Kederi Dağıtan Mavi

Toplumun üstünden eksik olmayan kara bulutlar düşünen, üreten, bilime, sanata açık insanları ürkütmüyor elbette ama kederlendiriyor. Değerli dostum Gürol Sözen’in deneme kitabı ‘Kederi Dağıtan Mavi’ (Tarihçi Yayınevi 2014) elime yeni geçti sayılır. Okumaya başlamadan önce kitabın adı çeşitli çağrışımlar yarattı kafamda. Arabesk bir topluluk olmanın, kaderciliğin her alanda boy gösterdiği bir ortamda ödünsüz bir yaşantı sürmenin güçlüklerini düşünmeye başladım. Gülmeyi, içinden gelerek kahkaha atmayı, sevinci, coşkuyu paylaşmayı unutmuş insanlar topluluğuyuz nicedir. Yasaklara boğulmuşuz. Din bağnazlığında sarmalanmış çocuğu, genci yaşlısı ile acılarla kavrulup gidiyoruz. Yolda izde rastladıklarınız hep kederli hep öfkeli yüzler. Keder şarkılara türkülere sinmiş. Dizilere, Filmlere, günlük konuşma dilimize, sosyal medya yazışmalarına yansımış arabesk üslup. Yazınımızda da iki ortak tema işlenir çoklukla; kader ve keder. Kısaca ülke insanının yaşamdan tat almayı, yaşamın güzelliklerine sırtını döndüğü bir süreçten geçiyoruz. Sahi ne oldu bize?
Gürol Sözen, Sanat Tarihçisi, Ressam ve Yazar. Sanatçı duyarlılığı ile kaleme aldığı, çeşitli dergilerde, gazetelerde yayınlanmış deneme türündeki yazılarını bir kitapta topladı. Adı umuda açık kapı bırakıyor: Kederi Dağıtan Mavi. Üstümüze sermek istedikleri kara bulutlar arasında ışığı gösteren yazılar bunlar. Evrensel kültürün Anadolu’daki izlerini bir sanat tarihçisinin yetkinliği ile anlatıyor kitabında Gürol. Denemelerinde, mimari var, mitoloji var, günümüz sanatına değin yazarın görüşleri de var. Ve elbette sanat da politikadan soyutlamayacağına göre siyaset de var.
Hangi alanda olursa olsun emek insanlarının -içinde yazarı çizeri, ressamları, müzikçileri de barındıran- bir mücadele yılı olacak 2015. Karanlığı aydınlık bir geleceğe dönüştürmek için, kültüre, eğitime vurulan prangaları kaldırmak için, düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki engelleri yok etmek için, daha özgür daha yaşanası bir Türkiye için…
Bu bağlamda Sözen’in kitabına dönelim. Bir bölümünü önceden dergi ve gazetelerde yayımlandığında da takip ettiğim yazılar birbirinden renkli, ufuk açıcı yazılar. Emek ürünü bir çalışma. Kalemini fırçası kadar ustalıkla kullanan bir sanatçının bilgi dağarından fışkıran yazılar toplamı, “Parklar” denemesinden seçtiğim küçük bir alıntıya göz atalım:
“Her parkın kendi sesi vardır. Kendi sessizliği olduğu gibi. Gülün yapraklarını aralayışındaki sessizlik. Bir ağaç altındaki yeşili ve yayılan taze çimen kokusu, fısıldaşmalar ve dokunuşlarıyla katkıda bulunan bir güvercin, kumru bir de küçük serçenin konduğu daldaki meraklı bakışları! Hiçbir park sıradan değildir. Hiçbir sevdanın sıradan olmadığı gibi.”
Söylemem gerek, Gürol Sözen bir Anadolu sevdalısıdır. Doğa tutkunu bir gezgindir de. Mavi renge vurgunluğu da boşuna değildir. Çünkü mavi bizler için umuttur, mavi gökyüzüdür, mavi denizlerin rengidir, mavide keder yok olur, mavi barıştır, mavi sonsuzluktur. Okuyun Gürol Sözen’in denemelerini seveceksiniz. Karanlık güç odaklarına karşı yalnız olmadığınızı bir kez daha duyumsamış olacaksınız.