SAYI 288

Bir araya geliyorlar
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın bir toplantıda dile getirdiği “Kentine Güvenen Kentler Buluşması” CNR EXPO Fuar Merkezi’nde başladı. 5 gün boyunca Türkiye’nin her yerinden katılımcılarına, “Kentine Güvenen Kentler Buluşması” günümüzün ve geleceğin sosyal demokrat belediyeciliğini her yönüyle tanıtacak.

İstanbul’un Fethi olan 29 Mayıs tarihinde açılan ve 2 Haziran 2013’e kadar sürecek olan buluşma CNR EXPO Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek. Adıyla ilgi çeken “Kentine Güvenen Kentler Buluşması”, sosyal demokrat belediyeciliğin hizmet ve proje anlayışını tüm yönleriyle tanıtacak. Türkiye’nin her yanından 61 sosyal demokrat belediyenin katıldığı buluşma halka açık olarak gerçekleşecek. “Kentine Güvenen Kentler Buluşması” eğlendirici ve bilgilendirici pek çok aktiviteyle sosyal demokrat belediyeciliğin hizmet anlayışı ve vizyonunu tanıtmayı amaçlıyor. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Beşiktaş Belediyesi’nin de etkinliğe katılacağını açıkladı. Etkinlik kapsamında Anadolu’nun bir çok yerinden gelen muhtarlar Boğaz’da buluşacaklar. İsmail Ünal, “Benim için Şampiyonlar Lig’i çıktı. Yani Anadolu’nun önemli kentlerinden muhtarlar bir araya gelerek İstanbul’un güzelliklerini ve Beşiktaş’ın güzelliklerini doyasıya yaşayacaklar” diye konuştu.

İlk adım Beşiktaş’tan

Beşiktaş’ta, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı coşkuyla kutlandı. Kutlamalar ve etkinlikler, 16 Mayıs’ta başladı. 16 Mayıs’ta ‘Bağımsızlık İçin İlk Adım’ yürüyüşü gerçekleşti. Beşiktaş Belediyesi’nin etkinlikleri kapsamında, 16-18 Mayıs tarihlerinde “Nutuk” isimli tiyatro gösterimi de yapıldı. Etiler Lisesi ve Yenilevent Lisesi organizasyonunda Etiler Lisesi okul bahçesinde Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla gerçekleştirilen törene katıldı. Yücel, ülke genelindeki spor müsabakalarında dereceye giren Beşiktaşlı öğrencilere ödüllerini takdim etti.
Etkinlikler tüm hızıyla devam etti. 19 Mayıs akşamı binlerce kentli fener alayına katıldı, meşaleler ve ellerinde bayraklarla marşlarla yürüyüş gerçekleştirildi. Kutlama programı kapsamında koşu da ayrı bir öneme sahipti. Beşiktaş Belediyesi’nin geleneksel olarak düzenlediği ‘İlk Adım Halk Koşusu’ Dolmabahçe-Bebek parkurunda koşuldu. Koşu öncesinde de, “Bağımsızlık İçin İlk Adım Yürüyüşü”nde Beşiktaş Akaretler’de Atatürk Müzesi önünden, bando eşliğinde 7’den 77’ye herkes, bayraklarla Beşiktaş Köyiçi’ne doğru ilerleyen ve Beşiktaş İskelesi’nde son bulan bir yürüyüş gerçekleştirildi. Gelenekselleşen “Bağımsızlık için İlk Adım Yürüyüşü”, Atatürk’ün Akaretler’deki evinden Samsun’a hareket ettiği yere, Beşiktaş İskelesi’nde son buldu. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Atatürk’ün Samsun’a çıkışının önemine vurgulamak için denize çelenk attı. Ünal, 16 Mayıs tarihinin önemine bir kez daha değinerek, Beşiktaş’ın bayramı olarak bu tarihi bayram kabul edilmesi için meclise öneri sunacaklarını da dile getirdi.

Binlerce kişi yürüdü

Binlerce Beşiktaşlı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları çerçevesinde Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen fener alayına katıldı. 19 Mayıs akşamında gerçekleşen fener alayında vatandaşlar marşlarla yürüyüşü gerçekleştirdiler. Dikilitaş Darphane önünden başlayan bando eşliğinde ellerindeki Türk bayrakları ve fenerlerle yürüyen vatandaşlar, marşlar ve sloganlarla Beşiktaş Çarşı’yı geçerek Deniz Müzesi’nin yanındaki Babaros Parkı’na geldi. Saygı duruşunda bulunulduktan sonra İstiklal Marşı okundu.
Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen fener alayında Dikilitaş Darphane önünde toplanan vatandaşlar, bayrak ve meşalelerle bandonun çaldığı marşlara eşlik ederek, Barbaros Meydanı’na kadar yürüdü. Belediye Başkanı Ünal’ın da katıldığı fener alayına, yoldan geçen bazı vatandaşlar alkışlarla eşlik etti. Sonrasında, sahneden kentliye hitap eden Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Reyhanlı’da yaşanan patlamaları kınadıklarını dile getirerek, kutlamalar kapsamında gerçekleştirilecek konserlerin iptal edildiğini aktardı.

