SAYI 229

CHP İlçe Başkanı Uğur Gedik
“Referandum sonucu ilçede rekor kırdık”
TÜRKİYE genelinde referandum sonuçlarının değerlendirmesini şöyle izah edeyim. AKP 12 Eylül faşizm ile yargıdaki aksaklıkları istismar ederek ciddi bir kampanya yürüttü. Burada her türlü devlet olanaklarını kullandılar. Referandumu siyasi parti kavgasına dönüştürdüler. Cemaat ilişkileri uluslararası sermayenin desteği AB ve ABD’nin açtığı sonsuz kredi AKP’yi avantajlı bir duruma getirdi. Bir de buna boykot yüzde 20-25 oranında sandığa seçmenin gitmemesi de buna eklenince, bir de mevsimsel durumu da göz önüne alırsak sonucu CHP açısında genelde bir başarı olarak görmesek bile bir yenilgi olarak da bunu niteleyemeyiz. Genelde yüzde 40’a ulaşan hatta aşan bir oran küçümsenemez. Ve bu oran önümüzdeki genel seçim için de bir umuttur. Beşiktaş’ta referandum sonucunun değerlendirirsek, Beşiktaş’ta biz geçtiğimiz yerel seçimde yüzde 70 oy oranı almıştık. İstanbul birincisi olduğumuzda sorumluluklarımızın daha da arttığını biliyorduk. Hedeflerimizi büyütmenin de bilincindeydik. Bu nedenle yüzde 70 oy oranının gururumuz olduğu kadar namusumuz olduğu düşüncesiyle örgütümüz, İl Başkanımız, İl yönetimimiz, Belediye Başkanımız, Belediye Meclis Üyelerimiz, Kadın Kolumuz, Gençlik Kolumuz hep birlikte bu oy oranımızı yükseltmek boynumuzun borcudur dedik. Önümüzdeki genel seçimi de hedefleyerek çalışmalarımızı yerel seçimdeki örgütümüzü gerek sandık bazında gerekse kurumsal alanda sürdürdük. Partimizdeki yönetim değişikliğinin ve sayın Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinin heyecanlılığı da işimizi kolaylaştırdı. Ve yüzde 78 oy oranını yakalamış olduk.

AK Parti
İlçe Başkanı
İbrahim Yıldırım
“Yanlış algı var gün geçtikçe üyemiz artıyor”
REFERANDUMDA ne bir muhtar ne belediye başkanı ne de milletvekili seçecektik. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu bazı anayasal değişiklikler oylanacaktı. Meclisten geçen oylama daha sonrada vatandaş tarafından oylanacaktı. Benim o zamanlarda söylediğim bir konu vardı, bu oylama bazılarının yansıttığı gibi dünyanın başı veya sonu değildi sadece ülke insanının hak ettiği değişikliklerin oylandığı bir referandum idi. Çok şükür bu da yüzde 58 gibi bir oranla kabul edildi. Türkiye ekonomik ve sosyolojik anlamda yoluna devam ediyor. Türk halkı ilk defa psikolojik olarak, ben kendi isteğimle anayasa oluşturabilirim, dedi. Bunun önemsenmesi gerekir. Anayasalar darbeler sonucu Türk toplumuna empoze edildi. Ama halk ilk defa ortada Hiçbir şey yokken kendi kendine Anayasa’da bazı değişiklikleri yapacağını görmüş ve hissetmiş oldu. Ben bunun psikolojik etkisinin çok fazla olacağını Türk halkının barış ve huzur içinde çok farklı düşünse bile kendi kendini yönetebilecek Anayasa’yı oluşturabileceğine inanıyorum. Bu manada da çok sevinçliyiz. İktidar muhalefet değişmedi hiç bir değişiklik yok ama Türkiye 26 maddenin değişikliğini kabul etti. Bazıları bunu hükümete bir güven oylaması olarak yansıtmaya çalıştı. Böyle bir şey yok idi sadece bir illüzyon yaratmaya çalıştılar. Sonuçta halk bunu kabul etmedi bu olayın bir Anayasa değişikliği olduğunu kabul etti ve destek verdi. Bu açıdan Türkiye genelinde mutluyuz. Beşiktaş açısından değerlendirdiğimizde evet yüzde 22,5 Beşiktaş’ta. Beşiktaş’ta ana muhalefet konumundayız. Beşiktaş’ta yaşayan insanlara kendimiz anlatmaya çalışıyoruz ve onları anlamaya çalışıyoruz. Biz referandum sürecinde iyi çalıştığımızı ve kendimizi iyi anlattığımızı düşünüyoruz.

MHP
İlçe Başkanı
Uğur Fora
“Beşiktaş’taki sonuç bizi
umutlandırdı”
BU referandum sürecinde hiç de adil olmayan propaganda ve iletişim dönemi yaşandı. Dolayısıyla bu propaganda döneminde hükümetin devlet imkanlarını kullanarak neredeyse orantısız bir güçlü valisi, kaymakamı, bürokratlarıyla beraber götürdüğü bir seçim süreci yaşandı. Katılımın da biraz düşük olmasıyla beraber halkın da çok referandum süreciyle oylanan maddelerle haşır neşir olamamasından dolayı böyle bir oran çıktığını düşünüyoruz. Ülke genelindeki bu oranın Beşiktaş’ta tam tersine yansıması da bize umutlandırıyor ve sevindiriyor. Tabii ki burada tahlillerimizi yaparken şunları göz önüne almamız gerekiyor, Beşiktaş kendine şahsına münhasır özellikleri olan kültürel bakımından demokratik yapıdan Türkiye’nin ortalamasının üzerinde bir ilçe. Dolayısıyla bu ilçede de referandumun aslında bireyler ve oy verenler açısından çok iyi irdelendiğini görebiliyorsunuz. Bilinçli bir seçmeni sandık başında görebiliyorsunuz. Bunun neticesi de zaten oylamada da çıkıyor. Yüzde 78’e yakın bir hayır çıktı Beşiktaş ilçesinde… AKP’nin Beşiktaş’ta çok yoğun bir propagandası olmasına rağmen şekilden daha çok içerikle ilgili bir referandum propaganda süreci oldu. Dolayısıyla Beşiktaş için seviniyoruz ama ülkede çıkan bu oranla ilgili üzüntülerimi de ifade ediyorum. İşin özü itibariyle bir referandum demokrasilerin olmazsa olmazlarıdır fakat demokrasi adına yapılan bir şey o kadar anti demokratik şekilde önümüze geliyor ki bundan vatandaş veya bu referandumda konusu olan maddelerle ilgili çıkarım yapmak zorlaşıyor. Çünkü olay başka bir şeye gidiyor başka bir şey onaylanıyor.
DERS BAŞI YAPTILAR
Yeni eğitim öğretim yılına tüm öğrenciler geçtiğimiz haftalarda merhaba dedi. Beşiktaş Belediyesi, yeni eğitim-öğretim yılının açılış gününde çocuklarla birlikteydi. Onlara yeni yılda başarılar diledi. Tören kapsamında, 2010-2011 Eğitim-Öğretim yılının ilk gününde Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Kemal Çiloğlu, Beşiktaş’taki okulları ziyaret etti. Programda, Beşiktaş Belediyesi Başkan Vekili Kemal Çiloğlu, Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel ve Beşiktaş Milli Eğitim Müdürü Şeref Çalışır’ın da aralarında bulunduğu bir ekiple, Hasan Ali Yücel İlköğretim Okulu’ndaki açılış törenine katılım gerçekleşmiş oldu. Tören sonunda Başkan Vekili Kemal Çiloğlu’na okul öğrencileri tarafından çiçek takdim edildi.
Gayrettepe Mahallesi’nin sorunlarını dinledik
Henüz adının Gayrettepe olarak anılmadığı dönemlerde, gençlerin piknik, bıçkınların kaçamak yaptığı, dut bahçeleri ile bezeli, müstesna bir İstanbul köşesi olan bu yörenin yüksek tepelerinden Kız Kulesi, Sarayburnu, Marmara, diğer taraftan Boğaz’ın Beylerbeyi’ne kadar olan bölümü, hele mehtaplı gecelerde doyum olmaz güzellikler sergilermiş. 1950’li yılların başında, Şişli’den sonraki dut bahçelerinin, mandıraların, tarlaların, blok blok apartmanlar haline geleceğini, yapılan yolların yetmeyeceğini, ana arterin iki katlı hale getirileceği sözlerinin masal olduğu yıllar artık geride kaldı. Gayrettepe’yi o masalı yaşayan vatandaşlarına ve mahallenin muhtarı Necla Başar’a sorduk. 1999 döneminde muhtarlıkla tanışan ve daha sonraki seçimlerde muhtarlığa talip olarak seçilen Gayrettepe Mahallesi Muhtarı Necla Başar mahallesini şu sözlerle anlatıyor, “Dut bahçelerinin arasında kayboluyorduk adeta ve betonlaşmanın işaretleri yoktu mahallemizde. Ama zaman içerisinde nüfus arttı, betonlaşma ve iş alanlarıda arttı. Mahalle muhtarlığı ile ilk tanışmam 1999 yılında oldu. O yıllarda Özden hanım mahalle muhtarı adayıydı bende ihtiyar heyeti’nde yer alıyordum. Daha sonra ben muhtar oldum. Mahallemizin eski muhtarıyla birlikte bir şeyler yapmaya karar verdik. Çevre Kültür Kooperatifi diye bir örgütümüz vardı fakat kooperatif dendiği zaman genellikle sosyal içerikli değil de yapı kooperatifi anlaşıldığı için 10 sene sonra o kooperatifi fesh ettik onun yerine de Gayrettepe Çevre Kültür Derneği ile icraatlarımızı devam ettik. Eskiden insanların arasındaki ilişkiler daha iyiydi. Zaman geçtikçe Gayrettepe bir beton yığını haline gelerek gürültülü bir yer oldu. Bu yüzden Gayrettepede ki insanlar daha sakin yerlere göç etmeye başladılar” diyor.
