses II” adlı kısa filmde bir mafya babasını canlandırdı. 2006 yılında yönetmenliğini Özer Kızıltan’nın yaptığı “Takva” adlı filmde Muharrem adında bir tarikat mensubunu canlandırdı. Film gerek konusu gerek sanatçının oyunculuğu ile büyük yankı uyandırdı. Erkan Can bu filmdeki üstün oyunculuk performansı ile Antalya Film Şenliği’nde ve Siyad Türk Sineması Ödülleri’nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödüllerini aldı. 2006 yılından sonra Kanal D televizyonunda yayınlanan “Fırtına” isimli dizide Oflu Hoca karakterini oynadı. 2007 yılında Fikret Kuşkan, Nejat İşler, Mehmet Günsür, Vildan Atasever, Melisa Sözen’in rol aldığı Bıçak Sırtı isimli dizide yardımcı erkek oyuncu olarak yer aldı.

50. sanat yılını kutladı
Mustafa Kemal Merkezi’nde Kasım ayında etkinlikler hız kesmedi. Muhteşem sergiler neredeyse soluksuz Mustafa Kemal Merkezi Beşiktaş Çağdaş’ta takip edildi. Aralık ayında da sürprizler sanatseverleri bekliyor. Beşiktaş Çağdaş, Kasım ayında da yine görkemli bir sergiye ev sahipliği yaptı. Sanatseverleri bir çatı altında toplayan sergide bir çok eseri bir arada görebilmek mümkün oldu. Süleyman Saim Tekcan’ın Retrospektif Sergisi, Mustafa Kemal Merkezi’nde ilgilileriyle bir araya geldi. Kasım ayının son haftasına kadar izlenebilen sergi ile ilgili bazı detaylar şöyle aktarılabilir: “Ressam, grafik sanatçısı Süleyman Saim Tekcan 50. sanat yılını kutladı. Retrospektifinde aralarında baskı, desen, yağlı boya ve sulu boya çalışmalarının yer aldığı 208 resim ve 28 heykel sergilendi. Atlarıyla ünlü Tekcan’ın retrospektif sergisi 25 Kasım tarihine kadar Beşiktaş Çağdaş’ta izlendi. Beşiktaş Belediyesi sanatçı için sergisi ve sanatta 50. yılı şerefine bir kitap da çıkarmıştı.”
Sanatçı hakkındaki bazı detaylar ise şöyle:
“Süleyman Saim Tekcan, 1940 yılında Trabzon’da dünyaya gelen Süleyman Saim Tekcan, (ressam, grafik sanatçısı, öğretim üyesi) 1961 yılında yetenek sınavını kazanarak girdiği Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nü 1963’te bitirdi. 1968 yılında “Öğretim Görevlisi” olarak başladığı İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü’ndeki görevine,1975 yılına kadar devam etti. Bu arada 1970’te bir yıl süren “Baskıresim” eğitimi üzerine Almanya’da araştırmalarda bulundu.
1975 yılında daha sonra adı Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olacak olan Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde Doktora’ya eşdeğer sanatta yeterlik alarak Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi kadrosunda yerini aldı. 1985 yılında Profesör ünvanı ile “Grafik Sanat Dalı” Başkanlığı görevine atandı. Yurt içi ve yurt dışında Özgün Baskı seminerleri verdi.
1994 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı oldu. 1996’da Yeditepe Üniversitesi Kurucu Dekanı, 2007 yılında ise Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kurucu Dekanı olan sanatçı, 2004 yılından bu yana İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı sürdürüyor.
Türkiye’de özgün baskı sanatına dair ilkleri getirmiş bir sanatçı olan Süleyman Saim Tekcan, yoğun üretimi ve sanat alanında pek çok reformu gerçekleştirmesiyle Türk sanat ortamında çok önemli yere sahip bir sanatçı-kimlik olarak öne çıkar. Baskı tekniklerindeki buluşları, yağlı boyalarındaki geleneği modernleştiren üslubu ve at imgeleri, onu dünya çapında bir çizgiye taşıyan karakteristik özelliklerdir.”

