SAYI 286

Beşiktaş da karşı!..
İstanbul’un silüetini bozan yapıya tüm partilerden ve her yönden müşterek tepki var!.. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘İstanbul’un siluetini bozuyor’ diyerek katların traşlanmasını istediğini belirttiği “OnaltıDokuz” gökdelenleri için Beşiktaş Belediyesi Meclis Üyesi Mehmet Yıldız açıklama yaptı.
Konuyu Radyo Beşiktaş canlı yayınına katılan CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’da masaya yatırmıştı. Uzun bir sessizlikten sonra “OnaltıDokuz” adlı projeye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da tepki koydu!.. Erdoğan; “Binanın üst katlarını traşlayın dedim, yapmadılar, bu yüzden inşaat sahibine kırgınım” şeklinde konuşmuştu.
CHP kanadı ise, yapılan inşaatların İstanbul’un siluetini bozduğunu ve konuyu Meclis’e taşıyacaklarını belirttiler.
İBB Meclisi CHP Grup Sözcüsü ve CHP Beşiktaş Meclis Üyesi Mehmet Yıldız, “Yapan kendileri, şikâyet eden kendileri” şeklinde konuşurken, Başbakan “OnaltıDokuz” isimli proje hakkında önemli açıklamalarda bulundu ve yapılan işi, kendisinin de doğru bulmadığını belirterek, “Binayı traşlarlarsa proje sahipleri tarihe geçerler” dedi.
Konuyu Radyo Beşiktaş’ta gündeme getiren CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı da “Zeytinburnu’ndaki gökdelenlere sayın Topbaş izin verdi. Kendisi mimar bu işe izin veriyorsa bu işte terslik var. Sultanahmet Camii’nin arkasına üç tane bloğu koyunca tarihi ecdadı rencide etmiş olmuyor musunuz?..” diye konuşmuştu. Muzaffer TOPAL

Çocuk olmak varmış

Beşiktaş’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkusu doyasıya yaşandı. Beşiktaş Belediyesi, bu yıl da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı hazırlamış olduğu birçok zengin bir programla kutladı. 23 Nisan Resim Yarışması, Satranç Turnuvası, Çocuk Kitapları Festivali gibi renkli etkinliklerle süren kutlamalar, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın da katıldığı muhteşem bir çocuk karnavalı ile son buldu. Birçok etkinliğin yapıldığı ve sanatçıların katılımıyla renklenen karnavalda, çocuklara sürpriz hediyeler de verildi.
Çocuklar arasında kardeşlik ve dayanışmayı güçlendirmek amacıyla ilkokul ve ortaokul düzeyinde gerçekleştirilen 23 Nisan Resim Yarışması’nın bu yılki teması “Çocuk Oyunu” olarak belirlenmişti. Çocuklar 19 Nisan Cuma gününe kadar A3 formatında herhangi bir kâğıda istedikleri teknikle yaptıkları resimlerle yarışmaya katılabildiler.
Kutlamalar 23 Nisan Salı günü Çilekli Spor Tesisleri’nde saat 12.00’de başladı ve Çocuk Karnavalı 7’den 77’ye herkesi neşelendirdi. Beşiktaş’taki ilköğretim öğrencileri ve İstanbul’un her yerinden 10 bine yakın öğrencinin katıldığı karnavala Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da yer aldı ve çocuklarla birlikte 23 Nisan coşkusunu tattı.
Çocuk karnavalında gün boyu çeşitli etkinlikler yapıldı. Çocuklar en sevdikleri müzikler eşliğinde alana kurulan şişme oyun gruplarında oynayıp yarıştılar. Bunun yanı sıra yüz boyama, sürpriz hediye çekilişine katılma, spor yapma ve kurulan onlarca stanttaki yiyeceklerin tadına bakma imkânına sahip oldular. Resim Yarışması’nda dereceye giren çocukların ödülleri karnavalda Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal tarafından verildi. Hazırlanan ödüller kapsamında birinciler tablet bilgisayar, ikinciler fotoğraf makinesi, üçüncüler içi dolu hediye çantası, mansiyon ödülünü hak edenler ise hediye çeki sahibi oldu.
Canlı müzik performanslarıyla karnavala renk katan isimler de oldu. Katılımcılara sürpriz hediyelerin de verildiği karnavalda, çocuk markaları ücretsiz ikramlarda bulundu.

Neşe dolu festival

Beşiktaş Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Çocuk Kitapları Festivali de etkinliklere damgasını vurdu. 16-22 Nisan tarihleri arasında Beşiktaş Evlendirme Dairesi’nde düzenlenen Çocuk Kitapları Festivali’nde ise çocukları özel indirimli kitaplar ve imza günleri vardı. Kitap festivali de bunlardan biriydi. Bayram kutlamaları 23 Nisan Resim Yarışması ve Çocuk Kitapları Festivali gibi renkli etkinliklerle başladı. Beşiktaş Belediyesi’nce her sene 23 Nisan haftasında yapılan Çocuk Kitapları Festivali’ne ilgi büyüktü. Festival boyunca çocuklara özel indirimli kitapları bulabilmek mümkündü. Çocuklar festivalde atölye çalışmasına da katılarak merak ettikleri hakkında bilgi aldı. Ayrıca imza günlerinde de çocuklar heyecanlıydı. Mustafa Balel, Nemika Tuğcu, Fedai Çakır, Zeynep Aliye, Murat Yığıcı’nın imza günleri gerçekleşti. Festivalde Mustafa Balel, Nemika Tuğcu, Zeynep Aliye’nin katıldığı “Yazma Serüvenleri” adlı paneller düzenlendi. Ayrıca, 5-12 yaş arasına çocuklar için de yaratıcı drama çalışması da yine festivalde neşeli etkinlikler arasındaydı.

