SAYI 48

GAZETE BEŞİKTAŞ

SAYI:48, 26 KASIM 2003

SAYFA 2

Anneler mezun oldu

Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen Anne Destek Programı’ na katılan Beşiktaşlı anneler, 10 hafta süren yoğun bir eğitimin ardından Annelik sertifikası almaya hak kazandılar.
Sertifikaları Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu verdi.
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) eğitimcileri tarafından uygulanan Anne Destek Programı kursları tamamlandı ve 19 Kasım Çarşamba günü Beşiktaş Belediyesi’nde düzenlenen törenle katılımcılara sertifikaları verildi.
Program kapsamında anneler; çocuğun gelişimi ve ailenin rolü, duygusal, zihinsel, bedensel, sosyal gelişim, iletişimde engeller, annenin çocuğa kendini duyurması-ben dili, çocuk yetiştirmede olumlu ve olumsuz yöntemler, çatışma- çözme yöntemleri ve ders çalışma alışkanlıkları konularında eğitim aldılar.
Beşiktaş Belediyesi’nin eğitim programları çerçevesinde uygulanan bu program ; annelerin kendilerine güvenlerini ve çocuklarının eğitimindeki rolünü artırmakta, çocukların anneleriyle olan ilişkilerini güçlendirmektedir. Ayrıca, katılımcıların aile içinde ve sosyal yaşamında olumlu etkiler yaratmaktadır.
Beşiktaş Belediyesi ve Finansbank’ın ortak logolu kredi kartı Bekart’ın sosyal sorumluluk kampanyası doğrultusunda, kart sahiplerinin yapmış olduğu harcamaların projeye aktarımı ile gerçekleştirilen bu eğitimlerde anneler kurslara ücretsiz olarak katıldılar.

SAYFA 3

Levent caddeleri külle kaplandı
Gökyüzü sapsarı,
hava ise yanık gibi kokuyordu
DİDEM TUTAL

BEŞİKTAŞ-LEVENT. Son günlerde İstanbul’da yaşanan terör olayları bu sefer Beşiktaş-Levent’e sıçradı. Levent’te bulunan HSBC Bankası teröristlerin hedefi oldu. Bomba yüklü araçla bankaya dalan terörist 10 kişinin feci şekilde hayatını kaybetmesine neden oldu. Patlamanın etkisiyle Leventliler korku ve telaşa kapılırken ortaya vahşeti andıran bir manzara çıktı. Bu olaydan 6 dakika sonra ikinci bombalı eylem Beyoğlu’nda meydana geldi. İngiliz Konsolosluğu’nda patlatılan bomba aynı Levent’te olduğu gibi büyük bir kargaşaya yol açtı. Patlama sonucu 17 kişi öldü. Her iki olayda da toplam 455 kişinin yaralandığı öğrenildi. Levent ve Beyoğlu’nda ki olayları Sinagog saldırılarında olduğu gibi El Kaide’ye bağlı Ebu Hafız El Masri Tugayları’nın üstlendiği belirtildi. İğrenç saldırı yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da kınandı. Ölenlerin cenazeleri acılar içinde kaldırılırken, yetkililer gerekli çalışmalara başladı.
BEŞİKTAŞ’tan yankılar
Levent’teki patlamalardan sonra olay yerine giden Beşiktaş Kaymakamı Nihat Nalbant ve Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu, yaşanan bu olay nedeniyle çok büyük üzüntü duyduklarını dile getirdiler. Kaymakam Nihat Nalbant, Beyoğlu ve Levent’e düzenlenen saldırıdan hemen sonra yaşadıklarını Gazete BEŞİKTAŞ’a şöyle anlattı:
Beşiktaş Kaymakamı Nihat Nalbant; “Tek kelimeyle vahşet”
“Levent’te çalışmalarımız sürüyor, çalışmalar teknik yönde devam ediyor. Bir iki tane okul etkilendi, camları kırıldı, onlar onarılıyor. Olay gerçekleştiğinde hemen akabinde olay yerine gittik. Söylenebilecek tek bir kelime var ki, o da yaşananların vahşet olduğu. Açıkçası ne denebilir ki, etraf insan parçalarıyla doluydu. Bir süre sonra da koku ağırlaştı. Emniyet güçleri, etrafta her türlü tedbiri aldı. Kurtarma sırasında öncelikle yaralılara müdahale edildi. Belediyemiz, orada çalışan memurlara yemek verecek bir çadır kuracak. Zaten olay sonrası hemen trafiğin rahatlaması için çalışmalara başlandı. Belediye en azından bir şeridi temizleyip açtı. Sabaha kadar polis memurları görev yaptı. Hedef alınan HSBC bankasında normalde 580 kişi çalışıyor. O yüzden biz çok endişelendik. Ancak çok şükür ki beklenenden az bir kayıp var. Olayın gerçekleştiği saat, trafik ve insan yoğunluğu az olduğu bir saatti. Eğer akşam saatleri olsaydı, bilanço çok daha ağır olabilirdi. Neticede, günahsız insanlar hayatını kaybetti. Saldırıda, toplam 7 araç yandı. Kimisi park halinde kimisi ise seyir halindeydi. Sonuçta 10 kişi öldü. Yine bunun acısını hep hissedeceğiz ama, Allah bir daha bize ve de dünyadaki başka insanlara böyle acılar yaşatmasın. Herkesin söylediği gibi, terörün dini, imanı, milliyeti, ırkı yok. Çok etkilendik. İnsanlığı, yaşamı hedef alan bir vahşeti ben anlayamıyorum. Bu şekilde bir amaca da varılamaz. Bu bombalama eylemiyle ilgili olarak, Türkiye’nin üzerinde oyun oynanıyor diye düşünüyorum. Ülkemizde Ramazan güzel güzel yaşanıyor. Bayramı kutlayacağız. Ülkemiz düzene girmiş ve böyle bir ortamda böyle bir eylem yapılıyor. Ancak bundan sonrası için, halkımızın paniğe kapılmasına gerek yok. Uyanık olmalıyız. Güvenlik birimlerimizle irtibat halinde olacağız. Benim memleketim hür ve güvenli diyeceğiz. Kimsenin huzur ortamımızı bozmasına izin vermeyeceğiz”
Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu; “Lojistik destek veriyoruz”
Olayın ardından olay yerine giden Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu, yaşanan bu saldırıdan dolayı üzüntülerini şöyle dile getirdi:
“Böyle bir olayın yaşanmasını, dünyada hiçbir insan, hiçbir ülke istemez. Öncelikle, kaybettiklerimizin ailelerine, yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyorum. Hastanede olan vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
Belediye bütün olanaklarını seferber etmiş durumda. Canın dışında mala gelen zararlarda da belediye, vatandaşlarımızın mağdur olmaması için elinden gelen gayreti göstermektedir. Hasar tespiti ise halen sürüyor. Lojistik destek de vermekteyiz. 75 binada irili ufaklı hasar mevcut. Levent’i tekrar normal hayata döndürmeye çalışıyoruz.”
Vatandaşlar ne diyor?
Beşiktaşlılar çok yakınlarında meydana gelen patlamaların ardından büyük bir dehşet yaşadılar. Aynı gün içinde Beşiktaş’ın içinde dolaşan insanlar hala olayların etkisini üzerlerinden atamamışlardı. Vatandaşlar, Gazete BEŞİKTAŞ muhabirleri aracılığıyla Türkiye’ye şöyle seslendiler:
Korkuyoruz!
Fevziye Meriç,54 yaşında.
“Yaşanan bu olaylar yüzünden sokağa çıkmaya korkuyoruz. Her an yerde her şey olabilir artık diye düşünüyoruz. Çok tedirginiz. Bundan sonra en azından çok merkezi yerlerde bulunmamak gerekiyor”
Kınıyoruz
Oya Ersek,45 yaşında.
“Çok tedirginiz. Sokağa mecburen çıkıyoruz. Bu olaylarla neyi amaçlıyorlar anlamıyorum. Bizden ne istiyorlar? Bir sürü masum insan ölüyor. Yaşananları kınıyoruz”
Tedirgin olduk
Salih Köprülü,52 yaşında.
“Çok büyük bir olay yaşadık. Çok korkuyoruz. Şu an Beşiktaş’ta yürüyen herkesin suratında bir tedirginlik bir dehşet görüyorum. Bundan sonra neler olacağını kestirmek çok güç. Türkiye’nin alacağı tavır çok önemli”
Olay siyası
Önder Karaca,40 yaşında.
“Yaşanan bu gelişmelerin atılan bu bombaların, Türkiye’nin Amerika’ya ve İsrail’e olan yakınlığından dolayı gerçekleştiğini zannediyorum. Ancak bundan sonra bu olaylar sonrası ilişkiler daha da yakınlaşacaktır. ”
Bizi karıştırıyorlar
Vildan Akıncılar,19 yaşında.
“Bütün bu bombalar Türkiye’yi karıştırmak için atılıyor. Güvenlik kuvvetlerine güvenmek istiyoruz. Bu olayların önlenmesi için herkesin çok daha dikkatli olması gerekiyor ve ben kimsede o ilgiyi göremiyorum”
Dinle bağlaşmaz
Özgür çağlayan,19 yaşında
“Bunların hepsinin amacı siyasi. Başka bir neden aramak olayları dinle bağdaştırmak imkansız. Bu olayların belli bir düzeni de yok. Çünkü oradan geçen insanlar zarar görüyorlar. Bundan sonra da birşey değişmez.”