Yepyeni danslar hayranlıkla izlendi
Anadolu Ateşi, muhteşem gösterisiyle yeni sezonda Mustafa Kemal Merkezi’nde sanatseverleri kucakladı. Büyük bir ilgiyle beklenen muhteşem gösteri 25 Kasım gecesi Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde gerçekleştirildi. Gösteri saat: 21:00’de başladı. Anadolu Ateşi organizasyonuyla ilgili detaylar ise şöyleydi:
“Anadolu’nun 7 ayrı bölgesinden derlenen yüzlerce halk dansı motifinden oluşan koreografileriyle zengin Anadolu kültürünü yansıtan Anadolu Ateşi, Beşiktaş’ta… Genel Sanat Yönetmenliği’ni Mustafa Erdoğan’ın yaptığı Anadolu Ateşi Dans Topluluğu Sibirya’dan Katar’a Japonya’dan Amerika’ya 85 ülkede gerçekleştirdiği 3500 temsille 20 milyonu aşan izleyiciye ulaştı. Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Erdoğan, Gloria Aspendos Arena’da, grubun klasik Anadolu Ateşi gösterisi değil, “Fire of Anatolia–Evolution” (Anadolu Ateşi–Değişim) adıyla yeni versiyonunu oynandığını belirtti. Erdoğan, “Sanatseverler daha önce hiç izlemediği çok değişmiş çok daha zenginleşmiş bir Anadolu Ateşi izledi, yeni eklenen semahlar, Kafkas dansları, dinsel törenler ve roman dansları gösteriyi renkli kılıyor” dedi.
Anadolu Ateşi’nin Mustafa Kemal Merkezi’nde izleyicisiyle buluşan yepyeni dansları hakkında bilgiler şöyle sıralanıyor:
“Semahlar: Evolution gösterisinde dünyanın en iyi sahnelerinde gerçekleştirilen 2000 gösterinin verdiği deneyimle yenilikler yapıldı. Anadolu kültür tarihinin en önemli zenginliklerinden olan Semahlar gösteriye eklenmişti. Anadolu’nun tüm semah karakterlerinden Anadolu Ateşi yorumuyla yeni bir kolaj yapılarak Semahlar yeniden yorumlandı. Semah’ın hümanist içeriğiyle Mevlana’nın hoşgörü felsefesinin bir yansıması olan Sema gösterisi birleştirilerek bir ilke de imza atıldı. Kafkas Dansları: Evolution gösterisinde yeni Kafkas dansları da kullanıldı. Kafkasya’da yaşayan halkların görkemli kültür zenginliği hem Kafkas şarkılarıyla hem de Kafkas danslarıyla gösteriye eklendi. Dağıstan, Abhazya, Gürcistan, Osetya ve Alan danslarından yapılan bir kolajla gösteri zenginleştirildi. Roman Dansları: Roman kültürü ve çingene dansları Anadolu Ateşi Evolution gösterisinde önemli bir yer tutuyor. Dünyanın hemen her bölgesinde dansa ve müziğe tutkuyla bağlı olan bu halkın kültürü, Evolution gösterisinde kendini kendi diliyle ifade etti.”

