SAYI 208

BJK1‘ÜÇÜNCÜ KÖPRÜYE HAYIR’ DEDİLER

Üçüncü Köprü projesi yürekleri hoplatmaya devam ediyor. Önce Beşiktaş Arnavutköylüleri isyan ettiren olay, 10 yıl sonrasında istikamet değiştirerek Sarıyer, Tarabya ve Beykozluları düşündürüyor. Beşiktaş’ta bu konuyla ilgili bir basın açıklaması yapıldı. ‘Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu’nca düzenlenen bu eylemde yapılan çağrıda bir çok sivil toplum kuruluşu destek verdi. 3. köprü projesinin doğaya çevreye ve insanca yaşamaya karşı işlenecek bir cinayet olduğunu söyleyen grup, “3. köprüye hayır” dedi.
Yangın merdivenleri şekilden şekile girdi
Marka ilçe olarak tanımlanan Beşiktaş’ın görüntü kirliliği ile başı dertten kurtulmuyor. Geçtiğimiz sayılarda da konu edilen binaların yangın merdiven çıkışları, oldukça dikkat çekerken bir yandan da ilginç yollarda kullanılıyor. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nin yanındaki bir dil kursu, reklamını yapmak uğruna binanın yangın merdivenini brandayla kapattı. Semt sakinleri bir yandan Köyiçi ve Beşiktaş’ın çeşitli alanlarında gelişi güzel caddeye ve ara sokaklara bakan yangın merdivenlerinin demir yığını görüntüsünden şikayetçi. Yönetmeliğe göre olması gereken yangın merdivenlerinin nasıl konulacağı ise oldukça düşündürüyor. Kullanımı kolay, estetiği bozmayacak şekilde merdivenlerin takılması gerektiğine işaret eden vatandaşlar, bu dersanenin uygulamasını bir yerde görüntü kirliliğini kapatmış diyerek onaylarken diğer taraftan da olası yangın durumunda faciaya davetiye çıkarıyor diye ağır bir dille eleştiriyor. Bu konuda vatandaşları da handikapa sürükleyen ve özellikle Beşiktaş’ta görüntü kirliliğine neden olan bu gerekliliğin nasıl bir düzenle binalara monte edilmesi gerektiği ise merak konusu. Yetkililer bu konuda herhangi bir açıklama yapmazken vatandaş ve firma sahipleri ise can kaybı olmadan kullanışlı, sağlıklı bir yangın merdiveni nasıl olmalının yanıtını arıyor.
Öte yandan yangın merdivenlerinin çok katlı binalarda zaruri olduğunu söyleyen Beşiktaşlılar, 3-4 katlı iş yerinden bile yangın merdiveni istemenin yanlış olduğunu belirtiyor.Özelliklede de ön cephelere kuralan demir yığını merdivenlerin görüntü kirliliğine yol açtığına öne sürerek, bu konuda aylardır bir adım atılmadığına ve aydınlatıcı bir bilgi verilmediğine dikkat çekiyor. Semt sakinleri çirkin merdivenleri kapatmak için basamaklara ya çiçek koyuyor, ya da değişik renkler uyguluyor veya reklam amaçlı tabelalarla yangın merdinvenlerini değerlendirme yoluna gidiyor.

NE ARSAYMIŞ? OLAY OLDU!..

Sibel Çarmıklı ve oğlu Murat Çarmıklı’nın göz altına alınmasına neden olan olaylar durulacağa benzemiyor. Mansimov’un da açıklamalarının yer aldığı olayda, şerh konusu konuşuluyor. Edinilen bilgiye göre, Çarmıklı Ailesi’nin 60 dönüm arazisinin de bulunduğu Adnan Saygun Caddesi’ne cepheli Ortaköy 52 adanın büyük bölümü askeri alandı. Bu bölgelerin Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait hava savunma toplarının konuşlandığı Boğaz köprüsü savunması açısından kritik öneme sahip olduğu, hatta 2000 yılına kadar topların arazide konuşlu olduğu dile getiriliyor. 90’lı yıllarda askeri alanlar tek tek imara açılmaya başlanmıştı. Buna 5 kat sınırlaması getirildi, bölgede son kalan araziler imara açıldı ve sadee hazineye ait 17 bin metrekarelik bu arazi askerin şerhi nedeniyle satılamadı ve imara açılamadı. Konuyla ilgili bir diğer açıklama da Palmali Şirketler Grubu Başkanı Mubariz Mansimov’dan geldi. Adının olaya konu edilmesinden rahatsız olan Mansimov, 2008 yılında askeri şerh alan arazisi için TSK ile görüşmelerin sürdüğünü, sözü edilen arazinin ise başka bir alanda olduğunu söylüyor. Mansimov, ‘Biz arazimizi herhangi bir şahıstan değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden aldık, o zaman tapularda hiçbir şerh yok” diyor.