Her yaştan koştular

Geleneksel olarak düzenlenen ‘İlk Adım Halk Koşusu’ Dolmabahçe-Bebek parkurunda koşuldu. Yarışa değişik yaş gruplarında 500 atlet katıldı. Yarışmanın startını veren Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, koşuyu 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirmelerinin önemine değinerek tüm yaş gruplarında yer alan yarışmacıları yarışa katılmalarından dolayı kutladı. Mustafa Kemal Atatürk’ün son yıllarını geçirdiği Dolmabahçe Sarayı’nın önünde toplanan atletler, üstlerinde kırmızı tişörtler ellerinde Türk bayrakları ile dikkat çektiler. Yarışa katılanlar, verilen startın ardından Dolmabahçe, Beşiktaş, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy parkurunu geçip, yarışı Bebek Parkı’nda sonlandırdı. Dereceye giren atletlere Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal tarafından çeşitli hediyeler verilirken, yarışa katılan sporcular akşam üzeri Beşiktaş’ta yapılan fener alayını da izlediler. Dolmabahçe Sarayı’nın önünden başlayan koşu Bebek Parkı’nda sona erdi.

Beşiktaşlı muhtarlar federasyona katıldı

Beşiktaş Muhtarlar Derneği geçtiğimiz günlerde İstanbul Muhtarlar Federasyonu’na katıldı. Derneğin İstanbul Muhtarlar Federasyonu’na katılma kararını anlatan Beşiktaş Muhtarlar Derneği Başkanı Dursun Gül, “Federasyona katılma kararı aldığımız şu günde Belediye Başkanı’mız Sayın İsmail Ünal ve Derneğe emeği geçen herkese teşekkür istiyorum. Beşiktaş İlçesi Hizmetleri’ni Geliştirme Derrneği ile muhtarlar olarak federasyona giremediğimiz için Beşiktaş Muhtarlar Derneği’ni kurma kararı alıp kuruluşumuzu onaylattırarak federasyonumuzun bölge toplantılarına katıldık. Siz muhtarlarımızın birlik ver beraberliği için Beşiktaş muhtarları olarak birlik ve beraberliğimizde katkı sunmaya çalıştık. Olağan Genel Kurulumu’zu yaparken bu birlikteliğe güç verilmesini temenni ediyorum. Federasyon ve Konferedasyon toplantılarımızın Türkiye genelinde çok ciddi bir ses getirdiğini gördük. Bizlerin çok çalışması gerektiğinin farkındayız. Başarının sırrı örgütlü olmaktır. Bu çalışmalar doğrultusunda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
İstanbul Muhtarlar Federasyonu Genel Başkanı Kadir Delibalta yerine konuşan Başkanvekili Akif Ak, “Federasyonun daha güçlü olması için herkes elini taşın altına koymalı” diye konuştu.
“MUHTARLARIMIZIN ÖNÜNDE EĞİLİYORUM”
Daha sonra toplantıda söz alan ve muhtarların önemine değinen İsmail Ünal, “Bu toplantıyı çok önemsiyorum. Hele hele Beşiktaş Muhtarlar Derneği’nin böyle bir federasyona katılması beni sevindirdi. Hepimiz belli bir yaşa geldiğimiz zaman okula başlarız. Ben Toroslar’da bir köy İlkokulu’nda okudum. Üç şey bizim için çok önemliydi; köyün öğretmenleri, köyün imamı ve köyün muhtarı. Biz onları gördüğümüz zaman yolda onların karşısında eğilirdik. Bu Mustafa Kemal Türkiye’sinin başlangıcında çok güzel ve önemli bir öğretiydi. Ben yine aynı saygıyı gösteriyorum. Onun için bu saygıyı çok önemsiyorum. Sizler mahallelerde köylerde önemli işler yaparsınız. Benim köyümde ilkokul mezunu ama yabancı dil bilen bir muhtar var, Ali muhtar onunla da gurur duyuyorum her zaman. Muhtarlar olarak özlük hakkınızın peşinde olmalısınız. 29 Mayıs-2 Haziran arasında CNR’de CHP’li belediye başkanları 10 bin metrekarelik alanda projelerini sunuyorlar. Biz kente katkı verenlerden aldığımız destekle Anadolu’dan muhtarlarımız İstanbul’a gelecek. Hakkari, Şırnak ve Yozgat’tan muhtarları getirmeyi planlıyorum. Sayın Genel Başkanımız’a “Benim payıma Şampiyonlar Ligi çıktı” dedim. O muhtarları balık ekmekle ağırlayacağım. Onlar o bölgelerden buraya gelerek farklı şeyler öğrenecekler. Bunun için 29’unda fuara bekliyorum. Dursun Muhtarımı da kutluyorum. Kararlarında başarılar diliyorum” dedi.
“İCRAAT OLMADIĞI TAKDİRDE GERÇEKLEŞMEZ”
Muhtarların da demokrasilerde katılımcı olması gerektiğinin altını çizen Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel, “Bizler bir takımız nerede bulunursak bulunalım vatandaşın gözü kulağı olmaya çalışıyoruz. Demokrasilerin ön kabulleri vardır. Bunlardan biri de gerek yönetim hizmeti verildiği yönetilenlerin gerekse bu hizmetin verilmesinde aracı olan kurum ve kişilerin belli bir seviyede olduğu kabulüdür. Eğer bu kabul günlük yaşamda karşılık bulmuyorsa zaten demokrasi kurum ve kurallarıyla yeterince işleyemez. Siz ne kadar ‘İstiyoruz, çırpınıyoruz’ deseniz de icraat olmadığı takdirde bu tam olarak gerçekleşmez. Bundan kastım şudur. Madem ki demokrasiler bir katılım rejimleridir. O halde muhtarlarımız seçimle iş başına gelen kişiler olarak katılımın mantığını da işletmek zorundadırlar. Sizler seçimle iş başına geliyorsunuz ama kendi aranızda bir birlik oluşturmadığınız sürece oluşturulan bu birlik marifetiyle soru ve sorunlarınızı etkili, yetkili mercilere iletemediğiniz takdirde sadece geriden geriye birbirinize yapmış olduğunuz konularla efkarlanırsınız. Artık sadece söylenmek değil söylemek de gerekir. Başta özlük imkanlarınız olmak üzere sağlaması gereken parlamento ve hükümet bunu atlayabiliyor. Bunu atlatmamak için dernek ve federasyon ve konfederasyonlarla konuyu gündeme getirmek, mümkünse gündemde canlı tutmak ve sonuç almak mecburiyeti vardır. Aksi takdirde beklenen ama olmayan gelişmelerden başta siz sorumlu olursunuz. Günümüzde gücün iki bileşeni var. Bilgi ve organizasyondur. Eğer siz takım oyunu oynamıyorsanız, organize olmuyorsanız ve konunuza hakim değilseniz korkarım boşa beklentiler içinde olursunuz” dedi.

