SAYI 228

REFERANDUM SONRASI GÖRÜŞLER
Beşiktaş Medya Grup referandum öncesi yaptığı gibi referandum sonrasında da sahaya indi ve kentliye görüşlerini sordu. Türkiye genelinde “Evet” tercihinin çıkması ile birlikte nelerin değişebileceğini masaya yatırdı. “Hayır” tercihi yapan Beşiktaşlılar ortaya çıkan tabloya saygı göstermek gerektiğini belirterek görüş ve düşüncelerini kamuoyuyla paylaştı.
GAYRETTEPE MAHALLESİ
YERLİ YERİNE OTURUR
BENİM tahminim ‘hayır’ oylarının daha yüksek çıkacağı yönünde idi. Bundan sonra iktidar değiştiğinde herşeyin yerli yerine oturacağını düşünüyorum. Ahmet İçen.

KATKI SAĞLAYAN DA VAR
ANAYASA değişikliğini istemedim çünkü baştakiler sonrasını düşünüyor ve kendini güvence altına almaya çalışıyor. MHP hayır dediği için ben de ‘hayır’ oyu kullandım. Yasa memur ve engelli vatandaşlara katkı sağlıyor en azından bu olumlu diyorum. Bakalım ne olacak. Hüseyin Türk.
ETİLER MAHALLESİ
UZLAŞAMADILAR
ASLINDA sorun şuydu siyasiler neden kendi aralarında uzlaşamadılarda bunu vatandaşa sorma gereği duydular. Halka sorulmadan meclisten geçebilirdi oylama ama sonuçta halka soruldu. Halka sorulunca CHP ve MHP bunu güven oylaması olarak halka yansıttı. Bu oran halkın AK Parti’ye güvenini gösteriyor. CHP ve MHP’de nerede hata yaptık diye düşünülmeli. Beşiktaş’ta hayır çıktı bu toplumun eğitimli kişilerinin halktan koptuğunu gösteriyor bence. Gelecek seçimlerde AK Parti yüzde 40 üzeri oy alabilir. İsim vermiyor.

SONUÇ NORMAL
BEŞİKTAŞ’TA hayır çıkmasını bekliyordum. CHP’nin de bu sonuçta katkısı var. Bundan sonra ne olacak göreceğiz. Umarım hayırlı olur. Abdullah Seviş
YILDIZ
MAHALLESİ
İÇ AÇICI DEĞİL
BEŞİKTAŞ ilçemiz oyunu ‘hayır’ olarak kullandı ve ben bundan sonrasının hayırlı olacağını sanmıyorum. Kırsal kesimlerden alınan oy çoğunlukla ‘evet’ çıktı. Bundan sonrası ülke için pek iç açıcı gözükmüyor. Bekleyip görmek lazım. Orhan Şimşek.
GELECEK PARLAK
REFERANDUM değil de gelecekten söz edersek ben ülkemizin durumu iyi görüyorum. Bence geleceği parlak gibi ülkemizin, ama sonuçtan ne çıkar, ne çıkmaz bu konuda bir bilgim yok. Önemli olan bundan sonra yapılacaklar. Kübra Yıldız.

VARSA YOKSA BARIŞ!..
Dünya Barış Günü 1 Eylül’de Beşiktaş Belediyesi’nin öncülüğünde Beşiktaşlıların yoğun katılımıyla tüm mahallerde coşkuyla kutlandı. Özellikle Ortaköy Meydanı Dünya Barış Günü kutlamaları nedeniyle adeta gelin gibi süslendi. Gerek karadan gerekse denizden yapılan etkinliklere vatandaşların ilgisi büyüktü. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın yanı sıra Dünya Barış Günü kutlamalarına Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel ve tüm din adamları da katılarak katkı verdi. Programda, Dünya Barış Günün nedeniyle yapılan konuşmaların ardından semazen gösterisi Beşiktaş kentlisini adeta büyüledi. Gerçekleştirilen törende Barış Günü anlam ve önemine değinerek katılımcıların yer aldığı platformdan beyaz güvercinler uçuruldu. Her yıl 1 Eylül’de kutlanan Dünya Barış Günü’nün anlamı ve amacı şöyle:
“İkinci Dünya Savaşı diye bilinen İkinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya’yı işgaliyle başladı. Ardında 52 milyon ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı. Mayıs 1945’de son buldu. İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi.”
ERLANGEN PARKI
Beşiktaş ilçesinin kardeş şehri Almanya’nın Erlangen Belediyesi’nin ismi Levent’te bir parkta yaşıyor. Geçtiğimiz dönemde Almanya’da kentin en güzel meydanına Beşiktaş adını vermişti. Erlangen Belediye Başkanı Siegfried Balleis ile Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın açılışını birlikte yaptığı Beşiktaş Meydanı’ndaki resmi törene, Nürnberg Başkonsolosu Ece Öztürk Çil, Beşiktaş Kaymakamı Saadettin Yücel ile çok sayıda Alman ve Türk vatandaş katılmıştı. Ardından Beşiktaş Belediyesi, kardeş şehir Erlangen için ‘Erlangen Parkı’ açılışını geçtiğimiz haftalarda Levent’te gerçekleştirdi. Böylelikle, Levent Çamlık Otoparkı’nın yanında ki alanda Erlangen ismi yaşatılmış olacak. Etkinliğe, Beşiktaş Belediyesi İsmail Ünal, Erlangen Belediye Başkanı Siegfried Balleis, Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel ve çok sayıda Beşiktaş kentlisi katıldı. Parkın açılışında kurdeleyi iki belediye başkanı birlikte keserek açılışı gerçekleştirirken ardından da folklor gösterisi sunuldu. Erlangen Parkı’nda da minik fideler hayat buldu. Açılışı yapılan parkta Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel ve Erlangen Belediye Başkanı Siegfried Balleis parkta fidan dikimini gerçekleştirdi.
BÖYLE COŞKU GÖRÜLMEDİ
Beşiktaş’ta 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkuyla kutlandı.
İstanbul’un çağdaş ve aydınlık yüzü Beşiktaş’ta, 30 Ağustos Zafer Bayramı her yıl olduğu gibi yine coşku içinde kutlandı.
Bayram günü, sabah saatlerinde Beşiktaş Meydanı’nda düzenlenen törenle kutlamalar başladı. Zafer Bayramı kutlamaları saat 19:00’da Beşiktaş motor iskelesinden kalkan teknelerle gerçekleştirilen Boğaz gezisiyle devam etti.
Bayramın bu yıl da Ramazan’a denk gelmesi nedeniyle, kutlamalar kapsamında teknelerde iftar yemeği verilirken, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da geziye katılarak vatandaşlarla iftar yemeğinde buluştu. Kutlamaların son durağı ise Beşiktaş Meydanı’nda gerçekleştirilen sevilen Türk Pop Müzik sanatçısı Yaşar’ın konseri oldu. Sevilen sanatçı Yaşar, yaklaşık 2 saat süren konserde Beşiktaş Meydanı’nı dolduran binlerce kentliye müzik ziyafeti yaşattı.

AFET HALİNDE ACİL TOPLANILACAK YERLER
Beşiktaş Belediyesi Afet Yönetim Merkezi, olası bir afet sonrası için yerleşim planı hazırlayarak, Beşiktaş’taki her mahalle için afet toplanma alanı belirledi… Toplam 23 mahalle için ayrı ayrı toplanma alanlarının oluşturulduğu duyuruldu.
Bu mahallelerden bir tanesi de Levazım Mahallesi’ydi. 1989 yılına kadar Nisbetiye Mahallesi sınırlarında bulunan Levazım Mahallesi sınırları içerisine alınmış 15 Nisan 1993 tarihinde nüfus hareketlerinin yoğunluğu nedeniyle Levazım Mahallesi olarak başlıbaşına mahalle oldu. İlk yerleşimi zamanlarında askeri atış alanı olan mahalle, şimdilerde 6000 civarında nüfusuyla modern binaların yer aldığı bir yerleşim yeri olarak tanımlanıyor. Mahalle 43 sokak, 440 bina, 2331 haneye sahip.
Beşiktaş Belediyesi’nden, olası bir afet durumunda toplanma alanları şöyle açıklanıyor: “5442 m2’lik alanıyla Eren Sokak, Çiçek Sokak, Akar Sokak sakinleri Kor. Gen. Faruk Güventürk Parkı (Levazım Muhtarlığı Yanı)’nda toplanabilecekler.”
88695 m2’lik alanıyla Ortaköy Vadisi Kentsel Park alanında (Birkent Sitesi arkası) ise şu sokaklar yer alıyor: “Ambarlıdere Sokak – Ortaköy Vadisi Kentsel Park Alanı Birkent Sitesi Arkası, Koru Sokak – Ortaköy Vadisi Kentsel Park Alanı Aydın Sitesi Arkası, Birlik Sokak – Ortaköy Vadisi Kentsel Park Alanı Birkent Sitesi Arkası, Armağan Sokak – Ortaköy Vadisi Kentsel Park Alanı Aktaş Sitesi Arkası, Aydın Sokak – Ortaköy Vadisi Kentsel Park Alanı Aydın Sitesi Arkası, Yasemin Sokak – Ortaköy Vadisi Kentsel Park Alanı Aydın Sitesi Arkası.”
7300 m2’lik alanındaki yeşil alanda (Varnalı Sokak Yanı) Çayır Sokak, Varnalı Sokak.”
“Güneş Sitesi Askeri Mit Loj. arkasında kalan yeşil alanıyla; Kardelen Sokak, Şehit Korhan Zağralı Sokak.”
3148 m2’lik alanıyla Koru Sitesi yeşil alanında, Işık Sokak sakinleri olası bir afet durumunda toplanabilecekler.
SİNEMANIN KEYFİ BAŞKA
Beşiktaş Belediyesi Park Buluşmaları etkinliği yaza damgasını vurdu. Eylül ayında da yine Beşiktaş kentlisini sanatla buluşturan etkinlikte, sinema gösterimleri büyük ilgi gördü. Beşiktaş Belediyesi’nin 2007 yılından bu yana devam eden etkinliği Park Buluşmaları zengin programı ile Beşiktaşlılara keyifli yaz akşamları yaşatmıştı ve eylül ayı başında da etkinlikler devam etti. Konsept olarak Beşiktaşlıların büyük ilgisiyle devam eden Park Buluşmaları, gerçekleştiği süre içinde açık havada film gösterimleri, konserler, tek kişilik gösteriler, söyleşiler düzenledi ve sevilen sanatçılar izleyicilerle buluştu. Eylül ayının başında Arnavutköy Parkı’nda Neşeli Çocuklar adlı kabare Beşiktaş Kentlileriyle buluştu. Ertesi gün aynı parkta bu kez konser Beşiktaşlılarlaydı. Grup İttihaki verdiği konserle Beşiktaşlıları coşturdu. Park Buluşmalarının son günü ise Arnavutköy Parkı’nda yine kabare izleyicileri mest etti. Organizasyonun son günü Neşeli Çocuklar Kabaresi Beşiktaş kentlisiyle buluştu.