Çözüm için el ele verdiler

Beşiktaş İlçe İnsan Hakları Kurulu Toplantısı; Kaymakam Sadettin Yücel Başkanlığı’nda Kaymakamlık Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda şikayet kutusunda bulunan dilekçeler değerlendirildi. Öte yandan Beşiktaş Belediyesi’nin Kanserle Mücadele konusundaki çalışmalarının da dikkat çektiği haftada, Beşiktaş Kaymakamlığı da kanserle mücadelenin önemine değindi. Kurulda bir vatandaşın, Sait Çiftçi Devlet Hastanesi’nde yaşadığı problem kurula sunuldu. Kurulda okunan dilekçe ile hastanenin cevabı da değerlendirildi. Tapu Dairesi’nde yaşanan diğer bir problem gündeme geldi. Tapu Dairesi’nde yaşanan sıkıntılarlailgili vatandaşların daha rahat etmeleri için gerekenler gündeme alındı ve ilgililerine bilgi aktarıldı. Ayrıca, Beşiktaş İlçe Toplum Sağlığı Merkezi Sorumlusu Şerafettin Ekici Kanser Haftası nedeniyle toplantıya katılanlara birer kurdele dağıttı. Toplantıya katılanlar, çağın hastalığı kanserle mücadeleyi desteklediklerini göstermek amacıyla bir arada fotoğraf çektirdiler.

Balmumcu sakinleri dert küpü!..
“Baz istasyonu
yolun ortasında”

Beşiktaş’ın mahallelerini turlayarak sürdürdüğümüz yazı dizimizin yeni durağında; Levazım, Gayrettepe, Ortaköy ve Mecidiye mahallelerine komşu olan Balmumcu Mahallesi’ndeyiz. Mahallenin tarihçesi şöyle: “1877 – 1878’de (93 Harbi) Osmanlı-Rus Savaşı’ndaki yenilginin yarattığı göç dalgasının İstanbul’daki etkisinin bir sonucu olarak Dikilitaş’ta bir göçmen mahallesi olarak oluşmaya başlamış. Onu 20. yy başında Balmumcu Çiftliği’nin bir bölümünün iskanâ açılmasıyla oluşan Balmumcu Mahallesi izlemiş. Barbaros Bulvarı üzerinde Yıldız’la Zincirlikuyu kavşağı arasında kurulu mahalle olarak biliniyor. Bugünkü Balmumcu Mahallesi’nin bulunduğu yerde II. Mahmut döneminde (1808-1839) aynı adla anılan bir çiftlik bulunuyordu. Balmumcu Kasrı denilen köşk daha sonra Abdülaziz döneminde yapılmıştı. Beşiktaş’ın mesirelerinden olan çiftlik, meyve bahçeleri ve çavuşüzümü bağlarıyla ünlüydü. Reşat Ekrem Koçu’ya göre, çiftliğe Balmumcu Çiftliği adı verilmesinin nedeni, II. Mahmut döneminde sokak ve bahçelerin mumlarla aydınlatılmaya başlanmasından sonra, burada mum imalatı yapılmasıdır. II. Meşrutiyet’te V. Mehmed (Reşad) tahta çıktıktan sonra Balmumcu Çiftliği’ni halka mesire olarak açtırdı. I. Dünya Savaşı’na kadar süren dönemde, Balmumcu Çiftliği mesiresine gelen halka çiftliğin meyvelerinden tabla tabla ikram edildiği anlatılır. Daha sonra çiftlik arazisi ve içindeki binalar askeriyeye verilmiş, Balmumcu Köşkü 3. Jandarma Tugay Komutanlığı olmuş, köşkün müştemilatına da Jandarma Er Okulu yerleşmiştir. 27 Mayıs 1960’taki askeri harekâttan sonra Balmumcu Kışlası bir süre gözaltı ve tutukevi olarak kullanılmıştır. Bölgenin çehresinin tümden değişmeye başlaması, Barbaros Bulvarı’nın açılmasından sonraya, 1960’lara rastlar. Bu yıllardan sonra bölgede yoğun yapılaşma başlamış.” Bir zamanlar halka mesire yeri olarak açılan mahalleyi önce muhtarına ardından da mahalle sakinlerine sorduk.
“İŞİMİZİN BAŞINDAYIZ”
Beşiktaş’taki muhtarlıklara diğer ilçelerde belediye tarafından bir sekreter tayin edildiğini söyleyen Balmumcu Mahallesi Muhtarı Cüneyt Doğan, “Çevre ilçelerin muhtarlıklarına baktığımızda; sekreter tayin edildiğini, faturalarının ödendiğini, kiralarının belediyelerce karşılandığına şahit oluyoruz. Bizim de aynı imkanlardan yararlanmamız gerekir. Biz de ilçe olarak diğer ilçelerden geri kalmamalıyız. Örneğin bizim muhtarlığımızda benim dışımda dolaşabilecek biri yok. Dışarı çıksam bir vatandaşa yardımcı olmaya çalışsam başka bir vatandaşımız muhtarlığa gelerek beni arıyor. Mahalle sakinimiz muhtarı yerinde bulamazsa benim muhtarlıkla ilgilenmediğimi düşünebilir. Aslında bu böyle değil biz işimizin başındayız” dedi.
“BAZ İSTASYONU İSTEMİYORUZ”
Mahallesinin sorunlarının aynı olduğunu bu nedenle kalıcı çözümler bulunması gerektiğini dile getiren muhtar Cüneyt Doğan, “Öncelikle mahallemizde bazı yollar bozuk ve yollarımızın yenilenmesi gerekir. Mahalle sakinlerimiz bu konu ile ilgili şikayetlerini sık sık dile getiriyorlar. Kaldırımlarımızın ve yollarımızın çukur olması özellikle yağmur yağdığı zamanlarda vatandaşlarımızı çok zor durumda bırakıyor. Bu sene için beklentilerimiz var. Mahallemizde bulunan baz istasyonundan mahalle sakinlerimiz şikayetçi. Baz istasyonu yolun neredeyse ortasına konulmuş vaziyette. Ayrıca bu baz istasyonları sürekli olarak bir artış sağlamakta. Biz mahalle sakinlerimizin beklentilerini ilgili kurumlara iletiyoruz. Karşılığında çözümleri bekliyoruz. Ancak çözüm sağlandığını söyleyebilmem mümkün değil. Vatandaşlarımın dileği sorunlarının bir an evvel çözülmesi. Vatandaşlarımız mahallesinin orta yerinde baz istasyonu istemiyor. Tabii ki işyerlerinin servis araçlarını unutmamak gerekir. Mahalle sakinleri özellikle şoförlerin rahat hareketlerinden memnun değiller. Kendilerinin rahatsız olduklarını söylüyorlar. Bu sorunun acilen çözülmesi gerekir. Ama özetleyecek olursak sorunlarımız aynı” diye konuştu.
“BELEDİYEMİZ TEDBİRLERİ ALIYOR”
Beşiktaş Belediyesi’nin bir çok konuda başarılı hizmet verdiğini ifade eden Cüneyt Doğan, mahalle yaşayanları ve kendi adına emeği geçenlere teşekkür ederek sözlerini şu cümlelerle sürdürüyor: “Beşiktaş Belediyemiz ağaç budama işini en iyi şekilde yapıyor ancak net olarak yer bilgisi istendiği için kimi zaman sorunlar yaşanıyor. Bu iş genel olarak yapılsa daha verimli olur bence. Ayrıca yazın ilaçlama çalışmaları yapılıyor. Bu ilaçlama çalışmaları rögar kapakları içinde yapıldı ve verimli sonuçlar alındı. Artık daha temiz bir mahalleye sahibiz. Belediyemizin özellikle çevre, sanat ve kültüre verdiği önemi takdir ediyoruz. Vatandaşlarımızın da görüşü bu yönde. Ben burada mahallemiz için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Şunu da belirtmek isterim ki mahallemizin insanları yardımsever insanlar… Yardım yapmak istediklerinde kimi zaman benden aracı olmamızı istiyorlar. Ben de bu yardımsever insanlarımızın yardımlarını ilgili kurumlara ulaştırmaya çalışıyorum.”