Mahalleli
ne diyor?

Arnavutköy Mahallesi

Arnavutköy Mahallesi sakinleri, tarihi dokusu ile meşhur semtlerinden çok memnun olduklarını belirtti ve yaşadıkları yerle ilgili görüşlerini tüm içtenlikleriyle çok yönlü aktarıyorlar. Vatandaşlar mahallelerinin turizmle anılmasını bu konuda yapılması gereken çalışmalar olduğunu dile getirdiler. Eğlence mekanlarında otomobilleri alarak park eden şoförlerin de daha dikkatli olması gerektiklerini bir kaz daha hatırlatıyorlar. İşte vatandaşların görüşleri şöyle:
VALELER BIKTIRDI: “Sokak aralarında yaşanan trafik yoğunluğu bizi çileden çıkartıyor. Acil müdahalelerde halimiz daha vahim olur. Birinin hastası olsa, yangın olsa itfaiye-ambülans araçları mahallemize giremez. Ayrıca eğlence mekanlarından valeler tarafından alınan araçlar sanki yarış pistindeymiş gibi sürülüyor.” Ahmet Akoğlu.
İTFAİYEMİZ GELDİ: “Mahallemize bir itfaiye binasının yapılması iyi oldu. Her ne kadar parklanmalardan dolayı sıkıntı yaşansa da yangın anında bir itfaiyenin bulunması güzel bir olay oldu. Ben de bunun için yetkililere teşekkür ediyorum.” Demir Kolsuz.
YÖN TABELASI GEREK: “Mahallemiz turistik bir mahalle ve buraya yeni gelenler yeterince bilgilendirilemiyor. Turistik olan bir mahallede yön tabelaları olmalı ve mahallemize gelen insanlar neyin nerede olduğunu rahat bir şekilde bulabilmeli. Mahallemiz turizmle anılmalı.” Köksal Avcı.
İTFAİYE İYİ OLDU: “Bir yangın anında kim nasıl müdahale eder bilemiyoruz diyorduk ancak bu sorunun cevabı şimdi bulundu. Mahalllemizde bulunan İtfaiye binamız hizmete açıldı. Şimdi sağa sola araçlarını park edenler biraz daha dikkatli olsalar diyorum.” Nurettin Balcılar.
BAŞIBOŞ SOKAK KÖPEKLERİ: “Mahallede başıboş sokak köpekleri iyi bakılıyor. Ama maalesef kimi zamanlarda kötü sonuçlar doğuruyor, acaba bir yakınımız köpek tarafından ısırıldı mı diye gün boyu meraklandığımız oluyor.” Ali Çelik.
OKUL YOLUNA DİKKAT: “Çocuklarımızın tehlikeye atılmaması için bazı yollara hız kesici tümsekler konulması gerekiyor. Bu tümsekler çocuklarımızın güvenliğini arttıracaktır düşüncesindeyim. Özellikle okul yolları için düşünülmesi gerek.” Eyüp Bayram.
TARİHİMİZİ SAHİPLENELİM: “Semtimiz çok güzel ve semtimize beraberce sahip çıkmalıyız. Mahallede bulunan parkımızın düzenlenmesi ve restorasyon isteyen evlerin bir an evvel bakıma alınması gerekiyor.” Pınar Kalem.

“Sen söyle, Oynayalım”

