SAYI 197

BJK1ARKADAŞLARI KÜBRA İÇİN YÜRÜYOR

Etiler’de yaşanan kesik baş cinayeti esrarını koruyor. Bir çöp konteynırının içinde parçalanmış halde bulunan cesedin kimliği kısa sürede belirlenmiş ve Münevver Karabulut’a ait olduğu tespit edilmişti. Olay, Etiler Mahallesi, Dilek Yıldızı Sokak üzerinde bulunan bir çöp konteynırında bulunan cesetle ortaya çıkmıştı. Talihsiz Münevver’in cesedi, 3 Mart saat 20.30 sıralarında çöpten kağıt toplayan bir vatandaş tarafından farkedilmiş. Konu, polise intikal etmişti.
Bunun üzerine bölgeye Olay Yeri İnceleme ekibi istendi. Ekiplerinin incelemelerinin ardından genç kıza ait ceset, konteynırla birlikte çekici aracına kondu. İçinde cesedin bulunduğu konteynır, çekiciyle Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Polis, olayla ilgili geniş çaplı soruşturmayı ise sürdürüyor. Vahşice katledilen Münevver Karabulut’un bir numaralı katil şüphelisi Cem Garipoğlu olayın üzerinden aylar geçmesine rağmen halen yakalanamadı. Genç kızın babası Süreyya Karabulut, “Cem tek başına bunları yapamaz. Katillerin yakalanamaması acımızı artırıyor” derken Münevver’in arkadaşları protesto yürüyüşlerine başladı.
Öte yandan Münevver’in kayıp olan erkek arkadaşı Cem’in annesi Tülay Makbule G. ile babası Mehmet Nida G. gözaltına alındı. Daha sonra serbest bırakıldı. Katil zanlısı C.G.’nin yurt dışına kaçmış olabileceği düşünülerek interpol aracılığıyla tüm güvenlik güçleri bilgilendirilirken bazı uzmanlar da C. G.’nin saklanmış olabileceği varsayımı üzerinde duruyor. Polis geniş çaplı araştırmalara devam ederken Etiler sakinleri bu vahşeti ve perde arkasını ibretle izliyor. Katil ve katillerin bir an önce yakalanmasını bekliyor. Bu arada Etiler’de 5 Haziran 2000 yılında da benzer bir olay meydana gelmiş. Etiler lisesi öğrencisi Çağla Tualtay, okuldan geldiği evinde boğazı kesilerek öldürülmüştü. Aradan 9 yıl geçtiği halde katille ilgili bir ipucu dahi bulunamamıştı. Her iki olayın da çözülmesini isteyen vatandaşlar, Türk polisine güvendiklerini, katil ve katillerin bir an önce yakalanacağına inandıklarını söylüyorlar.
Kriz Çarşı’yı da vurdu!..
Esnaf siftah yapamıyor
Her gün milyonlarca doların döndüğü Beşiktaş’ta son zamanlarda işler kesat!.. Barbaros Bulvarı ve Ihlamur Caddesi’ndeki kiralık tabelaları son aylarda bir kaç katına çıktı. İşyerini kapatanlar ve siftah yapmadan günü bitirenler çığ gibi arttı. Berberden, ayakkabı tamircisine, butikten büfeye kadar esnaf perişanız mesajını veriyor.
Adeta kiralık şehir görünümünün yaşandığı Beşiktaş Köyiçi’nde durum içler acısı!.. Esnaf dükkanın kirasını ödeyemezken, ödeyebilen esnafta, geçinemediğini vurguluyor. “Eskiden daha az çalışırdık, şimdi işçilerimizi çıkardık, ailece çalışıyoruz. Saat: 07.00’de geliyoruz, gece saat: 23.00’a kadar dükkandayız. İki yakamızı biraraya getiremiyoruz” diyen esnaf, dükkanların bir bir kapandığı mesajını veriyor. Bazı esnaf ise, satış yapabilmek için olmadık indirimlere gidiyor, evine ekmek götürebilmek için maliyetinin altında satış yapan bile var.
Bu arada emlakcılar da dertli… Köyiçi ve Barbaros’ta çok kiralık yer olduğunu ancak, bunların uzun süredir boş ve alıcı olmadığından yakınıyorlar. Çarşı esnafı öğle saatlerinde yiyecek içecek gibi yerlerin nispeten dolduğunu, gece ise, bir kaç müşteri bulabildiklerini belirterek, “Diğer saatlerde in cin top oynuyor. Bu durum bir kaç ay daha sürerse hepimiz batarız” diye konuşuyor.
Beşiktaş’ta trafik felç oldu!..
ABD Başkanı Barack Obama’nın İstanbul ziyareti ve Çırağan’da yapılan Medeniyetler İttifakı toplantısı nedeniyle Beşiktaş trafiği geldiği günün akşam saatlerinde kısmen felç oldu. Yağmurun da ağırlaştırdığı trafik nedeniyle özellikle Beşiktaş, Balmumcu, Zincirlikuyu, Mecidiyeköy ve Şişli’de işten çıkanları yollarda perişan etti. İstanbul trafiğindeki sıkıntı Obama’nın tarihi yarımadayı ziyareti sırasında sürdü.
Hakkı Yeten’e anma töreni…
BEŞİKTAŞ’ta hem futbolcu, hem teknik adam ve hem de başkan olarak görev yapan merhum Hakkı Yeten mezarı başında anıldı. “Baba Hakkı” lakaplı Hakkı Yeten’in ölümünün 20. yılında yapılan anma törenine kulüp yetkilileri, yakınları ve Siyah – beyazlı taraftarlar katıldı. Yapılan açıklamada, Beşiktaş’a yaptığı hizmetlere her zaman minnettar olunduğu belirtilerek, Hakkı Yeten’i anma töreninin Zincirlikuyu mezarlığındaki kabri başında yapıldığı belirtildi.

BELEDİYE BAŞKANI İSMAİL ÜNAL’DAN TEŞEKKÜR
Beşiktaş kentlisine seslendi!..
İsmail Ünal’a Beşiktaş Kentlisi’nden tam güven… Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, yeniden aday olduğu 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde, Beşiktaş seçmenlerinden aldığı yüzde 69’luk rekor bir oy oranıyla ikinci kez Beşiktaş Belediye Başkanı Seçildi. 2 Nisan Perşembe günü ikinci görev dönemine resmen başlayan Başkan İsmail Ünal, Levent’te Beşiktaş Belediye Başkanlığı önünde düzenlenen tebrik programında, kendisine verilen destek için tüm Beşiktaş Kentlilerine teşekkür etti.
Başkan Ünal 2004 seçimlerinde aldığı yüzde 44,6’lık oy oranını 24,4 puan daha yükselterek önemli bir başarıya imza atarken, Beşiktaş Kentlilerinden de güvenoyu almış oldu. Hedeflerini her zaman kentleşme düzeyi, alt yapısı, yeşil alanları, eğitim, kültür, sağlık ve sosyal hizmetleri ile Beşiktaş’ı Türkiye’nin örnek ilçesi haline getirmek olarak tanımlayan Başkan İsmail Ünal ‘a Beşiktaş kentlisi “sonuna kadar” destek verdi.