Hayatını kaybedenler

İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosu Roger Guy Short, Diplomat Lisa Havortm, Konsolosluk görevlileri Süleyman Aydoğan, Kiraz Gündüz, Cafer Gündüz, Nannet Hurma, Janet ve Nadide Demirbozan, polis memurları Hüseyin Apaydın ve Salih Çapkın, İETT görevlileri Ethem Doğan ve Sedat Yeşilyurt, yoldan geçen Adem Tezer, Ahmet Baha, Aynur Erkoca, Candan Toros Avosavan, Durmuş Toprak, İlbey Erdoğdu, Muhittin Şener Yılmazer (Kerem Yılmazer), Nazım Harmankaya, Yonca Bilgin, İsmail Çiftlik, Gülcan Boyun, Nadire Özdemir, Önder Erdoğan.

Patlamanın yaşandığı Büyükdere Caddesi Türkiye’nin finans merkezi

Terör eyleminin gerçekleştiği HSBC Bank Genel Müdürlük binası, İstanbul’un 1. Levent semtinde bulunuyor. Demirbank’ın eski sahibi Halit Cıngıllıoğlu’nun büyük bir özenle yaptırdığı bina Levent’te meydana gelen patlamada büyük hasar gördü. Genel müdürlük olarak kullanılan bina henüz 5 yıllık bir geçmişe sahip. Demirbank’ın 1999’da taşındığı, ancak 2 Aralık 2002’ye kadar kullanibildiği binada 2 yıldır BBDK’nın kiracısı olarak HSBC Bank’ın Genel Müdürlüğü bulunuyor. Binaya dışarıdan bakıldığında 11 katlı gözüküyor. Arsası elvermediği için çok kat çıkılamayan binanın yer altında 8 katı daha bunuyor. Toplam 19 katı olan bina Koray İnşaat tarafından yapılmıştı. Yapımı 30 milyon doları bulan binanın camlarının bile 350 milyara sigortalı olduğu belirtiliyor. İstanbul’un gözde iş merkezlerinin yanısıra holding ve bankalara ait gökdelenlerin yükseldiği semt bu anlamda, ABD’nin gökdelenleriyle ünlü Manhattan bölgesini andırıyor. Bu cadde Türkiye’nin de finans merkezi konumunda.
HSBC Bank binasının da üzerinde olduğu Büyükdere Caddesi özellikle bankaların genel müdürlük binalarının yoğunlukta olduğu bir bölge. Barbaros Bulvarı’ndan 4.Levent’e kadar uzanan hat üzerinde, HSBC Bank’ın yanısıra İş Kuleleri-İş Bankası Genel Müdürlüğü, Yapı Kredi Plaza-Yapı Kredi Bankası Genel Müdürlüğü, Levent Plaza, Sabancı Center-Akbank Genel Müdürlüğü, Tekfen Tower, Renault Genel Müdürlüğü, Garanti Bankası Genel Müdürlük binaları da sağlı sollu uzanıyor. HSBC’nin Genel Müdürlüğü’nün bulunduğu binanın karşısında ise Metrocity Alışveriş Merkezi yer alıyor. Patlamanın şiddetinden etkilenen 24 katlı Alışveriş Merkezi’nde 250 mağaza bulunuyor.