Tiyatrolar son oyun programlarını sahneleyip turne tarihlerini belirlerken Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi, sezonun kapanmasına yakın Mayıs ayında farklı bir gösterime ev sahipliği yaparak tiyatroseverleri ağırladı. Oyuncuların tümü psikolog olan İstanbul Spontanite Tiyatrosu her yıl yaklaşık dört – beş kez sahneye çıkıyor.
Işıklar karardığında, topluluğun yöneticisi Deniz Altınay, seyircileri bilgilendirdi. Hedef cümle, “Senin hikâyen ne? İzlemek ister misin?” idi. Özetle arzu eden izleyici kalkıp iki – üç cümle ile yaşamından bir kesit anlatıyor. Ardından seçtiği oyuncunun bu role bürünmesini istiyor. Anlatım sessiz, müzik ise doğal malzemelerden oluşmuş. Salondakiler kendilerini sahnedekilerle adeta özdeşleştirmişler. Oyuncu, rolünü tamamladıktan sonra, izleyicilerle yönetici arasında fikir alışverişi gidip geliyor. Kısaca ister katılımcı oluyorsunuz, ister izleyici statüsünde kalıyorsunuz.
Oyunun devam sürecinde, birçok izleyen hikâyesini sahnedekilere anlattırıyor. Bir nevi açıklamalı pantomim sanki… Farklı bir deneyim yaşatan tiyatronun oyuncuları: “Ayça Atasoy, Sündüz Atay, Güneş Çalışkan, Feyza G. Işık, Teri Granti ve Derya Leblebicioğlu.”
Spontanite Tiyatrosu oyuncuları psikodrama eğitimi almış oyunculardan oluşan bir kadroya sahip.
Tiyatro topluluğu hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “1999 İstanbul’da Deniz Altınay tarafından İstanbul Spontanite Tiyatrosu kuruldu. Büyük bir konferans sonrası psikodrama kökenli olan ve bu disiplinle hiçbir bağı olmayanlardan oluşan kalabalık bir grupla Deniz Altınay ilk “Spontanite Eğitimi” çalışmalarına başladı. 2000 yılında eğitim grubundan seçilen 5 kişiyle İstanbul Spontanite Tiyatrosu gösterilerine başladı. 2007 yılında İstanbul Spontanite Tiyatrosu-Playback Tiyatrosu kadroda yapılan küçük değişikliklerle ayda bir düzenli olarak Beşiktaş Belediyesi Afife Jale Sahnesi’nde gösteri yapmaya başladı.”

Kuklalar Ortaköy’de

Uluslararası Kukla Festivali’nin bu yıl 16.’sı düzenlendi. Uluslararası Kukla Festivali Türkiye başta olmak üzere İngiltere, İspanya, İtalya, Avusturya, Meksika, Norveç, Romanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Hollanda, Yunanistan gibi ülkelerin yanı sıra, Almanya-Fransa-İsviçre ortak yapımı prodüksiyonla birlikte 30 gösteriyi konuk ediyor. Ortaköy Meydanı da festivalin mekanları arasındaydı. Meydanın ortasında meraklı gözlerin kendilerini takip ettiği festivalde; İngiltere’nin ipli kukla tekniğindeki varyete şovu ‘İpli Böcek Sirki’, İspanya’nın dünyanın en iyi ipli kukla oynatan kuklacısı kabul edilen Jordi Bertran’dan ‘Antoloji’, İtalya’nın hayal ve gerçek arasında fantastik ve büyülü çalışması ‘Talita Kum’, Meksika’nın Karagözü anımsatan gösterisi renkli gölge oyunu ‘Kaplan’, Hindistan’ın ipli kuklasının bütün renklerini taşıyan ‘Kathpuli’, Norveç’in kukla ve tiyatro dünyasını bir araya getiren ustalık çalışması ‘Açlık’, gibi bir çok örnek kuklalar da hayat buldu.

Ressam Faruk Cimok
İstanbul Resimleri

Sanatın toplum içinde daha yaygın biçimde sevilip, anlaşılması için çalışmalar yürüten Beşiktaş Belediyesi, sanatı desteklemeye devam ediyor. Çok önemli sergilere ev sahipliği yapan Ortaköy Sanat Galerisi, Faruk Cimok Sergisi’nde de adından söz ettirdi. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın katılımı ile açılışı gerçekleşti. Faruk Cimok bu son dönem çalışmalarıyla, günlük yaşamdan kesitleri, evrensel sanat imgesine dönüştürerek döneminin en güzel örneklerini çok figürlü, çok boyutlu çalışmaları ile sanatseverleri buluşturmuştu.
İstanbul Resimleri adlı sergisiyle dikkatleri üstünde toplayan Faruk Cimok için bu kenti resmetmek aynı zamanda yaşadığı ana, mekâna, çağa tanıklık etmek, yıllar sonrasına hatırlanacak görüntüler bırakmak anlamına da geliyor. Kompozisyon-larında olabildiğince doğal algılamalara ve gerçek görüntülere yer veriyor. Nesnel bir biçimde algılanıp ortaya koyulan bu görsel gerçeklik, Cimok’un resimlerinde yerini şiirsel bir anlatıma bırakır.
Daha önceki çalışmalarında modern kent yaşamına ve onun getirdiği yabancılaşmaya karşı belirlediği “Hicivsel tavır” burada yerini daha çok anlatımcılığa ve belli oranda objektif bakış açısına bırakıyor. Yaşadığı zamana sadık kalarak, çevresinde gelişen günlük hayattan yaşam kesitlerini, keskin bir gözlem gücü ve nostaljik bir hava ile tuvaline aktaran sanatçının resimlerindeki strüktürel doku, pentür dili ve boya kullanım tekniğinde bu nostaljik havayı destekler niteliktedir. İçinde yaşadığı çevreye ilişkin gözlem birikimleriyle kentsel yaşam biçimlerine tanıklık eden resimleri son yıllarda gelişen figüratif resmimize ulusal kimlik, dinamik ve güvenli bir üslup kazandırmıştır. Modern yaşamın ruhunu yakalayan sanatçılardan biri olarak biliniyor.

