SAYI 254

Belediye başkanları toplandı
Van’da meydana gelen depremle ilgili yapılacak olan yardım ve çalışmalar nedeniyle CHP’li Belediyeler İl Başkanı’nın koordinasyonunda Beşiktaş Belediyesi’nde bir araya geldi. Konuyla ilgili olarak deprem sonrasında Van’a ziyarette de bulunan CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı Radyo Beşiktaş’a canlı yayına bağlandı ve önemli açıklamalarda bulundu.
Salıcı: “Beşiktaş Belediyesi’nde 12 belediye başkanımızla bir toplantı gerçekleştirdik. Deprem bilgisi gelince genel başkanımız ile birlikteydik ve Genel başkanımızla birlikte Yalova’ya doğru hareket ediyorduk. Hızlı bir şekilde İstanbul’daki belediyelerimizle görüştük. Belediyelerimiz daha önce gerek Gölcük depremi sırasında gerekse İstanbul’daki depremde 2005 yılında Hakkari’deki depremde yapmış olduğu çalışmalar dolayısıyla bu yardım çalışmaları konusunda gayet deneyimliler. Belediyelerimizi hızlı bir şekilde harekete geçirdik, örgütlerimiz harekete geçti. Gece boyunca CHP’li belediyeler gerek ellerindeki imkanları gerekse vatandaşlardan ya da örgütlerimizden gelen yardımları koordine etmek için sabaha kadar çalıştılar. Bir yandan tasnif sürerken bir yandan da Van’daki Kızılay’la ve Koordinasyon Merkezi ile temasa geçtik. Depremzedelerimizin ihtiyaç listesini aldık. Bu ihtiyaç listesinin içinde mamadan, çadıra kadar çok geniş bir yelpaze var” dedi.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da Radyo Beşiktaş’a canlı olarak bağlandı ve Van’da meydana gelen depremle ilgili olarak yapılan çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu. CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın başkanlığında Beşiktaş Belediyesi binasında gerçekleşen basın toplantısında Van’daki depremzedeler için gerçekleştirilecek yardım organizasyonu hakkında bilgi verdi.
AK PARTİLİ BELEDİYELER DE TOPLANTI
Öte yandan, AK Partili belediyeler toplanarak Van’daki deprem bölgesine yardım göndereceklerini açıkladı. AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerin katılımıyla başlatılan dev yardım kampanyasına, yardımlarla dolu 40 tır yer aldı. Yardım kampanyasının koordinasyonu için, 26 ilçe Belediye Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu’nun ev sahipliğinde bir araya geldi. Belediye başkanlarıyla gerçekleştirilen koordinasyon toplantısı sonrasında deprem bölgesine kısa süreli değil, gerektiği sürece yardım malzemesi gönderilmesi kararı alındı. Buna göre belediye başkanlarına bölgede hayat normalleşinceye kadar köy zimmetlenecek, yardımlar devam edecek.
Van Depremi sonrası bölgeye yardım amacıyla başlatılan bu kampanyaya vatandaşların yardımlarıyla büyük bir destek verdiklerini ifade eden Babuşçu, “Çadır, battaniye, kışlık giyecek eşyaları, gıda paketi, su, çocuk bezi ve kadınlar için hijyen malzemeleri ile elektrikli ısıtma cihazları gibi yardımlarla dolu tırlar toplu olarak bölgeye hareket etti’’ dedi.
HABERİN DETAYI:
www.besiktas.com.tr
KCK Savcısı’na koruma verildi
BEŞİKTAŞ- Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK’ya yönelik soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen’e “güvenlik” nedeniyle iki koruma polisi verildi. Emniyet, savcı Çimen’e özel araç tahsis etti. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde görevli olan terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK’ya yönelik soruşturmayı yürüten Savcı Adnan Çimen’i artık polisler yakından koruyacak.
Şehitlerimizin anısına
Hakkari Çukurca’da 24 Mehmetciğin şehit edilmesi ile ilgili taziyeler peşi sıra geldi. Tüm siyasi partilerin yaptığı açıklamaların ardından Beşiktaş’ta da siyasi partilerin ilçe başkanları taziye mesajlarını Beşiktaş Gazetesi aracılığıyla vatandaşlara ilettiler. Öte yandan, tüm ülkede olduğu gibi Beşiktaş’ta da toplanan bir çok vatandaş ellerinde Türk bayrağı ile PKK’yı ve terörizmi lanetlediler.
HABERİN DETAYI: www.besiktas.com.tr
30 bin Beşiktaşlı 30 bin atkı
Beşiktaş Belediyesi, Beşiktaş taraftarıyla birlikte dev bir organizasyona imza attı. Sezonun ilk derbi maçında maçın son dakikalarına doğru sahanın kenarına atkılar, bereler atıldı. Van depremi için seferber olan Beşiktaş Belediyesi gerçekleştirmiş olduğu organizasyonu derbiye de taşıdı. Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinde Beşiktaşlı taraftarlar depremzedeler için gerçekleştirilecek yardım kampanyasına atkıları ve berelerini atarak katıldı. BJK armalı giyecekler, daha sonra yetkililer tarafından maç bitiminde sahadan toplandı, paketlendi ve deprem bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine gönderildi. Yardım kampanyasının organizasyonunda yer alan Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Beşiktaş taraftarının bir tır dolusu kaşkol, bere ve eldiven yardımında bulunduğunu belirtti. Ünal yapılan yardımlar sonrasında şunları söyledi: “Bu hareket, sembolik tanımlamanın dışında, bütünleşme açısından çok önemli. Maç 2-2, kendi sahanızda oynuyorsunuz, ama taraftarlar futbol neticesinin ötesinde barış için, mükemmel ve çağdaş bir anlayışla bunu yapıyor. Onları yürekten kutlamak lazım. Taraftarlar sadece içerde değil, dışarda da Kartal Yuvası mağazalarından aldıkları ürünleri dışarda bekleyen araçlarımıza getirdiler. Eldiven, kaşkol ve bere yardımı fazlasıyla oldu. Malzemelerimizi iki gün içinde ulaştırmayı planlıyoruz”
Van’da gerçekleşen deprem sonrasında ihtiyaç sahiplerine ulaşmak için, Beşiktaş Belediyesi İletişim Merkezi (0212) 444 44 55 no’lu arayabilirsiniz.
Cumhuriyet törenleri iptal
CUMHURİYET Bayramı nedeniyle yapılacak geçit törenleri, tüm illerde Başbakanlık genelgesiyle iptal edildi. Van depremi nedeniyle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama törenleri çerçevesinde tören geçişi, resepsiyon gibi kutlama faaliyetlerinin yapılmamasına ilişkin Başbakanlık Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu arada Beşiktaş Belediyesi’nin düzenleyeceği Cumhuriyet Yürüyüşü de iptal edildi.
Konsey başkanını seçti
Beşiktaş Kent Konseyi geçtiğimiz haftalarda toplandı. Beşiktaş Kent Konseyi 2009-2011 Dönemi 5’nci Olağan Seçimli Genel Kurulu temsilcilerin katılımı ile gerçekleşti. Genel kurul açılış konuşmasını Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal yaptı. Konuyla ilgili Beşiktaş Belediyesi yetkilileri şu detayları aktardı:
“Beşiktaş’ta kent yaşamında, kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentli hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışan Beşiktaş Kent Konseyi’nin Genel Kurul toplantısı, 20 Ekim 2011 tarihinde 210 kurum temsilcisinin katılımı ile gerçekleşti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal açılış konuşması ile genel kurul çalışmalarını başlattı. Yapılan seçimle Beşiktaş Kent Konseyi Başkanlığı’na Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal oy birliği ile seçildi. Geçtiğimiz dönem genel sekreterlik görevini yürüten Aysın İzer’in geçmiş dönem yürütme kurulu faaliyetleri ile ilgili bilgilendirme-sinin ardından, yapılan seçimle önümüzdeki üç yıl görev yapacak olan “Yürütme Kurulu” seçildi.”
Buna göre üç yıl görev yapacak olan yürütme kurulu ile ilgili detaylar da şöyle:
“Beşiktaş Kent Konseyi 2011 – 2014 Dönemi Beşiktaş Kent Konseyi Yürütme Kurulu Asil Üyeleri:
Nazan Moroğlu – İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, Ferdin Hoyi – Robert Kolejliler Derneği, Aydan Arat – Beşiktaş Kent Konseyi Kadın Meclisi, Tayfun Kirmanlı – Akatlar Mah. Muhtarlığı, Halil Ünsal – Beşiktaş Kent Konseyi Gençlik Meclisi, Selim Ergin –Beşiktaş Kent Konseyi, Yürütme Kurulu, Gülten Yazıcı – İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Özgül Erdemli Mutlu – Tema, Şermin Aşlak – Beşiktaş Kent Konseyi Kent Gönüllüleri.”