SAYFA 4

Terör de küreselleşti
Dr. M. ASIM KARAÖMERLİOĞLU

Yaşanan terör olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Turkiye aslında maalesef teröre cok da yabancı olmayan bir ülke. Yakın zamanlarda görülen Hizbullah terörünün vahşeti, ülkemizin güney doğusunda görülen uzun ve acımasız terör eylemleri, 1970’lerdeki Kahramanmaraş, Çorum ve Malatya olayları gibi kitlesel şiddetin görüldüğü olaylar Türkiye’de bir şiddet geçmişinin olduğunun göstergeleri. Son olayların tetikçilerinin de Türkiye Cumhuriyet vatandaşları çıkmaları bu açıdan çok da şaşılacak birşey değildir. Ancak 11 Eylül ile başlayan süreç terörün oldukca yeni ve farklı bir biçime büründüğünü bize gostermiştir. Yeni olan terörün “kürelleşmesidir” Yani bu kişilerin terör eğitimlerinin Afganistan gibi dünyanın değişik yörelerinde gerçekleşmesinden, hem eylemlerin ortaya konulduğu mekanların farklılaşması açıısından, hem de terör bağlamında ortaya atılan mesajlar açısından bir küreselleşmedir soz konusu olan…
İslam ve terör kavramları nasıl ve niçin bir araya getiriliyoır,
tarihsel süreç içinde bunun en belirgin örnekleri sizce hangileridir?
Islam ile terörü özdeşleştirmek hem tarihsel acıdan yanliştır, hem de değişik bir tür ırkcılığa varan bir soylemdir. Batının kendi tarihi terör eylemleriyle doludur. Dünyanın gördüğü en büyük şiddet ve terör olan ik dunya savaşı sonuç itibariyle batılılar arasiında yaşanmış bir şiddetti. Bunu asla unutmamak lazım. 1995’deki Oklahoma hükümet binasının bombalandığı büyük terör eylemini bir Amerikalının yaptığını da unutmamak gerekir. Batının tarihinde merkezi bir yerde duran sömürgeciliğin şiddet ve terör olmadığını kim söyleyebilir? 1980’ler sonrası Islamın bir terör yatağıymış gibi ortaya konulmasının ise üç tarihsel nedeni vardır: Bunlardan birincisi “Soğuk Savaşın” bitmesiyle yeni bir tehdite gerek görülmesi ve bunun Islam olarak kabulüdur. Maalesef Islamci radikallerin bir kesiminin de bu yakıştırmayı bilerek ve isteyerek kabulü de böyle bir yanılsamanın ortaya çıkmasında etkili olmustur. Ikinci neden de Islam ülkelerinde yasayan insanların sosyo-ekonomik durumunun giderek kotüleşmesidir. Dünya çapındaki ekonomik küreselleşmeye paralel olarak dünyanın Islami coğrafyaları da içine alan bolgeleri giderek yoksullaşmakta ve gelecek umudunu yitiren gençlerin milyonlarla ifade edildiği bölgeler haline gelmektedir. Boylesi bir durum intihar eylemcileri yetiştiren bir toprak sunmuştur. Nihayet Islam ile terörün esleştirilmesindeki en önemli nedenlerden sonuncu da Filistin’de yasanan olaylardir. Her nedense Israil devletinin yıllardır uyguladığı terör eylemleri genellikle tartışılmamakta, sanki Filistin’liler hem Arap hem de Müsluman olduklarından otomatikman terörist gibi algılanmaktadirlar. Bunlari söylemiş olmak Filistin’de ya da Islam ülkelerinden gözü dönmüş fanatikler olmadığını söylemek değildir, elbette ki vardır, ancak olayları tek boyutuyla algılamak hem haksizlik, hem de yanlışlık hem de bizi çözümden uzaklaştııran yanılsamlardır. Eğer Islamın egemen din oldugu bölgelerde bir takım terör eylemlerine kalkışabilecek insanlar hızla coğalmaktaysa, bunu anlamanın ve önlemenin yolu bir din olarak Islam’a ilişkin bir takim ozellikleri surekli gundeme getirmektense, bu ulkelerin sosyo-ekonomik durumlari incelenmeli, Batının ve özellikle de Israil’in Filistin’de, ABD’nin Irak ve başka yerledeki uygulamalarının yansımalarını da dikkate almak gerekir.
Filistin, İsrail ve Amerikan üçlemesinin Türkiye’yi ileri dönemlerde nasıl
etkileyeceğini düşünüyorsunuz?
Sonuç itibariyle bir Islam öcüsüyle olaylara yaklaşmak hatalıdır. Asıl önemli olan ABD’nin ve Israil’in dünya barışını sürekli dinamitleyen tavırlarına göz atmak gerekmektedir. Dünya kapitalizminin giderek insanların büyük bölümünü yoksulluğa mahkum ettiği, bölgesel farklılaşmaları alabildiğine şiddetlendiği konjüktüre bakmak çok daha önemlidir, Örneğin. Türkiye Ortadoğu denkleminin merkezinde olan ülkelerden birisidir. Bölgede coğrafi, siyasal, dinsel, etnik ve ekonomik acılardan ortaya çıkan her gelişme Türkiye’yi otomatik olarak etkilemektedir. ABD ve Israil’in politikalarına angaje olacak bir Türkiye hem kendi içinde, hem de bölgede barış yüzü göremeyecektir. El Kaide militanlariyla, onların “cihad” ilan ettiği bir takım ülkeler, farklı nedenler ve gündemleriyle, sanki şu anda böyle bir şeyi istemektedirler. ABD ve Israil adeta “bizim terör derdimizi anlayın” diyerek kendileriyle benzer bir siyasal, diplomatik hatta Turkiye’yi çekmektedirler.

