Beşiktaş’ta arkeolojik keşif

Ülkemizde 2018 yılında 350’ye yakın arkeolojik kazı çalışması yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu kazılara 26 milyon lira ödenek tahsis etti. Ayrıca müzeler tarafından sürdürülen 50’ye yakın kurtarma kazısı yapılıyor. Bu yıl arkeolojik kazılardan ortaya çıkarılan 10 önemli buluntu arasında İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından sürdürülen Beşiktaş metro kurtarma kazılarında bulunan iki figürin de yer alıyor.

1- ANTİK LİMAN DUVARI
Tarihi Haydarpaşa Garı’nın peronlarında rayların iyileştirmesi çalışmalarında İstanbul’un tarihine ışık tutacak yepyeni buluntular ortaya çıkarıldı. İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından sürdürülen kurtarma kazılarında Khalkedon (Kadıköy) şehrine ait sur duvarları veya antik limanın mendireği tespit edildi. 3 metre genişliğinde ve yaklaşık 4 metre derinliğindeki duvarın özgün yapısı ve kesme taşlarla örülü olması bu iki ihtimali güçlendiriyor.

2- KURGAN MEZARLAR 
Beşiktaş Meydanı’nda İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin sürdürdüğü metro istasyon kazılarında ilk tunç çağı başlarına (M.Ö. 3500-3000) tarihlenen iki adet figürin bulundu. Kurgan tipi mezarda ölü ile birlikte gömülmüş bulunan figürinlerin üzerindeki semboller henüz çözümlenebilmiş değil. Benzer sembollerin Balkanların kuzeyi ve step kültüründe görüldüğü bilim insanlarınca ifade ediliyor. Birinin büyük diğerinin küçük olması nedeniyle anne ve çocuğunu temsil ettiği düşünülüyor.

3- AKDENİZ’DE VİKİNG KILICI
Patara Kazı Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan tarafından sürdürülen arkeolojik kazılarda Liman Hamamı’nda namlu bölümü kırık ve oldukça korozyonlu viking kılıcı bulundu. Stil özelliklerinden yola çıkılarak M.S. 9-10. yüzyıllara tarihlendirilen kılıcın, Patara’ya nasıl geldiği sorusu tam olarak bilinmiyor. Üzerinde ahşap bir kına ait kalıntıların bulunduğu bu kılıcın Patara’da ölen bir Vareng’in (Viking) mezarına bırakılmış olabileceği ihtimali de düşünülüyor.

4- İNSAN YÜZLÜ TAŞ
İstanbul Beykoz çevresinde yüzey araştırmaları yapan Doç. Dr. Emre Güldoğan, Paleolitik döneme tarihlenen insan yüzü olarak biçimlendirilmiş taşlar tespit etti. Taşın doğal olmadığı, insan yüzü olarak yontulduğu ve İstanbul’un tarih öncesi dönemi araştırmalarına önemli ipucu vereceği değerlendirmesi yapılıyor. İnsan yüzü biçimli taş nesne üzerinde, üçgen biçimli gözlerle kaş kemerleri ve burun oldukça net bir biçimde ayırt edilebiliyor.

5- ANADOLU’DAKİ TÜRK İZLERİ
Kars Kağızman’da Türklerin Anadolu’daki izlerini simgeleyen 70’e yakın kaya resmi bulundu. Kaya resimlerinde at tasvirleri, süvari resimleri, av ve tuzak sahneleri, dağ keçileri, geyik, ren geyiği, hayat ağacı vb motifler yer alıyor. Tunç çağı (M.Ö. 3000-M.Ö. 1200) yıllarına ait olduğu tahmin edilen kaya resimleri oldukça dikkat çekici. Araştırmayı sürdüren Prof. Dr. Alpaslan Ceylan “Türklerin Anadolu’ya giriş tarihi olarak belirtilen 1071 tarihi artık sorgulanmalıdır” diyor.

6- İLK RESMİ GAZETE
Kazı Başkanı Prof. Dr. Gürcan Polat tarafından sürdürülen Balıkesir’deki Antandros antik kentinde 2.200 yıllık 22 satırdan oluşan bir dekret ortaya çıkarıldı. Antik kentlerde herkesin görebileceği agora gibi yerlere dikilen ve genellikle kanun maddeleri içeren yazılı dikili taşlar olarak bilinen dekret, günümüz resmi gazetesiyle özdeş. M.Ö. 2. yüzyıla tarihlenen yazıt, Bergama Kralı Eumenes ve Attalos tarafından Antandros’a gönderilmiş olan bir komutanın onurlandırılmasına ve ona imtiyazlı davranılmasına ilişkin bir metin içeriyor.

7- BRONZ ÇAĞI MEZARI
Dr. Brenna Hassett tarafından yönetilen bir araştırma ekibi, bronz çağı mezarlığı olan Siirt Başur Höyük’te ölü gömme uygulamalarını inceledi. Bu mezarlıkta, M.Ö. 3100 ila 2800 arasında gömülmüş çok sayıda insan kalıntısı içeren geniş, tabut benzeri bir taş mezar ortaya çıkarıldı. Bu mezarda, dönem ve bölge için görülmemiş sayıda yüksek statülü mezar hediyeleri vardı. Üç mezarda en az 11 kişinin varlığı tespit edildi.

8- 1700 YILLIK BÜST
Mersin’in Mezitli ilçesinde yeralan Soloi-Pompeiopolis antik kentinde 1700 yıllık büst bulundu. Prof. Dr. Remzi Yağcı başkanlığında yürütülen ve Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından da desteklenen arkeolojik kazılarda M.S. 3. yüzyılın başlarına tarihlenen portre büst şeklindeki heykelin, Soloi Pompeiopolis’te yaşayan bir aristokrat, yönetici ya da komutana ait özel bir portre olduğunu düşünülüyor.

9- TEDAVİ MERKEZİ
Tekirdağ Karaevlialtı mevkiinde yaklaşık 2100 yıllık tedavi merkezi bulundu. Prof. Dr. Neşe Atik tarafından sürdürülen kazılarda Heraion Teikhos (Hera’nın Şehri) antik kentine ait tedavi merkezinde çok sayıda ilaç küpleri, ilaç yapımında kullanılan fırınlar, tıp aletleri ve ilaç olarak kullanılan dikenli deniz salyangozu (murex) kalıntıları tespit edildi. Sindirim tedavisinde, karaciğer tedavisinde, kelliğe karşı, şişmiş kasların tedavisinde kullanılan Murex kabuklarının ise diş temizliğinde diş macunu olarak kullanıldığı antik kaynaklarda söz ediliyor.

10- TROYA’DA YENİ KUTSAL ALAN
Troya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, Troya’nın kutsal alan olarak kullanılmış olabileceğini gösteren buluntulara rastladıklarını söyledi. Aslan, “Özellikle 1930’lu yıllarda kazılan ve ‘batı kutsal alanı’ olarak tanımlanan yerde ve aynı zamanda Athena tapınağı olarak tanımlanan alanda ortaya çıkan, buranın kutsal alan olarak kullanılmış olabileceğini gösteren buluntular karşımıza çıkıyor. Belki de Troya’da yeni bir ‘güney kutsal alanı’ gibi kutsal alan varlığının olup olmadığını ilerleyen kazı sezonunda göreceğiz” diyor.