“Kayıplarımız yüreğimizi yakıyor”
Kayıplarımız yüreğimizi yakıyor! Çok acı bir haberle uyandık. Gencecik insanlarımızı yitirdik. Güneydoğu’da meydana gelen olaylarda hayatını kaybeden şehitlerimizin ailelerinin, yakınlarının, silah arkadaşlarının ve Türk Milleti’nin başı sağolsun! Umuyorum ki; yıllardır yaşadığımız çözümsüzlük ortamı en kısa sürede yerini kardeşliğe ve esenliğe bırakır! Türkiye’de yaşayan her yurttaş özgür ve insanca bir yaşamı hak ediyor. Bu yolda yolumuzu kesmeye ve barışı engellemeye çalışan güçler asla başarıya ulaşamayacak, Türk Milleti’nin aklı selimi daima galip gelecektir.
İsmail Ünal
Beşiktaş Belediye Başkanı
Öte yandan, şehitlerimizle ilgili özel açıklamada bulunan Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, konu hakkında duygu düşüncelerini şöyle ifade etti: “Çok üzüntülüyüz, arka arkaya gelen bu olaylar Mustafa Kemal’in kurmuş olduğu ülkemizde yaşayanları çok üzdü. Bir barış ortamının sağlanması gerekir. Şehitlermize Allah’tan rahmet diliyorum. Onlar bu ülke için mücadele ettiler. Bu insanlar yine devam ediyorlar, uzman çavuşlardan erat askerlerimize, astsubaylarımıza ve subaylarımıza kadar büyük acılar yaşadık ama bunun bir barış haline gelmesi bizi mutlu kılacaktır. Onların üzüntüleri bizim için çok önemlidir.”
SİNANPAŞA
Muhtarı
Zeki Bölükbaşı:
‘Cazibe merkezi olmalıyız’
Beşiktaş’ın mahallelerini gezerek sürdürdüğümüz yazı dizimizin yeni durağında Sinanpaşa Mahallesi sakinlerinin konuğu oluyoruz. Cihannüma, Türkali, Vişnezade semtleri ve İstanbul Boğazı ile çevrili mahalle adını aldığı Sinanpaşa Camii, Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi ve meydanı ile İstanbul Deniz Müzesi semt sınırları içinde barındıran bir yer olarak karşımıza çıkıyor. Sinanpaşa, Beşiktaş’ın merkezinde yer aldığı için, binalar çoğunlukla işyeri ve yerleşik nüfus az bir mahalle. Güzel bir boğaz manzaralı deniz kıyısına sahip olan mahallede Kadıköy, Üsküdar gibi Anadolu Yakası’ndaki semtlere deniz yolu ile ulaşım rahatlıkla sağlanabilmekte. Aynı deniz kıyısı merkezdeki restoranları, cafeleri, camiileri ve Sinanpaşa Pasajı ile ünlü olan mahalle Beşiktaş Kültür Merkezi (BKM) ile de ayrı bir üne kavuşmuş. Ve sadece bununla da kalmıyor. Mahalle, Beşiktaşlı taraftarların maça gitmeden önce mutlaka bir araya geldikleri Köyiçi’nde bulunan çarşısı ile de ünlü. Restoranları ile ünlü mahalle her ne kadar dışarıdan göze hoş gelse de mahallenin kimi yaşayanları için adeta çile anlamına da gelebiliyor.
MAHALLELİ DESTEKLEDİ
Mahallesine muhtar oluşunun hikayesini anlatan Sinanpaşa Mahallesi Muhtarı Zeki Bölükbaşı, “Ticaretle uğraşıyordum ve bir gün mahalleye muhtar olmam gerektiğini söylediler. Ben de muhtar adayı oldum ve mahallemin muhtarlığını aldım. Mahallemin insanları beni hiç bırakmadılar. Mahallemde 1980’den bu yana muhtarlık görevini yürütmekteyim. 80’li yıllarda ikametgahlar yoğunlukta idi, zaman içerisinde işyerleri arttı, mahallemizde. Şube müdürlükleri vardı o zaman, anakent belediyesine bağlıydı ve mahallemizin altyapısı yeterli değildi. Şimdi elektrik, su kanalizasyonu ile mükemmel değilse bile yine sorunlara cevap verebilecek kapasitede bir mahalleye sahibiz” diyor.
PLAN PROJE GEREKLİ
Mahallesinde yaşanan sıkıntıların en başında on yıllar öncesi yapılması gereken plansızlığın geldiğini söyleyen Muhtar Bölükbaşı, “Mahallemizde yerleşimin iyi olması açısından bir plan, proje oluşmamış vaziyette maalesef. Kara düzen, sokakların işgali çok kötü bir durum arz ediyor. Genellikle aileler sokaklardan geçememekten şikayetçi. Avrupa’da da bazı şehirlere gittik gördük, oralarda çok güzel bir plan proje ile düzenleme yapılmış. Masa sandalye gerekiyorsa olsun ama düzenli olsun herşey. Yangın olsa bazı sokaklara itfaiye giremez. Mahallemiz lüks otellerin, üniversitelerin çevrelediği merkezi bir mahalle. Lüks otellerde konaklayan turistler buraya inmiyor. Buranın cazibe merkezi haline gelmesi lazım. Belediye geliyor, uygunsuz olanları düzeltmeye çalışıyor ama arkasını dönünce herşey aynı. Sokaktan vatandaşın geçmesine mani olunmamalı” dedi.
MUHTAR MAHALLE BAŞKANIDIR
Mahallesinde yaşanılan güvenlik sorunlarının düzelme içerisinde olduğunu yersizlik probleminden dolayıda mahallenin kendine has sorunları olduğunu ve parti mahalle başkanları ile ilgili görüşlerini dile getiren Zeki Bölükbaşı, “Güvenlik konusunda bir düzelme var yani asayiş berkemal burada. MOBESE kameraları ve mahalle polisleri etkili oldu. Onlarla gayet iyi diyalog içerisindeyiz. Bizim mahallemiz çok sıkışık düzende maalesef, muhtarlık binası için boş alanımız yok. Belediyemiz veya özel idaremiz bir aktivite gösteremedi. Muhtarlık hizmeti verdiğimiz yer kira ama kirayı belediyemiz ödüyor. Buranın masrafları var, muhtarlık eski düzeninden ayrıldı. Yetki nüfus müdürlüklerine verilince gelir de düştü. Yardımlarla ilgili hususlarda hükümet yardım dağıtımını muhtarlıkların elinden aldı. Mahalle temsilcileri var, onlar kendisi dağıtıyorlar. Yardım dağıtımı için kendileri muhtarlardan liste istemek için geliyorlar. Fakirlerin deşifre olmaması lazım, bunu sadece muhtar bilmeli. Deşifre oluyorlar maalesef. Eskiden muhtar kaydediyordu şimdi “Beni niye yazmadın muhtar” diyenler var. Muhtar ayırım yapmaksızın dağıtım yapar. Mahalle başkanlarına gerek yok. Muhtar zaten mahalle başkanı. Ben seçilmiş kişiyim mahallenin başkanı muhtar olmalı” dedi.
CAZİBE MERKEZİ OLMALIYIZ
Bölükbaşı sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “Burası merkez mahalle olması dolayısıyla hizmetlerin hemen hemen tamamı geliyor gibi. Yağmur suyu kanalizasyonlarına düzenli bakım yapılmalı. Ani sağanaklardan zarar görmemeli kanalizasyonlar. Belediye başkanımızla muhtarlar arasında bir kopukluk var. Ya başkanımızda ya ben de dahil muhtarlarımızda kabahat. Belediye başkanımız muhtarlarımızla periyodik olarak toplanmalı. Vakıf binalarına Avrupai bir düzen geldi ama yeterli değil. Dar sokaklarda cumbalı evler var, restorasyon edilmeli. Türkiye’de restorasyon yapılmış bir çok yerimiz var. Sultanahmet’te turistler akın ediyor. Mahallemiz bir cazibe merkezi haline gelmelidir. Rum, Ermeni Kilisesi, Barbaros Hayrettin’in türbesi var. Eski İstanbul atmosferi yaratılabilir.”
Kentli ne diyor neler istiyor?..
Sinanpaşa Mahallesi sakinleri alışveriş dükkanları ve işyerleri ile donatılmış mahallelerinde yaşanan otopark sıkıntısının bitmesini isterken, özellikle cadde üzerine konan ve çoğunlukla lokantaların işgal ettiği masa ve sandalyelerden dolayı yaşadıkları sıkıntıları dile getiriyorlar. Elektrik kesintilerinin de yaşandığı mahalle sakinleri altyapının düzeltilmesini de istiyorlar. Mahalle sakinleri Sinanpaşa’nın cazibe merkezi olması gerektiğinin de altını çiziyorlar. Sinanpaşa sakinleri mahallenin sorunlarını şu sözlerle anlatıyor:
OTOPARK LAZIM: “Mahalleye taşınalı üç yıl oldu ve bu üç yıl zarfında neden bu mahalleye taşındığı mı kendi kendime sorduğum oldu. Mahallede park yeri yok. Çoğunlukla otomobilim çiziliyor. Aslında burada oturmak istemiyorum desem yeridir. Her yer İSPARK.” Kadir Acar.