İŞİN UZMANI YETKİN BAKICILAR GELİYOR

Beşiktaş Belediyesi, özel proje çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Bugüne kadar gerçekleştirdiği projeler içerisinde sosyal sorumluluk projeleri de yer alıyor. Beşiktaşlılara ve tüm İstanbullulara hitap eden çalışmalar içinde ‘Evde Bakıcı Yetiştirme Projesi’ de bulunuyor. Yetkililer, bu programın çok ilgi gördüğünü ve bu konseptteki çalışmaların devam edeceğini söylüyor.
Geçtiğimiz yıl içinde hazırlanan proje, istihdam amacıyla bir çok ev hanımını, genç kızları iş sahibi yaptı. İstihdam amaçlı projelerin devamını ihtiyaca yönelik olarak sürdüreceklerini açıklayan yetkililer, kapsamlı ve çok ilgi gören proje ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Programının amacı, öncelikle Beşiktaş İlçesi’nde yaşayan işsiz lise mezunu genç kız ve ev kadınlarını eğiterek meslek edindirmek ve evde çocuk bakımı ve eğitimi alanındaki mevcut nitelikli personel açığına cevap vermektir. Proje, Beşiktaş Belediyesi’nin liderliği ve Eğitim Bilimcileri Derneği’nin ortaklığıyla uygulanıyor. Türkiye’de kadınların aktif işgücüne katılımı 2000 yılı Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre yalnızca %23’tür. Bu oranın düşük olma nedenlerinden biri meslek sahibi evli-dul çocuklu kadınların dışarıda çalışmaları halinde çocuklarına baktırabilecekleri nitelikli elemanların bulunamamasıdır. Bir diğeri ise, lise mezunu genç kızların ülkedeki işsizlik sorunu nedeni ile çoğunlukla yaşamlarını ev kadını olarak sürdürmeleridir. Bu tablonun bir diğer boyutu ise okul öncesi çağı okullaşma oranının 2000 yılına ait MEB kaynaklı verileriyle %10 civarında olmasıdır. Proje bu ihtiyaca cevap vermek üzere kurgulanmıştır.”
Beşiktaş Belediyesi’nin tamamlanan projeleri arasında yer alan program, 29 Aralık 2004’te ile imzalanan kontrat doğrultusunda faaliyet göstermişti. Projenin toplam bütçesi 172.569,60 Euro olarak açıklandı. Yetkililer, toplam bütçenin 154.950,2 Euro’luk bölümü Merkezi Finans ve İhale Birimi kanalı ile Avrupa Komisyonu tarafından karşılandığını ve toplam bütçenin geri kalan %10,21’lik bölümü ise Beşiktaş Belediyesi tarafından karşılandığını belirtiyor. Programda, gelişim süreci içinde, çocuk psikolojisi ve eğitimi (fiziksel, bilişsel, duygusal, sosyal gelişimleri), çocuk yetiştirmede farklı anne baba tutumları, kişilerarası sorun çözme, disiplin, oyunun önemi ve çocuğun eğitim ve gelişimine katkı, çocuklarda uyum ve davranış bozuklukları gibi başlıklar üzerinde eğitim veriliyor.

Peterpan müzikali için biraraya geldiler

Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi görkemli bir tiyatro oyununa ev sahipliği yaptı. Türkiye’nin 4 bir yanından gelen miniklerden oluşan tam tamına 750 kişilik Peter Pan Müzikali, ekim ayı başında seyircisiyle buluştu. Mustafa Kemal Merkezi salonunu dolup taşıran izleyiciler, ebeveynler çocuklarını sahnede gördükleri anda duygusal dakikalar yaşadı. Güzel Sanatlar Oyunları Tiyatro Topluluğu Yönetmeni Murat Karamanoğlu, bu ekibin bir araya gelmesinde başrol oynayan isimler arasında. Tiyatroculuk geçmişi okul çağlarına dayanan Karamanoğlu, tiyatrosever bir aileden geliyor. Tiyatro oyunculuğunun verdiği heyecanı içinde taşıyan genç yönetmen, kursiyerleriyle yakından ilgileniyor. Türkiye’nin bir çok ilinden kursiyerleriyle müzikali gerçekleştiren Karamanoğlu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilçe birimlerinin ve öncelikle Beşiktaş Belediyesi’nin verdiği destekten ötürü de teşekkürlerini iletiyor. Peter Pan Müzikali’nden sonra serüven yurt dışına da açılacak. İngiltere Almanya gibi yolculuklara uzanacak olan turne için şimdiden kolları sıvamışlar.
750 kişilik dev kadro ile sanatseverlerin karşısına Beşiktaş’ta İstanbul’da çıkan ekip, Beşiktaş Belediyesi’nin açık hava platformunda oyunlarını sahneleyecekti ama hava şartları buna izin vermeyince Beşiktaş Belediyesi’nin Türkiye’nin en önde gelen salonları arasında bulunan Mustafa Kemal Merkezi’nde salonunda sanatseverler buluştu. Müzikalde, 9 farklı ilden (İstanbul, İzmir, Bursa, Eskişehir, Antalya, Bodrum, Denizli, Gaziantep ve Samsun) 750 çocuk ve genç oyuncu yer alırken koreografisini Neslihan Öztürk’ün yaptığı projeye Beşiktaş Belediyesi tam destek verdi.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ile İstanbul Valisi Muammer Güler’in eşi Nevval Güler’in de izlediği müzikalde, 750 oyuncu dönüşümlü olarak rol aldı. Oyunun İstanbul’dan sonra 10 kentte en az 128 kez sahnelenmesi hedefleniyor. Karamanoğlu, provalarına 15 Haziran’da başladığını ve müzikalin bir bölümünün ise İngilizce olarak sahnelendiğini söyledi.

‘Tabloları ben almam tablolar beni alır…’

Beşiktaş Belediyesi sanat etkinlikleri kapsamında bu kez özel bir koleksiyon görücüye çıkıyor. Sanat yorumlarıyla ve yazılarıyla dikkat çeken Beşiktaş’ta ikamet eden ünlü isimlerden yazar Hıncal Uluç, Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Sanat Galerisi’nde… Tabloları ben almam, tablolar beni alır diyen yazar Hıncal Uluç, koleksiyonunu Beşiktaşlılarla paylaşıyor. Ortaköy Sanat Galerisi’ndeki sergi Ekim ayında gerçekleşiyor. Uluç’un koleksiyonları arasında portrelerden kırsal görüntülere, Anadolu motiflerinin yer aldığı yağlı boya tablolardan kent kesitlerinin yer aldığı gravüre, figüratif eserlere kadar bir çok eseri barındırıyor. Ortaköy Sanat Galerisi Adres: Dereboyu Caddesi No: 12 Ortaköy Beşiktaş. Telefon: 0212 236 58 01

Beşiktaşlı görüşleriyleilçesine sahip çıkıyor

Beşiktaş Belediyesi’nden yeni bir platform… Beşiktaş Kent Konseyi… Yetkililer konuyla ilgili şu bilgileri aktardı: “Kentin geleceğini biçimleyecek karar süreçlerine kentlilerin katılımını, kentli olmanın gereği saydığımız kentini sahiplenme ve hemşerilik bilincinin geliştirilmesi ve yerel yönetim kültürünün oluşturulmasını, yerel demokrasinin geliştirilmesi sürecinde bir gereklilik olduğunu düşünüyoruz. Bu gereklilik üzerine 2008 yılının Şubat ayında kamu, yerel, sivil ve özel kesimlerin temsilcilerinin katılımıyla “Beşiktaş Kent Konseyi”ni kurduk” Konuyla ilgili olarak yetkililer, Beşiktaş Kent Konseyi’nin geçmiş çalışmalarını değerlendirdi ve gelecekteki projeler ile ilgili nasıl bir plan yürütüleceği, BKK Genel Kurul toplantısı’nın, Akatlar Kültür Merkezi’nde yoğun katılımla düzenlendiğini söyledi.