Balenin yıldızları sahnedeydi

Beşiktaş’ta MSGSÜ Devlet Konservatuarı Mayıs ayının son haftasında gerçekleştirdiği gösteriyle kendilerine hayran bıraktı. İnteraktif sunumuyla da dikkatleri üstüne toplayan bale gösterisi ile ilgili detaylar şöyle aktarılıyordu:
“Gösteride Kuğu Gölü Balesi’nden 3. Perde sahnelenmekte olup eserde, bir büyücü tarafından arkadaşları ile birlikte kuğuya dönüştürülen ve ancak bir erkeğin aşkı ile tekrar insan kılığına dönüşebilecek olan Odette ile Prens Siegfried arasındaki aşk ve büyücünün, kızı Odile’i prenses Odette kılığına sokarak prensi kandırması anlatılır.
Sarayın balo salonunda, saraylılar ve konuklar Prensin doğum gününü kutlamak için toplanmışlardır. Prens, kendisine tanıtılan kızlardan birini seçmek durumundadır. Ancak aklı fikri sevgilisi Odette’te olduğu için gönülsüzdür. Balo, birden davetsiz gelen iki konukla karışır. Bunlar, baron kılığına girmiş büyücü Rothbart ile Odette’in yüzünü kullanan kızı Odile’dir. Prens, Odile’in sevdiği kız Odette olduğunu zannederek çok sevinir ve onu sevdiğine dair yemin eder. Tabii çok geçmeden büyücü ve kızı Odile, prensin sevgilisi Odette’e ihaneti ile alay ederler. Prensin şaşırtıcı gerçeği öğrenmesi onu çok üzer. Gösteri, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Bale Ana Sanat Dalı öğrencileri tarafından gerçekleştirilecektir. Anlatım, interaktif bir dans sunumudur. 7 yaş ve üzeri tüm seyirciye hitap etmektedir. Sunum interaktiftir.”

Keman-Viyola-Viyolonsel-Piyano
Dördü bir arada…

Farklı enstrümanların tınısından vazgeçemeyenler için farklı bir etkinlik daha Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde hayat buldu. 30 Mayıs’ta gerçekleştirilen etkinliğin sanatçıları ise şöyle sıralanıyordu: “Andrej Bielow – Keman, Miguel Da Silva – Viyola, Yovan Markovitch -Viyolonsel, İris Şentürker- Piyano.”
Gerçekleştirilen programın detayları ise şöyle sıralanıyordu: “Faure Piano Quartet No.2 Op.115.”
Verilen arası sonrasında programın devamında şu detaylar vardı: “Mozart Piano Quartet, Brahms Piano Quartet Op. 25 No.1 Sol Minor.”
Konser sanatçıları arasında yer alan ve kanserle mücadelesiyle de tanınan sanatçı İris Şentürker ile ilgili bazı detaylar ise şöyleydi: “İris, daha beş yaşındayken kendi kendine piyano çalmaya başladı. Yedi yaşında İ. Ü. Devlet Konservatuarı’na girdi. Piyano bölümünden mezun olduğu 1998 yılında, The British Council’ın düzenlediği ‘Yılın Genç Müzisyeni’ yarışmasında birinci seçildi. Bu başarı İris Şentürk’e, İngiltere’de piyano alanında bir yıl master yapma hakkı kazandırdı. Uykusuzluk, şiddetli ağrılar başladı. Aldığı bursla İngiltere’de piyano masterı yapan İris, hemen doktora başvurdu. Sonrasında ise tanı kesinleşti ve sanatçının Lenf kanseri olduğu teşhis edildi…”
Sanatçının hayatının önemlibir kesiti olan bu dönemde, neredeyse 10 yıl önce, piyona aşkının onu hayata bağlamasıyla ilgili detaylar şu sözlerle anlatılıyor: “Iris, doktorundan sadece kanser olduğunu değil, adeta yolun sonuna geldiğini öğrenmişti. Ama ölüm korkusunu girdabına kapılsa da İris, bir gün yeniden piyanonun başına oturup oturamayacağı düşüncesinden de kendini alamıyordu. İris, ‘Aklım fikrim bir daha piyano çalıp çalamayacağımdaydı’ diye anlatıyor o günlerde yaşadıklarını. Acılar, karmaşık ruh halleri, ama ille de hayaller… İris, kanserle savaşırken en çok da Saint Saens’ın 2. Piyanosu’nu çalmayı hayal eder. Ve çalacaktır da… Çünkü konçertoyu çalma hayali azmini artırır, bir yıl sonra hastalığı yener, sağlığına kavuşur.”

Yaza Merhaba

Fulya’da Mayıs ayında birbirinden güzel konserler sanatseverleri ağırlamaya devam ediyor. Bunlardan bir tanesi de “Yaza Merhaba Konseri”ydi. Piyano konçertosunu programına alan bir çok ünlü sanatçı, gerçekleştirilen konserle bir araya gelmiş oldu. Konserde, piyano, gitar, trompet, kontrbas, davul, trombon seslerini duymak mümkündü. 31 Mayıs’ta gerçekleşen konserde yer alan sanatçıların isimleri ise şöyle sıralanıyordu: “Antonio Pirolli- Şef, Burçin Büke- Piyano, Önder Focan- Gitar, Meltem Ege- Vokal, Şenova Ülker- Trompet, Ozan Musluoğlu- Kontrbas, Ferit Odman- Davul, Bulut Gülen- Trombon.”
Konser programı ise şöyleydi: “Leroy Anderson- Piyano Konçertosu.”
Programa ilham olan sanatçı Leroy Anderson ile ilgili bazı detaylar ise şöyleydi: “İlk büyük çıkışını 1952 yılında Leroy Anderson’un blue tango yorumuyla yapmış, Stephane Grapelli hayranı bir jazz violonisti. Anderson da benzerleri gibi dönemin sayısız popüler şarkısına imzasını attı, “Only you” bunlardan sadece biri… 14.08.1913 – 12.11.2000 tarihleri arasında yaşamış Fransız müzisyen, aranjör. Eserleri bilinen tabiriyle hafif batı müziği şeklinde tanımlanır.”