Mahalleli
ne diyor?

“Yeşil alan artsın istiyoruz”

Balmumcu Mahallesi sakinleri ise mahallerinde bulunan parkın yanıbaşına bir tuvalet yapılması gerektiğini dile getirirken, “Mahallemizin bazı yerlerinde asfaltla ilgili problemlerimiz var. Bunun yanı sıra en önemli sorunlardan bir tanesi trafik olarak karşımıza çıkıyor. Keşke mahallemizin daha fazla yeşil alanı olsa. Bazı kaldırımlarımız da iyi değil. Ağaçlandırma çalışmaları mahallemiz için çok önemli bir gelişme ancak budama çalışmalarının daha düzenli olarak yapılması mahalle sakinlerimizin istekleri arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra elektrik ve su kesintisi de yaşandığı günler de oluyor. Mahallemize acilen bir tuvalet yapılması gerekir. Servis araçlarıda problem yaratıyor. Balmumcu Mahallesi işyerleri ile anılan bir mahalle konumuna geldi” diyorlar.
EKSİKLER AZALSIN: “Mahallemiz bundan sonra daha da güzelleşir. Elbette eksiklerimiz var bu eksikliklerin azalmasını istiyoruz. Ayrıca mahallemiz için yeni bir planlama yapılması gerektiği kanısındayım.” Arif Öztürk.
ÖYLECENE DURUYOR: “Mahallemizde bulunan parkımızın çok güzel bir çeşmesi var ancak bu çeşmeden su akmıyor. Varolan güzelliklere el birliği ile sahip çıkılması gerekmektedir. Çeşmemiz öylece duruyor.” İlker Nallıoğlu.
YOL ORTASINDA: “Yolun ortasında duran bir baz istasyonumuz bulunuyor. Bu durum zaman içerisinde sağlık sorunları da yaratabilir. Bir an evvel bu konuya bir çözüm bulunması gerektiği kanısındayım.” Kadir Avcı.
SAĞLIĞA TEHTİD: “Mahallemizde yolun ortasına kurulan Baz İstasyonu’nun sağlığımızı tehdit ettiğine inanıyoruz ve bu istasyonun kaldırılmasını istiyoruz. Bunun için mahalle sakinlerimizle birlikte bir dilekçeye imzalarımızı da attık.” Tuncay Özbilgen.
HEPİMİZİN İSTEĞİ: “Mahallemizde çok güzel bir parkımız var ve ben bu parka sahip çıkıldığı için çok memnunum. Ancak vatandaşlarımızın ortak isteği buraya bir tuvaletin yapılması yönünde. Yeşil bir alanımız var, vatandaşların duyarlılık göstermesi çok güzel.” Kudret Nallıoğlu.
GÜVEN İÇİNDEYİZ: “Mahallemizde duyarlı insanlar olduğu için güven içindeyiz. Mahalle sakinlerimiz en ufak bir güvenlik sorununda polisimizi arıyor. Onlar da hemen koşup geliyorlar. Polisimizin yanımızda olması çok güzel.” Gökhan İncekara.
İŞYERLERİ ÇOĞALDI: “Mahallemiz çoğunlukla konut alanı idi ancak zaman içerisinde buraları işyerleri ile doldu. Konutu olanlar işyerlerinden biraz rahatsız olabilir. Ama esnaf ve çalışanlar açısından bu durum biraz daha olumlu karşılansa gerek.” Nazım Uçkan.
HATLAR YENİLENMELİ: “Elektrik trafosundan kaynaklanan bir problemden dolayı zaman zaman elektriklerimiz kesiliyor. Bu sıkıcı bir durum yaratıyor. Bunun yanı sıra su kesintileri de yaşanıyor mahallemizde.” Ayşe Türkereli.
MAHALLEMİZ GÜZEL: “Beşiktaş’ın içerisinde sessiz sakin bir mahalleyiz. Mahallemizin böyle olmasının hem avantajları hem de dezavanatajları var. Ama her ne olursa olsun bizim mahallemiz güzel bir mahalle.” Ahmet Ozanlı.