HER GÜN YENİ BİR ŞOV YENİ BİR KONSERi VAR
Kuruçeşme Arena’da durmak yok… Sohbahara girdiğimiz şu haftalarda yine hız kesmeden sanatseverler için müzik diyor… Aralıksız müzik keyfi devam ediyor. Eylül ayında sanatseverler sevdikleri sanatçılarla Boğaz’ın incisi Kuruçeşme Arena’da buluşmaya devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi’nin açık hava platformu Kuruçeşme Arena’da sahne alan isimler yine dopdoplu sahne performanslarıyla sevenlerini coşturacak… Eylül ayında birbirinden değişik sanatçılar sahneye çıkıyor. Zülfü Livaneli, Zerrin Özer, Bülent Ortaçgil, Zuhal Olcay ve Ozzy Osbourne Kuruçeşme Arena’da sahne alacak. Ve yine Kuruçeşme Arena’da etkinlikler, konserler hız kesmiyor ve Eylül ayında da yine dopdolu programlar sizleri sanatseverleri bekliyor. Yerli yabancı bir çok dünya yıldızının sahne aldığı Boğaz’ın eşsiz manzarası eşliğinde hayranlarını coşturduğu Kuruçeşme Arena’da Eylül ayındaki programında neler var derseniz, yerli yabancı ünlüler sanatseverleri karşılıyor olacak. 18 Eylül’de Zülfü Livaneli sevenleriyle Kuruçeşme’de buluşacak. Konserin tanıtım yazısında ise şu detaylar yer alıyor: “Barışa ve kardeşliğe adanmış şarkıları yıllardır güçlü sesiyle yorumlayan Zülfü Livaneli, 18 Eylül Cumartesi akşamı Boğaz kıyısında olacak. Livaneli Boğaz’ın ışıkları altında dinleyicilerinin yüreklerine umut aşılayacak.”
23 Eylül’de Zerrin Özer, hayranlarıyla buluşuyor. Kuruçeşme Arena’nın sahnesi, Türk Pop Müziği’nin güçlü seslerinden Zerrin Özer’in muhteşem konserine hazırlanıyor. Zerrin Özer, 23 Eylül Perşembe akşamı, İstanbul’lularla muhteşem ve yepyeni bir performansla buluşacak.
70 kişilik dev senfonik orkestrası eşliğinde, bambaşka sahne performansı, çok özel konukları, bomba gibi sürprizleriyle Zerrin Özer Kuruçeşme Arena sahnesinden İstanbul Boğazını ve bütün İstanbul’u adeta yerinden oynatacak. Ve gecenin sürprizi de var… Eurovision şarkısı “Fire” ilk kez Kuruçeşme Arena’dan Türkiye’ye ulaşacak! Türk Pop Müziği’nin en güçlü sesi Zerrin Özer, Eurovision’da Türkiye’ye 2’nci kez 1’inciliği getirmek için hazırlanan “Fire”ı ilk kez Beşiktaş’ta Kuruçeşme’de söyleyecek.
24 Eylül Cuma akşamı Boğaz kıyısında iki büyülü ses sahnede olacak. Gecede, Bülent Ortaçgil ve Zuhal Olcay sevilen şarkıları seslendirecek. İkili; Bas Gitar’da Gürol Ağırbaş, Davul Cem Aksel, Perküsyon Birol Ağırbaş ve Tuşlu çalgılar’da Baki Duyarlar’ın yer aldığı orkestra ile dinleyicilerine Boğaz’da romantik bir geceye imza atacak. Zuhal Olcay ve Bülent Ortaçgil’e sahnede dört kişilik yaylı grubu da eşlik edecek.
25 Eylül’de Sertab Erener, Beşiktaş göbeğinde Kuruçeşme Arena’da boğazı adeta renklendirecek. Yeni albümü “Rengarenk” ile 2010 yazının hit parçalarına imza atan Sertab Erener, Koparılan Çiçekler Bu Böyle, Aşk, Lal, Yanarım, Rengarenk ve eski albümlerinden oluşacak repertuarı ile Kuruçeşme Arena sahnesinde olacak.
Bir diğer büyüleyici gecede ise Ozzy Osbourne yer alıyor. 30 Eylül’deki program, Kuruçeşme Arena’da saat: 21.00’de sanatseverler ile buluşacak. Ozzy Osbourne ile ilgili yapılan duyuru ise şöyle:
“Her biri hit olmuş şarkılar, liste başı albümler, Ozzyfest ile desteklediği sayısız müzik grubu, nefes kesen performanslar ve 50 yıla uzanan bir müzik geçmişi ile Ozzy Osbourne yaşayan bir efsane!
1948 yılında İngiltere’nin Birmingham kentinde doğan ve gerçek adı John Osbourne olan “Ozzy”, heavy metal ve rock dünyasının en köklü gruplarından biri olan Black Sabbath ile birlikte yaptığı çalışmalarla profesyonel müzik kariyerine başladı ve sonrasında solo kariyeri boyunca da milyonlarca albüm sattı.”
Ozzy Osbourne’un konser öncesinde ve Temmuz ayında Sony Music etiketiyle yayınlanan 10. stüdyo albümünün adı ise “Scream” ile sanatçı, konserde hem bu yeni albümünden hem de eski albümlerinden şarkılar söyleyecek.

BEŞİKTAŞ KENTLİSİNE “RESİM” PROGRAMI…
Beşiktaş Belediyesi’nin, Halk Eğitim Merkezi ile ortaklaşa tüm Beşiktaş Kentlilerine ücretsiz olarak el emeği değerlendirme ve meslek edindirme kursları sunuyor. Yabancı dilden yağlıboya resime, bilgisayardan takı tasarımına kadar pek çok farklı alanda kendinizi yetiştirmek, geliştirmek, bu kursun sonunda kendinize yeni bir mesleki beceri edinmek mümkün. Kurs programını başarı ile tamamlayan katılımcılara, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı eğitim sertifikaları veriliyor. Bu programlar arasında yine en çok ilgi gören alanlardan bir tanesi de Resim kursu olarak tanımlanıyor.
Ücretsiz kurslar arasında başlıklardan bir tanesi olan Resim kursu, Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde kursiyerlerini ağırlıyor.
Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde gerçekleşen kursa geçtiğimiz sezon ilgi oldukça büyüktü. Resim ile ilgili bazı detaylar ise şöyle merak uyandırıyor. Resimde çizgilerin nasıl yapılması gerektiğinden yapılan çizginin neyi vurguladığından resim tekniklerine kadar bir çok detay hakkında bilgi edinme imkanına da erişmiş olacaksınız. Özellikle ebeveynler resim teknikleriyle de bir çok dışa vurum anlamlarını da yakalamış olacaklar. Resim denince yine bu konuda özellikle çocuklar resim ile ilgili psikolojik detayları çizimleriyle dışa yansıtmaları ve bu konulardaki detaylar gerçekten ilgi çekici. İşte bazı başlıklar şöyle:
“Ailede iletişim kopukluğu ,aileyi konu alan resimlerde açıkça görülmektedir. Resimde aile üyelerinin birinin veya birkaçının eksikliği.. Aile fertlerini çizmeyi reddetmesi,ebeveyn figürlerinin olmaması parçalanmış aileyi, sevgi eksikliğini, Anne baba ve çocukların arasına nesnelerin yerleştirilmesi, aile bireylerinin arasına köprü, gökdelen evler,yol, ırmak ,ağaçların gibi çizilmesi, iletişim problemlerinin bir göstergesi olarak kabul edilebilinir.
Anne babanın çok büyük çocuğun çok küçük veya anne babadan birinin büyük diğerinin küçük çizilmiş olması ailede baskıyı aile fertleri arasında problemin olduğunu baskıcı ve otoriter tutumu, anne babanın çok abartılı çizimi onlara duyulan hayranlığı da temsil edebilir.
Resimde küçük kardeşin anne babanın elinden tutuyor olması ve diğer çocuğun çok uzaklarda çizilmesi veya hiç çizilmemiş olması, sevgi yoksunluğunu, kardeş kıskançlığını, kendisini yok saydığını, iç çatışmaların bir göstergesi olabileceği düşünebilinir.”
EĞİTİM YARDIMI
Beşiktaş Belediyesi devam eden projeleri arasında eğitim yardımlarının bu yıl da sürdürdüğünü duyurdu. Buna göre ilk olarak Beşiktaş Belediyesi, okul kıyafeti yardımından faydalanmak isteyenler için detaylar hakkında bilgilendirme yapıyor. Beşiktaş Belediyesi 2010-2011 eğitim döneminde, ihtiyaç sahibi öğrencileri desteklemek için okul kıyafeti yardımı ile ilgili Beşiktaş Belediyesi yetkilileri şunları aktardı:
“Başvurular, Beşiktaş Belediyesi Levent Hizmet Merkezi’nin 4. katında yer alan Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne yapılacaktır. Başvuru için gereken belgeler: ‘Kimlik Fotokopisi ( Velinin), Öğrenci Belgesi, Ailenin gelir durumunu gösteren belge.”
Öte yandan başvuruların 31 Ağustos 2010 tarihinde başladığı eğitim yardımı ile ilgili verilen bilgiler de şöyle:
“Beşiktaş Belediyesi, Beşiktaş’ta ailesi veya kendisi ikamet etmekte olan başarılı ve ihtiyaç sahibi öğrencileri desteklemek ve teşvik etmek için eğitim yardımlarına 2010–2011 eğitim ve öğretim yılında da devam ediyor. Son Başvuru Tarihi ise 17 Eylül 2010. Başvuru Yeri: Beşiktaş Belediyesi Levent Hizmet Merkezi. Başvuru için gerekli belgeler ise şöyle; Nüfus Cüzdanı Fotokopisi, Gelir Durum Belgesi, Karne Fotokopisi, Öğrenci Belgesi.”

AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ-6
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi, sanatseverleri tiyatro oyunlarıyla mest etti. Tüm sezon boyunca birbirinden farklı oyunlarla adeta Akatlar, tiyatroseverlerin vazgeçilmezi oldu. Akatlar Kültür Merkezi’nde sevilen tiyatro toplulukları 7’den 77’ye herkesi kendine bağlamayı başardı. Minikler de bundan nasibini aldı. Çocuk tiyatrolarının kesişme noktası olan Akatlar Kültür Merkezi’nde yeni sezonda da ilginç oyunlar tiyatroseverleri bekliyor olacak. Birbirinden güzel oyunlarla dolu bir sezon daha sanatla tamamlanmış oldu. Bahar döneminde de yine adından söz ettirdi ve Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi, birbirinden seçkin konukları da ağırladı.
Uğur Uludağ’ın sevilen oyunu ‘Sen olmasaydın’ büyük ilgi gördü. Oyunun konusu şöyle aktarılıyor: “Birbirlerini ve ilişkilerini farklı koşullarda sınayan, arada bir ateşkes, arada bir esaret, arada bir ihanet, arada bir çırpınışın yaşandığı bir ilişkiyi; “Erkekler bizi ne zaman anlayacak?”, “Kadınları anlamak imkansız!” söylemleriyle; bol kahkahayla anlatmış Uğur Uludağ. Biz olmak için ben olmaktan vazgeçenlerin hikayesi…”
Farklı bir proje daha Akatlar Kültür Merkezi’nde hayat buldu. Semaver Kumpanya’nın gerçekleştirmiş olduğu etkinlikte, seyirciler yapımı ilginç ve çarpıcı buldular. Semaver Kumpanya 2005-2006 sezonunda Irvine Welsh’in aynı adlı kült romanından Harry Gibson tarafından uyarlanarak İngiltere’de sahnelenen, ardından Richard McCarthy ve Olivier Peyon tarafından fransızcaya çevrilen “Trainspotting” adlı oyunu Ani Haddeler Pekman’ın çevirmenliğinde dilimize kazandırmış oldu. Konusu ise şöyle tanımlanıyor: “Danny Boyle’un 1996 yapımı sinema uyarlaması ile bütün dünyada ün kazanan “Trainspotting”, eroin bağımlılarının yaşamın ve ölümün kıyısındaki hayatlarını anlatan yürek burkan bir öykü…”, “Trainspotting”i Işıl Kasapoğlu sahneliyor. Oyunda Semaver Kumpanya’ya Çıplak Ayaklar Kumpanyası danslarıyla, Nehir Çinkaya da sahnede canlı olarak çalıştığı resimleriyle eşlik ediyor. Oyunun müzikleri de Baba Zula tarafından gerçekleştirildi.
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde Mart ayında yine birbirinden güzel oyunlar sanatseverlerleydi. W. Gordon Smith’in Van Gogh adlı eseri sahnelendi. Ülkü Tamer’in çevirdiği oyunda Hakan Gerçek yönetti ve oynadı. Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde seyirciyle buluşan oyunla ilgili detaylar ise şöyle: “Oynayan-yöneten: Hakan Gerçek. Sahne tasarımı: Nurullan Tuncer. Işık tasarımı: Cem Yılmazer. Kostüm-aksesuar: Aslı Ataseven. Video tasarımı: Doğuş Bitecik. Müzik: Aria. Vokal: Oya Küçümen. Yönetmen Yardımcısı: Müge Toygartepe. Asistan: Nur Dilara Gül.”
Oyunla ilgili Hakan Gerçek’in oynadığı ve yönettiği oyunla ilgili ise yaptığı açıklama şöyle: “Yaratılan renkler, çizgiler. İnsan doğasının neler yaratabileceğinin kanıtı.. Hissettiklerini kağıda aktarma yeteneği. Bu yeteneğin çok çalışarak geliştirilmesi… Hiçbir karşılık beklemeden çalışmak. Sadece sevmek, merak etmek. Bu yolculukta çekilen acılar, hüzünler, çatışmalar. Yaratılan yüzlerce eserin karşılığını görememek ve acılı yaşamın ardından acılı bir son…Ama tüm bunlardan duyulan o rengarenk haz…Van Gogh… Sevmek ve çalışmak üzerine kurulu bir hayat hikayesi.. Bir portre…” Van Gogh Postacı Roulin’in portresini yaptıktan sonra “onun hakkında ne düşündüğümü aktarmak istedim” diyor… Ben de bu müthiş ressamı sahneye taşıyorum ve soruyorum: “Onun hakkında ne düşündüğümü aktarmak istedim. Bilmiyorum, bilemiyorum başarabildim mi?” diye de ekliyor.
Değişik konsepte küçükten büyüğe herkesin beğenise hitap eden oyunlar, Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde sanatseverler ile buluştu. Bunlardan bir tanesi de güldürü politik oyun olarak bilinen Kirli Çıkı’ydı. Bahar zamanında gerçekleşen oyun, Tiyatro Martı tarafından sahneye konuldu. Oyunun konusu şöyle aktarılıyor:
“Birinci perdede Viyana kapılarında bozguna uğramış Osmanlı’da yeni sadrazam olarak başa Hayret Ağa gelmiştir. Fransızlar’a tanıdığı ayrıcalıklar, ipekçi esnafının çökmesine neden olur. Gün gelir onun kavuğunu devirirler. İkinci perde de ise günümüz Cumhuriyeti’nde halkın içindeyiz. Satılığa çıkarılmış aşklar, bastırılmış mahallenin sözüm ona baskısı, evlilik hesaplarını tutturamayanlar, kadri bilinmeyen Kadriyeler, Beyoğlu’nda gezenler, bir işçi ailesinden trajikomik düşler ve tabiki tekel direnişi ile oyunumuz biter.”
Akatlar Kültür Merkezi’ndeki bir diğer oyun da Uygur Tiyatrosu’ndandı… Bu dünya hepimizin adlı çocuk oyunu ile seyircisiyle buluşan ekip, Mart ayı boyunca bir çok günde sahne aldı. Mart ayının ilk haftasında başlayan oyun telaşı, hafta sonları olmak üzere her hafta 28 Mart ‘a kadar devam etti. Oyunla ilgili şunlar söyleniyor: “Bu dünyayı çocuklarımız bize emanet etti. Peki, biz gönül rahatlığıyla “emanete hıyanet etmedik” diyebiliyor muyuz? Çocuklarımızın da kendi çocukları tarafından “hıyanet etmekle” suçlanmaması için; onları uyarmalı, bilgilendirmeli ve bilinçlendirmeliyiz. Tiyatro bu iş için etkili araçlardan biri. Çünkü onlara “parmak sallayarak” değil; göstererek, eğlendirerek, düşünmelerini sağlayarak ulaşmanın en kolay yolu. Birileri; iyi ve yaşanası bir dünya için bir şeyler yapmalı. Biz bunun için en iyi bildiğimiz şeyi, tiyatroyu seçtik. Çocuklarımızın yüzüne daha rahat bakabilmek için. “İstediğimi yaparım” diyenlere, dünyayı kendi malı gibi görenlere “Bu Dünya Hepimizin” diyebilmek için.”
Akatlar Kültür Merkezi’nde tiyatroseverler çağdaş komedi ile keyifli dakikalar geçirdi. Tiyatro Kedi’den farklı bir oyun Akatlar’daydı… Mart 2008’den bu yana kapalı gişe oynamaya devam eden Moliere’in yazdığı “Kibarlık Budalası”, Reşat Nuri Güntekin’in yazdığı “Çalıkuşu” ve Beaumarchais’in yazdığı “Figaro’nun düğünü” adlı dönem oyunları sahnelemeye devam eden Tiyatro Kedi 2009/2010 tiyatro sezonunda repertuarına çağdaş bir komedi ekledi.
Oyun hakkındaki detaylar şöyle: “Pazar günkü cinayet isimli oyunu Wolfgang Ebert yazdı, Hale Kuntay Türkçe’ye çevirdi. Hakan Altıner ‘in sahneye koyduğu oyunun, Kostüm Tasarımını Sadık Kızılağaç, Dekor Tasarımını Tuba Unat, yapımcılığını ise İpek Kadılar Altıner üstlendi. Oyunun konusu, otuz yıllık karısının izni olmadan radyonun sesini bile açamayan kılıbık bir adam (Haldun Dormen); öldürülen bir telekızın “cinayet zanlısı” olarak aranırsa ne olur?
Oyuncular: Haldun Dormen, Deniz Gökçer, Gazi Şeker, Hilmi Özçelik, Eda Gülten, ve Deniz Türkali.”
Nisan ayının ilk haftasında çocukları büyüleyen oyun, 25 Nisan’da da sahnelendi. Gökkuşağı’nın sihri adlı oyun, Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Salonu’nda oynandı. Saat: 13.00’ta oyun miniklerle buluştu. “Periler Ülkesi ve Dünya’yı ele geçirmek için kendisiyle evlenmek isteyen Albazar’a karşı girdiği mücadele; perilerle işbirliği yaparak Periler Ülkesi’ne doğru maceralarla dolu bir yolculuğa çıkmasını sağlar. Yazan ve Yöneten: Murat Altınok. Müzik Yönetmeni: Emre Önbayraktar.”
Miniklerin yüzü gülmeye devam etti ve bahar aylarının daha ilk haftasında minik tiyatroseverlere merhaba diyen oyun sonrasında da yeniden miniklerle buluşmuş oldu. Periler Ülkesi oyunu, Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’ndeydi.”
Yine tiyatroseverleri esprileriyle kendilerine bağlayan Espri Standartları Enstitüsü Kurumu’ndan sahneye konan ‘Kaygan Zemin’ tiyatroseverleri büyüledi. Eleştirmenlerden de yüksek not alan oyunla ilgili Hıncal Uluç da görüş bildirmişti. Oyunun bazı tanıtım sunumlarında da seyirci yorumları arasında yer alan görüş ise şöyle: “Çarpıcı diyaloglar! Bir espiri bombardımanı!” Oyunla ilgili detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Yazan ve yöneten: Uğur Uludağ.”
Mayıs ayının bir diğer oyunu da ‘Alevli Günler’di… Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday sahnesinde tiyatroseverler ile buluştu ve oyunla ilgili şu detaylar vardı: “Oyunun konusu; Çocukluğundan beri ayrılmamış üç arkadaş, biri mahallenin kasabı, biri muhasebeci, biri de Türk kültürü profesörü olmuş üç kafadar. İçlerinden biri kanser olunca, inançları gereği öldükten sonra yakılmak ister ve farklı olana yaşam hakkı vermeyen düzenle karşı karşıya gelirler. Başvurdukları heryerde başka komediler yaşar, her türden anlaşmazlık ve anlayışsızlıklarla karşılaşır, bize çağdaş bir “Yaşar-yaşamaz” hikayesi sunarlar.”
MUSTAFA KEMAL MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ-6
Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi, dünyaca ünlü sanatçıları ağırladı. Mustafa Kemal Merkezi dopdolu bir yılı daha geride bıraktı. İstanbul Resitallerine damgasını vuran Mustafa Kemal Merkezi’nde dünyaca ünlü birbirinden önemli sanatçılar, müzikseverler ile buluştu. İstanbul Resitalleri kapsamında yer alan seçkin sanatçılardan Alice Sara Ott, Beşiktaş’taydı. Performansı ile eleştirmenlerden tam not alan Alice Sara Ott, Mustafa Kemal Merkezi Atilla İlhan Salonu’nda sanatseverler ile buluştu. Piyanist Alice Sara Ott, 17 Mart’ta Mustafa Kemal Merkezi’nde müzikseverleri karşılamıştı. Genç kızlığından henüz çıkmakta olan Münih doğumlu Alman-Japon Alice Sara Ott Avrupa ve Japonya’nın büyük ve önemli salonlardaki konserleri ile önemli derecede iyi eleştirilerle karşılaşıyor. Henüz daha 13 yaşındayken Hamamatsu yarışmasında “En Büyük İstikbal Vadeden Genç Sanatçı” ibaresi ile selamlanan Ott, Silvio Bengalli yarışmasında birinci olunca müzikseverler ciddi bir genç deha ile karşılaştıklarını anladılar. Solo konserlerinin yanısıra yer aldığı festivaller arasında Heimbach, Zurich Festival, Davos Festival ve Schwetzinger Schlossfestspiele birlikte yer aldığı sanatçılar arasında Lars Vogt, Gustav Rivinius, Tadjana Masurenko ve Peter Sadlo sayılabilir. Alice Sara Ott ayrıca Klavierfestival Ruhr, Schleswig Holstein Music, Mecklenburg Vorpommern ve Brunswig Classix festivallerinde sürekli olarak çalıyor. Alice Sara Ott’un 2009/10 sezonunda, Auditorium du Louvre; Alder Series Berlin; Vienna Konzerthaus; Cincinnati Symphony – Şef Paavo Jarvi; Danish Radio National S. Orchestra – Şef Robin Ticciati; Royal Stockholm Philharmonic – Şef Sakari Oramo; NDR Hamburg – Şef Alan Buribayev; Munich Philharmonic – Şef Thomas Hengelbrock ile programları bahsedilmeye değer aktiviteleri arasında yer alıyor. Program ise şöyleydi: “Mendelssohn, Beethoven, Chopin, Liszt. Mendelssohn (Variations serieuses Op. 54), Beethoven (Ayışığı sonatı), Chopin (Selection of Chopin Walzes, Grande valse brillante Es-Dur op. 18, 3 Valses brillantes op. 34, Grande valse As-Dur op. 42, 3 Valses op. 64, Valse As-Dur op. posth. 69 Nr. 1, Valse h-Moll op. posth. 69 Nr. 2, Valse Ges-Dur op. 70 Nr. 1, Valse f-Moll op. 70 Nr. 2, Valse Des-Dur op. 70 Nr. 3, Valse As-Dur, Valse E-Dur, Valse e-Moll, Valse a-Moll). Liszt (Transandantal Etüd No.9, Ricordanza Andantino As-Dur, Transandantal Etüd No.10, Allegro agitato molto f-Moll.)
Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde Mart ve Nisan aylarında muhteşem programlar yer aldı. Ian Hobson, Mustafa Kemal Merkezi’nde 14 Nisan günü sevenleriyle buluştu. Beşiktaş’tan müzikseverlere unutulmaz saatler yaşatan Ian Hobson, A.B.D. odaklı bir müzisyen. Dünyanın en önemli müzik ortamlarından sık sık geçse de çalışmalarının merkezini Kuzey Amerika oluşturuyor. Ünlü piyano virtüözü, müzisyenliğinin ayrı bir yönü olan orkestra şefliği ile kendi kurduğu Sinfonia da Camera orkestrasıyla opera müziğine, yine kendi kurduğu Zephyr plak şirketi ile klasik müzik yayıncılığına hizmet ediyor. Piyanist, orkestra şefi ve eğitimci olarak dünyanın dört bir köşesinde sürdürdüğü çalışmalar ile ünlenen Ian Hobson, İngiltere`de doğup, müzik eğitimini Royal Academy of Music ve Cambridge üniversitesinde tamamladı. Leeds Uluslararası piyano yarışmasını kazandığı 1981 yılı Hobson için bir dönüm noktası oldu ve yarışmalar, ödüller, resital ve konserler ile dolu geçecek bir büyük yaşamın ilk pırıltısıyla hayatı değişti. Alice Tully Hall, New York Mostly Mozart Festival, Bard Music festivallerine katılımları, başlıcaları arasında Carnegie Hall ve Lincoln Center`ın yer aldığı önemli salonlar Ian Hobson`un parlak kariyerine damgalarını vurdu.
Ian Hobson, dünyanın en büyük ve önemli orkestraları eşliğinde solist olarak sahneye çıkıyor. Hobson`un bugüne kadar yayınlanmış 60 albümü bulunuyor.
Mustafa Kemal Merkezi’nde bir diğer etkinlik de, 12 Mayıs günü Atilla İlhan Salonu’nda gerçekleşti. Piyano’nun büyük hanımefendisi denilen ünlü sanatçı Cristina Ortiz, Beşiktaş’ta hayranlarıyla bir araya geldi. Brezilyalılığının kültürel geleneği çerçevesinde tutkulu ataklığı ve bu özelliklerini sarmalayan duygusallığı, Cristina Ortiz`in müzik üretiminin odak noktasını oluşturuyor. Bundan iki yıl önce İstanbul Resitalleri`nde ilk kez sahneye çıkan Cristina Ortiz, 2010 resitalinde Chopin yılı nedeniyle sadece Chopin`in eserlerine yer verecek ve 2010 Ocak ayında ünlü bestecinin ülkesi Polonya`da vereceği resital programını Mayıs ayında Beşiktaş’ta tekrarlayacak. 25 yılı aşan konser piyanistliği ve albüm kayıtları, Cristina Ortiz`i dünyanın dört bir yanındaki müzikseverlere kopartılamaz bağlar ile bağladı. Ortiz müziğe adadığı yaşamı boyunca sadece konser ve albüm kayıtları ile yetinmeyerek enerjisini oda müziğinin yaygınlaşmasına ve eğitime ayırdı. Beethoven`dan Bernstein`e uzanan çok zengin repertuarının yanısıra daha az bilinen kompozitörlerin eserlerine de dikkat çekmeyi başaran Ortiz`in bu alanda yapmış olduğu Clara Schumann ve Alma Brasileira albümleri özellikle övgüye değer. Cristina Ortiz dünyanın en ünlü şefleri Vladimir Ashkenazy, Neeme Järvi, Mariss Jansons, David Zinman, en saygıdeğer orkestraları Berlin Philharmonic, Cleveland, Chicago Symphony, Vienna Philharmonic, Czech Philharmonic, Philharmonia, Amsterdam’s Concertgebouw ve Philadelphia orkestraları ile çalışmalarını sürdürüyor.
Bugüne kadar 34 albüm kaydetmiş bulunan Cristina Ortiz`in, Brezilya`lı 20. yüzyıl kompozitörlerinin eserlerini seslendirdiği `Le Monde `un Seçimi` ve ‘5 Diapasons’ etiketleri alan son albümü ‘Alma Brasileira’ adını taşıyor. Mayıs ayında gerçekleşen programın detayları şöyleydi: “Saf Chopin, Scherlades Chopin Scherzo 1, op. 20. Chopin Balad 2, op. 38. Chopin Scherzo 3, op. 39. Chopin Balad 4, op. 52. Chopin Balad 1, op. 23. Chopin
Scherzo 2, op. 31. Chopin Balad 3, op. 47. Chopin Scherzo 4, op. 54”
16 Haziran’da Mustafa Kemal Merkezi’nde Amerikan piyanist Simone Dinnerstein MKM Attila İlhan Salonu’nda sanat severler ile buluştu. Simone Dinnerstein ile ilgili detaylar ise şöyleydi:
“Amerikan piyanisti Simone Dinnerstein, Bach’ın Goldberg varyasyonlarını seslendirdiği 2005 Carnegie Hall resitalinin ardından uluslararası çevrelerde büyük bir süratle ün kazandı. Simone Dinnerstein, Kennedy Center, Vienna Konzerthaus, Lincoln Center Mostly Mozart Festivali, Aspen, Ravinia ve Stuttgart Bach festivallerine katılımları, Köln, Paris, Londra, Kopenhag, Bremen, Roma ve Lisbon turneleri, Dresden Philharmonic, Czech Philharmonic, New Jersey Symphony, St. Luke, Absolute Ensemble, Baltimore Symphony, Atlanta Symphony ve Minnesota Orkestraları konserleri ile kendisini takip edenlerin başını döndürüyor. Dinnerstein geçen yıl New York Town Hall’da People’s Symphony dizisi ve Lincoln Center Great Performers dizilerinde çaldı. New York Metropolitan müzesindeki üçüncü konserini ise bu yıl veriyor. New York Philharmonic ile Lincoln Center Avery Fisher Hall’daki ilk konserinin tarihi ise Temmuz 2009. Simone Dinnerstein’ın ilk solo albümü 2007 yılında TELARC tarafından yayınlandı. Bach’ın Goldberg varyasyonlarını seslendirdiği albümü ile Simone, Billboard listesinde hem de daha satışlarının ilk haftasında 1 numaraya yerleşti. New York Times ve Los Angeles Times gazeteleri, New Yorker ve Time Out New York dergileri tarafından“2007’nin En İyileri” listelerinde yayınlandı. Barnes & Noble kitabevi 2007’nin en iyi 5 başlangıcından biri olarak Dinnerstein’ı seçti. Eylül 2008’de bu çok başarılı albüm Diapason d’Or ödülünü kazandı.”

LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ-6
Bir sezon böyle geçti…
Belgesel günleri sanatseverleri kendine bağladı… Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi belgesel sinema gösterimleriyle dolu bir yılı geride bıraktı. Sergilerin seminerlerin dinletilerin de yapıldığı tüm Beşiktaş Belediyesi kültür sanat çatısı altındaki tüm merkezlerde olduğu gibi, Levent Kültür Merkezi’nde de birbirinden güzel akşamlar sanatsal sohbetleriyle renklendi. Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda film gösterimlerinin yanı sıra Belgesel Film gösterimleri de 2010 sezonuna damgasını vurdu. ‘Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit’ akşamlarında film gösterimlerinin ardından filmle ilgili söyleşiler de gerçekleşti. Ve Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi, birbirinden seçkin konukları bir arada ağırladı. Sinema gösterimleri ilgiyle takip edildi.
Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde Şubat ayından bu yana belgesel film gösterimleri de sinemaseverler ile buluştu. Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çayş ve Simit Günleri’nde ilk gösterim, Nazım Hikmet Şarkıları adlı filmdi. Belgesel film gösterimlerinin ikincisi ise, Adakale Sözlerim Çoktur adlı filmdi. Üçüncü gösterim hakkındaki detaylar ise şöyleydi:
“Yarına Bir Harf adlı filmin yönetmeni: Hakan Aytekin.
Gösterim tarihi: 3 Mart Çarşamba Saat: 19:00”
Dördüncü gösterim ise Türk Gibi Başla Alman Gibi Bitir filmiydi. Detayları ise şöyleydi: ‘Yönetmen: Murat Şeker.
Tarih: 10 Mart Çarşamba Saat: 19:00. Konusu ile ilgili detaylar ise şu şekilde aktarılıyor: ‘Film, Almanya’da yaşayan Türkiyelilerin yaşamlarında karşılaştıkları zorlukların yanı sıra, sahip oldukları iki farklı kültürü harmanlayarak sanat ve kültür hayatında nasıl önemli yerlere geldiklerini mercek altına alıyor’
Savaştan Barışa Yeşil Gelibolu adlı film ise belgesel sinema gününlerinin beşincisinde sinemaseverler ile buluştu. Detaylar şöyleydi: “Yönetmen: Selçuk Kızılkayak. Tarih: 17 Mart Çarşamba Saat: 19:00. Filmin konusu ile ilgili şunlar aktarıldı: “1994 yılında Gelibolu Milli Parkı’da yaşanan büyük yangının ardından, bir kişiden binlerce kişiye ulaşan sivil ağaçlandırma hareketinin belgeseli”
Bir diğer gösterim de Katip Çelebi’ydi. Detaylar şöyleydi: “Yönetmen: Tülay Akça. Gösterim tarihi: 24 Mart Çarşamba Saat: 19:00. Konusu ile ilgili şunlar aktarıldı: ‘Prof. Dr. Halil İnalcık Katip Çelebi’yi, “Osmanlı modernleşmesinin öncülerinden” olarak tanımlıyor. Bu şaşırtıcı bilim adamının ilginç hikâyesi, sadece konunun uzmanlarına değil, hakkında hiçbir şey bilmeyenlere de döneminden günümüze dair pek çok şey söylüyor. Bu sebeple belgesel “Katip Çelebi’yi neden tanımalıyız” sorusunu merkezine alıyor ve cevabı aramak üzere çıkılan bu yolculuğa sizi de davet ediyor.”
Belgesel film gecelerinin altıncısı da Akıntıya Karşı Aziz Nesin filmiydi. Sanata verdiği kapsamlı destek çerçevesinde belgesel film yapımcılığının gelişmesine de katkıda bulunan Beşiktaş Belediyesi’nin Belgesel Sinemacılar Birliği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile birlikte düzenlediği, “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” günlerinin dokuzuncusu Levent Kültür Merkezi, Onat Kutlar Sinema Salonunda gerçekleşti. Yönetmenliğini Aylin Eren’in yaptığı “Toroslarda Bir Efsane” adlı filmin gösterildiği etkinliğin söyleşi bölümüne, yönetmen Aylin Eren ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Oktay Ekinci katılmıştı. Nisan ayı içindeki diğer buluşma ise, Yönetmenliğini Rabia Bige Berker’in yaptığı Bizim Köy adlı belgesel film gösterimiyle devam etti. Nisan ayının üçüncü haftasında ve son haftasında yine sinemaseverler birikimlerini genişletti. Yönetmenliğini Rüya Arzu Köksal Kudu’nun yapmış oluduğu “Son Kumsal” adlı gösterim 21 Nisan günü Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda saat: 19.00’de sanatseverler ile buluştu. Bir diğer belgesel sinema gösterimi de yönetmenliğini Mihriban Sezen’in yaptığı ‘Sokağın Sesi’ adlı filmdi… 28 Nisan tarihinde yine aynı saatte Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinemeseverler ile buluştu. Mayıs ayında da yine farklı gösterimler sinemaseverler ile buluştu. 5 Mayıs Çarşamba günü, Onat Kutlar Sinema Salonu’nda saat: 19.00’da Bahriye Kabadayı’nın yönetmenliğini yaptığı, ‘Devrimci Gençlik Köprüsü’ adlı film gösterildi. Mayıs ayının 12’sinde ise Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde yine farklı bir gösterimle “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” günleri devam etti. Savaş Güvezne’nin yönetmenliğini üstlendiği ‘Beşiktaş’ta Tayyare Fabrikası’ adlı belgesel film, Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinemaseverler ile buluştu. Mayıs ayının son günlerinde ve Haziran ayının başında da etkinlikler aralıksız sürdü ve sanatseverleri kucakladı. “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” günleri 15.’si 19 Mayıs 2010 Çarşamba günü gerçekleşmişti. Yönetmenliğini Suha Arın’ın yaptığı “Dolmabahçe ve Atatürk” belgeselinin gösterildiği etkinliğin söyleşi bölümüne, yönetmenin kardeşi Reha Arın ve Hasan Özgen katılmıştı. 26 Mayıs Çarşamba günü ise Onat Kutlar Sinema Salonu’nda ‘Rüzgarlı Bahçe’ filmi sanatseverler ile buluştu. Yönetmenliğini Kurtuluş Özgen’in yaptı.
Haziran ayında da belgesel film gösterimi gerçekleşti. Yönetmenliğini Hasan Özgen’in yaptığı ‘Gidenler Gelenler Kalanlar’ adlı film, Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinemaseverler ile buluştu. Etkinliğin söyleşi bölümüne, Yönetmen Hasan Özgen ve Hikmet Altınkaynak katıldı. Bu gösterimle birlikte “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliği yaz tatiline girmiş oldu. Belgesel severler Ekim 2010’dan itibaren yeni belgeselleri yine her Çarşamba saat 19:00’da Levent Kültür Merkezi’nde izleme şansına sahip olacak.

ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ-6
Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi dopdolu bir yılı daha geride bıraktı. Sergilerin yapıldığı oyunların sahnelendiği merkezde, sevilen tiyatro toplulukları sanatseverleri bir araya getirdi. Şubat ayından bu yana birbirinden güzel oyunlar tiyatroseverleri karşıladı. Ortaköy Kültür Merkezi’nde tiyatro oyunu denince yelpaze genişti. Tiradı da bünyesine alan merkezde minikler de unutulmadı. Miniklerin gözde oyunlarından biri yine Ortaköy Kültür Merkezi’ndeydi ve oyunun ismi Sevimli Dinazor’du. Sevimli Dinazor isimli oyunuyla Tiyatro Alkış minik tiyatroseverlerin karşısındaydı. Şubat ayının son iki gününde miniklerin neşesi oldukça yerindeydi. Ebeveynleriyle neşeli saatler geçiren minikler, Sevimli Dinazor’un hikayesine tanık oldular. Oktay Şenol’un yazıp yönettiği oyunun konusu şöyleydi: “7-8 yaşlarındaki Cem yeni taşındıkları evin bahçesinde dolaşırken, büyük bir yumurta bulur. O yumurtadan dinozor yavrusu çıkar. Cem ile Dinozor arkadaş olurlar. Cem Dinozoru evine götürecekken, bir bilim kurumundan yumurtayı çalan kötü profesör Somurtuk peşlerine düşer. Cem uzun bir uğraşıdan sonra Annesini ikna eder. Artık Dinozor, Cem’in arkadaşı ve evin bir parçası olmuştur. Bir gün komşunun kızı Zeynep ile tanışırve Zeynep yanlışlıkla bir olay sonucu evdeki dinozoru öğrenir. Bunu kimseye söylemez ve onlarla arkadaş olur. İkinci gün Cem’in babası Oktay iş seyehatinden döner ve evde ilk olarak Dinozoru görür ve bayılır. Oktay’ın tüylü hayvanlara karşı alerjisi vardır. Bir şekilde dinozorun neden evde olduğunu izah etmeye çalışırlar ama Oktay herşeye rağmen Dinozor’un evden gitmesini sağlamaya çalışacaktır. Bunu haber vermek için bir bilim kurumuna giderken, hapisten kaçan kötü profesör Somurtuk’a rastlar. Profesör Oktay’ı bilim adamı olduğuna ikna eder. Bu arada Anne, Cem ve Zeynep; Dinozorun evde kalmasını istiyordur. Bunun için Annenin aklına bir fikir gelir. İki tane dinozor kostümü yaptırır ve Cem ile Zeynep’e giydirir. Baba ve profesör eve gelirler, fakat evde birden fazla dinozor vardır. Bu yüzden bir türlü gerçek dinozoru bulamazlar. Bu arada Baba tesadüfen profesörün hapisten kaçan sahte bir bilimci olduğunu öğrenir ve polise yakalattırır. Böylece baba da Dinozor’un evde kalmasına razı olur ama bundan mutludur.” Tek kişilik komedide de sahnede Tarkan Bulut vardı. Tek kişilik bu güldürü oldukça konuşuldu. Afife Jale Sahnesi’nde Tarkan Bulut gösteride, Amerika’daki bir Türk’ün hallerini ve bir Türk’ün Amerika’ya alıştıktan sonra Amerika’nın hallerini anlatmanın yanısıra, günlük hayatımızda dikkate almadığımız detayları, gündemi ve Türklerin seks hayatını dinamik bir tempo ve müthiş bir mizah anlayışı ile sundu. Gösteri, iki bölümlü ve 120 dakika süren bir güldürü komediseverlerin karşısındaydı… Tiradın yanı sıra gerilim de tiyatro sahnesine yansıdı ve Ortaköy Kültür Merkezi farklı bir topluluğu ve oyunu ağırladı. Detaylar şöyleydi: “Tiyatro Mat tarafından sahneye konulan Örnek Suçlar adlı oyun… Öldürme hikayeleri ele alın oyun, insan hayatına nasıl bakıldığına konusuna farklı bir bakış açısı getiriyor. Oyunla ilgili tanıtım yazılarında ise şu detaylar yer almıştı: “Örnek suçlar Oaxaca Mantarları ‘nın etkisiyle sadece gerçeği söyleyebilen insanların bire bir itiraflarıdır. Yüzde yüz gerçek öldürme hikayeleridir. Oaxaca mantarı: Sadece gerçeği söyleme etkisi yaratan ve Meksika dağlarında yetişen bir mantar türü. İnsanlar o kadar basit nedenler için birbirlerini öldürebiliyor ki?
Oyunun yazarı: Max AUB. Yönetmen : Bihter Altay. Yardımcı Yönetmenler : Sinem Ceyhan – Tuğba Yarbağ. Asistan: Sultan Özdemir. Oyuncular: Sultan Özdemir. Tarık Davutoğlu. Yunus Derin. Teoman Gül.”
Yine sıradışı bir oyun daha Ortaköy’deydi. Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Tiyatrosu’nun Mayıs ayında da programı dopdoluydu. Bunlardan bir tanesi de +16 sınırlaması olan bir oyun… Duru Tiyatro tarafından sahnelenen ‘Sondan sonra’ adını taşıyan oyun ile ilgili detaylar şöyleydi: “Sondan Sonra, ilk kez 2005’te Londra da Bush Theatre da, sonra çeşitli ülkelerde oynandı. Konusu; sığınakta iki genç: Mark ile Louise. Mark kendine gelmeye çalışan Louise’e bilgi verir. Korkunç patlamada, binalar çökmüş, herkes ölmüş, her yanı toz bulutu kaplamıştır. Mark bayılan Louise i bin bir güçlükle sığınağa taşımıştır. Sığınakta yiyecek, ranza, radyo gibi şeyler vardır besbelli böyle bir tehlike için hazırlanmıştır. Mark’ın konuşmalarından Louise’e aşık olduğu ve onu delice kıskandığı anlaşılır. Ayrıca genç adam Louise’i irkilten şeyler söyler: Bu saldırıyı yapanlar mutlaka sakallıdır. Bizimki gibi güçlü toplumlar dünyadaki zayıf toplumları onların iyiliği için kontrol etmeli.”
Mayıs ayı içerisinde oynanan oyunlar arasında ‘Bunu Yapan İki Kişi’ oyunu dikkat çekti. Mahşer-i Cümbüş oyuncusu Ayça Işıldar Ak tarafından yazılan ve Altın Portakal ödüllü Nergis Öztürk’ün oynadığı, 2 perde dört skeçlik bu oyunu tiyatroseverler ile buluştu. Tiyatro Gent, 2009 yılı başında Nergis Öztürk, Didem Balçın ve Aydın Şanlı tarafından İstanbul’da kuruldu. Tanışıklıkları Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde öğrenci oldukları 90’lı yılların sonuna kadar uzanan ve okul sonrası İstanbul’a yerleşen üç arkadaş, görev aldıkları çeşitli televizyon ve sinema projelerinin yanı sıra, çeşitli özel tiyatrolarda çalışarak sahneyle bağlarını da koparmadılar. İki perdelik oyunda, dört ayrı skeç bulunuyordu. Skeçlerde, ergenlikten, yaşlılığa kadar, hayatın çeşitli evrelerinde birbirleriyle uzlaşamayan, ama birbirleri olmadan da yapamayan farklı kadın ve erkek tipleri farklı hikâyelerde resmedildi. Yönetmenliğini Aydın Şanlı’nın yaptığı oyunda, Nergis Öztürk, Didem Balçın, Özgün Aydın ve Onur Dilber rol alıyor. Müziklerini Aysel ve Veli Özçelik’in yaptığı oyunun koreografilerinde ise Harika Onur’un imzası var.
Sezonun başında olduğu gibi bahar döneminde de oynandığı aya damgasını vurdu. Ünlü tirad Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde sanatseverler ile buluştu. Lady Macbeth, son haftada da yine tiyatroseverlerin karşısındaydı. İstanbul Sanat Tiyatrosu Lady Macbeth ile, kadınca hırsların sahne önündeki korku ve gerilim dünyasına izleyenlerini götürdü. İhtiras yorgunu ve kadınca hırslarıyla kendisini, kocasını ve ülkesini felakete sürükleyen bir kadının öyküsü olarak karşımıza çıkıyor.
Haziran ayının yine çok konuşulan oyunlarından bir tanesi ise Yalçın Menteş Tiyatrosu’ndan geldi… ‘Yiyoz İçiyoz Ödemiyoz’ adlı oyun, tiyatroseverlere neşeli anlar yaşattı. 2 perdeden oluşan oyun, günümüzde yaşanan kredi kartları ile ilgili olayları farklı bir mizah dili ve farklı bakış açısıyla irdeledi.
Uğraş Güneş’in yazdığı, Serkan Budak’ın yönettiği ve müziklerini Murat Akbulut’un yaptığı oyunda; Yalçın Menteş, Fatma Can, Erman Okay, Ebru Kural, Serkan Budak, Kaan Taşaner, Duygu Paracıkoğlu ve Uğraş Güneş rol aldı. İzleyenlerin sahnede kendilerini görecekleri ve kahkahalarla gülecekleri “Yiyoz, içiyoz, ödeyemiyoz” oyunu Haziran ayına damgasına vurdu.
Ortaköy Kültür Merkezi’nde adından söz ettiren bir diğer oyun da, Artiz Mektebi’ydi… Afife Jale Sahnesi’nde oynanacak oyunlardan bir tanesi de Probil Amatör Tiyatro Topluluğu tarafından TOÇEV yararına bir oyun sergilendi. Müjdat Gezen ve Kandemir Konduk’un yazdıkları “Artiz Mektebi” oyununu Hakan Bilgin yönetmenliğinde Afife Jale Sahnesi’nde sanatseverler ile buluştu.

