SAYI 226

REFERANDUM VE GÖRÜŞLER
Beşiktaş Medya Grup olarak referandumla ilgili sahaya indik. Ve yine kitlelere ışık tutacak dev bir araştırma ve çalışmaya imza attık. Tüm mahalleleri dolaşarak sayısız görüş aldık. Bu görüşlerin bir kısmını gazetede yayınlıyoruz. Geri kalanları ise, diğer sayımızda bulubilirsiniz. Tüm görüşleri ve söyleşilerin tamamını ise, www.besiktas.com.tr adresinden dinleyebilirsiniz. Radyo programları kısmını seçin, referandum görüşleri fotoğrafını tıklayın, mahallelerde yapılan radyo röportajlarını kentlinin kendi ağzından birebir yayınlıyoruz. Referandumla ilgili sorduğumuz sorular; “Konu gerektiğince açıklandı mı, neye oy vereceğinizi biliyormusunuz, bu referandum gerekli miydi, oylamanın siyasi tercihlere göre mi yapılacağı veya anayasal reformlar mı sağlayacağı şeklindeydi” Beşiktaş kentlisi bu sorulara gönül rahatlığı ile yanıt verdi. Hatta çoğu kişi fikirlerinin yanı sıra açık açık oy rengini bile söyledi. Bazı kişiler de isimlerini açıklamayarak, görüşlerini bildirdi.
MURADİYE MAHALLESİ
Referandumla neye oy vereceğimizi bilmiyoruz. Tek tek oylanması en gerçeğidir. Böyle bir referandum kattiyetle hayır, gerekli değildi. oy vereceğimiz maddeleri sadece basın ve televizyondan neler duyabilirsek biliyoruz. Partilerin anlatımı yetersiz. Bu kesin güven oylaması olarak algılıyorum. Oylama sonucu hükümet karsıtı olarak geçeceğini düsünüyorum. Hemen hayır diyorum. Hasan Çetinkaya
Genel olarak neye oy vereceğimi biliyorum. Tek tek oylama gerçekçi olur. Böyle bir referandum hiç gerekli değilrdi. Oy vereceğim maddeleri inceledim. Çoğu maddeler olması gerekli maddeler ama tuzak var. Oylamada bir tuzak var olmaması gereken maddeler var. Partilerin anlatımı yeterli değil. Reformla ilgili hiç bir anlatımlar yok. Güven oyuna dönüşmez. Bu oylama anayasa değisikliği olarak düsünülür. Zaten vatandasın neden evet neden hayır vereceğini bildiğini zannetmiyorum Ben. elbette hayır oyu vereceğim. Burhan Öztürk
Referandumla neye oy vereceğimi bilmiyorum. Esasında tek tek açıklanarak oylanmasında fayda var. Referandum gerekli değildi. Oy vereceğim maddeleri incelemedim. Partilerin anlatımı yeterli değil. Bu oylama hükümet için güven oyuna dönüşebilir. Oylama sonuçlara anayasa değisikliği paketi olarak düsünülmez. Hayır oyu vereceğim. Birol Baykut
CİHANNÜMA MAHALLESİ
Bazı maddelerini biliyorum bazı maddelerini bilmiyorum. İki maddenin haricinde hepsi olabilir ama böyle bir referandum gereksizdi. Ben bu maddelerin hiç halka bir şey getirdiğine inanmıyorum hükümetin kendini garantiye alması tescil ettirmesi halk oylaması olarak düşünüyorum. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ve Anasaya mahkemesi ile ilgili iki maddeydi. Siyasi liderler anlatımları halkı zıtlastırılor hiç iyi olmuyor. Bu oylama hükümek için güven oyuna dönüşecektir. Oylama sonucunda hükümet karşıtı-yanlısı diye ona doğru gidiyor halk ikiye bölünmüş oraya doğru sürükleniyor. Ben tabiki hayır diyorum. Ragıp Yılmaz.
Referandumla neye oy vereceğimi bilmiyorum, maddeler tek tek oylansaydı daha gerçekçi olurdu bizim düşüncelerimize göre. Tümü üzerinde hangi maddeler neyi içeriyor bilgimiz yok neye göre evet veya hayır diyeceğiz bilemiyorum. Böyle bir referandum gereksizdi. Oy vereceğimiz maddeleri kendi açımızdan inceleme şansına sahip olamadık. Parti liderleri anlatımları yetersiz. İçeriğini görmek gerekiyor. Kitapçık basıldı deniyor ama birisi evet birisi hayır amaçlı. Hiç bir içerik hakkında bilgimiz yok. Bilgimiz olmuş olsa dahi benim şahsi oyum hayır olacak. Yine de içeriğini bilmek de fayda vardır diye düşünüyorum. Bu oylama güven oyuna dönüşebilir. Oylama sonuçları karşıtı veya hükümet tarafı diye yorumlanır. Düşünce tarzına göre oylama olacak diye düşünüyorum. Hüseyin.
VİŞNEZADE
MAHALLESİ
Referandumla neye oy vereceğimizi biliyoruz. Tümüyle oylanmalı. Gerekliydi. Oy vereceğimiz maddeleri incelemek, önemli değil. Parti liderlerinin anlatımları kısmen yeterli oldu. Bu oylama hükümet için bir güven oyuna dönüşebilir. Oylama sonuçları siyasi bir nitelik kazanacaktır. Vereceğim oy, evettir. Selami Aydın
Aşağı yukarı neye oy vereceğimizi biliyoruz. Tek tek oylama olsaydı daha iyi olurdu. Referandum gerekli değildi. Oy vereceğimiz maddeleri ile ilgili dolaylı olarak fikir, bilgimiz oldu ama tamamen olmadı. Şu anda sosyal demokrat olarak yeteri kadar güveniyoruz. İleriye dönük daha iyi olacağını tahmin ediyoruz ve hayır çıkacağına da inanıyorum. Bu oylama hükümet için mutlaka tabiki güven oyuna dönüşecek. Evet çıkarsa mutlaka güvenoyu, lehine olur. Hayır oyu kullanacağım. İzzent Kement
TÜRKALİ MAHALLESİ
Referandumla neye oy vereceğimizi biliyorum. Tek tek oylansaydı daha gerçekçi olurdu. Referandum gerekli değildi. Maddeleri, yani çoğu maddeyi okudum göz attım internet gazete aracılığıyla… Araştırdım. Maddelerin çoğunu biliyorum. Parti liderlerinin anlatımları yeterli olmadı. Açıkçası onlar birbirlerinin kavgalarına düşmüş durumdalar. Kimsenin bu maddelerden haberi yok. Bu oylama güven oyuna dönüşebilir mi, amaçları o açıkçası. Olur mu derseniz bu kendi basınları ile ilgili daha doğrusu.. O tarafa da çekecekler… Herşey olabilir. Oylama hükümet yanlısı karşıtı olarak yorumlanmaması lazım ama öyle zaten. Hükümet yanlısı evetçiler, karşıtı hayırcılar öyle olacak. Hayır oyu kullanacağım. Yücel.
Neye oy vereceğimi bilmiyorum. Maddeler tümüyle daha iyi olur. Referandum bence gereksiz. Oy vereceğim maddeleri inceleme şansım olmadı. Partilerin çoğunu dinlemediğim için bir yorum yapamayacağım. Bu hükümet için güven oyuna dönüşebilir. Oylama sonuçları nasıl karşılanır bilemiyorum. Ben hayır olarak kullanacağım. Necati Karataş.
REFERANDUM
VE GÖRÜŞLER
SİNANPAŞA
Referandumla neye oy vereceğimi biliyorum. Halkı aydınlatsalardı daha iyi olurdu. Böyle bir referandumu şu anda gerekli görmüyordum. Oy vereceğimiz maddeleri incelemedim. Partilerin liderlerinin anlatımları yeterli olmadı. Evet oyu alırsa hükümetin lehine olacak. Güven oyu gibi. Beni oyum, hayır. Abdülkadir.
Neye oy vereceğimi bilmiyorum. Maddelerin tek tek oylanması daha iyi olurdu. Böyle bir referanduma gerek yoktu bence. Oy vereceğimiz maddeleri incelemedim. Partilerin anlatımı yeterli olmadı. Bu oylama hükümet için güven oyuna dönüşebilir. Oylamada hayır oyu kullanacağım. Hasan.
Referandumun açılımını tam olarak bilmediğim için yeni bir şey gelmemesi adına hayır diye oy verceğiz. Tek tek oylanmalı. Tümüyle araya kaynatılan çok şey olacağına inanıyorum. Böyle bir referandum toplu halde gerekli değildi. Oy vereceğimiz maddeleri tam açık ve net olarak bir yerde yayınlarlarsa iyi olurdu. Partilerin, parti liderlerinin anlatımlarını yeterli bulmuyoruz. Ben Hayır diyeceğim çünkü içinde ne olduğunu bilmediğimiz yeni bir şeyi başımıza getirmeye gerek yok. Toplumumuzun yüzde 40’ı okuma yazma bilmiyor. Referandum nasıl evet – hayır diyecek. Çoluğuna çocuğuna sorup gösterecek. O yüzden ben hükümetin yararına bir evet oyu çıkacağına inanıyorum. Musa
Evet vereceğiz, neye oy vereceğimizi bilmiyoruz. Tümüyle oylanmalı. Gerekliydiki hükümet yaptı. Maddeleri incelemedim. Partiler yeterli anlatım yapamadı. Hükümet için bubir güven oyuna dönüşebilir. Oylama sonucu, anayasa paketi değişikliği şeklinde yorumlanır. Mehmet Ali.
Neye oy vereceğimi biliyorum. Maddelerin tek tek oylanması daha gerçekçi olurdu. Bence referandum gereksizdi. Basından takip ettiğim kadar biliyorum maddeleri. Partiler yeterli açıklama yapmadı. Güven oyuna dönüşebilir. Oylama, muhtemelen hükümet karşıtı görüş olarak yansıyacak sonuçlar.. Hiç bir sakıncası yok hayır diyeceğiz… Orhan Rahmi.
DİKİLİTAŞ
Net olarak bilmiyorum. Anayasa’daki değişiklikler ile ilgili. Maddeler tek tek oylanmalı. Böyle bir referandum gerekliydi. Oy vereceğimiz maddeleri inceleme şansıma sahip olmadım. Partilerin anlatımları yeterli olmuyor. Sonuçlar hükümet için güven oyuna dönüşebilir. Anayasa değişikliği değil de siyasi düşünülür sonuçlar. Vereceğim oyu sizinle paylaşmak istemem. Nilgün Varol.
