GÜNDEM: Sınırda gözümüzü kör etmişler

2008’de 17 askerin şehit olduğu Aktütün baskını sonrası hükümet, sınır güvenliği için yerli bir sistem istedi. Siparişin verildiği TÜBİTAK, milli sistemi 2011’de tamamladı. Ancak FETÖ’ye bağlı ‘TÜBİTAK imamı’, hayati projeyi durdurdu.

Sınırda İsrail yapımı MUGİ sistemine mahkum kalınca Aktütün’ün ardından Dağlıca, Çukurca ve Uludere saldırıları da yaşandı. Hudutlar için yerli sisteme ancak 2013’te geçilebildi.

Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) ile TÜBİTAK arasında 2010 yılında imzalanan sınır güvenliği sistemi geliştirme projesinin iptalinin arkasındaki skandallar zinciri ortaya çıktı. ÖKK ile imzalanan protokolün ardından TÜBİTAK’ta sınırda tam denetim sağlamaya yönelik bir proje geliştirilmesi için hummalı bir çalışma başladı. TSK, sınır güvenliği için o güne kadar İsrail’den satın aldığı Mini Under Ground Imaging System (MUGİ) isimli bir projeyi kullanıyordu. Ancak bu sistem, karmaşık kodları ve pahalı fiyatı nedeniyle sınır güvenliğinin etkin bir şekilde sağlanmasını engelliyordu. Yeni ve yerli bir sistemin kurulma çalışmalarını bu etkenlerin tetiklediği bildiriliyor. Şırnak’taki Biliçtepe ve Geymişule üs bölgelerinde bu sistemi test eden mühendislerden biri, FETÖ soruşturması kapsamında savcıya verdiği ifadede, MUGİ’nin test çalışmalarına İsraillilerin de katıldığını ve karmaşıklığından dolayı sistemin etkin bir şekilde kullanılamadığını söyledi.

HUDUTTAKİ BÜTÜN HAREKETLER İZLENECEKTİ!
Tüm bu nedenlerden dolayı TÜBİTAK bünyesinde başlatılan yeni proje, İsrail’in MUGİ projesine alternatif olarak tasarlandı. Çalışmaları son aşamaya gelinen bu yeni ve yerli sistem tüm termal kameralarla uyumlu çalışabilen bir bilgisayar ve yine yerli işlemci kart ve yazılımdan oluşuyordu. İnsan kaynaklı hataların da minimuma indirileceği bu sistemde kamera görüntülerinde çıplak gözle fark edilmeyen ısısal hareketlerin tespit ediliyor, 50 adet hedef kırmızı bir kare içinde izlenebiliyor, gündüz 3 km, gece ise 1 km’ye kadar insan hareketleri, termal kamuflajdaki hedefler, teröristlerin gündüz açtığı taciz ateşlerinin yer tespitleri ve aynı zamanda hedefin kimliği tespit ediliyor, insan-hayvan ayrımı yapılarak zaman ve mühimmat sarfı da önleniyordu.

SAHADAKİ TESTLER SONUÇ VERDİ
Yerli mühendisler tarafından tasarlanan bu sistem sabit üs bölgelerinde de kullanılabilirken taşınabilir özelliği de vardı. İnsansız hava araçlarından elde edilen görüntüler yine bu sistemle kıymetlendirilebiliyordu. Proje son aşamasına geldikten sonra Genelkurmay’dan gelen bir heyet yeni projeyi beğendi ve uygulamaya sokulmasını istedi. Hatta 2011’de deneme amaçlı bazı üs bölgelerine kurulan sistem, etkin sonuçlar verdi. Ancak o dönem TÜBİTAK’ı ele geçiren FETÖ üyeleri hayati önemdeki projeyi bir anda durdurdu. Projenin durdurulmasında TÜBİTAK’ın eski Başkan Yardımcısı HASAN Palaz’ın etkisi olduğu biliniyor. Yeni projenin iptal edilmesiyle bunun yerine İsrail’den alınan etkisiz proje kullanıma devam edildi.

PROJENİN İPTALİ PKK’NIN KARARIYLA AYNI DÖNEMDE
Askeri kaynaklara göre bu projenin iptal edilmesi ile PKK’nın 2011 yılında açıklandığı sözde ‘eylemsizliği durdurma’ kararı aynı döneme denk geldi. Eğer yerli hudut gözetleme sistemi projesi durdurulmasaydı Dağlıca, Çukurca, Uludere gibi facialar yaşanmayacak ve sınırdan herhangi bir terör unsurunun geçişi engellenecekti. Yeni projenin temellerinin 2008 yılında Aktütün saldırısının ardından atıldığı ve 2011’e kadar yoğun gayretlerle bitirildiği öğrenildi.

İsrail’den satın alınan MUGİ sınır güvenliği sistemi 2013’e kadar hudut hattında kullanıldı. Bu süre içinde sınırdaki karakollara defalarca terör saldırısı düzenlendi ve onlarca asker şehit oldu. Terörün tırmanmasının ardından hükümet, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’na talimat vererek yeni sınır gözetleme sistemi kurulmasını istedi. Şu an sınır hattında yerli sistemler kullanılıyor. Kaynak: Milliyet