“Güç ama…”

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Suriye’ye kara harekâtı sadece Amerikan stratejilerinin Esad sonrası dönemi kapsamasıyla mümkün olur” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, “IŞİD’ten sonra sınırımızın korunacağına emin olabileceğimiz açık bir strateji varsa elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız” dedi.

CNN’den Christiane Amanpour’un sorularını yanıtlayan Başbakan Davutoğlu, “Suriye’de ‘IŞİD’ten öncesi ve IŞİD’ten sonrası’ diye bir ayrım yapmamalıyız. Suriye’deki krizin ilk günlerinden şimdiye kadar hiçbir ülke saldırılara, rejimin acımasız saldırılarına ve IŞİD’e karşı Türkiye’nin yaptıklarından daha fazlasını yapmadı. Geçen yıl 10 Ekim’de hükümet kararıyla IŞİD’i terör örgütü ilan ettik” dedi.

ABD’nin Esed rejimine karşı değil, sadece IŞİD’e yönelik hava saldırılarıyla ilgili bir soruya yanıt veren Davutoğlu, “ABD’nin Suriye’deki hava saldırılarının gerekli ancak yeterli değil. Bu hava saldırıları, IŞİD’in engellenmesi için gerekli ancak birleşik bir strateji geliştirmediğimizde ne olacak? IŞİD’i ortadan kaldırdığımızda başka bir örgüt gelebilir” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Suriye’de kimyasal silahlar kullanıldığında, tüm müttefiklerimizden resmi olarak Suriye’deki rejime karşı çok daha sert bir siyaset izlemelerini istedik çünkü bu mezhep siyasetleri, IŞİD tarafından kullanılan bir boşluk oluşturdu. İşte bu yüzden bugün Kobani’de IŞİD’i cezalandırmak ve bir sonraki adımı belirlememek gelecekte daha büyük sorun çıkarabilir. Çok dikkatli olmalıyız. Neden biz uçuşa yasak bölge istiyoruz çünkü yeter artık. Türkiye neredeyse 1,6 milyon mülteci kabul etti ve her gün gelmeye devam ediyorlar. Bugün bile Kobani’den yaklaşık 2 bin kişi geldi. İstatistiklere baktığınızda Christiane, mültecilerin sayısı rejim tarafından düzenlenen hava saldırıları, Scut füzeleri, varil bombaları yüzünden arttı. Eğer insani krizi durdurmak istiyorsanız, hava saldırılarını, bombardımanı durdurmanız gerekir. Bu, Türkiye için çok önemli çünkü bir sonraki adım… Gelecekte son derece kritik bir senaryo olarak görüyoruz.

Diyelim ki IŞİD’i ortadan kaldırdık. Bu güç ama yapacağız. Ertesi gün rejim, Hapel ya da diğer kentlere hava saldırısı düzenleyecek ve bu, çok daha büyük bir insani kriz yaratacak. Bu bizim, geçerli talebimiz. Uçuşa yasak bölge istiyoruz. Sınırımızda güvenli bir bölge istiyoruz. Yoksa tüm bu yük, Türkiye’nin ve diğer komşu ülkelerin omzuna binmeyle devam edecek.”