İnsan odaklı, katılımcı yaklaşımı ile esnafı, tüketicisi, iş dünyası, üniversiteleri, sivil toplum kuruluşları, genci, yaşlısıyla tüm Beşiktaşlıların farklı sosyal ihtiyaçlarına cevap vermek, toplumun tüm kesimlerine erişmek, kentsel yaşam kalitesini en üst noktaya çıkarmak için proje üreten, yatırım yapan kentlisi ile birlikte çalışan Beşiktaş Belediyesi’nin hizmetleri ve insana öncelik veren anlayışı seçmenler tarafından bir dönem daha tercih edildi.
Seçim döneminde “Beşiktaş’a Hizmet Sonuna Kadar” sloganıyla çalışmalarını sürdüren İsmail Ünal, 150 bin 711 seçmenin bulunduğu Beşiktaş’ta oyların % 69.7’sini alarak yeniden Beşiktaş Belediye Başkanı oldu.
İşte BEŞİKTAŞ’ı
yönetecek kadro
Beşiktaş Belediyesi Başkan, Meclis Üyeleri ve İl Genel Meclis Üyeleri resmi olarak belli oldu.
BEŞİKTAŞ BELEDİYE BAŞKANI
İsmail Ünal.
BEŞİKTAŞ MECLİS ÜYELERİ
CHP’den Beşiktaş Belediye Meclis Üyesi seçilenler şunlar:
Kemal Çiloğlu, Bülent Tatar, Mehmet Yıldız, Mustafa Uygun, Uğur Büyükbalkan, Mehmet Arslan, Levent Serdaroğlu, Sebahattin Öztürk, Uğur Gökhan Sarı, Şule Berksoy, Osman Yenen, Yakup Şeker, Hasan Saygılı, Mehmet Rıfat Akyüz, Hasan Şenyurt, Vahap Yaman, Çetin Kırışgil, Mehmet Aydın Velioğlu, Selma Tosun, Yavuz Çakmakkaya, Recep Kabiloğlu, Özgür Koçak, Selahattin Maluşaklı, Cemil Sabuncu, Akın Keskin, Ergün Ağırkol, Metin Yavuz Keçeli, Altan Erkekli, Hasan Kerem Kumbasar.
AK Parti’de Beşiktaş Belediye Meclis Üyeliğine seçilen isimler ise, Celal Akgün ve İsmail Akyıldız oldu.
İL GENEL MECLİS ÜYELERİ
CHP’den İl Genel Meclisi’ne seçilenler şunlar:
Süleyman Kartal, Müfit Yetkin, Göksel Sunter, Aydın Gürhan, Mustafa Gündüz, Oğuz Tosun.
2009 YILI
MECLİS SEÇİMLERİ
MECLİS BAŞKAN
VEKİLLERİ
H. Kemal Çiloğlu Meclis 1. Başkan Vekili.
M. Aydın Velioğlu Meclis 2. Başkan Vekili.
DİVAN KATİPLERİ
Mehmet Aslan, Hasan Kerem Kumbasar, Çetin Kırışgil, Özgür Koçak.
ENCÜMEN ÜYELERİ
Y. Metin Keçeli, Çetin Kırışgil, Özgür Koçak.
İHTİSAS KOMİSYON ÜYELERİ
BÜTÇE KOMİSYONU
Uğur Büyükbalkan, Şule Berksoy, Uğur Gökhan Sarı, Hasan Kerem Kumbasar, Celal Akgün.
İMAR KOMİSYONU
Bülent Tatar, Yakup Şeker, Hasan Şenyurt, Sebahattin Öztürk, Y. Metin Keçeli.
ÇEVRE VE TRAFİK SAĞLIK VE ENGELLİLER İLE
KADIN VE ÇOCUK
KOMİSYONU
Osman Yenen, Mehmet Aslan, Selma Tosun, Selahattin Maluşaklı, İsmail Ayyıldız.
SİVİL TOP. ÖRG. KAT. VE İLET. KOMİSYONU
Mehmet Rıfat Akyüz, Osman Yenen, Hasan Saygılı, Mehmet Aslan, Selma Tosun.
GENÇLİK SPOR VE
EĞİTİM KOMİSYONU
Levent Serdaroğlu, Hasan Kerem Kumbasar, Özgür Koçak, Çetin Kırışgil, Akın Keskin.
HUKUK KOMİSYONU
H. Kemal Çiloğlu, Uğur Büyükbalkan, M. Aydın Velioğlu, Uğur Gökhan Sarı, Ergün Ağırkol.
KÜLTÜR SANAT VE SOS. İŞL. KOMİSYONU
Reşit Altan Erkekli, Uğur Gökhan Sarı, Çetin Kırışgil, Özgür Koçak, Akın Keskin.
DEPREM VE AFET
KOMİSYONU
Bülent Tatar, Uğur Büyükbalkan, Yavuz Çakmakaya, Mehmet Yıldız, Selahattin Maluşaklı.
BEŞİKTAŞ BULUŞMALARI
Seçimlerden önce olduğu gibi, hemen sonra da katılımcı yönetim modeli çercevesince, görüşlerini bildiren Beşiktaşlılar, yine Başkan İsmail Ünal ile buluşuyor.
Aydın kültürlü ve ne istediğini bilen Beşiktaşlı sorun ve görüşlerini aktarmaya devam ediyor. Seçimlerden önce olduğu gibi, hemen sonra da katılımcı yönetim modeli çerçevesince, görüşlerini bildiren Beşiktaşlılar, Belediye Başkanı İsmail Ünal’dan iletişime daha çok önem vermesini istedi.
İnternet ortamında ve Radyo Beşiktaş’taki programlarda olduğu gibi sorulara her ay ilk ağızdan yanıt verilmesini beklediklerini söyleyen Beşiktaşlılar, fikir platformu açısından bu tür hizmetlerin sürekli ve yoğun olarak yapılması gerektiğinin altını çizdiler.
Internet ile her eve ve işyerine girmeyi ve kentlilere ulaşmayı hedeflediklerini söyleyen Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da Radyo Beşiktaş’ta yine her ay binlerce kentliyle buluşacağını ve her ay bir mahallenin ve sakinlerin sorunlarının dinleneceğini, muhtarlardan yeni görüşler alınacağını ve bizzat kendisinin soruları yanıtlayıp, işin takipçisi olacağını açıkladı. Diğer yandan Başkan Ünal hergün vatandaşların arasında olup, mahallelere kurulacak olan belediye hizmet birimleri ile de kentliye yerinde hizmet verileceğini kaydetti.
İşte bu sayıdaki genel sorunlar ve kentli görüşleri:
MÜNEVVER YILMAZ: Başkan büyük bir başarıya imza attı. Bu başarı onun çalıştığını gösteriyor. Beşiktaşlı da ona sahip çıktı. Sonuna kadar dedi.
ASLAN AKBIYIK: Artık kaldırım yapma başkan. Yaptıkların çok güzel oldu. Tekrar tekrar bozulmasını istemiyoruz.
