TÜRKİYE: “Sistem yetmiyor”

Mevcut sistemin Türkiye’ye artık yetmediğini tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan: 200 yıllık fetretin ardından mezardan çıktık, üstümüze dökülen betonu parçaladık
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, seçim sürecinde ekonomiyle ilgili kriz telalığı yapılmaya çalışıldığını söyledi, “Kriz tellalları istediği kadar bağırsın. Bu kervan yürüyor, yürüyecek” dedi. Erdoğan, “Bu gömlek bu vücuda dar geliyor. Yeni Anayasa ve başkanlık sistemiyle Türkiye bir kez daha vites yükseltecek” ifadelerini kullandı. Erdoğan, Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından verilen “4. Türk Patent Ödülleri” töreninde şu mesajları verdi:
Türkiye her alanda olduğu gibi sınai mülkiyette de büyümeyi, gelişmeyi, dünyada adından söz ettirmeyi sürdürüyor. Bu alanda kaydedilen gelişmenin temel göstergesi olan başvuru sayıları, düzenli şekilde artıyor. Türkiye’nin yıllık yerli patent başvuru sayısı 12 yıl önceki seviyesinin 11 katına çıkarak, 5 binler seviyesine ulaştı. Faydalı model başvurularıyla değerlendirildiğinde yerli buluş sayısı 8 binin üzerine çıktı.
2014’te 40 bini aşan tasarım başvurusuyla Türkiye, en fazla tasarım başvurusu yapan ülkeler sıralamasında Avrupa’da ikinci, dünyada ise dördüncü sırada yer alıyor. Türkiye 2014’te 110 binin üzerinde marka başvurusuyla Avrupa’nın en fazla marka başvurusu yapılan ülkesi durumunda. Uluslararası patent başvurusu da 2002’de yılda sadece 85 iken, bugün yılda 600’e yaklaştı. Ar-Ge harcamalarımızın yıllık tutarı 13 milyar doların üzerine çıktı. Bilimsel yayın sayımızda 3,5 kata varan artış oldu. Bu bile tek başına ülkemizdeki dinamizmi ve potansiyeli ortaya koyan çok önemli göstergedir. Bu rakamlar Türkiye’nin kabına sığmadığını gösteriyor.
Her ne kadar geçtiğimiz 200 yıl, diğer alanlarla birlikte bu konuda da bir fetret dönemi yaşamamıza sebep olmuşsa da inanıyorum ki artık bunu geride bırakma aşamasındayız. Son 12 yılda gerçekleştirdiğimiz atılımlar, millet olarak yeniden özgüvenimizi kazanmamıza, şanlı dönemlerimizi hatırlamamıza vesile oldu. Gömülmek istendiğimiz mezardan çıktık, artık böyle bir dönem yok, üzerimize dökülmeye çalışılan betonu parçaladık, yeniden nefes almaya, çevremizle irtibat kurmaya başladık.
2005 yılına kadar kendi patent başvurularının tamamını yurt dışında inceletmek durumunda kalan bir ülkeydik. Türkiye bugün kendi patent başvurularının araştırma ve incelemesini yapmanın yanı sıra bu alanda yurt dışına hizmet verebilecek bir kapasiteye kavuştu. 183 adet coğrafi işaret tescil edildi.
2000 Kasım ve 2001 Şubat ayı krizlerinin ardından içine düşülen darboğazı, sadece 1 milyar dolar kredi için günlerce IMF kapısında yatılan günleri görmezden gelenler, ısrarla bugün felaket tellallığı yapmaya çalışıyor. Halbuki o günden bugüne Türkiye çok değişti. Eskiden Türkiye, herhangi bir dış etkiye bağlı olmaksızın kendi iç dinamikleri sebebiyle sürekli krize girerdi. Bugün dünyayı kasıp kavuran ve Avrupa Birliğinin hala etkilerinden kurtulamadığı 2008 küresel finansal krizini en az zararla atlatmış bir ülkedir. Bugünü değerlendirirken tüm bu faktörleri göz ardı edemeyiz. Elbette gönlümüz çok daha iyisini isterdi ama içinden geçtiğimiz şartları göz önüne aldığımızda mevcut durumun da önemli bir başarıyı işaret ettiğini kabul etmeliyiz.
Artık bu gömlek bu vücuda dar geliyor. Bizim bir sistem değişikliğine gitmemiz şart. İşte bu da artık Türkiye’nin başkanlık sistemiyle süratle bir sıçramayı gerçekleştirmesini gerektiriyor ve bu başkanlık sisteminde göreceksiniz ki artık Türkiye bir patinaja girmeyecek, hızla bir büyüme sürecine girecektir. 12 yılda sıçrama yaptık. Gayri safi milli hasılayı 820 milyar dolara çıkardık. İdari yapıda başkanlık sistemi Türkiye’yi farklı yere taşıyacaktır. Hız kesenler var ama başkanlık sisteminde bu hızımızı kesemeyecekler. Çok daha seri karar alma imkanına ulaşacağız ve çok daha seri karar alarak bu yürüyüşü devam ettireceğiz.
Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve üçüncü havalimanı. Modern bir Türkiye, modern bir İstanbul. Ama hazmedemiyorlar. Rahatsızlık var. Yani kendi ülkesinde atılan bu güzel adımları hazmedemeyen insanlardan doğrusu ben de rahatsız oluyorum. İsteseler de istemeseler de biz inandığımız bu doğru yolda kararlı şekilde yolculuğumuzu devam ettireceğiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün ayrıca Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleşen haftalık olağan görüşme, yaklaşık bir saat sürdü. Bu arada Erdoğan, kendisini telefonla arayan Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos’u Türkiye’ye davet etti.