PSİKOLOG VE AMBULANS HİZMETİ İLGİ GÖRÜYOR…

Beşiktaş Belediyesi sağlık kapsamındaki çalışmalarını Beşiktaşlılara sunmaya devam ediyor. Sağlık konusunda ilklere imza atan Beşiktaş Belediyesi, telefondan doktora danışma hattına, ambulans hizmetinden faydalanmaya kadar bir çok alt başlıkta sağlık konusunda merak ettiklerinize yanıt veriyor ve istediğiniz anda müdahale edebilmek için sizin yanınıza en kısa sürede varıyor. Öte yandan psikolog desteğini de yine tek bir numara yardımıyla alabiliyorsunuz. Belediye binalarında oluşturulan birimlerde ve muhtarlıklarda psikologlara ücretsiz olarak danışabiliyorsunuz. Yetkililer bu konuda, düzenli aralıklarla panel ve söyleşilerin düzenlendiğini ve 65+ vatandaşların bilgilendirilerek yaşam kalitelerinin iyileştirilmesinde katkıda bulunabilmeyi hedeflediklerini belirtiyor. Beşiktaşlılar acil müdahale gerektiren durumlarda ambulans ve doktor danışmanlık ihtiyaçları için bundan böyle, Beşiktaş Belediyesi’nin ücretsiz olarak sağladığı “Acil Sağlık Güvencesi” hizmetinden yararlanabilecekler. Acil Sağlık Güvencesi, 7 gün 24 saat doktor danışma hattı ve tam donanımlı ambulans hizmetini kapsıyor. Beşiktaş Belediyesi, Acil Sağlık Güvencesi ile Beşiktaşlılara ücretsiz doktor danışma hattı ve tam donanımlı ambulans hizmeti vermeye başladı. Belediye’nin sağlık hizmetlerinden haftanın 7 günü, 24 saat yararlanılabilecek. Hizmet için Beşiktaş Belediyesi’nin 444 44 55 numaralı İletişim Merkezi’ni aramak yeterli olacak. Beşiktaş’ta amaçlarının çağdaş kent yaşamının araçlarını oluşturmak olduğunu belirten Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Acil Sağlık Güvencesi paketi ile Beşiktaş kentlisinin sağlıklarına dair sorumluluk üstlendiklerini belirterek, “Acil Sağlık Güvencesi ile, 444 44 55 numaralı İletişim Merkezi’mizi arayarak tek bir telefonla tam donanımlı ambulans hemşerilerimizin yanında olacak. Ayrıca telefonla tıbbi danışmanlık hizmeti de alabilecekler. Yeni hizmetimiz, kent sakinlerimizin yaşamını kolaylaştırma ve yaşam standartlarını yükseltme gayretimizin bir parçasını oluşturuyor. Sağlık, insan hayatı için en önemli konu. Bu alanda hemşerilerimize ücretsiz, kolay ulaşabilecekleri ve güvenilir hizmet vererek sorumluluk üstlenmekten mutluluk duyuyoruz.” dedi. Beşiktaş Belediyesi, tam donanımlı ambulans hizmetini, uluslararası kabul görmüş acil durum tanımları çerçevesinde sağlıyor. Tanımlar arasında trafik kazalarından suda boğulmaya, elektrik çarpmasından donmaya, zehirlenmelerden ciddi yanıklara kadar çok sayıda durum yer alıyor.

SİYAH BEYAZ FOTOĞRAFLAR BEŞİKTAŞ İLE BULUŞUYOR

Beşiktaş’ın dünyaca tanınan grubu Çarşı, gözler önüne seriliyor. Çarşı’nın ilk kez gerçekleştirdiği bu sergide, coşku dolu karelerde her bir Beşiktaşlı’nın hayat hikayesini bulacaksınız.
Çarşı’nın görülmemiş yanıyla serüvenleri, gerçekleştirdikleri bu belge niteliğindeki sergiyle maça gitmeden önce başlayan ve stadı girdikleri anla son bulan yolculuğun hikayesi spor tutkunlarıyla paylaşılıyor. Beşiktaş Belediyesi Beşiktaş Sanat Galerisi içinde yer alan ve Ekim ayının sonuna kadar sürecek olan sergide, Çarşı Grubu’nu daha yakından tanıma şansını bulabileceksiniz. “Beni İnönü’ye Gömün” adlı serginin fotoğraf sanatçısı ise Naci Demiral… Takımlarını tüm coşkunluklarıyla destekleyen desibel rekoru kıran sosyal mesajlarıyla da tanınan Çarşı Grubu’nun, sadece tek bir maça gidişin öyküsünü bu kez kare kare yaşayabilirsiniz.
Sergi, pazar hariç hergün saat 10:00 – 18:30 arası ziyaretçilerini bekliyor. Beşiktaş Belediyesi Beşiktaş Sanat Galerisi Aytar Cd. Başlık Sok. No: 1 Nisbetiye Beşiktaş Tel: 0212 351 93 90