METİN KARA: Çarşı’ya artık el atmalarını bekliyoruz. Radyo’da özel bir projeden bahsetmişti başkan. Onu açıklamanızı istiyorum.
ESER. D: Çilekli Tesisleri’nin olduğu bölgeye dikkat edilsin. Club Sporium koca bir tabela dikti. Tabela kirliliğini ortadan kaldıracağız diyordunuz. Herkes böyle yaparsa yandık. Hemen sökülmesi lazım.
MUSTAFA CENGİZ: MKM yakınındaki yeşil alanda birşeyler oluyor. Ağaçlar söküldü, kesildi, çicekçiler arazilerini büyütüyorlar sanki… Belediye sürekli hepsini kontrol etmeli… Mahalleli isyan ediyor.
İDİL SOFUOĞLU: Kaldırımlardaki küçük taşlar yerlerinden çıkıyor. Bu işe köklü bir çözüm bulunmasını istiyoruz. Ayakkabılarımızdaki topuklar kırılıyor.
AYŞE KETENCİOĞLU: Ücretsiz otobüslerin sefer sayıları daha da artsın. Engelli vatandaşların yararlanmasını istiyorum.
JALE ÇAKIR: Sağlık hizmetlerini çok beğeniyorum. Özellikle ambulans ve doktor hizmetleri nedeniyle belediyeye teşekkür etmek istedim.
ASLI ARPACIOĞLU: Başkanımız çok cana yakın… Söz verdi seçimden sonra onu hep aramızda görmek istiyoruz.

DÜNYACA ÜNLÜ RESSAM SAHNELENDİ
Van Gogh’un hüzünlü yaşamı
Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday sahnesinde farklı bir oyun tiyatroseverler ile buluştu. W. Gordon Smith’in yazdığı Van Gogh adlı tek kişilik oyunu Ülkü Tamer çevirdi. Oynayan ve yöneten ise Hakan Gerçek. Sahne tasarımından ise Nurullah Tuncer sorumlu. Oyunun sahnelenmesinde emeği geçen diğer isimler ise şöyle; ışık tasarımı Cem Yılmazer, kostüm ve aksesuar alanında Aslı Ataseven, video tasarımı Doğuş Bitecik, müzik Aria, vokal Oya Küçümen, yönetmen yardımcısı Müge Toygartepe, asistan Nur Dilara Gül… Tekkişilik oyunun kahramanı Hakan Gerçek ise oyunla ilgili şunları söylüyor:
“En çok ilgimi çeken şey Van Gogh’un acısı, hüznü ve öfkesi oldu. Sevdiği zaman bile duyduğu acı, öfke, melankoli beni çok cezbetti. Van Gogh’un çektiği acılar bugünle kıyaslanamayacak kadar değişik ve yoğun, fakat çalışmak uğruna hastalanacak bir insan olarak görüyorum onu. Kendi mesleğini geliştirmek, sanatını yapmak, bir şeyleri değiştirmeye çalışmak benim o tekstten çıkardığım şeyler…”
Hakan Gerçek, sadece portreler sahneleyeceği kendi tiyatrosunda işe Van Gogh’la başladı. Gerçek, 22 yıl önce Müşfik Kenter’e asistanlık yaparak öğrendiği bu oyunda, özellikle Van Gogh’un resim yapma tutkusundan etkilendiğini de söylüyor. Bundan sonra portrelerle karşımıza çıkacak olan Hakan Gerçek ileriye yönelik projelerini şöyle anlatıyor, “Cemal Süreya’yı oynamayı çok isterim mesela, daha büyük bir proje olarak da bir sokak portresi düşünüyorum. O sokaktaki bizden insanları anlatabileceğim bir metin düşünüyorum. Yani yazım aşamasında da bu sürecin içinde olmak istiyorum. Tabii bunu, genç oyun yazarı arkadaşlarımızla tanışıp, birlikte düşünüp birlikte karar verip gerçekleştirmeyi düşünüyorum.”
Bu güzel oyun çocuklara özel
Çocuklar neşeyi Ortaköy Kültür Merkezi’nde doyasıya yaşıyor. Çocuk oyunları tüm hızıyla devam ediyor. Afife Jale sahnesindeki oyunlardan biri de ‘Gökkuşağının sihri’… 18 ve 25 Nisan’da saat: 13.00’te miniklerle buluşacak olan müzikal çocuk oyununu Murat Altınok yazıp yönetti. Müzik yönetmeni ise Emre Önbayraktar. Oyunun sahnelenmesindeki diğer isimler ise şöyle sıralanıyor: “Kostüm ve dekor Tuba Altınok, koreografi Berke Yüksel ve teknik sorumlusu Fatih Ermiş, oyuncular ise Yeşim Çapanoğlu, Barış Çelikkol, Burcu Tuna, Ozan Hikmet Özcan, Merve Artan, Emre Yetim, Bahar Çokyaşa, Mine Söz, Şahin Karabıyık, Alize Ertem, Burak Alkaş.”
Gökkuşağının sihri adlı oyunun konusu ise şöyle:
“Sevginin ve barışın hüküm sürdüğü periler ülkesinde mutluluk; büyücü Albazar’ın yapmış olduğu kötü bir büyü ile yerini zamana karşı büyük bir yarışa ve endişeye bırakır. Albazar’ı yenebilmek için gerekli olan tek sihir Gökkuşağının Sihri’dir. Yarı insan yarı peri olan güzel Emily’nin, aslında sihirli güçleri olan bir peri olduğunu öğrenmesi uzun sürmez. Periler Ülkesi ve Dünya’yı ele geçirmek için kendisiyle evlenmek isteyen Albazar’a karşı girdiği mücadele; perilerle işbirliği yaparak Periler Ülkesi’ne doğru maceralarla dolu bir yolculuğa çıkmasını sağlar. Perilerin yardımıyla geçen bu yolculukta Emily; cesaretin, fedakarlığın, aklın, arkadaşlığın ve en önemlisi sevginin ne denli önemli olduğunu yaşayarak öğrenecektir. Oyunun sonunda seyirciyi büyük bir sürpriz beklemektedir.”