Garipoğlu’na 24 yıl hapis
ETİLER- Münevver Karabulut’un Bahçeşehir’deki bir villada başı kesilerek öldürülmesine ilişkin dava ile ilgili karar çıktı. Karabulut’un 3 Mart 2009’da öldürülmesinden itibaren 2 yıl 8 ay süren soruşturma ve dava süreci sonunda Cem Garipoğlu’na 24 yıl hapis cezası verildi. Cinayeti soruşturan emniyet görevlilerinden, Adli Tıp Kurumu’nda cesede otopsi yapan teknisyene kadar birçok kişiye dava açıldı. Mahkeme Başkanı davadan çekilmek zorunda kaldı. Adalet Bakanlığı, Karabulut ailesine tazminat ödemeye mahkum edildi. Davada diğer sanıklar anne ve amca 3 yıl hapise mahkum oldu.
Dolmabahçe’de
feci kaza
BEŞİKTAŞ- Dolmabahçe Caddesi üzerinde motosiklet kazası meydana geldi. Kazada iki kişi yaralandı. Can Baykan’ın kullandığı 34 TH 6717 plakalı hız motoru, Beşiktaş’tan Karaköy yönüne seyrederken Dolmabahçe Sarayı Saltanat Kapısı önünde kontrolden çıktı. Baykan’ın kullandığı motosiklet direksiyon hakimiyeti kaybolunca kaldırıma, ardından da ağaca çarptı. Yaralıların olduğu kazada soruşturma sürüyor.
Otobüste unutulan çanta panik yarattı
BEŞİKTAŞ- Belediye otobüsü içerisinde unutulan çanta paniğe neden oldu. Bomba uzmanları tarafından yerleştirilen fünyenin patlamasıyla birlikte otobüsün camları yerle bir olurken, paniğe neden olan çantadan çocuk kıyafetleri çıktı. Olay, Ulus-Beşiktaş arasında sefer yapan Fuzuli Yıldırım yönetimindeki otobüs, Zincirlikuyu durağına geldiğinde, yolcular bir koltuğun altındaki çantanın fark edilmesiyle gelişti. Çantanın bomba olmadığı anlaşılması, vatandaşları rahatlattı.
Virajı alamadı direğe çarptı
BEŞİKTAŞ- Taksim istikametinden Beşiktaş yönüne giden Duygu Olgan’ın kullandığı 34 FU 5085 plakalı araç, Gümüşsuyu Caddesi üzerinde virajı alamayarak elektrik direğine çarptı. Elektrik direğini yerinden söken araç, reklam panosuna vurarak durdu. Çarpmanın etkisiyle Olgan, araçta sıkıştı. Sürücü kazayı yaralı olarak atlattı.
Alıcısı belli olmayan paket korkuttu
ETİLER- Rüştü Akın Anadolu Meslek Lisesi’nde bomba paniği yaşandı. Paket, liseye Bingöl’den gönderilmişti. Okul müdürü, alıcısı belli olmayan paketle ilgili polise haber verirken olay yerine gelen emniyet güçleri bomba ihtimaline karşılık okulu tahliye etti. Polis, gerekli incelemeyi yaptıktan sonra okuldan ayrıldı.

SPOR HABERLERİ

AMATÖRLER – MAÇLAR – BRANŞLAR
Rekabet hat safhada
BEŞİKTAŞ bölgesi amatör takımları rakipleri ile kıyasıya mücadele ediyor. Amatör takımların grupları, yaptıkları maçlar, sonuçlar, özel fotoğraflar artık bu sayfalarda…
Beşiktaş bölgesi amatör takımların yaptıkları maçlar, sonuçlar ve gruplarını sizler için derledik. Son haftalardaki bilgiler aşağıdaki şekildedir.

İSTANBUL AMATÖR SÜPER LİG
10. Hafta
(maç sonuçları)
1. Grup:
Levent-Bostancı: 2-0
3. Grup:
Muradiye-İ.M.E.S.: 2-3
Çeliktepe-Dikilitaş: 1-2
9. Hafta
(maç sonuçları)
1. Grup:
H.Edip Adıvar-Levent: 0-0
3. Grup:
M.Köy Tayfun-Muradiye: 4-3
Dikilitaş/Bay
İSTANBUL 1. AMATÖR LİG
10. Hafta
(maç sonuçları)
3. Grup:
Ortaköy-Esenler K.Yıldız: 7-0
5. Grup:
Kuruçeşme-İkitelli: 2-2
10. Grup:
Boğaziçi-Sütlüce: 0-2
Akatlar-Altıntepsi: 2-4
9. Hafta
(maç sonuçları)
3. Grup:
Ortaköy-Özalibeyköy: 0-0
5. Grup:
Kuruçeşme-Yenibosna: 0-4
10. Grup:
Akatlar-Ş.Sanayi: 1-2
N.Gökay İlk.Ok.-Boğaziçi: 0-4
U-15 LİGİ
10. Hafta
(maç sonuçları)
6. Grup:
Etiler-Kosova Güçspor: 5-6
Tozkoparan-Akatlar: 3-0
8. Grup:
Söğütlüçeşme-Dikilitaş: 0-7
U-15 Ligi
9. Hafta
(maç sonuçları)
6. Grup:
Tozkoparan-Etiler: 3-3
8. Grup:
İst. Bayburt-Dikilitaş: 2-4
U 17 LİGİ
10. Hafta
(maç sonuçları)
5. Grup:
EsenlerK.Yıldız-Kuruçeşme: 2-0
6. Grup:
Etiler-B.Evler Olimpik: 1-4
7. Grup:
Levent-İstiklal: 0-2
11. Grup:
Etiler Kartal-Zekeriyaköy: 3-1
Muradiye-Küçükköy: 3-3
U 17 LİGİ
9. Hafta
(maç sonuçları)
5. Grup:
Siteler-Kuruçeşme: 2-0
6. Grup:
Etiler-Damlaspor: 1-12
7. Grup:
Levent-Öz Fatih: 0-3
11. Grup:
Etiler Kartal-Fişekspor: 2-1
Muradiye-Zekeriyaköy: 2-0

