İnsanın olduğu yerde!..

Yazacak çok hikaye var da; bu yazımda, yıllardır kafama takılan bir konu hakkında görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
Hiç bir şeyden ders almıyoruz ne yazık ki… Halbuki, uzaklara değil, komşularımıza bakalım yeter!.. İşte; Yunanistan sonunda battı… Ekonomik anlamda sefilleri oynuyorlar. Defalarca gittiğim bu ülkedeki sisteme şahit olduğumda şaşırmıştım. İlk ziyaretimde 20’li yaşlardaydım ve o tecrübesiz halimle bile “Böyle şey olur mu?” demiştim. Öğle tatili diye dükkanı kapatıp uykuya dalan esnaf, hava kararmadan eve giden iş yeri sahibi beni şaşırtmıştı. Her bayramı ve özel günü tatil modunda geçiren yakın komşumuz şimdi ebedi bir tatilde!.. Ve AB’ye el açmış durumdalar… Tabii ekonomi politikaları ve siyasilerin de kabahati var bu durumdan…
Eğer biz de bayramları bu şekilde birleştirip birleştirip 9-10 güne yaymaya devam edersek ve her şeyi tatil anlamında ele alırsak, sonumuz bir gün gelir aynı olabilir. Popülist uygulamalar belki ilk etapta insanlara hoş ve cazip gelebilir ama bir günlük kayıp bile ülke ekonomisine milyarlarca zarar yazıyor. Ayrıca milleti de tembelliğe itiyor. Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı ve hatta şimdi de Cumhuriyet Bayramı’nı bile arada kalan günlerle birleştirip tatil havasına soktuk. Bu iş iş değil, hele hele gelişmekte olan ülkeler bu durumun yarattığı sonuçların altından kalkamaz. Yakında seçim var, bu ve benzeri popilist yaklaşımlar artacaktır. Ek olarak, birçok izinsiz işe göz yummalar, dost ahbap ilişkileri, kanun ve kural tanımaz hareketler baş gösterebilir. Hatta hak olarak bile görülecektir. Uzun vadede artı değer yaratmak istiyorsak, karar vericilerin aklını başına almaları gerekir. Öyle her şeyi olur olmaz değiştirmemek esas olmalıdır. Özetle arabesk tavırlardan artık vazgeçelim!..
YEREL SEÇİM Mİ GENEL SEÇİM Mİ?
Söz seçimlere kadar uzandı madem, bir kaç fikir beyan edeyim. Ruhsuz, tatsız ve tuzsuz bir durum yaşıyor Türkiye ve de İstanbul. En azından buradan bakınca ben böyle görüyorum. Belki daha zaman var diyebilirsiniz ama hiç böyle ölü toprağı serilmiş bir atmosferle karşılaşmamıştım. Hiç bir parti ve hiçbir il için, hatta ilçe için kesin bir isim var diyemiyoruz. Halbuki çok başarılı olmuş belediye başkanları var. Başarısızlar da… Bari bunların adını söyleyin, insanları onore edin veya deşifre… Bana kalırsa hiç kimse samimi değil, herkes güç dengelerini göz önünde tutmaya çalışıyor. Araştırmalar, yoklamalar, parti kararları hikaye!.. Belki bir yere kadar zorlayacak bunlar liderleri ama, sonunda bunun dışında bir çok kriterde rol oynayacaktır kararlarda. Umarım yanlış yapmazlar. Partiler benim umurumda değil, kentli zarar görmesin de…
Son günlerdeki gelişmelere bakıyorum, liderlerin demeçlerine göz attım; sanki bu yerel seçimde yine kişiler arasında değilde partiler arasında geçecek. Yani yerel seçim havasından çıkıp, yakın zamanda genel seçim sattı mahalline girebiliriz!..
Neyse; şu Kasım ayı bir geçsin hatta Aralık… Bakalım neler olacak?.. İsimleri yavaş yavaş görelim, Mart’a kadar yoğun analizler yapacağım zaten, ama şimdilik bu kadar!..
SPORTİF İLETİŞİM
Misyonumuz Beşiktaş Kenti ve Beşiktaş Kulübü madem, biraz da spordan dem vurayım. Ve direk söyleyeyim: “Beşiktaş’ı bu sezon eleştirmek veya ondan bir şey beklemek yersiz olur.” Her şeyi bir kenara bırakın, sahası bile olmayan, göçebe olmuş bir takımın eleştirilmeye hakkı yoktur!..
Onun için, başkan ve yöneticiler ile teknik kadro şampiyonluktan bahsetseler de ben bu söylemin camianın gazını almaya yönelik olduğunu düşünüyorum. Bırakın saha olayını, Kartal’ın yedek kulübesi ve sahaya çıkan 11’inin bile şampiyonluk için yetersiz olduğu kanısındayım. Bu hal ortada iken, şampiyon olmaktan söz etmek bence traji komik bir durumdur. Bu nedenle ortadaki duruma bakıp değerlendirme yapmak gerekir. Bu da iyi bir anlatımla olur. Yani samimi olmalıyız, doğruları paylaşmalıyız, akılcı davranmalıyız. Tabii bunların hepsi sağlıklı ve profesyonel iletişim stratejileri ile mümkündür.
Madem ciddi bir yapılanma içinde Beşiktaş, kurumsallaşma yolunda, bilet işlerine de bir çeki düzen verecekler, hatta amigolara bile esip gürlemekteler, o zaman her konuda doğru söylem içinde olmalılar diye düşünüyorum. Kolay değil, tabii ama doğru olan bu!.. Yoksa komik duruma düşer kişiler ve camia!… Ve bunu hiç istemem!..