GEREĞİ YAPILSIN: “Esnaf boş bulduğu her yere masa ve iskemleler koyarak halkın yürümesine mani oluyor. Kültürel etkinlikler Beşiktaş’ta olsun ama yaşam mücadelesi için çalışmak zorunda olan insanlarımızda düşünülsün. Beşiktaş’ın her yerinde İSPARK var… Bu İSPARK’ı okul önlerine dahi koyanlar hiç mi insanları düşünmüyor mu?..” Cezmi Çokberkit.
ÇÖZÜM GEREK: “Sokak ortasına konan masa ve sandalyeler sorun yaratıyor. Esnafların en büyük sorunlarından bir tanesi otoparkın olmaması mahallede. Esnaf yükünü taşımak istese aracına ulaşamıyor. Mahallenin soranlarına acilen çözüm bulunması gerekir.” Barış Saraç.
HERŞEY GÜZEL: “Mahallemizde herşey çok güzel. Beşiktaş’ın şanslı mahallelerinden bir tanesiyiz. Mahallemizde sık sık elektrik kesintilerine şahit oluyoruz. Bu problemi yetkilillerin çözmesi gerekir. Kimi zamanda su kesintiside yaşanıyor maalesef.” Kaan Çatalbaş.
AYDINLATMA SORUN: “Mahallemizin iyi bir aydınlatmaya ihtiyacı var. Aynı zamanda benim dileğim buranın bir cazibe merkezi haline getirilmesidir. Mahallemizin güzelleşmesi sorunlarından arınmış olması hepimizin dileği.” İsmini vermek istemiyor.
KIYMETİNİ BİLELİM: “Mahallemiz İstanbul’un en güzel mahallelerinden bir tanesi ve bu mahallede yaşamanın kıymetini bilmeliyiz. Cazibe merkezi haline gelmemiz gerekiyor artık. Bunun böyle olması gerektiğini herkes bilmeli” Arif Şendüzlük.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal
“Depremin yaralarını saralım”
Van’da meydana gelen depremde yüzlerce vatandaşımız yaşamını yitirdi. Çok sayıda yaralının da bulunduğunu Van depremi tüm Türkiye’de büyük üzüntü yarattı. Van’ın Tabanlı Köyü merkezli 7.2 büyüklüğündeki depremde gelen bilgiler ışığında, çoğu binaların yıkıldığı ve birçok binanın hasar gördüğü, yüzü aşkın yaşamını yitiren vatandaşlarımızın olduğu, ayrıca çok sayıda yaralı vatandaşımızın bulunduğu öğrenildi.
Van’da gerçekleşen deprem sonrasında Beşiktaş Belediyesi acilen toplandı, depremzedeler için adeta seferber oldu. Tüm iletişim kanallarını Van’daki afetzedeler için açık tutan Beşiktaş Belediyesi yardımlar için de bir organizasyon belirledi. Deprem, Bölge iller ve Irak’ın kuzeyindeki Duhok ve çevre yerleşim birimlerinde de hissedildi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, bu depremin ardından bölgede büyüklükleri 2.9 ile 5.5 arasında değişen artçı sarsıntılar meydana geldiğini bildirdi. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan (AFAD) yapılan açıklamada, Van ve ilçelerinde çok kuvvetli hissedilen depremin ilk belirlemelere göre hasar ve can kaybı meydana getirdiği belirtildi. Genelkurmay Başkanlığı’nın, Van’daki depreme acil müdahale için 3 nakliye uçağını Başbakanlık Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) emrine tahsis ettiği bildirildi. Kısa süre içerisinde Beşiktaş Belediyesi Van’a yardım elini uzattı. Depremin hemen ertesinde gerçekleşen organizasyonlar hakkında ve yardımların devamlılığı için Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal şu açıklamalarda bulundu:
“BEŞİKTAŞLI DUYARLIDIR”
“Deprem bölgesine gidecek olan tüm yardımları afet bölgesine ulaştırıyoruz. Van’ın Erciş ilçesi ve çevresinde hissedilen 7.2 büyüklüğündeki depremde hayatını kaybeden yurttaşlarımızın ailelerine baş sağlığı diliyoruz. Bu büyük afet sonrasında tüm Beşiktaş kentlilerini, yaşamlarını büyük zorluklar içinde ve kış şartlarında devam ettirmeye çalışan bölgedeki yurttaşlarımızla dayanışmaya davet ediyoruz. Bölgedekilerin ihtiyaç duyabileceği temel malzemeleri Beşiktaş Belediyesi’nin Levent’teki hizmet binasında topluyoruz. Bölgede öncelikli olarak battaniye, kışlık giysi, kadın pedi, çocuk bezi ve temel besin maddelerine ihtiyaç duyuluyor. Tüm Beşiktaş kentlilerinden yardım bekliyoruz. Yardımlar için ve organizasyonla ilgili diğer ayrıntılar için de Beşiktaş Belediyesi İletişim Merkezi 0212 444 44 55 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Yapılan duyurulardan sonra duyarlı Beşiktaşlılar anında yardımlarını Beşiktaş Belediyesi’nin alt katında oluşturulan merkeze getirmeye başladı. Bu arada belediye de yardım göndermek isteyenlere ulaştı. Merkezde toplanan yardımlar ayrıştırılarak, paketlendi ve tırlara yüklendi.
“ACIYI PAYLAŞIYORUZ”
Van’daki deprem felaketinin ardından hızla sürdürülen kampanya hakkında ayrıntıları dile getiren Başkan Ünal konu hakkında şunları söyledi:
“Türk Ulusu’nun üzüntüsünü yürekten paylaşıyorum. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Dünden bugüne organize olduk. Belediyelerin yardım konvoyları Van’a ulaşıyor. Ne gerektiğine dair çalışmalarımızı yaptık ve duyurduk. Orada bir merkez oluşturacağız 52 hafta boyunca… Çırağan ve Levent’teki merkez binalarımızda yardımlarını alıyoruz vatandaşlarımızın… Beşiktaş Sanat Merkezi’mizi açtık bir depo haline getirdik. İlgi oldukça büyük. Vatandaşlarımız yardım yapma noktasında sıradalar. Toplanan tüm ürünler gönderilmeye başlandı. TIR’larla ilk günden bu yana devam eden yardım akışı Van’a ulaşıyor.”
“İNSAN ODAKLI BELEDİYE”
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, tüm ekiplerin 24 saat aralıksız çalıştığını belirterek, “Beşiktaş Belediyesi’nin Dost Eller Platformu var… Bu platformun küçük araçları ile vatandaşlarımızın yardımlarını elden alabiliriz. Beşiktaş Belediyesi ile irtibat kurmaları yeterlidir. Biz insana odaklı belediyecilik yapıyoruz. Ben Van’a dört kez gittim. Van’ı iyi bilirim, insanlarını iyi bilirim, hepsine baş sağlığı diliyorum. SODEM kanalı ile yaptığımız çalışmalar var, arama ekiplerimiz de orada. Öğrencilerimizi burada barındırma adına çalışmalar sürecek. 52 hafta içerisinde orada bir köy kuracağız. Beşiktaş’ta üniversitelerimizle görüşüyoruz. Onlardan da bu konularda yararlanıyoruz” dedi.
Beşiktaşlılara teşekkür
Beşiktaş Belediyesi’nin Van’daki deprem nedeniyle başlatmış olduğu kampanyaya Beşiktaşlılar yardım yağdırdı. Beşiktaş Belediyesi’nin giriş katında oluşturulan Yardım Toplama Merkezi’ne depremin olduğu ilk günden bugüne kadar sürekli yardım geliyor. Beşiktaş Belediyesi Van’a yapılacak yardımların daha da artması için tüm iletişim imkanlarını kullanarak vatandaşlara ulaşmaya çalışıyor. Özellikle Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ulusal ve yerel radyo, televizyon ve gazetelere bu konu hakkında bilgi veriyor. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Van’da ihtiyaç sahibi birçok insanın olduğunu vurgulayarak soğuk kış günlerinde bu yardımların daha da önem kazandığının altını çiziyor. Sadece yiyecek yardımı değil, barınma ve soğuk kış günlerinden korunacak türden giysilerin de ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması gerektiğini söylüyor. Van’daki öğrenciler için, Beşiktaş’taki üniversiteler ile de görüştüğünü belirten Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal konu hakkında; “Bir yandan toplanan yardımları tırlarla Van’a yolluyoruz, diğer yandan okuma, barınma gibi bize bildirilen ihtiyaçların karşılanması için adeta seferber olduk” şeklinde konuştu.
BELEDİYE BAŞKANI ÜNAL’DAN
BEŞİKTAŞLILARA TEŞEKKÜR
Başkan Ünal, Beşiktaş Kentlisi’ne de teşekkür ederek, “İlk günden bu yana adeta belediyeye çıkartma yaptılar, bizim görevlilerimizle birlikte aralıksız çalışıyorlar. Bu manzarayı görünce duygulanmamak elde değil” dedi.
Kasım ayı konserleri başlıyor
Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde Atatürk Haftası Konseri sanatseverleri ağırlayacak.