YÜZBİNLER KURUÇEŞME ARENA’YI DOLDURDU…

Beşiktaş Belediyesi’nin açık hava platformu olarak nitelendirilen Kuruçeşme Arena, çarpıcı programlarıyla sanat dünyasındaki yıldız isimleri bir araya getirmeye devam ediyor. Kurulduğu günden bu yana dünya starlarını da ağırlayan açıkhava platformu Kuruçeşme Arena, seçkin organizasyonları dünya çapında etkin konser alanlarından biri olarak tanımlanıyor. Boğazda bugüne kadar görülmemiş bir şekilde kültür ve sanat etkinlikleri gerçekleşti. Kuruçeşme Arena’nın açılışıyla birlikte dünya starları İstanbul’a akın etmeye başladı. 2006 yılından bu yana ve her yıl artan oranla sürdürülen etkinliklerin her biri gündeme damgasını vurmayı başardı. Sting’den ve rock müziğin efsanevi ismi Roger Waters’dan sonra Sean Paul, ile Amerikalı rock grubu Guns N’Roses’ın ayak sesleri müzik dünyasını adeta Kuruçeşme Arena’nın açıldığı aylarda ortalığı kasıp kavurdu. Haziran’da başlayan ve Temmuz ayında iyice hareketlenen Kuruçeşme Arena, Depeche Mode konseri de meraklılarını mest etmişti. Modern Rock’ın sevilen isimlerinden Evanescence, Amy Lee yine Beşiktaş’ın göbeğindeki bu görkemli konser salonunda hayranlarını çıldırttı… Yabancı starların yanı sıra yerli sanatçıları da ağırladı. Uzun süre sessizliğini koruyan İlhan İrem, Beşiktaş Kuruçeşme Arena’yı tercih etmişti ve 2007 Ağustos ayında ‘Yürek Büyüsü’ adını verdiği organizasyonda dünden bugüne sevilen şarkılarını seslendirmişti. Aynı yılın Eylül ayında da yine ünlü progresif rock grubu Tool, Kuruçeşme Arena’dan hayranlarına seslendi. Dünyaca ünlü bir diğer sanatçı Kylie Minogue da Kuruçeşme Arena sahnesinde Beşiktaşlı ve İstanbullu sanatseverlere seslendi. Kış aylarını yaşadığımız bu dönemde bir çok etiknliğin kapalı alanlara taşınmasıyla birlikte Kuruçeşme Arena’da yaz ayları için hazırlıklar ise şimdiden yapılmaya başlandı. Sohbahar etkinlikleriyle sezona veda edecek olan Kuruçeşme Arena’da bugüne değin yerli, yabancı şu sanatçılar yer aldı:
“Ajda Pekkan, Anadolu Ateşi, Ata Demirer, Bengu, Enbe Orkestrası, Ferhat Göçer, Gülben Ergen, Hepsi, Kardeş Türküler, Kıraç, Komedi Dükkanı, MFÖ, Mor ve Ötesi, Nilüfer, Serdar Ortaç, Sertab Erener&Safina, Sezen Aksu, Suzan Kardeş, Teoman, Yalın, Yaşar, Pentagram, Kıraç, Bülent Ortaçgil, Funda Arar, İlhan İrem, Ezgi’nin Günlüğü, Ferhat Göçer, Göksel, Sezen Aksu, Fikret Şenes, Duman ve Mor Ötesi, Zuhal Olcay, Zülfü Livaneli, Şebnem Ferah, Björk, Lenny Kravitz, Judas Priest, Mark Knopfler, Kylie Minogue, Mario Frangoulis, Daft Punk, Shakira, Evanescence, Air, Bebel Gilberto, Tool, Sting, Roger Waters, Depeche Mode, Sean Paul…”

TİYATRO ETKİNLİKLERİ YENİDEN HIZ KAZANDI

Beşiktaş’ta kültür sanat etkinlikleri tüm hızıyla sürüyor. Beşiktaş’ın sanatsever Başkan’ı İsmail Ünal, başta tiyatrolar olmak tüm kültür ve sanat etkinliklerine önem verdiklerini, bundan sonra da vereceklerine değinerek Beşiktaş, “İstanbul’un ve Türkiye’nin aydınlık yüzüdür. Kentimizde yaşayan insanların okuma yazma oranı yüksektir. Kültür ve sanat faaliyetlerine eğilimi oldukça fazladır. Bu nedenle çalışmalarımızı ağırlıklı olarak sanatsal yöne kaydedip çok sayıda talep olduğunu gördüğümüzden tiyatro etkinliklerini gündeme aldık” dedi.
Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen ve 15 Ekim – 8 Kasım 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan “Tiyatrolar Buluşması 2009” etkinliği, tiyatroları bir araya getiriyor. Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde gerçekleştirilecek etkinlikler, Türk tiyatrosunun önemli isimlerini sanatseverlerle buluşturuyor. Konu hakkında yetkililer şu detayları verdi:
“Etkinlikler, “Kaygan Zemin” oyunu ile başlayacak. Uğur Uludağ’ın yönettiği oyunda Doğa Rutkay, Hakan Bilgin, Yağmur Kaşifoğlu, Yosi Mizrahi, Funda Pelin Kurt, Aykut Taşkın, Ebru Ayyıldız, Barış Ataş ve Doğukan Cantimur rol alacak. Tiyatrolar Buluşmasında, “Bu da Benim Ailem”, “Van Gogh”, “Bir Ofis Gecesi Rüyası”, “Şerefine İnsanoğlu”, “Sen Olmasaydın”, “Aşk Heryerde”, “Vanilyalı İlişkiler”, “Üvey Karım” gibi pek çok oyun tiyatroseverlerle buluşmuş olacak”