Neye oy vereceğimi biliyorum. Tümüyle oylanması daha mantıklı. Pratik olarak zaten tek tek oylanması mümkün değil. Ülkenin daha büyük sorunları varken böyle bir referandum gerekli değildi. Oy vereceğim maddeleri inceledim. Parti liderlerinin anlatımları yeterli bence. Genel seçimleri bu oylama etkiler zaten hükümetin güven oyu gibi bir durum var şu an ortada. Hükümet karşıtı kişilerin hayır vereceğini düşünüyorum. Hayır oyu kullanacağım. Ferhan.
ABBASAĞA
Neye oy vereceğimi biliyorum. Maddelerin tek tek de toptan oylanması da karıştıracak bence ama bunu ikiye ayırabilirlerdi. Sadece iki şekilde evet veya hayır diye oy kullanabilirdik. Bence tümüyle şu an ki sistem yanlış. Anayasa değişikliği gerekiyor ama yanlış zamanda yapıldığına inanıyorum, daha güvenli daha güvenebileceğimiz bir hükümet düşlüyorum. Hükümetin artık seçime yaklaştığı bir dönemde bu şekilde bir anayasa değişikliğine gitmesi bana ters geliyor. Henüz maddeleri tamamiyle inceleyemedim kulaktan dolma gidiyoruz. Parti liderlerinin anlatımı da ikiye bölünmüş bir şekilde. İzlediğiniz tv kanalına veya okuduğunuz basın organına bağlı. Hangi yandaş medyayı okuyorsanız o yönde yönlendiriliyorsunuz. Oylama sonucları tamamen hükümet yanlısı ve karşıtı olarak düşünülecek. Çünkü mitinglerde yapılan konuşmalar da bu yönde. Bütün parti liderleri de sanki partiye oy toplama amacıyla miting düzenliyormuş gibi bir hava var. Tabi ki hayır diyorum. Ceyhun Geçer.
Hayır diyeceğiz. Maddelerin hepsini bilmediğin için bir şey diyemiyorum. Referandum gereksizdi. Maddeleri inceleyemedim. Partilerin anlatımı yetersiz bu oylama hükümet için güven oyuna dönüşebilir. Hükümet lehine olur. Vereceğimiz oy hayırdır. Adsız.
YILDIZ MAHALLESİ
Neye oy vereceğimi bilmiyorum. Maddeler tümüyle oylanmalı, Oylama gereksiz. Maddeleri incelemedim, partilerin anlatımı yetersiz. Genel seçimleri bu oylama etkiler. Anayasa değisikliği paketi olarak düsünülür, oylama sonuçları… Vereceğim oyu sizinle paylaşmak istemem. Önder.
Referandumla neye oy vereceğimi biliyorum. Maddeler tek tek oylanmalı. Referandum gereksizdi. Maddeleri inceleme şansını yakalayamadım, çünkü açık ve net halkın anlayabileceği bir şekilde kamuoyuna sunulmadı zaten. Siyasi partiler, liderler benim görüşüme onlar da çok iyi bilmiyorlar. Halk arasında anlayamama var ki halk anlayamamış onlar da bunu doğru dürüst anlatamadıklarına göre demek ki onlar da bunu tam net bilmiyorlar diyorum. Genel seçimleri etkilememesi lazım ama hükümet için güven oyuna dönüşeceğine inanıyorum. Ses tonları da değişecek eğer ki evet çıkarsa… Oylama sonuçları hükümet yanlısı şeklinde yorumlanır. Tabiki hayır diyeceğim. Hatice Kocaman.
PİRİ REİS ANISINA
Onaltıncı yüzyılda yaşayan denizci ve bilimadamı Piri Reis anısına Beşiktaş Belediyesi bir yarışma düzenliyor. Beşiktaş Belediyesi ve Rotary 2420 Bölge-Fındıklı Rotary Kulübü işbirliği ile Piri Reis anısına heykel yarışması düzenlediği duyuruldu. Yetkililer gerçekleşecek olan yarışma ile ilgili şu detayları paylaşıyor: “Yarışmanın amacı: Evrensel bilim ve kültüre, denizleri ve özellikle Akdeniz’i gerek yaptığı harita ve çizimlerle gerek yazıyla tasvir ederek ileri bir matematik ve coğrafyacılık anlayışıyla incelediği Kitab-ı Bahriye isimli eseriyle katkı sağlamış önemli bir kişi olan Piri Reis’in Dünyada daha iyi tanınması ve anılmasını sağlamaktır. Yarışma; 1975 ve sonrası doğumlulara açık olup, tek dereceli ve uluslararasıdır.
Tasarımların son teslim
günü: 26 Kasım 2010”
Yarışma Şartnamesi yetkililer tarafından belirtilen adreslerden temin edilebileceği de Beşiktaş Belediyesi’nin resmi web sitesinden ilgililerine duyuruldu. Buna göre adres ve telefonlar şöyle: “Beşiktaş Belediyesi Plan ve Proje Müdürlüğü (Başlık Sok. No. 1 Levent/İstanbul) Tel: 0212 319 42 42, 2. Fındıklı Rotary Kulübü (Yıldızposta Cad. No.36/2 Gayrettepe/İstanbul) Tel: 0212 274 94 86 (Hafta içi saat 13.00 itibariyle) adresine başvurarak şartnameyi temin edebilecekler. Elektronik gönderim yoluyla şartnameye erişmek için ise şu detaylar yer alıyor: “İdarenin aşağıda kayıtlı elektronik posta adreslerinden veya web sitelerinden temin edeceklerdir: ozgegurkan@besiktas.bel.tr veya gulsahozsoydan@besiktas.bel.tr, findikli.rc@gmail.com.”
YAZ TEMİZLİĞİ
Beşiktaş Belediyesi temizlik işlerini yaz aylarında da ara vermeden devam ediyor. Temizlik işleri müdürlüğü diğer hizmet müdürlükleri ile koordineli çalışmalarına devam ediyor. Bu koordineli çalışmalar kapsamında Sağlık İşleri Müdürlüğü ile işbirliği kapsamında da tehlikeli atık geri dönüşüm atıklarının toplanımı da düzenli olarak yapılıyor. Günümüzde sıklıkla telaffuz edilen tehlike atıkların toplanması konusunda Beşiktaş Belediyesi, temizlik işleri ekipleri yürütülen program çerçevesinde periyotlarına uygun olarak hizmetlerini gerçekleştiriyor. Temizlik İşleri Müdürlüğü ile ilgili hizmetler ve görev kapsamında bakıldığında ne gibi başlıkları içine aldığı yetkililerce şöyle belirtiliyor:
“Temizlik İşleri Müdürlüğü, mevcut yasa gereği Beşiktaş İlçemizin sınırları içerisinde bulunan 23 mahallenin temizlik faaliyetleri ile evsel atıklar, evsel atıklar dışında çıkan (koltuk, çek-yat, kanepe, yatak v.b) atıkların toplanmasını ve naklini sağlar. 24 saat İlçenin araç ve trafik durumuna göre mevcut çöplerin toplanması, toplanan çöplerin naklini de sağlar. Müdürlüğümüz diğer Hizmet Müdürlükleri ile sürekli koordineli olarak çalışmaktadır. Sağlık İşleri Müdürlüğü ile tıbbi atıkların toplanmasını, Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ile Tehlikeli Atık Geri Dönüşüm Atıklarının toplanmasını, deniz temizliği gibi faaliyetlerde, yine Park ve Bahçeler Müdürlüğünün Belediyemiz sınırları içerisinde her türlü çalışmalarından çıkan (çalı, çırpı, çim gibi ) atıkların alınmasından gerekli destek Müdürlüğümüzce de verilmektedir.”
Tehlikeli atık nedir konusunda ise yapılan açıklama şöyle: “Ülkemizde oluşan başlıca tehlikeli atıklara örnek olarak; tehlikeli madde ile kontamine olmuş ambalajlar (boya kutuları, kimyasal kapları, yağ teneke ve varilleri v.b. kısacası, üzerinde tehlikelilik işareti (yanıcı, parlayıcı, toksik çevreye zararlı gibi) bulunan ambalajlar), atık yağlar (motor, makine ve türbin yağları, sentetik ve mineral yağlar, emülsiyon ve solüsyonlar), metallerin mekanik olarak işlenmesi esnasında oluşan ve yağ bulaşmış atıklar (yağlı metal talaşları, metalik çamurlar v.b.) yağlı araç parçaları, tehlikeli madde ile pislenmiş bez, eldiven, üstübü gibi atıklar.
SİNEMA KEYFİ SÜRÜYOR
Beşiktaş Belediyesi’nin 2007 yılından bu yana devam eden etkinliği Park Buluşmaları zengin programı ile Beşiktaşlılara keyifli yaz akşamları yaşatıyor. Park Buluşmaları sinemaseverleri yaz akşamlarında bir araya getiriyor. Eylül ayında da etkinliklerin süreceği park buluşmalarında sinemalar arasında şu filmler vardı: “Romantik Komedi, Veda, Garfield Süper Kahraman, Neşeli Hayat, Başka Dilde Aşk, Buz Devri 3.”
Atatürk Veda filmi hakkında detaylar şöyle: “Yönetmen: Zülfü Livaneli. Oyuncular: Sinan Tuzcu, Serhat Mustafa Kılıç, Dolunay Soysert, Özge Özpirinçci. Senaryo: Zülfü Livaneli. Müzik: Zülfü Livaneli. Görüntü: Peter Steguer. Yapım Yılı: 2010. Dağıtıcı: Tiglon.”
Atatürk Veda filminin konusu ise şöyle: “Atatürk ve Salih Bozok’un Selanik’te çocuklukta başlayan arkadaşlıkları önce silah arkadaşlığına, sonrasında Cumhuriyetle birlikte aynı ideallerin peşinde yürüyen yarım asırlık dostluğa ve ölene kadar süren kardeşliğe dönüştü. Veda, Salih Bozok’un anlatımıyla, bu dostluğun, Atatürk’ün hayatının dönüm noktalarının, vatanı kurtarmak için ölüme meydan okuyan bir kuşağın komutanının hikayesi.”
Bir diğer göze batan film ise Neşeli Hayat’tı. Detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Yönetmen: Yılmaz Erdoğan. Oyuncular: Yılmaz Erdoğan, Büşra Pekin, Ersin Pertan, Sinan Bengier. Senaryo: Yılmaz Erdoğan, Oğuzhan Koç, Eser Yenenler, İbrah. Müzik: Deniz Erdoğan, Yıldıray Gürgen. Görüntü: Uğur İçbak. Dağıtıcı: Cinefilm.”
Neşeli Hayat filminin konusuyla ilgili detaylar şöyle: “Kış aylarında İstinye Park ve Reşitpaşa mahallesi ile İstanbul’un çeşitli mekânlarında çekildi. Yılmaz Erdoğan’ın ‘küçük adamın, büyük hikâyesi’ olarak tanımladığı filmde Rıza Şenyurt krismıs mevsiminin dünyadaki en sorunlu Noel babasıdır. Bir kere Noel babanın tam olarak ne olduğunu bilmemektedir. Sırtında dünyanın yükünü taşıyan Rıza sonunda işi öğrenir: Hayat dediğimiz şey, çocukların inandığı yalanlardan daha gerçek değildir.”