SADE ÇİZGİLER YOĞUN ANLATIM
Ustayı andık…
Ferruh Doğan için bir anma programı gerçekleştirildi. 2000 yılında hayata gözlerini yuman çizer Ferruh Doğan için hazırlanan ilk anma etkinliği de gerçekleştirilmiş oldu. Alabildiğine sade çizgilerle en yoğun anlatıma ulaşan karikatürlerin yaratıcısı Ferruh Doğan, ülkemizde politik çizginin en önemli temsilcilerinden biri olarak biliniyor. İlk karikatürünü daha 13 yaşındayken yayınlayan ve vefat edene kadar yarım asrı aşkın süre ülkemizin çizgisel güncesini tutan Doğan için hazırlanan gecede, söyleşiler öncesinde fuaye alanındaki Ferruh Doğan çizgileri sergisi izlendi. Faruk Şüyün’ün hazırladığı ve moderatörlüğünü üstlendiği organizasyonda çizerin dostları ve meslektaşlarının katılımıyla, bir anlamda ülkemizde karikatür sanatında bir dönemini de masaya yatırılmış oldu. Etkinlik; Aydın Boysan, Faruk Geç, Hıfzı Topuz, Kadir Doğruer, Kamil Masaracı, Leyla Neyzi, Raşit Yakalı, Safa Önal, Semih Poroy, Suat Yalaz, Tan Oral, Turgut Çeviker, Yiğit Özgür, Yurdagün Göker ve sanatçının kızı Zeynep Akdilek’in seyircilerle paylaştığı anı ve düşüncelerle de zenginleşti. Uluslararası birçok ödülle taçlanan mesleki başarısının yanı sıra sanatçı tavrından hiç ödün vermeyen karikatüristin albümünden seçmelerin bir dia gösterisi ile seyircilerle paylaşıldığı organizasyonda, Ferruh Doğan’ın farklı dönemlerde kaydedilen görüntülerine de yer verildi. Gecenin sürprizi ise Ferruh Doğan’ın Tekin Aral, Oğuz Aral ve Yalçın Çetin ile birlikte hazırladığı kısa animasyon filmler oldu.
“Bekçi Baba” dönüyor mu?
Beşiktaş’a yapılacak hizmetler arasında bir tane madde var ki ilçede yaşayanlar arasında oldukça ses getirdi. Daha doğrusu, eskiden var olan ancak bir süre önce kaldırılan bekçi ve benzeri güvenlik gücleri ile ilgili hizmetlerin geri gelebilecek olması fikri bile Beşiktaşlıları mutlu etmeye yetti. İlçede yapılan bir araştırmada insanların güvende olmak istedikleri birinci sırada çıkmıştı. Bu araştırmadan yola çıkan yerel yönetim, konu hakkında şöyle bir açıklama yaptı: “Gece bekçisi uygulamasının yeniden başlatılabilmesi için yasal yollar zorlanacak. Güvenli sokaklar projesi ile ailelerin çocuklarını güvenle gönderebilecekleri eğlence ortamları oluşturulacak. Uyuşturucu ile daha yoğun mücadele edilecek. Bu konuda üniversiteler, aileler ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapılacak.”
Bu da bekçilerin geri döneceği anlamı taşıyor.Yani yerel yöneticiler başarı sağlarsa, “Bekçi Baba” yine düdüğünü çalacak, hırsızların korkulu rüyası olacak.

OKAY TEMİZ İZLEYENLERİ BÜYÜLEDİ
Ritm ustası Akatlar’da
Dünyaca tanınan müzisyen ritm ustası Okay Temiz için bir gece düzenlendi. 2002 yılından bu yana doğum günü “Ritmin Günü” olarak kutlanan Okay Temiz için hazırlanan gecede, başrolde ise müzik vardı. Faruk Şüyün ile Okay Temiz, ustanın farklı dönemlerde birlikte çalışmalar yaptığı; Ferdi Özbeğen ve Hüsnü Şenlendirici’yi sahnede enstrümanlarıyla birlikte ağırladı. Seksen kişilik Okay Temiz Ritm Atölyesi’nden bir grup müzisyen Akatlar Kültür Merkezi’ndeki programda da ‘hocalarını’ sahnede yalnız bırakmadı. Gerçek bir şölene dönüşen gecede konuklar benzersiz bir canlı müzik ziyafeti yaşadılar. Ustanın dostları Dilek Türker, Okay Temiz Ritm Atölyesi Yöneticisi Ebru Ayarcı, Tunçel Gülsoy, Yılmaz Zenger ve Önder Focan da geceye katılarak Okay Temiz’li anılarını ve sanatçının bilinmeyen yönlerini geceye katılanlarla paylaştı. Gecede Okay Temiz’in çocukluğundan bugüne fotoğraf albümünden sayfalar ve yetmişinci yaş konserinden görüntüler de seyircilere sunuldu.
Halit Refiğ’e özel gece…
Halit Refiğ için Akatlar’da özel bir gece düzenlendi. Türk sinemasını yaratan isimlerden biri olan Halit Refiğ için düzenlenen gece, Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday sahnesinde gerçekleştirildi. Beşiktaş Belediyesi tarafından, kültür, sanat, edebiyat ve düşün dünyasının usta isimlerini izleyiciler ile buluşturmak amacıyla gerçekleştirilen “Ustalara Saygı” etkinliği 1960’lardan bu yana, yönettiği filmler ve televizyon dizileri kadar, dile getirdiği düşünceleri ile de kültür sanat hayatımıza katkıda bulunan Halit Refiğ için hazırlandı ve etkinlikte, aralarında “Yorgun Savaşçı”, “Gurbet Kuşları”, “Haremde Dört Kadın”, “Aşk-ı Memnu”, “Teyzem”, “Hanım” ve “Karılar Koğuşu”nun da bulunduğu bir çok sinema filmi ve televizyon dizisinin yaratıcısı Halit Refiğ’i, dostları ve çeşitli dönemlerde birlikte çalışmalar yaptığı sanatçılar anlattı. Gece ; Ali Gültekin, Ali Saydam, Ani Pertan, Bengi Bugay, Can Ataklı, Can Gürzap, Çetin Tunca, Gülper Refiğ, Prof. Dr. Güngör Şatıroğlu, Fatoş Adiloğlu, Irmak Zileli, Nil Gürpınar, Nilüfer Aydan, Nur Onur, Pınar Tınaz Gürmen, Selim İleri, Sevda Ferdağ, Tanju Gürsu ve Tekin Özertem’in konuşmaları ile renklenirken Halit Refiğ’in özellikle son yıllarda zamanının önemli bir bölümünü geçirdiği Burgazada ile Sapanca’da çekilmiş görüntüleri, “Karılar Koğuşu” filminin final sahnesi ve yönetmen için hazırlanan belgesel niteliğindeki çalışmalardan kısa bölümler de sunuldu.
Gecenin devamında, Halit Refiğ’in öğretim üyesi-piyanist eşi Gülper Refiğ de, tanışmalarına vesile olan “Aşk-ı Memnu” dizisinde kullanılan bir Chopin valsini yorumladı.