18 Kasım’da hayat bulacak olan konser ile ilgili bazı detaylar şöyle:
“Konser, Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek. Konser tarihi; 18 Kasım. Atatürk Haftası Konseri saat: 20:00’de başlayacak. Marek Pijarowsky şefliğinde Orçun Yıldıran’ın solistliğinde konser gerçekleşecek.”
Program ile ilgili diğer detaylar ise şöyle:
“Program; besteciler ile eserler hakkındaki detaylarla ‘A.Saygun: Orkestra için suit Op. 14’ ve ‘F. Liszt: Macar Fantazisi’, ‘R. Straus: Ein Heldenleben (Bir Kahramanın Hayatı)’ olarak aktarılıyor.”
Bir diğer konser de 25 Kasım’da Fulya Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde Paul Mann şefliğinde Verda Erman solistliğinde (Piyano) gerçekleşecek. Konser saat: 20:00’de başlayacak. Program ile ilgili diğer detaylar şöyle:
“Program, besteciler ile eserler hakkındaki detaylarla
‘G. F. Handel: Music For The Royal Fire Works’,
‘E. Grieg: Piyano Konçertosu’, ‘L. Van Beethoven: Senfoni No: 2′ olarak aktarılıyor.”
“AŞIKLAR OKULU”
İstanbul Devlet Opera ve Balesi Fulya Sanat Merkezi’nde yeni sezonda da Aşıklar Okulu ile sanatseverleri ağırlayacak. 2 Kasım’da gerçekleştireceği “Wolfgang ve Lorenzo” (Aşıklar Okulu) adlı müzikli oyun, sanatseverlere sunulacak. Murat Göksu’nun sahneye koyacağı oyunun metni İDSO flüt sanatçısı, müzikolog yazar Aydın Büke’ye ait. Aydın Büke önceki yıllarda kaleme aldığı, Wolfgang A. Mozart ve Lorenzo Da Ponte’nin ortak çalışmalarını konu alan “İki Dahi, Üç Opera ve Mozart – Bir Yaşam Öyküsü” adlı biyografisinin ardından, “Wolfgang ve Lorenzo” ya da “Aşıklar Okulu” adlı müzikli oyununda bu kez tarihi gerçeklerle kurmacayı bir arada kullanıyor. Mozart ve Da Ponte’nin, Cosi Fan Tutte’yi bestelerken neler hissetmiş olabilecekleri, kadın erkek ilişkisi hakkında neler düşünebilecekleri üzerine yazılmış, bugünkü ilişkileri de çağrıştıran bu oyunun müzikleri, doğal olarak Mozart ve Da Ponte’nin üç ortak çalışmasından derlenmiş. Mozart 1780’lerin başında Viyana’ya yerleştikten sonra besteleyebileceği İtalyan operası librettosu arayışına girişmiş ve Viyana Sarayı’nda görevli şair Lorenzo Da Ponte ile tanışmış. Mozart ve Da Ponte, birlikte üç operaya imza attı. Bunlar Figaro’nun Düğünü, Don Giovanni ve Cosi Fan Tutte olarak biliniyor. Fulya Sanat Merkezi’nde ilk olarak gala temsilinde rol alan sanatçıların isimleri şu şekilde: Lorenzo Da Ponte – Alp Köksal, Wolfgang Amadeus Mozart – Bülent Atak, Adriana Ferraresi Del Bene – Gülbin Kunduz, Luisa Villenevve – Yeliz Çelikkol, Caterina Cavalieri – Pınar Ünker, Francesco Benucci – Zafer Erdaş, Vincenzo Calvesi Yoel – V. Keşap, Francesco Bussani – Engin Yavuz, Dorotea Bussani – Elif T. Tekışık. Korrepetitörler aynı zamanda eserin müzik sorumlusu ve eser boyunca sahnede piyano çalan Paolo Villa ve Simten Şenpolat, dekor Ferhat Karakaya, kostüm Serdar Başbuğ ve ışık Bülent Darcan. Darcan, Fulya’da hiç prova şansı bulamamış görünüyordu.
Operanın mutfağını da aralayan müzikal oyunun Beşiktaş Fulya Sanat Sahnesi’nde sanatseveleri bekliyor.
Meslek edinin
Beşiktaş Belediyesi, Halk Eğitim Merkezi işbirliğiyle Beşiktaş Kentlilerine ücretsiz olarak el emeğini değerlendirme ve meslek edindirme kursları sunuyor. Yabancı dilden hobi kurslarına, bilgisayardan enstrüman kurslarına kadar pek çok farklı alanda kendinizi yetiştirmek, geliştirmek ve bu kursların sonunda yeni bir mesleki beceri edinmek mümkün. Sonrasında, kurs programını başarı ile tamamlayan katılımcılara, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı eğitim sertifikaları veriliyor.
2011-2012 döneminde eğitim verilecek branşlar arasında “İngilizce 1., 2. ve 3. Kur Eğitimleri” yer alıyor.
İNGİLİZCE KURSU
İngilizce dilinde dinleme, konuşma, dilbilgisi, okuma kelimesi bilgisi kitap dahilinde işlenecektir. Ayrıca küçük hikaye kitapları ve günlük konuşma kalıpları ile desteklenecek. Kurs süresi 128 saat olarak belirtiliyor.
İngilizce dili ve ilk kuru denildiğinde uzmanları bu konuyu şöyle anlatıyor:
“1. Kur İngilizce kursunu başarıyla bitiren her kursiyer temel düzeyde İngilizce bilgisine sahip olur. Kendini tanıtma, Günlük rutin işlerin ifade edilmesi, geçmiş olaylardan ve gelecekle ilgili planlarından temel düzeyde bahsedebilir. Bu düzey uluslararası sınıflamaya göre Beginner; Avrupa birliği dil pasaportu çalışmalarına göre A1 seviyesini ifade eder.”
Kursun verildiği yerler; Akatlar Kültür Merkezi, Dikilitaş Semt Evi, Çırağan Belediye Binası, Gençlik Eğitim Merkezi olarak belirtiliyor.
Neşeli ve komik!..
Tiyatroseverler Akatlar Kültür Merkezi’nde buluşuyor. Kasım ayında Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde birbirinden güzel oyunlar sahnelenmeye devam ediyor. “3. Türden Yakın İlişkiler – Başlangıç” adlı oyun, Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde Kasım ayının ilk gününde 15’inde, 22’sinde ve 29’unda sanatseverler ile buluşacak. Uğur Uludağ’ın yazıp yönettiği oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle:
“Yazar Uğur Uludağ, yeni oyununu yazmak istemekte ancak başaramamaktadır. Ve Uğur’un beynindeki fikirler, ne yapıp edip, gerekirse onun hayatına sızıp, ona bu oyunu yazdıracaklardır. Onun hayatına müdahele etmek gerekse bile… Hatta içlerinden biri, onunla evlenmek zorunda kalsa bile… Hatta içlerinden biri, iş kurmak için ondan borç almaya çalışsa bile…
Yine bildiğiniz kadrosuyla E.S.E.K, yine ortalığı sallayacak bir tiyatro oyunuyla geliyor. Koltuklarınızı şimdiden ayırtın…”
Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyleydi:
“Yazan ve yöneten: Uğur Uludağ. Dekor ve kostüm: Barış Dinçel. Oyuncular; Barış Ataş, Demet Şaşmaz, Doğa Rutkay, Yosi Mizrahi, Hakan Bilgin, Yağmur Kaşifoğlu, Funda Pelin Kurt ve Uğur Uludağ.”
Uğur Uludağ, 27 Eylül 1971 senesinde Tunceli’ de doğdu Dört sene sonra İstanbul’a geldi. 4 yaşında ilkokula başladı, liseyi bitirdiğinde olması gereken yaştaydı, 1985 yılında AÇT ile profesyonel oldu, ilk turnesine çıktı. 1987’de ustası Cem Yalın ile tanıştı. 1988 yılında Bakırköy Oyuncuları’na girdi. 1990 yılında Gökhan Semiz ile beraber “Espri Standartları Enstitüsü Kurumu”nu yani ESEK’i kurdu. 1991 yılında Müjdat Gezen Sanat Merkezi ile tanıştı. 1995 yılında ESEK profesyonel yaşama Gökhan Semiz’le birlikte yazılmış olan “Tükürür Kaçarım” adlı oyunla merhaba dedi. Aynı sene “En Alt Kattan Geliyorum” isimli oyunu yazdı ve yönetti. Gökhan Semiz’ le birlikte “Bizi Bağlamaz” adlı, 2 kişilik oyunu yapmaya karar verdi ve ertesi sezona o oyunu sahneledi. Aynı sezon “Manda Adında Bir Alık” isimli oyunu yaptı. 1998-99 sezonunda “Biz Evrimi Çok Sevmiştik”i yazdı ve yönetti Los Angeles’ta düzenlenen, Radikal Alternatif Tiyatro Konferansı’ndan davet aldı ve gitti. Önce Meksika; ardından Las Vegas ve son olarak Los Angeles’ a yerleşti. Bu arada “Godot’ yu İzlerken”i yazdı. Sonra askerliğini yapmak için Aydın’a geldi. Askerlik bittikten sonra “Godot’u İzlerken”i sahneye koydu. 2001 yılında, Türkiye’nin ilk bilim kurgu oyunu olan, “Üçüncü Türden Yakın İlişkiler”i yazdı ve yönetti. Selim Naşit Genç Başarı, Rotary Club Yılın Tiyatro Sanatçısı ve Magazin Gazetecileri Derneği – En İyi Oyun ödülünü aldı. Dünyanın ilk devam oyununu “Üçüncü Türden Yakın İlişkiler 2″yi yazdı ve yönetti ve oynadı…
Çocuklar için yine sahnedeler
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde birbirinden güzel oyunlar Ekim ayında da yine tiyatroseverleri ağırladı. Çocuk oyunlarının yer aldığı dönem içinde Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde Oktay Şenol’un uyarladığı ve yazıp yönettiği oyunlar ilgiyle izlendi. Bunlardan bir tanesi 29 Ekim’de sahnelenen “Sevimli Dinozor”du ve diğeri de 30 Ekim’de sahnelenen “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” adlı oyundu.