İstanbul Resimleri

Türk Resim Sanatının en önde gelen isimlerinden olan Faruk Cimok 22 Nisan 2013 tarihinde, Beşiktaş Belediyesi’nin girişimiyle 41 eserden oluşan ”İstanbul Resimleri” sergisini Ortaköy Sanat Galerisi’nde açtı. Sanatın toplum içinde daha yaygın biçimde sevilip, anlaşılmasını misyon olarak üstlenen Beşiktaş Belediyesi, sanatı desteklemeye devam ediyor. Çok önemli sergilere ev sahipliği yapan Ortaköy Sanat Galerisi, sanata katkılarını Faruk Cimok Sergisi ile sürdürüyor. Nisan ayının üçüncü haftasında Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın katılımıyla serginin açılışı gerçekleştirildi. Faruk Cimok, bu son dönem çalışmalarıyla, günlük yaşamdan kesitleri, evrensel sanat imgesine dönüştürerek döneminin en güzel örneklerini çok figürlü, çok boyutlu çalışmaları ile sanatseverleri buluşturuyor. Sanatçı için bu kenti resmetmek aynı zamanda yaşadığı ana, mekâna, çağa tanıklık etmek, yıllar sonrasına hatırlanacak görüntüler bırakmak anlamına da geliyor.
Kompozisyonlarında olabildiğince doğal algılamalara ve gerçek görüntülere yer veriyor. Sanatçının sergisi ile aktarılan diğer bilgiler ise şöyle: “Nesnel bir biçimde algılanıp ortaya koyulan bu görsel gerçeklik, Cimok’un resimlerinde yerini şiirsel bir anlatıma bırakır. Daha önceki çalışmalarında modern kent yaşamına ve onun getirdiği yabancılaşmaya karşı belirlediği “hicivsel tavır” burada yerini daha çok anlatımcılığa ve belli oranda objektif bakış açısına bırakıyor. Yaşadığı zamana sadık kalarak, çevresinde gelişen günlük hayattan yaşam kesitlerini, keskin bir gözlem gücü ve nostaljik bir hava ile tuvaline aktaran sanatçının resimlerindeki strüktürel doku, pentür dili ve boya kullanım tekniğinde bu nostaljik havayı destekler niteliktedir. İçinde yaşadığı çevreye ilişkin gözlem birikimleriyle kentsel yaşam biçimlerine tanıklık eden resimleri son yıllarda gelişen figüratif resmimize ulusal kimlik, dinamik ve güvenli bir üslup kazandırmıştır. Modern yaşamın ruhunu yakalayan ender sanatçılardan biridir. O kalabalıkları resmetmeyi sever… Cimok, sanat dünyasında sarsılmaz, sağlam ve ayrıcalıklı özel bir yere sahiptir.”

Bir mektupla işler karıştı!..
“ARAPSAÇI”

Beşiktaş’ta yepyeni oyunlar tiyatroseverlerin karşısına çıkıyor. Mutlu bir evlilik sürdüren ve bir yayın evi sahibi olan Johanna ve Philip Markham çiftinin evinde, Johanna’nın en yakın arkadaşı Bayan Linda’nın, farkında olmadan düşürdüğü bir mektup yüzünden başlayan yanlış anlaşılmalar, Linda’nın eşi ve yayın evi ortağı Henry’nin Philip’i kışkırtması ile daha da karışık bir hal aldığı hikaye Ortaköy’de izleyicisiyle buluşacak. Arapsaçı adlı tiyatro oyunu 13 Mayıs’ta tiyatroseverlere Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi’nde merhaba diyecek. Oyunla ilgili bazı detaylar şöyle aktarılıyor: “Philip ve Johanna, birbirlerine sadık ve on yıllık evli bir çifttir. Her şey Johanna’nın arkadaşı Linda’nın bir kaçamak için Johanna dan evi kullanmak istemesi ile başlar. Çünkü aynı saatlerde Linda’nın eşi Henry de, Philip’den bir kaçamak için evi istemektedir. Aynı gece için aralarında gizli aşk yaşanan evin hizmetçisi ve dekoratörünün de evde benzer planları vardır…”
Tiyatro Dünyası Oyuncuları’nın sahneleyeceği “Arapsaçı” adlı oyunla ilgili diğer bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Yazan: Ray Cooney. Yönetmen: İsmail Can Törtop. Oyuncular: İsmail Can Törtop, Berke Hürcan, Ümmühan Kıldiş, Sera Tokdemir, Ferhat Balaban, Hande Melek, Anna Matskevits, Rabia Kaymas, Demir Tokdemir, Tuğçe Seven.”

İronik dilli
Islah Evi

Engin Alkan’ın yönetmenliğini yaptığı, “Çamur’dan Tiyatro”nun 10 Mayıs’ta Ortaköy’de izleyicisiyle buluşacak. Oyunda; Kenan Ece, Mustafa Üstündağ ve Didem Balçın rol alıyor. Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde sahnelenecek oyunun konusu ile ilgili detaylar da şunlar söyleniyor:
“Mutlu evliliğiniz, başarılı kariyeriniz, nezaketiniz, demokratlığınız ve sosyal duyarlılıklarınızla korunaklı evinizde sürdürdüğünüz korunaklı hayatınıza günün birinde eski bir dost misafir gelir ve her şey birden değişiverir…”
Mustafa Üstündağ, Kenan Ece ve Didem Balçın’ın rol aldığı, Engin Alkan tarafından yönetilen gerilim ve komedi hattında gidip gelen oyun; 10 Mayıs’ta Afife Jale Sahnesi’nde tiyatroseverleri bekliyor.
Çamur’dan Tiyatro’nun ilk oyunu “Islah Evi” ile 2013 yılının ilk oyunu için yine Ortaköy’de Afife Jale Sahnesi’nde tiyatro severlerin karşısına çıkmıştı. Didem Balçın’ın da yer aldığı ve başarılı performansıyla göz doldurduğu oyun; 21. yy insanının balonunu sıkı bir vuruşla patlatıyor ve “terör”ün mağduru ve faili olmayı farklı bir bakışla sorgulatıyor.
“Islah Evi”, ironik dili ile seyirciye hem eğlenceli ama bir o kadar da gerilim yüklü anlar yaşatıyor. Çamur’dan Tiyatro’nun sahneye koyduğu, Kanan Ece tarafından dilimize çevrilen Norman Lock’a ait “Islah Evi” nin yönetmenliğini Engin Alkan üstlendi. Gerilim ve komedi hattında gidip gelerek seyirciye bazı farkındalıklar ve farklı deneyimler yaşatan “Islah Evi”nin dekor tasarımı Cem Yılmazer ve Aslı Ersüzer, kostüm tasarımı Hilal Polat, ışık tasarımı Cem Yılmazer, müzikler Özgür Pazarlı, afiş tasarımı ise Ekin Ergök tarafından gerçekleştirildi. Seyhan Arman, İsmail Oral ve Azer Şelte’nin yönetmen yardımcılığını yaptığı oyunun sahne teknisyenleri de; Yusuf Özal Çelik, Soner Cuger, Kemal Burak Alkan ve Burhan Temiz.