En büyük hayallerinden bir tanesinin mahallesine ‘Gençlik Evi’ yapılması olduğunu dile getiren Muhtar Necla Başar, “Mahalle muhtarlığımızda ilk olarak muhtarlık binasını yeniledik sonrasında da bir kütüphane açmaya karar verdik. Benim en büyük hayalim mahalleme gençlik evleri kurulması olmuştur. Ama bu hayalimi henüz gerçekleştiremedim. Biz yapamadık ama Beşiktaş Belediyesi Halk Eğitim Merkezleri çalışmalarıyla bizim rüyalarımı gerçekleştirmiş durumda. Mahalle bazında olmasa da ilçe bazında bu tür gelişmelerin olması önemli. Fakat ben bu imkanların mahallelerde de alınmasını isterim. İnsanlar spor yapacaksa kendi mahallesinde yapmalı, sinema, tiyatro kendi mahallesinde olmalı. Ben belediyemizden mahallemize daha çok eğilmesini istiyorum. Koca yaz geçti parkımızda bu yıl sadece iki gece sinema oldu. Yazlığa gitme imkanı olmayanlar için bu tip ekinlikler çok önemli bu tip faaliyetler insanlar arasındaki ilişkileri kuvvetlendirir” şeklinde konuşuyor.
Bazı sorunların çözümünde ilerleme olmazken, bazı sorunlarda çözüme kavuşturulması için belediyenin büyük çabalar sarfettiğini ifade eden Necla Başar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Belediyemizin sağlık konusunda yaptığı çalışmalara minnettarım. Gün içerisinde muhtarlığımıza doktorumuz geliyor ve iki üç saat kadar kalıyor. Psikolog ve diyetisyenimizde var bu hizmeti vatandaşlarımızda takdir ediyor. Kaldırım işgalleri konusundaki sıkıntılarda ben belediyemizin daha hassas olmasını istiyorum. Apartman sakinleri de bu konuda duyarlı olabilirler. Mesela bir karış alandan fedakarlık edip kaldırımın bir karış daha genişlemesini sağlayabilirler. Servis araçlarıda mahallemizde büyük bir problem teşkil ediyor. Bu konu ile ilgili dilekçelerimizi yazdık ve yetkililerden cevap alamadık. Dilekçemize 3 kere cevap verilmezse yasal haklarımızı da arayacağız.”
Muhtarların sıkıntı içerisinde olduğunu söyleyen Başar sözlerini şu cümlelerle sürdürüyor; “Bir çok işimiz nüfus müdürlüğüne devredildi. Nüfus müdürlüğü imdat dediği zaman bize listeler geliyor. Bizim listelerimiz son derece sağlamdır. Olası ihtiyaçlarda biz kişileri birebir izleyebildiğimiz için tespitleri daha kolay yapabiliyoruz. Ama bir nüfus müdürlüğü 23 mahallemizin denetimini nasıl yapacak. Keza son zamanlarda numaralarında karışması nedeniyle iki apartmanımızın tamamı bu dönemde seçimlere giremedi.”
Kentli ne diyor?..
GÖRÜŞLER
“Bizim mahalleyle ilgili hiç sorunumuz yok, mahallemizin muhtarından çok memnunuz. Huzurumuz yerinde. Trafik ve park sorununun çözülmesini isterim. Eskiden buralar daha bahçelikti.” Nilüfer Gürşen
“Florya’dan Gayrettepe’ye taşındım. Buralarda toplu taşıma problemi var. Bu en azından ring seferleri ile iyileştirilmeli. Çocuklar için oyun alanı da az buralarda. Çevre düzenlemesi yapılmalı.” Vefa Arıkan.
“Mahallemiz çok güzel, Gayrettepe’de olmayı seviyorum. Başka insanların da buralara gelmesini tavsiye ediyorum. Muhtarımız güleryüzlü olarak bizi karşılıyor burada verilen sağlık hizmeti de iyi.” Gülten İnceer Şengül.
“Şimdi buralarda ortalık kötü. İnsanlar kötü oldu maalesef. Mahallemde çocuklar için oyun parkı yapılmasını isterdim. Bunun yanısıra eski komşuluk ilişkilerinin geri gelmesini çok istiyorum.” Ayfer Yıldırım.
“Geceleri köpeklerden dolayı sokağa çıkamıyoruz, köpeklerden şikayetçiyim. Bir de burada hayat pahalı aldığımız ürünler aynı olmasına rağmen başka mahallelerde çok daha ucuz. Neden acaba?” Dilek Ayten.
“Varoş bir kesimde hitap tarzınız daha değişik oluyor. Burada ise daha kibar olmak zorundasınız. Gayrettepe’de çalışıyorum ama oturmak istemezdim. En başta sokak köpekleri sorunu olduğu için.” Hakan Sarıca.
“6 senedir bu mahallede oturuyorum. Mahallemin büyük sorunları yok ama çevreye önem verilmesi gerek. Yerel yönetimler ve vatandaşlar ne kadar duyarlı olursa o kadar başarı sağlanır.” Yunus Erdoğan.
“Nezih temiz bir semt burası ama sorunları da var elbette. En azından yeşillikler içerisinde olmalı mahallemiz. Çocuk parkımız yıkılacak yıkılmasını istemezdim. Çevreye sahip çıkılmalı diyorum.” Mustafa Topçu.
“Gayrettepe’de misafir olarak bulunuyorum. 1 aydır buradayım ve buraları sevdim. Bundan sonra da kalmak isterim ve başkalarına da tavsiye ederim. Ancak çevreye daha fazla önem verilmesi gerekir.” Emel Ilık.
“Gayrettepe güzel nezih bir semt herhangi bir eksiği yok mahallemin. Bu mahalleye başkalarının da gelmesini tavsiye ederim. İnsanlar burada huzur bulacak bence. Keşke park sorunu da olmasa.” Songül Engin.
AFET HALİNDE ACİL TOPLANILACAK YERLER

Beşiktaş Belediyesi Afet Yönetim Merkezi, olası bir afet sonrası için yerleşim planı hazırlayarak, Beşiktaş’taki her mahalle için afet toplanma alanı belirledi. Toplam 23 mahalle için ayrı ayrı toplanma alanlarının oluşturulduğu duyuruldu. Bu mahallelerden bir tanesi de Levent Mahallesi’ydi. Levent Mahallesi, 1.2. ve 3. Levent’ten oluştuğu belirtiliyor ve 1. Levent 1950, 2 .Levent 1951, 3. Levent ise 1952-53 yılları arasında kurulduğu aktarılıyor. Yerleşik olarak 3500 kişinin yaşadığı Levent iş ve alışveriş merkezlerinin yoğunluğu sebebiyle gün içerisinde 100.000 kişilik nüfusa ev sahipliği yaptığı Levent Mahallesi, ilk toplu konut bölgesi örneklerinden biri. Levent Mahallesi sokaklarının çoğu verilen çiçek isimleri ile Beşiktaş ilçesinin önemli merkezlerinden biri olarak adlandırılıyor. Mahallede 116 sokak, 2247 bina, 2149 hanesi bulunuyor. Beşiktaş Belediyesi’nden, olası bir afet durumunda toplanma alanları şöyle açıklanıyor:
“16 bin m2’lik alanıyla Çilekli Tesislerinde Safran Sokak, Uğur Mumcu Caddesi, Yeni Sülün Sokak, Gazeteci Ümit Deniz Sokak, Güllü Sokak, Çilekli Caddesi, Duygu Sokak sakinleri toplanabilecek.”
22 bin m2’lik alanıyla Dilek Sabancı Parkı’nda ise şu sokak sakinleri olası bir afet durumuda toplanabilecek: “Akasya Sokak, Bambu Sokak, Figen Sokak, Karakol Sokak, Lavanta Sokak, Menekşeli Sokak, Sıklamen Sokak, Tutya Sokak, Fulyalı Sokak, Sedir Sokak, Ülgen Sokak.”
Çamlık Caddesi sakinleri, Kamelya sokak sakinleri, Asma Sokak sakinleri Çamlık Otoparkında toplanacaklar.
Cengiz Han Sokak sakinleri Dilek Sabancı Parkı’nda toplanabilecekler.
15000m2’lik alanıyla Lütfü Banat İlköğretim Okulu Bahçesi’nde şu sokak sakinleri toplanabilecekler:
“Açelya Sokak, Çalıkuşu Sokak, Emel Sokak, Funda Sokak, Gardenya Sokak, Gönüller Aralığı, Gül Sokak, Güvercin Sokak, İris Sokak, Karanfil Aralığı Sokak, Lavinya Sokak, Lilyum Sokak, Mektep Sokak.”
Mor Karanfil Sokak sakinleri Çamlık Otoparkında olası bir afet durumunda toplanabilecekler.
