ALIŞVERİŞ: 2018 moda piyasasında neler oluyor?

Yeni yılda yeni trendlerde kendini göstermeye başladı. Geçtiğimiz yıl BOF ve McKinsey&Company tarafından ilki hazırlanan “Modanın Durumu” raporu çok önemli bir veriyle açılmıştı: “Eğer moda endüstrisinin ekonomik gücünü ülkeler ile karşılaştırabilseydik; moda, dünyanın en güçlü 7. ülkesi olurdu”. 2018 raporu tam 1 yıl sonra dünyanın 7. en güçlü ülkesi için yüzde 3.5 ile yüzde 4.5 arasında bir büyümeden bahsediyor. Ancak rapor diğer yandan da bir çağın sonuna geldiğimizin ve büyümedeki liderliğin ve bu payın artık batı marketlerinin elinde olmadığının altını çiziyor.

BOF ve McKinsey&Company moda endüstrisini şekillendiren dinamikleri tanımladıkları, endüstrinin performansına şeffaflık getirdikleri ve de kreatiflerin ve de şirketlerin 2018’de akıllarından çıkarmamaları gereken trendleri araştırdıkları raporu, 500 moda şirketi ile yaptıkları görüşmeler, aldıkları uzman görüşleri moda sektörünün en büyük aktörleri ile gerçekleştirdikleri söyleşiler aracılığıyla oluşturdu. BOF’un Imran Amed’i ve McKinsey&Company’nin Achim Berg’i: “Bu rapor sayesinde moda endüstrisinin geleceğini belirleyecek akımları öğreneceksiniz” şeklinde raporun işlevini özetliyorlar. İşte raporun üç ana bölüm altında 2018 için önemli olduğunu düşündüğü 10 nokta:

Global Ekonomi
1) Kalıcı Belirsizlik:
Politik ve de ekonomik belirsizlik normalleşti. Moda endüstrisinde çalışan kurum ve de kişiler ani değişiklikler yaşayan çevreye uyum sağlamakta gecikmemeli ve de ellerinde olmayandan çok ellerinde olanı kontrol etmekte ustalaşmalılar. Esnek modeller yaratılmalı ve bu belirsizlik iklimine uyum sağlanmalı.

2) Yine ve Yeniden Küreselleşme:
Hakkındaki konuşmalar eskisi kadar şiddetli olmasa da küreselleşme kavramı hiçbir yere gitmedi. Değişen bir şey varsa o da küreselleşme kavramına artık daha çok online’da rastladığımız. Dijital veriler ve de kolay bağlanılabilirlik çeşitli kurumlara yeni şanslar verirken, rekabeti arttıracak. 2020’de dünyadaki vatandaşların e-ticaret üzerinden 1 trilyon dolar harcamış olacağı öngörülüyor.

3) Asya’nın Gücü Adına:
Asya moda endüstrisinin yeni ağırlık merkezi olarak görülüyor. Dünya çapındaki e-ticaret satışlarının yarıdan fazlası Asya’ya ait. Satışlar Asyalıların tek başarıları değil, yıllardır öncülük ettikleri teknolojik ilerlemeleri ve de inovasyonları moda sektörüne dahil ediyorlar. Yatırımcılar Asya’da daha çok yatırım yaparken, Blockchain teknolojisinin de bu bölgede büyük bir geleceğinin olacağını savunanlar da çok.


Kullanıcı Alışkanlıkları
4) Daha Çok Kişiselleştirme:
Ürünlerin kendilerine özel olması gün geçtikçe müşteriler için daha çok önem taşır hale geldi. Satın alanlar daha çok kendilerine özel ürünleri tercih ederken, kurumların da veri toplamadaki güçlerini arttırmaları gerekiyor. Kanaat önderleriyle işbirlikleri, kişiye özel deneyimler satın alanlar için daha çok önem taşıyacak. Her şeyin demokratikleştiği bir ortamda herkes kendini daha özel hissetmek istiyor. Yapay zekayı kullanarak dev platfromları kişisel hale getirmek de artık mümkün.