Çocuk psikolojisi ilkeleriyle uyarlanan “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” ile ilgili oyun hakkındaki bazı detaylar ise şöyle:
“Kötü kalpli ve güzelliğine düşkün kraliçe, sihirli aynasına her gün ülkenin en güzel kadınını sorar. Bir gün ayna, Pamuk Prenses’in kendisinden daha güzel olduğunu söyleyince sinirlenir ve Pamuk Prenses’i ülkeden uzaklaştırması için sarayın komutanı Kato’ya emir verir. Yolda Pamuk Prenses’in yaptığı iyiliklerden etkilenen Kato, kraliçenin emrinin aksine Pamuk Prenses’i sınıra yakın bir yere bırakır ve kaçar. Ormanda Kato’yu aramayan Pamuk Prenses, yedi cücelerin eviyle karşılaşır. Kraliçe ülkenin en güzel kadını olmanın tadını çıkarırken, ayna bir aksilik olduğunu fark eder ve kraliçeyi uyarır. Kraliçe, yaşlı kadın kılığına girerek Pamuk Prenses’e zehirli elma ikram eder. Artık Pamuk Prenses’in uyanması için tek bir şansı vardır, onu yürekten seven birinin öpücüğü…”
Sevimli Dinozor hakkındaki bazı detaylar ise şöyleydi:
“Bir gün eve geldiğinizde saklambaç oynayan kocaman bir dinozor yavrusuyla karşılaşsanız herhalde çok şaşırırdınız. Peki bu dinozor sevimli mi sevimli, akıllı mı akıllı ve bir de çocuğunuzun en iyi dostu olsa ne yapardınız?.. Unutmayın, bir de sevimli dinozoru ele geçirmek isteyen kötü bir bilimadamı var.”
Yüzlerce tablo onlarca heykel
Yüzlerce tablo ve heykel Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde sanatseverleri bir araya getirdi. Beşiktaş Çağdaş’ta 13 Ekim’de görücüye çıkan “Süleyman Saim Tekcan Retrospektif Sergisi” ile sanatseverler bir çatı altında buluşmuş oldu. Beşiktaş Çağdaş’ta Türk Sanatının en önemli sanatçılarından Süleyman Saim Tekcan’ın 50. sanat yılında koleksiyonlarından bir araya getirilen eserlerinin sergilendiği, Retrospektif Sergisi’nin açılışını Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Kemal Çiloğlu gerçekleştirdi. Süleyman Saim Tekcan’ın Türk resmine kazandırdığı 208 tablo ve 38 heykel, 25 Kasım’a kadar Beşiktaş Çağdaş’ta sergilenecek.
Sanatçı Süleyman Saim Tekcan ile bilgiler şöyle: “1940 Trabzon’da doğdu. 1960-1961 Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nden mezun oldu. 1963 Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nden lisans diploması aldı. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Üniversitesi) Resim Bölümü’nden lisans ve Mimar Sinan Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Fakültesi’nde sanatta yeterlilik eğitimini tamamladı. 1964-1965 Işık Lisesi Müdür Yardımcılığı yaptı. 1968-1975 Atatürk Eğitim Fakültesi’nde eğitim görevlisi olarak çalıştı. 1970-1971 Almanya’da baskı eğitimi üzerine araştırmalarda bulundu. 1975 Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim kadrosuna girdi. 1985 profesör oldu ve aynı yıl Grafik Sanat Dalı Başkanlığı görevine atandı. 1987 Yugoslavya’da Sarajevo Sanat Akademisi’nde iki aylık özgün baskı semineri, 1991 Ankara’da Bilkent üniversitesi’nde özgün baskı semineri gibi çalışmalar yaptı. 1991 Almanya’da, Bonn’da ‘Türk Grafik Sanatı’nda 12 Sanatçı ve Çağdaş Türk Resmi’nden Bir Kesit’ başlıklı iki ayrı konferans verdi. 1994-1995 Mimar Sinan Üniversitesi Dekanlık görevini, Grafik Bölümü Başkanlığı ile beraber yürüttü. 1996 Büyükada’da eğitime başlayan Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni kurdu ve ilk eğitim yılı süresince dekanlık görevini yürüttü. 2006 İMOGA-İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı, 2007 Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kurucu Dekanlığı, 2008 1.Uluslararası Özgün Baskı Resim Bienali Jüri Üyeliği yaptı.”
Sanatçı ile ilgili diğer detaylar ise şöyle: “Kurduğu Atölyeler; İstanbul Atatürk Eğitim Fakültesi Gravür, Litografi, Serigrafi Atölyelerini, İstanbul Teknik Üniversitesi Gravür, Serigrafi Atölyeleri, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Gravür, Serigrafi Atölyeri’ni, Çamlıca Sanat Evi Gravür, Serigrafi, Litografi, Özgün Baskı Atölyeleri’ni kurdu. Aldığı ödüller için de ünvanlar da bulunuyor. 2007 yılında Königswinter Şehri Sanatçısı ünvanı aldı. 2006 yılında İstanbul Rotary Kulübü, 2005-2006 yıllarında Meslek Ödülü, 2006 yılında Asya Ödülü, Marmara Üniversitesi; İMOGA Kuruluşu Nedeniyle, 1993 yılında Sanat Kurumu Yılın Sanatçısı Ödülü, 1992 yılında Devlet Özgün Baskı Sergisi İkincilik Ödülü, 1988 yılında 49. Devlet Resim ve Heykel Sergisi Özgün Baskı Dalında Üçüncülük Ödülü, 1986 yılında Türkiye Asya-Avrupa Bienali Özgün Baskı Dalında Başbakanlık Dostluk ve Barış Ödülü, 1986 yılında Bangladesh Asya Bienali Özgün Baskı Dalında Büyük Ödülü, 1985 yılında Viking Kağıt Sanayi Baskı Resim Yarışması Başarı Ödülü, 1982 yılında Resim ve Heykel Müzeleri Derneği Günümüz Sanatçıları Baskı Ödülü aldı.”
Seçmen portresi sorgulanıyor…
Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde yine tiyatro oyunları devam ediyor. Afife Jale Sahnesi’nde Ankara Sanat Tiyatrosu’nun yetişkinler için sahnelediği “Zübük” adlı oyun 22 Ekim’de tiyatroseverler ile buluştu. Oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle aktarılıyor: “Zübüklük; başta inanç olmak üzere, toplumdaki tüm iyi duyguları, umutları, çaresizliği, eğitimsizliği paraya, çıkara, iktidara tahvil etme, sonuna kadar sömürme sanatı…
Özellikle inanç ve umut sömürüsüyle iktidarı ele geçirenlerin içyüzünü anlatan, bu coğrafyanın değişmez kaderini mizahın çarpıcı diliyle sergileyen bir yapıt “Zübük.” Zübüklerin iktidarından kurtulmanın tek yolu var, kendi zübüklüklerimizden kurtulmak. Bu yüzden bu romanı sahneye taşımak AST için tarihsel bir sorumluluk.”
Oyunun konusuyla ilgili bazı detaylar da toplulukça şöyle anlatılıyor: “Zübük oyunu, “vatandaş-seçmen” portresi didik didik eden, “Zübükler Diktatörlüğü”nden kurtuluş için, sahici bir yüzleşmenin gerekliliğini vurgulayan ve herkesi hesaplaşmaya, yüzleşmeye, sorgulamaya davet eden bir yapım olarak projelendirildi. Ölümsüz mizah yazarı Aziz Nesin’in romanından, Dersu Yavuz Altun tarafından “Müzikli Komedi” olarak uyarlanan ve sahneye konulan oyun; zübükleri ve onları iktidara taşıyan zübüklükleri anlatarak, bu ülkenin zübüklerden kurtulması için verilen mücadeleye tiyatro sahnesinden destek vermeyi amaçlıyor.”