15 bin m2’lik alanıyla Lütfü Banat İlköğretim Okulu Bahçesi’nde yer alan sokaklar şöyle: “Ortanca Sokak, Sülünlü Sokak, Sümbül Sokak, Yeşil Çimen Sokak, Zakkum Sokak.”
18 bin m2’lik alanıyla Merkez Bankası Arsası ise şu sokakları kapsıyor: “Al Karanfil Sokak, Ballı Sokak, Binbir Çiçek Sokak.”
Sağlıklı Konferans!..
Beşiktaş Belediyesi sağlıkla ilgili konferanslarına devam ediyor. “21 Eylül Dünya Alzheimer Günü” nedeniyle Akatlar’da konferans gerçekleşti. Beşiktaş Belediyesi, Türkiye’de en sık rastlanan 4. hastalık olan Alzheimer’ın önemini “21 Eylül Dünya Alzheimer günü”nde Akatlar Kültür Merkezi’nde Alzheimer Vakfı ile ortaklaşa düzenlediği toplantı ile bir kez daha anlatmış oldu.
Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Kemal Çiloğlu’nun katıldığı, moderatörlüğünü Prof. Dr. Engin Eker’in yaptığı toplantıda, dünden bugüne Alzheimer konusunda Doç. Dr. Ahmet T. Işık katılımcılarla bilgilerini paylaşırken Alzheimer hastalığındaki sorunlar konusunda da Prof. Dr. Refik Mas bilgilerini paylaştı. Alzheimer Hastalığı’nın, bellekte ve öğrenme, konuşma, akıl yürütme, yargılama, iletişim ve günlük yaşam etkinliklerini sürdürme yetilerinde kademeli olarak yıkıma ve davranışlarda değişikliklere yol açan ilerleyici bir beyin hastalığı olduğu katılımcılara aktarıldı. Konferansa konu olan Alzheimer Hastalığı ile ilgili bazı detaylar ise şöyleydi: “Halk arasında “bunama” diye adlandırılan demansm en sık nedeni.
Alzheimer Hastalığı adını, Alman doktor Alois Alzheimer’den aldı. Beyindeki yumaklar ve plaklar Alzheimer Hastalığının beyinde oluşturduğu ana değişiklikler olarak kabul edildiği belirtiliyor. Bilim insanları daha sonraları Alzheimer hastalarının beyinlerinde başka değişiklikler de saptandı. Beynin, bellek ve diğer zihinsel yetiler açısından büyük önem taşıyan bölgelerindeki sinir hücreleri ölmekte ve sinir hücreleri arasındaki bağlantılar bozuluyor. Ayrıca sinir hücreleri arasında mesajları taşıyan bazı kimyasal maddelerin düzeyleri de azalıyor. Alzheimer Hastalığı günümüzde milyonlarca kişiyi etkiliyor. Alzheimer Hastalığının yaşlanmanın normal bir sonucu olmadığının bilinmesi çok önemli. Çünkü, hastalığı ortadan kaldıran bir tedavi olmamakla birlikte, hastalığın belirtilerini azaltabilen ve hastanın yaşam kalitesini iyileştirebilen tedaviler bulunuyor.” Karşılıklı soruların cevaplandığı konferans sonrasında katılımcılara Golden Horn Brass grubunun verdiği konser ve Akatlar Kültür Merkezi fuayesinde hazırlanan kokteyl ile etkinlik sona erdi.
KARANLIKLAR PRENSİ GÜNDEM YARATTI!..
Kuruçeşme Arena Eylül ayındaki sanatçılar geçiti boğazın adeta inletti… Hız kesmeden devam eden organizasyonlar içerisinde dünyaca ünlü isimler de yer aldı.
OZZY OSBOURNE ADI BİLE YETTİ
Bunlardan bir tanesi dünyanın Karanlıklar prensi olarak tanıdığı Ozzy Osbourne’du. Muhteşem sahne performansı ile müziksverleri adeta mest eden yılların sanatçısının adı bile yetti. Boğaz’ın incisi Kuruçeşme Arena’da aralıksız her ay çok sayıda dünyaca ünlü yıldız yer aldı. Beşiktaş Beşiktaş Belediyesi’nin açık hava platformu Kuruçeşme Arena’da sahne alan yıldızlar hem coştu hem coşturdu. Bu isimlerden bazı şöyle: “Jean Michel Jarre, Rihanna, Eros Ramazotti, Massive Attack.”
ZÜLFÜ LİVANELİ – ZERRİN ÖZER -BÜLENT ORTAÇGİL – ZUHAL OLCAY
Eylül ayında birbirinden değişik sanatçılar sahneye çıktı. Zülfü Livaneli, Zerrin Özer, Bülent Ortaçgil, Zuhal Olcay ve Ozzy Osbourne Kuruçeşme Arena’da sahne sevenleriyle buluştu. Ve yine Kuruçeşme Arena’da etkinlikler, konserler hız kesmedi ve Eylül ayında da yine dopdolu programlar sizleri sanatseverlerle buluştu. Yerli yabancı bir çok dünya yıldızının sahne aldığı Boğaz’ın eşsiz manzarası eşliğinde hayranlarını coşturduğu Kuruçeşme Arena’da yakın tarihte gerçekleşen programda neler var derseniz, yerli yabancı ünlüler sanatseverleri karşıladı. 18 Eylül’de Zülfü Livaneli sevenleriyle Kuruçeşme’de buluştu. Konserin tanıtım yazısında ise şu detaylar yer almıştı: “Barışa ve kardeşliğe adanmış şarkıları yıllardır güçlü sesiyle yorumlayan Zülfü Livaneli, 18 Eylül Cumartesi akşamı Boğaz kıyısında olacak. Livaneli Boğaz’ın ışıkları altında dinleyicilerinin yüreklerine umut aşılayacak.”
ADETA YER YERİNDEN OYNADI
23 Eylül’de Zerrin Özer, hayranlarıyla buluştu. 70 kişilik dev senfonik orkestrası eşliğinde, bambaşka sahne performansı, çok özel konuklarıyla Zerrin Özer Kuruçeşme Arena sahnesinden İstanbul Boğazı’nı ve bütün İstanbul’u adeta yerinden oynattı. 24 Eylül Cuma akşamında ise Boğaz kıyısında iki büyülü ses sahnedeydi. Gecede, Bülent Ortaçgil ve Zuhal Olcay sevilen şarkıları seslendirdi.
SERTAB ERENER’DEN
YENİ ALBÜMÜ RENGARENK
25 Eylül’de Sertab Erener, Beşiktaş göbeğinde Kuruçeşme Arena’da boğazı şarkılarıyla renklendirdi. Yeni albümü “Rengarenk” ile 2010 yazının hit parçalarına imza atan Sertab Erener, Koparılan Çiçekler Bu Böyle, Aşk, Lal, Yanarım, Rengarenk ve eski albümlerinden oluşacak repertuarı ile Kuruçeşme Arena sahnesindeydi.
GEÇTİĞİMİZ AYDA YERLİ VE YABANCI SANATÇILAR COŞTURMUŞTU
İstanbul ve Beşiktaş kentlisini ağırlayan Kuruçeşme Arena, yaz aylarında sanatçıları sevenleriyle buluşturdu ve Kuruçeşme Arena’da yabancı sanatçıları yanı sıra sevilen yerli sanatçılar da hayranlarıyla bir araya geldi. Kuruçeşme Arena’da sahne alan yerli sanatçılar arasında ise şu isimler vardı:
“Serdar Ortaç, MFÖ, Meyra, Burak Kut, Yalın. Deniz Seki, Mustafa Ceceli, Teoman, Volkan Konak, Ajda Pekkan, Hepsi, Gülber Ergen, Yüksel Üzel, Yaşar, Yıldız Usmanova, Funda Arar, İlhan İrem, Kenan Doğulu, Zerrin Özer, Bülent Ortaçgil, Zuhal Olcay.”

MESLEKİ EĞİTİM BAŞVURUSU BAŞLADI
Beşiktaş Belediyesi’nin, Halk Eğitim Merkezi ile ortaklaşa tüm Beşiktaş Kentlilerine ücretsiz olarak el emeği değerlendirme ve meslek edindirme kursları Ekim ayında yenilenmiş haliyle yeniden Beşiktaş kentlilerini kucaklıyor. Yabancı dilden yağlıboya resime, bilgisayardan takı tasarımına kadar pek çok farklı alanda kendinizi yetiştirmek, geliştirmek, bu kursun sonunda kendinize yeni bir mesleki beceri edinmek mümkün. Kurs programını başarı ile tamamlayan katılımcılara, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı eğitim sertifikaları veriliyor.
2010 – 2011 döneminde tam 43 branşta verilecek olan kurslara ön kayıtlar 8 Ekim 2010 tarihine kadar Beşiktaş Belediyesi Levent Hizmet Merkezi’nde alınacak. Beşiktaş Belediyesi yetkilileri başvuruların sadece TC kimlik numarası olan Nüfus Cüzdanı fotokopisi ile gerçekleşebileceğini dile getiriyor.