AFET HALİNDE ACİL TOPLANACAK YERLER
Beşiktaş Belediyesi Afet Yönetim Merkezi, olası bir afet sonrası için yerleşim planı hazırlayarak, Beşiktaş’taki her mahalle için afet toplanma alanı belirledi. Toplam 23 mahalle için ayrı ayrı toplanma alanlarının oluşturulduğu duyuruldu. Bu mahallelerden bir tanesi de Konaklar Mahallesi’ydi.
1958 yılında 4. Levent adı altında yerleşime açılan Konaklar Mahallesi, 1960’larda Ordu Yardımlaşma Kooperatifi’ nin kurulmasıyla oluşan Yeni Levent Mahallesi adı ile gelişimini sürdürerek askeri lojmanlar ve site inşaatlarıyla yaklaşık 20 bin nüfusu barındırır hale gelerek, “Konaklar” ismini alan bir mahalle olarak tanımlanıyor. Beşiktaş Belediyesi’nden, olası bir afet durumunda toplanma alanları şöyle açıklanıyor: “Olası bir afet durumunda toplanacak alanlar için; 6400 m2’lik alanıyla 4. Levent Tenis Kulübü Tesisleri; Akçam Sokak, Akgül Sokak, Akasyalı Sokak, Meşeli Sokak’ı kapsıyor.”
İ. Tarman İlköğretim Okulu 4661 m2’lik alanıyla şu sokak sakinlerini barındıracak: “Çınar Sokak, Selvili Sokak, Muhtar Oya Çolpan Akyüz Sokak.”
5591 m2’lik alanıyla Koza Sitesi boş alalında ise Melisa Sokak sakinleri olası bir afet durumunda toplanabilecekler.
Meşelik Parkı (Faruk Nafiz Çamlıbel Caddesi yanı) 38418 m2’lik bir alana sahip. Bu alanda olası bir afet durumunda toplanacak sokak sakinleri denilince duyuruda şu sokaklar yer alıyor: “ Faruk Nafiz Çamlıbel Sokak, Güneş Sokak, Bahar Sokak.”
İhsan Hilmi Alantar Sokak sakinleri de Meşelik Parkı (Faruk Nafiz Çamlıbel Caddesi yanı) Koza Sitesi’nin 5591 m2’lik boş alanında toplanabilecekler.
12630 m2’lik alana sahip Oyak Parkı (Hukukçular Sitesi yanı)’nda ise şu sokak isimleri bulunuyor:
“Şebboy Sokak, Zümrüt Sokak, ŞehitYalçın Kaya Aydın Sokak” Basın Sitesi yanında yer alan 14273 m2 ‘lik alandaki parkta ise şu sokaklar bulunacak:
“Mimoza Sokak, Oyak Sitesi Sokak”
6817 m2’lik alanıyla 75. Yıl Parkı (Yeni Levent Sitesi yanı)’nda ise şu isimler yer alıyor: “Ladin Sokak, Göknar Sokak.”
Sporcular Parkı (Söğüt Sokak yanı) 11206 m2’lik alana sahip. Bu alanın kapsadığı sokaklar ise şöyle sıralanıyor: “Akağaç Sokak, Ihlamur Sokak, Söğüt Sokak.”
Yeni Levent Lisesi Bahçesi 5146 m2’lik alanıyla Gül Sokak sakinlerini barındıracak.
Yaz okulları dolu dizgin!
Yaz okulları hız kesmiyor, öğrenciler yüzmeden bir çok branşa kadar sevdikleri alanda becerilerini gösteriyor ve edindikleri tekniklerle gelişimlerine her geçen gün bir yenilik daha ekliyorlar. Beşiktaş Belediyesi’nin Beşiktaş Halk Eğitim Merkezi’yle birlikte öğrencilerin yaz tatillerini değerlendirerek onları faydalı aktivitelere yönlendirmek amacıyla düzenlediği ücretsiz yaz okulları dolu dizgin devam ediyor. Yetkililer konuyla ilgili şunları söylüyor: “Futbol, Basketbol, Voleybol, Tenis, Yüzme, Drama, Halk Oyunları, Bale, İngilizce branşlarında profesyonel bir kadroyla faaliyet gösteren ücretsiz yaz okullarında 7-16 yaş grubundaki çocuklar yer alıyor.”
Buna göre her branştan minikler dolu dolu geçirdikleri günleri uzmanlar eşliğinde sorularına da yanıt bularak tamamlıyorlar. Hem katıldıkları branş hakkındaki detayları ediniyor hem de uygulamalı olarak da gerçekleştirme imkanına sahip oluyorlar.
Edinilen bilgiye göre, yüzme eğitimleri hafta içi her gün İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak Kampüsü’nde veriliyor. Yaz okulları bünyesi içinde yer alan yabancı dil kurs başlığı altındaki İngilizce ile uygulamalı tiyatro – Drama dersleri ise Dikilitaş Semt Evi’nde devam ediyor. Yine yaz okulları kapsamında Basketbol ve Voleybol kursları İsmail Tarman İlköğretim Okulu’nda, Futbol kursu Yeni Levent Lisesi’nde, Halk Oyunları ve Bale eğitimleri ise Akatlar Kültür Merkezi’nde verilmeye devam ediyor.

SAZLI SÖZLÜ COŞTULAR HERKESİ COŞTURDULAR
Kuruçeşme Arena’da aralıksız müzik keyfi sıcak yaz akşamlarında devam ediyor. Ağustos ayında dolu dolu müzik diyen sanatseverler Sonbaharda da sevdikleri sanatçılarla Boğaz’ın incisi Kuruçeşme Arena’da buluşuyor. Kuruçeşme Arena’ya gelenler hayranı oldukları sanatçının müziğiyle keyifli vakit geçirmeye devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi’nin açık hava platformu Kuruçeşme Arena’da sahne alan isimler yine dopdoplu sahne performanslarıyla sevenlerini coşturdu. Ağustos ayının başında da yine ünlü isimler yer almış, sanatseverler düzenlenen etkinliklerle ünlüler geçidindeki birbirinden güzel konserlere ve şovlara tanıklık etti ve adeta ayağı yerden kesildi. Ve yine Kuruçeşme Arena’da etkinlikler, konserler hız kesmiyor ve Eylül ayında da yine dopdolu programlar sizleri sanatseverleri bekliyor. Yerli yabancı bir çok dünya yıldızının sahne aldığı Boğaz’ın eşsiz manzarası eşliğinde hayranlarını coşturduğu Kuruçeşme Arena’da Eylül ayındaki programında Ozzy Osbourne yer alıyor. 30 Eylül’deki program, Kuruçeşme Arena’da saat: 21.00’de sanatseverler ile buluşacak. Ozzy Osbourne ile ilgili yapılan duyuru ise şöyle:
“Her biri hit olmuş şarkılar, liste başı albümler, Ozzyfest ile desteklediği sayısız müzik grubu, nefes kesen performanslar ve 50 yıla uzanan bir müzik geçmişi ile Ozzy Osbourne yaşayan bir efsane!
1948 yılında İngiltere’nin Birmingham kentinde doğan ve gerçek adı John Osbourne olan “Ozzy”, heavy metal ve rock dünyasının en köklü gruplarından biri olan Black Sabbath ile birlikte yaptığı çalışmalarla profesyonel müzik kariyerine başladı ve sonrasında solo kariyeri boyunca da milyonlarca albüm sattı”
Ozzy Osbourne’un konser öncesinde ve Temmuz ayında Sony Music etiketiyle yayınlanan 10. stüdyo albümünün adı ise “Scream” ile sanatçı, konserde hem bu yeni albümünden hem de eski albümlerinden şarkılar söyleyecek.
Ağustos ayı da Kuruçeşme Arena’da dopdolu geçti.
Ağustos ayının ikinci yarısı da ilk yarısında olduğu gibi yine birbirinden çok sevilen sanatçıların yer aldığı yıldızlar geçidi gibiydi. Kenan Doğulu da yine Kuruçeşme Arena’da yer alan isimler arasındaydı.
Etkinlik ile ilgili verilen bilgiler arasında şu detaylar yer alıyordu: “Sahne enerjisi ile, izleyenlerini kendine hayran bırakan Kenan Doğulu, son albümü Patron ve bugüne kadar çıkardığı albümlerinin en sevilen parçalarından oluşacak repertuarı ile Kuruçeşme Arena sahnesi’nde olacak…”
İlhan İrem de Kuruçeşme Arena’da sevenleriyle buluşan sanatçılar arasına ismini yazdırdı. İlhan İrem, Ağustos ayında Beşiktaş’ta boğaza karşı müzikseverler ile bir araya geldi. Sevilen şarkılarını seslendirdi.
Beşiktaş’ta yine ünlü isimler arasında Ozan Doğulu Kuruçeşme Arena’da sevenleriyle bir araya geldi. Ozan Doğulu Live Project isimli organizasyonla yepyeni albümü tanıttı ve müzikleriyle dinleyenlerini mest etmesini bildi.
Yaz aylarında yine göze batan bir diğer isim de Kıraç’tı. Kuruçeşme Arena’da hayranlarıyla bir araya gelen şarkıcı, sevilen bütün parçalarını seslendirdi, hayranlarıyla sohbetti ve yeni albümünden şarkılarla da yine geceye renk kattı. Beşiktaş’ta eşsiz boğaz manzarası eşliğindeki konser gecelerinde bir diğer önemli isim de Fatih Erkoç’tu. Fatih Erkoç sahneyi Patrizio Buanne ile paylaştı. Erkoç en son çıkardığı albüm ‘Seher Yeli’ ile ilgili bir çok şarkıyı da sahnede sevenleriyle birlikte söyledi.

BEŞİKTAŞ KENTLİSİNE ‘Sağlık Bilgisi’ KURSU
Beşiktaş Belediyesi’nin, Halk Eğitim Merkezi ile ortaklaşa tüm Beşiktaş Kentlilerine ücretsiz olarak el emeği değerlendirme ve meslek edindirme kursları sunuyor. Yabancı dilden yağlıboya resime, bilgisayardan takı tasarımına kadar pek çok farklı alanda kendinizi yetiştirmek, geliştirmek, bu kursun sonunda kendinize yeni bir mesleki beceri edinmek mümkün. Kurs programını başarı ile tamamlayan katılımcılara, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı eğitim sertifikaları veriliyor. Bu programlar arasında yine en çok ilgi gören alanlardan bir tanesi Sağlık Bilgisi olarak tanımlanıyor. Ücretsiz kurslar arasında başlıklardan bir tanesi olan Sağlık Bilgisi Kursu, Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde kursiyerlerini ağırlıyor.
