SAYI 289

‘Dostluk hakim olsun’
Beşiktaş’ta bugüne kadar hiç olmadık şekilde önemli günler yaşanıyor. Önce 1 Mayıs ardından Taksim Gezi Parkı eylemleri nedeniyle Beşiktaş’ta toplanan, yürüyüşe buradan başlayan, basın açıklaması yapanlarla güvenlik güçleri arasında zaman zaman sert tartışmalar, hatta adeta meydan muharebesine varan müdahaleler yaşandı.
İlk günlerde ardı ardına kullanılan göz yaşartıcı gaz bombaları Beşiktaş’ı göz gözü göremeyecek hale getirdi. İlk iki – üç günlük yoğun gaz ablukası daha sonra yerini sakin bir ortama bıraktı. Barışcıl söylemlerin yer aldığı daha sonraki etkinliklerde eylemlere katılanlar ve güvenlik güçleri birbirlerine çiçekler vererek gönül aldı.

“Önce insan!..”

Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Gezi Parkı olayları için hassas tutumunu korudu ve katıldığı radyo programında canlı yayında eylemlerin başladığı günün ertesinde Çarşı’da ve Abbasağa Parkı’nda, Köyiçi’nde ve Beşiktaş’ın merkezi alanlarında inceleme yaptı, kentlinin ve esnafın düşüncelerini dinledi. Başkan Ünal, katıldığı canlı yayında “Çocuklar, yaşlılar var. Gaz kullanımı konusunda dikkatli olunmalı. Önemli olan insan sağlığıdır. Biz insan odaklı hizmet yapıyoruz. Bizim insanlarımız bir şenlikle çözüm oluşturacaklardır. Ama gaz olayı zarar vermektedir. Gaz konusunda duyarlı olmalıyız” diye konuştu.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Radyo Beşiktaş’ta Didem Tutal’ın konuğu oldu. Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan olayların artması ve protestoların ülke geneline yayılması ile ilgili konuşan Başkan İsmail Ünal, gözlediği protestoları canlı yayında şöyle aktardı:
“Çarşı’da yaklaşık üç saatlik bir süreçte Çarşı içi, Başbakanlık Binası’nın İstanbul Ofisi Bölümü, Akaretler ve Ihlamur’a doğru halkla konuştum, esnaflarla bir değerlendirme yaptık. Onlarla bunun bir demokrasi şenliği olması, insanların birbiriyle omuz omuza olması gerektiğini anlatmaya çaba gösterdik. Taşkınlık yapanlara izin verilmemesini söyledik. Beşiktaş’ta gündüz nüfusu 2 milyonlarda gece yastığa başımı koyan nüfus 200 binlerde. Halkımız da bunu biliyor. Her kesimden, her ilçeden insanlar Beşiktaş Kentine geliyor. Göstericiler demokratik haklarını savunan insanlar, bu noktada sağduyu sahibi olmamız gerekir. Kentin içinde emekli insanlar, bebekler var, gazla müdahale sorun yaratıyor. Beşiktaş Belediyesi’ni devamlı arayanlar var. Biz onlara gereken desteği göstermeye çaba veriyoruz. Hem demokratik haklarını savunan insanlarımızın, hem de polisimizin can güvenliği önemli. Herkes dikkatli olmalı” dedi.
“DEMOKRASİ ŞÖLENİ OLMALI”
Beşiktaş’ın aynı zamanda ikamet edilen bir semt de olduğunu hatırlatan Ünal, “Beşiktaş’ın bu bölgesinde hem işyerleri var hem de ikamet eden insanlarımız var. Bunun için tekrar tekrar sağduyuya davet ediyorum insanlarımızı… Beşiktaş’ta insanlar haklarını ararlar, ama bu demokrasi şöleni olmalı, şenlik içinde olmalı. İnsanlarımız da bunun bilincinde hareket ediyorlar. Ama evlerin her noktasında gaz sıkıntısı var adeta. Bir annenin feryadını telefonda duydum. İnsanlarımız omuz omuza şenlik noktasında hareket etmeli. Biz yerel yönetim olarak sağlık konusunda insanlarımıza dün olduğu gibi bugün de elimizden gelen katkıyı, çabayı yapmaya gayret sarfediyoruz. Bu kadar yorgun geçen bir Beşiktaş’ta yeşilin korunduğunu görüyoruz. Ağaçların korunduğunu görüyoruz. Tekrar tekrar söylüyorum, çocuklar var, yaşlılar var, bu konuda dikkatli olunmalı. Önemli olan insan sağlığıdır. Biz insan odaklı hizmet yapıyoruz. Bizim insanlarımız bir şenlikle çözüm oluşturacaklardır. Ama gaz olayı zarar vermektedir. Gaz konusunda polisimiz duyarlı olmalı. Anaokuluna giden çocuklarımız var. Biz her zaman vatandaşlarımızla kenti yönetiyoruz. Bu demokratik hakkı şenlikle kullanmasını biz sevgiyle isteriz” diye konuştu.
ÜCRETSİZ SU DAĞITILDI
Gezi Parkı olaylarında protestoların Beşiktaş semtini de etkilemesiyle birlikte Beşiktaş merkezi bir konuma geldi. Başkan Ünal, sağduyu çağrısında bulunurken orantısız güç kullanılmaması gerektiğinin altını çizdi ve kentliyi de protestolar için demokrasi şöleni ve şenlik gibi haklarını aramaları istediğini belirtti.
Yaşanan olaylar sonrasında Beşiktaş Belediyesi’ne çok sayıda telefon aldıklarını ve aralıksız sorunları çözmek için çalıştıklarını söyleyen Ünal, meydanlarda da halkı yalnız bırakmadığını belirtti. Kentlinin, esnafın ve çalışanların mağduriyetini de önlem adına iletişim merkezlerine gelen istek ve şikayetleri de değerlendiklerini kaydetti. Yolda olan, çalışan tüm kentli için Beşiktaş’ta meydanda ücretsiz su dağıtımı da gerçekleştirdiklerini açıkladı.
AMBULANSLAR SEFERBER EDİLDİ
Beşiktaş Belediyesi, Gezi Parkı protestolarını yakından takip etti ve ücretsiz ambulans hizmetini de Beşiktaş’ta eylemlerin yoğun olarak sürdüğü dönemde yaralı insanların acilen daha fazla olumsuz durumdan etkilenmemesi için sağlık ekiplerini ve ambulanslarını gönderdiği öğrenildi. Yetkililer tarafından acil yardım ambulansının hasar görmesine rağmen yaralılar için geri çekilmediğini, başta Akaretler olmak üzere yoğunluğun olduğu bölgelere ulaşmaya çalıştığı dile getirildi.

Gün boyu uçurtma!..