Programlar arasında şu başlıklar yer alıyor:
“İngilizce (temel eğitimi), İngilizce (orta kademe eğitimi), İngilizce (ileri seviye eğitimi), Rusça, İspanyolca, Bilgisayar kullanımı, Bilgisayarlı muhasebe, Bilgisayar offıce kursu, Bilgisayar web tasarımı kursu, Genel muhasebe, Muhasebe ve finansman, Veri tabanı, Anne çocuk eğitimi (0-3 yaş), Anne çocuk eğitimi (5-6 yaş), Hasta ve yaşlı bakımı, İlkyardım ve sağlık bilgisi, Çocuk gelişimi ve eğitimi, Aşçılık (sıcak mutfak aşçılığı), Aşçılık (tabldot aşçılığı), Yemek ve pastacılık, Yiyecek hazırlama ve pişirme teknikleri, Etkili iletişim ve halkla ilişkiler, Girişimcilik, Güzel konuşma ve diksiyon, Okuma yazma (1. kademe)
Okuma yazma (2.kademe), Drama, Jimnastik, Aerobik-fitness, Gitar, Bağlama, Keman, Modern danslar (vals, tango, rumba, samba), Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği, Cilt bakımı-makyaj, Resim-Suluboya, Resim-Yağlıboya, Örgü, Takı tasarım, Özel eğitim öğretmen yardımcısı, Pazarlama-perakende, El Sanatları.”
Kurs merkezleri ise şöyle: “Akatlar Kültür Merkezi, Ortaköy Kültür Merkezi, Çırağan Eski Belediye Binası, Levent Belediye Binası, Dikilitaş Semt Evi, Beşiktaş Gençlik Eğitim Merkezi, Sanatçılar Parkı – Lezzet Evi.”
Ailenizin danışma hattı
Sorunlarınızı çözmek için adresi siz belirleyin… Beşiktaş Belediyesi Aile Danışmanlığı hizmetiyle üç ayrı merkezde merak ettiklerinize anında yanıt bulabiliyorsunuz. Aile Danışmanlığı denince, evlilik ve boşanma sürecinden anne, baba ve çocuk ilişkisine kadar geniş yelpazede bir çok konuda Beşiktaş kentlisi kendisini yalnız hissetmeyecek. Aile Danışmanlığı Hizmetleri “Dikilitaş Semt Evi” başta olmak üzere, Beşiktaş Belediyesi’nin Levent’te bulunan ana binasında ve Çırağan Hizmet Binası’nda oluşturulan birimlerde dönüşümlü olarak veriliyor. Yetkililer gizliliğin esas olduğunu vurguluyor ve bu konuda şunları aktarıyor: “Aile Danışmanlığı Hizmeti’nden yararlanmak isteyen kişilerin kimlik bilgileri üçüncü şahıslara verilmez. Terapilerde yapılan kişisel görüşmelerin içeriği gizlilik ilkesine tabidir”
Beşiktaş Belediyesi bireylerin ailelerin, mutluluk ve bütünlüğü güçlendirmek amacıyla yürüttüğü Ücretsiz Aile Danışmanlığı Hizmeti’nin amacını yetkililer şöyle aktarıyor: “Aile Danışmanlığı Hizmeti, aile içi iletişimi ve aile bireyleri arasında empati, saygı, sevgi, güven ve uyumu arttırmak yoluyla erdemli ve güçlü bir toplum yaratmanın gereği olan “sağlıklı aile” yapısına katkıda bulunur. Evlilik öncesi ve evliliğe hazırlık sürecinde çıkabilecek problemleri, eşler arası uyumsuzluk ve iletişim eksikliğinden kaynaklanan sorunları, anne, baba ve çocuk iletişimini, boşanma (öncesi ve sonrası) ve boşanma sürecinde çocuklara yaklaşımın nasıl olması gerektiğini, çocukluk ve ergenlik sorunlarıyla ilgili (çocuk ve ergen psikoloğu) konularda yardımcı olmayı hedeflemekteyiz.”
Aile Danışmanının bu bağlamda nasıl bir görev edindiği Beşiktaş Belediyesi yetkilileri şöyle açıklıyor: “Aile Danışmanı, aile bireyleriyle tek tek ya da bir arada görüşerek; evliliğe hazırlık terapisi uygulanır. Evlilik ve çift terapisi, boşanma sürecinde ya da sonrasında çiftlerin çocuklarına yönelik psikolojik destek vermek, kişinin kendiyle iç iletişimini sağlıklı bir düzene oturtmasına yardımcı olmak, bireylerin duygu ve düşüncelerini daha açık ifade etmesine yardımcı olmak gibi konular için diğer psikologlarla beraber bireysel terapiler uygular.”
Aile Danışmanlık hizmetinden yararlanmayı isteyen tüm Beşiktaş kentlileri; bayram ve resmi tatiller hariç, mesai gün ve saatleri içinde hafta içi 08:30-17:00 saatleri arasında ücretsiz Beşiktaş Belediyesi’ne başvurabilirler. 7 gün 24 saat 444 44 55 numaralı telefondan randevu alınabilir.
AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ
Şov ve dans gösterisi bir arada
Tuncay Vural, gösterisinin 7. yılında Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluşuyor!. ‘Dansınız karakterinizdir’ etkinliğinde sunumlar da bugüne kadar gerçekleştirilen tüm Tuncay Vural dans şovlarındaki farklı gösterisiyle dikkat çekiyor… Yeni sezonda da Akatlar Kültür Merkezi’nde dans tutkunlarını ağırlayacak olan ‘Dansınız Karakterinizdir- Stand up’ gösterisi ile ilgili şu detaylar bulunuyor:
“Kimileri, hipnoz ediyor diyor, kimileri çok komik bir adam, kimileri çok zeki ve hazır cevap diyor ama hepsi tek bir noktada birleşiyor. Süper bir gösteri!”
Farklı gösteri 7’den 77’ye herkesin ilgisini çekiyor. Neredeyse bağımlılık haline gelen gösteri, dans ile ilgili sorulara yanıt ararken güldürmeyi de başarıyor. Gösterinin tanıtım sunumunda izleyiciye sesleniş de şöyle: “Aşağıdaki sorulardan an az birine ben de böyle düşünüyorum diyorsanız, kendinizi ve çevrenizdeki karakterleri şaşkınlıkla ve kahkahalarla yeniden keşfetmek için bu gösteriyi mutlaka izlemelisiniz. Dans etmiyorum, edemiyorum…Dans mı? Artık benden geçti…Dans mı? Karizmamı çizemem, bozamam, dökemem…
Eşimi, dostumu, arkadaşlarımı yıllar sonra hala neden tanıyamamışım? Burcumun tüm özelliklerini taşıyorum…
“Kadınlar böyledir, erkekler şöyledir” fikrini savunuyorum…
Enerjisiyle dikkat çeken Tuncay Vural, baştan sona interaktif olan “Dansınız Karakterinizdir” gösterisinde, seyircileri bir zaman yolculuğuna çıkararak, öncelikle kendilerinin, eşlerinin, katıldıkları ortamlardaki arkadaşlarının, dostlarının dans tarzlarından, görünen kişiliklerinin dışında asıl olan temel karakterlerini şaşkınlıkla ve kahkahalarla keşfetmelerini sağlıyor!
Kendinizi ve çevrenizdeki karakterleri şaşkınlıkla ve kahkahalarla yeniden keşfetmek için; bu gösteriyi mutlaka izlemelisiniz!”
Öte yandan Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi, sanatseverleri tiyatro oyunlarıyla mest etti. Tüm sezon boyunca birbirinden farklı oyunlarla adeta Akatlar, tiyatroseverlerin vazgeçilmezi oldu. Minikler de bundan nasibini aldı. Çocuk tiyatrolarının kesişme noktası olan Akatlar Kültür Merkezi’nde yeni sezonda da ilginç oyunlar tiyatroseverleri bekliyor olacak. Birbirinden güzel oyunlarla dolu bir sezon daha sanatla tamamlanmış oldu. Bahar döneminde de yine adından söz ettirdi ve Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi, birbirinden seçkin konukları da ağırladı. Farklı bir proje daha Akatlar Kültür Merkezi’nde hayat buldu. Semaver Kumpanya’nın gerçekleştirmiş olduğu etkinlikte, seyirciler yapımı ilginç ve çarpıcı buldular. Semaver Kumpanya 2005-2006 sezonunda Irvine Welsh’in aynı adlı kült romanından Harry Gibson tarafından uyarlanarak İngiltere’de sahnelenen, ardından Richard McCarthy ve Olivier Peyon tarafından fransızcaya çevrilen “Trainspotting” adlı oyunu Ani Haddeler Pekman’ın çevirmenliğinde dilimize kazandırmış oldu. Oyunun müzikleri de Baba Zula tarafından gerçekleştirildi. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde Mart ayında yine birbirinden güzel oyunlar sanatseverlerleydi. W. Gordon Smith’in Van Gogh adlı eseri sahnelendi. Ülkü Tamer’in çevirdiği oyunda Hakan Gerçek yönetti ve oynadı. Oyunla ilgili Hakan Gerçek’in oynadığı ve yönettiği oyunla ilgili ise yaptığı açıklama şöyleydi: “Yaratılan renkler, çizgiler. İnsan doğasının neler yaratabileceğinin kanıtı.. Hissettiklerini kağıda aktarma yeteneği. Bu yeteneğin çok çalışarak geliştirilmesi… Hiçbir karşılık beklemeden çalışmak. Sadece sevmek, merak etmek. Bu yolculukta çekilen acılar, hüzünler, çatışmalar. Yaratılan yüzlerce eserin karşılığını görememek ve acılı yaşamın ardından acılı bir son…Ama tüm bunlardan duyulan o rengarenk haz…Van Gogh… Sevmek ve çalışmak üzerine kurulu bir hayat hikayesi.. Bir portre…” Van Gogh Postacı Roulin’in portresini yaptıktan sonra “onun hakkında ne düşündüğümü aktarmak istedim” diyor… Ben de bu müthiş ressamı sahneye taşıyorum ve soruyorum: “Onun hakkında ne düşündüğümü aktarmak istedim. Bilmiyorum, bilemiyorum başarabildim mi?” diye de ekliyor.