Sanatseverlerden ödül

Beşiktaş’ta sanatseverler buluşmaya devam ediyor. Mayıs ayı etkinlikleri içinde Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi farklı bir geceye daha ev sahipliği yapmış oldu. Ekin Yazı Dostları okuyucu grubu bu yıl Tiyatro ödül töreni düzenledi. Ekin Yazı Dostları’nın Tiyatro Ödül töreni 30 Mayıs Perşembe günü Saat 20:30′da Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Ekin Yazı Dostları ekibi bunu şöyle aktarıyorlardı: “Bu yıl İstanbul’da 28 Tiyatro çağrımıza olumlu yanıt verdi, bu tiyatroların tüm yapımları izlendi ve değerlendirildi. İzlenen her oyun birbirinden değerliydi, ancak bunlar içinde bir sıralama yapıldığında öne çıkan oyun ve sanatçılar ödüle layık bulundu. Ödül kazansın kazanmasın, tiyatroya bir başka deyişle aydınlanmaya emek verenleri kutluyor, kararlarımızın tiyatro dünyasına katkısının olmasını diliyoruz.”
Ödül töreninde Genç müzisyenler Eylem Öykü Yıldıran’ın ve Ece Şermet’in bir de konseri yer aldı. Töreni Ekin Yazın Dostu Yasemin Masaracı sundu. Ödüller ile ilgili bazı detaylar şöyle aktarılıyordu:
n Oyun: Sessizlik – İstanbul Devlet Tiyatrosu
n Komedi: Babaannem 100 Yaşında – Tiyatro Adam
n Küçük Salon Oyunu: Parti – Ekip Tiyatrosu
n Yılın Teması: Özgürlük
Bizde Yok – Tiyatro Artı
n Yönetmen: Yiğit Sertdemir – Dertsiz Oyun – Altıdan Sonra
n Tiyatro Oyun Yazarı: Civan Canova – Altı Üstü Oyun/2 Evaristo – Altıdan Sonra Yapım
n Kadın Oyuncu: Ayşenil Şamlıoğlu – Altı Üstü Oyun/2 Evaristo – Altıdan Sonra Yapım
n Erkek Oyuncu: Can Başak – Yalnızlık Konuşur Bazen – Tiyatro Kedi
n Erkek Oyuncu: Tolga Evren – Çirkin – İstanbul Devlet Tiyatrosu
n Küçük Salon Kadın Oyuncu: Zeynep Başak Işık – Dut Şerbeti – Tiyatro Açıkça
n Küçük Salon Erkek Oyuncu: Burhan Ökmen – Satranç – Tiyatro Barbone
n Komedi Kadın Oyuncu: Suna Keskin – Aşka 103 Adım – Tiyatro Kare
n Komedi Erkek Oyuncu: Savaş Özdural – Patron Kim – Tiyatro Akla Kara
n Yardımcı Rolde Kadın Oyuncu: Defne Halman – Toplu Hikayeler – Kent Oyuncuları
n Yardımcı Rolde Erkek Oyuncu: Okan Urun – İz – Ve Diğer Şeyler Topluluğu
n Sahne Tasarımı: Başak Özdoğan – Ah Smyrna’m Güzel İzmir’im – Tiyatro Pera
n Giysi Tasarımı: Şirin Dağtekin Yenen – Çehov Makinesi – İstanbul Devlet Tiyatrosu
n Işık Tasarımı: Akın Yılmaz – Çehov Makinesi – İstanbul Devlet Tiyatrosu
n Tiyatro Müziği: Selim Atakan – Arka Bahçe – İBB Şehir Tiyatroları
n Efekt Tasarımı: Ersin Aşar – Dar Ayakkabıyla Yaşamak – İBB Şehir Tiyatroları
n Koreografi: Pınar Ataer – Sıkıyönetim – Bakırköy Belediye Tiyatrosu
n Koreografi: İlyas Odman – Dertsiz Oyun – Altıdan Sonra Tiyatro
n Genç Yetenekler: Canan Atalay – Barselo – İkincikat
n Genç Yetenekler: Fehime Seven – Türkiye Kayası – İBB Şehir Tiyatroları
n Genç Yetenekler: Selin Sevdar – Ah Smyrna’m Güzel İzmir’im – Tiyatro Pera
n Genç Yetenekler: Yusuf Can Sancaklı – Satranç – Tiyatro Barbone

Sanat Müziği aşkıyla…

Müzikseverler Melih Cevdet Anday Sahnesi’ndeki etkinlik için Akatlar Kültür Merkezi’nde buluştu. Mayıs ayında Yüksek Ticaretliler Türk Sanat Müziği Korosu, Akatlar’da konser verdi. Mezunlar, üyeler, öğretim üyeleri, öğrenciler, sanatseverler Akatlar’da Türk Sanat Müziği için bir araya geldiler. Yüksek Ticaretliler Türk Sanat Müziği Korosu ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“M.Ü. Yüksek Ticaretliler Türk Sanat Müziği Korosu 2004 yılında sanatçı ve müzik adamı Hanefi Dalgın’ın gayretleriyle kurulmuş ve o günden beri aralıksız 9 yıldır çalışmalarını sürdürüyor. Bu süre içerisinde dernek lokalimizde, çeşitli kültür merkezlerinde, TRT2 , TRT 4 televizyonlarında sayısız konserler vermekte ve büyük bir beğeni ile izlenmektedirler. 2005 yılından beri her yıl Geleneksel olarak Mayıs ayında mezunlarının ve dostlarının karşısına özel bir konser ile çıkıyor. Koro çalışmalarını müzisyenler eşliğinde ve Koro Şefi Zevki Coşkun yönetiminde sürdürüyor.”