Uçurtmalar gökyüzünü kapladı minikler kadar ebeveynler de aynı heyecanı yaşadı. Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu Uçurtma Şenliği 8. yaşına girdi. Şenlik, Çilekli Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Bahar dönemi içinde gerçekleştirilen Uçurtma Şenliği’nde minikler ve ebeveynler bir arada uçurtma uçurtmanın keyfini sürdü. Beşiktaş Belediyesi geleneksel Uçurtma Şenliği’nin bu yıl 8’incisi yapıldı. Çilekli Spor Tesisleri’nde başlayan ve gün boyu devam eden şenliğe Beşiktaş’taki tüm İlköğretim Okullarından öğrenciler katıldı. Beşiktaş Belediyesi Başkanı İsmail Ünal da şenlik alanını ziyaret etti. Çoçukların neşesini paylaştı. Beşiktaş Belediyesi her yıl düzenlediği Uçurtma Şenliği’nin 8’incisiyle yine Çilekli Spor Tesisleri’ni rengârenk uçurtmalarla doldurdu. Etkinliğe Beşiktaş’taki ilköğretim okullarından çok sayıda öğrenci katıldı. Beşiktaş Belediyesi’nin gelenekselleşen uçurtma şenliğine her yıl binlerce çocuk ve aileleri katılıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da festivalde uçurtmaların yanı sıra çocuklar için pek çok sürpriz etkinlik yer aldı. Yiyecek içecek stantları da festivale renk kattı.

Arnavutköy’de buluştular

Geleneksel Arnavutköy Şenliği, Beşiktaş Belediyesi ve Boğaziçi Arnavutköylüler Derneği’nin işbirliği ile gerçekleşti. 16.sı düzenlenen şenlikte dans gösterisi ve konser etkinliğe renk kattı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel ve Boğaziçi Arnavutköylüler Derneği’nden Ayfer Bayram’ın konuşmaları ile gerçekleşen şenlikte, Beşiktaş Kent Konseyi Kadın Meclisi-Girne Amerikan Üniversitesi Dans Akademisi’nin ‘Çocuk Gelinlere Hayır!’ başlıklı gösterisi başta olmak üzere Arnavutköy okullarından resital, konser ve gösteriler ile devam etti. Suzan Kardeş ve grubu Bekriya Band, Kosta & Tuba, ardından Ters Takla ve Değer Deniz’in performansları beğeni topladı. Ayrıca, büyüleyici diye tabir edilen nostaljik laterna gösterisi tüm dinleyenleri adeta zaman yolculuğuna çıkardı. Usta gazeteci Uğur Dündar’ın konuşması ilgiyle karşılanırken, vatandaşlar Dündar’a kitap imzalatma fırsatı da buldu. Çeşitli STK temsilcileri de sosyal konulara dikkat çekti.

Muradiye Mahallesi Muhtarı Hacıömeroğlu:
“Mahallelimiz çevreye sahip çıkıyor…”

Beşiktaş’ın mahallelerini turlayarak sürdürdüğümüz yazı dizimizde yeniden Muradiye Mahallesi’ndeyiz. Muradiye Mahallesi’nde ilk olarak çevreciliğe verdiği değer ile tanınan ve görev yaptığı muhtarlık binasını adeta bir bahçeye çeviren Muradiye Mahallesi Muhtarı Cengiz Hacıömeroğlu’nun konuğu oluyoruz. Mahallenin tarihçesi ise kısaca şöyle: “Muradiye Mahallesi Beşiktaş’ın Şişli İlçesi’ne sınırı olan mahallesi olarak dikkat çekiyor. Nüfusu 7500 civarında olan mahalle ismini 1900’lerde yapılan Muradiye Camii’nden almış. Mahalle sakinleri çevreye önem verdiklerinin altını çiziyorlar. İçinde bulundukları bahçenin de Beşiktaş için örnek olması gerektiğini dile getiriyorlar.” Mahalleliye göre burada en büyük sorunların başında çevrede bulunan parkların yetersiz olması geliyor. Muradiye’nin sakinleri Boğaz Köprüsü’ne çıkan alternatif yol üzerinde bulunduklarından özellikle akşam saatlerinde yaşanan trafikten sıkıntıya düştüklerini söylüyor. Her zaman olduğu gibi yine mahalleyi önce muhtarına ardından da orada yaşayan sakinlerine sorduk.
“ÇOK ŞEYLER DEĞİŞTİ”
Mahallesinde her yerde olabileceği gibi kimi sorunlarının yaşandığına değinen Muradiye Mahallesi Muhtarı Cengiz Hacıömeroğlu, “30 yıl esnaflık yaptıktan sonra muhtarlığa başladım. Dört dönemdir muhtarlık yapıyorum. Çocukluğumdan beri de bu mahallede yaşamımı sürdürmekteyim. 1996 yılından bu yana muhtarlık görevindeyim. O zamanlar mahalle çok farklıydı. Havai hatlar salkım saçak, yollar bozuk, ağaç yok denecek kadar azdı. Muhtarlık dönemimde çok ağaç dikimi yaptım ve çevre düzenlemelerine önem verdik. Mahalleye çeki düzen verdik. Onun yanı sıra iki sokağımızda kurulan Beşiktaş Pazarı vardı. Başkanımız İsmail Ünal’ın büyük desteğiyle iki sokağımızı pazar işgalinden kurtardık, mevcut kapalı alana aldık pazarımızı… Yani o günden bugünlere çok şey değişti” diyor.
“HAVAİ HATLAR KALKMALI”
Muradiye Mahallesi Muhtarı Cengiz Hacıömeroğlu, “Sokaklarımızda aydınlatma sistemi yapılması durumu vardı, havai hatlar hala yer altına alınmadı. Hüsrevgerede ile Nüzhetiye Caddelerinde bulunan kaldırımlar yapılmalı. Beşiktaş’ta çok güzel parklarımız var ve bu parklarda kafeler bulunuyor. Mahalle sakinlerimiz Muradiye’de de böyle bir hizmetin yapılmasını arzuluyorlar. Kültür Gezileri’nin daha sık yapılması gerektiğini de dile getiriyorlar. Ayrıca vatandaşlarımız belediyemizin resmi bayramlarda Atatürk’ün bir fotoğrafının bulunduğu bayrağın dağıtılmasını talep ediyorlar” diye konuştu.
“ÇEVREYE DUYARLIYIZ”
Beşiktaş Belediyesi’nin çalışmalarında, hizmetlerde Muradiye Mahallesi’ne de aynı oranda ilgi beklediğini ifade eden Hacıömeroğlu, “Ben bir muhtar olarak belediyemizin desteğini daha fazla yanımızda görmek isterim. Ancak varolan hizmetleri de, yok saymak olmaz. Örneğin; sağlık alanında yapılan hizmetler çok faydalı. 75 yaş ve üzeri insanlarımıza verilen hizmet vatandaşlarımız tarafından büyük takdir görüyor. Özellikle ambulans hizmeti çok önemli hizmetlerden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Muradiye Mahallesi sakinleri ayrıca çevreye verdiği önemi de dile getirmeden edemiyorlar. Mahalle sakinlerimiz herkesin çevreye sahip çıkması gerektiğini dile getiriyorlar” dedi.