Tiyatrolar Buluşması’ndaki etkinlikler ise şöyle:
“Oyun: Kaygan Zemin, Sahneleyen: ESEK, Tarih: 15 Ekim 2009, Saat:20.30. Espri Standartları Enstitüsü Kurumu’ndan yeni bir kahkaha bombası. 3. Türden Yakın İlişkiler, Tanrım Beni Baştan Yarat ve 27 Numara ile komediye getirdikleri boyutla adından sıkça söz ettiren ekibin, bu yeni oyununda yine eğlence sizleri bekliyor. Oyun: Buda Benim Ailem, Sahneleyen: Tiyatro Kare Tarih: 16 Ekim 2009 Saat: 20.30 18 yıldır perdelerini dünya repertuarının en önemli oyunları ve Türk Tiyatrosu’nun en seçkin sanatçılarıyla açan Nedim Saban’ın sahibi olduğu Tiyatrokare, 11 Mart’tan itibaren, ‘Bu da benim ailem’ adlı bir aile komedisiyle tiyatro seyircisinin karşısına çıkıyor. Metin Serezli, Suna Keskin, Oya İnci, Hülya Karakaş, Soydan Soydaş, ve Sinemis Candemir’ in rol aldığı oyunda iki saat boyunca eğlence ve bol kahkaha garanti ediliyor. Oyun: Van Gogh Sahneleyen: Tiyatro Gerçek Tarih: 17 Ekim 2009 Saat: 20.30, Hakan Gerçek’ten değişik bir bakış açısı sanatseverler ile buluşuyor. Oyun: Tek kişilik gösteri ‘Sunay Bey Tarihi’… Sahneleyen: Sunay Akın, tarih: 18 Ekim 2009. Saat: 16.30 Oyunun konusunu Sunay Akın kendi ağzından şöyle aktarılıyor: “Yine okumak olgusundan başlayacak ve eski haritalar, eski haritaların okunmasından bahsedecek, Dikilitaşta saklı gemiyi görüp, Kanuni’nin Bağdat seferi sırasında Anadolu’yu korumak için Van Gölü’ne bırakılan orduda gölde yüzdürülmek üzere gemiler yapan adamın öyküsü bizi Edirne’de yazılan bir hatıra defterine çıkaracak.. Mezarı ülkemizin en batısında yer alan Ressam Hasan Rıza’nın öyküsünden Taksim’deki Cumhuriyet Anıtındaki ayrıntıya adımlar atacağız, bilgi köprüsünden geçerek… Cumhuriyetimizin 10.Yıl kutlamalarından bir kablo öyküsünün ardından İstanbul’un köle tarihinden adımlarımızı Çamlıca Tepesine, oradan da Rusya’nın en büyük şairlerinden birinin dizelerine atlayacağız, bu yürüyüş bizi, Ay’a ayak izini bırakan James Irwin’in iç dünyasına yolculuğa çıkaracak… Haliç’de bir timsahla yol alıp Çanakkale’yi deniz altından geçen U-21 Denizaltısı ve kaptanının öyküsünü
Dumlupınar’daki aşk öyküsüyle bitireceğiz”
Oyun: Aşk her yerde Sahneleyen: Duru Tiyatro, Tarih: 22 Ekim 2009 Saat: 20.30 Konusu şöyle: “Orta yaşlarını sürmekte olan Leonard Loftus (Emre Kınay); asi ve uçarı kızı Dee Dee (Bahar Yanılmaz) ve bir türlü yaşlılar evine gönderemediği babası Gus (Sait Genay) ile aynı evi paylaşan “sıkıcı” bir istatistikçidir. Leonard, karısı tarafından da terk edilmesiyle, hayatı ıskaladığını fark eder ancak Dee Dee ve Gus’ın kendisini baştan çıkarmak için harcadıkları tüm çabalara karşı koyarak, sayısal verilere dayalı rutin hayatını sürdürmekte diretir. Bu utangaç, sıkıcı ve hatta “düz” adamın çocukluğundan beri içinde yaşattığı bir tutkusu vardır: Yazmak!
Sadece kadınların katılabildiği bir yarışmaya, Myrtle Banbury adı ile gönderdiği romanın derece kazanması ise, beklediği son şeydir”
Oyun: Sen Olmasaydın Sahneleyen: ESEK Tarih: 23 Ekim 2009 Saat: 20.30 Oyunun yazarı ve yönetmeni Uğur Uludağ… Oyuncular arasında ise tv dünyasının tanınmış isimleri de yer alıyor: İbrahim Yazıcı, Gülçin
Hatıhan, Özgür Çebioğlu. Oyun: Vanilyalı İlişkiler Sahneleyen: Asuman Dabak, Tarih: 24 Ekim 2009, Saat: 20.30 Oyunun yönetmeni Ziya Kürküt. Oyuncular arasında ise Asuman Dabak, Ufuk Özkan, Zuhal Yalçın, Romina Özipekçi, Atilla Irgılata bulunuyor. Oyun: Üvey Karım, sahneleyen: Nokta Tiyatrosu Tarih: 25 Ekim 2009 Saat: 16.30
Oyun: Kibarlık Budalası, sahneleyen: Tiyatro Kedi, Tarih: 27 Ekim 2009 Saat: 20.30, Oyun: Sahnede umut var, Sahneleyen: Umut Kantoğlu, tarih: 30 Ekim 2009, saat: 20.30. Umut Kantoğlu, sahnelenen oyunuyla ilgili oldukça heyecanlı ve şunları söylüyor; “Yolun daha çok başındayım. Fakat izleyicilerin ilgisinden çok mutluyum, onlara layık olmak için gereken her şeyi yapacağım.’
Bir diğer oyun da: Tuhaf İkili, sahneleyen: Sühely Behzat Uygur, Tarih: 31 Ekim 2009, Saat: 20.30, Oyun: Alo orası tımarhane mi?, sahneleyen: Bahçelievler Kültür Merkezi Özel Tiyatrosu. Tarih: 1 Kasım 2009, saat:16.30.