“Tohumdan Sofraya” sağlıklı beslenme
Aileler ve çocuklarının sağlıklı beslenme konusunda bilinçlenmelerini hedefleyen “Tohumdan Sofraya” programı, Beşiktaş Belediyesi, ÇEKÜL Vakfı ve Slow Food-Yağmur Böreği Birliği işbirliğinde düzenleniyor. Program kapsamında çocuklar teorik bilgi almalarının yanı sıra aşçılarla birlikte yemek yapma ve yaptıklarını tatma şansını yakalayacak. Ailelere yönelik, beslenmeyle ilgili sunumların da yapılacağı “Tohumdan Sofraya” programı Ekim ayında Lütfü Banat İlköğretim Okulu’nda başladı. Programın ikinci durağı ise bayram sonrasında Nimetullah Mahruki İlköğretim Okulu olacak. Program, çocukların evde ve dışarıda daha fazla sebze ve meyve tüketmelerini sağlamayı hedefliyor. Eğitici programda, sağlıklı beslenme konusuna; bilinçli tüketim ve yerel üretimin önemine dikkat çekilecek. “Tohumdan Sofraya” programı, 1989’da hızlı yaşam ve yerel yemek geleneklerinin kaybolmasına karşı bir tepki ve bilinçlendirme hareketi olarak kâr amacı gütmeden başlayan Slow Food İtalya’nın Türkiye’de onayladığı ilk eğitim programı olma özelliğini taşıyor. Programın ikinci durağı Nimetullah Mahruki İlköğretim Okulu olacak.
Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel:
GEÇEN SAYIDAN DEVAM

Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel, çözümleyemediği bir konuyu tüm içtenliğiyle paylaştı: “Bimekanlar için elimiz kolumuz bağlı” dedi. Bu söylemini tüm yönleriyle açtı: Evsiz insanlar için Beşiktaş Kentlisi’nin çok duyarlı olduğunu söyleyen Beşiktaş Kaymakamı Saadettin Yücel, çok önemli konulara dikkat çekti. Yücel bu konuda özetle şunları söyledi
“Ne yazık ki her yerde olduğu gibi Beşiktaş’ta da bimekanlar meselesi var. Bimekan tabir edilen evsiz barksız insanlar. Evsiz barksız insanlar konusunda kendi içlerinde özel bir komisyon kurduk. Aralarına girdik, görüşmeler konuşmalar yapıldı, sade polis değil bunun içinde, rehber öğretmen, gönüllü arkadaşlarımız var. Saygıdeğer hemşehrimiz bunu bilmeli ki bimekanlık suç değil. “Ben bundan rahatsız oluyorum, bunu alın götürün” gibi bir talebin karşılığını bulamıyoruz. Yapabileceğimiz bir şey yok çünkü. ‘Benim evim barkım yok, bu parkta kalacağım’ diyorsa kalır. ‘Bu meydanda yatacağım’ diyorsa maalesef yatar. Hal böyle olunca bu görüntüden kaynaklanan sıkıntıları gidermek şu günkü şartlarda çok mümkün görünmemekte. Ya yasa koyucu bu konuda bir düzenleme yapacak. Yasa çıkacak. Ya da polisin toplayabilmesi için kendine ve etrafa zarar veriyor olması lazım. Yani kısacası bir suç isliyor olması lazım. ‘Yok sen niye burada duruyorsun, kalk seni götürüyorum buradan’ diyemezsin. Bu konuda vatandaşlarımızla paylaşıyoruz bunları ve birbirimize ve bu kişilere destek olmamız lazım. Yasa koyucu da mutlaka tüm bunları göz önüne alıyor ve gereğini yapıyordur. Yapacaktır.”
Beşiktaş Kaymakamı Saadettin Yücel bir başka kanayan yaraya da şöyle yaklaştı: “Bimekanlıkla beraber tinerci diye tabir edilen gençler var. Bu artık sadece İstanbulumuz ve Beşiktaşımız için geçerli bir durum değil, birçok bölgelerimizde ve yörelerimizde olan bir şey. Bu da yasa koyucu belki idari mekanizmalar içerisinde irdelenmesi gereken bir şey. Polis bu durumda tinerci tabir edilen kişiyi alıyor, bahçede misafir ediyor. Çünkü onu nezarete atması mümkün değil, söz konusu da değil. Ancak bahçede uyanmasını sağlıyor, uyandıktan sonra da serbest bırakıyor. Burada şöyle bir ayırımı yapmak lazım, 18 yaş altı ise o kişiyi alıp, ilgili Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun birimine götürme yetkisi var. Sorumluya götürüyor, 18 yaş üstüne yapacağı bir şey yok. Amatem 18 yaş üstüne irade istiyor. ‘Ben tedavi olmak istiyorum’ demesi gerekiyor, bunu demiyor zaten çoğu. Keşke dese. Demek 18 yaş altında polis resen alıp götürebiliyor. 18 yaş üstüne kişinin iradesi olması gerekiyor. Yoksa polis dokunamıyor, kendisine ve başkasına zarar verici bir faaliyette bulunmadığı müddetçe ne yapılabilir? ‘İyi de ben bundan şüphe ediyorum, bu rahatsız eder’ diyemez kimse… Güzel de böyle bir yasal düzenlememiz yok. Olmayan yetkiyi kullanacak halimiz de yok. Bunu vatandaşımız bilmek zorunda. Yasal bir düzenlemeye giderse, gidilmesine vatandaşlar aracı olabilirse bizim görevimiz uygulamak, uygularız. Ama şu haliyle ‘Şurada yatıyor, köprü altında, bankta..’ Hayır… Polisin böyle bir yetkisi yok. Ama doğru mu ben doğruluğu tartışmam benim görevim tartışmak değil yasalarla bana vermiş olduğu yetki ve sorumluluğu yapmak ya da yaptırmak.”
KAYMAKAM YÜCEL: ‘YASA KOYUCU DÜZENLEME YAPAR BİZ UYGULARIZ’
Yücel daha sonra konuya şöyle açıklık getirdi: “Bu işin başka boyutları var, bu sadece psikolojik bir şey değil. Belki de yaşam biçimi haline getirmiş bazı kişiler onu. Hatta bir kısmı bunlardan aileye gidiyor, ihtiyaçlarını karşılıyor, tekrar geliyor, bunun irdelenmesi lazım. Belki benim söylediğim şekilde de kabul edilmemesi lazım. Bizim de uzmanların da görüşleri alınması lazım. Benim gözlemim eksik ya da yanlış olabilir. Deyim yerindeyse bunu bir işaret olarak alıp irdelenmesinde fayda var. Şu haliyle birinci derecede asayişten sorumlu kişi olarak ve polisin de birinci derecede sorumlu kuruluşa bağlı çalışan birim olarak şu aşamada yapacağı bimekan noktasında yapacağı bir şey yoktur. Hava şartları zorlaştığında elverişsiz hale geldiğinde o kişilerin can tehlikesi söz konusu olduğunda Büyükşehir Belediyemiz ekipleri onları toparlayıp kapalı spor salonlarında güzel, insani ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra barındırıyor. Orada iradeden ziyade bir gönüllülük esası var, köklü çözüm bulunabilir. Bu işin ikinci boyutu bir de üçüncü boyutu Beşiktaş’ta. Bunca yıllık meslek yaşamımda bir küçük istisna haricinde bu işte maalesef başarılı olamadım ona üzülüyorum. Yaşlı ve kimsesi olmayan vatandaşlarımız zaman zaman komşuları aracılığıyla telefon ediliyor, faks çekiliyor. ‘Lütfen bu zor durumda lütfen bunu alın. Güzel tabi ki doğru da. Ama o kişi iradesi olmadığı takdirde nasıl alıp nereye vereceğiz. Sadece Beşiktaş’ta değil bundan önceki görev yerlerinde de aynı… ‘Gitmem’ diyor, ‘Evimde kalacağım.’ Bunu yasal prosedür tarafı da uzun. Ya kaymakamlık ya muhtarlık ya komşu mahkemeye müracaat edecek. Vesayet kararı alacak mahkemeden. İradesi o mahkeme tarafından verilen kişiye geçtiği için çeşitli prosedürlerden sonra ya hastaneye ya bakım evlerine götürülecek. Bu da çoğu zaman mümkün olmamakta.”