Sonatlar Gecesi’nde iki usta!..

Birbirinden değişik gösterimler, şovlar ve konserler Fulya’da tüm hızıyla devam ediyor. Beethoven Keman Piyano Sonatları Gecesi Mayıs ayının ilk haftasında sanatseverleri ağırlayacak. Piyano’da Hande Dalkılıç Keman’da ise Maria Hossen yer alıyor. Fulya Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek olan etkinliğin programı ise şöyle aktarılıyor:
“L. V. Beethoven, Sonat, Re Majör, Op. 12. Nr.1. Allegro con brio. Tema con Variazioni, Andante con moto. Rondo-Allegro. L. V. Beethoven, Sonat, Fa Majör (İlkbahar) Op. 24. Allegro. Adagio molto Espressivo. Allegro Molto. Rondo allegro ma non troppo.”
Programın ikinci yarısında ise şu detaylar yer alıyor:
“L. V. Beethoven, Sonat, La Majör (Kreutzer) Op. 47. Adagio Sostenuto, Presto. Andante con Variazioni. Presto.”
Programda yer alan Hande Dalkılıç ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“Ankara’da doğan sanatçı ilk piyano derslerini Prof. Güherdal Karamanoğlu Çakırsoy’dan aldı.1989’da akademik müzik eğitimine Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde başladı. üstün yeteneğini, erken yaşlarda olgunlaşmaya ve seçkinleşmeye başlayan müzikal formasyonunu sanatta yeterlik (doktora) düzeyine kadar bu fakültede Prof. Ersin Onay’ın sınıfında geliştirdi. Bu süreçte ve sonrasında György Sandor, Sebastian Benda ve Prof. Georg Sava gibi önemli piyanist-pedagoglarla çalıştı ve onlarla müzik fikirleri paylaştı. Dalkılıç, yüksek lisans çalışmaları süresince A. Adnan Saygun’un eserlerine ağırlık verdi. Bestecinin birçok piyano eserini repertuarına aldı, seslendirdi. Bu çerçevede, Saygun’un solo piyano eserlerinden oluşan ve bestecinin 1990 yılındaki ölümünden önce tamamladığı son eseri Op. 76 Piyano Sonatı’nın ilk seslendirmesini de içeren CD kaydı 2000 yılı başında BMP etiketiyle yayınlandı. Ahmed Adnan Saygun’un 100. doğum yılı olan 2007’de BMP tarafından yeni bir kapak ve kitapçıkla ikinci kez basımı gerçekleştirilen CD’sinin yanı sıra sanatçı, yine Saygun’un Op. 34, 1. Piyano Konçertosu’nu (BMP), Muammer Sun’un ilk kez bir CD’de seslendirilen piyano solo için dört defterden oluşan “Yurt Renkleri” Albümünü (BMP ve KALAN), Cemal Reşit Rey’in Piyano ve Orkestra için ‘Bir Istanbul Türküsü üzerine çeşitlemeleri’ni CD’ye kaydetmiştir. Hande Dalkılıç, yurt içinde ve yurt dışında Almanya, Bulgaristan, Etiyopya, Fransa, Güney Afrika, İngiltere, İsrail, İsviçre, İtalya, Kanada gibi ülkelerde yaptığı solo resitaller ve oda müziği konserleri verdi.”

Ergime ve dinamizm

Sezonun yeni programı “Ergime” sanatseverleri ağırlamaya hazırlanıyor. 8 Mayıs’ta sanatseverleri karşılayacak olan Ergime yani “füzyon”; MDTist’in yabancı koreografların eserleri ile sergileyeceği ilk program olarak biliniyor. Modern ve Çağdaş Dans tekniği ve anlayışı, Portekiz, Almanya ve İngiltere’nin başarılı koreograflarının yarattığı kısa parçalar aracılığı ile bir füzyon niteliğinde birleşiyor. Hem klasik hem rock müzik eşliğinde, MDTist dansçılarının dinamiklerini ve özelliklerini ön plana çıkarıyor.
Modern Dans Topluluğu İstanbul yepyeni oyunuyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Modern Dans Topluluğu İstanbul ekibi tarafından sahnelenecek ‘Ergime’, bir anlamda ‘hal’den hal’e geçişi anlatıyor. MDTist’in yabancı koreografların eserleri ile sergileyeceği ilk programda hem klasik hem deneysel batı müziği eşliğinde, MDTist dansçılarının özellikleri ön plana çıkıyor.
Modern ve Çağdaş Dans tekniği ve anlayışı, Hollanda’dan Itzik Galili, Almanya’dan Dieter Baumann ve Jutta Hell, Brezilya’dan Bruno Caverna ve Belçika’dan Annabelle Lopez Ochoa gibi tanınmış koreografların yarattığı kısa parçalar aracılığı sahnede birleşecek. Seyahatname-2 ile 2012 yılında Hollanda, İspanya ve Slovenya turnelerini başarıyla gerçekleştiren Devlet Opera ve Balesi’nin genç ve başarılı proje birimi sanatın uluslararası dinamiğini İstanbul sahnelerinde yansıtmaya devam ediyor.