Adam olacak çocuk

Işık Üniversitesi’nin Sağlık Spor Kültür Daire Başkanı Mine Mucur, öğrencileriyle önümüzdeki senenin planlarını hayata geçirmek için, bugünlerde başını kaşıyacak zaman dahi bulamıyor. Üniversitenin tüm kulüpleriyle toplantılar yapan Mucur, öğrencilerin düzenledikleri sosyal faaliyetler sonucu, yaşadıkları olaylara çok yönlü bir bakış açısı geliştirebildiklerini vurguluyor. Mucur, bu sayede de öğrencilerin her türlü sıkıntılarına, yaratıcı çözüm üretebilme zihniyeti kazandıklarını dile getiriyor. Öğrencilerin sosyal anlamdaki her türlü eksiğini gidermek için hobilerinin de olması gerektiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor:
“Kimi zaman derslerden önde, hobiler gelebiliyor. Etkinliklerimizin dersleri etkilememesine özen gösteriyorum. Sosyal aktivitelerin önemini ise genel bir tanımlama ile şöyle açıklayabilirim; öncelikle, Türkiye’de ne yazık ki çoğu öğrenci mesleklerini isteyerek seçemiyor. Öğrenci, lisede bile fen mi edebiyat mı diye bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Oysa, çocuk, müzisyen olmak istiyorum dediğinde, ortaokulda veya sonraki aşamalarında bu yolu belirleme şansı neredeyse olmuyor, seçemiyor. Muhtelif yönlendirmeler söz konusu diyebiliriz. Türk insanının yolda yürürken yüzüne baksanız yüzü gülmüyor. Gençlik de o kadar mutlu değil, endişeli. Bunların hepsinin birinci sebebini, isteklerinin, hobilerinin gerçekleşmemesi olarak görüyorum”
21 yaşında Konservatuarda öğretmenlik yapmaya başlayan Yardımcı Doç. Dr. Mine Mucur, aynı zamanda bir kimya mühendisi ancak, yaşamında müzik hep ön planda olmuş. Konservatuar mezunu bununla birlikte piyano eğitimi almış ve çocukluğundan beri müzik ile iç içe… Uluslar arası festivallerin organize olduğu bir kuruluşun üyesi ve 12 yıldır yurtdışında katıldığı yarışmalardan birincilikle dönmüş. Mucur, aynı zamanda bir kimya mühendisi ancam müziğin bu denli hayatında yer almasından bir rahatsızlık duymadığını ifade ediyor:
“Anneme, babama her zaman şükranlarımı sunuyorum. Aileden gelen kültür, ahlak ve edinilen zevk çocuğa aynen geçiyor diye düşünüyorum. Aileden gelen o görgü bilgi emin olun sonradan eklenilemiyor veya çıkartılamıyor. Benim yaşamımda yer alan müzik, büyük bir emek gerektiriyor ve bu aynı zamanda yaşam tarzını da etkiliyor. Her yaşınızda hayattan farklı tatlar alıyor, öğreniyorsunuz. Hayat görüşü değişebiliyor ancak bu konuda ailenin tutumu çok önemli. Ailenin görgüsü, ahlakı nasıl çocuğu etkiliyorsa sosyal faaliyetlerini, hobilerini, sosyo – kültürel bakışını da o şekilde etkiler”
Işık Üniversitesi’ndeki sosyal faaliyetler nasıl yürütülüyor?
“Yaklaşık 17 – 18 tane aktif kulübümüz var. Toplam 23 kulübümüz bulunuyor ancak, 2 – 3 tanesi çalışmıyor. Onları hemen tespit ettik, canlandıracağız. Rektörümüz, sosyal kulüplere ve çalışmalarına çok sıcak bakıyor. Öğrencilerin faal olmaları ve organizasyonlar gerçekleştirilmesinde attıkları adımlar oldukça memnuniyet verici. Şile kampusümüzde de 350 öğrencimiz bulunuyor. Öğrencilerimizin büyük bir çoğunluğu hafta arası da orada kaldıklarından yapılan aktiviteler, merkez ve Şile Kampusu çevresinde çok yönlü gerçekleştiriliyor”
Okul içindeki sosyal faaliyetlerin gerçekleşmesinde öğrencilerin katkısı nedir?
“Öncelikle, aktivite yapmak demek, bunların ön hazırlığının da yapılması demektir. Hangi kulüp olursa olsun, çalışmalarda detaylı araştırmalara giriyoruz. Örneğin, bir anket çalışması yaptık, öğrencinin nabzını yoklamak için bir anlamda. Öğrencinin nelere ilgi duyduğuna ilişkin araştırmalar yaptık. Sonucunda, çok çeşitli isteklerle ile karşılaştık. Ebru çalışmak isteyen, resim yapmak isteyen çok sayıda öğrencimiz var. Ses eğitimi almak isteyen 30 öğrencimiz var. Bir koroda yer almak isteyenler, piyano çalmak, halk oyunlarına katılmak isteyenler var. Örneğin, Klasik Kemençe Dersi almak isteyen 4 öğrencimiz çıktı. Bunların kimisi şaşırtıcı, enteresan sonuçlar. Bir başka çalışmamız ise, Doğa Sporları Kulübü’ne, dalış, kayak ve dağcılık bölümlerini kazandırmak… Bunları çeşitlendirmek mümkün, öğrencilerimizin istekleri hususunda hemen çalışmaya başladık”
Işık Üniversitesi sosyal faaliyetlerin gerçekleşmesinde ne kadar bütçe ayırıyor?
“Elbette. Örneğin, yeni yılda yeni bütçe devreye giriyor. Kasım ayının başında yeni bütçe istendi. Bütün kulüplerden çeşitli istekler aldım. Doğa Sporları Kulübü 60 milyarlık bir bütçe ile geldi. Bazı gelirlerimiz de olacak elbette, bilet satışları yapacağız, örneğin. Onları da kendi bütçemize artı değer olarak katacağız. Işık Üniversitesi, yıllık yaklaşık 300 milyar ayırıyor. Yapılması düşünülen aktiviteler için harcanacak olan para ise, aşağı yukarı geçen seneki rakamla aynı”
Bundan sonrası
için Işık Üniversitesi’ndeki hedefleriniz neler?
“Çalışmayan kulüplerin yönetimlerini değiştirmek niyetindeyim. Bir diğeri ise, kulüplerin yürüttüğü çalışmalar… Yılbaşı kutlamaları, bahar şenliği, yılbaşı konseri, şarap- peynir partisi, bunların hepsi kulüplerin kendine has etkinlikleri. Amaç, güzel bir gün geçirmek. Bu insanların yıl dönümlerini kutlamak gibi bir şey. Şile’de çeşitli etkinlikler, konserler düzenlemeyi düşünüyoruz, orada da dairemize bağlı çalışan arkadaşımız var. Bu arada tabii mezuniyet yıllıklarının hazırlanması da bu tür çalışmaların içinde yer alıyor. Diğer üniversitelerle iletişime geçmek için çeşitli etkinliklerimiz de olacak”
Sizi ilk Barış Manço’nun, Adam Olacak Çocuk programında tanıdık, nasıl başladınız?
“Barış Manço ile tesadüfen tanıştık. Konservatuarda öğretmen olduğumu duyunca daha bir sempati doğdu. Eşi, çocukları ile benim oğlumla sıkı bir dostluk kurduk. Görüşmelerimiz sürdü. Adam Olacak Çocuk programı projesinde Barış Manço’nun aklına ilk ben gelmişim. O sırada konservatuarda, küçük yaştaki öğrencilere ders veriyordum. Bu programda da görevim, küçük yaştaki çocuklarla iletişim kurmak, onlara şarkı söyletmekti. Ve başladık, program iki sene boyunca sürdü. Güzel bir programdı, izlenme oranı çok yüksekti. Pazarları öğlen zamanı yayınlanıyordu. Açıkçası, Barış Manço’nun o yıllarını altın yıllar olarak değerlendiriyorum”