LEVENT KÜLTÜR MERKEZİ PROGRAMI

Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi, Ekim ayı sonunda sinemaseverler ile buluşuyor. Bugüne değin bir çok kurs programını da Beşiktaş Belediyesine bağlı merkezlerin çatısı altında birleştiren uygulamalardan biri de Levent’te… Haftanın her günü çeşitli yaş gruplarına yönelik Beşiktaş Belediyesi’nin desteğiyle gerçekleştirilen tiyatro alanında ücretsiz kurs programı yer alıyor. Duru Tiyatrosu tarafından verilen eğitimde hafta içinde yüzü aşkın insan gelip gidiyor. 6 ile 50 yaş arasında 9 grubun çalıştığı Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sinema Salonu’ndaki çalışmalar halka açık olarak yürütülüyor. Çalışmaları takip etmek isteyenler, Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’ne 18.30-20.30 arasında uğrayabilir. Detaylı bilgi almak için, Levent Kültür Merkezi’nin yeni numarasından ulaşabilirsiniz. Onat Kutlar Sinema Salonu’ndaki başlayacak olan sinema günleri ve sanatsal aktiviteler için tüm sorularınızın yanıtını yenilenen 0212 325 73 71 nolu telefondaki yetkililerden öğrenmeniz mümkün.

SPOR HABERLERİ

Camia ve taraftar burnundan soluyor

Beşiktaş, zirve yarışında taraftarını mutlu edemedi, ama spor basınında zirveden hiç düşmedi. İşte bu haber Beşiktaş camiasını derinden yaraladı. Geçtiğimiz hafta içinde spor kamuoyunu oldukça meşgul eden ve aleyhte haberler sıralamasında Beşiktaş’ın birinci olduğunu gösteren manşetler gazetelerden eksik olmadı. Beşiktaş camiası bu haberlerden oldukça rahatsız oldu ve Beşiktaş’ın bu durumunu bu şekilde ortaya konulmaması gerektiğini dile getirdi. Spor medyasında konu aynen şöyle işlendi: “Ne ligde, ne de Avrupa’da beklenen sonuçları alamayan Siyah-Beyazlılar, her gün yaşanan olaylarıyla manşetlerden inmiyor. Tam 17 bin 823 habere konu olan Kara Kartallar, Eylül ayının en medyatik spor kulübü unvanını aldı. En çok konu edilen olaylar arasında ise Denizlispor maçındaki tribün olayları yer alıyor. Beşiktaş’ta alınan kötü sonuçların ardından taraftarların baskısı ortalığı iyice karıştırmış ve Denizlispor maçında büyük olaylar çıkmıştı. Şampiyonluk sonrasında yazılı ve görsel basının ilgi odağı olan ve en medyatik kulüp unvanını alan Beşiktaş, bu kez olumsuzluklarıyla gündeme geldi. Medya takip merkezinin her ay düzenli olarak hazırladığı ayın medya gündemi raporuna göre, özellikle Eylül ayında spor basınına damgasını vuran takım Beşiktaş oldu. Aylardır Türkiye’nin gündeminde olan Fenerbahçe’yi geride bırakarak zirveye yerleşen Beşiktaş, toplam 17 bin 823 haber ve yazıya konu oldu. Ligde ve şampiyonlar liginde sergilediği düşük performansla dikkatleri üzerine çeken Beşiktaş’ın haber sayısı yüzde 4 oranında artış gösterdi. Galatasaray 14 bin 601 haberle ikinci sırayı alırken, Fenerbahçe ise 13 bin 754 haberle üçüncü oldu. En medyatik sporcular listesinde ise, Kartal’dan Tabata, Nobre, Tello ve Holosko yer aldı.”

‘İÇERDEN VURUYORLAR’

Beşiktaşın eski futbolcusu ve spor yorumcusu Hayri Ülgen Radyo Beşiktaş’ın konuğu idi… Yaklaşık iki saat süren canlı ve görüntülü yayında Ülgen, Ataç Tetikeren yönetiminde, İsmail Baştuğ ve Didem Tutal’ın sorularını yanıtladı. Ülgen’in söylediklerinin özeti şöyle: “İsmailciğim, öncelikle sizleri tebrik ediyorum. Böyle önemli bir radyoyla önemli bir boşluğu doldurdunuz. Ayrıca internet üzerinden yayın yapmanız tüm dünyaya Beşiktaşın sesini duyurmak demek… Seninle yıllardır tribünlerde beraberiz, o taraftarın coşkusunu, acısını cefakarlığını, vefakarlığını gördük. Yenildiğimiz onca maçtan sonra bile o tribünler Beşiktaşlı futbolculara hiç bir laf söylemediler, aksine alkışladılar. Totenham, Manchester, Liverpool maçlarından sonra, İngiliz basını olsun, UEFA olsun Beşiktaş taraftarlarını örnek olarak gösterdi. Ancak, Türkiye’de ne yazık ki kongreler yaklaştıkça, bazı olaylar işin içine giriyor. Tribünlerde de olaylar çoğalıyor. İki ay önce bu takımı biz alkışlamadık mı, taraftar mutlu değil miydi, nasıl oldu da bu duruma geldik?
Haksızlık payı da yok değil bazı şeylerde… Ama bu olayları masum göstermez. Mesela bu çöküşün nedenlerine bakarsak Mustafa Denizli’nin çok büyük yanlışlıkları olduğunu, yönetimin hovardaca tutumları da sergilediğini söyleyebiliriz. Mustafa Denizli’nin şampiyonluktan sonra yanlışları oldu. Belki parasını maddi olarak alabildi ama manevi olarak bir şey veremedi. Beşiktaş takımı sezon basından beri hazırlanamadı. Ayrıca, hakemlerle bazı sıkıntıların olması Beşiktaş’ı bugünlere kadar getirdi.”
BEŞİKTAŞ YARA ALDI
Ülgen sözlerine şöyle devam etti: “Beşiktaş bugünleri atlatabilir ama çok yara almıstır. Beşiktaş taraftarı bölünmüşlüğü bu kadar yaşamadı. Ben utandım, kınıyorum. Beşiktaşlı taraftarlar tabi ki Başkanı da eleştirebilir, yönetimi de, futbolcuyu da… Eleştirinin bir dozu vardır. Hiçbir yönetimi maçta istifaya davet etme hakkı yoktur. Futbolcusu maça çıkarken, rakibe Siyah-Beyazlı formayla çıkıyorsa, sen eğer o formayı alkışlamıyorsan o zaman sen BJK taraftarı da değilsin. Hesap kongrede sorulur. Güçsüz bir yönetim olduğunu orada anlatabilirsin. Taraftarı kontrol eden güçler var zaten. Güç olmasa menfaat olmasa bunlar olmaz. Bunlar tribüne çıkmayacak dediğin zaman bunun arkasındaki kişilerin de kim olduğunu öğreneceksin ki sorun çözülsün. “Demirören yeter”… deniyordu, sezon sonuna bakıyorsun iki tane kupa… Bazı şeylere karar vermek için acele etmeyelim.
MENFAAT PEŞİNDELER!..
Beşiktaş bir ailedir, yuvadır. İdmanda olay oluyor, daha bitmeden, haber oluyor. Yönetim toplantısı oluyor, yönetimin içinden daha toplantı dağılmadan bu olaylar bildiriliyor. Demek ki çatlaklar var. Herkes Beşiktaş’ı sevmiyor, herkes kendi menfaatini seviyor… Kimse siyah-beyaz için mücadele etmiyor. Futbolcular arasında da huzursuzluk var. Maddi ve manevi… Bobo’nun asıl bitiş yeri, belediye maçımız vardır 2-1 yenildiğimiz maç… Sinan Engin: ‘Bobo maçı sattı’ dedi. Teknik menajer de olsan, başkan da olsan söyleyemezsin… Bobo o günden sonra kendine gelemedi. Ayrııca, menajerlik olayı bitmelidir. Öyle ilişkileri var ki ayrılmaz bütün olmuşlar. Transfer işleri arapsaçı… Beşiktaş Başkanı İspanya’ya futbolcu almaya gitti. 2 kez gidişinde anlaştı ama anlaştığı futbolcuyu almadı. Hiç ortada olmayan, Denizli’nin 3 telefonuyla bir anda İbrahim Kaş transfer edildi. Bizim transferlerimiz günlük, sistemli değil.”
SEÇİM OLAYLARI KIZIŞTIRDI
Fotospor Gazetesi Yazarı Hayri Ülgen seçim konusunda da şunları söyledi: “Son yıllarda herkes başkan adayıyım diye çıkıyor ama herkes başkanın altında ikinci adam oluyor. Kendine yer arıyor. Eğer bir kişi başkan adayı oluyorsa ikinci adam olmaz! Kişiliği yüksek işlerdir bunlar… Beşiktaş yönetimi ucuz bir yönetim değildir.”

