Top, tapınma, tüketim…

Top, tapınma, tüketim, eğlence ile uyuşturulan toplum… FB, BJK yandaşları da köpürecekti ülke için, tez elden erkinliklerini saldırarak aldılar. GS suskun. “Aman stadyumlara siyaset bulaşmasın!” “Bulaşırsa ne olur?” “Kötü yönetimlerin işi biter” Ülkede önde gelen özgürlüklerden biri sürekli top oyunu izleyip, futbol afyonu içip, ne olup ne bitiyor düşünmemek, ilgilenmemek. Tıpkı, İspanya diktatörü Franko, İtalya diktatörü Mussolini, Alman başbuğu Hitler gibi. Stadyumları büyük, tapınakları her köşe başında kocaman kocaman, TV’lerinde eğlenceleri, dini sohbetleri bol, adalet sarayları büyük, polis gücü orduya denk olan bir ülkede; ne toplumsal eşitlik, ne bilim, ne ekin (kültür), ne geçim, ne güvenlik ne aydınlık gelecek vardır. Bizlerde burada olduğu gibi günlük boş sevinçlerle avunup kendimizi kandırıyoruz. Ülkenin değerlerini ayaklar altına alanlar, dört beş gün daha kazandılar.
Bugün Cuma; yine karşılaşmalar başlıyor, yine camiler Cuma yüküncü (namazı) ile dolacak eller kalkıp siyasilerden isteyeceklerini “Allah’tan” isteyecekler, yine TV’de hafta sonu bom boş şıkıdım şıkıdım eğlenceleri artacak, yine değerli süreylerimiş değersiz eylemlerle dolacak.
Göremeyeceğiz, düşünemeyeceğiz, irdeleyemeyeceğiz,okumayacağız, aydınlanamayacağız, karanlığa doğru koşar adım gittiğimizin ayırtına varmayacağız.
Bir elimizde telefon, karşımızda televizyon, altımızda aracımız, elimizde alış veriş torbamız oradan oraya koşuşturacağız. Az üretip, çok tüketecek, ülke ile kendimizi borç batağına sürükleyip, borcun tutsaklığı içinde yaşamımızdan bezeceğiz.
Ne doğayı seveceğiz, ne insanları.
Umursamayacağız, ne değerlerimizin gidişini, ne de aydınlık Cumhuriyetimizin her gün bir ışığının söndürüldüğünü.
Buyumların (eşyaların) içine gömülüp, sorunlarımızla yalnızlaşacağız.
Ne hatır soracağız, ne de selam vereceğiz, ne gönül alacağız.
İnsanlığımızdan gün be gün uzaklaşacağız.
Yalnızlığımızı, telefonlardan, TV’lerden gidermeye çalışıp toplumsal bunalımlar içinde yitip gideceğiz.
İşte bu yaşam sömürüsü böyle sürüp gidecek… Ulusumuz bilinmeze doğru sürünerek, sürüklenerek gidecek.
Çünkü bu düzen, bunu böyle kurdu. Biz de onu destekledik.
Biz, onun oyuncularıyız.
Şöyle bir an durup
Düşünelim…
Neden, niçin, nasıl, nereye kadar?
Osmanlı neden çöktü? Cumhuriyet hangi kan ile hangi emeklerle kuruldu?
Düşünelim…
Geç olmadan…
Uçurumdan uçmadan…
Düşünelim…
Ne mutlu Türküm diyene…