CASUSLUK, SAVAŞ, DANS, ÇIPLAKLIK, EROTİZM
Mata Hari
New York Broadway’den Mozaik Dans’ın öncüsü Nejla Yatkın ve büyüleyici gösterisi “Mata Hari’ yi Yeniden Yaratmak” Beşiktaş’ta izleyicisiyle buluşuyor. Savaş, casusluk, dans, çıplaklık, egzotizm, erotizm, feminizm… Tüm bunlar Mata Hari denilince akla gelenlerden birkaçı… Nejla Y.Yatkin doğu dans gelenekleri ve modern dansı ile bu gizemi aydınlatıyor. Bugüne kadar Dance Place DC, The Kennedy Center, The Place in London, The Oscar Neumeyer Museum gibi sanat dünyasının en prestijli salonlarını izleyicisiyle dolduran New York Times ve Washington Post gibi gazetelerden pek çok olumlu eleştiriler almış Broadway sanatçısı Nejla Y.Yatkın’ın Broadway Şovu “Mata Hari’ yi Yeniden Yaratmak” Nisan ayının son günlerinde Mustafa Kemal Merkezi’nde izleyicisiyle buluşacak. “2008 Princess Grace Choreography Fellow” ödülünün yanı sıra Amerika’da Dance Magazin tarafından görülmeye değer en iyi 25 dansçı arasında gösterilen Nejla Y. Yatkın tarafından koreograflanan gösterimde özgün sahne, ışık ve ses tasarımı ile Türk seyircisi için büyüleyici bir atmosfer yaratıyor. Bu eser Dance Place (Washington DC) Miami Dade College (Miami, Florida), Miami Kültür Bakanlığı (Miami, Florida), Ulusal Performans Ağ Oluşturma Fon ve Sahne Merkezi (Reston, Virginia)’nin desteklediği bir proje olarak belirtiliyor ve ayrıca DC Sanat ve İnsan Komisyonu tarafından da destekleniyor.
“Mata Hari’yi
Yeniden Yaratmak”
Dans gösterisiyle ilgili diğer detaylar ise şöyle:
“Efsaneleşen Hollanda asıllı Mata Hari. Şimdiye dek birçok film ve kitaba konu olmuş, dans ve sahne sanatlarının da unutulmaz ismi haline gelmiş genç ve cazibeli kadının hayatı, şimdi Türk asıllı sanatçı Nejla Y. Yatkın’ın sahnelediği bir eserle ölümsüzleşiyor. Mata Hari’yi Yeniden Yaratmak adlı gösteride, çocukluktan ölümüne kadar yaşadıkları, dostlukları, aşkları ve sanatçı kişiliğiyle Mata Hari’yi, Broadway sanatçısı Nejla Y. Yatkın canlandırıyor.
Şovunda sinema teknikleri kullanarak Doğu dans geleneklerini çağdaş dansla birleştirip, şiir ve psikolojik kuramla yoğuruyor. İlhamını kişisel yansımaların gizeminden alıyor. 2006 yılında sanatçı Nejla Y. Yatkın “Mata Hari’yi Yeniden Yaratmak” Kennedy Metro DC’ deki Sahne Sanatları Merkezi en iyi Bireysel Performans En İyi Genel Üretim Dans Ödülleri kazanmıştır.”

ORTAKÖY – AKATLAR – LEVENT – MKM
Kültür merkezleri doldu taştı!..
Tiyatrodan sinemaya resitallerden söyleşilere kadar bir çok etkinlik, dopdolu programlarıyla Beşiktaş Belediyesi’nin kültür merkezlerinde tüm hızıyla devam ediyor. Nisan ayının 1 ile 15’i arasında oynanan oyunlar oldukça beğenildi. Sahnelenen oyunlar şunlardı:
AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ
Akatlar Kültür Merkezi’nde oyunlar tüm hızıyla devam ediyor. Minikler için tadına doyulmaz oyunlar Atlı Karınca-Tiyatro Akkaş ile sürüyor. Oyunun yazanı ve yöneteni ise Serhat Akkaş…
Sahnede Tiyatro Akkaş’ın topluluğu yer alıyor ve oyun süresince çocuklara keyifli dakikalar yaşatıyorlar. İlk kez Akatlar 11 ve 12 Nisan’da peşpeşe gösterilen oyun, 18 ve 19 Nisan’da da minikleri güldürecek… Oyunlar saat: 13.00’te başlıyor.
AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ
Akatlar Kültür Merkezi’nde sahnelenen bir başka oyun da Deli’ydi. Deli, Tiyatro Furi’nin yeni oyunu olarak biliniyor. Nisan ayının ilk haftalarında tiyatroseverlerle oldu. Melih Cevdet Anday sahnesinde seyirciyle buluşan oyun için şunlar söylenebilir: “Türk doğaçlama tiyatrosunda ‘alkış’ anlamına gelen ‘furi’ adını hak eder işler yapmak peşinde ve ilk oyunları Gogol’ün ‘Bir Delinin Güncesi’ nin Türkiye’ye ve günümüze uyarlanmış hali… Devrim Saltoğlu bu kez, Deli’yi 1850 yıllarındaki 9. dereceden memur yerine günümüzdeki, ödenekli bir tiyatroda, sözleşmeli dekor asistanı olarak yorumluyor…”
LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ
Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’nda 7’den 70’e herkesin severeek izleyeceği bir film perdeye yansıdı. Red Kit-Batıya Hücum adlı film öğlen seansında sinemaseverlerin seçime sunuldu. Onat Kutlar Sinema Salonu’nda gösterime giren film, 11 ve 15 Nisan tarihlerinde perde verilirken, öğle seanslarında yine 18,19 ve 22 Nisan’da da gösterimi sürecek. Filmle ilgili bilgiler ise şöyle: Yapım: 2007 Fransa. Tür: Aksiyon, animasyon, komedi, macera. Yönetmen: Olivier Jean Marie. Senaryo: Jean-François Henry, Olivier Jean Marie. Senaryo (Kitap): Morris. Yapımcı: Marc Du Pontavice. Müzik: Hervé Lavandier. Dağıtım: Chantier Film
LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ
Onat Kutlar Sinema Salonu’ndaki bir başka filmde de Milyoner’di. 10 Nisan’da ilk kez seyirciyle buluşan gösterim 13 Nisan’da da tekrarlandı. İlk gösterim saat: 14.00’te sinemaseverler ile buluşurken ikinci gösterimde ise 16.30’de perdeye yansıdı. Film hakkında detaylar ise şöyle:
“Tür : Romantik / Dram / Suç, yönetmen: Danny Boyle, Loveleen Tandan. Senaryo: Simon Beaufoy, Vikas Swarup (Kitap). Yapım : 2008, ABD / İngiltere , 120 dk.
Oyuncular: Dev Patel (Jamal Malik) , Anil Kapoor (Prem Kumar) , Saurabh Shukla (Sergeant Srinivas), Rajendranath Zutshi (Yönetmen olarak Raj Zutshi) , Jeneva Talwar (Vision Mixer) , Freida Pinto (Latika).” Filmin konusu ise şöyle: “Jamal Malik Mumbai’nin gecekondu mahallelerinden birinde yaşayan 18 yaşında bir yetimdir. Hindistan’da katıldığı bir bilgi yarışmasında 20 milyon rupe kazanmasına sadece bir adım kalmıştır. Şovun o gecelik bitmesinin ardından Jamal, eğitimsiz olan birinin bu kadar büyük başarıyı ancak hile yoluyla gösterebileceğinden şüphelenilip tutuklanır. Ama yarışmadaki her sorunun cevabıyla o gece Jamal’ın inanılması zor gerçek hikayesi ortaya çıkacaktır. Fakat sadece bir soru gizemini korur… Slumdog Millionaire, renkli, masalsı ama aynı zamanda son derece gerçekçi bir film. Gerçek dünya ile renkli masallar arasındaki uçurum bu filmde yok. Sokaklarda adeta pisliğin içinde büyüyen, hayatı boyunca aynı kişiyi seven ve onu hayatının amacını yapan bir gencin, parayı, şöhreti ve diğer imkanları iterek “anlamlı” bir hayat yaşama çabasını anlatıyor.”
LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ
Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonundaki bir diğer gösterim de 9 Nisan’da perdeye yansıyan Gökten 3 Elma düştü adlı yapımdı. Senslar ise gün içinde iki kez verildi. Film ile ilgili bilgiler ise şöyle sıralanabilir: “3. Bursa Uluslararsı İpekyolu Film Festivali’nden En İyi Film ve En İyi Senaryo ödülleriyle dönmüş bir film… Küçük çapta hırsızlıklar yapan Ali, evden kaçar ve daha önce hiç görmediği dedesinin yanına İstanbul’a gelir. Ali’nin dedesi Recep, emekli bir askerdir ve alıştığı disiplin içinde tek başına yaşayan huysuz bir insandır. Karısı üç yıl önce vefat etmiş, kızı ise kendisinin onaylamadğı bir evlilik yapmıştır. Bu yüzden kızıyla da 20 yıldır görüşmemektedir. Recep’in yaşadığı tekdüze hayat torunun gelmesiyle değişir. Recep’in üst kat komşusu Nilgün ise,orta yaşlarında üniversite mezunu modern bir fahişedir. Recep Nilgün’ün fahişe olduğunu bilmektedir ve onu apartmandan attırmak istemektedir. Bu yüzden Recep ve Nilgün sık sık tartışırlar. Ne var ki bu üç insanın hayatlarındaki beklenmedik gelişmeler onları hiç tahmin edemeyecekleri bir şekilde biraraya getirir. Oyuncular: Köksal Öngür, Bennu Yıldırımlar, İsmail Hacıoğlu, Kürşat Alnıaçık, Toprak Sağlam. Senaryo: Raşit Çelikezer. Yönetmen: Raşit Çelikezer. Filmin türü ise: Dram”
AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ
Akatlar Kültür Merkezi’ndeki bir diğer oyunun ismi de Tiyatro Topluluğu Semaver Kumpanya’dan “Resmi Geçit ” idi. Melih Cevdet Anday sahnesinde 8 Nisan’da ilk kez perde dedi ve Nisan ayı içinde 15’inde de seyirciyle buluştu. Oyun, 29 Nisan saat: 20.30’de bir kez daha tiyatroseverlerin karşısında olacak. Oyunla ilgili bilgiler ise şöyle: “Çağdaş Yunan oyun yazarı Loulo Anagnostaki’nin yazdığı oyunu Serkan Keskin yönetiyor. Oyunda Nadir Sarıbacak ve Öyküm Elif Erdoğan birlikte rol alıyorlar. Oyunun sahnelenmesinde emeği geçen diğer isimler ise şöyle:
Dekor ve Işık Tasarımı: Cem Yılmazer. Kostüm Tasarımı: Aslı Ataseven. Oyuncular ise, Nadir Sarıbacak, Öyküm Elif Erdoğan.
Oyunun konusu ile ilgili detaylar da şöyle: “ Masum olmak, habersiz olmak iki küçük kardeşi şiddetten korumayacaktır. Resm-i Geçit; dört duvar arasında sıkışıp kalmış iki kardeşin dışarıdaki yaşamın gerçekliğinden uzakta sürdürdükleri hayatlarının birdenbire nasıl değiştiğini çarpıcı bir dille anlatıyor. Hayat onlar için bir oda, bir pencere ve pencereden gördükleri meydandan ibarettir. Aris kağıttan gemilerle savaşçılık oynarken, ablası Zoi tüm dikkatini örgüsüne vermektedir. Söylemekten bile çekindikleri hayalleriyle yaşarlar. Ancak bir odanın içinde kilitli kalmak onları bu dış yaşamdan uzak tutamayacak, masumların tarafında olmak bir bedel ödememelerini engelleyemeyecektir! Bir resmi geçit duyumuyla heyecanlanan Aris ve Zoi uzun zamandır yapmadıkları bir şeyi yaparlar; birbirlerine içlerini, hayallerini açarlar… Ülkede hüküm süren baskı rejimi, hiçbir şeyden haberdar olmayan iki kardeşi, küçücük bir pencereden, gözlerinden yakalar. Yaşam normal bir şekilde devam ediyormuş gibi görünürken, insanlar insanları öldürür ve önü alınamayan şiddet büyür büyür büyür… Çağdaş Yunan Tiyatrosu’nun en önemli kadın temsilcilerinden biri olan Loula Anagnostaki; oyunlarında Alman istilasından sonra ülkede baş gösteren iç savaş, ardından gelen komünizm düşmanlığı, yedi yıllık cunta dönemi, erkek egemenliği, burjuva sınıfının eleştirisi, aile savaşları, kaçak göç gibi sorunları temel aldı. “Resm-i Geçit” 1969 yılında Paris’te Antoine Vitez yönetiminde sahnelendi. Loula Anagnostaki, diğer oyunlarında olduğu gibi Resm-i Geçit’te de insan var oluşunun gizemini incelemekte, çağdaş insanın yaşadığı iletişim eksikliğinin, hayal kırıklığının ve altında ezildiği ağır baskının altını çizmektedir.”