5) Önce Platform:
Kullanıcılar araştırmalarını ve alışverişlerini artık daha çok platformlar üzerinden yapıyorlar. Platformların kendilerine sundukları deneyim nihai kararlarında etken. Lüks veya herhangi bir segment fark etmez platformların gücü artmaya devam ediyor. Bu noktada mobil aplikasyonların gücünden bahsetmeye bile gerek yok zira insanlar o platformlarla daha çok mobil üzerinden buluşuyor. Araştırmalar Amerika’daki vatandaşların %55’inin satın alacakları ürünü Amazon üzerinden araştırmaya başladıklarını söylüyor. Soru şu: markalar bu platformlarla nasıl işbirlikleri oluşturacak?

6) Mobil Obsesyon:
Online ödeme bütün dünyada yaygınlaşırken müşteriler markalardan kolay ödeme yapabilecekleri ekosistemler bekliyor. Sosya medya ile bağlantılı satın alma araçları kullanıcılar tarafından rağbet görüyor. Bitcoin’in geleceği tartışılırken insanlar cep telefonlarının cüzdanları haline gelmesini istiyor. Her şey hızlı olmalı, satın alanların beklentileri artık daha yüksek. Kurumlar iç satın alma ve üretim süreçlerini de hızlandırmalı ve de ürünlerini müşterilerle en kolay yoldan buluşturmalı.

Moda Sistemi
7) Yapay Zeka Artık Hayal Değil:
Yapay zeka artık sadece üretim süreçlerinde kullanılmayacak. Geleneksel kullanım alanlarının dışına çıkarak müşteri ile kurulan iletişimin şekillendirilmesine de yardımcı olacak. Yapay zeka üzerinden geliştirilen yaratıcı fikirler artık çok uzakta değil, kanıt isterseniz Amazon’un Kiva’ya yaptığı 775 milyon dolarlık yatrırım buna iyi bir örnek olabilir. Yapay zeka, fiyat optimizasyonundan görsel analizine bir çok alanda kullanılabilir. Kurumlar kendilerine fırsat sağlayacak en uygun alanları belirlemeli.

8) Sürdürülebilirliğin Değeri:
Sürdürülebilirlik artık kurumsal sosyal sorumluluk projelerinden öteye gidiyor. Şirketler sürdürülebilirliği stratejik planlamalarının bir parçası yapıyor. Tedarik zincirinin daha şeffaf ve de etik olması müşteriler için her zamankinden daha önemli. Özellikle de genç jenerasyon için. Markalar değer yarattıklarını onlarla iletişime giren kişilere göstermeliler. Misyon ve vizyonları görünür olmalı.

9) İndirim Var!:
Fiyatlara indirim yapılmasının avantajları ve de dezavantajları gündemde. İndirim bazı firmalar ve ellerinde kalan ürünler için çeşitli çözümler sağlasa da birçok riski yanında getiriyor. İndirime giren ve gireceği bilinen ürünler halihazırda satışta olan ürünün değerini düşürme riski taşıyor. Kurumlar indirim yapacağı kanalları iyi belirlemeli zira indirim süreçleri doğru yönetilmez ise firmanın marka değerini de düşürebilir.

10) Startup Bakış Açısı:
Moda endüstrisi inovasyona susadı. Bu noktada startup’ların sahip olduğu güçlü yanlar üzerinde düşünülmeli. Açıklık, işbirliği ve de kıvraklık büyük kurumlar tarafından tekrardan değerlendirilmeli. Bu, şirketlere yeni işbirlikleri ve yeni çalışma biçimleri getirecek. Geliştir – Test et – Öğren modeli firmalar için önemli bir ders olabilir. Gelenekseller yeni yetenekleri de keşfetmeli ve onlarla güçlerini birleştirmeli.

VOGUE