İstanbul Senfoni Korosu
4 Mevsim ve Stabat Mater

İstanbul Senfoni Korosu, Fulya’da Mayıs ayında sanatseverleri ağırlayacak. 10 Mayıs’ta gerçekleşecek olan konserde yer alan sanatçıların isimleri ise şöyle sıralanıyor: “Antonio Pirolli-Şef, Priya Mitchell-Keman, Gökçen Koray-Koro Şefi.”
Mayıs ayında gerçekleşecek olan konser programı da şöyle aktarılıyor: “Piazzola-4Mevsim, G. Rossini-Stabat Mater.”
Öte yandan orkestra ile ilgili bazı detaylar ise şöyle: “İstanbul’un müzik yaşamında önemli bir yeri olan ve besteci Cemal Reşit Rey’in yönetiminde 1945 yılında kurulan, temelleri ise 1827’de Donizetti Paşa’nın kurduğu Mızika-i Humayun orkestrasına dayanan İstanbul Belediyesi Şehir Orkestrası, 1972 yılında Kültür Bakanlığı’na bağlanarak İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası adını aldı. Kadrosu, orkestra şefi Prof. G.E. Lessing ve müdür Mükerrem Berk döneminde kısa zamanda tamamlanarak düzenli konserler verilmesi sağlandı. Daha sonraki yıllarda yurtiçi turnelerin yanısıra İstanbul, Ankara, Bratislava ve Patras uluslararası festivallerindeki konserler gerçekleştirildi. 1983-2000 yılları arasında Prof. Erol Erdinç orkestranın daimi şefliğini yapmış, 2009 yılı itibarı ile bu görevi Naci Özgüç üstlenmiştir. Orkestra; Anatole Fistoulari, Aaron Copland, Mircea Basarab, Ilarion Ionescu-Galati, Tadeusz Strugala, Alexander Schwinck, Vladimir Fedoseev, Erich Bergel, Jean Perrisson, Ender Sakpınar, Alexander Rahbari, Cemal Reşit Rey ve daha birçok ünlü şef yönetiminde, Andre Navarra, Leonid Kogan, Vaclav Hudecek, Heinrich Schiff, Yehudi Menuhin, Luciano Pavarotti, Jean-Pierre Rampal, Sabine Meyer, Gidon Kremer, James Tocco, Lazar Berman, Natalia Gutman, Güher-Süher Pekinel, Fazıl Say, İdil Biret, Suna Kan, Cihat Aşkın, Gustav Rivinius, Alexander Markov, Jose Carreras, Radu Lupu gibi solistlere eşlik etti.”

‘Kallisti-En Güzel Olan’

Bazı gerçeklerin değişmesi basit görünen bir çok şeyi alt üst edebilir. Kallisti-En Güzel Olana adlı oyun, Akatlar’da tirajikomik bir dille hayatı ele alıyor. 9 Mayıs’ta Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’ndne Yunan Mitolojisi’nden yola çıkılarak hazırlanan bir oyun, tiyatroseverler ile buluşacak. Oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“Yöneten: Dilara Akın. Müzik Direktörü: Engin Gürkey. Oyunlaştıran: Cihan Deniz- Dilara Akın. Yardımcı Yönetmenler: İsmail Kavrakoğlu- Sena Işıldar. Sahne Tasarımı: Sena Işıldar. Koreograf: Arda Alpkıray. Işık Tasarımı: Serhat Akın. Yönetmen Asistanı: Ayça Zeynep Genç. Oynayanlar ve Çalanlar: Sena Işıldar, Bengü Ergin, Dilara Akın, İsmail Kavrakoğlu, Semih Habiboğulları, Mustafa Barış Koçkar, Ayça Zeynep Genç, Gözde Kısa, Serkan Erdem, Cem Utku, Ali Kaan Uysal.”
Oyunun konusu ile ilgili bazı detaylar ise İstanbul Ritim Tiyatrosu ekibi tarafından şöyle aktarılıyor:
“Tanrıların da insanlar gibi zaaflarının olduğu bir dünyada neler yaşanırdı hiç düşündünüz mü?.. Yunan mitolojisindeki ilk güzellik yarışmasından yola çıkılarak sahnelenen oyun, tiyatronun içine ritim öğesi girmesi yönüyle Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Bu trajikomik hikaye ritim duygusunun öne çıkması ile yeni ve keyifli bir sunumu hedefliyor. Tek perdelik bu cümbüşte hem eğlenecek hem de tanrı ve tanrıçaların çekişmesine tanık olacaksınız.”

“Sihirli Fasulyeler”

Tyatro Mie’den yeni sezonda yeni bir müzikal çocuk oyunu ‘Sihirli Fasulyeler’ seyircisiyle Akatlar’da buluştu. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde 23 Nisan’da gerçekleşen oyunda müzik ve danslar da vardı. Tiyatro Mie’nin sahneye koyduğu oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyordu:
“Sihirli Fasulyeler adlı oyunun dekoru, kostümleri ve herkesi büyüleyecek ışık oyunları ile yine sürpriz bir oyun… Eğlenceli müzik ve dansları ile bu yeni macerada çok eğlenip, çok güleceksiniz…”
Tiyatro Mie’nin minikler için sahnelediği “Sihirli Fasulyeler” adlı oyunun konusu ise şöyleydi:
“Annesi ve kız kardeşi ile birlikte yaşayan Jack sorumluluklarını yerine getirmediği için sürekli ikaz edilir. Bir gün annesi Jack’e önemli bir görev verir ve büyüyen ineklerini pazara götürüp ona yeni bir sahip bulmasını ister. Pazara giderken Jack ve ineğinin başına türlü türlü maceralar gelir. En sonunda karşısına tuhaf ve komik biri çıkar ve ineğini ona satar. Tuhaf biri ona karşılığında fasulye verir. Bu fasulyeler sihirli fasulyelerdir. Sihirli fasulyeler gökyüzüne kadar büyür ve jack gökyüzüne tırmanır. Onu macera dolu, eğlenceli bir hayat bekler.”
Oyunla ilgili diğer detaylar ise şöyle:
“Oyunlaştıran – Yöneten: Salim Dörtcan. Müzik: Erdem Tarabuş.
Dekor: Mie Tasarım Grup. Kostüm: Aygül Kostümevi.”