SPOR HABERLERİ

DENİZLİ İLE HER DAİM

Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, Beşiktaş’ın teknik patronu Mustafa Denizli ile her şartta yola devam edeceğini söyledi. Demirören ve çevresinin teknik direktör ve takıma güven duymasıyla dikkat çekiyor. Denizli’ye toz kondurmadığı söylenilen Demirören’in, ‘Onu almakla doğru karar vermişiz’ diye sözler söylediği de konuşuluyor. Demirören, şampiyonluğun kaçması halinde bile Denizli ile yola devam edileceğinin altını çiziyor. Bununla ilgili olarak ise şu açıklamalar yer alıyor:
“Biz zaten 3 yıllık mukavele teklif etmiştik… O, Türkiye’de 3 büyük takımla şampiyon olmuş ilk hoca olmayı çok istiyor… Beşiktaşlı olduğu için belki de en anlamlısı bu sezonki olacak. Futbol bu, yarının ne getireceği belli olmaz… Ama biz Beşiktaş şampiyon olsa da olmasa da Denizli’yle yola devam edeceğiz. Herkes bunu bilsin.” Öte yandan spor otoritelerinin gözlemkleri arasında ise şu cümleler yer alıyor: “Beşiktaş, yıllardır aradığı birlik-beraberliği tesis etmiş durumda.. Denizli futbol takımına hakim.. Futbolcular şampiyonluk ruhunu taşıyorlar… En önemlisi, homurtuların stadı İnönü’deki taraftar baskısı artık kalkmaya başlamış.. Tribün takımı iten güç haline gelmeye başlamış.. Beşiktaş’ta ‘şampiyonluk’ havası var.” Didem TUTAL
YILIN FUTBOLCU YARIŞMASI
Beşiktaş Gazetesi tarafından düzenlenen ve geleneksel hale gelen Yılın Futbolcusu Yarışması’nın serüveni şöyle: Yarışmanın ilkinde 2005 – 2006 sezonu için Sergen Yalçın spor yazarlarından en çok oyu aldı, 2006 – 2007 sezonunda ise Bobo’yu Beşiktaş’ın en göze batan oyuncusu seçildi. 2007 – 2008 sezonunda ise spor yazarlarının katkılarıyla yapılan oylama sonucu Delgado yılın futbolcusu seçildi. Delgado, sezon boyunca altı hafta maçın yıldızı olarak bu ünvanı hak etti. Kupa Delgado’ya Gazete Beşiktaş İmtiyaz Sahibi İsmail Baştuğ tarafından verildi. Bu sezonda “Yılın Futbolcusu Yarışması” için spor yazarları oy vermeye devam ediyor. Onur BAŞTUĞ

2008 – 2009 SEZONU
TELLO ÖNDE GİDİYOR
Spor yazarları tarafından seçilen “Yılın futbolcusu” yarışması 2008-2009 sezonunda da devam ediyor. Lig bitiminde, 34. hafta sonunda en çok seçilen futbolcuya Beşiktaş Gazetesi Yılın Kupası verilecek. Yeni sezonda oylar şöyle: Antalya – Beşiktaş maçın da Bobo, Beşiktaş – Konya maçında Delgado, Trabzon maçında Cisse, G.Antep maçında ve İstanbul Büyükşehir maçında Nobre, Hacettepe maçında Nobre, G.Birliği maçında Tello, Sivas maçında Tello, Kayseri maçında yok, Kocaeli maçında Nobre, Bursa maçında yok. Eskişehir maçında Tello, F.Bahçe maçında yok. Ankaraspor maçında Rüştü, Ankaragücü maçında Ekrem Dağ. G.Saray ve Denizli maçında yok. Antalya maçında Tello. Konya maçında yok, Trabzon maçında Bobo. Gaziantep maçında Nobre, İstanbul Büyükşehir maçında Tello, Hacettepe maçında Tello. G.Birliği maçında Ernst, Sivas maçında Tello. Kayseri ve Kocaeli maçında ise Yusuf.

“Takım yapmaya değil takım olmaya geldim”
Beşiktaş’ın teknik patronu Mustafa Denizli, gündeme oturan açıklamalar yaptı. Basın mensuplarının sorularına içtenlikle yanıt verene teknik adam, şampiyonluk yarışındaki bazı kulüplerin başkanlarının hakemlerden yakınıp Beşiktaş’ın bu yarışta kollandığı yönünde demeçler verdikleri konusunda temkinli konuştu. Denizli, ”Emeğimize kendimiz saygı gösteriyoruz, başkalarının emeklerine de saygılıyız. Onlar kulüp başkanlarının açıklamaları ve bunlar idari açıklamalardır. Bunlar benim dışımdadır. Bizim yapacağımız kendi işimize bakmaktır. Bizim için çalışıp takımı hazırlamak önemlidir” şeklinde konuştu. Mustafa Denizli, takımının genel gidişatından memnun olduğunu, Ocak 2009’dan bugüne kadar gelen periyot itibariyle başarılı olduklarını belirtti. Denizli’nin tek memnun olmadığı maç ise sadece Kocaelispor maçının ilk 1 saati… Sayısal olarak çok geniş olmasa da kullanım açısından geniş bir kadroya sahip olduklarını vurgulayan tecrübeli teknik adam, sözlerine şöyle devam etti:
“KAMUOYUNU MEŞGUL ETMEM”
”Artık şuna bir şey olursa kimi oynatırız gibi düşüncelerimiz yok. Birçok mevkide oynayabilecek futbolcularım var, bu da bizim için avantaj. Takımın birlikte hareket etme, birlikte hissetme ve düşünmesi de ayrı bir avantaj. Bir gol sonrası 20 kişinin aynı şeyleri yaşadıklarını görüyoruz, bu da paylaşımcılığın takım olmanın bir ürünüdür”
Mustafa Denizli, 26. haftayla ilgili daha önce söylediklerinin gerçekleştiğini, bundan sonraki haftalarla ilgili bir öngörüsünün olup olmadığı sorusu üzerine, gülerek ”Kamuoyunu meşgul etmemek için söylemeyeceğim” diye espri yaptı. Takım olmanın önemine değinen Denizli, ”Ben takım yapmaya değil, takım olmaya geldim” dedi. Takım olunduğu zaman oynayacağının önemini yitirdiğini ifade eden Denizli, ”O zaman biri niye oynadı veya niye oynamadı gibi düşüncelerimiz de azalır. Basın mensuplarının kadro hakkında yorum yapmaları çok doğaldır ve olmalıdır da. Bizler de buradaki çalışmalarımız sonucunda kadroları belirliyoruz” ifadelerini kullandı. Ataç TETİKEREN

Yedek kulübesinden
ikinci bir onbir çıkar!
Kara Kartal yedekleri ile de göz dolduruyor. Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, “Kulübemiz ne kadar güçlüyse, maçı kazanmamız da o kadar yüksek oluyor” şeklinde konuştu. Teknik Direktör Denizli ise özellikle Kocaelispor maçını örnek vererek maçı yedek kulübesinden gelen oyuncuların kazandırdığını söyledi. Denizli, çetin bir ekibe sahip olduklarını söylerken özeleştiri de yaptı. İlk yarıda istenen performansı sergileyemediklerini de vurgulayan Denizli, Başkan Demirören’e şunları söylediği kaydediliyor: “Böyle zorlu karşılaşmalarda beklentiler bazen sahada sergilenmiyor. Kocaeli maçını Hakan Arıkan, Serdar Kurtuluş, Gökhan Zan, Uğur İnceman, Matias Delgado, Mert Nobre ve Filip Holosko’dan oluşan yedek kulübesi kazandı. Çünkü bir takımın yedekleri ne kadar kuvvetliyse maçı alma şansı da o kadar yüksek olur.”
Takımdaki bütün oyunculardan memnun olduğunu da ileten Mustafa Denizli, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Yeni transferlerimizden Erkan Zengin’in uyumu çok iyi. Sağ kanatta rakip üzerinde olumlu işler yaptı. Oyuncularım mağlubiyeti hazmedemiyor ve sürekli kazanmak için savaşıyorlar. Forvette sorunumuz yok. Bobo’nun üzerinde bir baskı vardı. Kocaeli önünde bunu atlattı. Yusuf ve Delgado’nun katkısı unutulmamalı. Mükemmel bir tempoda oynadık. Beşiktaş olarak hedefimiz sezon sonuna kadar her maçı kazanmak. Bunu da başarıp şampiyon olacağımıza inanıyoruz.” Muzaffer TOPAL

TARAFTAR RADYO BEŞİKTAŞ’TA

Taraftar bu hafta attığı mesajlarda, şampiyonluk için dikkat edilmesi gereken konuların altını çizmiş. Beşiktaş Gazetesi’nin e-mail adresine ve Radyo Beşiktaş’ın 3929 kısa mesaj hattına mesaj gönderen taraftar, şampiyonluğun kaçmasından endişe duyuyor. Ancak Denizli ve futbolculara güveniyor. Yine de son haftalarda dönmesi muhtemel dolaplar nedeniyle yönetimin gözlerini açmasını istiyor. İşte taraftarlardan bazılarının özet görüşleri:
HASAN ATMACA: Sivas ağlaya ağlaya şampiyon olacak!.. Şimdiden başladılar bizi şampiyon yapmazlar demeye… Kamuoyu oluşturuyorlar, dikkat etmek lazım.