Mahalleli
ne diyor?

‘Baz istasyonu istemiyoruz’

Muradiye Mahallesi’nde olmaktan ve genel olarak hizmetlerden memnun olduklarını dile getiren mahalle sakinleri, çevre düzenlemesine dikkat çekiyorlar.. Mahalle sakinlerine göre ön plana çıkan sıkıntıların başında gürültü kirliliği ve trafik geliyor. Mahalle sakinlerinin görüşleri şu şekilde:
DAHA DUYARLI OLMALIYIZ: “Hemen yanı başımızda bulunan Abbasağa Parkı’mızda kimi zaman çevreye sahip çıkılmadığına şahit oluyoruz. Başta vatandaşlarımız çevremize sahip çıkmalı ki daha güzel bir Beşiktaş’ta hep birlikte yaşayalım.” Hasan Çetinkaya.
BAĞLANTILARI YAPILMALI: “Belediyemiz yağmur suları için kanallara borular döşedi, isabetli oldu ancak bu kanallarda çöküntüler var. Döşenen boruların bir an önce bağlantıları yapılmalı. Özellikle yağmur yağdığında bu sorunumuz artmakta. Birol Baykurt.
BAZ İSTASYONU İSTEMİYORUZ: “Mahallemizde baz istasyonu istemedik ancak baz istasyonu konuldu. Muhtarımız da bu konuyu dile getirdi ancak bir sonuç yok. Mahalle sakinleri olarak baz istasyonuna karşıyız. Biz istemedik ama bir şekilde yerleştirildi, baz istasyonu…” Osman Zotoğlu.
PARKLAR YAPILMALI: “Bence mahallemizin çevresi daha da güzelleştirilmeli. Mahallemize park yapılırsa yarınlara daha güzel yaşam alanları bırakmış oluruz. Mahallede özellikle akşam saatlerinde yaşanan trafikten memnun değiliz. Keşke mahallemiz kültürel faaliyetlere ev sahipliği de yapsaydı.” Selçuk Tuna.
KALDIRIM İŞGALİ: “Bazı caddelerimizin kaldırımları kimi esnaf tarafından yersiz olarak işgal ediliyor. Bu da vatandaşlarımızın gündelik hayatını zorlaştırıyor. İnsan trafiğinin de yoğun olduğu bu semtimizde esnafımızın daha duyarlı olunması gerektiğini düşünüyorum.” Hasan Çetinkaya.
YAP BOZ OLMASIN: “Parke taşları yapılmış. Mahallemiz bir nebze olsun güzel hale geldi. Geldi ama, yapılan işçilik sorun yarattı. İnsanlarımız özellikle yağmurlu havalarda yürüyemez hale geldiler. Yapılan işlerin daha düzenli olması gerekli, sokaklarımız hepimizin… ” Nurhan Özelçi.
GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ VAR: “Bu mahallede yaşıyor olmak güzel ancak yaşanan gürültü kirliliği bizi bazen bezdiriyor. Mahallemize elbirliği ile sahip çıkarsak daha güzel bir yaşamımız olur. Trafik sorunumuz da bitirilmeli.” Ahmet Asanoğlu.
HUZUREVİ GEREKLİ: “Sağlığa verilen önemin arttığını görmek bizleri memnun ediyor. Belediyemizin bir ambulansı var ve var gücü ile çalışıyor. Sağlık konusunda, evde bakım hizmetlerinin olması da güzel bir konu. Mahallemize bir yaşlı bakımevi açılması gerekir, diye düşünüyorum.” Ayşe Yılmaz.

Yeni Kiracı Ortaköy’de

BiTiyatro, kurucularından Laçin Ceylan’ın yönetiminde, absürd tiyatronun ilginç örneklerinden biri olan Eugéne Ionesco’nun “Yeni Kiracı” oyunu bahar sezonu içinde Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde sanatseverleri ağırlamıştı. Afife Jale Sahnesi’nde seyircileri selamlayan ilgi çekici oyunla ilgili detaylar şöyle sıralanıyordu:
“Kapitalizmin insana dayattığı tüketim mantığını eleştiren oyun, tüketimi dayatan bu sistemin, bireysel ilişkiler, değer ölçüleri, hatta gerçek aşkı ve sevgiyi yerle bir ettiği hayatlarımızın uyumsuzluğunu basit bir durumla anlatıyor. Bir adam yeni kiraladığı eve eşyalarını taşımak için iki hamalla birlikte boş evine gelir. Orda bütün apartmanın ev işlerini yapan kapıcı kadınla karşılaşır.”
Oyunla ilgili diğer başka detaylar ise BiTiyatro ekibinin aktarımıyla şöyle:
“Tüketim toplumunun bireysel ilişkileri, değer ölçülerini, hatta gerçek aşkı ve sevgiyi yerle bir ettiği hayatlarımızın uyumsuzluğu, bitkinlik yaratan dünyanın ortasında, hala yaşama isteği ve anlamlandırma umudu ile muhalifliğimizi korumaya çalıştığımız için seçilmiştir. Yeni Kiracı’da yaratılan dünya ve kişiler, halen yaşamakta olduğumuz dünyanın içinden çekilip alınmışlardır ve izdüşümleri hayatlarımızın neredeyse çok benzeridir. Ionesco’nun evrenini, anlamsızca çoğalma ve genişleme telaşı içinde, dünyada hep kiracı konumunda tutulmaya çalışan ve sadece istatistik bir tüketici olarak görülen bizlerin evreni ile birleştirdik. Kapitalizmin akıldışı hayat önermesinden çıkan, oluşan tuhaflık evreniyle…”
“Kazanmak”, “Hayatımızdaki en önemli kavramlar ve adımlar” ile ilgili ise şu detaylar aktarılıyordu:
“İnsan, kazandığını düşündüğü noktada, yenilgisini başlatmış olur. Eşyalar ve nesneler, bizi bir kenara ederek, hayatımızın başrolünü eline geçirmiştir artık. Tükettikçe anlamsızlık duygusu, tatminsizlik, yetersizlik duygusu azalacağına, katlanarak devam eder. Ionesco’nun yarattığı dünya ve kişiler, halen yaşamakta oldugumuz dunyanin in içinden çekilip alınmışlardır ve izdüşümleri hayatlarımızın neredeyse çok benzeridir. Ionesco, anlamsızca çoğalma telaşı içindeki insanı, kendine özgü absürd yaklaşımıyla ele almıştır.”

