Ne Twitter’mış?!..

Bizim Beşiktaş Medya Grup’un yazılı ve internet basın dışında,
sosyal medya hesapları da güçlüdür. “Facebook ve Twitter toplam 500.000 sayısına yaklaşıyor” dedi arkadaşlar geçenlerde… Onun için tüm haberleri ve de bir sözümüz varsa oradan yazıyoruz, milyonlara ulaşıyor, yeterli geliyor zaten gündem oluşturmak için… Ama benim de yıllar önce açılmış bir şahsi twitter hesabım var. Eş, dost arkadaşlar da takip ediyor, “Resmi hesaplarımızdan daha samimi bir ortam” diye ben de ayda bir kaç kez fikirlerimi buradan paylaşıyorum.
***
Geçenlerde usta gazeteci Mehmet Türker’i kaybettik!.. Ben de bir tweet attım!.. “Efsane gazeteciydi” diye… Gerçi Erol Simavi döneminin Hürriyet Gazetesi, o zamanlar başlı başına efsane idi ya!..
O tweet’e öyle yanıtlar geldi ki, inanamadım…
***
Türker için neden öyle dedim?!.. 140 karakteri geçecek imkanım var, açıklayayım bari buradan milyonlar öğrensin…
Hürriyet’te benim de hocamdı ve yakın çalışıyorduk da ondan…
Ben, 1980’lerin başında istihbarat servisinin tıfıl bir muhabiriyken, o da şefimizdi… Beni gazeteci yapan odur!.. Bana çok güvendi, dev isimlerle birlikte aynı masada oturttu. Bilgi toplamayı, araştırmayı, doğruyu bulmayı, 8 satırdan 8 sayfa haber yazmayı bu büyük camiada öğrendim. Birçok haberim 1. sayfadan çıktı. Daha stajyer iken 20-25 haber ödülü aldım, onu utandırmadım!.. Sonraları, koskoca 2. Şube’yi teslim etti, tüm polis haberlerini benim takip etmemi istedi. O şubeden Mehmet Ağar ve Sadettin Tantan gibi iki bakan bile çıktı…
Düşünün!..
Yeterlimidir?..
***
Ama en önemlisi nedir bilirmisiniz? Ayrılık!..
Beni çok etkiliyen bir anım vardır Türker’le… Hürriyet’ten ayrıldığım zaman, daha doğrusu başka bir dev gazeteye yine Simavi’lerin Günaydın’ına transfer olduğumda, kısa bir konuşma yapmıştık, bana “Hürriyet’ten istifa edilmez, kovulunur, bugüne kadar kimse ayrılmadı” demişti. Bu kısa söylem sitemdi apaçık!.. Belki de bir ağabey nasihatı, belki dostane bir uyarı!..
***
Bir daha görüşmedik. Ama onu ve bana kattıklarını hiç unutmadım. Öncelikli olarak gazeteci kimliği ile hatırladım.
***
Aradan yıllar geçti…
Mehmet Türker on yılı aşkındır Sözcü’de yazıyordu. Kaderin cilvesine bakın ki, O da benim gibi Hürriyet’ten ayrılmış veya bu benim söylemim değil, kovulmuş (!) ve yine benim gibi 1980’li yıllarda Hürriyet’ten transfer olduğum eski Günaydın, şimdinin Sözcü ekibindeki yakın arkadaşlarım ile birlikte gazetecilik yapmıştı.
***
Keşke ölmeden hep birlikte bu dev ekip oturup konuşsaydık, konuşabilseydik, öğrenseydik herşeyi!.. Hepimizin yaşları ilerlemiş, güler eğlenirdik!..
Severdim onu… Bir ağabey gibi, bir yakın akraba gibi, bir idol gibi…
Ama, hayat böyle birşey işte!..
“Nurlar içinde yat…”
SİYASET KABUSUMUZ OLDU!..
Siyaset ile ilgili ne yazayım düşünüyorum her ay, çünkü gündem hep aynı, başta FETÖ mevzu, ananayasa değişikliği, başkanlık seçimi mi, değil mi, ekonomik kriz mi, tsunami mi, hangi köprünün, metronun temeli atıldı, hangi alanlar yine imara açıldı? falan filan… Hatta sehitlerimizin haberi bile artık rutin gelmeye başladı insanlara… Ne felaket bir durum değil mi? Can sıkıcı, mide bulundırıcı ve kabus gibi!..
Şimdi yine refarandum, hadi git sandığı oyunu kullan!.. Onun için ne ben yazayım, ne siz okuyun!.. Huzurunuzu bir de ben kaçırmayayım.
Tek söyleyeceğim oyunuzu kullanın!.. Hiç değilse fikirlerinizi sandığa yansıtın!..
Twitter’dan verdiğim tek mesaj budur!..
SPOR MU KALDI
ALLAH AŞKINA!..
Beşiktaş bizim için bir yaşam biçimi. Şampiyon olursa seviniyoruz, bir taraftar olarak o kadar!.. Bir de Beşiktaş’ımıza katkımız olursa gazeteci olarak ne ala…
***
Futbol bir oyun, yenmekte var, yenilmekte… Ancak son zamanlarda öyle olaylar duyuyoruz ki, inanması oldukça güç… Takımınız yenilirse, stadda protesto edebilirsiniz, yönetimi istifaya da çağırabilirsiniz, bu taraftarın hakkıdır.
Ama, futbolcuları dövmek, satırlarla taşlarla saldırmak neyin nesi?.. Allah’tan bizim camiamızda bu tür olaylar olmuyor, eski kabadayı sistemde bir nevi ortadan kalktı sayılır!.. Tribünler de temizlendi sanki!.. Fikret Orman ve yönetimi bu konuda çok yol aldı. Hakkını teslim edelim. Kaldı ki, kabul edilir bir şey değildir bu işler… Ancak hala bu devirde ve değeri yüz milyonlarca dolar olan bir ligde oluyorsa çirkin olaylar, “Spor Toto Süper Lig’te” yaşanabiliyorsa, pes vallahi!.. Kim bilir, alt liglerde ve amatör kademelerde neler oluyordur?..
***
Bırakın köşe yazısını, geçenlerde çok önemli ulusal günlük bir gazeteden teklif geldi, “Sonra görüşürüz” dedim, kaldı ki, Twitter hesabımdan bile gerekmedikçe 35 yıllık gazeteci, 30 yıllık spor yazarıyım, artık spor yazmıyorum haberiniz olsun!..
Özetle; her konuda olduğu gibi ne yazık ki futbolda da adım adım sona doğru…