Akatlar Kültür Merkezi’ndeki bir diğer oyun da Uygur Tiyatrosu’ndandı… Bu dünya hepimizin adlı çocuk oyunu ile seyircisiyle buluşan ekip, bahar zamanında gerçekleştirdiği oyunlarıyla sahne aldı.
Akatlar Kültür Merkezi’nde tiyatroseverler çağdaş komedi ile keyifli dakikalar geçirdi. Tiyatro Kedi’den farklı bir oyun Akatlar’daydı… Tiyatro Kedi repertuarına çağdaş bir komedi eklemişti ve oyun hakkındaki detaylar şöyle: “Pazar günkü cinayet isimli oyunu Wolfgang Ebert yazdı, Hale Kuntay Türkçe’ye çevirdi. Hakan Altıner’in sahneye koyduğu oyunun, Kostüm Tasarımını Sadık Kızılağaç, Dekor Tasarımını Tuba Unat, yapımcılığını ise İpek Kadılar Altıner üstlendi. Oyunun konusu, otuz yıllık karısının izni olmadan radyonun sesini bile açamayan kılıbık bir adam (Haldun Dormen); öldürülen bir telekızın “cinayet zanlısı” olarak aranırsa ne olur? Üstelik bu cinayete bir bakanın da adı karışmışsa; medyanın ve halkın büyük ilgisini çeken bu cinayetin tek “katil adayı” bu pısırık adam; Bay Zahn ise…
Yıllar sonra nihayet kocası bir erkeğe dönüşen Bayan Ilse Zahn (Deniz Gökçer) “cinayet zanlısı” dahi olsa kocasını kahraman gibi görüp hayran bir aşığa dönüşürse.. Oyuncular: Haldun Dormen, Deniz Gökçer, Gazi Şeker, Hilmi Özçelik, Eda Gülten, ve Deniz Türkali.”
Nisan ayının ilk haftasında çocukları büyüleyen oyun, 25 Nisan’da da sahnelendi. Gökkuşağı’nın sihri adlı oyun, Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Salonu’nda oynandı. Saat: 13.00’ta oyun miniklerle buluştu. Bahar aylarının daha ilk haftasında minik tiyatroseverlere merhaba diyen oyun sonrasında da yeniden miniklerle buluşmuş oldu. Periler Ülkesi oyunu, Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’ndeydi…
Mayıs ayında ‘Alevli Günler’ tiyatroseverler ile buluştu… Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday sahnesinde tiyatroseverler ile buluştu ve oyunla ilgili şu detaylar vardı: “Oyunun konusu; Çocukluğundan beri ayrılmamış üç arkadaş, biri mahallenin kasabı, biri muhasebeci, biri de Türk kültürü profesörü olmuş üç kafadar. İçlerinden biri kanser olunca, inançları gereği öldükten sonra yakılmak ister ve farklı olana yaşam hakkı vermeyen düzenle karşı karşıya gelirler. Başvurdukları heryerde başka komediler yaşar, her türden anlaşmazlık ve anlayışsızlıklarla karşılaşır, bize çağdaş bir “Yaşar-yaşamaz” hikayesi sunarlar. Irmak Bahçeci’nin yazıp Yıldıray Şahinler’in yönettiği, Cem Davran, Bahtiyar Engin, Levent Üzümcü ve Erkan Can’ın oynadığı oyun, yılın komedisi olmaya aday. Oyuncular: Cem Davran, Erkan Can, Levent Üzümcü, Bahtiyar Engin, Tuğçe Kıltaç. Yönetmen yrd.:Özge Çatıkkaş – Tuğçe Kıltaç. Dekor Uygulama: Muhammet Topraktepe – Mustafa Topraktepe. Görsel Tasarım : Emre Erdem”
Yine tiyatroseverleri esprileriyle kendilerine bağlayan Espri Standartları Enstitüsü Kurumu’ndan sahneye konan ‘Kaygan Zemin’ tiyatroseverleri yaz sezonu içinde yine sanatseverleri kendine bağladı.

MUSTAFA KEMAL MERKEZİ
Kaf Dağı’nın zarif dansçıları
Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi, dünyaca ünlü sanatçıları ve dans topluluklarını ağırlamaya devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi, Ekim ayında da yine dopdolu programıyla sanatseverleri büyülemeye hazırlanıyor. Nalmes İstanbul Gösterisi Ekim ayı başında Mustafa Kemal Merkezi’nde gerçekleşiyor. Kaf Dağı’nın zarif dansçıları, muhteşem koreografi ve kostümleriyle 5 bin yıllık bir kültürü müzikler ve danslarla anlatmak için Türkiye’ye geliyor. 1936’dan bu yana binlerce yıllık Kafkas halk danslarını sahne sanatlarına özgün bir şekilde taşıyan “Nalmes” savaşları, Kuzey Kafkasya’daki yaşamı, ritim ve danslarıyla anlatıyor. Moskova, St. Petersburg, Orta Doğu, Avrupa ve Amerika’da festival ve konserlerde yer alan Nalmes, Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde hayranlarıyla buluşacak.
Nalmes, Kafkas halklarının tarihsel-toplumsal sürecinin bir ürünü olarak, 1936 yılında Krasnodar Filarmoni Okulunda okuyan Kafkasyalı gençlerin girişimi ile başlayan uzun ve zorlu bir süreçten sonra kuruldu. İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile erkek dansçıların pek çoğu askere alındılar ve tamamına yakını savaşta öldü. Savaş sonrası ekip yeniden canlandırıldı. Daha sonra Adıgey Cumhuriyeti yönetiminin katkıları ile ekip elemanlarının büyük bölümü Tiflis’te Koreografi Koleji’ne yollandılar.
Bu öğrencilerin mezun olarak dönmesi ve 2 yıllık Maykop Kafkas Halk Dansları kursunda bitiren öğrencilerinde katılması ile, 1972’de Adıgey Cumhuriyeti’nin Başkenti Maykop’da kuruldu. Topluluk 1996’da Akademi ünvanı aldı. Grubun Ankara, İstanbul ve Antalya gösterileri yapacak. Ünlü piyanistlerden biri olan Hayroudinoff, 6 Ekim’de Beşiktaş’a geliyor. Moskova Tchaikovsky Konservatuarı’nı bitirdikten sonra Londra Kraliyet Müzik Akademisi’nde Master’ını tamamlayan piyano dehası Rustem Hayroudinoff, A.B.D., Japonya ve Avrupa’da son yılların en gözde piyanistlerinden biri olarak tanımlanıyor. Chicago Resitali aynı anda üçyüzden fazla radyoda canlı yayınlanınca Hayroudinoff, bu alandaki en büyük rekorun sahibi olarak müzik tarihine adını yazdırdı. Murray Perahia ve Vladimir Aeskhenazy tarafından desteklenen, büyük Rus piyanisti Lezar Berman tarafından ‘Çok ciddi bir sanatçı, çok ciddi bir usta’ olarak nitelendirilen Hayroudinoff, Schubert, Chopin, Rachmaninoff ve Johann Stauss’un eserlerini seslendirdiği ilk albümünden sonra Decca için Rostropovich ve Andreas Schiff’le çaldı. Chandos için, Rus çelisti Alexander Ivashkin ile Rachmaninoff’un çello ve piyano için tüm çalışmalarını tek bir albümde topladı. Rustem Hayroudinoff’un Rachmaninov albümü BBC Music dergisi tarafından yılın albümü ünvanına aday gösterildi. Hayroudinoff yılın albümü sanatçısı ünvanı için Mitsuko Uschida ve Steven Isserlis ile finale kaldı. BBC Radio 3 ise müzik kütüphanesi oluşturmak isteyenlere albümü ‘Bulunabilecek en başarılı Rachmaninov kaydı’ olarak tanıttı.