MEVLÜT YÜKSEL: Fener ve G.Saray havlu attı. Derbiden sonra bir daha toparlanamazlar. Rakibimiz Sivas ve Trabzonspor’dur.
FETHİYE D: Denizli iyi hoca olduğunu ispat etti. Ancak Ertuğrul Sağlam da Bursaspor’da iyi işler yapıyor. Bu hafta Bursa maçında kimin en iyi olduğu ortaya çıkacaktır.
ADİL ARAT: Bir de bize kavgacı diyorlar. Derbide herkes ne olduklarını gördü. Futbolcuları da taraftarları da dökülüyordu.
ESER KAMIŞLI: Biz tüm maçları alalım, Sivas tökezleyecektir. Anadolu takımları da onlara yardım ediyor. Sonuna geldik, puan kaybetmeyelim yeter. Şampiyon oluruz.
ULAŞ/BJK 1903: Yusuf’u beğenmeyenler sustu. Adam şakır şakır oynuyor. Delgado’dan bile yararlı oluyor. Demek yaşına değil, oynadığı futbola bakmak lazımmış.
TUNCAY/ KÖYİÇİNDEN: Yediğimiz dayakla kaldık. Hiç kimse bize sahip çıkmadı. Takımın yanında olmak istedik, bize bunu bile çok gördüler.
OZAN DEMİR: Denizli mukavele yapmamakla haklı. Şampiyon olduktan sonra zaten yapılacak. Ancak olmasa da yapılacak, çünkü her sezon teknik adam değişmez. Bunu biliyor.
ÖMER YURTSEVER: Nobre ile anlaşın. Bir sezon sadece Bobo ile olmaz. Nobre hem defansa hem de ortaya sahaya yardım ediyor. Hem de gol atıyor.
VEDAT-GOP: Cisse’yi elden çıkarmamak lazım. Ernst, Cisse ile birlikte iyi oynuyor. Tek başına çok zorlanır. İkisi de takıma yararlı.
KENAN KIVRIK: Beşiktaş bu yıl şampiyonluğun en büyük adayı ise yedek kulübesinin zenginliğindendir… Sahaya onbirde çıkan oyuncular kadar yedek kulübesi de çok değerli… Oyuncuları bırakmayalım.
CAN/ORTAKÖY: Stadımızı bir an önce yapmalıyız. Son yıllarda tesisleşme güzel. Beşiktaş’a yararlı olmasını istiyorum. Kimse kendini düşünmesin.
SEMİH: Serdar Kurtuluş’u unuttuk. Mustafa Hoca gençlere de önem versin.
Beşiktaş’ın golcüsü
Nobre fıtık oldu!
Beşiktaş’ın henüz uzlaşamadığı oyuncusu Mert Nobre’de bel fıtığı çıktı. Bel spazmı geçiren oyuncunun MR’ında fıtık tespit edildi. Nobre ligdeki son 8 maçta tedaviyle oynayabilecek.
Beşiktaş’ın aslarından Mert Nobre, Kaysesipor maçı sonrası sakatlamış ve bel spazmı geçirmişti. Beşiktaş Kulübü Doktoru Devrim Urgun konuyla ilgili olarak şu açıklamaları yaptı: “Belinde bir sorun yaşıyor. Fakat bunun ölümcül bir durum olduğunu söyleyemeyiz. Kaslarını kuvvetlendirerek ligin kalan 8 haftasında Nobre’den faydalanabiliriz. Durum tamamiyle futbolcunun göstereceği reaksiyonla ilgili. Kupadaki Ankaraspor maçında da bacağından sakatlanmıştı ama 4 gün sonra oynadı. Onun için kararı Nobre verecek.”
FUTBOL YOKTU KAVGA VARDI
Galatasaray Fenerbahçe derbisi olaylı bitişiyle uzun süre konuşulacağa benziyor. Maça ortaya konan oyun değil, kavga, rezillik, hakem hataları ve kırmızı kartlar damgasını vurdu.
Berabere tamamlanan maçta, 4 kırmızı kart vardı. 90+3’te olaylar büyüdü. Oyuncular birbirine girdi. Turkcell Süper Lig’in 27. haftasında Galalatasaray, Ali Sami Yen’de Fenerbahçe ile golsüz berabere kaldı. Bu sonuçla iki takımda şampiyonluk yarışında büyük yara aldı. Karşılaşmanın son dakikasında yaşanan olaylardan sonra Galatasaray’dan Arda ve Emre Aşık, Fenerbahçe’den de Lugano ve Semih kırmızı kart gördü. Takımlar oyunu 9’şar kişi tamamladı. Oyunu geren futbolcular arasında Sabri ve Lugano başı çekti. Ali Sami Yen’deki maçı Fırat Aydınus, Bahattin Duran, Tarık Ongun yönetti. Sarı kartlılar arasında ise Selçuk, Emre Belözoğlu, Guiza, Sabri Sarıoğlu ve Emre Aşık vardı.
Maçtan sonra her iki takımın oyuncuları da birbirine suçlayan demeçler verdi. Lugano kendini sorumlu gösterirken, Emre’nin ayağına bastığını ve buna tepki verdiğini belirtti. Emre Belezoğlu ve Sabri’nin sık sık tartışması, hatta kavgaya varan itiş kakışı ve de küfürleşmeye varan söylemleri dikkat çekti.
Öte yandan, Arda Turan’la Semih’in tekme tokat birbirlerine girmeleri Milli Takım futbolcularına yakışmadı.
Türkiye liginde 102. kez karşı karşıya gelen iki ezeli rakip, taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattı. Bu maçla Türkiye liginde 32. kez beraberlik elde eden Galatasaray, daha önce 29 kez galip gelmiş, Fenerbahçe ise 41 kez galip gelmiş, Galatasaray 101 gol atmış, Fenerbahçe ise 132 gol atmıştı. Kırmızı kart gören futbolculara büyük cezalar gündemde. Tayfun ERTÜZÜN
Horoz dövüşü
Her fırsatta arkadaşlık ve dostluktan bahseden Galatasaray ve Fenerbahçeli futbolcuların, derbide birbirlerine acımasızca vurmaları, futbolseverleri hayrete düşürdü. Özellikle Milli Takımda oynayan Emre ve Sabri’nin düşmanca tutumu spor adamlarınca da eleştiri konusu oldu. Semih ve Arda da şaşkınlık yarattı.