“Düğünde Panik”

Bar Kabare olarak isimlendirilen “Cafe Theatre” türünü Türkiye’de 12 yıldır aralıksız sürdüren Tiyatro Kılçık bu sezon da geleneğini sürdürdü. Ekip, “İtalyan Sahne” olarak bilinen tiyatro salonlarında da sahneledikleri oyunlarıyla izleyicisiyle buluşmaya devam ediyor.
İlgi çekici uslübüyle tüm dikkatleri üstüne toplayan “Düğünde Panik” adlı oyun ve oyunu sahneleyen Tiyatro Kılçık, Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde sevenleriylebir araya geldi. “Bugüne kadar hiç kimsenin başına gelmemiş ama bir gün herkesin başına gelebilecek olaylar” bahar sezonunda Tiyatro Kılçık’ta izleyici karşısına çıktı. Kurulduğu günden beri güldürmekten ödün vermeyen Kılçık “Düğünde Panik” adlı kabare oyunuyla Ortaköy’de sahnedeydi. Oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyleydi:
” Birbirinden bağımsız üç ayrı skeç “Tanrı Misafiri” “Yatır” ve “Düğün”
Tanrı misafirlerine her zaman kapımız açıktır değil mi? Peki ya gelen Azrail’se! Tanrı Misafiri’nde önce Azrailler’in meclis toplantısına gidiyoruz. Ne var ki Azrailler’den biri (Ecel Türkyılmaz) bugüne kadar hiç can alamamış acemi bir Azrail… İlk görevi ise Anadolu Pop Chill Out’un 1 Numaralı temsilcisi ünlü bar şarkıcısı Polat Berkecan’ı hakkın rahmetine kavuşturmaktır, ne dersiniz? Başarabilecek mi sizce? İzleyip göreceğiz…
İkinci skeçte Evli “Metin”, Dul “Yiğit” ve aşkın sonsuzluğuna inanan “Sercan”ın çilingir sofrasına konuk oluruz. Şarkılar, nasihatler, haydari, rakı, şakşuka,.. Ama gürültüden midir bilinmez “Aşağıda yatamayan” biri şikâyete gelip sofraya dâhil olur, lâkin bu misafir bildiğiniz “Yatır”dır! Evet, yanlış duymadınız 1162 yaşındaki bu Yatır, üç kafadarın hayatını değiştirecektir.”

Hasretinden Prangalar Eskittim
Tek kişilik oyun

Beşiktaş’ta yepyeni oyunlar Ortaköy’de tiyatroseverler ile buluştu. Bahar sezonu içinde farklı bir oyun daha Afife Jale Sahnesi’nde sanatseverlere merhaba dedi. “Hasretinden Prangalar Eskittim” adlı oyun ile ilgili bazı detaylar şöyleydi:
“Geçtiğimiz yıl Can Yücel’den Genco Erkal’ın uyarladığı ve Kemal Kocatürk’ün yönetip oynadığı “Can” adlı tek kişilik oyunla tiyatro dünyasına merhaba diyen “Tiyatro Kumpanyası” bu sezon da yine usta bir şairi sahneye taşıdı. Yayınladığı tek kitapla edebiyat dünyasının ustaları arasına girerek, ellinin üstündeki baskı sayısıyla en çok okunan şair olmasıyla da ünlenen Ahmed Arif’i “Hasretinden Prangalar Eskittim”i ile ağırladı.”
Tek kişilik oyunu sahneleyen Kemal Kocatürk, “Bu oyunda belki de pek çok kişinin ilk kez öğreneceği şeyleri gün ışığına çıkartıyoruz” diyor. Bu yüzden de tarihi ve öğretici niteliği bulunuyor oyunun… Ahmed Arif’in hayatı ve sanatına tanıklık eden oyunda, Sarper Özsan gibi dev bir müzik adamının imzası var. Dekor ve kostüm tasarımını yapan Sırrı Topraktepe’nin çalışması oyuna renklilik katmış. Görsel uygulama Burak Gültekin’e ait.
Bahar sezonunda tiyatroseverleri ağırlayan “Hasretinden Prangalar Eskittim” adlı oyunun prömiyeri gerçekleşmeden önce yapılan tanıtım duyurusundaki bazı detaylar şöyleydi:
“Terk etmedi sevdan beni”, “Uğruna ölümlere gidip geldiğim” dediği sevdasıyla, memleketiyle, aşkı, mahpusluğu ve sürgünleriyle Ahmed Arif’i ilk kez sahneye taşıyor Kemal Kocatürk. Bilinmeyen bütün yanlarıyla Ahmed Arif ve şiirlerinin yaratılış serüvenleri, Sarper Özsan’ın müziği ve Kemal Kocatürk’ün yorumuyla seyirci karşısında…”

30 yıl sonra yeniden dans!..

Yepyeni gösterimler Fulya’da sanatseverler ile buluşmaya devam ediyor. Haziran ayının ikinci yarısında farklı bir etkinlik daha Beşiktaş’ta sanatseverleri ağırlayacak. 22 ve 23 Haziran’da gerçekleşecek olan “Anne Teresa De Keersmaeker / Rosas Danst Rosas” adlı etkinlikle ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Çağdaş dans tarihinde bir çığır açmış olan öncü koreograf Anne Teresa Keersmaeker’in “Rosas Danst Rosas” adlı eseri, 1983’teki ilk sunumundan sonra çok büyük başarı elde etmiş; Rosas Topluluğu’nun doğmasına neden olmuştu.
Dünyanın çeşitli yerlerinde sayısız defa icra edilen gösteri bir klasiğe dönüştü; yaratıldığından bu yana geçen 30 yıl içinde yeni dansçı grupları tarafından tekrar öğrenildi. (Ve hatta ünlü bir pop şarkıcısının klibinde bu eseri taklit etmesi ilginç bir tartışmaya vesile oldu.) Anne Teresa De Keersmaeker’in kendisi de, 30 yıl sonra üçüncü kuşaktan üç kişiyle beraber dans etmek üzere sahnedeki yerini alarak bize bir sürpriz yapabilir!..”
Anne Teresa De Keersmaeker, iDANS sahnesine geri dönüyor! Sanatçı bu sefer “Rosas Danst Rosas” (Rosas Rosas’ı dans ediyor) adlı çağdaş dans tarihinde bir çığır açmış koreografisiyle festivale konuk oluyor. Koreografın 2011 yılında iDANS 05 kapsamında sergilediği Fase (Faz), 1982 yılında dans dünyasında bir dönüm noktası haline gelmişti. De Keersmaeker’in etkileyici kompozisyonu, 1983’teki ilk sunumundan sonra inanılmaz bir başarı elde etmiş ve Rosas Topluluğu’nun doğmasına vesile olmuştu. Dünyanın çeşitli yerlerinde sayısız defa icra edilen gösteri bir klasiğe dönüştü; yaratıldığından bu yana geçen 29 yıl içinde yeni dansçı grupları tarafından tekrar tekrar öğrenildi. 1997 yılında Thierry De Mey (2009’da Light Music/Hafif Müzik ile iDANS 02’de yer almıştı) çeşitli kadro ve jenerasyonları bir araya getirerek eser hakkında bir film hazırladı. Anne Teresa De Keersmaeker, kendisi 30 yıl sonra üçüncü jenerasyondan üç kişiyle dans etmek üzere sahnedeki yerini alıyor.