SON MAÇTA HEP BİRLİKTE
AVRUPA’YA ADIM ADIM
Kara Kartal, Avrupa Ligi’nde fırtına gibi esiyor. Maccabi Tel Aviv maçında 2-0 öne geçen ardından maçın 2-2’ye gelmesinden sonra uzatmalarda galibiyet golünü bulan Beşiktaş, Quaresma ile güldü. Sıralamada oldukça iyi bir yere yerleşen Beşiktaş, Türkiye’yi mutlu etti. Maçta golleri Quaresma (2) ve İbrahim Toraman attı. Portekizli yıldız takımını adeta ateşledi. Muhteşem iki gol atan Quaresma, gecenin yıldızıydı. 2-3’lik sonuç sonrası Beşiktaş’a Stoke maçında beraberlik yetecek. Galibiyet ise Kartal’ı 2. tura lider çıkaracak. Dinamo Kiev ile ikili averajı eşit olan Beşiktaş, İngilizler karşısında mağlup olsa bile genel averajdaki 4 gollük farkı koruduğu takdirde de tur biletini cebine koyacak. Kiev, Maccabi’yi yenemezse bu hesaplara hiç gerek kalmayacak.
UEFA Avrupa Ligi E Grubu’nda puan durumu şöyle oluştu: “Stoke City’nin beş maçta 11 puanı bulunuyor. Beşiktaş’ın 9 puanı bulunuyor. Dinamo Kiev’in 6, Maccabi Tel Aviv’in ise 1 puanı var.”
Beşiktaş’a yeni Kartal
Beşiktaş Belediyesi’nin yaptırdığı yeni kartal heykeli Sinanpaşa Meydanı’nda törenle açıldı. Geçtiğimiz haftalarda açılışı gerçekleştirilen heykel, Beşiktaş’ın merkezinde yer alıyor. Heykel, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ve Beşiktaşlı yöneticiler tarafından açıldı. Başkan Ünal ise Siyah-Beyazlı taraftarın güzel şeyler yaptığını vurguladı ve ”Beşiktaş’ı kültür, sanat, eğitim ve sporla yönetiyoruz. Kartal heykeli yıllar önce Çarşı meydanındaydı. Oradan kaldırıldı. Bugün bu heykeli yine hep beraber Beşiktaş’ın göbeğine dikiyoruz” dedi.
Kara kartal rakibi
evinde devirdi
Beşiktaş, deplasmanda elde ettiği galibiyetin sevincini yaşadı, rakibin serisini bozdu. Spor Toto Süper Lig’in 12. haftasının en önemli karşılaşması olan Trabzonspor – Beşiktaş derbisinde gülen taraf Beşiktaş oldu. Zirveyi de çok etkileyen karşılaşmada Beşiktaş galibiyete tek golle giderken, Trabzonspor’un 9 haftalık yenilmezliği de sona ermiş oldu. Karşılaşmanın tek golünü penaltıdan kaydeden Portekizli oyuncu Quaresma, 16 hafta sonra gol ile buluştu. Beşiktaş bu kritik galibiyetle puanını 21’e çıkartırken, seyircisi önünde sahadan puansız ayrılan Trabzon da 20 puanda kaldı. Maçta dikkat çeken taraf Egemen Korkmaz’ın forma giymesiydi. Son olarak 15 Mayıs’ta ligin 33. haftasındaki İst. Büyükşehir Belediyespor maçında Trabzonspor formasıyla Hüseyin Avni Aker Stadı’nda mücadele eden Egemen Kormaz, 195 gün sonra Bordo-Mavili taraftarların önüne çıktı.