Dündar’a saygı

Beşiktaş Belediyesi’nin ‘Ustalara Saygı Gecesi’nin Bahar aylarında göze çarpan en önemli konuklarından bir tanesi de Uğur Dündar’dı. Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde Uğur Dündar için gelen salonu doldurdu. Ustalara Saygı gecesini Faruk Şüyün yönetti. Faruk Şüyun’un organize ettiği ‘Ustalara Saygı’ gecelerinde o kişinin hayatında iz bırakanlar sırayla çıkıp, ortak anılarını anlatıyor, o ünlü hakkında görüşlerini açıklamasıyla gece devam ediyordu.
Dündar için düzenlenen gecede sıcak sohbetler vardı. İlk konuşmacı Dündar’ın TRT yıllarından ustası Halit Kıvanç’tı. Kıvanç’ın ardından gazeteciler Nedim Şener, Atilla Sertel ve Sözcü Gazetesi’nin Haber Koordinatörü Ferda Öngün, tanıdıkları Dündar’ı anlattı.
Her konuşmacının ardından birkaç cümle de kendisi eden Dündar, Nedim Şener ve Soner Yalçın’dan bahsederken duygulandığı gözlerden kaçmadı.
Ünlü ressam Yalçın Gökçebağ, 1972 yılında kameraman olarak girdiği TRT’de yıllarca birlikte çalıştığı Uğur Dündar’a dair anılarını anlattı. Haber Yönetmeni Suat Polat ve Muhabir Hatice Demircan da Uğur Dündar’lı anılarıyla geceye renk kattı.

Yaşam ve çevre için…

Levent Kültür Merkezi’nde sosyal sorumluluk projeleri ile ilgili çalışmalar yürütülmeye devam ediyor. Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 1 ve 2 Haziran tarihlerinde Levent Kültür Merkezi’nde “Yaşam ve Çevre Politikaları Çalıştayı” düzenliyor.
Çevre Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklamada çalıştayda metalaştırma tehdidi altındaki biyoçeşitlilik ve su, enerji politikalarının doğal varlıklar ve alanlar üzerinde yarattığı tahribat, rant odaklı kentsel dönüşüm planları, endüstriyel faaliyetlerin barındırdığı çevresel riskler, doğanın metalaştırılmasının sosyal kesimler üzerindeki etkileri ve son olarak tüm bu sorunların temelinde yatan çevre politikalarının ana tartışma eksenine alınacağı belirtildi.
Doğanın sermaye birikiminin hizmetine sokulmasının son hızla sürdürüldüğü ve bunu mümkün kılmak için mevzuattaki tüm yasaların da değiştirildiği bir süreçte Çevre Mühendisleri Odası üyeleri bu çalıştay vasıtası ile bir araya gelecek olan bilim insanları, uzmanlar, çevre mühendisleri, çevre mühendisliği öğrencileri, doğanın yıkıma uğratılmasından etkilenen ve mücadele yürüten tüm dinamikleri bir araya getirerek mevcut durumla mücadele için bir işbirliğini hayata geçirme amacında…

Canavarlar Sofrası’na davet

Yeni Sinema Hareketi platformunun hayata geçirdiği “Her Cuma Yeni Sinema” etkinliği, sinema salonlarında yeterince gösterim şansı bulamamış son dönem Türkiye Sineması’nın bağımsız örneklerini İstanbullularla ve Beşiktaş kentlileriyle buluşturmaya devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi tarafından Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gerçekleşen ücretsiz etkinliğin koordinasyonu Katadrom Derneği tarafından yapılıyor.
“Her Cuma Yeni Sinema” etkinliği, 24 Mayıs’ta yönetmenliğini Ramin Matin’in yaptığı “Canavarlar Sofrası” adlı filmiyle devam etti. 48. Antalya Altın Portakal Film Festivali “Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü”, 33. Montpellier Film Festivali “En İyi Film Müziği Ödülü”, 23. Ankara Film Festivali Ulusal Uzun Film Yarışmasın’da “En İyi Görüntü Yönetmeni”, “En İyi Özgün Müzik”, “Umut Veren Yeni Yönetmen”, “SİYAD Jürisi Ulusal Uzun Film Ödülü” ve “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödüllerini kazanan filmin konusu şöyle: “J. ve M. akşam yemeğinde arkadaşları K. Ve D.’yi ağırlayacaktır.
Misafirler gelir, hediye verilir, salona oturulur ve sohbet başlar. Ancak karakterlerin yaşadığı çarpık evren yavaş yavaş kendini hissettirmektedir; kibir ve nefret dolu sözler kabul edilmektedir. Gözlerinin önünde kapı komşularının polis tarafından öldürülmesi hiç kimseyi şaşırtmaz. Önemli olan sadece iki şey vardır: Haz ve Tüketim.”
Gösterim sonrası filmin yönetmeni Ramin Matin ve yapımcısı Emine Yıldırım izleyiciyle salonda sohbet etti.