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleşen kursa geçtiğimiz sezon ilgi oldukça büyüktü. Sağlık Bilgisi denince, temel halk sağlığı bilgisi, ilk yardım gibi önemli bilgiler kurs boyunca aktarılıyor.
Buna göre Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleşen 80 saatlik Sağlık Bilgisi Kurs’unda şu detaylar aktarılıyor: “Temel halk sağlığı bilgisi, ilk yardım, sağlıklı beslenme, organ bağışı, tamamlayıcı tıp konularında eğitim yapılıyor.” Bu tanımlamalar için de şu detaylar biliniyor:
“Halk sağlığı hastalıkların önlenmesi, ortalam yaşam ömrünün uzatılması, fiziksel sağlığın iyiletirilmesi, çevrenin korunması, enfeksiyonların kontrol altına alınması, kişisel hijyen konusunda bireylerin eğitilmesi, erken tanı ve tedavi konusunda tıbbi ve hemşirelik hizmetlerinin organize edilmesi faaliyetlerini kapsayan bir kavram olduğu vurgulanıyor. Halk sağlığı ile yakından ilişkili olan temel sağlık hizmetleri kavramı ise çok önceden beri kullanılmasına karşılık 1978 yılında Uluslararası Temel Sağlık Hizmetleri Konferansı’nın sonunda imzalanan Alma-Ata Bildirgesi’nde biçimlendirildiği biliniyor. Temel Sağlık Hizmetleri ise toplumca finanse edilebilir bir harcama sonucunda sunulması gerekli minumum sağlık hizmetlerini ifade ediyor.”
USTALARA SAYGI
İki usta Beşiktaş’ta düzenlenen özel geceyle anıldı. Altan Erbulak ve Halit Akçatepe için Beşiktaş Belediyesi tarafından Ustalara Saygı gecesi düzenlendi. Faruk Şüyün tarafından hazırlanan gecede, Altan Erbulak’ın ailesi ve yakın çevresi de katıldı. Yetkililer tarafından yapılan açıklama şu şekildeydi: “Aramızdan 1 Mayıs 1988 tarihinde, henüz 59 yaşındayken ayrılan Altan Erbulak, “Ustalara Saygı” gecesinde ailesi, yakınları, tüm alanlardaki çalışma arkadaşları, özetle onunla yolu bir yerde kesişmiş dostlarının katılımıyla anıldı. Oynadığı tiyatro yapıtları, filmler ve televizyon skeçleriyle, kaleme aldığı yazılarla ve çizdiği karikatürlerle hep gülümsetmekten yana olan sanatçı için hazırlanan gecede, ustanın bu özelliğini vurgulamak amacıyla samimi ve neşeli bir hava Ortaköy Meydanı’nı sardı. Altan Erbulak’ın eşi Füsun Erbulak, kızları Ayşe Erbulak ile Sevinç Erbulak gece boyunca sahnede yer alarak geceye ev sahipliği-moderatörlük yaptılar. Erbulak ailesinin sahnede ağırladığı misafirler, tıpkı Altan Erbulak gibi, farklı disiplinlerin temsilcileri olan Engin Alkan, Haslet Soyöz, İsmet Tongo, Naşit Özcan, Uğurkan Erez, Ulvi Alacakaptan ve Cihan Demirci etkinliğe katılarak anılarındaki Altan Erbulak’ı seyircilere anlattılar. Ortaköy Meydanı’nda serin ortamında gerçekleştirilen “Ustalara Saygı” toplantısında, seyircilere Altan Erbulak’ın yaşamından karelerden oluşan bir dia gösterisi, Cihan Demirci’nin hazırladığı bir Altan Erbulak belgeseli, sanatçının katıldığı eğlenceli bir radyo programının kaydı ve rol aldığı yapıtlardan oluşan bir kolaj da sunuldu”
Bir diğer gecede Halit Akçatepe için gece ile sürdü. “Hababam Sınıfı”nın unutulmaz “Güdük Necmi”si oldu. Faruk Şüyün’ün hazırladığı etkinlik, Arnavutköy Satış Meydanı’nda saat 21.00’den itibaren takip edildi. Yetkililerin etkinlik ile ilgili yaptığı açıklama ise şöyleydi: “Tiyatrocu bir ailenin çocuğu olan, dolayısıyla kamerayla ve sahneyle çok erken tanışan Halit Akçatepe, bir ömrü tiyatro salonlarında ve setlerde geçirmiş bir usta. “Mavi Boncuk”, “Köyden İndim Şehire”, “Tatlı Dillim”, “Gülen Gözler”, “Şaban Oğlu Şaban”, “Süt Kardeşler”, “Canım Kardeşim” gibi neredeyse her akşam televizyonlarda birinden birine tesadüf ettiğimiz onlarca Yeşilçam klasiğinde rol alan Halit Akçatepe’nin en unutulmaz kompozisyonlarından biri hiç kuşkusuz “Hababam Sınıfı” serisinin kilit karakterlerinden Güdük Necmi.”
Yıllar sonra çekilen yeni “Hababam Sınıfı” serisinde de aynı karakterin orta yaşlılığını canlandıran Halit Akçatepe, şu sıralar televizyonun en sevilen komedi dizilerinden biri olan “Geniş Aile”de de ailenin dedesi Nadir’i canlandırarak ustalığını konuşturuyor.
“Hababam Sınıfı” serisinin yazarı Rıfat Ilgaz’ın oğlu yayıncı Aydın Ilgaz’ın, oyuncu dostları Ayşen Gruda; Erol Keskin ile Tuncay Özinel’in ve eczane sahibi arkadaşı Kazım Aykanat’ın ustayla ilgili anılarını, duygu-düşüncelerini paylaştıkları etkinlikte, “Geniş Aile”si de Halit Akçatepe’yi yalnız bırakmıyor. Sevilen dizinin oyuncularından Bihter Dinçel, Fırat Tanış, Mine Teber, Tanju Tuncel ve sürpriz isimlerle yönetmen Ömer Uğur, “Ustalara Saygı” toplatısının konukları arasında yer aldı.

AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ-4
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde birbirinden değişik oyunlar sanatseverler ile buluştu. Nisan ve Mayıs ayında 7’den 77’ye bir çok insanı kah güldüren kah ağlatan bir çok oyun tiyatroseverlerin karşısındaydı..
Bir diğer oyun da yine 9 Nisan’da ilk kez perde diyen ve Nisan ayının 23’ünde de seyirciyle buluşan ‘Ayyar Hamza’ oyunuydu. Enis Fosforoğlu tiyatrosundan Ayyar Hamza oyunu dikkat çekici bir uyarlama olaak karşımıza çıktı. Enis Fosforoğlu tiyatrosunda bu oyuna yer alan oyuncular ise şöyleydi: “Doğan Dileroğlu, Korhan Karakışla, İlkay Çelebi, Soner Engür, Seda Özel, Petek Kırboğa, Yeliz Yalçın, Can Ergen ve Enis Fosforoğlu”
Akatlar Kültür Merkezi’nde dikkat çeken bir diğer etkinlik de Tuncay Vural yönetmenliğindeki ‘Dansınız karakterinizdir’ organizasyonu… 16 Nisan’da start alan etkinlikle, dans edişinizle karakterinizi, detaylıca baskın olduğunuz yönleri analiz etmiş oluyorsunuz. Stand up – dans şov olarak adlandırılan etkinlikle ilgili şu detaylar yer alıyor: “Stand Up Dans, kimileri, hipnoz ediyor diyor, kimileri çok komik bir adam, kimileri çok zeki ve hazır cevap diyor ama hepsi tek bir noktada birleşiyor. Süper bir gösteri! Gösterinin içeriği; hem anlatı, hem dinleti, hem müzik, hem komik… Ve konusu itibariyle dünya’da bir ilk! Dansınız Karakterinizdir!”
Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde Nisan ayında başından son gününe kadar 7’den 77’ye bir çok insanı kah güldüren kah ağlatan bir çok oyun tiyatroseverlerin karşısındaydı. Mayıs ayında da yine tiyatroseverleri esprileriyle kendilerine bağlayan Espri Standartları Enstitüsü Kurumu’ndan sahneye konan ‘Kaygan Zemin’ tiyatroseverleri büyüledi. Eleştirmenlerden de yüksek not alan oyunla ilgili Hıncal Uluç da görüş bildirmişti. Oyunun bazı tanıtım sunumlarında da seyirci yorumları arasında yer alan görüş ise şöyle: “Çarpıcı diyaloglar! Bir espiri bombardımanı!” Oyunla ilgili detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Yazan ve yöneten: Uğur Uludağ.
Oyuncular: Yosi Mizrahi, Yağmur Kaşifoğlu, Hakan Bilgin, Doğa Rutkay, Murat Akkoyunlu, Barış Ataş, Koray Şahinbaş, Funda Kurt. Hiç bir komedi, sezona bu kadar iddialı başlamadı. Espri Standartları Enstitüsü Kurumu’ndan yeni bir kahkaha bombası. 3. Türden Yakın İlişkiler, Tanrım Beni Baştan Yarat ve 27 Numara ile komediye getirdikleri boyutla adından sıkça söz ettiren ekibin, bu yeni oyununda yine eğlence sizleri bekliyor. Karınızla, kocanızla, eski sevgilinizle, yeni sevgilinizle, sevgili adayınızla, çıktığınız çocukla, konuştuğunuz kızla, platoniğinizle, en yakın arkadaşınızla, onun sevgilisiyle, onun sevgilisinin diğer sevgilisiyle, en büyük aşkınızla, tek gecelik ilişkinizle; kısacası sevgiyi bir an olsun paylaşma gafletinde bulunduğunuz karşı cinsle ilişkilerinizi yeniden sorgulayacaksınız”
Mayıs ayının bir diğer oyunu da ‘Alevli Günler’di… Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday sahnesinde 7 Mayıs’ta tiyatroseverler ile buluştu ve oyunla ilgili şu detaylar vardı: “Oyunun konusu; Çocukluğundan beri ayrılmamış üç arkadaş, biri mahallenin kasabı, biri muhasebeci, biri de Türk kültürü profesörü olmuş üç kafadar. İçlerinden biri kanser olunca, inançları gereği öldükten sonra yakılmak ister ve farklı olana yaşam hakkı vermeyen düzenle karşı karşıya gelirler. Başvurdukları heryerde başka komediler yaşar, her türden anlaşmazlık ve anlayışsızlıklarla karşılaşır, bize çağdaş bir “Yaşar-yaşamaz” hikayesi sunarlar. Irmak Bahçeci’nin yazıp Yıldıray Şahinler’in yönettiği, Cem Davran, Bahtiyar Engin, Levent Üzümcü ve Erkan Can’ın oynadığı oyun, yılın komedisi olmaya aday. Yazan: Irmak Bahçeci. Yöneten : Yıldıray Şahinler. Dekor&Kostüm: Barış Dinçel. Işık Tasarım & Uygulama: Efe Sümer. Oyuncular: Cem Davran, Erkan Can, Levent Üzümcü, Bahtiyar Engin, Tuğçe Kıltaç. Yönetmen yrd. :Özge Çatıkkaş – Tuğçe Kıltaç. Dekor Uygulama: Muhammet Topraktepe – Mustafa Topraktepe. Görsel Tasarım : Emre Erdem”
Mayıs ayında yine ilgi çekici oyunlardan bir tanesi de 11 Mayıs’ta sahnelenen ‘Sen olmasaydın’ adlı oyundu… Mayıs ayının 15’inde ve 23’ünde farklı bir oyun daha yine tiyotraseverler ile birlikte oldu… Tiyatro Kare’nin sahneye koyduğu oyun, ‘Çelik Manolyalar’ ile bir kadının gözünden dünyaya nasıl baktığını, mücadelesine tanıklık etmemizi sağladı. Oyunla ilgili detaylar şöyleydi: “Çelik Manolyalar, bir kuaför salonunda, hayata direnen kadınların mücadelesini anlatıyor. Aslında çelik yüreklerle savaşırken, manolya gibi solan bu kadınlar dış görünüşlerinde hiçbirşeye aldırmıyor gibi görünüp, süslenip, düğün hazırlığı yaparlarken, içlerinde hastalık, ölüm, yaşam mücadelesi vermektedir.