Hande Dalkılıç ve Mario Hossen
Beethoven Gecesi

Keman ve piyanonun tınısı Fulya’da müzikseverleri buluşturdu. Farklı enstrümanların tınısından vazgeçemeyenler için farklı bir etkinlik daha Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde hayat buldu. Bahar ayı içinde gerçekleşen etkinlikte, Mario Hossen ve Hande Dalkılıç bir araya geldi. Etkinlikle ilgili program detayları şöyleydi: “L. V. Beethoven-Sonat, Re Majör, Op. 12. Nr.1, Allegro con brio, Tema con Variazioni, Andante con moto, Rondo-Allegro. L. V. Beethoven-Sonat, Fa Majör (İlkbahar) Op. 24, Allegro, Adagio molto Espressivo, Allegro Molto, Rondo allegro ma non troppo.”
Programın ikinci bölümünün detayları ise şöyle sıralanıyordu: “L. V. Beethoven-Sonat, La Majör (Kreutzer) Op. 47, Adagio Sostenuto, Presto, Andante con Variazioni, Presto.”
Sanatçı Hande Dalkılıç hakkında bazı detaylar ise şöyle: “Ankara’da doğan sanatçı ilk piyano derslerini Prof. Güherdal Karamanoğlu Çakırsoy’dan aldı. 1989’da akademik müzik eğitimine Bilkent üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde başladı. Üstün yeteneğini, erken yaşlarda olgunlaşmaya ve seçkinleşmeye başlayan müzikal formasyonunu sanatta yeterlik (doktora) düzeyine kadar bu fakültede Prof. Ersin Onay’ın sınıfında geliştirdi. Bu süreçte ve sonrasında György Sandor, Sebastian Benda, ve Prof. Georg Sava gibi önemli piyanist-pedagoglarla çalıştı ve onlarla müzik fikirleri paylaştı. Dalkılıç, yüksek lisans çalışmaları süresince A. Adnan Saygun’un eserlerine ağırlık verdi. Bestecinin birçok piyano eserini repertuarına aldı, seslendirdi. Bu çerçevede, Saygun’un solo piyano eserlerinden oluşan ve bestecinin 1990 yılındaki ölümünden önce tamamladığı son eseri Op. 76 Piyano Sonatı’nın ilk seslendirmesini de içeren CD kaydı 2000 yılı başında BMP etiketiyle yayınlandı. Ahmed Adnan Saygun’un 100. doğum yılı olan 2007’de BMP tarafından yeni bir kapak ve kitapçıkla ikinci kez basımı gerçekleştirilen CD’sinin yanı sıra sanatçı, yine Saygun’un Op. 34, 1. Piyano Konçertosu’nu (BMP), Muammer Sun’un ilk kez bir CD’de seslendirilen piyano solo için dört defterden oluşan “Yurt Renkleri” Albümünü (BMP ve KALAN), Cemal Reşit Rey’in Piyano ve Orkestra için ‘Bir İstanbul Türküsü üzerine çeşitlemeleri’ni CD’ye kaydetmiştir.”

Arp resitali renk kattı

Beşiktaş’ta Türkan Saylan adına sanat ve bilim ödülleri gecesi düzenlendi. Fulya Sanat Merkezi’nde 3. Türkan Saylan Sanat ve Bilim Ödülleri gecesi gerçekleşti. Bahar dönemi içinde gerçekleşen Prof. Dr. Aysel Çelikel’in açılış konuşmasını yaptığı etkinlikle ilgili detaylar arasında Şirin Pancaroğlu ve Meriç Dönük’ün Arp Resitali de yer aldı. Tilbe Saran’ın sunuculuğunda gerçekleşen etkinlik, saat:18:00’de başladı, saat:20:00’de sona erdi.
Şirin Pancaroğlu ile ilgili bazı detaylar şöyle: “Türkiye’nin en tanınmış arp sanatçısı olan Şirin Pancaroğlu’nu ilk bakışta farklı kılan, arpla nasıl bir müzik yapılabileceği konusuna yaklaşımı olmuştur. Arpın, alışılageldik romantik ifade olanaklarının ötesinde her türlü müzikal düşünceyi dile getirebilecek güçlü bir sesinin olduğuna inanan sanatçı, yorum yeteneği ve çok yönlü müzisyen kişiliği ile müzik çevrelerinde kendisine ayrı bir yer edinmiştir. Sahnede, dinleyicilerini hem yorumladığı eserler hakkında bilgilendiren, hem de samimi yaklaşımıyla müziğine bağlayan Pancaroğlu, konserlerinde günümüz müziğinin yeni açılımlarına ve farklı coğrafyaların geleneksel müziklerine düzenli olarak yer vermektedir. Bu bağlamda, Şirin Pancaroğlu, günümüz bestecilerinin kendisi için yazdığı yapıtları arp repertuvarına kazandırdığı gibi, arpla daha önce denenmemiş değişik buluşmalara da kapı açmıştır. Sanatçı, bu buluşmalarda, arpı vurmalı çalgılar, caz beşlisi, viyola ve şan ile biraraya getirirken, diğer yandan arp-flüt, arp-keman gibi daha alışılagelmiş eşleştirmeleri yenilikçi bir repertuvar çizgisi içerisinde sunmuş; böylece, arpın çoğul bir kimlik geliştirmesi yönünde önemli bir katkı sağlamıştır.
Mesleki formasyonu, “Renie” ve “Jamet” olarak bilinen iki ayrı Fransız arp ekolünden beslenen Pancaroğlu, arp eğitimi süresince en çok Susann McDonald, Frédérique Cambreling ve Notburga Puskas’dan etkilendi. Macar asıllı Puskas, sanatçının müzik eğitiminin erken dönemlerinde kendisinin hem teknik formasyonunda hem de bir müzisyen kimliği oluşturmasında önemli bir rehber oldu. Pancaroğlu, bugün müzikle olan ilişkisini, McDonald’ın arpı solo bir enstrüman olarak büyük bir netlik ve parlaklıkla çalması ile Cambreling’in müziği okuma ve yorumlamadaki akılcı yaklaşımı arasında kurduğunu ifade ediyor.”