ULUS MAHALLESİ
BİR ŞEY DEĞİŞMEZ
HAYIRLISI olmasını diliyorum ve ülkede birşeyin değişeceğine inanmıyorum. Referandum sonrası benim düşüncelerim bu yönde. Gül Hanım.

ESKİ TAS ESKİ HAMAM!
AK Parti kendi düşüncelerini bundan sonrada yaymaya devam edecek. Fakir daha fakir, zengin daha zengin olmaya devam edecek. Birol Demir.

ÇELİŞKİ GÖRÜYORUM
BEŞİKTAŞ’TA hayır oyu çıkacağını tahmin ediyordum ve öyle de oldu. ‘Evet’ sonucu benim için üzücü… Bundan sonrası için bir şey değişeceğini sanmıyorum. Bakalım. Yasemin Hanım.
LEVENT MAHALLESİ
HER ŞEY İYİ OLSUN
OYLAMA yapıldı. Ülke için hayırlı sonuç ortaya çıktı, böyle olduğunu düşünüyorum. İnşallah herşey daha iyiye gider. Ülkemiz hiçin hayırlı olsun diyorum. Cemalettin Gönülefe.
RAKİPLERİ YOK GİBİ
KARŞI tarafta rakip yoktu ve tepki oyları vardı. Yeni anayasa ile artık herşey hükümette… Karşısında rakibi yok artık iktidar partisinin… Elleri güçlendi bundan sonra. Ahmet Aksu.
BALMUMCU
BEKLEYİP GÖRECEĞİZ
BÜYÜK ihtimalle ‘evet’ çıkacaktı ve sonuç öyle de oldu. Ama ben hayır oyu kullandım. Referandum bize neler getrecek bekleyip göreceğiz bir fikrim yok. Kim bilebilir ki. Mesut Kahraman.
KARARI MİLLET VERDİ
OYLAR kullanıldı… Karar verildi… Başka söyleyecek söz bulamıyorum… Bundan sonra ne olur zaman gösterecek. Vatandaş olarak ben de gelişmeleri yakından takip edeceğim. İsmail Turşin.