Robert Harling’in kaleme aldığı oyun, Tiyatrokare’nin 19. mevsiminde İngiltere’de de oyunlar sahneye koyan Mehmet Ergen tarafından yönetiliyor. Julia Roberts, Dolly Part, Sally Field, Olympia Dukakis, Shirley Maclaine gibi starların oynadığı ve çok sevilen bir film olarak sinema tarihine geçen Çelik Manolyalar da; Saadet Işıl Aksoy, Şenay Gürler, Suzan Aksoy, Suna Keskin, Oya İnci, Aslıhan Erguvan gibi Türk Tiyatrosu’nun önemli kadın oyuncuları rol alıyor.” (DEVAM EDECEK)
MUSTAFA KEMAL MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ-4
Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi, dünyaca ünlü sanatçıları ağırlamaya devam etti. Düşler Akademisi bünyesinde gerçekleşen yenilikçi projelerden olan Düşler Kumpanyası’nın ilk oyunu ‘Bir Aşk Hikayesi’ne tiyatroseverlere MKM’den seslendi. Türkiye Vodafone Vakfı’nın desteğiyle hayat bulan Düşler Akademisi, farklı sanat dallarında verdiği eğitimleri, profesyonel platformlara taşıdı. Düşler Akademisi drama ve dans atölyelerinde eğitim gören öğrenciler tarafından kurulan Düşler Kumpanyası, fiziksel ve sosyal dezavantajlı gençlerin kültür-sanat yoluyla topluma katılımına ve istihdam fırsatları yakalamalarına çok önemli bir örnek oluşturuyor. Düşler Kumpanyası, ilk oyunu ‘Bir Aşk Hikayesi’ni, ilk kez 27 Mayıs 2010 tarihinde, Musfafa Kemal Merkezi Gösteri Salonu’nda sergiledi. Beşiktaş Belediyesi’nin de desteğiyle Türkiye Vodafone Vakfı, Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) işbirliği ile fiziksel ve sosyal açıdan dezavantajlı gençlerin hayata katılımlarını kültür sanat yoluyla desteklemek amacıyla kurulan Düşler Akademisi, farklı sanat dallarında verdiği eğitimleri profesyonel platformlara taşımaya devam ediyor. Düşler Akademisi drama ve dans atölyelerinden eğitim gören 14 gencin katılımıyla kurulan Düşler Kumpanyası tiyatro grubu, ilk oyunu “Bir Aşk Hikayesi” ile Mustafa Kemal Merkezi’nde tiyatroseverlerle buluşmuş oldu. Oyun öncesinde ise konuyla ilgili yapılan açıklama ise aynen şöyleydi: “Sanatı, hayatının bir parçası haline getirmek ve birer “sanatçı” olmak isteyen fiziksel ve sosyal dezavantajlı gençler için alternatif bir sahne yaratmak amacıyla kurulan Düşler Kumpanyası; dezavantajlı gençlerin, eğitim aldıkları takdirde sahne sanatlarında da ne kadar başarılı olabileceğini gösteriyor. Düşler Kumpanyası, ilk oyununda en evrensel duygu olan ‘aşk’ı anlatan “Bir Aşk Hikayesi” ile seyirci karşısına çıkıyor. Profesyonel hayatlarında tiyatrocu, dansçı, psikolojik danışman olan gönüllü Düşler Akademisi eğitmenleri tarafından yazılan ve y önetilen oyun, Düşler Mahallesi’nde yaşayan sakinlerin birbirleriyle olan sıcak ve samimi ilişkilerini, şiirsel bir dil ile anlatıyor” Oyun; hikayenin içine yedirilmiş işaret dili çevirileri/diyologları ve özenle yazılmış metni ile tüm fiziksel devazvantajlı gruplara hitap etmesi ile dikkatleri de toplamaya başardı.
Öte yandan Haziran ayında da ünlüler geçiti MKM’de devam ediyor olacak. Dünyaca ünlü sanatçılar unutulmaz saatler yaşatacaklar. 16 Haziran’da Simone Dinnerstein MKM Atilla İlhan Salonu’nda müzikseverleri büyüleyecek. Piyano tutkunlarının yakında tanıdığı sanatçı ile ilgile verilen detaylar ise şöyle: “Amerikan piyanisti Simone Dinnerstein, Bach`ın Goldberg varyasyonlarını seslendirdiği 2005 Carnegie Hall resitalinin ardından uluslararası çevrelerde büyük bir süratle ün kazandı.
Simone Dinnerstein, Kennedy Center, Vienna Konzerthaus, Lincoln Center Mostly Mozart Festivali, Aspen, Ravinia ve Stuttgart Bach festivallerine katılımları, Köln, Paris, Londra, Kopenhag, Bremen, Roma ve Lisbon turneleri, Dresden Philharmonic, Czech Philharmonic, New Jersey Symphony, St. Luke, Absolute Ensemble, Baltimore Symphony, Atlanta Symphony ve Minnesota Orkestraları konserleri ile kendisini takip edenlerin başını döndürüyor. Dinnerstein geçen yıl New York Town Hall`da People’s Symphony dizisi ve Lincoln Center Great Performers dizilerinde çaldı. New York Metropolitan müzesindeki üçüncü konserini ise bu yıl veriyor. New York Philharmonic ile Lincoln Center Avery Fisher Hall`daki ilk konserinin tarihi ise Temmuz 2009. Simone Dinnerstein`ın ilk solo albümü 2007 yılında TELARC tarafından yayınlandı. Bach`ın Goldberg varyasyonlarını seslendirdiği albümü ile Simone, Billboard listesinde hem de daha satışlarının ilk haftasında 1 numaraya yerleşti. New York Times ve Los Angeles Times gazeteleri, New Yorker ve Time Out New York dergileri tarafından“2007`nin En İyileri” listelerinde yayınlandı. iTunes `da “En İyi Klasik-Editörün Seçimi’ etiketini aldı. amazon.com sitesi albüme ‘2007`nin En İyi CD`si’ ünvanını verdi. Barnes & Noble kitabevi 2007`nin en iyi 5 başlangıcından biri olarak Dinnerstein`ı seçti. Eylül 2008`de bu çok başarılı albüm Diapason d`Or ödülünü kazandı.”
MKM’de piyano resitali deninde akla gelen bir diğer isim de yakında tarihte Atilla İlhan Salonu’nda sanatseverler ile buluşan Cristina Ortiz. Sanatçı ile ilgili detaylar ise övgü dolu. Mayıs ayının 12. gününde MKM’de müzikseverlerin karşısındaydı. Ortiz hakkındaki detaylar ise şöyle: “25 yılı aşan konser piyanistliği ve albüm kayıtları, Cristina Ortiz`i dünyanın dört bir yanındaki müzikseverlere kopartılamaz bağlar ile bağladı. Ortiz müziğe adadığı yaşamı boyunca sadece konser ve albüm kayıtları ile yetinmeyerek enerjisini oda müziğinin yaygınlaşmasına ve eğitime ayırdı. Beethoven`dan Bernstein`e uzanan çok zengin repertuarının yanısıra daha az bilinen kompozitörlerin eserlerine de dikkat çekmeyi başaran Ortiz`in bu alanda yapmış olduğu Clara Schumann ve Alma Brasileira albümleri özellikle övgüye değer. Cristina Ortiz dünyanın en ünlü şefleri Vladimir Ashkenazy, Neeme Järvi, Mariss Jansons, David Zinman, en saygıdeğer orkestraları Berlin Philharmonic, Cleveland, Chicago Symphony, Vienna Philharmonic, Czech Philharmonic, Philharmonia, Amsterdam’s Concertgebouw ve Philadelphia orkestraları ile çalışmalarını sürdürüyor.
Bugüne kadar 34 albüm kaydetmiş bulunan Cristina Ortiz`in, Brezilya`lı 20. yüzyıl kompozitörlerinin eserlerini seslendirdiği `Le Monde `un Seçimi’ ve ‘5 Diapasons’ etiketleri alan son albümü ‘Alma Brasileira’ adını taşıyor.” Ortiz’in MKM’deki programı Chopin’den oluşuyordu. (DEVAM EDECEK)

LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ-4
Sanata verdiği kapsamlı destek çerçevesinde belgesel film yapımcılığının gelişmesine de katkıda bulunan Beşiktaş Belediyesi’nin Belgesel Sinemacılar Birliği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile birlikte düzenlediği, “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” günlerinin dokuzuncusu Levent Kültür Merkezi, Onat Kutlar Sinema Salonunda gerçekleşti. Yönetmenliğini Aylin Eren’in yaptığı “Toroslarda Bir Efsane” adlı filmin gösterildiği etkinliğin söyleşi bölümüne, yönetmen Aylin Eren ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Oktay Ekinci katılmıştı. Nisan ayı içindeki diğer buluşma ise, Yönetmenliğini Rabia Bige Berker’in yaptığı Bizim Köy adlı belgesel film gösterimiyle devam etti. Toroslarda Bir Efsane (Halet Çambel) filmi hakkındaki detaylar ise şöyleydi: “Yönetmen: Aylin Eren. Tarih: 07 Nisan Çarşamba Saat: 19:00. Konusu: ‘1946 yılında Adana yakınlarında Karatepe- Aslantaş’da keşfedilerek, buluntularıyla uzun zaman bilinmeden kalmış Hitit hiyerogliflerinin çözümüne büyük katkı sağlayan Kral Asativatas’ın kalesinin öyküsü… Bulunuşundan, burada Prof. Dr. Halet Çambel öncülüğünde gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk taş eser restorasyonuna ve Türkiye’nin kendi türündeki ilk açıkhava müzesinin kuruluşuna kadar uzanan süreci; Karatepe-Aslantaş için yarım asırı geçen bir sürede gösterilen büyük çabaları, özverileri anlatan belgesel film.”