Tek bir tuşla sistem sende…
“Sosyal Alarm”

Beşiktaş’ta ihtiyaç analizleri kapsamında yepyeni bir hizmet hayata geçiriliyor. Bu yeniliğin ismi ise, “Sosyal Alarm”. Beşiktaş Belediyesi ilçe sınırları içerisinde yaptırdığı ihtiyaç analizleri çerçevesinde çocuk, genç ve yaşlı nüfus yoğunluğu baz alındığında yaşlıların diğer yaşayanlara göre daha güvenli ve kaliteli bir yaşam istekleri olduğunu belirleyip bu kapsamda yeni bir proje oluşturdu. Sosyal alarm programı kapsamında 75 yaş üzeri, evinde yalnız yaşayan ve evden çıkma ve hareketlilik konusunda kısıtlı ya da bir başkasının bakımına muhtaç ve yardımına muhtaç olan kentlilere verilen bir teknolojik sistem olara k sunuluyor. Beşiktaş Belediyesince belirlenen ihtiyaç sahiplerine dağıtılacak sistem ile bireylere telefon çevirmesine gerek kalmadan telefon konuşma olanağı sağlayan veya destek birimine acil durum sinyali gönderebilen sistem uygulama olacak. Elde kolayca taşınabilen uygulma ile bir buton aracılığıyla sağlık ve sosyal destek hizmeti de sağlanabilecek. Aynı zamanda proje kapsamında ihtiyacı olan yaşlılara, ev hizmetleri konusunda destek de sağlanırken kuaförden banyoya çilingir hizmetinden yemek yeme ihtiyacına kadar bir çok sosyal destek kentlilere sunulacak.

Sadece Aşk’la sahnedeler

PwC Türkiye, “PwC Türkiye Sahneliyor, Eğitime Destek Oluyor” projesi çerçevesinde çalışanlarından oluşan Drama Akademi Tiyatro topluluğunun sahnelediği oyunlarla son üç yıldır eğitime destek olmayı sürdürüyor. Bu yıl 45 PwC çalışanının görev aldığı Drama Akademisi, Didem Balçın ve Apo Kaya tarafından uyarlanan “Sadece Aşk” adlı oyunu sergiledi.
PwC Drama Akademisi, davetlilerin galaya gelirken yanlarında en az bir kitap getirmeleri ve böylece kütüphane oluşturulmasına katkıda bulunmalarını sağlamak amacıyla bir de kampanya başlatmasıyla da oldukça ilgi çekti. 28 Mayıs 2013 Salı günü Mustafa Kemal Merkezi’nde sergilenen oyunun geliri ile Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV)’nın Günebakan Projesi kapsamında Bağcılar Üsküp İlköğretim Okulu’nun kütüphanesi yaptırılacağı ve kütüphaneye kısa bir süre önce yaşamını yitiren PwC İK Danışmanlığı Direktörü Murat Demiroğlu’nun adı verileceği öğrenildi.
Oyuncu Didem Balçın’ın kurucusu olduğu Doda Sanat işbirliği ile sahneye konulan PwC Drama Akademisi’nin bu yılki oyunu “Sadece Aşk”, geçen yıllardan farklı olarak kolaj bir uyarlama. Oyun zaman, mekan ve tarih gözetmeksizin “Aşk”ı anlatıyor. Aşkı anlatabilmek, ancak onu yaşayanları yad etmekten geçer düşüncesiyle geliştirilen oyunda hem Anadolu’da hem Avrupa’da yaşanmış aşk öykülerine yer verildi. Shakespeare’in Romeo & Juliet oyunundan yola çıkan ve Anadolu kültürleri ile dünyanın farklı kültürlerinin bir harmanı olan oyun, müzisyen Seçil Akın tarafından özel bestelenen müzikleriyle seyirciye bir rüya yaşatmayı hedefliyor. Oyunun yönetmenliğini Didem Balçın ve Apo Kaya, yönetmen yardımcılığını ise Özlem Kunduracı üstlendi. Kostüm tasarımını Hilal Polat’ın gerçekleştirdiği oyunun koreografisi ise Apo Kaya tarafından yapıldı.

Üstat için el ele verdiler
Halil Karaduman anıldı

Ünlü kanun üstadı Halil Karaduman, Beşiktaş’ta anıldı. Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi Attila İlhan Salonu’nda ünlü isimler bir araya geldi. Karaduman’ın yönetimindeki popstar orkestrası eşliğinde sahneye çıkan ünlü isimler hiçbir ücret talep etmediği de öğrenildi. Gecede Karaduman’ın eşi Türkan Karaduman ve üç çocuğu da hazır bulundu. Gecede elde edilen gelirlerin, Halil Karaduman’ın üç çocuğunun eğitimi için bir araya gelindiği söyleniyor.
Mustafa Kemal Merkezi’nde duygu seli yaşandı. Livaneli’nin konuşması sırasında Türkan Karaduman gözyaşlarını tutamadı. Gecede Karaduman’ın üç çocuğu sahneye çıkarak enstrüman çaldı. Gülben Ergen sahneye çıkarak Karaduman’ın çocuklarını sahneye alarak, “Halil Karaduman benim için önemli biriydi. Onun için sahnedeyim. Ben hayatta olduğum sürece çocuklarına ve eşine destek vereceğim” dedi. Bülent Ersoy, “42 yıllık sanat hayatımda ilk defa sahnede boğazım düğümleniyor. O benim kardeşim ve oğlumdu. Benim için çok değerli insandı” diye konuştu. Sahneye çıkan bir diğer isim de Selami Şahin’di. Sık sık gözyaşlarına hakim olamayan Selami Şahin, “O bizim için çok değerli insandı. Türk müziği için de değerli insandı. Onu dünya tanıyordu” dedi. Şahin, dakikalarca ağladı.