Nakşidil Sultan!..

Beşiktaş’ta bahar ayında farklı oyunlar sanatseverler ile buluşmaya devam ediyor. Bu tiyatro oyunlarından bir tanesi ise Nakşidil Sultan’dı. Tiyatro Ayna’nın sahnelediği oyunla ilgili detaylar şöyle aktarılıyor:
“Dilek Türker – Tiyatro Ayna, bu yıl Osmanlıdan günümüze uzanan bir aydınlanma öyküsü olan, Nakşıdil Sultan oyununu sergiliyor. Osmanlı aydınlanmasının yeni uyandığı dönemde, Osmanlı Sarayı’na satılmış, soylu bir Fransız Ailenin kızı olan Nakşıdil Sultan; Osmanlı aydınlanma dönemine önemli katkılarda bulunmuştu. Onun değişik kültürleri buluşturmada ve barıştırmada, dünyadaki yenilik hareketlerine Osmanlı’nın katkısını ve hoşgörü anlayışını açıklamada çok önemli emekleri olmuştur.”
Nakşidil Sultan ile ilgili oyunun konusu ile ilgili tiyatro topluluğu şunları söylüyordu: “Annelik duygusu, toplumumuzun her döneminde öne çıkmış bir ilk kavramdır. Bu; koskoca sarayda da küçük bir çekirdek ailede de değişmeyen bir erdemdir. Nakşidil Sultan oyununda, kadın cinsinin, tüm insanlığa söylemek istediği bir sözü vardır.
Nakşidil Sultan Osmanlı’dan bugüne gelen süreçte bir dönüşüm noktasıdır. Temel dönüşüm noktası ise II. Mahmut’un öğretmeni olmasıdır. Bu eğitim sürecinde ilk kez Doğu – Batı kültür sentezi gerçekleştirilmiştir. Örneğin Yeniçeri Ocağı kapatılmış yerine Nizam-ı Cedit yani düzenli ordu kurulmuştur. Islahat yenileşme hareketleri başlatılmış bu sayede artık hiçbir iktidar sahibinin kellesi alınmamıştır. Yaradan ile kul arasına girilmemesi anlayışının kabul görmesi tüm dinlere eşit yaklaşım sağlamıştır.
Aynı zamanda, yenileşme çalışmalarının başladığı bir dönemde Osmanlı Sarayı’nda yaşamış Avrupa kökenli bir kadının, kölelikten sultanlığa yükseliş serüvenini ve yaşadığı karşılıklı kültürel etkileşimi anlatan bir destandır.
Nakşidil Sultan’ın sevgi, hoşgörü ve anlayışla zenginleşmiş ve bugüne kadar yeterince bilinmeyen yaşam serüvenini; tiyatro, dans, ışık ve müziğin iç içe girdiği görkemli bir sanat gösterisi olarak izleyicilerin beğenisine sunmak için hazırlayan Dilek Türker, ülkemizin önde gelen saygın ve yaratıcı isimlerini, bu güçlü kadının öyküsü ile bir araya getirmiştir.”

Köy Enstitüleri üzerine…

Beşiktaş’ta “Anadolu Aydınlanması’nın Öncüsü Köy Enstitüleri” başlıklı panel düzenlendi. 22 Nisan 2013 Pazartesi saat 18.00’de Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele, Köy Enstitüleri’nden mezun olmuş eski TÖB-DER başkanı, yazar ve eğitimci Refet Özkan, MSGSÜ Sosyoloji Bölümü’nden Firdevs Gümüşoğlu, halk müziği araştırmacısı-müzisyen Karabey Aydoğan konuşmacı olarak katıldı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından bizzat yönetilen ve tamamen Türkiye’ye özgü bir çağdaşlaşma projesi olan Köy Enstitüleri, 73. kuruluş yıldönümünde Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın Başkanı olduğu Beşiktaş Kent Konseyi’ne bağlı Kadın Meclisi’nin düzenlediği bir panelde gündeme gelmiş oldu. Panel, Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. “Anadolu Aydınlanması’nın Öncüsü Köy Enstitüleri” başlıklı panelde bu kurumların Türkiye’nin gelişimine yaptıkları katkılar ele alındı.

Her Cuma Yeni Sinema: Kosmos

Levent’te modern sinema örnekleri, sinemaseverlerle buluşuyor. Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda Cuma günü gösterimleri tüm hızıyla devam ediyor. Reha Erdem’in “Kosmos” filmi Sinemaseverlerle buluştu. “Her Cuma Yeni Sinema” sloganıyla yola çıkan Yeni Sinema Hareketi Platformu, son dönem Türkiye Sineması’nın bağımsız örneklerini İstanbullularla buluşturmaya devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi işbirliğiyle Levent Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ücretsiz etkinlik içinde, senaristliğini ve yönetmenliğini Reha Erdem’in yaptığı “Kosmos” filmi ile devam etti.
43. Siyad Ödülleri’nde “En İyi Film”, “En İyi Yönetmen”, “En İyi Görüntü Yönetmeni”, “En İyi Sanat Yönetmeni”, “En iyi kurgu”, 4. Yeşilçam Ödülleri’nde “En İyi Film”, 26. Haifa Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Film”, 18. Uluslararası Şam Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen”, Erivan Altın Kayısı Uluslararası Film Festivali’nde “En İyi Film”, 46. Antalya Film Festivali’nde “En İyi Film”, “En İyi Yönetmen”, “Ses Tasarımı dalında Özel Jüri Ödülü” ve “En İyi Görüntü Yönetmeni” ödüllerini kazanan 2009 yapımı Kosmos filmi, mucizeler yaratan bir hırsız olan Kosmos’un bir sınır kentinde yaşadıklarını konu ediniyor.