Cenk Gündoğdu’nun

Metin Altıok Şiir Ödülü’ne ‘Issız’ adlı kitabıyla Cenk Gündoğdu değer görüldü. Bu yıl altıncısı düzenlenen tören, Akatlar’da gerçekleşti. 20 yıl önce yitirilen şair Metin Altıok’un yayıncısı olan Kırmızı Kedi Yayınevi ve ailesi tarafından düzenlen ödül töreninde Cenk Gündoğdu ödülün sahibi oldu. Doğan Hızlan, Hilmi Yavuz, Güven Turan, Talat S. Halman, Ali Cengizkan, Eray Canberk ve Ülkü Tamer’in yer aldığı seçici kurulun, 2012’de yayımlanmış şiir kitapları arasından başvuru aranmaksızın yaptığı değerlendirme sonucunda, Cenk Gündoğdu, “Güncelliğini yitirmeyen ve yaşadığımız çağda derin izler bırakan evrensel bir gerçekliğin: savaşın, alışıldık savaş şiiri kalıplarının dışında kalarak, şaşırtıcı inceliklerle nasıl yazılabileceğini gösterdiği, toplumcu şiir sayfalarınaustalıkla kattığı dizelerde, insana dair büyük bir ıstırabı dramatik ve neredeyse görsel bir kurguyla verirken zulmü, kıyımı ve acıları, yoğun duygularıyla şiir diline geçirmekteki başarısı için,” değer bulunmuştur, denildi. Seçici kurulu Doğan Hızlan, Hilmi Yavuz, Güven Turan, Talat S. Halman, Ali Cengizkan, Eray Canberk ve Ülkü Tamer’den oluşan yarışmanın ödül töreni 1 Haziran Cumartesi günü saat 19.30’da Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Akatlar Kültür Merkezi’nde 1 Haziran’da yapılan törende Duygusuz Yenilgi adlı Metin Altıok’un 1963 yılında yazdığı, tek perdelik kısa oyunu da Orhan Alkaya’nın yönetmenliği ve Mert Tanık, Aslıhan Kandemir, Ozan Gözel, Buket Yanmaz Kubilay’ın oyunculuğuyla ilk kez izleyiciyle buluştu. Tören, Grup Gündoğarken’in ve Çiğdem Erken’in müziklerinin ardından sona erdi.
Cenk Gündoğdu hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “1976’da Ankara’da doğdu. İşletme ve güzel sanatlar fakültelerinde okudu. KOÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldu. 2001 yılında kurduğu Üç Nokta edebiyat dergisinin ve 2005 yılından beri Şiir Defteri’nin editörlüğünü yapıyor. Gündoğdu’nun, ilk şiir kitabı Issız.”

İlişkilere neşeli bakış

Sahnelendiği günden beri Akatlar’da ses getiren oyunlardan bir tanesi de E.S.E.K. tarafından oynanan “Üçüncü Türden Yakın İlişkiler”di. Bahar sezonunda karşımıza çıkan oyunun gelecek dönemde de yine Beşiktaşlı sanatseverleri ağırlaması bekleniyor. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde bahar dönemi içinde son oyununu sahneleyen “Üçüncü Türden Yakın İlişkiler- Başlangıç” adlı oyun ile kadın erkek ilişkileri, toplum üçlemesi üzerine esprili bakışı sevenler için seyri neşeli bir oyun olarak nitelendiriliyor.
Uğur Uludağ’ın yazıp yönettiği, Türk tiyatrolarının ilk bilim kurgu oyunu olarak lanse edilen ‘Üçüncü Türden Yakın İlişkiler-Başlangıç’, izleyenlere farklı bir tiyatro deneyimi sunuyor. Oyunda Yosi Mizrahi, Hakan Bilgin, Doğa Rutkay, Uğur Uludağ, Funda Pelin Kurt ve Demet Şaşmaz’la birlikte Uludağ’ın eşi Yağmur Kaşifoğlu da rol alıyor.
Oyunun yazarı ve yönetmeni olan Uğur Uludağ hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Uğur Uludağ, 27 Eylül 1971 senesinde Tunceli’de doğdu. Dört sene sonra İstanbul’a geldi. 4 yaşında ilkokula başladı, liseyi bitirdiğinde olması gereken yaştaydı. 1985 yılında profesyonel oldu, ilk turnesine çıktı. 1987’de ustası Cem Yalın ile tanıştı. 1988 yılında Bakırköy Oyuncuları’na girdi. 1990 Yılında Gökhan Semiz ile beraber “Espri Standartları Enstitüsü Kurumu”nu yani E.S.E.K.’i kurdu.

“Toprağın Ölümü”

Amatör fotoğrafçılar Beşiktaş’ta buluştu. Bahar dönemi içinde gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında bu kez fotoğraf yarışması düzenlendi. Beşiktaş Belediyesi ve Uluslararası 118-T Yönetim Çevresi Federasyonu’nun birlikte düzenlediği, 18 yaşını doldurmuş tüm amatör fotoğrafçıların katıldığı, “Toprağın Ölümü” temalı fotoğraf yarışması neticelendi. Yetkililer yarışmanın gerçekleştirilmesindeki amacı şöyle aktarmışlardı:
“Yarışmanın amacı; gezegenimizde toprağın tahribi ile oluşacak toprak ölümü ve bundan etkilenen canlıların sorunlarına ve ölümlerine toplumun dikkatini çekmek ve çevre bilincinin gelişmesine katkıda bulunmaktır. Bu kapsamda yarışmanın konusu; insanoğlunun, yaşamımızda önemli yer tutan toprağa ve canlılara verdiği zararları göz önüne sermektir.”
Toprağın Ölümü adlı fotoğraf yarışmasına 118 fotoğraf sanatçısı 462 eserle katıldılar. Yarışmada seçici kurulda yer alan isimler ise şöyleydi: “İsmail Ünal (Beşiktaş Belediye Başkanı), Tanju Alp (118-T Lions Yönetim Çevresi Federasyon Başkanı), İlyas Göçmen (Fotoğraf Sanatçısı), Altan Bal (Fotoğraf Sanatçısı), Ersin Alok (Fotoğraf Sanatçısı), Funda Turper (Fotoğraf Sanatçısı), Aylin Kartal (Sanat Yönetmeni-Kreatör)”
Yarışma sonucunda dereceye giren isimler de açıklandı. İsimler dereceleriyle birlikte şöyle sıralanıyor: “1.Birol Kıraç, 2. Mehmet Öztürk, 3. Mustafa Demirbaş.”
Toprağın Ölümü adlı fotoğraf yarışmasında mansiyon ödüllerinin sahibi isimler ise şöyle: ” 1.Nuri Çoban, 2. Kasım Gümüş, 3.Mustafa Gezer.”
Yarışmada derece alanların ödülleri yine Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde kendilerine törenle teslim edildi.

