Seçimler ne diyor?

AKP. Seçimlerde yenen ocak-parti kuşkusuz AKP’dir. Türkiye’nin her yerinde seçime girebilen, ayrıca her ilinden oy alabilen iki ocaktan biridir.
Ne var ki, Kürt oyların HDP’ye akışıyla AKP Doğu ile Güneydoğu’da kar gibi erimektedir. Gelecek seçimlerde bu erime hızlanacak, CHP ile MHP’nin durumuna düşecektir. AKP ulus karşıtı, ümmetçi duruşunun yalnızca batıda geçerli olduğunu görmelidir. AKP Güney ile Güneydoğu’da Kürt milliyetçiliğinin ümmeti yadsıdığını okumalıdır.
AKP’yi erimekten kurtaracak biricik çare MHP’leşmesidir. AKP, duruş düzeyi olan %38-42 aralığıdır. Bundan böyle gerileyecek ancak yükselmeyecektir.
CHP.
65 yıldır yönetimden uzaklaştırılmış bu ocak öz eleştiriye kapalıdır. Türkiye’de CHP’nin duruş aralığı %23-27 aralığıdır. Doğu ile Güneydoğu Anadolu’dan oy alamadığından Türkiye’yi yönetme olasılığı bugün de yoktur, yarında olmayacaktır.
CHP, bir çıkmaz sokaktır.
Türkiye’nin batısında da erimektedir. Toplumca, Türkiye’nin yönetim seçeneği bir ocak olarak görülmemektedir.
Atatürkçü ile Ulusçuları arındırmasından sonra ülküsü törpülenip gitmiştir. Tutunacağı dal yoktur. Ocaktan attığı Atatürkçülerin oylarıyla sürünmekte, onları sömürmektedir. Gelecekte, hiçbir dönemde Türkiye’yi yönetme olasılığı olmadığı gibi Cumhuriyetçilerin önünde, yenilenip güçlenmeyi engelleyici önemli bir öğedir. Ocak içindeki tutucular nedeniyle, kötüye gidiş durdurulamamakta, geriye gidiş dingilleri sökülüp atılamamaktadır.
HDP.
CHP bu durumuyla varlığını sürdürdükçe, Türkiye’nin yükselen gerçek karşıt-muhalif ocağı Kürt soycusu-ırkçısı olan HDP olacaktır. HDP, ülkenin her ilinden oy alabilen, en çok Batı’da büyüyen bir ocaktır. HDP seçmeni Kürtçülük ülküsünde birleşmiştir. Ülküleri Türkiye’yi Kürtleştirerek Türklerle bir federasyonda birleşmek, sonrada Türkleri kendi içlerinde eritip ortadan kaldırmaktır.
Gelecek seçimlerde HDP; AKP ile CHP içinde askıda duran oyları kendinde toplayarak Türkiye’nin gerçek karşıt ocağı olacaktır. Bu süreç, Türkiye’nin Kürtleşmesine, süre içinde Federatif bir ülkeye dönüşmesine neden olacaktır.
Batı ülkeleri Sevr ile başaramadığını, Türkiye’yi Kürtleştirerek başaracaktır. Tıpkı Kuzey Irak’ta Türkmenlerin eritildiği gibi.
MHP.
MHP, Türkiye’nin Doğu ile Güneydoğusundan oy alamamaktadır. Ayrıca ülküsüz, arada kendini idare eden bir ocaktır. Hiçbir emek vermeden, çaresiz kalan Türkçü oyları alarak varlığını sürdürmektedir.
Duruş aralığı %12-18 arasıdır. Erksiz yönetimi, eğitimden yoksundur. Bu nedenle, Türklük ile Cumhuriyet değerlerini savunamamaktadır. Yöneticilerin, yeterli eğitimleri olmaması, coşkusuz olmaları nedeniyle toplum MHP’yi çıkış yolu olarak görmemektedir.
MHP’nin üst yönetimden arınarak yeni, erkin bir yönetimce, Atatürk ile Cumhuriyetçi bir çizgiye çekilmesi beklenir. Türkiye’nin çıkışında CHP ile MHP oylarının geçişmesi, bir bayrak altında toplanması bir karşıt-muhalif parti seçeneği yaratabilir.
VATAN.
Vatan çok aydın, yurtsever bir örgüt olmasına karşın, ocaklaşamamış, güven ile güvensizliği tartışılan bir önderce yönetilmektedir. Yıpranan önderin geri çekilerek, son yıllarda geliştirdiği sözde dinden yararlanma eğilimini bırakması gerekir. Böyle yaparsa, CHP ile yer değiştirebilir.
2015 seçimleri, Doğu ile Güneydoğu Anadolu’nun özerkleştiğini, Türkiye’nin geri kalan bölümünün ise federatif bir yapıya doğru ilerlediğini gösterir.
Bu demektir ki, Atatürk Cumhuriyeti ortadan kalkıyor, Bosna-Hersek türü duraysız, erksiz, ülküsüz, güdümlü bir ilkuta-devlete doğru sürükleniyoruz.
Cumhuriyeti elinde hazır bulan sözde aydınların edilgenliği, umursamazlığı, suyun hızlı akışının durdurulmasın da büyük bir engeldir.
Günümüz aydınları, Türkiye’nin özerk bölümlü bir federatif ülkeye kansız, elerkil-demokratik yolla gidişini de yadsımayacaktır.
Özetle, HDP Türkiye’nin ikinci ocağı olmak üzere yükselmektedir.
AKP ile HDP üst sıraya yakın duracaklar, CHP-MHP-VATAN tabanda buluşacaklardır. Tabanda ki ocaklar bir bayrak altında toplanırsa, HDP’nin değil, AKP’nin seçeneği olabilirler.
CHP artık gerçekleri görsün.
Peki biz Türk ulusunun seçeneği nedir?
Ya bu öngörülere “onay” verilecek ya da “yeni bir örgütlenme” içinde toplanılarak, “yeniden Cumhuriyet” denilecek.
Tek çözüm bu görünüyor.