SAYFA 5

Tiyatrolar perdelerini indirdiler

Yaşanan son bombalama olayından sonra leventte yer alan Akatlar Kültür Merkezi, perdelerini 1 Aralık’a kadar kapadı. AkAmerkez’in arkasında kalan Zeytinoğlu Caddesinde yer alan Akatlar Kültür Merkezi, çocuk oyununun sahnelediği sırada şiddetli patlamalar ile sarsıldı. Patlamalar, civarda deprem niteliğinde hissedildi. 1 Aralık’tan sonra oyunlar kaldığı yerden devam edecek. Beltaş Vakfı Başkanı Cemal Temelli yaptığı açıklamada bayram süresince Akatlar ve Ortaköy’de oyun olmayacağını belirtti.
İptal edilen oyunlar
şöyle; 21 Kasım Cuma; Tiyatro Panorama Çocuk Oyunu. 22 Kasım Cumartesi-23 Kasım Pazar; Üç Bencil Adam Pınar Kido Çocuk Tiyatrosu. Fırtına Sahne Sanatları Çocuk Tiyatrosu. Pıtırcıklar Masal Gerçek Tiyatrosu. Katil Uşak Açık Tiyatro. 24Kasım Pazartesi; Üçüncü Türden Yakın İlişkiler 1 ESEK.