Temiz bir dünya için…

Dünya Çevre Günü Beşiktaş’ta kutlandı. Kutlamalar şenlik havasında geçti. 5 Haziran Dünya Çevre Günü Beşiktaş’ta ilköğretim öğrencilerinin katıldığı geri dönüşüm-kazanım tesisi gezisi ilgi çekiciydi. Beşiktaş Belediyesi yetkilileri Dünya Çevre Günü ve Çevre Koruma Haftası nedeniyle gerçekleştirilen programı şöyle aktardılar: “5 Haziran Dünya Çevre Günü ve Çevre Koruma Haftası kutlamaları kapsamında, Belediyemizce düzenlenecek etkinliklerin programı belirlendi. Programda, bir yandan Çevre Mühendisleri yaşamın çevre ekseninde nasıl değerlendirilebileceğine dair fikirlerini tartışırken, bir yandan da ilköğretim öğrencileri geri dönüşüm-kazanım tesislerini gezerek atıklarını neden ayrıştırmaları gerektiğine cevap arayacaklar.”
Çevre Haftası nedeniyle düzenlenen programla ilgili diğer bazı detaylar ise şöyleydi: “Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ile “Yaşam ve Çevre Politikaları Çalıştayı.” 01-02 Haziran 2013 – Saat: 09.00/20.00. Ambalaj Atık Toplama Ayrıştırma Tesisi Gezisi, Davutpaşa. 03 Haziran 2013 – Saat: 09.00/12.00. Bitkisel Atık Yağ Geri Dönüşüm Tesisi Gezisi, Gebze Dilovası 04 Haziran 2013 – Saat: 09.00/12.00. Atatürk Arboretumu İnceleme ve Piknik Gezisi, Bahçeköy 05 Haziran 2013 – Saat: 10.00/13.00. Marmara Denizi Kirlilik Sempozyumu ve Film Gösterimi 06 Haziran 2013 – (Sevinç-Erdal İnönü Vakfı, M.Levent Artüz ve Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi – Saat: 19.00/21.00. Çevre Dostu Alışveriş Filesi Dağıtımları (7 gün boyunca tüm Pazar yerlerinde) 01-07 Haziran 2013…”
Ancak 1-2 Haziran’da gerçekleşmesi beklenen Çalıştay Toplantısı’nın Gezi Parkı eylemleri nedeniyle ertelendiği duyuruldu. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin gerçekleştireceği, Yaşam ve Çevre Politikaları Çalıştayı’nın ertelenmesi ile ilgili açıklama yaptı. Beşiktaş Belediyesi’nin hazırladığı programın diğer başlıkları gerçekleştirilebildi.
Çevre hassasiyeti konusunda Çevre Haftası’nda dikkat çeken uygulamalar içinde yağ toplama vardı. Mayıs döneminden bu yana duyurusu da yapılan bir diğer ilgi çekici uygulama haline gelen bitkisel atık yağ toplanımı oldukça ilgi gördü. Yetkililer, bu çalışmanın duyurusunu şöyle yapmışlardı: “Çevreye zarar veren atık yağların geri kazanılmasına katkı sağlamak için 5 litre bitkisel atık yağ getirene 1 Litre ayçiçek yağı veriyoruz, 1 Litre atık yağ 1 Milyon Litre suyu kirletir. Daha temiz bir dünya için Beşiktaş Belediyesi üzerine düşen görevi yerine getirmeye hazır. Gelin siz de bitkisel atık yağ toplama kampanyamıza katılın.”
Beşiktaş Belediyesi, uygulamayı gerçekleştirirken kentliden ve esnaftan aynı özenle araçlarla atık yağları teslim aldı.

SİNEMA: “Gurbeti seçtim”

Belgesel sinema günleri Levent’te konuklarını ağırlamaya devam ediyor. Etkinlik programı içinde geçtiğimiz haftalarda “Gurbeti Seçtim” adlı belgesel vardı. Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gösterilen “Gurbeti Seçtim” adlı belgesel hakkındaki bazı detaylar ise şöyle aktarılıyor:
“İstanbullu Banu ve Batmanlı Gurbet’in hikayesi… Beşiktaş Belediyesi’nin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Belgesel Sinemacılar Birliği ile birlikte düzenlediği “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliğinde Levent Kültür Merkezi’nde yönetmenliğini Sultan İlhan’ın yaptığı “Gurbet’i Seçtim” isimli belgesel gösteriliyor.”
Belgeselin konusu ise şöyle aktarılıyor:
“Ülkemizin bir yarısında on yıllardır adı konmamış bir savaş yaşanıyor. Süren bu çatışmalar, birbirine öfke duyan ve gittikçe de düşmanlaşan halklar yaratmaya başladı. Tam da bu olan bitenin orta yerinde Banu ve Gurbet’le tanıştık. Banu 2006 yılında bir internet sitesinden, isminin manidarlığına kapılıp Batmanlı Gurbet’i “kardeş” olarak seçiyor. Ailesinin uyarılarına, onu vazgeçirmeye çalışanlara “…ben tanımadığım insanların iyi niyetlerine sığınırım’’ diyor. Belgesel yabancılaşmaya, düşmanlaşmaya ve tüm ayrı düşmelere inat, İstanbul’da yaşayan “Türk” Banu ile Batmanlı “Kürt” Gurbet’in kardeşliğine tanıklık ediyor. Kültürü, yaşam biçimi, dili ayrı bile olsa iki kadının “birlikte yaşamı” yeniden inşa edişini anlatıyor.”

Tren yolunun kapatılması üzerine bir film
“Dur, Dinle, Bak”

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin, Beşiktaş Belediyesi ve Belgesel Sinemacılar Birliği ile ortaklaşa yaptığı ‘Dur, Dinle, Bak’ adlı belgesel izleyicisiyle buluştu. TGC, Beşiktaş Belediyesi ve Belgesel Sinemacılar Birliği’nin ‘Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit’ ekinliği kapsamında düzenlediği ‘Dur, Dinle, Bak’ belgeselinin yönetmenliğini Jorge Pelicano’nun üstlendi. Belgeselde Portekiz’de yarım asırdan beri ulaşımı sağlayan tren yolunun kapatılacağı haberinin ardından ülkede yaşananlarının işlendiği belirtildi. Belgeselin, Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde ücretsiz olarak izlenebildi. Belgeselin konusuyla ilgili diğer detaylar şöyle: “1991 yılı Aralık ayı. Siyasi bir karar ile Tua’da, Bragança ve Mirandela arasındaki yarım asırlık tren yolu kapatılır. Bu karar kalkınmaya giden yola mani oldu ve Portekiz’in sahil ile iç kısmı arasındaki farkları artırdı ve böylece Portekiz’i Batı Avrupa’nın en merkezileşmiş ülkesi haline getirdi. Yaşlılar direnir ve terk edilmiş köylerde, çocuklar olmadan, yaşarlar. Kırsal kesimdeki yaşam ve iş fırsatlarının yokluğu köydeki gençleri köyden ayrılmaya ve başka yerlerde daha iyi fırsatlar peşinde koşmaya iter. Şimdi, bir baraj inşaatı güzel Tua Vadisi’nde hala çuf çuflayan ve Avrupa’nın en güzel üç tren yolundan biri sayılan treni tehdit ediyor.”