MAGAZİN HABERLERİ

“BENİ NASIL TANIDINIZ?”
BEBEK- Botoks yaptran ünlü oyuncu Seray Sever, gazetecilere “Beni nasl tandnz” diye sordu. Bebek’te makyajsz haliyle objektiflere yakalanan ünlü oyuncu Seray Sever’in yüzüne yaptrdğ botoks dikkat çekti. Fotoğraflarnn çekilmesinden rahatsz olan Seray Sever, “Ben sizlere görünmeden kaçmak istiyordum. Beni nasl tandnz Allah aşkna” dedi.
‘BÖYLE İŞLERE CEVAP YOK’
ETİLER- Bülent Ersoy Etiler’de bir kebapçnn önünde görüntülendi. Ünlü sanatçı Ersoy aracn içinden inmeden şef garsonu bekledi ve sipariş verdi. Siparişini beklerken Ersoy makyajsz olduğu için sorulara cevap vermedi, görüntülenmekten de rahatsz oldu. Sadece rimeli ve göz kalemi olan Bülent Ersoy’un kaşn çizmemiş olduğu da gözlerden kaçmad. Sorularmza cevap olarak “Böyle fabrikasyon işlere cevap vermem” diyerek ekibi tersledi.
YAKALANDI AMA GÜLDÜ
ETİLER- Çocuklar Duymasn dizisinde canlandrdğ Engin karakterinde “Çapkn” yönüyle ortaya çkan yakşkl oyuncu Vatan Şaşmaz, Etiler sevgilisiyle kameralara yakaland. Sarşn sevgilisiyle objektiflere yansyan Vatan Şaşmaz’n keyifli halleri dikkatlerden kaçmad. Sevgilisiyle bir hayli samimi görüntülenen Şaşmaz kameralar görünce tedirgin olsa da, gülümseyerek durumu kurtarmaya çalşt.
ADANALI METİN UCA
BEBEK- Metin Uca, “Adanal” dizisiyle adn duyuran genç oyuncu Ó’yle Bebek’te görüntülendi. Passaparola programyla izleyici karşsna çkan Metin Uca, geçen hafta şk giyimli bir genç kzla Bebek Hotel’e girerken objektife takld. Ünlü sunucunun yemek yiyip sohbet ettiği genç kz, Oyuncu Pnar Dikici’ydi. Düzgün fiziğiyle dikkat çeken Dikici, “Pulsar”, “Parmaklklar Ardnda” ve “Es-Es” dizilerinde de rol alan ve adn “Adanal” dizisinde canlandrdğ Ayşegül rolüyle duyurdu.
“TEYZEMİN KIZI”
ETİLER- Şu sralar “Arka Sokaklar” dizisiyle izleyici karşsna çkan Berk Oktay, geçen hafta Etiler’deki bir mekanda genç bir kzla sohbet ederken görüntülendi. Berk Oktay, görüntülendiğini anlaynca bir taksi çağrarak oradan ayrlan genç kz için “O benim teyzemin kz. Kiminle görünsem hemen magazin sayfalarına hemen ‘sevgili’ diye yazlyor. O yüzden tedirgin oldu ve önden ayrld. Teyzemin kızı olduğunu açıklamama rağmen yine bazı gazetelerde sevgili diye yazacak. Bundan çok eminim” dedi.
BUKET GELİYOR BUKET
ORTAKÖY- Uzun süredir gecelerde boy göstermeyen Buket Sayg, geçen hafta Reina’da ortaya çkt. Arabadan iner inmez derin göğüs dekoltesi ve mini eteğiyle bütün bakşlar üzerine toplayan Buket Sayg, koşar admlarla mekana girdi. Saygı sabahın ilk ışıklarına kadar Reina’da doyasıya eğlendi.
MESKENLERİ SAHİL YOLU
BEBEK-Oyuncu Engin Altan Düzyatan ve sevgilisi Özge Özprinçci dizi projeleri nedeniyle tatil günlerini İstanbul’da geçirmeyi tercih etti. Beşiktaş sahil yolunda ve Rumelihisarı’nda geçtiğimiz haftalarda bir kafede görüntülenen ikiliye, oyuncu dostları Melisa Sözen de eşlik etti. Karşılıklı Türk kahvesi içerek sohbet eden ünlü oyuncular, “Bize tatil yok. Evden sete, setten eve gidip geliyoruz’’ diye konuştu.
TAM GAZ AŞK
BEBEK- Pop şarkıcısı Pınar Aylin ile sevgilisi Süleyman Bey’in aşkı tam gaz devam ediyor. Her yerde el ele göz göze olan çift, Bebek’te görüntülendiler. Pınar Aylin ve Süleyman Bey, oturdukları kafede çevredekilerin meraklı bakışlarına aldırmamayı tercih ettiler ve sohbetlerine devam ettiler.
BKM EKİBİ MUTFAKTA!..
LEVENT- BKM Mutfak oyuncuları Burcu Gönder, Şahin Irmak ve Ayşegül Akdemir, bir arada olmayı tercih ediyorlar. Oyuncular, Beşiktaş’ta ünlülerin uğrak yeri Kanyon’da objektiflere takıldılar. Bir süre alışveriş yapan Mutfak ekibi daha sonra akşam yemeklerini Kitchenette’de yedikten sonra evlerinin yolunu tuttular.
DEVLERİN KUTLAMASI
KURUÇEŞME- İkinciliği Kuruçeşme’de kutladılar. Basketbol Milli Takımımız, final maçının ardından dünya ikincisi olarak gümüş madalya kazandı ve Milli takımımız için Kuruçeşme Suada’da bir parti düzenlendi. TBF Başkanı Turgay Demirel’in evsahipliği yaptığı partiye Basketbol Milli Takımı koçu Bogdan Tanjeviç ve milli basketbolcular katıldı. Oyuncular DJ Salih Saka ve grup Vals’ın canlı performansıyla güzel bir gece geçirdiler.