Program ise şöyle: “Beethoven
Sonata op. 7 No. 4
Liszt
Transcendental Etude No. 10 in F minor
Liszt
La Campanella (Etude after Paganini)
Liszt
Hungarian Rhapsody No. 12
ARA
Rachmaninoff
Sonata No. 1”
İstanbul Resitalleri’nde sanatın kalbi Mustafa Kemal Merkezi’nde attı. Dünyaca ünlü isimler sadece sohbahar aylarında değil yaz aylarında da yine damgasını vurdu. Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi, dünyaca ünlü sanatçıları ağırladı ve bünyesindeki gerek programları gerek ağırladığı sanatçılarıyla Mustafa Kemal Merkezi dopdolu bir yılı daha geride bıraktı. İstanbul Resitallerine damgasını vuran Mustafa Kemal Merkezi’nde dünyaca ünlü birbirinden önemli sanatçılar, müzikseverler ile buluştu. Yakın tarihte İstanbul Resitalleri kapsamında yer alan seçkin sanatçılardan Alice Sara Ott, Beşiktaş’taydı. Performansı ile eleştirmenlerden tam not alan Alice Sara Ott, Mustafa Kemal Merkezi Atilla İlhan Salonu’nda sanatseverler ile buluştu. Alice Sara Ott’un 2009/10 sezonunda, Auditorium du Louvre; Alder Series Berlin; Vienna Konzerthaus; Cincinnati Symphony – Şef Paavo Jarvi; Danish Radio National S. Orchestra – Şef Robin Ticciati; Royal Stockholm Philharmonic – Şef Sakari Oramo; NDR Hamburg – Şef Alan Buribayev; Munich Philharmonic – Şef Thomas Hengelbrock ile programları bahsedilmeye değer aktiviteleri arasında yer alıyor. Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde Mart ve Nisan aylarında muhteşem programlar yer aldı. Ian Hobson, Mustafa Kemal Merkezi’nde 14 Nisan günü sevenleriyle buluştu. Beşiktaş’tan müzikseverlere unutulmaz saatler yaşatan Ian Hobson, A.B.D. odaklı bir müzisyen. Dünyanın en önemli müzik ortamlarından sık sık geçse de çalışmalarının merkezini Kuzey Amerika oluşturuyor. Hobson`un bugüne kadar yayınlanmış 60 albümü bulunuyor. Mustafa Kemal Merkezi’nde bir diğer etkinlik de, 12 Mayıs günü Atilla İlhan Salonu’nda gerçekleşti. Piyano’nun büyük hanımefendisi denilen ünlü sanatçı Cristina Ortiz, Beşiktaş’ta hayranlarıyla bir araya geldi. Brezilyalılığının kültürel geleneği çerçevesinde tutkulu ataklığı ve bu özelliklerini sarmalayan duygusallığı, Cristina Ortiz`in müzik üretiminin odak noktasını oluşturuyor.
Bugüne kadar 34 albüm kaydetmiş bulunan Cristina Ortiz`in, Brezilya`lı 20. yüzyıl kompozitörlerinin eserlerini seslendirdiği `Le Monde `un Seçimi` ve ‘5 Diapasons’ etiketleri alan son albümü ‘Alma Brasileira’ adını taşıyor. 16 Haziran’da da Mustafa Kemal Merkezi’nde Amerikan piyanist Simone Dinnerstein MKM Attila İlhan Salonu’nda sanat severler ile buluşmuştu.

AMATÖR SPOR KULÜPLERİ
DİKİLİTAŞ
Beşiktaş’ta faaliyet gösteren Amatör Spor Kulüplerini mercek altına alıyoruz. Beşiktaş’ta ilk durağımız Dikilitaş Spor Kulübü oldu. Yarım asrı deviren kulüp Gökhan Keskin gibi ünlü bir futbolcuyu yetiştirdiği gibi Sergen Yalçın’da kulübün sahasında top koşturmuş. 57 seneyi deviren kulübü yöneticilerinden Fehmi Zeren anlatıyor.
GENÇLİĞE HİZMET
EDİYORUZ
Amaçlarının gençliğe hizmet etmek olduğunu söyleyen kulübün Mali İşlerden Sorumlu yöneticisi Fehmi Zeren, “Dikilitaş Spor Kulübü 1953 yılında amatör bir takım olarak kuruldu. Amacımız semt gençliğine hizmet etmekti. Geçmiş yıllarda İstanbul şampiyonluğumuzun yanısıra iki kere de üçüncü lige çıktık. Onun dışında tüm altyapı kademelerinde gençlere spor yapma, futbol oynama imkanı sağlıyoruz. Geçen sene altyapı kategorilerinde şampiyonluklarımız var. Geçen sene biz grup ikincisi olarak bölgesel amatör lige çıktık. Ancak bölgesel amatör ligin mali külfetleri yüksek. Bu yüzden bir sene daha en azından tekrar süper amatör ligte oynamaya karar verdik. Bu sene de iyi bir takım kurduk ve iddialıyız” dedi.
Başarılara imza atan bir kulüpte olmanın mutluluk verdiğini söyleyen Fehmi Zeren, “Takımımızdan çıkan başarılı futbolcularımız var. Çok eskiye giderseniz Olcay Başarır abimiz var, Galatasaray’da uzun yıllar oynadı. Turan Tunç Kip var Beşiktaş’ta oynadı, Akçaabat’ta oynadı. Aklıma gelen bunlar. Bunun dışında Beşiktaş’ta Şifo Mehmet kardeşimiz var geçmişte. Yani amatör kümeden direk birinci ligte yeteneğiniz varsa oynayabiliyordunuz. Şimdi bu sistemler de biraz değişti. Ama biz genellikle altyapıya çok önem veren bir takımız ve altyapıya yatırım yapıyoruz” diye konuştu.
ÇOCUKLARIMIZIN
YANINDAYIZ
Amatör kuluplerin sorunlarından bir tanesinin de maliyet sorunu olduğunu dile getiren Zeren, “Altyapı sorunlarımız var. Mesela çocukların ulaşım sorunu var. Çocuklarımız çok yetenekli fakat uzakta oturuyorlar. Onların gidip gelmesi sorun. Biz yalnız sportif faaliyetleri takip etmiyoruz, çocukların okul durumlarını da yakından takip ediyoruz. Eğer derslerinde başarılı değillerse sportif faaliyete bir ara verip derslerini kurtarması açısından da onlara önderlik etmeye çalışıyoruz. Velilerle aramız iyi, velilerimiz maçlarımıza gelir. Sağolsun Beşiktaş Belediyesi bize bu konuda çok büyük destekler verdi. Evvelki sene çim sahamızı yaptırdı, yukardaki çim sahamızı onardı. Sürekli tesislerimizin onarımından yakından ilgileniyorlar. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz” dedi.
CAN YAKAN
SORUN ÇÖZÜLDÜ
Amatörlerde sağlık sorununun büyük problem olduğunu ancak son zamanlarda olumlu gelişmelerde yaşandığını ifade eden Zeren sözlerini şu cümlelerle sürdürüyor: “Sporcu sakatlığı da oldukça maliyetli ve can yakıcı bir sorun. Bu sene Futbol Federasyonu önderliğinde futbolcuların maç içindeki sakatlığına gerek ambulans servisi gerekse hastanedeki bakımlarla ilgili ciddi maliyetli bir sigorta geliştirildi. Biz bu seneki A takım kadromuzun hepsini sigortalattık. Çocuk ameliyat oluyor, geliyor bir de ondan sonraki fizyoterapi görmesi gereken bir dönem var onun için de bir sağlık kurumuyla anlaştık. Çok ciddi çalışmalarımız var sporcularımızın sağlığı için Türkiye’nin en büyük sağlık fizyoterapist grubuyla da anlaşma yaptık. Hakemler konusunada değinmek istiyorum. Hakemler de insandır mutlaka onlar da hata yapmışlardır. Yapmaya devam edeceklerdir. Hangimizin hatası yok. Biz de yaptık. Bizim futbolcumuz gol kaçırınca hakem bize diyor mu hata sizde diye. Bu sene izcilik grubumuz şu anda yapılanıyor. Belirli yaş gruplarında izci liderlerimiz çocuklara doğayı sevdirmek, en azından sürekli ana kucağında ya da aile içerisinde olan çocukların birey olmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Yöneticilerimiz bizlerle ilgileniyor ama şunlarıda söylemek isterim. Amatör kulüplerde spor yaptırmak gerçekten çok büyük maliyette. Bu maliyetlerin çok aza indirilmesini talep ediyoruz. Böyle olunca iyi oyuncuyu da alamıyorsunuz. Bu yüzden amatör futbol federasyonuna yapmış olduğumuz ödemeler de bizim lehimize bir indirime gidilirse, büyük destek olurlar bize…”
ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ
Ekim ayında iki yeni oyun sahnede
Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde tiyatro oyunları ara vermeden Ekim ayında da sanatseverler ile buluşmaya devam ediyor. Ekim ayının ilk günlerinde karşımıza farklılığıyla dikkat çeken oyun, Meyhanede çıkıyor. Afife Jale Sahnesi’nde 1 ve 2 Ekim’de sahne diyecek olan oyunun tanıtım sunumunda şu detaylar yer alıyor:
“İki perdelik alkollü oyun. Yazar ve Yöneten: Kaan Erkam. Oyuncular: Kaan Erkam, Sezer Soykok, Elçin Fakır, Ebru Yaşar Seçen, Aris Bayraktaryan, Neslihan Yargıcı, Diler Öztürk, Ethel Mulinas Araf. Bir Rum meyhanesinde yaşanmış olması olası bir sohbetin tam arasında kalıyorsunuz. Seyirci olma şansınız yok. Orada kadeh kaldıran bir külhani ya da Madama sizsiniz. 1899’a hoş geldiniz. Oyun daha tiyatro binasının sokağında başlıyor. Boncukçı kızlar, falcılar, pilavcılar sokakta. Her an bir omuz yiyebilirsiniz sağınızdan geçen bıçkın delikanlıdan. Meyhane olur da rakı olmaz mı. Külhanlar ve yosmalar ikram ediyor rakınızı peynirinizi. İçeride acem garson Araş yarım Türkçesiyle siparişinizi alıyor.