Divan açıklama yaptı
NE NALINA NE MIHINA

Beşiktaş’ta sular durulmuyor. Denizlispor maçı öncesinde Başkan Demirören’i yumurta protestosundan maç esnasında tribün olaylarına kadar bir çok detay spor kamuoyunda konuşulmaya devam ediyor. Üstünden zaman geçmesine rağmen halen olayların konuşulduğu bugünlerde seçim hazırlıkları da ortamı iyice hararetlendirdi. Geçtiğimiz haftalarda yaşanan olaylarla ilgili Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz’in de yer aldığı bir basın açıklaması yapılmıştı. Spor otoriteleri tatsız olayların hukuki boyuta taşınması gerektiğine işaret ederken basın toplantılarının yetersiz olduğu, bu olayların son bulabilmesi, çözümlenmesi için hukuki hakların da aranması gerektiği kaydediliyor. Öte yandan taraftar forumlarda, kimi spor yazarları da köşelerinde istifaya davet etmenin değil, taraftarı susturmaya çalışan grupların karmaşa yaratmasından veryansın ediyor. Öte yandan Beşiktaş Divan Kurulu Başkanlığı, Disiplin Kurulu Başkanlığı, Denetleme Kurulu Başkanlığı, Seçme ve Sicil Kurulu Başkanlığı, Tarih ve Müze Kurulu Başkanlığı Akaretler’deki Kulüp binasında bir araya gelerek, son günlerde yaşanan olaylarla ilgili basın toplantısı düzenlemişti. Basın açıklamasını Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz yaptı. Karadeniz, Denizlispor karşılaşmasında bir grup taraftarın Yönetim Kuruluna yönelik tepkisini büyük bir üzüntü ve endişe ile karşıladığını söyledi. Karadeniz, “İstifa yönetimin kendi bileceği bir konu olmakla birlikte, yönetim kurullarının seçimi Genel Kurul’larda olur. Seyirci istiyor diye yönetim değişmez. Zaten 3 ay sonra sandık önümüze gelecek. Seyircinin istifaya davet etmesi çok doğru bir konu değil” diye konuştu. Protestolarının futbolcuları nasıl etkilediği yönündeki soruyu da Karadeniz şu yanıtı verdi: “Taraftarlar Beşiktaş’ın 12. gücüdür ve takımın maçları almasında büyük katkıları vardır. Yapılan protestolar futbolcularımız için de sürpriz olmuştur ve onlara tesiri büyüktür. Tüm taraftarların aklı selim içinde takımın iyiye gitmesi için desteklerini sürdürmesi gerekir.”

‘DERS ÇIKARTMIYORLAR’