VATANDAŞLARIMIZA HER KONUYU ANLATMALIYIZ Kİ SORUN ÇÖZÜLSÜN
“Burada örneğin geçen sene kaymakamlığımız marifetiyle belediyemize yazılı talimat gönderildi, denildi ki belediye zabıtasıyla bu kişiler alınsın. Belediye hukuk işleri marifetiyle belediye sosyal birimlerde çalışan verilmek üzere mahkemeye vesayet davası açılsın. Vasilik alınsın, ondan sonra götürülsün, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne. Rapor alınsın. Daha sonra duruma göre ya Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’na teslim edilsin ya da özel, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bakım evleri var, bunlara teslim edilmek üzere işlem yapılsın diye. Doğru, düzen çok güzel ama işlem o kadar hızlı yürümüyor. Ya da bizim düşündüğümüzü yerine göre mahkeme düşünmüyor. Kaldı ki bu süreç öyle kolay uğraşılabilecek bir süreç de değil. Uzun bir süreç. Bu durumun da ele alınmasında fayda olabilir. İlla bir yasal düzenleme demeyelim ama bu durumun da merkezi irade tarafından ele alınmasında, dikkat edilmesinde fayda olabilir. Çünkü genellikle bizim Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin buradaki temsilciliği bir başka deyişle devletin temsilciliği çünkü vatandaş gözüyle kaymakamlık devlettir, devlet noktasında “evet seni gördüm, kimsen yok, bakıma da ihtiyacın var, seni aldım bir huzur evine yerleştirdim” deme yetkimiz yok. Vatandaş bunu bilmediği için ‘neden almıyorsun’ diyor. Benim böyle bir yetkim yok, benim bildiğim kadarıyla yok. Bunu dert yanmak adına söylemiyorum, iki şey için söylüyorum. Birincisi çok saygıdeğer hemşehrilerimiz bu durumu bilmeli. Biz gayret gösteriyoruz çünkü sağ olsun Darülaceze Müdürlüğümüz ki İstanbul Valiliği’ne bağlıdır, ilgili vali yardımcımız çok büyük yardım ve gayretler gösteriyor. Destekler veriyor. Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu marifetiyle devletin o şefkatli yaklaşımını bir şekilde hissettirmeye hem de biz de bir şekilde yararlandırmaya hemşehrilerimizi götürmeye çalışıyoruz ancak kişinin iradesi olmadığı takdirde sonuçlanmıyor. Size isim bile verebilirim de, Sinanpaşa merkezde gündüz gece 24 saat kalıp da yaraları akan, bizzat ben uğraştığım halde ki, Darülaceze’nin kapısından hakaretler ederek kaçtı. Hastanede yaralarını tedavi ettireyim istedim, somutlandırmak istemiyorum, Başhekim bizzat ilgilendi, istemiyor asla. Öbür tarafta devlet çelişkisel bir şekilde, devlet göz göre göre vatandaşın intihar etmesine, kendi yok dese göz yumamaz. Bunun içi nasıl doldurulacak şimdi? Bu modern zamanlar itibariyle buna dikkat çekmek istiyorum. Demek ki 1, (bu durumu) vatandaşımızın bilmesi lazım. 2, bunun bu haliyle birazcık boşlukta olduğunu dikkat çekmeye çalışıyorum. Empatiyi ön planda tutmaya çalışan yöneticilerdenim, kendimi vatandaş yerine koyuyorum ve sonra dönüp burada gereğini yapmaya çalışıyorum. Ben genel bir olayı bir küçük örnekle hareketle ortaya koymaya çalışıyorum.
Onun için, şu ana kadar muvaffak olamadım diyorum… Şahsileştiriyorum… Önemli olan sorunun köklü çözümü çünkü… Özetle; kaymakamlık olarak bu konuda olağanüstü özen gösteriyoruz. Ben bir şey ortaya koymaya çalışıyorum, Beşiktaş 8. asil ilçem görev yaptığım… 21 yıldır kesintisiz kaymakamlık yapıyorum. Çözüm için formülasyonu nasıl olur bilmem ona girmek istemiyorum ama, bu konu önemli hepimiz için… Ben bunu söylerken bu böyle olsun diyemem eksik bıraktığım veya eksik gözlediğim yerler olabilir ama bu konunun bir irdelenmesi gerekebilir.”
Yaşanmış bir polisiye olay!
Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürü Erkin Adalar ile geçen sayıda yaptığımız görüşme oldukça ses getirdi. Beşiktaşlılar güvende olduklarını hissetmelerini sağladıkları için Adalar öncülüğünde tüm polis teşkilatına teşekkür etti.
Beşiktaş Emniyet Müdürü Erkin Adalar ile yaptığımız görüşmede polisin özveri ile ve bilinçli bir çalışma sergilediğini belirterek, Türk polisinin görev anlayışını vurgulamıştı. Bu konuyu da yaşanmış bir olay ile anlatmıştı. İşte o anı…
“Geçen sene Şubat ayıydı… Bu olayı yaşadığımızda… Bir Pazar günü… Ekipler bizim saat 07.00’de değişir, saat: 07.30 civarları… Normalde ne düşünüyorsunuz, bir pazar günü ve Beşiktaş… Bomboş sokaklar, hiç bir şey yok, o ekiple görevlilerin gidip kahvaltı yapması lazım. Oluyor zaman zaman bunlar… Kendimizi kandırmayalım şimdi… Ama hayır… Bizim arkadaşımız Dikilitaş’ta devriye görevi yapıyor ve bir ticari taksi görüyor. İçerisinde iki kişi mevcut, bunları durduruyor. Diyor ki, ‘Siz nereden gelip nereye gidiyorsunuz’… Soru soruyor ve arabanın içerisinde bir adet laptop var, adamların tipleri laptop ile uyumlu değil. ‘Açar mısınız bilgisayarı’ diyor, açıyor. ‘Şifreyi girer misiniz’ diyor adam şifreyi giremiyor. ‘Bilgisayar senin mi?’ diye soruluyor. ‘Benim’ diyor. Yine fotoğraf makinesi var arabada. ‘Bu fotoğraf makinesi sizin mi?’ deniyor… ‘Benim’ diyorlar… ‘Açar mısınız?’ açıyor. Fotolara bakıyorlar adamlarla fotoların hiç bir ilgisi, alakası yok. Demek ki bu laptop ile fotoğraf makinesi bu adamlara ait değil, bu çıkıyor ortaya ama o anda da bir suç müracaatı, hırsızlık müracaatı yok. Arkadaşlarımız bunları karakola getirip teslim ediyor sonra tekrar o alana gidiyorlar. Burada bir hırsızlık olmuş birisinin evinden veya iş yerinden bir laptop ile fotoğraf makinesi çalınmış mı? Sorup araştıracaklar… O arada bir vatandaşın kış günü saat 07.30’da tek başına caddeden aşağıya geldiğini görüyorlar. Polisi görünce vatandaş hemen bizimkilerin yanına geliyor diyor ki, ‘Benim evimi soymuşlar’ ‘Ne çalındı senin evinden?’ diye soruluyor. ‘Laptop, fotoğraf makinesi ve üç tane cep telefonu.’ Cep telefonları yok, vatandaşla beraber karakola geliyor arkadaşlarımız. Daha sonra bizim aldığımız arama kararlarına istinaden ticari takside bir arama yapılıyor. Gaz pedalının altında, zula diye tabir edilen yer var. 3 tane cep telefonu oraya konmuş, meğerse ticari taksici de bunlarla beraber. Hepsi daha sonra tutuklandılar.
Sabahın körü… Mesai yeni başlamış veya mesai yeni bitti değil… Şikayet yok… Araştırma ve takip var… Görev bilinci mükemmel…
İşte bunu verebiliyorsak çalışanlarımıza, bu anlayışı… O zaman biz istenilen sonuca ulaşabiliriz.”
TBMM Başkanı Çiçek’ten Dolmabahçe ayarı
BEŞİKTAŞ- TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında toplanan TBMM Başkanlık Divanı’nda TBMM’ye bağlı saraylar ve köşkleri ziyaret, reklam, fotoğraf çekimi ve nikah, düğün için kiralama işlemlerinin fiyatları, Avrupa’daki saraylar örnek alınarak zamlandı. Toplantıda Versailles Sarayı’na 20 euro, Louvre’a 25 euro gibi fiyatlara girildiği anımsatılarak TBMM’ye bağlı sarayların ziyaret ve kullanımının çok cüzi kaldığı kaydedildi. Dolmabahçe Sarayı tam gezinti 50 TL oldu.
Kaza yaptığı yaralıyı yarı yolda bıraktı
ETİLER- 73 yaşındaki halası Necla Alkan ile birlikte yolun karşısına geçmeye çalışan Suzan Alkan’a, sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 34 GT 1095 plakalı otomobil çarptı. Yaralıyı yakınlardaki bir polikliniğe götüren sürücü, yola çıktı. Ancak Okmeydanı’na geldiklerinde “Bilerek kendinizi yola atmış olabilirsiniz” diyen sürücü, yaralı ve halasını araçtan indirdi. Şikayeti üzerine polis inceleme başlattı.
Faruk Süren ve
Efe Önbilgin adliyede
BEŞİKTAŞ- Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen örgüt soruşturması kapsamında gözaltına alınan G.Saray eski başkanı işadamı Faruk Süren ve işadamı Efe Önbilgin’in de aralarında bulunduğu 24 kişi adliyeye sevk edildi. Geçtiğimiz haftalarda gözaltına alınan 24 kişinin polisteki sorgusu tamamlandı. Şüpheliler, sabah erken saatlerde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden çıkarılarak, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.
TFF Başkan Vekili Gümüşdağ adliyede
BEŞİKTAŞ- Göksel Gümüşdağ geçtiğimiz haftalarda sabah saatlerinde Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne geldi. Şike soruşturmasının da yürütüldüğü adliyede Gümüşdağ’ın Başsavcı Vekili Seçen ile görüşmek istediği kaydedildi. Gümüşdağ, adliye girişinde basın mensuplarına, “Fikret Bey ile görüşmeye geldim” şeklinde konuştu.