SPOR HABERLERİ

TÜRKİYE GURURLU
Turnuvaya C Grubu’nda başlayan ve buray 5’te 5’le tamamlayan 12 Dev Adam 2. turda Fransa’y, çeyrek finalde Slovenya’y, yar finalde de Srbistan’ geçerek büyük bir başarya imza atan 12 Dev Adam, finalde ABD’yi deviremeyince gümüş madalyaya raz oldu. Ülkemizde düzenlenen 2010 Dünya Şampiyonas’nda müthiş bir performans gösterip finale kalan Basketbol Milli Takmmz, ABD’ye 81 – 64 yenilerek gümüş madalya kazand. Unutulmaz Srbistan maçnn mental ve fiziksel yorgunluğu nedeniyle finale istediği gibi başlayamayan Ay-Yldzllar, hücumda bir türlü organize olamad. Savunmada ise süper yldz Kevin Durant’ bir türlü durduramadk. İlk çeyreği 22-17 geride tamamlayan Milli Takmmz, ikinci periyotta da beklenen performansn sergileyemedi. Hidayet’in saylaryla ayakta kalan 12 Dev Adam, soyunma odasna 42-32 geride girdi.
Üçüncü çeyrek ise bizim için çok kötü başlad. Kevin Durant’n üst üste iki üçlüğüyle fark 16’ya çknca Milli Takmmz direncini kaybetti. Yorgunluğun da etki göstermesiyle oyunun kontrolünü tamamen ele geçiren ABD fark 20 saylara çkard. Son çeyrekte fark indirmek içir uğraşan 12 Dev Adam, çok büyük bir mücadele sergilemesine rağmen bunu başaramad. Sinan Erdem’i dolduran seyircilerimizin alkşlar arasnda oynayan Milli Takmmz, Dünya 2.’si olarak Türk spor tarihine geçen bir başarya imza att. Dünya Şampiyonas’nda üçüncü sray ise Litvanya elde etti.
Tarihimizde ilk kez böyle büyük bir başarya imza atan 12 Dev Adam, tunuvay 2. bitirdiği için takmdaki her oyuncu GSGM resmi ödül yönetmeliğine göre kişi baş 400 altn kazanacak. Ayrca her spor kulübü, milli takmda olan her oyuncusu için 200 Cumhuriyet altn alacak. İşadam Ali Ağaoğlu, 12 Dev Adam’n bu başars karşsnda boş durmad ve her oyuncuya bir ev armağan etti. Bunun dşnda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, takmdaki tüm oyunculara 1.5 milyon TL verileceğini açklad. Düzenlenen törenle ödüller verildi.
‘Babamın oğlunu tanımam’
BEŞİKTAŞ’IN 33 numaralı transferi Fatih Tekke açıklamalarıyla gündem oluşturdu. Siyah Beyazlı takımda yer aldığı için mutlu olduğunu her defasında belirten Fatih Tekke, futbolda ayrıcalık olmayacağına dikkat çekerek şunları söylüyor: “Bizim işimiz futbol ve bu mesleği layıkıyla yerine getirmek için profesyonel düşünmek zorundayız. Sahaya çıktığımda rakibim babamın oğlu olsa tanımam.”
SPOR YAZARLARI RADYO BEŞİKTAŞ’TA CANLI YAYINDA
TEKKE VE AURELIO’YU DEĞERLENDİRDİLER
Ligte fırtınalar estiren Kartal yine hız kesmedi… Siyah Beyazlı ekip, son nokta transferleriyle de adından konuşturmaya devıam ediyor. Üç kulvarda mücadelesini sürderecek olan Beşiktaş’ı, Radikal Gazetesi Spor Yazarı Asena Özkan ve Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı Esat Yılmaer Aurelio ve Fatih Tekke’nin gelişini ve Beşiktaş’ın önümüzdeki haftaları hakkında görüşlerini Radyo Beşiktaş’ta Beşiktaş Camiası ile paylaştı. Tüm söyleşiyi spor yazarlarının kendi ağzından radyo Beşiktaş’tan dinleyebilirsiniz. İşte bu görüşlerden özetler…
ASENA ÖZKAN: Beşiktaş tek kulvarda lige doğru yönelseydi bu transferler için gereksiz Beşiktaş’ın parası boş yere harcandı şeklinde bir yaklaşım sunabilirdik ama durum öyle değil. Çünkü üç ayrı kulvar gözüküyor. Bir tarafta lig bir tarafta önümüzdeki günlmerde başmlayacak olan Türkiye Kupası… Ve bir yandan da devam eden Avrupa Ligi. Beşiktaş üç kulvarda mücadele edeceği için geniş bir kadroya ihtiyacı var. Bu nedenden ötürü transferleri eleştirmek yersiz olur. Kaldı ki tutarları her iki transferin tutarı da minimum seviyede. Bugün Nihat Kahveci’ye iki yıllık üç milyon altı yüz bin avro ödendiğini varsayarsak ki bu parayı da oynasa da oynamasa da 4 yıl boyunca alacağını varsayarsak iki futbolcu için harcanan tutarın bir şey olmadığını transferlerin yerinde olduğunu söyleyebiliriz.
Lig başladığında daha doğrusu Avrupa ligi başladığında ligten önce görüşlerimiz Beşiktaş’ın tüm oyun sistemi tüm yükünü Querasma’nın çektiği yönündeydi. Ki öyle halen de ben öyle pek değişmedim. Querasma’nın olmadığı zaman Beşiktaş’ın çok zorlanacağı yönündeydi. Ankaragücü maçında gördük ki Querasma olmadan da Beşiktaş kazanabiliyor ama karşısındaki rakip her zaman Ankaragücü olmayabilir. Daha atak daha hücumu düşünen bir takım çıktığı zaman Beşiktaş bocalar mı bocalamaz mı önümüzdeki günlerde göreceğiz. Şu bir gerçekki bütün oyun sistemi Querasma üzerine kuruluyor. Portekizli oyuncu gerçekten istediği zaman oynatıyor ve oynuyor da. Şimdilik gidişat iyi gözüküyor ama önümüzdeki haftalarda neler olup neler biter hep birlikte bakacağız.
ESAT YILMAER: Beşiktaş bu sene en iyi transferleri yapan ve ihtiyacı olan noktalara nokta atışı yapabilen bir takım. Dolayısıyla Beşiktaş’ın kadrosu hem derinleşti hem de daha da güçlendi. Bir kaç cephede savaşacak Beşiktaş’ın çok başarılı olacağını bu transferlerinde özellikle Fatih Tekke’nin Beşiktaş’a yararlı olacağına inanıyorum. Beşiktaş şu anda Türkiye’nin en iyi oynayan takımlarından bir tanesi. Elbette inişli çıkışlı grafikler olacaktır. Ama Beşiktaş’ın hem Türkiye’de hem Avrupa’da başarılı sonuçlar alacağına inanıyorum. Bu geniş ve derin kadroyla, bu yetenekli oyuncularla Beşiktaş Türkiye’de şampiyonluğun en güçlü adayıdır. Avrupa’da da bu sezon Beşiktaş taraftarının özlediği başarıları getirecek bir kadro oluşturmuştur. Schuster yönetimindeki bu kadro bu sene Beşiktaş taraftarını çok mutlu edecektir diye düşünüyorum.

Gazetenizi internetten sayfaları çevirerek okuyun
BEŞİKTAŞ Gazetesi okuyucuları için yepyeni bir uygulama başlattı. Gazetenin dünyanın her yerine ulaşabilmesi ve tüm Beşiktaşlıların okuyabilmesi için internet üzerinden aynen gazete sayfaları şeklinde yayıncılığa başladı. Yeni uygulamayla tüm sayıları gazete elinizdeymiş gibi sayfaları teker teker çevirerek ve büyüterek rahatlıkla okuyabileceksiniz.
İLK DERBİ MAÇI FENERBAHÇE İLE
Beşiktaş’ın dünyaca ünlü yıldız futbolcusu Guti, derbiye işaret etti ve Fenerbahçe derbisini beklediğini söyledi. Guti, ”Futbolun sevildiği her ülkedeki derbilerin ayrı bir yanı vardır” dedi ve Beşiktaş’ın rakiplerine dikkat çekti. Siyah Beyazlı ekibin sevilen oyuncularından biri olan Guti, yine açıklamalarıyla gündem oluşturdu. Guti, ilk derbi olan Fenerbahçe maçıyla ilgili olarak da şu açıklamalarda bulundu:
“Rakibi yenip 3 puanı almanın yanı sıra sahada olmak, o ekibin parçası olmak da bir gururdur. Ben özellikle 5. haftada Fenerbahçe ile deplasmanda oynayacağımız maçı iple çekiyorum. Umuyorum ki bir an önce gelir” dedi.
TARAFTARA SORDUK
Guti geçen haftalarda derbi hakkında konuştu. Adeta yer yerinden oynadı. Fener cephesinden anında yanıt geldi. Ve gündem derbiye kilitlendi. Bizde derbi de Beşiktaş’ın neler yapabileceğini taraftara sorduk. Taraftar Guti’nin söylediklerine aynen katıldıklarını belirterek, Fener ağır ve göze hoş gelmeyen bir futbol oynuyor. ”Beşiktaş silindir gibi ezer geçer” dedi. İşte taraftarların görüşlerinden bazıları…
KESİN YENERİZ: Fenerbahçe ve Galatasaray en kötü futbolu oynayan iki takım. Bu sezon Beşiktaş çok iyi. Kesin yeneriz.
Adil IŞIK-Siyah/Beyaz
DERBİLER BELLİ OLMAZ: Rakibi ciddiye almak gerekir. Ancak Beşiktaş bu yıl çok iyi. Bol gol atıyor. Q7 yetişirse maç zevkli olur. Guti doğru söylemiş, yeneriz.
Adem YILMAZ / Köy İçi
KARTAL’A İNANIYORUM: Beşiktaş iyi oyuncular aldı. Öncelikle Avrupa Ligi’nde başarı bekliyorum. Feneri yenecek güçteyiz.
Suna KARA / Dişi Kartallar.
GUTI İŞİ BİTİRİR: Böyle ince pas atmaya devam etsin. Fener’in ağır defansı çöker. Fener bu yılda Bir şey yapamaz. Beşiktaş’ı yenmesi mümkün değil.
Osman / Ortaköylüler.
ÖNCE AVRUPA: Beşiktaş bu kadar adam aldı. Lig için değil herhalde. Bu sezon Şampiyonlar Ligine katılmalıyız. Avrupa Ligi’nde de başarı bekliyorum.
Enver ATALAY / Köy içinden.

GÖRÜŞLERİN TAMAMI
www.radyobesiktas.tv’de canlı ve tekrar yayınlarda…Tıkla dinle…

KARA KARTAL DOLU DİZGİN
Beşiktaş, Spor Toto Süper Ligi 4. haftasında rakibini yine devirdi. Siyah Beyazlı ekip, MKE Ankaragücü’nü 29. ve 67. dakikalarda Bobo, 61. dakikada İbrahim Toraman ve 75. dakikada Nobre’nin golleriyle 4-0 mağlup etti. Karşılaşmanın ilk dakikalarından itibaren rakip kaleye ataklar yapan Beşiktaş, uzaktan şutlarla da gol aradı. Siyah-Beyazlılar, aradığı golü 29. dakikada Bobo ile buldu. Bobo’nun golüyle de mücadelenin ilk devresi 1-0 Kara Kartal’ın üstünlüğü ile tamamlanmış oldu.
Beşiktaş, avantajlı durumunu korumak niyetindeydi ve mücadelenin ikinci devresinde farkı artırmak için Ankaragücü kalesinde pozisyon aradı. Beşiktaş, 58. dakikada Bobo’nun sert şutunda topun üst direkten dönmesi nedeniyle ikinci golü kaçırdı. 59. dakikada Nihat Kahveci’nin yerine Tabata oyuna dahil oldu. Spor yazarlarının da görüşüne bakılırsa, Tabata’nın oyuna girmesiyle galibiyet de garantilenmiş oldu. Spor medyasında Tabata’nın oyuna girişi ile birlikte, oyun kontrolü tamamen Kartal’a geçti, diye yazılar yer aldı. Guti, oyunu kanatlara ve direk kaleye doğru yayınca pozisyon zenginliği çıktı bu kez ortaya… Tabata, 61. dakikada ceza sahasına girdi ve sert vurdu, İbrahim Toraman’ın dokunduğu top ağlarla buluştu. Skor, 2-0 oldu. 67. dakikada Guti ile paslaşmaları sonrasında Bobo kaleci ile karşı karşıya kaldı ve meşin yuvarlağı ağlarla buluşturarak farkı 3’e yükseltti. 71. dakikada Necip Uysal yerini Mehmet Aurelio’ya bıraktı; Aurelio ilk kez Siyah-Beyazlı formayla da resmi maçta oynadı. Maça tekrar bakıldığında, 75. dakikada Bobo çıktı, Holosko oyuna dahil oldu. Tabata’nın ortasına yükselerek kafayla vuran Nobre, Siyah Beyazlı ekibin 4. golünü kaydetti. Maçta başka gol olmayınca Siyah-Beyazlılar, Ankaragücü karşılaşmasından 4-0 galip ayrıldı. BJK İnönü Stadı’nda oynanan karşılaşmayı ise Mustafa Kamil Abitoğlu yönetti.