İSMAİL BAŞTUĞ: YAŞAMAK İÇİN ÇALIŞIN!..

Ramazan ayını geride bıraktık, bayramdan sonra hemen siyaset yazıları ve yorumları ile sizi sıkmak istemem. Yerel seçimlerle ilgili haberler bol, önümüzdeki sayılarda paylaşacağım. Herkesin bir soluk alma, bir dinlenme ihtiyacı var bu aralar. Soluk alma ve dinlenme dedim de; adeta yaram deşildi!.. Öyle uzun soluklu bir tatili bırakın, iki-üç gün bile kaçamıyoruz nedense… Yazdığım yazılarda da yaptığım radyo programlarında hep söze başlarken “Yaşamak için mi çalışıyorsunuz, çalışmak için mi yaşıyorsunuz” derim… İnsanların empati yapması için… Ama ben yapamam… “Yaşamak için çalışma taraftarıyım”, ancak nedense hayatımın hiçbir günü bunu yerine getirecek bir adım atmamışımdır. Neden bilinmez?.. Bilemiyorum ama çalışmak sanki benim otomatiğe bağladığım bir şey!.. Neyse; özet yapacak olursak, medya işinde çalışmak hem zevkli hem de yorucudur. Ve bu bizim işimiz…

İLETİŞİMDEN NE ANLIYORSUNUZ?
Madem söz; bizim sektörden açıldı, zaman zaman bana sorulan bazı sorulara yanıt vereyim bu yazımda… Medya sektörü ciddi bir iş dedik, medya iletişimi de öyle… Basın danışmanlığı deniyor bu konuya.. Tevazuya gerek yok, 20 yıl önce ilk ben başlattım… 100’ü aşkın portföye sahibiz. Hem de her sektörden… İster medya sektöründe olun ister iletişim alanında, kamuoyunu bilgilendirme ve yönlendirme açısından önemli yaptığımız iş… Ama iyi değerlendirmek lazım. Değerlendirme için de bilmek gerekir. Detaya boğmayayım… Sadece şunu söyleyeyim… Kamuoyu önündeyseniz kendinizi iyi anlatabilmelisiniz. Bir de doğru şekilde… Siyasetçi olabilirsiniz, sanatçı da… Hatta sporcu… İyi ve kaliteli haberlerle anılmak gerekir. Çünkü bir hata, bir aleyhte haber, yüzlerce doğru işi ve iyi haberi alır götürür… Değerlendirmeleri, skor olarak ele alamazsınız. Yani toplam sayı değil, işlev önemlidir. Başa gelince anlar insan!.. Ve bu durumla ne zaman ve ne şekilde karşılaşacağı da belli olmaz… İlişkiler önemlidir. Güven unsuru, uzun soluklu çalışmanın eseridir. Tecrübe gerektirir. Özetle; insan görev yaparken de, giderken de, hoş bir seda bırakabilmeli… Kalıcı olan, makam ve para değil çünkü… Güç, insan olmaktır. Ciddi iş dediğimiz bu kadar basit…

TOPLUM HAFIZASI!..

Benim 30 yılı aşkın gazeteciliğimin yanı sıra, Beşiktaş Gazetesi çıkalı, neredeyse 14 yıla yaklaşıyor. Bir çok belediye başkanı, kaymakam, emniyet müdürü, kulüp başkanı, muhtar ve kamu görevlileri ile çalıştık. Hepsinin yüzlerce haberini yapmışızdır. Ama aklımda bir veya iki haberi kalmıştır bu makam sahiplerinin… Çoğu da lehte değil, olumsuz… Ne yazık ki insan beyni böyle… Toplumun da… İşte onun için iletişim önemli…

“ÖNCE İNSAN!..”

Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel hem göreve geldiğinde, hem de giderken, bizi ziyaret etti. Beşiktaş’ın ilk ve tek gazetesini… Ama bundan önemli bizim bir dostluğumuz vardı. Yazdığım bazı yazılarda arar, insani açıdan değerlendirme yapardı. Saat ve zamansız benim de sıkça aradığım ve bir araya gelmişliğimiz olmuştur. Devlet adamlığının ciddiyeti ile birlikte hümanist bir yaklaşımı vardı. En önemlisi de her türlü fikre saygı duyuyor, dahası dinlemesini biliyordu. Ona “güle güle” derken, ne yalan söyleyeyim, tüm kadro olarak üzüldük!.. Özetle; hoş bir seda bıraktı bizde ve Beşiktaş’ta Sadettin Yücel..