Viyadükten kopan parçalar korkuttu
ORTAKÖY- Mecidiye-Ortaköy viyadüğünün altından beton parçalar kopuyor. Viyadükten kopan beton parçalarının ilk kez dökülmediğini belirten Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Tezcan, “Bu viyadüğün kirişleri hastalanmış. Her an çok büyük bir facia yaşanabilir. 40 yıl geçmiş tedavisi yapılmalı” dedi.

SPOR HABERLERİ

MÜTHİŞ GECEDE KAZANAN DOSTLUK OLDU
Derbide kardeş payı:2-2
Sezonun ilk derbisinde yenilen olmadı. 2010-2011 sezonunun ilk derbisinde Fi Yapı İnönü Stadı’nda Beşiktaş iki kez öne geçtiği maçta, Fenerbahçe karşısında 88. dakikada Cristian’ın golüne engel olamadı ve maç 2-2 eşitlikle sona erdi. Simao attğı golle göz kamaştırdı. Maçta, 12. dakikada Simao’nun insanüstü füzesiyle Kartal öne geçmeyi bildi ancak derbilerin oyuncusu Alex’in 60’taki sayısına 72’de başka bir Portekizli Almeida’yla cevap verip öne geçti. Buna karşılık Cristian’ın 88’deki frikik golü ise beraberliği getirdi. Maçta 34. dakikada Fenerbahçe gole çok yaklaşmıştı. Caner sol çizgiden sert ortaladı ve Cenk topu tokatlayarak dışarı göndermesini bildi. Cenk Gönen ilk yarıdaki kurtarışlarıyla da dikkat çekti. Maçın kırılma noktasını ise spor otoriteleri ikinci yarının ilk dakikalarına bağladı. Beşiktaş, 50. dakikada farkı ikiye çıkarma şansını Mustafa Pektemek ile yakaladı, ama top direkten döndü. Bu maçla Kartal Fenerbahçe’nin deplasman serisini bozmuş oldu. Son anda gelen gol, moralleri de bozdu. Beşiktaşlı futbolcular son anda kaçırdıkları galibiyetle 20’şer bin dolar primden oldular. Beşiktaş Süper ligte buna göre puanı 14 ve altıncı sırada yer alıyor. Öte yandan maçın son dakikalarında saha kenarına atılan atkılar ise dikkat çekti. Atkılar için Beşiktaş Belediyesi’nin organizasyonuyla Van’daki depremzedeler için toplandı ve deprem bölgesine yollandı. Muzaffer TOPAL
Carlos Carvalhal: “Her maçta daha iyiyiz…”
BEŞİKTAŞ’IN hocası Carvalhal, skordan memnun olmadığını söylerken, ortaya koydukları mücadeleye dikkat çekti. Portekizli, “Her geçen hafta daha iyi oyun sergiliyoruz. Böyle devam edersek, seri galibiyetler gelir” dedi. Carvalhal, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “2-2’lik skor beni mutlu etmedi. Ancak oyuncularımın ortaya koydukları görüntü beni sevindirdi. Her maçta iyileşiyoruz.”
Kartal’ın aklı da puanı da Dinamo Kiev’de kaldı
Beşiktaş UEFA yolundaki mücadelesini sürdürüyor. Deplasmanda en son Dinamo Kiev ile karşılaşan Siyah Beyazlı ekip, galibiyet sevincini tadamadı. UEFA Avrupa Ligi’nde Beşiktaş gruptaki 3. maçında Ukrayna’nın kuvvetli ekiplerinden Dinamo Kiev’le karşılaştı. Son dakikalarda yenilen golle Siyah-Beyazlılar sahadan 1-0 mağlup ayrılmak durumunda kaldı. Beşiktaş’ın sergilemiş olduğu futbol yine çok eleştirildi. Spor otoriteleri memnun kalmadı. Topları ileri taşıyamadığı ve Quaresma üstünden atak yapmaya çalışılsa da istenilen sonuca ulaşılamadığı konuşuldu. Hilbert’in deplasmanda gerçekleşen maçta göze batan oyuncular arasında olduğu da söyleniyor. İkinci yarıda Beşiktaş’ın atağını Hilbert gerçekleştirdi. Hilbert sağdan çok iyi geldi, ortasını yaptı, Ernst’in boş pozisyonda yaptığı vuruşu dışarı gitti. Beşiktaş, peşi sıra savunmaya geçti. Yine oyuncunun performansı burada oldukça göze battı. Dinamo Kiev’in 1-0 aldığı maçın rövanşı 3 Kasım’da Beşiktaş’ta gerçekleşecek. Beşiktaş’ın bu maçta mutlak galibiyeti elde etmesi gerekiyor. Beşiktaş’ın E Grubu’ndaki sıralamasında üçüncü sırada ve üç puanı var. Buna göre, grupta ilk sırada 7 puanla Stoke City, ikinci sırada 5 puanla Dinamo Kiev, son sırada ise 1 puanla Maccabi Tel Aviv yer alıyor.

MAGAZİN HABERLERİ

“HERKES BİZİ BEKLİYOR”
BEŞİKTAŞ- Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisinin Carolin’ini Wilma Elles ve sevgilisi Levent Özçelik, geçen hafta Beşiktaş’ta trafikte görüntülendi. Sempatik tavırlarıyla kameralara gülümseyen güzel oyuncu yolda diğer bekleyen araçların korna çalmaları üzerine panik oldu. Genç sanatçı, muhabirlere “Yoldayız, herkes bizi bekliyor” diyerek soruları yanıtsız bıraktı. Araç daha sonra hızla yoluna
devam etti.
BALIK KEYFİ
BEBEK- Cem Yılmaz ve Ozan Güven geçen hafta Bebek’te bir restoranda görüntülendiler. Ünlü komedyen Cem Yılmaz ile yakın dostu oyuncu Ozan Güven geçen hafta Bebek’te bir restoranda rakı-balık keyfi yaptı. Gece geç saatlere kadar restoranda kalan ve sohbet eden ikili çıkışta gazetecilerin ‘Yeni bir film projesi mi var’ sorularına, “İyi akşamlar” demekle yetindi.
“DETAYLIK BİR ŞEY YOK”
ETİLER- Deniz Seki, geçen hafta Etiler’de kuaförden çıkarken görüntülendi. Karşısında gazetecileri görünce şaşıran şarkıcı, “Çocuklar, nereden buldunuz beni?” dedi. Fotoğraflarının çekilmesinden rahatsız olan Seki, “Lütfen arkadaşlar, detaylık bir şey yok” diyerek görüntü alınmamasını rica etti. Bir yapımda oynamak için 45 bin lira alan ve sete gitmediği için diziden çıkarılan Seki, yapım şirketiyle davalık olmuştu. Şarkıcı, “Dava hakkında çıkan haberler gerçeği yansıtmıyor” dedi.
NURİ ALÇO: ‘İYİ AKŞAMLAR’
ETİLER- Yeşilçam’ın usta oyuncularından Nuri Alço, geçen hafta bir kız arkadaşıyla Etiler Şamdan’da gece geç saatlere kadar eğlendi. Kulüp çıkışı flaşların patlamasıyla şaşkına dönen Alço ve kız arkadaşı, hemen farklı yönlere ilerledi. Daha sonra durumu toparlayan Alço, kız arkadaşını yanına çağırıp kendisini görüntüleyen gazetecilere “İyi akşamlar” dedi ve otomobiline binerek mekandan ayrıldı.
BAHŞİŞ VERMEYİ UNUTTU
ETİLER- “Aşk-ı Memnu” dizisindeki “Behlül” karakteriyle zirveye çıkan ve “Kuzey Güney” dizisiyle yerini sağlamlaştıran Kıvanç Tatlıtuğ, geçen hafta Etiler’de yaklaşık 600 bin TL’lik Maserati marka, iki kapılı 2011 model spor otomobiliyle görüntülendi. Etiler’de bir şarküteriden 300 liralık mutfak alışverişi yapan Kıvanç Tatlıtuğ, poşetlerini şarküteri çalışanı görevliye taşıttırıp otomobilinin bagajına bıraktırdı. Tatlıtuğ, poşetlerini taşıyan ve bahşiş bekleyen görevliye bir karşılık vermeden otomobiline binip uzaklaştı.
SAAT 10’DA ALIŞVERİŞ Mİ?
ETİLER- Beren Saat, geçen hafta sabah saat 10.00’da açılır açılmaz Akmerkez’de alışverişe gitti. Dağınık saçları ve makyasız haliyle dikkat çeken Saat, fotoğraflarının çekildiğini görünce panik oldu. Güzel oyuncu valeye ücretini ödemeden cipine binip hızla uzaklaştı.
PERİ’Yİ PUSU’YA DÜŞÜRDÜLER
ETİLER- Kurtlar Vadisi Pusu adlı televizyon dizisinde canlandırdığı “Peri” karakteriyle dikkat çeken Ceren Olcayto, sevgilisiyle sarmaş dolaş bir şekilde bojektiflere yansıdı. Geçen hafta Akmerkez’de sevgilisiyle sarmaş dolaş fotoğraflarının çekildiğini fark eden ünlü oyuncu Ceren Olcayto panikleyip sevgilisinden ayrıldı.