Bizim Köy (Mahmut Makal) filminin ise detayları ve aktarılanlar şöyleydi: “Yönetmen: Rabia Bige Berker.
Tarih: 14 Nisan Çarşamba Saat: 19:00. Konusu: ‘1933 yılında Niğde’nin Aksaray ilçesi Demirci köyünde doğan, İvriz Köy Enstitüsü mezunu yazar Mahmut Makal’ın öyküsü. Makal, köy yaşantısını, köyde doğmuş ve büyümüş biri olarak, köyün içinden anlatan ilk yazardır. Kendi ifadesiyle İvriz Köy Enstitüsü yazarın bütün hayatını değiştirmiştir. Film, Makal’ın köy öğretmenliği yaptığı sıradaki izlenimlerini yansıttığı “Bizim Köy” romanından esinlenmiştir. Mahmut Makal ve Antalya Aksu Köy Enstitüsü mezunu eşi Naciye Makal yıllar sonra Demirci köyünü ziyaret ederler. Zaman zaman politik baskılarla önü kesilen öğretmenlik mücadelelerinin öyküsü aynı zamanda köy enstitülerinin de öyküsüdür” Nisan ayının üçüncü haftasında ve son haftasında yine sinemaseverler birikimlerini genişletti. Yönetmenliğini Rüya Arzu Köksal Kudu’nun yapmış oluduğu “Son Kumsal” adlı gösterim 21 Nisan günü Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda saat: 19.00’de sanatseverler ile buluştu. Film ile ilgili detaylar şöyleydi:
“Güzel bir yaz günü, Vakfıkebir kasabasının Dutluk plajında neşeyle koşan çocuklar, top oynayan, horon tepen gençler, güneşlenenler, yüzenler. Bir kaç yüz metre uzakta, onlarca kamyonun sahile boca ettigi kayalar, denizi dolduran iş makineleri. Koyun diğer ucunda ise otoyolu yine aynı dalgalardan korumak için yapılan dalgakıran inşaatları. Doğal limanların ve balıkçı barınaklarının otoyol yapımı yüzünden yok olmasıyla kendilerine yeni yerler arayan balıkçıların takalarını karayoluyla taşımaları ve trajikomik öyküleri… Karadeniz halkının, yol yapma bahanesiyle denizinden koparılmasının hikayesi”
Bir diğer belgesel sinema gösterimi de yönetmenliğini Mihriban Sezen’in yaptığı ‘Sokağın Sesi’ adlı filmdi… 28 Nisan tarihinde yine aynı saatte Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinemeseverler ile buluştu. Filmin konusu şöyleydi: “Curcunası, şiddeti, sakinliği ve sıradanlığı ile sokak herkesindir. Herkesin -tanısın tanımasın- yan yana durduğu, teğet geçtiği, çarpıştığı, çatıştığı, buluştuğu yerdir. Hele de kentlerde, hayatın aktığı atardamarlar-toplardamarlar gibidir sokak; o kadar gerekli, o kadar vazgeçilmezdir. Ve sokağın sesi, hayatı yansıtır, hayata yansır. Sokaklar kirlenir, temizlenir her gün. Her gün, sokaklara sesler dolar, sonra uçup gider; bize kulak vermez, dinlemez, kaydetmez, yakalayıp yorumlamazsak yeniden sessiz kalırlar.”
Mayıs ayında da yine farklı gösterimler sinemaseverler ile buluştu. 5 Mayıs Çarşamba günü, Onat Kutlar Sinema Salonu’nda saat: 19.00’da Bahriye Kabadayı’nın yönetmenliğini yaptığı, ‘Devrimci Gençlik Köprüsü’ adlı film gösterildi. Filmle ilgili detaylar şöyleydi:
“Bir zamanlar gençliğin idealleri ve hayalleri vardı. 1969 yılında 68 gençliği içinden bir grup, eğer gerçekten istenirse hayallerin grçekleşebileceğini göstermek için Türkiye’nin en ucunda İran ve Irak sınırında bulunan Hakkari’ye gittiler ve Zap suyu üzerine bir köprü inşa ettiler. Bu köprünü yapımı, Türkiye’nin doğusu ve batısı arasındaki eşitsizliklerin sembolü haline gelen İstanbul Boğaz Köprüsü’ne karşı yaratıcı bir protesto eylemiydi. Gençler, Hakkari’de yaptıkları köprüye “Devrimci Gençlik Köprüsü” adını verdiler. “Halklar arasındaki dostluk” anlamını taşıyan köprü, 1999 yılında kimliği bilinmeyen kişilerce havaya uçuruldu.”
Mayıs ayının 12’sinde ise Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde yine farklı bir gösterimle “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” günleri devam etti. Savaş Güvezne’nin yönetmenliğini üstlendiği ‘Beşiktaş’ta Tayyare Fabrikası’ adlı belgesel film, Onat Kutlar Sinema Salonu’nda sinemaseverler ile buluştu. Saat: 19.00’da gösterilen film hakkında verilen detaylar ise şöyleydi: “Bir portre çerçevesinde Cumhuriyetin ilk yıllarına bir bakış. Ele alınan kişi Nuri Demirağ bir iş adamı. Demiryoları ihalelerine girerek Türkiye’de en fazla demiryolu inşaatı yapan müteahhit olmuş, yaptığı işlerin mükemelliği ve çabası ile, bir efsane kahramanı olarak anılmıştır. Soyadı Atatürk tarafından verilmiştir. Demirağ, 1930’larda dünyada daha emekleme çağında olan havacılık sektörüne yatırım yapmış. Beşiktaş’ta bir fabrika ve Yeşilköy’de de bir havaalanı kurmuştur. Türk Hava Kurumu’ndan sipariş aldığı 64 planör ve 12 uçağı imal etmiş ama uçaklar teknik nedenler ileri sürülerek rededilmiştir. Elinde kalan bu uçakların iyi ve güvenilir olduğunu ispatlamak için bir uçuş okulu kurmuş, toplam 420 pilot yetiştirmiştir. 60 bin saat uçuş yapan uçaklar hiç kaza yapmamıştır.” (DEVAM EDECEK)
ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ
SANAT ETKİNLİKLERİ-4
Beşiktaş Belediyesi kültür sanat etkinlikleri Ortaköy Kültür Merkezi’nde de Haziran ayında da yine birbirinden değişik oyunlar tiyatroseverler ile birlikte oldu. Yaz aylarının ilkinde yine birbirinden ilginç tiyatro oyunları sanatseverleri büyüledi. Bu oyunlardan bir tanesi spontan gelişen diyaloglar örgüsünden ve tepkilerinden oluşuyordu. İstanbul Spontanite Tiyatrosu Gösterisi “Yılın Son Gösterisi” olarak duyurmuş olduğu oyunla; Haziran ayınnda tiyatroseverleri Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde ağırladı. Seyircilerin öykülerinin oynandığı ve yalnızca bir kez oynandığı spontan, yaratıcı ve terapötik tiyatroya ilgi oldukça fazlaydı. Oyunu Deniz Altınay yönetti. Oyuncular ise şöyleydi: “Ayça Atasoy, Sündüz Atay, Güneş Çalışkan, Ertan Görgü, Teri Granti, Derya Leblebicioğlu, Elif Vatansever.”
Haziran ayının yine çok konuşulan oyunlarından bir tanesi ise Yalçın Menteş Tiyatrosu’ndan geldi… ‘Yiyoz İçiyoz Ödemiyoz’ adlı oyun, tiyatroseverlere neşeli anlar yaşattı. 2 perdeden oluşan oyun, günümüzde yaşanan kredi kartları ile ilgili olayları farklı bir mizah dili ve farklı bakış açısıyla irdeledi.
Uğraş Güneş’in yazdığı, Serkan Budak’ın yönettiği ve müziklerini Murat Akbulut’un yaptığı oyunda; Yalçın Menteş, Fatma Can, Erman Okay, Ebru Kural, Serkan Budak, Kaan Taşaner, Duygu Paracıkoğlu ve Uğraş Güneş rol aldı. İzleyenlerin sahnede kendilerini görecekleri ve kahkahalarla gülecekleri “Yiyoz, içiyoz, ödeyemiyoz” oyunu Haziran ayına damgasına vurdu.
Öte yandan Haziran ayının ikinci yarısında da Ortaköy Kültür Merkezi’nde etkinlikler hız kesmedi. 15 Haziran’da Elif Yalçın’ın bahar konseri müzikseverleri mest etti.
Bir başka oyun ise, yine yaz aylarının ilkinde gerçekleşen haber kabaresiydi.. Acaba nasıl bir oyun çıkarıyorlar dedirtircesine farklı bir oyun daha yine Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’ndeydi… Haziran ayının ortalarında sahne diyen oyunun ismi ise ‘Mesut Yar ile Bir Haber Kabaresi’… İki perdelik oyunda Türkiye’nin hikayesi, skeçlerle, müzikle, resimli haber tarihi ile anlatılıyordu.
Ortaköy Kültür Merkezi’nde adından söz ettiren bir diğer oyun da, Artiz Mektebi’ydi… Afife Jale Sahnesi’nde oynanacak oyunlardan bir tanesi de Probil Amatör Tiyatro Topluluğu tarafından TOÇEV yararına bir oyun sergilendi. Müjdat Gezen ve Kandemir Konduk’un yazdıkları “Artiz Mektebi” oyununu Hakan Bilgin yönetmenliğinde Afife Jale Sahnesi’nde sanatseverler ile buluştu. Oyunun gelirinden ise Toçev’in “Bir Şey Değişir Her Şey Değişir” kampanyası kapsamında, maddi imkansızlıklarla uzak coğrafyalarda eğitim almaya çalışan çocukların eğitim ihtiyaçları karşılamayı amaç edinmişti. (DEVAM EDECEK)

SPOR HABERLERİ

KARTAL EVE DÖNDÜ!
Beşiktaş’n yeni hocası Schuster ilk radikal kararını aldı. Schuster bundan böyle yeni sezonda takımı kampa almayacağını belirterek, “Maçlardan iki-üç gün önce evine gidecek” dedi.