Moşe efendi henüz hariciyedeki odasının ampulünü söndürmemiş. Az sonra çıkıp gelecek. Ketum, kahvede son eli oynuyor. Külhani Davut ise belinde saldırma, salınarak yolda. Meyhaneye geliyor. Az sonra sahneye kimler gelecek kimler.
Rosa kocasını tutup kulağından meyhaneye getirip hesap soracak. Niko hem katil hem romantik. Hüznünü taşıyacak meyhaneye. Kakmacı Gabriyel usta her zamanki gibi huysuz. Aris in direkler arasından getirdiği sihirbaz Kirkor yaptığı numaralarla Davut’u deli edecek. Bayanlar baylar, Madamalar kokonalar hepsi bu oyunda… Daha kimse Neslihan Yargıcı’nın da meyhaneye sığınacağını bilmiyor henüz. Ve canlanacak anılarında kimlerin hayallerinin sahneye geleceğini.
Arkasından sahnede Anuş, Vartanuş ve Nika, Niko’nun yosması, yosmanın ölmüş babası derken sahne dolup taşıyor. Başka bir hayata hoş gelmişsiniz. Şöyle buyurun içeri…”
Bir diğer oyun da yine tiyatroseverler için vazgeçilmez olacağa benziyor. Ekim ayının ilk ve ikinci yarısında sahne diyecek olan oyunun ismi: “Bunu yapan iki kişi.”
Oyunlar ilgili detaylar ise şöyle: “”Müzikli Danslı Güldürü…. Yazan : Ayça Işıldar. Yöneten : Aydın Şanlı. Oynayanlar : Nergis Öztürk, Didem Balçın, Özgün Aydın, Onur Dilber.
Ezelden beri sürer kadınla erkeğin tartışması…Yok elmayı kim yedirdi, kim yedi Yok yiyene değil, yedirene bakacaksın. Yemekten çıktı yine saçın! Bıktım, usandım, bitsin artık şu maçın! Kaşık düşmanı kadın! Vurdumduymaz adam! Değişmez bu durum ne Türkiye de, ne Yeni Gine de… Yine de diğeri olmadan yapamaz ikisi de. İsterler ki yan yana olsunlar, hayatın zorluklarına karşı omuz omuza dursunlar. Ey kadınları anlamayanlar, ey erkekleri kaba bulanlar…
Kadını saf bulup bıyık altından kıkırdayanlar, erkeği zeki bulup ondan korkanlar, kırk yıllık evli olup hiçbir şey anlamayanlar, ya da hiç evlenmeyip her şeyi anladım sananlar… Biz de çözemedik bu iki bilinmeyenli denklemi. Bildiğimiz tek gerçek var ki Çin işi, Japon işi, Biri erkek, biri dişi, bunu yapan iki kişi”
Öte yandan Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi dopdolu bir yılı daha geride bıraktı. Sergilerin yapıldığı oyunların sahnelendiği merkezde, sevilen tiyatro toplulukları sanatseverleri bir araya getirdi. Şubat ayından bu yana birbirinden güzel oyunlar tiyatroseverleri karşılamıştı. Ortaköy Kültür Merkezi’nde tiyatro oyunu denince yelpaze genişti. Tiradı da bünyesine alan merkezde minikler de unutulmadı. Tek kişilik komedide sahnede Tarkan Bulut vardı. Tek kişilik bu güldürü oldukça konuşuldu. Afife Jale Sahnesi’nde Tarkan Bulut gösteride, Amerika’daki bir Türk’ün hallerini ve bir Türk’ün Amerika’ya alıştıktan sonra Amerika’nın hallerini anlatmanın yanısıra, günlük hayatımızda dikkate almadığımız detayları, gündemi ve Türklerin seks hayatını dinamik bir tempo ve müthiş bir mizah anlayışı ile sundu. Tiradın yanı sıra gerilim de tiyatro sahnesine yansıdı ve Ortaköy Kültür Merkezi farklı bir topluluğu ve oyunu ağırladı. Detaylar şöyleydi: “Tiyatro Mat tarafından sahneye konulan Örnek Suçlar adlı oyun… Öldürme hikayeleri ele alın oyun, insan hayatına nasıl bakıldığına konusuna farklı bir bakış açısı getiriyor. Oyunla ilgili tanıtım yazılarında ise şu detaylar yer almıştı: “Örnek suçlar Oaxaca Mantarları’nın etkisiyle sadece gerçeği söyleyebilen insanların bire bir itiraflarıdır. Yüzde yüz gerçek öldürme hikayeleridir. Oaxaca mantarı: Sadece gerçeği söyleme etkisi yaratan ve Meksika dağlarında yetişen bir mantar türü. İnsanlar o kadar basit nedenler için birbirlerini öldürebiliyor ki? İnanamayacaksınız!” Oyunun yazarı: Max AUB. Yönetmen : Bihter Altay. Yardımcı Yönetmenler : Sinem Ceyhan – Tuğba Yarbağ. Asistan: Sultan Özdemir. Oyuncular: Sultan Özdemir. Tarık Davutoğlu. Yunus Derin. Teoman Gül”
Yine sıradışı bir oyun daha Ortaköy’deydi. Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Tiyatrosu’nun Mayıs ayında da programı dopdoluydu. Bunlardan bir tanesi de +16 sınırlaması olan bir oyun… Duru Tiyatro tarafından sahnelenen ‘Sondan sonra’ adını taşıyan oyunun bu sezon da Ortaköy’de olması bekleniyor. Ekim ayında açılış oyunlarından biri olan geçen sezon Mayıs ayı içerisinde oynanan oyunlar arasında ‘Bunu Yapan İki Kişi’ oyunu dikkat çekti. Mahşer-i Cümbüş oyuncusu Ayça Işıldar Ak tarafından yazılan ve Altın Portakal ödüllü Nergis Öztürk’ün oynadığı, 2 perde dört skeçlik bu oyunu tiyatroseverler ile buluştu. Ünlü tirad Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde sanatseverler ile buluştu. Lady Macbeth, son haftada da yine tiyatroseverlerin karşısındaydı. İstanbul Sanat Tiyatrosu Lady Macbeth ile, kadınca hırsların sahne önündeki korku ve gerilim dünyasına izleyenlerini götürdü. İhtiras yorgunu ve kadınca hırslarıyla kendisini, kocasını ve ülkesini felakete sürükleyen bir kadının öyküsü olarak karşımıza çıktı.

SPOR HAERLERİ

MAÇ 90 DAKİKA!..
KARA KARTAL hem ligte hem de Avrupa Kupaları’ndaki bir çok maçı son dakika golleriyle kazanmasını bildi. Bazı maçlardaysa uzatma dakikalarında işi bitirdi veya puan kazanmayı bildi. Bu durum gündem yarattı ve otoritelerce tartışma konusu oldu.
Kara Kartal son dakika golleriyle adeta direkten dönüyor!.. Hem lig hemde Avrupada’ki bir çok maçta son dakika veya uzatmalarda gol bulan Beşiktaş ya galibiyetle buluşuyor ya da Fenerbahçe maçında olduğu gibi son anda puan buluyor. Bu durum otoritelerce de tartışılmaya başlandı. Bazıları gol yollarında beceriksizliklerden yakınırken, bazıları da Beşiktaş’ın son dakikaya kadar mücadele ettiğinin altını çiziyor. Beşiktaş Camiası maçın 90 dakika olduğunu hatta uzatmalarda bile mücadelenin ciddiye alınması gerektiğini belirterek, “Önemli olan maçı kazanmak, golün kaçıncı dakikada geldiği önemli değil”şeklinde konuşuyor.
SON DAKİKA İSTATİSTİĞİ
Kara Kartal, ligte yaptığı son maçında yine Antalya’yı son dakika gölü ile geçti. Goller Bobo’dan, asistler Ernst’ten geld. Beşiktaş, son 3 resmi maçında da son dakikalarda attığı gollerle taraftarlarını sevindirdi. Son 3 resmi maçında 2 galibiyet, birde beraberlik alan Siyah-Beyazlılar, puanlara hep son dakikalarda attıkları gollerle ulaştı. UEFA Avrupa Ligi’nde CSKA Sofya’yı 90. dakikada Ernst’in golüyle 1-0 yenen Siyah-Beyazlılar, Süper Lig’de geçen hafta Fenerbahçe ile 86. dakikada Guti’nin penaltı golüyle berabere kalırken, dün akşam da Medical Park Antalyaspor’u 90+1. dakikada Bobo’nun golüyle 2-1 mağlup etti. Böylece “Kara Kartallar”, son dakikalarda attıkları gollerle ligde ve UEFA Avrupa Ligi’nde de 3’er puanı hanesine yazdırdı.

YEMEN EKŞİOĞLU RADYO BEŞİKTAŞ’TA ÇOK ÖNEMLİ BİR İDDİADA BULUNDU
‘Mustafa Hoca yalan söylüyor’
BEŞİKTAŞ’IN altyapıya önem vermesi gerektiğini belirten Yemen Ekşioğlu, Necip ile ilgili Mustafa Denizli’nin yalan söylediğini iddia etti. Ekşioğlu, “Mustafa Hoca tv programlarında Necip’i takıma kazandırdığını söylüyor. Halbuki kampa bile zorla aldırdık” dedi.
