Beşiktaş doğru yolda

Başarı için bazı kıstaslar vardır, Beşiktaş yönetiminin bu kıstaslarına bakarsak artılarının çok olduğunu görüyoruz. Lig de şampiyonluğun büyük ölçüde adayı. UEFA Avrupa Kupası’nda ilk 16 da ve de birincilik için gösterilen ilk üç adaydan da biri. Futbolcuların maddi ve manevi sorunu hiç yok, maaşları ve primleri tıkır tıkır ödeniyor. Huzurları, moralleri üst düzeyde. Hoca ile sezon başında yaşanan kriz iyi yönetildi, aralarında sorun yok hatta muhabbetleri çok ileri düzeyde. Stadımız bitmiş ve tüm haşmetiyle göz kamaştırıyor. Gelir ve gider düzeyi ayarlanmış sıkıntı yok. Özetle çatlak ses hiç çıkmıyor, herkes de hepimizde büyük bir huzur var, yolumuz açık ilerliyoruz.
Tüm bunları sizlere keyifle yazarken, bugün stadımızda yapılması kararlaştırılan DİVAN TOPLANTISINDA, yönetimin toplantı için salonu vermeyip, hatta ve hatta kapıları da kilitleyip, onca insanı, yani hem de Divan üyesi kişileri sokakta toplantı yapmaya mecbur bıraktığını maalesef öğreniyorum. Tam kendi ayağına kurşun sıkmak buna denir, başka bir değerlendirme yapamam.
Yahu bırak, Divan başkanı olacak zat belli ki koltuğunu kaptırmamak için her türlü kozunu oynamaya, yani çarpışa çarpışa gideceğini ilan etmiş ve bu arada hukuki bilgisini de kullanarak dava kazanmış vs. vs. Şimdi sen bunun karşılığında neden Divan kurulunun hukuken yapması gereken toplantısını yaptırtmama gereği duyuyorsun? Bırak, aç salonunu toplansınlar, ne mahzuru var anlamadım. Sadece ortamı germekten başka bir şey değil, o kişi zaten ortamı geriyor, bari sen germe, senin daha önemli işlerin var. Hafta başı GS maçı, bir hafta kadar sonra Olympiakos maçı, stres hem sizde, hem de hepimiz de had safhada, adeta bu iki maça odaklanmışız.
Özetle yönetimin bu son olayda verdiği karar ve uygulaması çok yanlış oldu, yapmamalıydı. HATADIR.
Gelelim maçlara, sezon başından beri yazılarımı okuyan sizlere hep ne dedim? “Bu takıma çok iyi bir kaleci ve önüne de iki iyi futbolcu şarttır” dedim. Kaleciyi Allah nazardan saklasın bulduk, ama iki adamı maalesef bulamadık, hatta geri dörtlüyü de bir türlü istenilen kalitede kuramadık ve bunun sonucunda da bedava goller yedik ve de yemeğe de mahkumuz, zira geri dörtlünün arkasına atılan her top, maalesef hep gol pozisyonu ve hep yüreğimiz ağzımızda, yalan mı arkadaşlarım ?
Neticede görüşüm şudur ki; Geri dörtlümüz fahiş hatalar yapmazsa, Orta sahamız Atiba’mıza ayak uydurursa, o tika takaları iyi yapar, golcülerimiz de ellerine geçen fırsatları iyi değerlendirir ise, biz GS’yı da, Olimpiakos’u da rahat rahat geçeriz derim, ama aksi olursa üzülürüz, inşallah bunlar olmaz ve de bence önemli bir faktör de ŞANSIMIZIN YAVER GİTMESİDİR, ki ben öyle maçlar bilirim ki, top inat eder, girmez de girmez. Allah bizi böyle bir şanssızlıktan korusun. AMİN
Beşiktaş’ımıza her iki maçta da başarı dileklerimle sizlere de hayırlı günler diliyorum. Hoşça kalınız.