SAYFA 6

Bayramda daha şık olun

Bayrama terör kabu ile girdik. Acılar yaşadık, ama yaşam devam ediyor. Alışveriş dünyasıda kendini toparladı ve müşterilerine yeni imkanlar sundu.
Kiğılı’da takım
elbise alana gömlek, kravat hediye
Erkek giyim markası Kiğılı bu bayram 275-325 milyon arası ve 375 milyon liraya satılan takım elbiselerinden alan müşterilerine gömlek ve kravat hediye ediyor. Kiğılı ayrıca bu bayram bir sürpriz yapıp kendi ismiyle stılan çikolataları da satışa çıkarıyor. Şık kutularda sunulan Kiğılı çukulataları bu bayram tüm Kiğılı mağazalarında bulunabilir.
Naf Naf’tan
çocuklarınıza özel
Çocuk ve genç giyim markaları Naf Naf Enfant ve KMM’de çocuklarınızı bayrama özel bir kampanya ile sevindirmeye ne dersiniz? 0-3, 2-8 ve 8-16 yaş gruplarına özel ürünlere şimdi Advantage HSBC Card, Bonus Card, World Card, Axess Card ve Maksimum Card ile 3 taksit ile sahip olabilirsiniz. Bayrama özel koleksiyon ve kampanya Carrefour, Profilo, Kadir Has Çocuk Dünyası, Silivri Maxi Shopping City’de yer alan Naf Naf Enfant-KMM mağazalarında satışa sunuluyor.
Damat-Tween
hediye çeki ile
ısıtacak
Damat-Tween’in yeni koleksiyonu, özel kampanyalar ve sürpriz fırsatlarla içinizi ısıtmaya devam ediyor. Bu özel koleksiyonu Şeker Bayramı’na özel bir hediye ile sunmak isteyen Damat-Tween, müşterilerinin 16 Kasım-15 Aralık tarihleri arasında yapacakları tüm alışverişlerine yüzde 50 nediye çeki veriyor. Ayrıca Advantage Card, World Card, Maximum Card, Card Finans, Bonus Card, Shop&Miles ve Axess Card ile tek ödemede yüzde 5 indirim, vade farksız 5 taksit, nakit ödemelerde ise yüzde 10 indirim uygulanıyor.
Faik Sönmez’den
6 taksit
40 beden ve üzeri kadın giyiminin öncüsü Faik Sönmez, bayram alışverişini 6 taksit olanağı ile süslüyor. Sezonun trendlerine uygun seçenekler sunan Faik Sönmez Koleksiyonu, bayramda hem rahat etmek, hem de şık görünmek isteyenler için ideal. Faik Sönmez, kasım ayı başından bayram sonuna kadar tüm Türkiye’deki mağazalarında geçerli olan World, Bonus, Axess, Advantage ve Cankart’a uyguladığı 6 taksit imkanı ile bayram alışverişindre büyük kolaylık sağlıyor.
Etam’da bayram öncesi avantaj
Etam, kış sezonu koleksiyonlarına eklenen iki yeni serisi ve özel bayram ajantajları ile bayrama hazırlanıyor. Bayram öncesinde pembe noktalı ürünlerde yüzde 30 indirim avantajının yanısıra 30 Kasım’a kadar devam eden kampanya ile 200 milyon lira ve üzerinde alışveriş yapanlar, Etam’ın yüzde 10 indiriminden yararlanacak.
Seven Hill ile
alışveriş keyfi
Seven Hill mağazalarından yapacağınız Ramazan Bayramı alışverişlerinizde peşin fiyatına 5 taksitle ödeme yapabilirsiniz. Seven Hill mağazalarından hangisine giderseniz gidin Maksimum, Bonus, Axess, World Card, Advantage HSBC kartla limitsiz alışveriş yapıp taksit taksit ödeyebilirsiniz.
Mudo’da bayram erken başladı
Tüm Mudo City’lerde yeni sezonun tüm modellerini kapsayan ve 50 milyona varan Mudo Bayram İndirimi’nde kaçırılmayacak günler. Kazaktan pantolona, monttan atkıya, gömlekten eteğe yeni sezonun tüm ürünlerini kapsayan Mudo’nun Bayram Sürprizi’nde 50 milyona varan indirimler sizleri bekliyor.
Herry ile rahat
ve alımlı
Herry, geleneksel bayram şıklığına sadelik ve rahatlık katıyor. Özellikle kentli kadının yoğun yaşam temposunu modayla bütünleştiren Herry, kış koleksiyonu ile bayram alışverişi için zengin seçenekler sunuyor. Günlük giyimden abiyeye uzanan koleksiyonda şapka, atkı ve kemer gibi aksesuarlar da önem taşıyor.

OTOMOBİL

Asfaltın kralı arazide de iddialı
BMW X3

BMW X3, SAV’a özgü boyutlar ile BMW’nin hem klasik hem de yeni tasarım özelliklerini birleştiriyor. İç ve dış bükey yüzeylerle çağdaş tasarım özellikleri, X3’e genç ve taze bir dış görünüş sağlıyor. Yeni tasarım bu mükemmel araca yeni araca güçlü bir karakter kazandırıyor.
Yeni xDrive dört çeker sistem
BMW X3’ün XDrive, sürüş gücünün ön ile arka akslar arasında sınırsız ayarlamalarla ve tam değişken bir biçimde dağıtılmasını sağlıyor. Yolda ilerlerken, güç dağılımında değişikliğe gerek duyulduğunda sistem durumu anında fark edip, lastiklerden herhangi biri yol tutuşunu kaybetmeden önce büyük bir hızla harekete geçiyor. Sonuç olarak X3, bir viraja hızla girildiğinde, optimum sürüş gücünü istdiği anda akslara ayrı ayrı iletebiliyor ve böylece hem yetersiz hem de gereğinden fazla direksiyon çevrilmesini minimum yüzüye indiriyor.

Metrocity bayramda açık

İstanbul’daki terör olayından etkilenen Metrocity, 72 saat içinde alışverişe döndü. Geceli gündüzlü çalışan Metrocity ekibi bayramda ziyaretçilerini karşılamaya hazır. Metrocity Genel Müdürü Yurdaer Kahraman olayları kınadığını belirterek “hayat herşeye rağmen devam ediyor. Günlerce hiç uyumadan toparlanmaya çalıştık. Çünkü daimi müşterilerimiz Metrocity’nin bir an önce açılmasını istedi. Yoğun talepleri değerlendirdik ve gerekli işlemleri yaptık. Herşey kaldığı yerden devam ediyor” dedi.
Kahraman bayram nedeniyle planlanan çekiliş ve sürprizlerin de uygulamaya konulacağını sözlerine ekledi.

 

SAYI: 48, 26 KASIM 2003
SPOR YAZILARI

SAYFA 11

Donduk kaldık

Maç 2-0 olduktan sonra umutlandık. Ancak serbet vuruştan acemice yediğimiz gol bizi önce sıkıntıya soktu, ardından oyundan düşmemize neden oldu. Millilerin tanınmayacak kadar kötü oyunu taraftarlarca da ıslıklanarak, protesto edilirken, Portekiz macerası da başlamadan sona erdi. Maç boyunca oyuncular istenilen futbolu ortaya koyamazken, A Milli Futbol Takımımızın Teknik Direktöür Şenol Güneşte, her zaman olduğu gibi yanlış takımı sahaya sürdüğü için ıslıklarla protesto edildi. Maç bitiminde ise, kimse gördüklerine ve yaşadıklarına inanamıyordu. Dünya üçüncüsü takım, en zayıf rakiplerden birini geçememişti ve Portekiz’e Letonyayı kendi elleriyle uğurluyordu.