“Kentine güven!..”

Beşiktaş Kentilisi yerel belediyesinin çalışmalarını yakından takip etme olanağını buldu. Kentine Güvenen Kentler Buluşması’nda Beşiktaş Belediyesi de yer aldı. Kentine Güvenen Kentler Buluşması’nın hazırlıkları devam ederken yetkililer projeler için kentliyi fuarda ağırlamak adına oldukça hızlı davrandılar. Yetkililer, buluşma ile ilgili çağrıyı şu şekilde yaptı: “Kentine Güvenen Kentler Buluşması 2 Haziran Pazar gününe kadar devam edecek. Yapılan hizmetleri ve projeleri görmek için, bir yandan bilgilenirken diğer yandan eğlenmek için, fikirlere ortak olabilmek için sizleri de CNR Expo’ya bekliyoruz.” Mayıs ayının son günlerinde başlayan Kendine Güvenen Kentler Buluşması’nın ilk gününde açılışta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu vardı. Tüm belediyelerin standlarını dolaştı ve fikir alışverişinde bulundu.
Fuara, eşi, çocukları ve torunuyla katılan Kılıçdaroğlu; Sosyal Demokrat Belediyelerin bütün olumsuzluklara rağmen imza attıkları başarılı projelerden bahsetti. Fuardaki bütün stantları basın mensupları ve belediye başkanları ile birlikte gezen Kılıçdaroğlu, projeler hakkında tek tek bilgi aldı. Müjdat Gezen, Uğur Dündar, Erol Evgin, Haldun Dormen, Suna-Erol Keskin, Göksel Kortay, Aydın Boysan, Halit Akçatepe, Halit Kıvanç, Tarık Akan, Rutkay Aziz, Pınar Kür, İlber Ortaylı, Ayla Algan, Mehmet Güleryüz, Okay Temiz, Zeki Alasya, Ataol Behramoğlu, Atilla Dorsay ve Nedret Güvenç gibi Türkiye’nin önemli değerlerine ise “Ustalara Saygı” etkinliği kapsamında düzenlenen törenle, ülkeye katkılarından dolayı Kılıçdaroğlu tarafından teşekkür plaketleri takdim edildi.
Sosyal Demokrat Belediyelerin yer aldığı “Kentine Güvenen Kentler Buluşması”‘nın ilk gününde, Ara Güler’in “Ara İstanbul” sergisi, ziyaretçileri ağırladı. Fuar merkezine gitmek isteyen kentliler için de gün içinde belirtilen saatlerde ücretsiz ulaşım da sağlandı. Kentliler tarafından yoğun ilgi gören ve 5 gün boyunca devam eden “Kentine Güvenen Kentler Buluşması”nda ziyaretçiler; şenliklere katılma, farklı aktiviteleri deneyimleme, ücretsiz sağlık hizmetleri ve doğal gıdalarla tanışma fırsatı buldu. Etkinlikte Onur Akın konseri gerçekleşti.
Kentine Güvenen Kentler Buluşması’nın gerçekleştirilme amacı ve hedefleri ile ilgili yapılan çağrıda şu detaylar aktarıldı: “Bir belediyenin, sadece kendi öz kaynaklarına güvenerek, inanarak ve çalışarak başarılı olabileceğini göstermeyi hedefleyen “Kentine Güvenen Kentler Buluşması”; bu iddiasına kanıt olarak sosyal demokrat belediyelerin başarılarını ortaya koyacak. Buluşmada sadece bu seçim döneminde yapılan hizmet ve projeler değil; sosyal demokrat belediyeciliğin geçmişte başardığı ilkler ve geleceğe aktardığı vizyon da görücüye çıkacak. Sosyal demokrat belediyeler, kentsel gelişim, çevre, sağlık, sosyal hizmetler, spor, çocuk ve gençlik, kültür-sanat-tarih ve e-belediye hizmetleri olmak üzere 8 ana başlıkta, yapılan çalışmalarla birlikte geleceğe yönelik projelerini de katılımcılarla paylaşacaklar. Belediye hizmetlerinin uygulamalı sunumlarla, katılımcıların kent simülasyonu sosyal demokrat belediyeciliğin yaşaması sağlanacak.”

Hem teknolojik hem çevreci
Sosyal alarm ve bahçe

Meyve Bahçesi Projesi Beşiktaşlıların ilgisini çekti. Sosyal medyayada çalışmalarını duyuran Beşiktaş Belediyesi “Kentine Güvenen Kentler Buluşması”nde 19 projesini tanıttı ve Meyve Bahçesi Projesi de bunlardan biriydi. Beşiktaş Belediyesi 29 Mayıs – 2 Haziran 2013 tarihleri arasında CNR Expo Fuar Merkezi’nde gerçekleşen “Kentine Güvenen Kentler Buluşması”na katıldı. Sosyal demokrat belediyeciliğin hizmet ve proje anlayışını tanıtmayı amaçlayan buluşmada Türkiye’nin dört bir yanından 61 belediye yer aldı.
Beşiktaş Belediyesi de sağlık, eğitim, kültür-sanat alanında geliştirdiği projelerini fuarda tanıttı. Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan “Sosyal Alarm Projesi” bu fuarda görücüye çıktı. Beşiktaş’taki 75+ nüfusun faydalanacağı proje sayesinde tek tuşla ambülans, hemşire, doktor gibi sağlık hizmetlerine erişim sağlanacak. Tek tuşla polise veya itfaiyeye ulaşılabilecek. Sosyal Alarm Projesi’nin yanı sıra Meyve Bahçesi, Doğada Yaşam Kampı, 4. Levent Mozaiklerini Koruma Projesi, Engelli Koordinasyon Merkezi gibi yenilikçi projelerin de tanıtımı yapıldı. İlgi çeken projeler arasında “Meyve Bahçesi” de vardı. Kentlinin değerlendirmesine de tabi tutulan projelerde, meyve bahçesi olarak belirtilen alanlarda ve seçilen yerlerde yeşillendirme ve dikim çalışmasıyla birlikte vatandaşların katılımcı olarak meyve bahçeleri oluşturmada etkin rol üstlenmesini amaçlıyor.