İçimiz dışımız siyaset oldu

Dünyanın gözünde ne hale geldiğimizi öğrenmek için biraz yurt dışına çıkın ve biryerlerde adamlara Türk olduğunuzu hissettirin. Bakın başınıza neler gelir.
Bir zamanlar yurtdışına yerleşen Türkler kendilerine yabancı isimler takarlardı. Bu sayede uzun sure kimse onları rahatsız etmezdi.
Ancak o zamanlar iş başkaydı. Türkler kemdilerini fesli ve Arap gören yabancılardan bıkmışlardı. Kurtuluşu yabancı isimde bulmuşlardı.
Günümüzde ise Türkleri terörist gruplarla eşdeğer gören bir anlayış gelişti. Gün geçmiyor ki Türklerin yerleşik olduğu ülkelerde Türklere karşı bir olay olmasın.
Birileri bir şeyler yapıyor, kabak Türk halkının başına patlıyor. Türkiye’ye ynetenler ise bu durumu düzeltmek için en küçük gayret göstermiyor. Aksine üstüne üstüne gidiyorlar. Bakalım bu işin sonu nereye varacak.
Ama bu siyasilerle düzelmeyeceği kesin. Çünkü hep bir olup herşeye siyaseti soktular. Günlük yaşamımızda siyasetin olmadığı yer kalmadı.
Büyük takımlar maçlara seyirci gelmiyor diye yakınıyorlar. Halk nasıl gitsin. Oraya da siyaset girdi. Neredeyse kimin kazanacağı belli maçlar oynandı.
Kimse televizyon seyretmiyor. Çünkü ekranda hep aynı kişiler, hep aynı sözler. Hele açık oturumlara abone gibi çıkıp hep aynı hikayeyi uyduranlar yok mu! İnsan çileden çıkıyor doğrusu. Herkes film kanalları ve belgeselelleri izler oldu. Artık herkes yılanların üremesini ezbere anlatabilir. Yeter ki siyaset olmasın.
İngiltere’de Avrupa Birliği’ne gidip girmemek için brexit referandumu oldu. Başbakan değişti. Yeni başbakan referandum yaptı. Sanırsınız ki herşey değişti. Hayır! İngiliz halkı eskiden olduğu gibi hiçbirşeyi değiştirmeden yaşıyor. Bir sonraki yıl nerede tatil yapacağını planlıyor. İleriye dönük planlar yapabiliyor. Çünkü orada sistem var ve kimse bozamıyor.
Bizde ise sistemsizlik var. Herkes kendi başına sistem kurmanın mücadelesini veriyor. Türk insanının bireysel gücü sistemi oluşturuyor. Ama siyasette bir dalgalanma oluyor. Ortalık toz duman oluyor. Herşey allak bullak oluyor.
Ya da siyasiler bunu kasten yapıyor ve halkı tedirgin edip istim üzerinde tutarak kendilerini koruyorlar. Bundan en büyük zararı ise ülke görüyor.
Öyle dayanıklı ülkeyiz ki, bu kadar oynamaya rağmen ayaktayız. Bakalım uğraşanlar bizi ne zaman yıkmayı başaracaklar. Yoksa Atatürk’ün dediği gibi “muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mı mevcut”tur.
Bir de üzüldüğümüz ve bizim ne kadar küçük düştüğümüzü gösteren haberler okuyoruz.
Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyaretinde olay yaratan ve sonra ABD’ye girişleri yasaklanan korumalar için bu kez Almanya tedbir alıyor.
Hamburg Polis Müdüründen Erdoğan’ın korumaları için “Gözaltına alırız” şeklinde çok sert açıklama geldi.
Hamburg polisinden G20 zirvesine katılacak yabancı devlet görevlilerinin korumalarına yönelik yeni bir açıklama geldi. Hamburg Polis Müdürü Ralf Martin Meyer, 7-8 Temmuz tarihlerinde Hamburg’ta yapılacak G20 zirvesinde korumaların kavgaya karışmaları ve göstericilere müdahale etmeleri durumunda gözaltı dahil tüm önlemleri alacaklarını söyledi.
Bir Türk vatandaşı olarak nasıl üzülmeyelim. İtibarımızın bu hallere düşmesi gerekir miydi?
Geçmişte Dışişleri Bakana İhsan Sabri Çağlayangil’in bulunduğu ve Londra’dan Türkiye’ye uçtuğu British Airways uçağında yolcuların üzerine dezenfektan sprey sıkılınca ortalığı ayağa kaldırmıştık. Sonra İngiltere özür dilemişti.
O zamanlar Türkiye’nin sahip olduğu ağırlığı özlüyorum ve siyasetten bıktım.