SAYFA 10

Sahası kapatılan Karakartal Konya maçını
İzmir’de oynayınca 2 puandan oldu
İşte ceza bu

Beşiktaş’a asıl cezayı PFDK değil, Konyaspor kesti: 1-1.
G.Saray maçındaki olaylar nedeniyle sahası 1 maç kapatılan Beşiktaş İzmir’de görücüye çıktı. Denizli’de G.Saray’ın yenilmesi de Siyah-Beyazlılar’ı kamçılayamadı. 7 haftadır galibiyet yüzü görmeyen Konya duvarına toslayıp Atatürk’te 2 puan bıraktı…
Beşiktaş her zamanki görüntüsünden uzaktı.. Aslar’ın yerine forma giyenler sahada dolaşınca Kartal beraberliği buldu ama galibiyet golünü atamadı. Siyah-Beyazlı ekibin en çalışkanı İbrahim’di. Ahmet Dursun ise İlhan’ın yokluğunda bulduğu formanın hakkını veremedi ve soyadı gibi yine DURDU.
22.dakikada Zafer Biryol, Ramazan’ı avlayınca Beşiktaş yenik duruma düştü. 25.dakikada Sergen’in pasıyla buluşan Pancu yerden sert bir vuruşla durumu 1-1 yaptı.
SERGEN VE SİNAN DİREĞE TAKILDI
Sonradan oyuna giren Ahmed Hassan, Sinan ve Tümer de Beşiktaş’a ilaç olamadı. Golün pasını veren Sergen, 86.dakikada çaktı ama yanssızdı. Top üst direkten geri geldi. Uzatma dakikalarında da Sinan’ın kafa vuruşunda top ikinci kez Konya direğini dövdü.
Sonuçta Beşiktaş, Beşiktaş gibi oynayamadığı bir maçı bir puanla kapamak zorunda kaldı.

SAYFA 9

Maçın iyisi İbrahim, maçın kötüsü A.Dursun

Gazete BEŞİKTAŞ, her maçın ardından soruyor. Spor adamları yanıtlıyor. Sonuçta maçın en iyi adamı ve en kötü adamı belirleniyor. Beşiktaş-Konyaspor maçında en iyi futbolcu İbrahim, en kötü ise Ahmet Dursun seçildi.

SAYI 8

İkisi de yenildi

Birer gün arayla oynanan maçlarda Galatasaray, Denizlispor’a 2-1, Fenerbahçe de Samsunspor’a 3-0 mağlup olarak üç puan bıraktı.

Horoz karşısında da istenilen oyunu ortaya koyamayan Cim-Bom, Bratu’nun şans golüyle öne geçti ama Ersen Martin ile Roman’ın gollerine mani olamayınca evine eli boş döndü.. Mondragon’un kırmızı kartla 73. dakikada oyun dışı kaldığı maçta Hakan Ünsal 62 günlük bir aradan sonra Sarı-Kırmızılı formayı giydi. Ümit Karan da 18 kişilik kadroda yer aldı. Hani meşhur bir söz vardır; “Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üç sıçrar… Sonra…” diye… İşte Galatasaray da sezon başından beri kötü oynamasına rağmen Konya maçı hariç sıçraya sıçraya puanları topluyordu. Denizli maçında da Bratu’nun şans golüyle öne geçti ama bu defa çekirge sıçrayamadı. Denizli 19 yıldır kendi sahasında yenemediği Galatasaray önünde önce 22.dakikada Ersen Martin’le eşitliği sağladı. Devre 1-1 kapandı. İlk yarıda gol haricinde pozisyonu olmayan Galatasaray, ikinci yarıda biraz kıpırdadı ama Mondragon’un 72.dakikada ceza sahası dışında topu elle kesmesi sonucu kırmızı kartla oyun dışı kalmasından sonra Denizli horozlanmaya başladı. 90’da da Roman’la golü bulup 3 puanı hanesine yazdırdı.

Fatih’i kulübede oturtup, Tomas’ı sağ kanada çeken, Servet’i ilk 11’de sahaya süren, 1.5 yıldır oynamayan İsmail Güldüren’e sol kanatı emanet eden, Serhat’ın görevini Semih’e veren teknik direktör Daum herkesi şaşırttı. Her hattıyla tel tel dökülen Fenerbahçe’yi yıkan golleri Caner 2 ve Da Silva kaydetti. 57’de rakibine dirsek attığı gerekçesiyle Servet kırmızı kart gördü. Karadeniz takımları Fenerbahçe’yi göçertti. A.Sebat’a puan kaptıran, Rize ile tekrarlanması muhtemel maçta berabere kalan Fenerbahçe, Samsun’da da üçlük olup battı: 3-0. Aslında Fener de Galatasaray misali kötü oynadığı maçları bile geçiyordu. Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzon’un puan saçtığı haftada, rakiplerine yetişme ve geçme fırsatını elinin tersiyle itti. Fenerbahçe’nin Samsun’da batışına Alman Hocası Daum da takımla oynayarak yardımcı oldu. 57’de kırmızı kart gören Servet de takımının 33 dakika 10 kişi oynamasına yol açtı. Samsun Caner’in 2 ve Da Silva’nın golleriyle Kanarya’yı devirip çıkışını sürdürdü. Maçtan sonra Daum’la kavga eden Hakan’ın kovulduğu öğrenildi. Fenerbahçe’nin Hocası Daum, kendisine “Beni hep sakatlıklar olunca 18’e alıyorsunuz. Normal zamanda da maç kadrosuna girmeliyim” deyince Alman teknik adam, “Bu tavrını hiç beğenmedim. İlk uçakla İstanbul’a dön” diye sinirli bir şekilde cevap verdi. Ancak uçak olmadığı için Hakan Bayraktar dönemedi. Maçtan sonra da Hakan’ın Fener’le ilişiğinin kesildiği açıklandı.