Edinilen bilgiye göre takımla bir toplantı yapan Alman teknik adam beklentilerini ve kamp sürecini anlattı. Asıl sınavının lig ile birlikte başlayacağını vurgulayan Schuster alınacak iyi sonuçlarla moral ve motivasyonun lige yansıyacağını söyledi. Sarışın Melek lakaplı Alman Teknik adam idman ve kamp programları konusunda da şöyle konuştu: “Milli takımların programlarına göre antrenmanlarımız olacak. Sayımız çok az olduğu için sabah çalışacağız. Bu durum sezon içerisinde değişecek. Ayrıca prensiplerim gereği kampa karşıyım. Maçtan iki-üç gün önce kendi evinize gidebilirsiniz. Bir nevi evinizde kamp yapacaksınız. Sorumluluk sahibi insanlar bunu başarır. Bu demek değildir ki siz istediğinizi yapacaksınız.”
UÇURDULAR!..
Siyah Beyazlı ekibe Guti ve Querasma’nın gelişiyle birlikte kombine ve forma satışlarında daha şimdiden patlama yaşandı… Buna bağlı olarak yapılan açıklamalarda, önceki sezon 100 bin forma satan kulübün bu yılki hedefinin 150 bin olduğu söyleniyor. Dünyanın en yetenekli futbolcuları arasında gösterilen Portekizli Ricardo Quaresma ve İspanyol Guti’yi renklerine katan Beşiktaş, bir anda bütün Avrupa’nın dikkatini de üzerine çekmeyi başardı. Yine bu ünlü iki oyuncunun kadroya dahil olmasıyla birlikte kulübün 1.5 ayda hisse fiyatı %27 arttığı da belirleniyor. Alınan verilerine göre Beşiktaş, Türkiye’de kadro değerinde 100 milyon euroyu aştı. Ve yine buna göre Beşiktaş’ın şu anki değeri 100.6 milyon euro. Takımın en değerlisi konumundaki, yeni transferlerden Q7, 10 milyon, Guti ise 6 milyon euro değerinde. Toplamda ise bu 2 transferin ilk yıl için maliyeti 13.5 milyon euro, yani 27 milyon TL civarında. Satılması hedeflenen 150 bin formadan kulüp kasasına forma başına yaklaşık 20 TL kaldığı hesaplandığında ise kulübün forma satışlarıyla kasasına girebilecek 3 milyon TL, transfer maliyetinin sadece yüzde 11’ini karşılamış olacak.

SPOR YAZARLARI TRANSFERLERİ VE BEŞİKTAŞ’I DEĞERLENDİRDİLER
Spor yazarları transferleri ve Beşiktaş’ı değerlendirdi. Radyo Beşiktaş’ta da canlı olarak yayınlanan söyleşiler camia tarafından büyük ilgi ile izlendi. Programı kaçıranlar yayın tekrarlarını www.besiktas.com.tr adresinden izleyebilirler. İşte görüşlerden özetler:
GÜVEN TANER – STAR
“Öncelikle yerli yerinde transferler olduğunu düşünüyorum, iki nedenle… Bir Beşiktaş’ın yavaş yavaş kaybetmeye başladığı bir coşkusu vardı. Yani çifte şampiyonluktan sonra Denizli ile elde edilen… Geçen yıl biraz soluk kaldı!.. Beşiktaşlı’nın Beşiktaş’ın yeniden hem futbol takımının hem tribündeki Beşiktaşlıların hem yurt hem dünya sathındaki Beşiktaşlıların yeni bir coşkuya gereksinmesi vardı. Yönetim kurulu bunu başardı. Guti ve Querasma’yla… Ayrıca, Villareal maçında gördük ki Cenk de çok önemli bir transfer. Çok yerli yerine oturmuş bir transfer… Geçen yıl biliyorsunuz, Aralık ayında üç kalecisi birden sorun yaşadı Beşiktaş’ın… Ve ne durumlara düşmüştü, ne sıkıntılar yaşamıştı. Onun için kaleciler çok önemli.
Querasma da Guti ye gelince; isimleriyle, geçmişleriyle Beşiktaş’a çok önemli bir hava kattılar. Bu birinci bölüm. İkincisi futbollarıyla Beşiktaş’ın futboluna katkıda bulunmaktalar. Bunu görüyoruz. Querasma’yı daha fazla seyrettik. Guti’yi bir hazırlık maçının 70 dakikasında gördük ama takıma ne kadar katkıda bulunacağını anladık. Onun için ikisi de çok önemli yerli yerinde transferler diye düşünüyorum. Guti ve Querasma isimlerinin takım kadrosu içindeki futbolcuları da motive etti. Onlara da yeni bir heyecan kattı. Büyük hedeflere gidileceği umudu doğdu. O umut Beşiktaş’ta hep vardı ama arttı, güçlendi. Ayrıca; Schuster yeni bir oyun anlayışıyla Beşiktaş’ı donatmaya çalışıyor, bu yıl takım hücumunda başarılı olan bir sistemin peşinde Schuster… Ancak, Beşiktaş’ın çok pozisyon verdiğini de biliyoruz, bunu da gözden kaçırmamak lazım. Geriye dönüşü çok iyi başarmak ve topu kaybettiğimiz yerde tekrar kazanmak lazım, toplu hücum riskli çünkü… Schuster takımı oturtmaya çalışıyor. Bir iki maçta elde edeceğini sanmıyorum. Aynı oyuncuların savunma karakterleri yok…”
ATIF KEÇECİ – ZAMAN
“Querasma tribünleri hareketlendiren ve tribünlere hoş gelen hareketleri yapan tarzda bir futbolcu. Guti ise Beşiktaş’ın senelerdir arzuladığı oyun hakimiyetini elinde tutabilecek, takımda liderlik yapabilecek vasıflara sahip bir futbolcu. İlerlemiş yaşı dezavantajı ama profesyonelliği üst düzeyde… Bunu kapatıyor. Guti dikkat ederseniz kendisinden çok topu koşturuyor, topu iyi yerlerde kullanıyor. İşi bilen bir adam. Beşiktaşlı iyi bir Guti’den fayda sağlar.
Mustafa Denizli zamanında biliyorsunuz tamamen defansif ağırlıklı futbolculardan kurulu bir takım sahadaydı. Yeni hoca hücum futbolunu seven tarzda bir kişi. Eski alışkanlıkları futbolcuların üzerinden atabilmelerini nasıl temin edebilecek? 2-3 senenin getirdiği bir alışkanlık var. İyi bir senaryo düşünecek olursak Beşiktaş’ı iyi bir sezon bekliyor. Ancak, Beşiktaş’ın paraya çok ihtiyacı var. Beşiktaş borç üzerine borç katıyor. 50 yıllık İnönü Stadı’na bile parasal sıkıntılardan kurtulabilmek için isim alınıyor. Bunu Süleyman Seba düşünmedi, Serdar Bilgili zamanında bir ara gündeme geldi. O tarihte 3 seneliğine 25 milyon dolar vermişlerdi. Ama kabul edilmemişti. Şimdi duyduğum kadarıyla 5,5 milyon euroya iki seneliğine Beşiktaş’ın önüne isim alınması söz konusu… Ayağını yorganına göre uzatmış olsalardı, bugün bunlara gerek kalmazdı. İnşallah iyi sonuçlarla Türkiye’de şampiyon olmakla Avrupa’da Şampiyonlar Ligi’ne kalmakla bir kısım gelir karşılanmış olur.”
TURGAY DEMİR – FOTOMAÇ
“Beşiktaş son yıllarda bence ilk kez doğru transfer hamleleri yaptı. Hem Guti, hem Querasma bünyeye çok uygun isimler. Şu anki görüntü bunu gösteriyor. Özellikle, Guti Beşiktaş için biçilmiş kaftan diyebilirim. Querasma da geldiği günden bu yana katkı yapıyor. Bu sezon keyifli ve renkli geçeceğe benziyor. Beşiktaş’ın daha işi bitmedi. Öncelikle 3 tane yabancı futbolcudan kimin gideceği belli değil. Her türlü haber dedikodu kulaklarına gidiyor. Kafalar karmakarışık. Sivok sakatlandı da, Beşiktaş bir karar verebildi. Ama buna rağmen, Beşiktaş yeni bir yabancı oyuncuyu daha almaya çalışıyor. Bu belki bir kişinin daha gitmesine neden olacaktır. Ama bu transferle, yani futbolcunun istenmesi şeklinde bir gitme olacaktır. Zorlamayla değil. O açıdan ben artık kafa karışıklığı olduğunu düşünmüyorum. Sivok sakatlandı, İbrahim Toraman sakatlandı, daha düne kadar Zapo sakattı… O bölgede alternatifin çok olması gerek. Bu bir kez daha görüldü. Çünkü savunma aksayabilir.”
ÖMER GÜVENÇ – AKŞAM
“Hem Querasma, hem de Guti’nin kariyeri futbolculuğu için aleyhinde söz söyleyen bir tek kişi olamaz. Futbol anlayışıma göre en azından gelişlerinin futbol taraftarlarını heyecanlandırdığını diğer takımın taraftarlarını biraz laf aramızda, kıskandırdı. Bunu da açık açık söylüyorlar zaten. En iyi en kariyerli futbolcuları kadrosuna katan takım Beşiktaş. Querasma Beşiktaş taraftarlarını coşturacak büyük bir yetenek… Futbolsever olarak herkes gidip Querasmayı seyretmek ister. Çok gol atar mı zannetmiyorum ama çok gol attırır, penaltı yaptırır. Şöyle bir eksisi var bana göre hem sağ kanatta hem sol kanatta oynuyor. Geri dönmeyi de pek sevmediği için arkasında oynayan beklerin durumu biraz kritik. Hep ikiye bir kalırlar, nitekim bunu bir kaç maçta gördük. Guti ise, Beşiktaş’ın görmek istediği lider bir futbolcu. Bunu Villareal maçında gördük, sanki yıllardır Beşiktaş takımında oynuyormuş gibi çok rahattı. Takım arkadaşlarıyla diyaloğunu çok iyi gördüm. Yanlış yapanın yanına gitti, olur böyle şeyler, dedi. Güzel hareketler yapan futbolcu arkadaşlarını alkışladı. Her iki futbolcunun da yine üstüne basa basa söylüyorum yeteneklerinden kariyerlerinden şüphem yok. Yeteneklerini burada da göstersinler isterim. Çünkü bunların örneği var; Anelka da Ortega da geldi onlar da kariyerli oyunculardı. İspanya gol kralı olarak Guiza geldi. Gördüğünüz gibi hiçbir şey veremediler. Onun için bekleyip devamlılığını istikrarını görmek lazım diyorum.”
KARTAL YİĞİT – HABERTÜRK
“Beşiktaş gerçekten yıllar sonra popüler bir ekip kurdu ve transferler yaptı. Zaman zaman transferlerde çok büyük hatalar oldu geçmiş dönemlerde… Kulübün kasasından çıkan boşa giden milyonlarca eurolar vardı. Querasma ve Guti Beşiktaş camiasını heyecanlandırmaya yetti. Bu kombine satışlarını ürün satışlarını etkiledi. Sportif anlamın dışında saha dışındaki Beşiktaş’a şimdiden katkı sağlamaya başladı.