Konuk Yazar Nermin Bezmen
Kitap Söyleşisi

Nermin Bezmen, Levent’te kitapseverlerin konuğu oldu. Beşiktaşlı kitapseverler, bugüne değin çalışmalarını yansıttığı eserler ile ilgili sorularını kendisine yöneltme imkanı buldu. Kitapseverler Levent’te merak ettiklerinin yanıtı alıyor. Nisan ayının son haftasında Doğan Kitap etkinlikleri kapsamında Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde kitap söyleşisi düzenlendi. Nermin Bezmen Söyleşi başlıklı etkinlik 25 Nisan’da Levent’te gerçekleşti. Kitapseverler, sorularına yanıt ararken yazarla da sohbet etme imkanı buldular.
Nermin Bezmen hakkındaki bazı detaylar şöyle sıralanıyor: “1954 yılında Antalya’da dünyaya geldi. Maçka İlkokulu’nu bitirdi. Atatürk Kız Lisesi’nde okurken, son sınıfta AFS bursuyla Amerika’ya gitti. Dönüşte Sultanahmet Sevk ve İdarecilik Yüksek Okulu’na devam ederek burayı 1974 yılında bitirdi. 1975 yılının Ocak ayında 21 yaşındayken 39 yaşındaki iş adamı Pamir Bezmen’le evlendi. İki çocuğu oldu. 29 Ocak 2009’da eşini kaybetti. Televizyon sunuculuğu, dergi yazarlığı ve halkla ilişkiler faaliyetleri yürüttü, gelenekli Türk sanatları ile ilgilendi. Kendi atölyesinde yetişkin ve çocuklara resim dersi verdi. Popüler edebiyat dalında rağbet gören kitaplar yazdı.”

Kutlu Doğum Haftası

Beşiktaş’ta özel etkinlikler, seminerler, konferanslar Mustafa Kemal Merkezi’nde gerçekleşiyor. Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri nedeniyle AK Parti Beşiktaş Gençlik Kolları, Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi’nde sunuculuğunu Ertem Şener’in yaptığı bir etkinlik düzenledi. Etkinlikte ayrıca Umre’ye gitmek isteyenler için çekiliş de yapıldı. 25 Nisan’da gerçekleşen etkinliğin programı şöyleydi: “Kuran-ı Kerim Tilaveti, (Fikret Kaya), Sinevizyon, İlahi Dinletisi, Siyer Sohbeti (Mehmet Paksu), Kanun Dinletisi, Onurlu Peygamber’in Onurlu Ümmeti Olmak (Cemil Tokpınar), Kuran-ı Kerim Dinletisi, Şiir Dinletisi (Uğur Arslan), Veda Hutbesi (Uğur Arslan), Umre Çekilişi ve Sürpriz Hediyeler…”

“Unutma Beni İSTANBUL”

Beşiktaş’ta Her Cuma Yeni Sinema etkinlikleri özel bir gösterimle sanatseverleri ağırladı. Nisan ayının ikinci haftasında, “Unutma Beni İstanbul” filmi, sinemaseverleri ağırladı. Film ile ilgili bazı detaylar şöyle aktarılıyor: “İstanbul’un geçmişinde bir çok kültürün ve halkın olduğunu hatırlatmak amacıyla bir araya gelip yaptığı altı kısa filmden oluşuyor. Her biri 15’er dakika uzunluğundaki kısa filmler, yönetmenlerin kendi hayatlarından, tanık oldukları birinin hayatından hikâyeleri konu alıyor.”
Filmin yönetmenleri ise şöyleydi: “Aida Begic (Saraybosna), Hany Abu-Assad (Filistin), Omar Shargawi (Danimarka), Stergios Niziris (Yunanistan), Stefan Arsenijevic (Sırbistan), Eric Nazarian (USA), Josefina Markarian”
İstanbul’da olma sebepleri birbirinden farklı olan bu insanları kentin kozmopolit tarihi bir araya getiren film, 19 Nisan’da Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde gösterildi. Gösterim sonrasında filmin yapımcıları Hüseyin Karabey ve Sevilay Demirci, izleyicilerin sorularını yanıtladı.

“Emek en yüce değerdir”
Hakları için buluştular

Beşiktaş’ta hararetli söyleşiler gerçekleşiyor. Bunlardan bir tanesi de geçen hafta Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi Attila İlhan Salonu’nda gerçekleşti. Söyleşide CHP Beşiktaş İşçi Komisyonu Başkanı Sıddık Yel, işçi sınıfının kazanılmış haklarının CHP tarafından verildiğini ifade ederek, işçilerin olduğu gibi emeklilerinde taleplerini dile getiriyoruz. Avrupalı emekliler dünyayı geziyor. Bizim emeklilerimiz kendi köyüne dahi gidemiyor. İktidara göre Türkiye dünyada ekonomisi 16. büyük ülke konumunda. Ama bu ülkede 600 TL emekli maaşı alanlar var” diye konuştu.
Daha sonra toplantıda söz alan Emekli Yaşlılar Dayanışma Hareketi Sözcüsü Mahinur Şahbaz, “Ben herkese güvenli, sağlıklı yaşlanmalar diliyorum. Emeklilik yaşlılığın güvencesidir bu iki kavram birbirinden ayrılmaz” dedi.
Emeklilerin hak kaybına uğradığını söyleyen Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Karaçay, “İnsanlar artık kolay kolay emekli olamayacak. Emekli olanlara baktığımızda çok az farklılıklar var. İntibaktan az sayıda insan yararlandı. Emekliler Derneği emeklilerin yüzde 78’inin bu maaşla geçindiğini söylüyor. Bir çok emekli çalışıyor ve çalışmak mecburiyetinde. Bir çoğu yardım almadan yaşayamıyor. Bizler sadece dertlenmek, sızlanmaktan başka bir şey yapamıyoruz. Bizim umudumuz yok ama umutlu olmalıyız” dedi.