Potada hüsran

Basketbolda Beşiktaş, Ülker’i elinden kaçırdı: 62-63.
İlk periyodu 21-18 önde kapayan Beşiktaş, devreyi 38-34 yenik bitirdi. 3. periyodu 49-49 berabere kapayan Kartal, tek başına Ülker’i taşıyan İbrahim Kutluay’ı durduramadı. Son 24 saniyede sahanın yıldızı İbrahim Kutluay, Mustafa’yı nefis bir blokla durdurunca Beşiktaş kazanacağı bir maçı kaybetti.

Bayanlar 1.Basketbol Ligi’nde Beşiktaş kendi yuvasında Fenerbahçe’ye farklı yenildi: 69-46. Baştan sona Kanarya’nın üstünlüğü altında geçen maçta Kartal, Esra ve Derya ile güçlü rakibine direnmeye çalıştıysa da başaramadı.

İzmit Büyükşehir Belediyesi: 29
Beşiktaş: 36

Fenerbahçe: 3
Beşiktaş: 1

Erkekler Voleybol Ligi’ndeki ezeli rekabetten Fenerbahçe galip çıktı: 3-1.
Beşiktaş, şampiyon adaylarından Kanarya karşısında iyi mücadele etmesine rağmen yenilmekten kurtulamadı. 95 dakika süren maçta Burak ve Walker’a Kartal’ın diğer oyuncuları ayak uyduramayınca 3 puan Fenerbahçe’nin oldu.

Hatalar zinciri
SERANAD DEMİRHAN

Baraj maçlarında Letonya’ya Riga’da 1-0 yenildik, İnönü’de 2-2 berabere kalıp Avrupa Şampiyonası Finalleri’ne katılma hakkını elimizin tersiyle ittik.
MAÇTAN SONRA ŞİMDİ
BUNLAR KONUŞULUYOR
GÜNEŞ’İN İŞLEDİĞİ HATALAR
1-Dünya Kupası sonrası yaşlanan kadroyu gençleştiremedi.
2-Futbolcularıyla gereksiz diyaloglara girerek Kore’de Dünya Kupası öncesi Tayfun, Letonya’da da Hakan Şükür ile kavga etti.
3-Rakiplerini iyi analiz edemedi. Hele taktiksel bazda yaptığı hatalar affedilir cinsten değil.
4-İdeal kadroyu bir türlü bulamadı. Maçlarda oyuncu değişikliklerini zamanında gerçekleştiremedi.
5-Dünya Kupası’ndaki başarıyı fazla abarttı. O coşkuyla takımdaki düşüşü göremedi veya görmek istemedi.
6-Sürekli medyayı suçladı.
7-Kendi takımlarında bile forma bulamayan formsuzları sürekli oynattı. Gökdeniz, Tuncay, Servet, Hamit Altıntop gibi gençleri A Milli Takım’a kazandıramadı.
HALUK ULUSOY’UN HATALARI
1-Futbolcularla fazla yüz-göz oldu
2-Sürekli kavga çıkaran, Milli Takım’a zarar veren oyuncuları hep kolladı.
3-Şenol Güneş ile iyi bir diyalog kuramadı.
4-Başarılarda öne çıktı. Başarısızlıklarda hataları görmezden gelerek ikazda bulunmadı ve hep bir kılıf aradı.
5-Şenez Erzik’le iyi ilişkiler kuracağına ondan uzak durmayı tercih etti.
GÜNEŞ’İN YERİNE RAŞİT ÇETİNER ADAY
Milli Takımı’nın karizmasının yerle bir olmasında başrolü oynayan, buna rağmen istifa etmeye yanaşmayan Şenol Güneş’in yerine Ümit Milli Takım’ın Hocası Raşit Çetiner’in getirileceği söylentileri Futbol Federasyonu’nda dolaşıyor. Ancak Güneş’in görevine son verilmeyeceği sözleşmesinin bitim tarihi olan 2004 Mayıs ayının sonufna kadar bekleneceği de sızan bilgiler arasında. Raşit Çetiner ismi üzerinde mutabakata varılamazsa ikinci en güçlü aday ise Trabzonspor’un Hocası Samet Aybaba.
EMEKLİLER GİDECEK GENÇLER GELECEK
A Milli Takım’da revizyona gidilmesi bekleniyor.. Emekliler grubu diye adlandırılan Bülent Korkmaz, Tugay, Hakan Şükür, Okan Buruk, Alpay Özalan ve Ümit Davala’nın bir daha aday kadroya çağırılmaması isteniyor. Onların yerleri Ümitler’den gelecek yıldızlarla doldurulacak.
PARALAR JET GİBİ UÇTU
Avrupa Şampiyonası Finalleri’ne gidemeyen Türkiye sadece prestijini değil yanında da birçok şeyi birden kaybetti. Organizasyona katılım payı olan 7.5 milyon İsviçre Frangı’nı (8 trilyon 250 milyar lira) kaçırdık. Futbolcular sponsorlardan da gelecek parayla 100 bin doları bulacak primden oldu.
AVRUPA BASININA ALAY KONUSU OLDUK
Türkiye’nin Portekiz vizesi alamaması Avrupa basınında da büyük yer buldu. İtalyan basını “Korkunç elenme”, “Hakan Şükür ve arkadaşları şokta”, “Türkiye sportif itibarını sıfırladı” diye başlık attı.