Beşiktaş İnönü Stadı’nda yaşanan tribün olaylarından hemen sonra Sabah Gazetesi Spor Yazarı Fatih Doğan ile konuştuk. Fatih Doğan, Radyo Beşiktaş’ta hem tribün olaylarına, hem Beşiktaş’ın yönetim biçimine, hem de teknik direktör ve futbolcuların tutumlarına değindi. Özetle, Fatih Doğan’la Beşiktaş’ta yaşananların tümüne bir göz attık. Doğan’ın Radyo Beşiktaş’taki söyleşisini Beşiktaş Gazetesi’nde iki bölüm halinde yayınlayacağız.
İşte ilk bölüm ve Fatih Doğan’ın söyledikleri: “Beşiktaş iyi olur. Çünkü Beşiktaş büyük kulüptür. Beşiktaş’ı Beşiktaş yapan değerler arasında Beşiktaş’ın içinde barındırdığı bir çok isim var. O yüzden Beşiktaş her zaman bir şekilde iyi olur. Ama hatalar da var, bu hatalardan halen ders çıkartılmadı. Sıkıntılar olduğunu görüyoruz. Bunların bir sonucu da tribüne yansıyan olaylar… Tribünler bölünmedi. Burada siyah-beyazlı taraftarlar, ‘Yıldırım Demirören istifa, yönetim istifa’ tezahüratında tek vücut olmuşlar. Topyekün bir çağrı vardı. Bir kısmı istifa deyip bir kısmı yönetim lehine tezahürat yapmadı. Orada açılan bir pankart var. O pankartın da Çarşı’da açılması istendi olmayınca, Karagümrüklülerin olduğu bölümde açıldı. Orada olaylar çıktı…”
TAKIM ELBİSELİLER KİM?
“Yönetime bir takım olaylarda tezahürat yapan, aleyhte yapan bir koruma refleksi içine girdiğini görüyoruz. Üzerinde forma olmayan siyah elbiseleri olan birileri var. Herşeye müdahele ediyorlar. Bir çok kişi bunları tanımıyor. Beşiktaş taraftarı Türkiye’nin bana göre en büyük taraftarı. Takımı destekleme tezahürat noktasında en etkin taraftar. Rekorlar kitabına girecek kadar olan bir taraftar. Kimse diyemez ki Beşiktaş taraftarı Beşiktaş yönetimini, takımını şimdiye kadar desteklemedi. En cefakar, vefakar taraftar Beşiktaş taraftarı… Protesto edebilir. Tepkisini ortaya koyabilir. Bu normaldir ama bu ne zaman ki kırmızı çizgiyi aşarsa, şiddete giderse Beşiktaş makamlığına, başkanlığına bu saygısızlığı hiç kimse yapamaz. En önemlisi bu saygısızlığı yapanların başkana yumurta atılmışken arabası tekmelenmişken, şiddet yapılmışken onun asbaşkanları, yöneticileri bu kişilerle orada sohbet yapamaz, gidip akşam çay içemez. Kendi yönetim kurulu arkadaşınız tepki gösterecek ondan sonra camia ondan sonra gazeteciler ve taraftar gösterecek. Senin yönetim kurulun bu tepkiyi koymazsa dışardaki insan niye koysun. Bu olayları komple teorilerine getirmek istemiyorum.”
YANLIŞ AKIL VERİLİYOR
“Havaalanından bahsediyorum. Bireysel eylemi engelleyemezsin ama toplumsal bir eylem varsa birileri telefonla konuşuyorsa, birileri yumurtayı getiriyorsa, gece bekleniyorsa tribünlerin üzerinde hakimiyeti olanların haberi olurdu, bunların önüne geçilebilirdi. Beşiktaş adına üzülüyorum. Beşiktaş başkanlık makamı zarar görüyor mu görüyor… O zaman kınamak lazım. Taraftar bağırmış, ne demiş ‘yeter’.. Geçen sene söylemedi mi? Geçen sene bunları söyledikten sonra iki kupa almadı mı? Yine en çok destekleyen taraftar olmadı mı? Öyleyse hal bu iken, Beşiktaş, müdahele etmeden başarıya ulaşılmış böyle bir örnek, yol varken, taraftarı dövdürmek, sindirmek kimin aklına geldi?.. Tribünlere durduk yere nifak sokuyorsunuz? Siz bana yumruk attınız, kalbimdeki Beşiktaş sevgisiyle acısı dinebilir ama attığınız yumruk korkusu siner. Yarın eskiden taraftar psikolojisiyle bağırıyorsa sonra o yumruğun etkisiyle bağıracak. O yüzden kim akıl verdiyse bu yönetime ya da yöneticilere bir kere yanlış yapmış. Kimse Beşiktaş taraftarını kimseye kırdırmaya, dövdürmeye kalkmasın. Sağduyulu olalım. Tribün kendi halini bulur, kalbini dinler, yapacağı tezahüratı olumlu olumsuz yapar.”
YÖNETİCİ NASIL OLMALI?
“Yönetimlerde taraftar konseptinden gelen insanlar var. İyi taraftar olmakla beraber tribünden gelen insanlar yönetimde yer almasın diye bir iddiam yok ama o koltuğa gelen insanların tribünü kontrol etmeyle değil Beşiktaş yönetimine katkı sağlamak için birikimiyle gelmesi lazım. Kulübü yönetmek sahada futbol takımı yönetmek midir? Bakıyorum da futbol dışındaki işlerde de öyle başarı yok. Örneğin, yayıncılık işinde başarı olunamadı. BJK Tv’yi neden kurdunuz? Vatan Tv’nin ikinci mallarını 600 bin dolara getirdiler, BJK Tv’yi kurdular. İşlemiyor… BJK Tv paralarını bıraktılar, ödemediler, haciz geldi, şimdi de kapalı.. Soruyorum… Neden kurdunuz, neden kapatıyorsunuz? RTÜK lisans vermemiş. Bir grubuna verdiniz, ne aldınız? FB – GS Tv’ler ortada… Hepsi dünyanın parasını aldı… Transfere harcadı… Biz yazdık… Biraz para geldi… O da, 7 milyon dolar avans… Türlü olaylar var. Beşiktaş’ın UEFA gelirlerini 2019 yılına kadar o yayıncı grubuna verildiğini biliyoruz. Ne oluyor? Parasını da almışsınız. Yarın piyasa değişir. 1-2 yıllık projeler olabilir, tamam… Ama uzun vadeli işlerde bu yapılabilir mi? Nerede Beşiktaş’ın hakkı?.. İnternet sitesi yavan… Hiçbir gelişim ve yenilik yok… Dergi zararda… Diğer branşlar ise üvey evlat gibi… Ön plana çıkamıyor… Yöneticilik, bu kadar var olan sinerjiyi gücü bu kotanın içerisinde eritip Beşiktaş’ı daha da büyütmektir.”
BORÇ GİDEREK KATLANIYOR
Fatih Doğan daha sonra konu hakkında şunları söyledi: “Demirören aldığında kulübü, borçlanma 17-19 milyon dolardı. Kulübün borcu iki yüz milyon doları açtı. Rakam 10 katından fazla olmuş. Demirören’in kendi verdiği paralar vardır. Keza Beşiktaş’ın kaynakları tükenmez. Kaynaklar var diye de yanlışlar yapmak doğru değil. Şampiyonluk olunmuş, Gökhan Zan’ı elinizden kaçırıyorsunuz Cisse gitmiş. Başkanın 65 milyon TL alacağı var. Çıkan para Beşiktaş’ta bonservisler, ücretler hepsine bakarsak 45 milyon euro. Son dönemde yapılan tranferlere bakın… Tello, Nobre, Delgado’nun maaşlarının yükseltilmesi, topladığınız zaman bunları çıkıyor. Biz buna ek külfet diyoruz. Hangisi Şampiyonlar Ligi ayarında futbolcu, hangisinin tecrübesi var? Bir Nihat var… O da hala soru işareti… Transferler olmasaydı bunlar yaşanmasaydı, Demirören borcu kapanırdı. Bunları yaptığınız zaman kulübün borcu artarak gidiyor, Şampiyonlar Ligi geliri bile buna yeterdi…”
NEDEN REKLAM ALAMIYORLAR?
“Kızılay’ın konulduğu yer 5 yıl için, 25 milyon dolar… Beşiktaş sosyal dayanışmanın her yerinde var. Beşiktaş para kaybediyor, kan kaybediyor… Beşiktaş’ın hiçbir yerinde Milangaz’ın reklamını görmedim. Eğer bulamıyorsanız 5 yıllık anlaşma yapılsın, sırt reklamı Milangaz verilsin, borçtan düşülsün. Olaylara basit bakacaksınız. Yoksa kafanız karışır. Sayın Demirören’in Beşiktaşlılığını tartışmam, parasıyla birşeyler yapmasını tartışmam, bunlar alkışlanacak şeyler… Ama yanlışlar da çok…”
ŞAMPİYONLUK GÖLGEDE KALDI
“Halk diyor ki, Mustafa Denizli şampiyonluğu kursağımızda bıraktı. Kutlamaların ikinci gününde gündemi değiştirdi, ‘Yoruldum bırakıyorum’ dedi. ‘Çeşme’ye gidiyorum’ dedi onu konuştuk sürekli… Demirören, Topuz olayına girdi, ne gerek var? Beşiktaş’ın şampiyonluğu gölgelendi. 40 gün 40 gece düğün yapacağınız yerde, neyle uğraştınız?.. Coşkuyu yaşatmazsanız, hissettirmezseniz… Bugün tribünde de neden bu hissedilmiyor diye sorma hakkınız yok.”
DEVAM EDECEK
GELECEK SAYIDAN BAŞLIKLAR:
“Demirören Yönetimi ve son 20 yılın yanlışları… Başkanlık Sistemi… Muhalefet Şart… Seçim Öncesi Olaylar… Vergi Barışı…. Yumurtaları Kim Attırdı İddiaları… Mustafa Denizli’nin Hataları….