Zorlu maraton, lig maratonu başlıyor. Oynanan maçlara baktığımızda iki transferin de yararlı olacağını gördük. Guti’yi konuşmaya ve tartışmaya bile gerek yok. İspanya’daydık Villareal karşısında Guti’yi izledik. Fiziki olarak hazır olmasa da neler yapabileceğini gördük. Gerçekten Beşiktaş’a çok yararlı olabilecek bir transfer. Özellikle ben Guti’nin takım oyuncusu olduğu için çok çok daha yarar sağlayacağına inanıyorum. Orta alandaki ofansif yöndeki eksikliği atacağı kritik öldürücü ara paslarla kapatacaktır. Guti Beşiktaş’ın son dönemde gerçekleştirdiği en önemli transfer. Real Madrid’te yaptıklarını biliyoruz. Buraya gelmesi büyük bir olay. Bir aya kalmaz Guti’nin istenilen düzeye erişeceğini sanıyorum. Takıma da kolay adapte oldu.
Querasma farklı bir oyuncu, büyük bir yetenek. O çalımları atmak topu kendine has trivela dediğimiz vuruşları ayrı bir uslup, tribün adamı. Şov adamı Querasma. Çok zor anda çıkıp bir iki hareketle maçı koparabilecek bir oyuncu…
Defansif anlamlarda sıkıntı olduğunu gördük. Hücum yönünde sıkıntı yok. İyi Bobo Beşiktaş’ı rahatlatır, hatta buna Nobre de dahil. Schuster tarzını aşılamaya başlamış. Asıl amacım hücumdur, diyor. Büyük bir takım galibiyeti düşünmelidir, taraftarına göze hoş gelen futbol sergilemek zorundadır. Bunda bir sorun yok ama bazı şeyleri dengelemek lazım. Beşiktaş su anda takım savunması yapıyor bu bir handikap. Hakan ve Cenk’in çıkardığı 4-5 pozisyon bir soru işareti ve dikkat çekici… En büyük sorun savunmada.”
HAYRİ ÜLGEN – FOTOSPOR
“Herşeyden önce Beşiktaş, Querasma ve Guti’nin yanında iki tane iyi kaleci transferi yapmış gibi görünüyor. Biri Hakan Arıkan biri Cenk Gönen. Hiç umulmadık bir şekilde başarı gösterdiler ve adeta Rüştü’ye şu davetiyeyi gönderdiler; ‘Rüştü abi jübileni yapabilirsin, gönül rahatlığıyla. Kale artık bizim…’
Guti zaten gerçekten büyük bir isim. 15 yıl aralıksız Real Madrid takımında oynamış. Oradan da Beşiktaş’a gelmişse ve oynadığı ilk maçta Beşiktaş’a zenginlik katmışsa demek ki Guti Beşiktaş için çok çok önemli bir yıldız olacak. Q7’yi hiç söylememize gerek yok. O tribünlere keyif neşe verecek. Yaptığı artistik hareketlerle futbolun bir şov olduğunu o sahada gösterecek. Tribündekilerde bu şovu güzel bir şekilde yaşayacaklar. Beşiktaş takımının tek bir eksiği var kim ne derse desin eğer UEFA kupasına yarı final ve final oynamayı düşünüyorsa yüzde yüz bir tane Carew gibi veya ona yakın iyi bir santrfora ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Alman teknik direktör, dikkat edilirse 4’lü forvet ile oynuyor, bu da nedir? Futbola keyif veren hücum futbolu… Yıllardır Beşiktaş defansif oynuyordu şimdi ofansif bir futbol oynadığı için keyif alacak Beşiktaşlılar…” Didem TUTAL

AVRUPA’DA YENİ RAKİP
HJK HELSINKI
Beşiktaş’ın Avrupa yolundaki rakibi Finlandiya temsilcisi HJK Helsinki oldu. Siyah-Beyazlılar ilk maçı İnönü’de… UEFA Avrupa Ligi play-off turunda ilk maçlar 19 Ağustos’ta, rövanşlar 26 Ağustos’ta… Gruplara kalan takımlar böylelikle belli olacak.
Beşiktaş’ın UEFA Avrupa Ligi play-off turunda rakibi olan Finlandiya’nın HJK Helsinki takımı, UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda Sırbistan’ın Partizan takımına elenerek, UEFA Avrupa Ligi’nde Siyah-Beyazlı takımın rakibi oldu.
Geçen sezonu şampiyon olarak tamamlayan ve Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etme hakkı kazanan Fin takımı, 2. ön eleme turunda Litvanya’nın FK Ekranas takımıyla eşleşti. Rakibine deplasmanda 1-0 mağlup olan HJK Helsinki, kendi sahasındaki karşılaşmayı 2-0 kazanarak adını 3. ön eleme turuna yazdırdı. Bu turda Sırbistan’ın Partizan takımının rakibi olan Finlandiya’nın temsilcisi, rakibi karşısında iki maçta da tutunamadı. İlk maçta deplasmanda Partizan’a 3-0 yenilen HJK Helsinki, kendi sahasındaki karşılaşmadan da 2-1 mağlup ayrılarak Şampiyonlar Ligi’ne vade etti ve UEFA Avrupa Ligi’nde yoluna devam etme durumuyla karşı karşıya geldi.
Beşiktaş’ın rakibi olan HJK Helsinki, ülkesinin en önemli takımı olarak dikkat çekiyor. Geçen sezon şampiyon olan ve bu sezon da 14 takımlı liginde 11 galibiyet, 3 beraberlik ve 2 yenilgi sonrası topladığı 36 puanla lider durumda bulunan HJK Helsinki, maçlarını 10 bin 770 kişilik Finnair Stadı’nda oynuyor. 1907 yılında kurulan ve mavi-beyaz formayla mücadele eden Finlandiya temsilcisi, ülkesinin en büyük ve en zengin takımı olma özelliğini taşıyor. Kendi liginde 22 kez şampiyonluğa ulaşan mavi-beyazlılar, 10 kez Finlandiya Kupası’nı, 4 kez de Finlandiya Lig Kupası’nı kazanma başarısı gösterdi. HJK Helsinki, UEFA Avrupa Ligi 3. ön elemede eşleştiği Beşiktaş’a ikinci kez rakip oldu.
1994-95 sezonunda Avrupa Kupa Galipleri Kupası’nda Beşiktaş, Finlandiya temsilcisi ile eşleşti. Rakibini ilk maçta 2-0 yenen siyah-beyazlı takım, rövanş mücadelesinden ise 1-1 berabere ayrılarak tur atlama başarısı gösterdi.
Teknik direktörlüğünü Finlandiyalı Antti Muurinen’in yaptığı HJK Helsinki takımında 1’er Sierra Leoneli, Güney Afrikalı, Gambialı, Brezilyalı, İsveçli ve Hollandalı futbolcu bulunuyor.
Beşiktaş’ın yeni rakibinin kadrosunda hangi oyuncular var derseniz, şöyle sıralanıyor;
“Kaleciler: Ville Wallen, Jani Viander, Tomas Karike.
Savunma: Tuomas Kansikas, Peter Magnusson (İsveç), Rafinha (Brezilya), Mathias Lindström, Pyry Karkkainen, Juhani Ojala, Aki Riihilahti, Valtteri Moren, Mikko Sumusalo.
Orta Saha: Mohamed Kamara (Sierra Leone), Cheyne Fowler (Güney Afrika), Janne Saarinen, Sebastian Sorsa, Erfan Zeneli, Johannes Westö, Alexander Ring, David Ramandingaye.
Forvet: Juho Makela, Jarno Parikka, Dawda Bah (Gambiya), Daniel Hoesen (Hollanda), Akseli Pelvas.”
STADA YENİ AD!
Beşiktaş’ta İnönü Stadı’nın adının değiştirilmesi gündemde. Uzun zamandır konuşulan ama tepki alınacağı düşüncesiyle geri adım atıldığı söylenen stad ismiyle ilgili yeni kararlar alındı. Buna göre, Beşiktaşlıların mabedi olarak nitelendirilen BJK İnönü Stadı’na isim sponsorluğu için başvuru yapan Özel Medical Park Hastanesi’nin talebi kabul edildi. Bu anlaşma doğrultusunda kurumun Beşiktaş’a 2 seneliğine 6.5 milyon dolar ödeyeceği öğrenildi. Ancak son edinilen bilgiye göre taraftarın tepkisi nedeniyle sponspor firmanın konuya sıcak bakmadığı ortaya çıktı. Gelişmeler merakla bekleniyor. Beşiktaş daha önce yapılan benzer teklifleri hep reddetmişti.

KARA KARTAL GOLCÜ AVINDA
Beşiktaş Yönetimi Q7 ve Guti’nin dışında takıma bir de gölcü kazandırmak için çaba sarf ediyor. Bir yıldız daha alabilmek için haftanın bir çok gününü yurt dışında geçiren yöneticiler geçenlerde tekrar Londra’ya gitti. Edinilen bilgiye göre; öğle yemeğinde Manchester City’nin yıldızları Robinho ve Adebayor’un menajerleri ile kulüp yetkilileriyle ile bir araya gelen yöneticilerin her iki futbolcu için de teklif verdiği iddia edildi.
ÖNCELİKLE ADEBAYOR VE ROBINHO
Beşiktaş’a yeni bir yıldız oyuncu mu geliyor? Bu soru günlerdir camiayı meşgul ediyor. Milan ile Juventusun da istediği söylenen ismin Beşiktaş gündeminde olduğu iddia ediliyor. Emmanuel Adebayor’un bonservisinin çok pahalı görüldüğü ve o nedenle kiralama formülü üzerinde durulduğu söyleniyor. Başkan Demirören, siyahi forvetin kadroya dahil edilmesini çok istediği söyleniyor.
CRUZ’UN ADI DA
ÖN PLANDA
Öte yandan Beşiktaş Teknik Direktörü Schusterin isteği üzerine transfer çalışmalarını yürüten yönetim, farklı bir rotaya kaydığı iddia ediliyor. Manchester City’de fazla forma şansı bulamayan ve Adebayor ile aynı özelliklere sahip olan Paraguay’ın golcüsü Roque Santa Cruz gündeme alındı. Paraguaylı forvet, “İngiltere ve Almanya Ligi’nden de teklifler alıyorum. Ancak şartlarda anlaşırsak neden olmasın” yanıtını verdi. Futbol Komitesi Başkanı Serdal Adalı, “Bir hafta içerisinde bu iş netleşecek. Ancak gündemimizdeki isimler; Guti, Quaresma, Adebayor gibi klas oyuncular…” açıklamasını yaptı.