Terör insanlığı nasıl vuruyor?

Devletin milyonlarca lira harcayarak yaptığı uçsuz bucaksız yollar, Doğu-Batı demeden Türkiye’nin her köşesine uzanıyor, insana, insanlığa hizmet ediyor..
Yapımları milyarlarca liraya mal olan köprüler ise nehirleri, gölleri aşıyor, sevenleri buluşturuyor, hasretleri gideriyor, özlemlere son veriyor ve bekleyen yürekleri kavuşturuyor…
Doğu’da da binlerce kamu binası halka hizmet veriyor, çare buluyor, derman oluyor, yol gösteriyor, adalet dağıtıyor, haksızlığı gideriyor ve dilleri, kültürleri ayrı olsa da aynı kilimin desenleri olan milyonlarca yurttaşa kol kanat geriyor…
Geri kalmış bölgelerdeki barajlar boşa akan suları biriktiriyor, kuraklığı yok ediyor, çölleri yeşillendiriyor, kentleri aydınlatıyor, işsizliğe çare oluyor ve en önemlisi de kırsala suyla uygarlık götürüyor…
Ve herkesin ihtiyacı olabilecek ambulanslar… Gece gündüz, kar kış demeden siren sesleriyle umut dağıtan ambulanslar…
Günün 24 saati teyakkuz halinde; bir kalp durmasın diye nefes nefese, köylere, mezralara, yollara evlere ulaştırılan ambulanslar hiç durmadan can taşıyor, kan ulaştırıyor, imdada gidiyor ve insanlığı en masum anında, en kötü çıkmazlardan kurtarıyor…
Peki, tüm bu hizmetler için devletin milyarlarca dolar harcadığı Güneydoğu kentlerinde PKK yıllardır ne yapıyor?.. Ne yazık ki insanın insana yapmayacağı her şeyi…
Ayrılıkçı şiddet yanlıları her yıkımı, her tahribatı ve her acıyı yaşatıyorlar köylere, kentlere, devlete ve insanlara… Hem de hiç çekinmeden, hiç acımadan…

Yollar kan gölü!..
PKK yıllardır, her fırsatta ulaşım bölgelerini engelliyor, yollara patlayıcı yerleştiriyor, karayollarının üzerinde hendekler kazıyor, yıkıyor, parçalıyor, döküyor ve güzergahları geçit vermez hale getiriyor…
Yollar kan gölü artık Güneydoğu’da… Acı ve panik yaşanıyor yollarda… Yolcular eşkıya korkusunda, bomba paniğinde, ölüm telaşında ve can pazarında!.. Ve ne yazık ki Türk de vuruluyor yollarda, terör yorgunu Kürdümüz de…
PKK hiç acımadan köprüleri de dinamitliyor… Nehirleri, gölleri, dereleri, geçilmez hale getiriyor, insanlığın ulaşımını engelliyor, seyahat özgürlüğünü vuruyor, hasrete hasret katarak çoluk çocuk demeden tuzaklar kuruyor…
Terör örgütü militanları günlerdir kamu binalarını bombalıyor; okulları yakıyor, karakollara ateş ediyor, resmi binalara saldırıyor, yıkıyor, parçalıyor ve halka hizmeti engelliyor…
Son üç haftada saldırıya uğrayan kamu binası sayısının 150’ye ulaştığı söyleniyor… Devletin zararı yüz milyonlarca lirayı aşıyor, hizmet aksıyor, halk sürekli zarar görüyor.
PKK halkın umudu olan barajların yapılmasını da istemiyor. Teröristler yıllardır, baraj şantiyelerini basıyor, hafriyat araçlarını yakıyor, işçileri kaçırıp öldürüyor, müteahhitleri tehdit ediyor, su akıtılmasını, elektrik gelmesini, ekmek kazanılmasını engellemeye çalışıyor…
Son bir yılda baraj ve benzeri yatırımlara yönelik saldırı, kundaklama, bombalama, adam kaçırma eylemlerinin 200’ü aştığı belirtiliyor…

Ambulansa düşmanlık?..
Heyhat ki, PKK artık ambulans da yakıyor!.. Hani savaşlarda bile dokunulmayan ambulanslar var ya işte onları vuruyorlar!.. Tıpkı Tatvan’da askeri hastane, Şemdinli ve Van’da ise sağlık ocaklarına saldırdıkları gibi…
Son haftalarda Güneydoğu’da en az 5 ambulans hasta taşırken ya da hasta almaya giderken, yani imdada yetişmeye çalışırken saldırıya uğradı… Sağlık çalışanları tartaklandı, tehdit edildi, yaralandı, ölüm korkusu yaşadı
Son saldırı dün Mardin’in Nusaybin ilçesinde yaşandı. Hasta almaya giden 112 acil servis ambulansına yüzleri kapalı terör yandaşları tarafından molotof kokteylleri ile saldırı düzenlendi…
Militanlar aracın etrafını sararak yakmaya çalışırken, ambulans sürücüsü hastayı alamadan bölgeden hızla uzaklaşmak zorunda kaldı. Saldırı anı amatör bir kamera tarafından da görüntülendi.
Peki, ambulans bekleyen hastaya ne oldu, yakınları ne yaptı, kundaklama sonrasında neler yaşandı kimse bilmiyor!..
Bilinen tek şey, asker ve polisleri şehit eden PKK’lılar, kendi insanlarını da ambulans yakarak can evinden vurmaktan ve ölüme terk etmekten çekinmiyorlar.

Kör ihanet!..
Evet; artık ambulansı bile hedef alan insafsızlığın vahim örnekleri ne yazık ki her gün Güneydoğu’da yaşamı cenderede tutmaya devam ediyor…
Adına “misilleme” denilen bu insafsız saldırılarda hedef alınan araç gereç, bina ve görevlilerin tamamı Güneydoğu’da… Yani nüfusun en az yüzde 70’inin Kürt kökenli yurttaşlardan oluştuğu kentlerde…
Anlayacağınız, PKK ve kentteki terör unsurları “devleti vuralım, intikam alalım, zarar verelim” derken analarını, bacılarını, ailelerini, aşiretlerini, komşularını, dostlarını, arkadaşlarını, hemşerilerini velhasıl kendi insanlarını da vuruyorlar…
Hem de can kurtarma peşindeki ambulansı, ambulansın geçeceği köprüyü, gideceği yolu ve duracağı hastaneyi umursamadan!.. Ne diyelim; yazıklar olsun insanlığı vuran kör gaflete ve de kör ihanete!..