MAGAZİN HABERLERİ

YENİ KANKİLER!..
BEBEK- Son günlerde yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen Yıldız Tilbe ile Lerzan Mutlu, geçen hafta Kaf isimli mekandan çıkarken görüntülendiler. Gece – gündüz birlikte olan ve aralarından su sızmayan yeni kankiler Yıldız Tilbe ve Lerzan Mutlu, sempatik tavırlarıyla dikkat çekiyorlar.
ŞÖHRETİN GETİRDİKLERİ
BEBEK- L’era Fresca’nın Bebek’teki şubesinde düzenlenen törene kendi otomobiliyle gelen Ezgi Mola, gazetecilerin sorularını yanıtladığı sırada ufak bir talihsizlik yaşadı. Subaru marka otomobilinin, trafik polisleri tarafından mekanın önünden çekildiğini fark eden güzel oyuncu, kısa süreli bir şok geçirdi. Mekanın işletmecileri trafik polislerine, arabanın Ezgi Mola’nın olduğunu söyleyince otomobil geri getirildi.
“GÜZEL OLACAK”
ETİLER- Meme kanseri tedavisini sürdüren Vahide Gördüm, eşi ve çocuğuyla yemeğe çıkarak moral depoladı. Oyuncu, “Her şeyin düzeleceğine inanıyorum” dedi. Geçen hafta Etiler’deki mekanda görüntülenen Gördüm, güleryüzlü tavrıyla gazetecileri kırmayarak ayaküstü soruları yanıtladı. Gördüm, “Ailemle birlikte oluşum bana mutluluk veriyor, her şeyin düzeleceğine inanıyorum. Bu durumu atlatıp kaldığım yerden devam edeceğim” dedi.
YOKSA DOĞRU MU?..
ETİLER- Pamela Spence ve Şevket Çoruh’un aşklarının bittiği magazin kulislerinde sıkça konuşuluyordu. Geçen hafta Etiler’deki Saruhan Çorbacısı’nda kız arkadaşıyla görüntülenen Çoruh, söylentileri doğrular gibiydi. Gazetecilerin kendisini beklediğini öğrenince mekanı arka kapıdan terk eden Çoruh, yine de görüntülenmekten kurtulamadı.
HELLO KITY LOGO CEZASI
KURUÇEŞME- Pembe renkteki ciplerinin kaputundaki Hello Kity logosu, Ersoy kardeşlerin başını yaktı. Logo aracın ruhsatına işlenmediği için, trafik ekipleri cipi bağlandı. Cipleri Kuruçeşme’deki otoparka çekilen kardeşlere 66 TL de ceza kesildi. Bir süre ceza işlemleriyle uğraşan iki kardeş, cipin derdine düşünce kendilerini bile unuttu ve dekoltenin ayarını kaçırdı.
“AAAAAA KONUŞUYOR”
ETİLER- Demet Akalın ile yeni sevgilisi Okan Kurt, geçen hafta Etiler’deki bir restoran çıkışı objektiflere yansıdı. Bir muhabirin “Okan Bey hiç konuşmuyor, sesini duysaydık” sözü, ortamı neşelendirdi. Okan Kurt, “Konuşuyorum tabii ki” deyince şaşkınlıkla “Aaa konuşuyor” diye tepki veren muhabir, ünlü şarkıcı Demet Akalın’ı gülme krizine soktu.
“AVUKATIM BİLİR”
ARNAVUTKÖY- Şovmen Mehmet Ali Erbil, avukatıyla birlikte Arnavutköy Balıkçısı’nda yemek yedi. Rakı-balık keyfi yapan Erbil, kendisinin Irmak Atuk’la evleneceğini söyleyen Seda Sayan’ın açıklamalarıyla ilgili “Avukatımla birlikteyim, ona sorun! Ben bilmem, avukatım bilir” dedi.