Radyo Beşiktaş’ın canlı yayın konuğu bu hafta Yemen Ekşioğlu idi… Ekşioğlu öncelikle son oynanan lig maçını analiz etti. Ve şunları söyledi: “Antalya takımından çok çekiniyordum. Çünkü Şifomuz Mehmet Özdilek’in başında bulunduğu Antalyaspor liglerin iyi futbol oynayan ekibidir. Ama önce Schuster ile başlamak istiyorum. Her maçta değişik kadro çıkartarak, takımı hazır tutuyor. Schuster’in sezon başından beri Ernst ise bir harika. Hemen her maçta oynadı. Antalya maçında da Bobo’ya yaptığı iki asistle bir yerde de ipten aldı diyebiliriz, Beşiktaş takımını… Zemin geçmiş haftalara göre bayağı iyiydi. Müsabakadan önce Orhan Saka’yla sahanın içini gezdim. Şimdi uzun bir ara var, bu arada saha istenilen kıvamda olacaktır.
Maça dönersek, Guti’nin tribünde olması, Ernst’e büyük bir sorumluluk yükledi. Şifo ise,vakit geçirme konusunda iyi ders vermiş. Müsabaka hakemimiz Edirne bölgesi hakemlerimizden Özgür Yankaya… Bu kardeşimiz geleceği olan hakem kardeşimiz ama maalesef kitapçı bir hakem. Kitapçı olduğundan dolayı da oyunu okuyamadı.
MUSTAFA HOCA NECİP’İ KAMPA GÖTÜRMÜYORDU
Bir de Necip’ten bahsetmek isterim. Mustafa Denizli’yi, bakıyorum şimdi yayıncı kuruluşta çıkıyor, ‘Necip’i ben çıkardım’ Yok be… Nerede sen çıkardın? Yalancı… Yalancı Mustafa Denizli… Nerede sen çıkardın? Gırtlağına basarak zorla kampa gönderdik Necip’i. Necip’i sezon başı kampa bile götürmedi Mustafa Denizli. Erkut’u aldı Necip’i alıp götürmedi. Onun için Orhan’ın gitmesine hakikaten çok üzüldüm. Bakın defansa adam arıyoruz biz, Sezer gitti, Ümit Milli takım oyuncumuz. Rize’de. Çok üzülüyorum bizim aslında Necip gibi aşağıdaki bu çocuklarımız hakikaten her şeyleriyle dört dörtlük oyuncular… Aşağıdan o kadar güzel çocuklar geliyor ki. Ama yeter ki bunlara sahip çıkılsın. Ben Schuster’in sahip çıkacağına inanıyorum.
Didem TUTAL

KARTAL PENALTIYLA HAYATA DÖNDÜ 1-1
Beşiktaş ve Fenerbahçe yenişemedi… Spor Toto Süper Lig’in 5. haftasında Kadıköy’de oynanan derbi 1-1 eşitlikle sona erdi. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden TFF eski başkanlarından Halim Çorbalı için yapılan 1 dakikalık saygı duruşunun ardından Kadıköy’deki müthiş derbi siyah-beyazlıların vuruşuyla başladı. Kanatlardan rakip kaleye yüklenen siyah-beyazlılar ilk dakikalarda tehlikeli olmaya başladı. İsmail Köybaşı’nın yakaladığı bir pozisyonda Quaresma’nın topu direkten dönse de hakem bu pozisyonu ofsayt olarak değerlendirdi. Orta alanda topu daha çok ayağında tutan taraf olan Beşiktaş, topu kaybettiği anlarda yaptığı baskıyla Fenerbahçe’nin oyun kurmasını engelleyerek kaleyi tehlikelerden uzak tutmaya çalıştı. Ancak hiç beklenmedik bir anda Sarı-Lacivertliler golü buldu. Fenerbahçe 26. dakikada Niang ile 1-0 öne geçti. Golden sonra baskısını yitiren Beşiktaş’ta sakatlık geçiren Ekrem Dağ, 28. dakikada yerini İbrahim Üzülmez’e bıraktı. 38. dakikada sağdan gelen ortayı uzaklaştırmak için oluşan pozisyonda İbrahim Üzülmez ile kaleci Hakan Arıkan çarpıştı. Başına darbe alan Hakan, oyuna devam edemeyerek 40. dakikada yerini Cenk Gönen’e bırakırken, Beşiktaş üç oyuncu değişikliği hakkının ikisini ilk yarıda mecburen kullanmış oldu. Buna göre ilk yarı 1-0 ev sahibi ekibin üstünlüğü ile sona erdi. İkinci yarıya baskılı başlayan siyah-beyazlılar, Quaresma’nın düzenlediği ataklarla sonuca gitmeye çalıştı. Beklenen gol 86. dakikada geldi. Volkan’ın ceza sahası içinde Bobo’yu düşürmesiyle Beşiktaş’ın kazandığı penaltıyı Guti, gole çevirerek skoru eşitledi. Ve maç bu skorla sonlandı.

ANTALYA’YI ZAR ZOR GEÇTİ
Beşiktaş, Süper Lig’te galibiyite elde etti. Siyah Beyazlı ekip, Spor Toto Süper Ligi 6. haftasında Antalyaspor’u 2-1 mağlup etti. Beşiktaş’ın gollerini 55. ve 90. dakikalarda Bobo attı.
Beşiktaş baskılı oyunuyla dikkat çekti, ilk dakikalardan itibaren baskılı oyunuyla rakip ceza sahasında yaklaşamadı. 17. dakikada Quaresma’nın ceza sahasından sert şutunda meşin yuvarlak yan direkten döndü. MP Antalyasporlu oyuncular Quaresma’yı durdurabilmek için birçok kez faule başvurdu. Karşılaşmanın ilk yarısı 0-0’lık bir beraberlikle tamamlandı.
İkinci devreye de iyi başlayan Kara Kartal, 55. dakikada Ernst’in müthiş pasında Bobo’nun golüyle 1-0 öne geçti. Golden sonra ataklarıyla Antalyaspor kalesinde üst üste pozisyonlar bulan siyah-beyazlılar, ikinci golü bulamadı. 68. dakikada ise Tita, Beşiktaş savunmasının hatasını değerlendirdi ve 1-1’lik eşitliği sağlayan golü kaydetti. 77. dakikada Aurelio’nun yerine Nobre oyuna dahil oldu. 87. dakikada ise Holosko, Tabata’nın yerine oyuna girdi. 90. dakikada Bobo, ceza sahasında güzel vurdu ve ikinci kez MP Antalyaspor ağlarını havalandırdı ve skor 2 – 1 oldu. Bobo, uzatma dakikalarının 4.cüsünde yerini Onur Bayramoğlu’na bıraktı.
Karşılaşmada başka gol olmayınca mücadeleden 2-1 galip ayrılan Beşiktaş, 6. hafta sonunda puanını 13’e yükseltti.

ALMAN PANZERİ
biyonik adam çıktı!
Alman panzeri Ernst istikrar abidesi. Siyah Beyazlı ekipte rotasyondan etkilenmemiş tek oyuncu olarak Ernst gösteriliyor ve neredeyse tüm maçlarda kadroda 90 dakika boyunca gösterdiği mücadele ile alkışları topluyor. Biyonik adam olarak namlanan Ernst’in başarılı performansı ile ilgili Beşiktaş Teknik Direktörü Schuster’in açıklamaları da oldukça ilginç. Antalya maçındaki iki asistle göz dolduran Ernst, Guti’ye de espriyle karışık övgüler yağdırdı. Ernst, “O pasları atmayı Guti’den öğrendim” dedi ve “Nasıldım hocam. Gelecek var mı bende” diye takıldı. Maç sonrası bu sohbette kahkahalara boğulan tecrübeli yıldız Guti ise, eliyle ‘Müthiş’ işareti yaparak takım arkadaşını kutladı.
Schuster’in yorumu da oldukça ilginçti. Alman teknik adam vatandaşı için ‘Fabian tipik bir Alman, öyle bir ciğeri var ki, sanki hiç benzini bitmeyecekmiş gibi oynuyor” dedi. Benzini hiç bitmiyor benzetmesine Alman oyuncu da yanıt vermekte gecikmediği görülüyor. Ernst’e Schuster’in açıklaması hatırlatıldığında verdiği yanıtıyla neşesini de ortaya koyuyor ve Ernst, ‘Süper mi ve dizel mi’ diye espri yapıyor. Neşeli olması da doğal çünkü bu sezon 13 resmi maçta da forma giyen tek futbolcu olan Ernst, sakatlık ve cezalara da adeta meydan okuyor. Son maçlara bakıldığında CSKA Sofya maçında gol atarken Antalyaspor karşısında da yaptığı 2 asistle maçı çeviren isimdi.
“İyiki doğdun Q7”
Quaresma yeni yaşına arkadaşlarıyla birlikte girdi. 27 yaşına basan Portekizli yıldız oyuncu Quaresma’ya sürpriz bir doğum günü kutlaması yapıldı.
Beşiktaş Teknik Direktörü Bernhard Schuster’in Siyah Beyazlı takıma ve teknik personele verdiği yemekte Quaresma’nın da doğum günü kutlandı. 1983 doğumlu Quaresma, hiç beklemediği bu sürprizle karşılaştı ve sevilen oyuncu bir hayli şaşırdı. Yemek sonrasında getirilen doğum günü pastasını gören Quaresma, duygusal anlar yaşadı. 27. yaş gününü takım arkadaşlarıyla birlikte kutlayan Quaresma, bu sürpriz nedeniyle teşekkür etti.